Hiç, bir anlığına gözlerini kapatıp kaybolmak istedin mi? O öyle yaptı. Ve gözlerini açtığında artık bambaşka bir zamandaydı. Bambaşka bir bedende. Bambaşka bir kaderde. Karanlık suların üstünde bir gemi. Unutulmuş anılar, fısıldayan rüyalar, göz göze geldiği o yabancı... Ama belki de en yabancısı, artık kendisiydi. Osmanlı`nın kudretli gölgesinde, bir cariye olarak başlayan yolculuğu; bir kehanetin tam kalbine, yasak bir aşka ve gizemle örülmüş kaderine sürüklüyor onu.

Sonra gözleri, mıknatısın demiri çektiği gibi gözlerime kilitlendi. O karanlık irislerin ortasındaki göz bebekleri, sanki birer kara delik gibiydi; içine bakıldıkça daha da büyüyor, beni kendi dipsizliğine çekmek ister gibiydi. O an, etrafımızdaki her şey silinmiş, sadece o yoğun bakış kalmıştı. O bakışta, ilkel bir açlık, bastırılmış bir ihtiyaç, kontrol edilemez bir sahiplenme arzusu alev alev yanıyordu. Sanki ruhumun en derinlerine nüfuz etmek, beni tamamen kendi varlığına katmak istiyordu.

Babasının ani ölümü üzerine erken yaşta tahta geçen Sultan Mehmet kardeşlerinin ve babasının ölümünden dolayı büyük bir hazin içindedir ve kendisi için düzenlenen eğlencede Vasilia adındaki cariyeyi görür ve aşık olur.(Kitap tamamen kurgusaldır)

Bozkurtlar uluduğunda bir sultan doğdu... Gökbörünün kehanetinden savrulan 7 cihana yayılan bir kadjn hükümdar

Zamanın Sınırlarında... Bir yarışma, sıradan bir üniversite etkinliği gibi görünsede Didem için bir yolculuğun başlangıcıydı. 20 yaşında, hayalleri büyük bir kız ama henüz zamanın ve kaderin ona neler hazırladığından habersiz. Genç mucitler yarışmasına katılanilmek için kurduğu grup, derin bir hayalin peşinden gitmeye karar verdi. Zaman makinesi yapmak, sadece bir fikir gibi başlamıştı; ama bir gün, 18 Mart Çanakkale Zaferi`nin yıldönümüne denk gelen o gün, Didem bir yanlış adımın sonucu olarak bu makinenin içine düştü ve zamanla arası açıldı. Geriye gittiği zaman, yüzlerce yıl öncesinin topraklarında bir başka dünyada buldu kendini. Bu dünyada tanıdığı insanlar, mücadeleler ve sırlar... Tarih, Didem`e sadece geçmişi değil, aynı zamanda gerçek bir aşkı da sundu fakat ne geçmiş ne de aşk ona kolay bir yol sundu. Bir yanda geçmişin derin izleri, diğer yanda sevdiği adam... Didem, zamanın akışını yeniden bulmaya çalışırken, hem kendisini hem de dünyayı değiştirebileceğini keşfetti. Ancak tarihin her kırılmasında, bir kayıp yaşanır. Didem, sevdiği adamla son bir kez yüzleşmeden, geçmişi bırakıp geleceğe dönmeye karar verecek mi? Ya da zaman, ona son bir veda fırsatı verecek mi?

Mehpare`nin küçük yaşta yanlışlıkla geçitten geçip günümüze gelmesi ile bugün ki dünyada geçer. Yıllar sonra farkında olmadan tekrar geçidi kullanarak obasına, ailesine döner.

“Zümrüd-ü Anka: Raziye Sultan” Osmanlı Sarayı’nda entrikalar, ihanetler ve gölgelerin ardında kalan bir hikâye… Şehzade Mustafa ve Şehzade Ahmed’in kız kardeşi, Mahidevran Sultan’ın gözbebeği Raziye, doğduğu günden itibaren kaderin sert rüzgarlarıyla savrulmuştur. Bir falcının kehanetiyle başlayan hayatı, onu Osmanlı’nın en güçlü kadınlarından biri yapacak mı, yoksa sarayın derin koridorlarında kaybolup gidecek mi? Hürrem Sultan’ın entrikaları, kardeşlerinin yazgısı ve Osmanlı tahtı üzerindeki büyük oyunlar içinde Raziye, sadece bir piyon mu, yoksa başlı başına bir güç mü olacak? Geçmişin acıları ve geleceğin bilinmezliğiyle yüzleşen bir sultanın hikâyesi başlıyor… Taht oyunlarında kazanmak için ne kadar ileri gidebilirsiniz? Bu hikâyede aşk, ihanet, güç ve kader iç içe geçiyor. Raziye Sultan’ın fırtınalı hayatına tanık olmaya hazır mısınız?

Tarih: 23.01.1859 bundan üç yüz elli yıl önce Vasilisa Devleti büyük şehirlerinden biri olan Kozlov adlı ilinin sınırlarına duvar örerek orayı kapatmış ve oraya tüm suçluları, günahkarları yerleştirip onları kaderlerine terk etmişlerdir. Yüzyıllar sonra İç Sınır adını verdikleri Kozlov`un duvarlarını yıkmak isteyen bir Binbaşı, Padişahla konuşur ve iznini alarak bir askeri, İç Sınırdaki en güçlü kişisiyle konuşması için görevlendirir. İç Sınırdaki masumları koruyan ve bir karşılıkla kiralık katillik yapan Kaptan Alaca, masumların seslerini duyurmak için bu fırsatı fazlasıyla değerlendirecektir.

Hepimiz normal yaşamlarımızda başımıza gelecek bir çok şeyi bilemeyiz ve bu bizi çoğu kez korkutur ,haycanlandırı rbazılarımızı bende bundan yol allararak yazmak ve yaşamak istiyorum bukitabı hep bereber bilinmeze doğru yol allalım.

Tarihi kurgu 1970`yılında geçiyor.

Ulubatlı Hasan Hayat Hikayesini Kaleme Aldım Keyifli Okumalar Dilerim

Rönesans Çağının İtalya`sında tesadüfler zincirinin bir araya getirdiği hırçın bir aşkın, sırlar, kayıplar ve ihanetler içerisinde sanatın mucizevi detaylarıyla yoğrulmuş hikayesi. Roma`nın soylu hanedanlarından birine mensup olan Maddalena De Benardi, doğduğu evde sevgisizlik ve yok sayılmakla cezalandırılmasına rağmen sevgiye küsmemiş, içindeki hayat dolu kızı hiç öldürmemiştir. On bir yaşında ruhu ve bedenine ağır gelen yaraları arasından uzanan halasının eliyle aile evinden ayrılıp Toskana bölgesinin zengin liman şehri Lucca`ya yerleşmiştir. Büyüdükçe resmin büyüsüne inanmaya başlayarak, Lucca`nın saygın ressamına yüzünü kullanıp var oluşunu ölümsüzleştirmesi için poz verirken, bir yandan da kendi yuvasını kurduğunda sahip olacağı mutlulukların hayalleriyla yaşayan genç kızın Roma`dan gelen bir mektupla hayatının ışıklarla bezeli yönü aniden kapanmıştır. Roma`ya evlilik için çağırıldığını öğrendiğinde ise büyük şaşkınlığa düşer. Hayatın keyifli yönlerinin tadını çıkartmak için yaratılmış, esprili ve çapkın olan İtalyan Asilzadesi Sandrino Panzio`nun etrafına yaydığı baş döndürücü ışık onu ürkütse de ışığına kapılmaktan kendini alamaz. Fakat çok değerli bekarlığını bir oyunla yitirmenin öfkesi içinde yanıp tutuşan Panzio Asilzadesinin aşağılama ve küstahlığının hedefi haline gelmesiyle Maddalena için elde etmeyi kafasına koyduğu sevgi için mücadele içindeki günler başlamıştır. ** Hikayelerimin çalınması, kopyalanması ve benzeri durumlarda Türk Ceza Kanunu ve Anayasamızda yer alan tüm fiili haklarımı talep edeceğim.

Ben Seni Bilirim” Fatma Hatun ve Yusuf Bey’in kaderle yazılmış, kılıçla yoğrulmuş aşk hikâyesi. Dizide görüp çok sevmiştim bende bu yarım kalan hikayeyi tamamlamak istedim

Yıllar önce kaybettikleri Elis`i, Kezban olarak bulmuşlardı. Yabancıların oyununa gelip birbirlerini boğazladıkları topraklar, artık eskisi gibi cömert değildi. Bire altı, yedi vermiyordu. Attıklarını zor alıyorlardı, onlara toprakta küsmüştü, göklerde. Belki dünyanın en güzel yeriydi ama hiç birisine merhamet etmiyordu. Üzerinde doğup büyüdükleri toprakları terk etmek zorunda kaldılar. Çocukları rızıklarını kazanmak için göçmen olarak Avrupa ülkelerine gittiler. Türklere olmadık eziyetleri yapan Rumlara gelince, Yunanistan`da hakaretlere uğradılar. Rum olarak kabul görmediler, "Türk tohumu, Türk p..leri," diye hakaretlere uğradılar. Sonunda onlarda Avrupa`ya göçtüler. Kaderin cilvesine bakın ki tekrar bir araya gelmişlerdi, ama ev sahibi olarak değil işçi olarak. Bu topraklar Türkleri de Rumları da mutlu etmemişti. Avrupa`da en ağır işlerde bir başka milletin ekonomisini güçlendirmek için hamal gibi çalışıyorlardı. Zaten her dönem ülkelerin sınırlarını hep ekonomisi güçlü olanlar çiziyordu. Mutluluğun resimlerini de onlar çiziyordu. Güçsüz ülkelerin kaderine de özgürleştirmek adı altında üstlerine bombalar yağıyordu. Ekonomisi güçlü ülkelerin çıkarları arasında sıkışıp kalan güçsüz devletlerin fakir insanları ellerinde bir bohça ülke ülke dolaşıp mutluluğun peşinde koşuyorlardı. Mutluluk ise çok uzaklarda, erişilmez dağların arkasındaydı.

Anadolu`nun küçük bir köyünde dünya ya gelen Mustafa`nın acılar, sevinçler ve hasretle yoğrulan yaşam hikayesi.

Bir dönem uçurumun kenarındaki ülkeyi kanlarıyla sulayarak kurtaran yiğitlerin hikayesini anlatan hikaye.

Bir kız düşünün öldükten sonra bir prenses olarak yeniden doğar ama bir sorun vardır!!!

GÜNEŞLİ GÜNLERDEN SARAYIN KARANLIK GÜNLERİNE İNEN BİR HİKAYE, SARAYIN ÜSTÜNDEKİ GÜNEŞ ,CIVIL CIVIL KUŞLAR GİDİYOR .DERİNLİKLERDE ÖLÜM GETİREN SULARIN ÜZERİNDE İNCE BİR İPTE YÜRÜMEYE ÇALIŞAN KÜÇÜK KIZ ÇARESİZ VE YALNIZ .İLK OLARAK HAYATINI KAYBETMEMEK İÇİN SAVAŞIRKEN ŞİMDİ KENDİSİNİ SALTANATI KAZANMAK UĞRUNA SAVAŞIRKEN BULDU. TUZAKLARDAN VE ÖLÜMÜN ARDINDAN KAÇIP GÜÇ VE TAHT İÇİN KOYU BİR KARANLIĞA GİRMEYİ GÖZE ALACAKMI ? İHANETLER ,SALTANAT, GÜÇ,TAHT...

4.osmanlı padişahı Yıldırım Beyazıt Han ve Devlet Şah Hatun un aşk hikayesini konu alan bu kitabımda Osmanlı erken dönemi padişahı ve sultanlarının hayatlarına göz atacağız

Ying ve Yang yani beyaz taş ve siyah taşın bir efsanesidir bu sembol Çin`e aittir ve bu gün efsanesini duyacağız

Öldüm, hayatımın bittiğini düşünmüştüm ama okuduğum bir romana reenkarne olacağımı hiç düşünmemiştim... NOT: KAPAK TASARIMI BANA AİTTİR!!

Bu kitapta Türkler ve Türklerin soydaşları ile ilgili tarihi bir kitaptır bu kitapta sadece tarih vardır

Prenses ve şövalyenin sayesinde doğan aşkı anlatıyor

Bu kitap, Antik Mısır’ın büyülü ve derin tarihine yolculuk yapmanızı sağlıyor. Mısır`ın tanrılarına, mitolojilerine, firavunlarına ve ölüler dünyasına dair bilmek istediğiniz her şeyi keşfedeceksiniz. Tanrılar ve Mitler bölümünde, güneşi temsil eden Ra’dan, ölüm ve yeniden doğuşun tanrısı Osiris’e kadar en önemli tanrılar ve onların halk üzerindeki etkileri anlatılıyor. Horus’un zaferi, Seth’in kaosu ve Anubis’in ölülerle olan bağlantısı gibi mitolojik figürlere de derinlemesine bir bakış sunuluyor. Firavunlar bölümünde, Mısır’ın tarihteki en güçlü hükümdarlarını tanıyacaksınız. Menes’in Mısır’ı birleştirerek ilk hanedanı kurmasından, Keops’un Büyük Piramidi inşa etmesine kadar, Akhenaton’un dini devriminden Cleopatra’nın Roma İmparatorluğu’yla ilişkilerine kadar pek çok önemli figürün hayatına dair ilginç detaylar yer alıyor. Son olarak, Ölüler ve Duat bölümü, Antik Mısır’ın ölüm anlayışını ve öteki dünyaya geçiş ritüellerini ele alıyor. Mumyalama işlemi, ölülerin ruhlarının güvenli bir şekilde öteki dünyaya yolculuğu, Mısır’ın zengin dini inançlarının ve ritüellerinin ayrıntılarıyla aktarılıyor. Mısır’ın tarihi, kültürü ve dini üzerine derinlemesine bir bakış açısı sunan bu kitap, hem tarih meraklıları hem de Antik Mısır’a ilgi duyan herkes için eşsiz bir kaynak.

Çandarlı ele alır