DİVANE
Ben Divane. Resmiyette Türk Silahlı Kuvvetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı`nın ortak personeller ile eğittiği, vatanın birliği ve bütünlüğünü bozacak her türlü eylem ve söylem karşısında edindiğim donanımlar ile gerek savunmada gerekse saldırıda her türlü koşula ayak uydurabilecek düzeyde yetiştirilmiş üst düzey güvenlik personeliyim.
Ben Divane. İşin özünde babasının gözünü dahi kırpmadan büyük bir gururla devlete eğiltimesi için teslim ettiği, çocukluğunu, ergenliğini, tüm hayallerini vatanı uğruna ölümünden sonrasına saklayan, bunların yanı sıra kendisi gibi başka çocukların da babasız kalmaması için her an savaşmaya hazır, oyuncakları mermiler, bombalar olan o çocuğum.
Ben Divane. Sevdiklerimi ve sevdiklerinizi korumak için buradayım.
060723
|
Viraha: Unuttuklarımız
(+18) (Askeri Kurgu)
Bin bir parçaydım, bin bir parça. Toplamak için eğilsem kana bulanıyordu ellerim. Toplayıp da onaramayacağım kadar kırıktım. Neye yarardı koca semayı dahi kapatsam üstüne, hiç. İlk gittiğinde, onsuz bir güne uyanmamak için uyumamıştım kaç gece. Tekrar döner diye düşüne düşüne hayallere dalardım. Hayallere daldıkça kendime kızdım, kendime bağırdım. Onu düşünürken dahi yoruldum, sevseydim dayanamazdım. Ben de zamanı örttüm üstüne, ancak kapandı bıraktığı boşluk, ancak yaslanabiliyordum sırtımı örgü duvarlara.
Şimdi yıllar sonra karşımda, bir barda, nereden bilebilirdim üzerini örterken kullandığım zamanın bittiğini?
Karşımdaki adam yavaşça oturduğu yerden kalktı, şimdi oturmuyor, son derece beklemediği aşikâr şekilde bakıyordu bana. Önümde duran çantamı ve telefonumu alıp o bana gelmeden ben oradan uzaklaştım. Çıkış kapısına doğru ilerlerken Gece’ye sesli mesaj atıp onu dışarıda beklediğimi söyledim. En hızlı şekilde çıktım ortamdan, az önce kalbimi ısıtan hava boğazıma kaçmıştı sanki, boğuyordu beni.
|
Cesur Yalancılar
Efruz Kandemir...
Kocaman bir karanlığın ortasına bırakılmış küçücük bir kızdan ibarettim. Ama bu sadece içimdekilerdi. Dışarıdan bakıldığında karanlığı üzerine geçirmiş, kalbinde ne sakladığı belli olmayan tehlikeli bir kadındım.
"Hayatıma giren erkekleri önünde sonunda öldürürüm!"
Alparslan Aksoy...
Bazı meslekler fedakarlıklar gerektirir; senden bir parça ister. Bazı meslekler ise hayatını ele geçirir; senden imkânsızı ister. Benden istenen bütün hayatımdı. Ancak bu mesleği seçtiğimde bunu biliyordum. Bilerek kabul ettiğim gerçeklerden kaçmak korkaklık olurdu.
"Ben vatanına ihanet eden bir kadına aşık olmam!"
|
KARIŞIK NUMARALAR/ YARI TEXTING
Hayal,namı değer Hayalet ülke çapında bir hacker olarak bilinir.
Küçüklükten beri ülkenin adaletini sorgulayan bir kız olduğunu herkes biliyordu ancak kimse onu duymuyor veya duymazdan geliyordu.
Küçükken ailesini öldürenler yüzünden yetimhanede büyüyen Hayal, büyüdüğünde ise kendini teknolojiye kaptırır.
Ve düşünür.
"Madem herkes görmüyor o zaman onlara gerçeği göstermenin zamanı geldi. Herkes bundan sonra hakkettiği şeyin cezasını çekecek. Tüm dünya herkesin yüzünü tek tek görecek."
Diyerek başlar ve ilk yüz numaradan başlayarak herkesin ifşasını tek tek paylaşır.
Artık gerçek yüzler ortaya çıkıyordu. Bir gecede birinin gerçek yüzü... İşte bu harika olacak.
Dikkat,ilk bölümler çok küfürlü (karekterin ifşa ettiği kişilerle konuşması serttir. Nedeni açıklanmıştır.)
07/06/2024 başlangıç
|
İsimsiz Künyem
Öldüğünde mezar taşına adı bile yazılmayacak olanlardık; Biz isimsizlerdik
|
Dönemeç
İstihbaratta gizli görevde olan Ali Haydar ve babasını aynı uğurda kaybetmiş Nazenin`in aile apartmanında geçen aksiyon dolu aşk hikayesi 💌
Her gün yeni bölüm var!
~Adam sır küpüydü, kadınsa sabır... Adamın sırrı kadının sabrına mağlup olmamalıydı. Fakat hayat bu ya hep olmaması gereken olurdu. ♟️
|
ATEŞ ÇİÇEĞİ
Kötü bir çocukluk geçirmiş olan Asena yıllar sonra tek arkadaşı ve kardeşi olan Atlasın bulunduğu tim ile çalışmaya başlar o timde kardeşini bulurken gerçek aşkıda bulmuştu.
|
GÖLGE VE SANRI
Hiçbir karşılaşma rastgele değildir. Bazı yollar öylesine kesişmez; onlar, ustalıkla çizilmiş bir kaderin tuzağıdır.
Yavuz Selim, soğukkanlı, tehlikeli ve kusursuz bir manipülatör. İstanbul’un yeraltı dünyasında söz sahibi, uluslararası işlerin perde arkasındaki oyuncusu… Mafyanın zirvesinde yer alırken, aynı zamanda MİT ve Narkotik tarafından gizliden gizliye takip edilen bir karanlık lider. O, her hamlesini en az on adım önceden düşünen bir stratejist. Ancak onun karanlık yaşamı sadece mafya aleminde değil, MİT ve Narkotik’in gizli takibi altında ilerlemektedir. Yavuz, zekâsı ve planlarıyla hem dostlarını hem de düşmanlarını adım adım kontrol eder. Hiçbir şeyi tesadüfe bırakmaz. Aynı zamanda İstanbul’un gölgelerinden Paris’in zarif sokaklarına uzanan karanlık bir planın arkasındaki Sert, soğukkanlı ve kontrol delisi bir iş adamıdır. Hayatındaki her detay onun kontrolü altındayken, beklenmedik bir şey olur, Süreyya…
Sanat dolu dünyasında huzur arayan, zarif ve özgür ruhlu bir kadın. Paris’e taşınarak yeni bir başlangıç yapmayı planlayan Süreyya’ nın, yalnızca tesadüfi bir karşılaşma gibi görünen o anla, hayatı Yavuz Selim’in kurguladığı bir oyunun parçası haline gelir. Yavuz’un, Süreyya’yı sadece kaderin bir cilvesiyle tanımış gibi göstermesi bir tesadüf değil, her adımı hesaplanmış tehlikeli bir plandır. Ancak Yavuz’un hesaplamadığı bir şey vardır; Süreyya’nın varlığı, onun soğukkanlı dünyasında çatlaklar yaratmaya başlar.
Süreyya masum bir defile gecesinde Yavuz’un kusursuz kurguladığı planın ortasında bulur kendini. Yolda yaşanan bir kaza, basit bir rastlantı gibi görünse de, Yavuz Selim’in oyununda her hamlenin önceden yazılmış bir nedeni vardır. Fakat hiçbir plan mükemmel değildir. Bir bıçak, bir darbe ve akan birkaç damla kan… Yavuz, Süreyya’yı kurtararak hayatına kahraman gibi girdiğinde bile, geçmişin gölgeleri ve bugünün tehlikeleriyle yüzleşmek zorunda kalır. Bu kadın, onun yalnızca bir takıntısı mı, yoksa kurtuluşu mu olacak? Bu karşılaşmanın arkasında yatan gizem, geçmişle bugünün kesiştiği karanlık bir sır olabilir mi? “SANRI VE GÖLGE”, bir takıntının aşkı, bir planın kontrolü kaybetme sınırına taşıdığı bir hikâye.
Yavuz, Süreyya’nın hayatına girmeyi başarmış olabilir, ama onun kalbini kazanmak için daha fazlasına ihtiyacı vardır. Peki, planlarını kusursuzca işleten bu adam, aşkla gelen kırılganlığı kontrol altında tutabilecek mi? Manipülasyon ve duyguların iç içe geçtiği bu hikâyede, kim kimi ele geçirecek? Sevdiğini korumak için ne kadar ileri gidersin? Ve kontrolü elden bıraktığında, kim av, kim avcı olur? Tutku, ihanet ve karanlık sırlarla dolu “Karanlık Sanrı”, sizi en başından son sayfasına kadar gerilim dolu bir oyunun içine çekecek. Her adım, bir sonraki oyunu belirler. Gerçekle kurgunun iç içe geçtiği bu dünyada, kimse göründüğü gibi değil ve kimse güvende değil…
Yavuz Selim; “Gözleriyle değil, ruhuyla dokundu bana.”
Süreyya Feray; “Ona baktığımda, tanıdığım her duygunun anlamı değişti.”
Yavuz Selim; “Gülüşün, yorgun kalbimin en güzel tesellisi. Her an, seninle anlam buluyor; her şey senle tamamlanıyor. ”
Süreyya Feray; “Onun varlığı, ağır ve kaçınılmazdı; içimde istemsiz bir teslimiyet büyüdü. Bana baktığında, sanki bir daha özgür olamayacağımı anladım.”
Yavuz Selim; “Bu kadın, içimdeki en sert duvarları yıkıp yerine bağımlılık kurdu. Daha dokunmadan anladım; Onunla olmak en büyük zaferim olacak.”
Süreyya Feray; “Bakışları, derinlere kök salmış bir şeyleri uyandırdı; korku mu, arzu mu, bilmiyorum.”
Yavuz Selim; “Onunla ya her şeyi kazanacaktım ya da kendi karanlığımda boğulacaktım.”
…
|
RÜYA'DAKİ YAŞAM
Herkes hata yaptığında ikinci bir şansı hak ederdi değil mi?
Peki hatalarla dolu bir insan bu kadar yara aldıktan sonra ne yapabilirdi?
İhanet; insanın arkasına zamansız bırakılmış bir hançer. Saplandıkça derinleşen, durdukça kanatan..
Hafızada unutulmaz bir iz bırakan ve gün geçtikçe yakmaya devam eden..
Peki ya ihaneti gerçekleştiren? Ardına bile bakmadan kaçıp giden? Özüne bakıldığında bu yaralı ruh hala sevilir mi yeryüzünde yada yaşamaya devam edebilir mi içinde ki vicdan azabı ile?
Ben Rüya Alaca..
Zihnim de bir hafıza oyunu ve kapkara olan geçmişim benim kaybolduklarım.
İnsanlar beni her zaman görürler. Yoldan geçen herhangi birisi olarak. Gün içinde belki de her yerde, ama onlara namluyu doğrulttuğum zaman, ölümü iliklerine kadar hissettiklerinde anlarlar kim olduğumu.
Ecellerini getirecek olan Rüya Alaca`yı işte o anda tanırlar.
Sırlar saklı olduğunda güzeldir ve bir şey açığa çıktığında artık bir işlevi kalmaz. Ve en iyi tutulan sırlar asla paylaşılmayan ve saklı olan sırlardır.
Ben bir sırdım. Bakıldığında gördüğün ama üzerinde hiç durma gereksinimi duymadığın yıllardır prangalara vurulmuş bir sır.
Bir gün zamanı geldiğinde bu hapis hayattan kurtulup bu bataklıktan çıktığımda zaman yeryüzünün sesli insanlarını sustukları için ben kelepçeleyeceğim ve yaralı olan ruhumla haykırarak ben bağıracağım..
…
|
SİSTEKİ YANSIMALAR
Çekilen her silahın bedeli vardı, içilen her şarabın ise bir günahı. Mevsimler gelip geçer anıların izi kalır o mevsimde. Her masumun göründüğü kadar masum olmadığı, unutulmaya yüz tutmuş kimlerde saklıydı her bir duygunun zerresi ancak her şey kitaplarda olduğu gibi mutlu son ile bitmezdi. Yıkımlar vardı bu ülkede biz ise dönüm noktaları ile değil mecburiyetten karşı karşıya gelmiştik bu hikayede mutlu son yoktu çünkü birimiz masum olmaktan çıkalı çok olmuş diğeri ise yalanla sakladığı gerçeğine devam etmek zorundaydı.
|
İHTİRAS
Vatanın üzerine sis çöktüğünde inlerine çekilirdi çakallar sessizce. Uyumazlardı, korkuyla titrerlerdi. Çünkü bilirlerdi, şimdi kurdun uluma vaktiydi.
İhtiras ve İhtiraz. Birisi kafaya bir silah dayardı, diğeri o silahı çekmek için uğraşırdı.
Söz konusu vatan olunca herkes bir kan, bir ten ve bir beden olurdu. İçteki düşmanın bile dostun olurdu. Senin kalbine nefret tohumları ekenler, vatan deyince tohumların kökünü kuruturdu.
Damarlarında dolaşan kan Türk kanıysa, şanslısındır. O kan damarında coşar, deli cesaretini Türk`e o kan verir.
Damarlarında dolaşan kan, terörün kanıysa işte o zaman vay haline. Çünkü Türk, deli akan kanıyla, o damarı kurutur. Hatta kurutmakla kalmaz, yüzünden renk çekilene kadar akıtırdı o kanı. Yavaş yavaş yapardı bunu. Çünkü ölümün, kansızlar için bir kurtuluş olduğunu bilirdi.
Zeyrek.
Zeki demekti. Uyanık, akıllı, sinsi, bir insanın aklını başından çelen demekti.
İşte bu isim bir kansızın, duyduğunda yerinde onu tir tir titretecek isimdi. Adamdan sayılmayacak kansızların, duyduğunda çil yavruları gibi etrafa dağılıp saklandığı isimdi.
İhtiras, aşırı güçlü istekti. Bir Türk`ün kanında dolanan tek duyguydu. Onu var eden duyguydu.
İhtiraz, korkaklıktı. Kansızların damarında kan yerine akan bir pislikti.
Şimdi gece çöktü. Gök girdi Kızıl çıktı. Türk`ün ihtirası bir vatanınaydı bir de albayrağına.
Türk`ün ihtirası gönlünde vatandan başka bir şeye var mıydı?
|
Operasyon Adi: Akkiz
BİR MİT KURGUSUDUR.
|
Hûn
Cesur Efe, savaşın acı izlerini taşıyan bir kurt. Babasının şehit düşmesiyle büyüyen, annesini de küçük yaşta kaybeden Efe, intikam ateşiyle yanıp tutuşur. Asena`nın babası Selçuk Temur`un sözleriyle Asena`ya olan sorumluluğunu üstlenir. Ancak kader, onları ayrı düşürür; Efe, Asena`nın öldüğünü zanneder.
Asena ise Milli İstihbarat Teşkilatı`na bağlı bir ajan olarak gizli bir görevde yer alır. Kimliğini değiştirir, düşmanlarına karşı savaşırken Efe`nin karşısına bir yabancı olarak çıkar. İki yürek, sırlarla dolu bir oyunda karşı karşıya gelir. Asena`nın gerçek kimliği, Efe için büyük bir sürpriz olacaktır.
☆ Hûn, 21.11.24 tarihinde sizlerlerle ☆
|
YAMALI YÜREK
Alya Işık Yıldırım, vatana hizmet eden başarılı bir MİT mensubudur. Kendisine MİT tarafından yeni bir görev verilir ancak görevde tek başına olmayacaktır. Göreve bir Özel Kuvvet askeri olan Üsteğmen Ozan Akkaya ile beraber gidecektir. Görev esnasında yaşayacakları engeller, zorluklar ve tehlikeler olacaktır ama ikili başarılı bir şekilde görevi tamamlayıp tekrar vatan topraklarına dönecektir. Döner dönmez ikilinin yolları hemen ayrılmayacak, tam aksine dahada kesişecektir.
Ozan ve Alya görevden döner dönmez kendilerini birkaç kişiyle daha oluşturulmuş bir ekibin ortasında bulurlar, hepsinin yine ortak bir ülküsü olacaktır; vatana el değmesini engellemek. Ekip bu ülküye bağlı bir şekilde hareket etmek üzere şehadet yemini eder. Zaman geçtikçe ettikleri bu şehadet yemini onları birbirine bağlayacak ve aralarında kardeşlik oluşturacaktır.
Geçen zamanla aile gibi olan bu ekip şehadet yolunda beklenmeyen onca şeyle; aşkla, acılarla, hüzünlerle, çeşitli kayıplarla ve ihanetlerle karşılaşacaklarından habersizdir. Dost sandıkları düşmanları ve düşman sandıkları dostları onların düzenini tepetaklak edecek, yıllanmış sır perdeleri hayatlarında büyük dönüm noktaları yaratacaktır.
“Burada birinci vazifeniz vatan için ölmek değil! Sizin birinci vazifeniz yaşamak, yaşatmak. Siz yaşarsanız vatan yaşar, millet yaşar, bayrak yaşar. Asker var oldukça al bayrak sancaktan inmez. O yüzden yaşayacaksınız, ölüm yok mu? Var! Hem de Allah’ına kadar! Gerekirse öleceksiniz ama birinci vazifeniz yaşamak olacak. Vatan birileri yaşarsa var olur, birileri ölürse yaşamaya devam eder.”
|
"Gün doğumu"
Karanlık olmazsa aydınlık olmazdı aydınlık olmazsa karanlık olmazdı.
Karanlığı kardeşleri için aydınlık yapan bir abi vardı.Maalesef ki kardeşinin karanlıkta boğuldunun farkında bile değildi.büyük bir yıkım geliyordu bütün bağları zedeliycek bir yıkım.bütün taşları yıkacak her yeri karanlığa boyayacak bir yıkım.fakat her gecenin sonunda gün doğumu vardı.
|
Kanlı Bere
Terörist yüzüne bir yumruk atıp bağırdı Duru’ya “Konuş lan!” Ağzının içine dolan kanı yere tükürüp sırıttı. “Tarih boyunca işkence ettirerek konuşturmaya çalıştığınız kaç Türk oldu?” Terörist sinirlenmişti “Ne zırvalıyorsun?!” Duru önceden çözdüğü bacaklarıyla teröristin bacak arasına bir tekme geçirdi. Yerde acı içinde inleyen teröristi önemsemeden kalkıp sandalyeye bağlı olan ellerini hemen yanında duran masanın kenarlarına sürterek çözdü. Teröristin üzerine eğilip ayağını koluna bastırdı . “Sen söylemeden ben cevap veriyim.” Saatlerce sanki kendisine işkence edilmemiş gibi rahattı , soğuk kanlıydı. “Çok kez denediniz ama sonuç başarısız. Hiç biri konuşmadı. Sizin gibi göt korkusuyla tutuşmadı.!” diye bağırdı. Botunun arasına sıkıştırdığı bıçağı teröristin suratına saplarken gözünü bile kırpmıyordu.
Kanlı Bere - bir vatan meselesi
|
Daima Göklerdeyim
Benim naçiz vücudum elbet birgün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!
~Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK
|
BLUNDA
Bir MİT Ajanı ve bir Asker…En fazla ne olabilir ki?
İkiside bir görev için bir aradalardı.
Ama işin diğer kısmıda vardı. Onlar eski sevgililerdi…
Büşra Elvin Güneş ve Aral Berkin Arslan bir görev için yeniden bir arada olmalılardı. Peki bu görevi hiçbir sorun olmadan bitirebilirler mi?
|
Gölgelerin Fısıltısı
Onların ki imkansız aşk, onlar
ın ki fısıltı.
|
KÜLDEN PERVANE
Büyük Bir Suç Çetesini Çökertmek İçin MİT Tarafından Her Yerden Ayrı Ayrı Toplatılan Ölüm Timi.
|
Bilinmeyen Gerçek Bilinmeyen Yazar |
Bilinmeyen Gerçek
Kitabı tamamen içimi dökmek için yazıyorum,okunması için değil kitaba kendi hayatımdan parçalar katarak ilerleyeceğim,sevgiler🤗
|
Grejuva (Sönmeyen Ateş)
jhjnklmpklm mndkskdlkdmxef cekrdmıekdmfıceksdfmlkwejdmflcnw ec ekjdıwmıdkm3wkskdmxkwmsdxowl
|
İsimsiz
Gizli bir örgüt tarafından iftiraya uğramış asker, polis ve mit ajanlarını bir araya toplayan bir ekip kurulursa ne olur?
Geçmişten gelen sırlar ve bağları... İntikam ateşiyle yanıp tutuşan bir adam ve onun yönettiği bir ekip... Acılar ve yaşanmışlıklara olan öfke... Ve birde tüm bunların içinde filizlenen sevgi ve aşk tohumları...
Gelin neler olacak hep birlikte görelim.
###NOT: Bu hikayedeki olay, yer, zaman, kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür. Gerçeklikle hiçbir bağlantısı bulunmamaktadır.###
|
Sobe
Bir varmış bir yokmuş. Şimdi ki dünyaya suç içinde suç doğmuş. Doğmuş ama en çok masumların kanı donmuş.
***
Küçük kardeşinizin katilini ararken başınıza en fazla ne gelebilir ki?
***
Kural 1: Asla, asla demeyin!
Kural 2: asla başınıza en fazla ne gelir diye merak etmeyin!
Kural 3: ilk iki kuralı asla unutmayın!!
|
0% |