Yanan zamanın külleri etrafta uçuşuyordu ve her biri farklı bir hikâye taşıyordu. Küllerden biri ayak ucuma düştü; bir hikâye anlatıyordu: İzleri silinip gidecek bir zamanın kayıp amaçlarını anlatan bir hikâye.

"Yalnızca fısıldarsan seni dinlerler." Söyledikleri hâlâ mantıksız gelse de burada mantık aramamam gerektiğini günler önce kabullenmiştim ben. Koskoca bir kayanın içinden çıkıp bambaşka bir hayatın ortasına düştüğüm andan beri başıma gelen her şeyi sorgulamadan kabul etmem gerekiyordu. Zaten sorgulasam da sorularıma cevap bulamıyordum. Bu yüzden karşımda bana bakan yeşil gözlere dikkatle bakıp başımı salladım ve onun dediğini yaptım, fısıldadım.

Bu bir geçmişin veya geleceğin hikâyesi değildi. Onun da dediği gibi, kirletilmemiş bir gök yüzünün meselesiydi.

Büyük bir savaşın ardında kalan bir geri dönüş macerası... Herkesi kurtarmayı başarabilecekler mi yoksa geride kalanlar olarak kalacaklar mı... Dünyalar arasında kaç kişi daha can verecek... Zamanla oynamanın bedelini kim ödeyecek, geri kalanlar mı yok olanlar mı...

Kitap, bir Kan İblisi/Vampir olan Cecilion ve bir insan olan Carmilla`nın aşkını ele almaktadır. Bir Opera Sanatçısı olan Cecilion ve bir asilzade kızı olan Carmilla`nın yasak aşkıyla başlar... MLBB`nin gözde çifti Cecilion ve Carmilla`nın "What If" tadında olan bu sürükleyici hikayeye hoşgeldiniz!

Ben Mavera; Görünenin ardındaki görünmeyen evrenin sahibi kız! Kaderi rüyalarına saklanan, Yaşama benzeyen ama ölüm getiren, Kaderinin peşinde sürüklenirken hayatı tepetaklak olan o kız benim. Bir gece gözlerini kapatan, açtığında varlığından bile haberdar olmadığı bir gezegenin koynunda uyanan o kız da benim ve şimdi ben kaderimi altüst etmeye hazırlanıyorum. İnstagram; Gonca__İnce & @Goncaincegeniskitaplari

32 yaşına yeni girmiş olan Uraz hayattan çok fazla beklentisi olmayan bir adamdır. Bulduğu bir monolit ile "Yasa" lardan birini öğrenir ve Yasa ona ölümden sonra hayatını baştan tekrar yaşaması için bir güç verir. Ancak gerçeklerin sandığı "gibi" olmadığını öğrenir. Paralel evren ve Fantastik- Bilim Kurgu severler için olan bu hikayeden umarım zevk alırsınız.

Ölüm anlık ve geri dönüşü olmayan bir kaçıştı. İşte ölümü cazip kılan şey bir daha geri dönüşü olmamasıydı. Garip ya ölümü korkunç kılan şey de buydu. Ve ben artık geri dönmek istemiyordum.

Hansel ve Gretel bir cadı avında başarısız olur ve kendilerini bilmedikleri bir dünyada bulurlar.

BİR ÖLÜMÜN GÖLGESİNE GİZLENMİŞ SIRLAR ... GARİP BİR TESDÜFLE ONDAN GİZLENMİŞ GERÇEKLİKLE YÜZLEŞMEK HİÇ DE KOLAY DEĞİLDİ. YENİ BİR DÜNYA DA FARKLI İNSANLARIN YANINDA EKSİK OLAN YANINI TAMAMLAYABİLECEK MİYDİ?

"Samanyolu`nda kalmalıydım, Andromeda bizim felaketimiz olacak!" Yıl: 2072. Işık hızı geçildi. Andromeda`ya doğru bir yola çıkıldı. Altı astronot, TUA`dan (Türkiye Uzay Ajansı). Tuğba, Aslı, Mevsim, Taner, Onur ve Arden. Işık hızının ötesine geçebildikleri bir uzay aracı ile Andromeda`ya doğru yola çıktılar, vardıklarını düşündüklerinde ise işler ters gitti. Peki ya ne oldu ya da ne olacak?

Paralel evrenin daha keşfedilmemiş olduğu zamanlarda paralel evrenden gelen Emir`in paralel eşi olan Afra`yı bulmak için Dünya`ya gelir. Ancak Emir normal bir insan değildir. Sıra dışı güçleri vardır ve bunların hepsini Afra`yı bulmak için kullanacaktır. Tüm bu olayları hayatının en kötü zamanlarını geçiren annesini ve babasını kaybeden tutanacak tek dalı olan ve aynı zamanda bakmakla hükümlü olduğu 19 yaşındaki kardeşi Berat`ın ablası 21 yaşındaki Afra`dan dinleyeceğiz.

Geçmiş, gelecek ve şimdi. insanı var eden üç yapı taşı. Geçmiş bir hamur gibidir. Onu nasıl yoğurup şekil vereceğin sana bağlıdır ve bu akabinde geleceğe yön verir. Gelecek ise sonsuzluğa hapsolmuş olaylar silsilesinden ibarettir. Var olabilirsin, yok olabilirsin ya da aslında hiç yoksun. Bir varsın, bir yoksun. Belki de hiç var olmamalısın.

Orjinal evrende bir eksprimci olan Akabell`in tek bir düşmanı vardır. O da Raphel`dir. Ama paralel evrende her şey tam zıttıdır. Bir kaza sonucu paralel evrendeki kendisinin vücuduna giren Akabell`i zorlu bir aşk hikayesi bekliyordur. Akabell`e karşı aşk mı kazanacak yoksa nefret mi?