VİSAL | +18
Canını kaybettiği gün özgürlüğüne kavuşursa bir insan ne gelir başına ya da kimin başına ne getirir?
Hiç keşfetmediği yerleri başka bir kişiliğe bürünmüş bir kadın keşfetmeye kalkınca gideceği yeri ya kana bular ya da kan olur...
Bir baba onu öldürmeden canını aldıysa bir daha birine güvenebilir mi?
Kendi mi yara olur yoksa yara mı açar?
Küçük Dide büyür mü?
-Büyür...
-Ama aynı kalmaz, Ahsen Dide olur...
|
İNFAZ / AKREBİN DÖNÜŞÜ
Küflenmiş bir zihin felakete gebedir ve elbet bir gün felaketi doğurur...
|
kılıç timi
Onlar iki çocukluk arkadaşıydı yıllar önce onları ayıran şey aileleri babalarının şehit olmasıydı ama ikiside babalarının şehit töreninde birlikte değildi ikisininde oturup birbirine içini dökeceği gün yanyana değillerdi ki babalarının şehit olması üzerine ikisininde annesi öldü acıdan...ama ikiside birbirinden ayrı memleketlerinde işlerini yaptılar birisi yüzbaşı oldu birisi doktor oldu hayallarindeki meslekleri yaptılar ve yıllar sonra onları birleştiren yer hastaneydi yüzbaşı yaralı bir şekilde hastaneye girdi sonra o tanıdık simayı gördü ve bu aşk yıllar önce daha çocukken başlamış bu aşk yine flizlendi ama bakalım mutlu bir son olacakmıydı bu aşk olacakmıydı...
|
KAYBOLMUŞ RUHUM
Ben 2.02 boyunda bir çocuğa tutulacagimi nerden bilebilirdim ki veya herkesin aradığı o kişiyi benim bulmam...
|
KIRMIZI KUŞ
"Bu dağlar, kayalar, yer ve gök şahidim olsun; Şahidim olsun ki seni yaşatacağım Alçin!"
|
Rakkas
Bu kitap kötü karakter ve rahatsız edici içerikler barındırmaktadır. (Küfür ve şiddet) (Yetişkin içerik)
Okurken buna dikkat etmenizi rica ediyorum.
İnsanlar tanıdım ben;
Sessiz, sesli, gür kahkahalı, acı çığlıklı insanlar tanıdım ben.
Kadınlar tanıdım ben;
Kimi uzun kimisi kısa fakat kaderleri farklı tarzda.
Adamlar tanıdım ben;
Kimisi iri kimisi cılız fakat meşakkatleri aynı oranda.
Saçları ağarmış kadınlar gördüm ben; acılarını bağırlarına basmış kadınlardı onlar.
Suskun adamlar gördüm ben; yorgunluklarını saklamış adamlardı onlar.
Sevdalanmış hayatlar tanıdım ben kimisi kavuşmuş, kimisi ayrı düşmüştü yarinden.
Küsmüş bedenler tanıdım ben; aynı yerden yara almış özür bekleyen insanlardı onlar.
Ağıt yakan kadınlar tanıdım ben; Kimi yaşlıydı kimisi baharında almıştı yarasını tek şeyleri aynıydı: yüreğindeki acı!
İntikamının ardına sığınmış küçük bedenler tanıdım ben; Yalanlarla kandırılmıştı ya da doğrusunu bildiği yalanlara inanmıştı içi yana yana!
Düşman kardeşler tanıdım ben; ana aynı ana, ağıt farklı tonda!
Kolu kopmuş adamlar tanıdım ben; vatan diyordu vatan! Vatana canım feda!
Yara almış adamlar tanıdım ben; Acısı farklı boyutta: Öksüz yetimmiş oysa!
Alev alev yanan bedenler tanıdım ben; Evlat acısı yaşamıştı yanardı kan ağlaya ağlaya.
Hepsi aynı dünyada yaşayan anadan doğma bedenlerdi oysa!
Kiminin gözleri renkli kiminin alev alev yanan kahveydi irisleri.
Birileri vardı köz gibi bakan simsiyahtı gözbebekleri.
Kimi tombuldu, Kimi zayıf ince belliydi aynada.
Kimi iriydi devirir geçerdi her bedeni, bir söz bakardı yıkılmasına!
Dinleri farklıydı, ırkları farklıydı lakin değişen adamlar tanıdım ben.
Vatan, vatan diye diye eksilen bedenler tanıdım ben; Adları şehitti, şehit oğlu şehit!
Birde bu Vatana kalleşlik yapan çürüyen etler tanıdım ben; leşti adları leş!
Yalan, dolan, sevda, intikam bendini ben yapan sıfatlardı bunlar.
Ama bir şeyi unuttular; bir gün toprağa girecek et parçalarıydı hepsi!
İşte özeti âlâ budur "RAKKAS"
Birer birer eksilen bedenlerin hikayesi...
|
YÜREK SEVDA
"Yolun, ay yıldızın ışığıyla aydınlansın, kızılcığım." Son sözleriydi bunlar. Gözlerim ellerime doğru indi. Kan içindeydiler.
Onların kanı...
Annem ve babamın kanı...
"Anne," kuru bir sesle mırıldandım. Babama döndüm. "Baba." Bu gerçek değildi. Olamazdı.
Keşke, dedim içimden. Keşke daha erken yetişseydim. "Beni bırakmayın."
Yalvardım, onlara yalvardım; beni bırakmasınlar diye.
Yalvardım, Allah`a yalvardım; onları benden almasın diye.
"Vatan için can feda, bu ölüm değildir kızılcığım. Bu, şereftir." O benim babamdı. Benin güçlü, yiğit babamdı. Başçavuş babamdı.
Nefret ettim.
Ölümden nefret ettim.
Ailemi katleden zalimlerden nefret ettim.
Beni kimsesiz bırakan o kansızlardan nefret ettim.
`sen kimsesiz değilsin,` diye fısıldadı içimden bir ses. `Ailen, bu vatan için şehit oldu. Al bayrak onların kanıyla yeniden yıkandı. Şehitler, kimsesiz değildir Asel.`
Şehitler, kimsesiz değildir.
Vatan, kimsesiz değildir.
Ben, kimsesiz değildim.
Şehitlerin kanıyla yıkanan al bayrağın ışığı benimleydi.
Anne babamın uğruna şehit olduğu vatan benimleydi.
|
İŞGAL ÜSTÜ
"Farklı olan ne? O da yaşadığı yeri korumak istediği için talihsiz bir karar vermek zorunda kaldı, o da bunun yüzünden senin karşında göz yaşlarına boğuldu ve o da ne kadar pişman olursa olsun aynı şeyi yeniden yapabileceğini biliyor çünkü doğrunun bu olduğuna inanacak kadar çaresiz. Aramızdaki tek fark o kızın odana girmeye bile izni yokken benim burada olmam için can atıyor olan sensin."
"Aranızdaki tek fark Nimfea," diye başladı yanağının içindeki kas nabız gibi atarken. "Sen bana zarar vermeye çalıştın ama o sana. Bana karşı işlenen suçu cezasız bırakabilirim ama sana karşı olanı asla."
|
Gerçek kurum ve kuruluşlarla hiçbir alakası yoktur, tümüyle zihnim ve ruhumla şekillenmiş bir hayatın hikayesidir
|
GÜVERCİN
Asker konulu bir kitaptır, kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.
Ruh, insanın dipsiz bir kuyusudur. Sen ruhunda dolaştığını sanırsın ama onun ne kadar derin olduğunun hiçbir zaman farkına varamazsın. Ta ki biri çıkıp orayı talan edene kadar.
"Yanacaksınız, yakacaklar. Canınızın acımasını önemsemeyecekler."
Parmaklarına sarılı urganı sertçe gerdi. Parmak boğumları giderek beyazlaşırken gözleri, alev topuna dönüşmüştü.
"Nefesinizi kesecekler."
İki farklı asker;
Asena Eyşan Boduroğlu ve Mete Mert Çakır.
Birbirlerinden haberi olmadan aynı göreve atanırsa en fazla ne olabilir ki?
"Bugün bir tehdit mektubu aldım MMÇ`den gelmiş."
*Tüm hakları saklıdır.*
|
GECE İKİZLERİ |GERÇEK AİLEM|
"bak, sırtıma bak, vücuduma bak, yaralarıma bak. bu yaralar sadece fiziksel olanlar. Peki ya ruhumda ki yaralar ne olucak? Zaten yaralarım fazla değil mi? Neden daha fazla yara açıyorsunuz? Neden bunu bana yapıyorsunuz?" gözlerinde acı vardı, üzüntü vardı ama en çok ta pişmanlık vardı. İkizime döndüm, "canını yaktığım için özür dilerim." Dedim. o ise, "sen benim canımı asla yakmadın ve asla da yakamazsın. Sen benim ikizimsin, canımsın, kanımsın nasıl canımı yakabilirsin ki?" Hiç bir şey demeden yerdeki kıyafetimi aldım ve tekrar giydim. ona baktım, canımı yakan adama. "sen artık benim için hiç bir şeysin." dedim ve bir daha gelmemek üzere çıktım evden.
**
"Ben ikiz olmayı hak ediyor muyum? İkizim acı çekerken hep hissettim, ama hiç bir şey yapamadım. Bunu hangi ikiz yapar ki?" kafamı kaldırıp onlara baktım. "Dürüstçe söyleyin bana, ben gerçekten Aybala`nın ikizi olmayı hak ediyor muyum?"
***
Bölümlerin günü belli değildir. Yazıldığında atılacaktır.
Kurgunun konusunu ve bazı bölümlerini Ayyüce adında ki yakınım düşünmüş ve tasarlamıştır. Ona tekrardan teşekkür ederim, benim için yeri çok ayrı ve farklı.
eleştiriğe açığım ama bunu saygı çerçevesi içinde yapılmasını istiyorum!
Eğer ki yapmayacaksaynız kurgumu eleştirmeyin, onun yerine gidin kendi kurgunuzu yazın!
bazı olaylar, farklı kurgulardan esinlenmiştir. İzin alınarak yazılmıştır.
kurgu şahsıma aittir, (ç)almayınız!
kurgudan herhangi bir olay alınacaksa izin alınız!
başlama tarihi: 29.01.2024
bitiş tarihi: ??g
|
Sen,Ben ve Luna
Şırnakta bir karargâha araştırma amaçlı giden psikolog (Selin) tamamen beklediği şekilde orada istenmemektedir. Bir sürü adam ve onların ön yargılarının olduğunu bilse de ilk işi kendini kabul ettirmek için elinden geleni yapmak olacaktır. İstenmeyeceğini bile bile gittiği bu yer ve araştırma onun için manevi bir öneme sahipken artık sıkı dostlukların ve aşkında anlamı olmaya başlamıştır. Bir yerde hayatın acımasızlığı ve duygularını göstermemeyi sevmesi yüzünden kendi aşka kapamış bir kadın (Selin) diğer tarafta kendini işe adamış hem korkuları hem de mesleğinin zorluğu yüzünden aşık olmayı hatta bir kadını bile aklına getirmeyen bir komutan (Mete). İkisinin tek ortak noktası Mete`nin kurtardığı bir köpekken (Luna) zamanla birbirlerine olan ilgileri de katılmıştır.
|
KOMUTAN GÜLÜ
Askeri kurgu ve töre kurgusudur. Konu: Ailesi tarafından zorla kendinden yaşça büyük bir adamla evlenmek zorunda kalan Lavin ve Şırnak`ta görev yapan Komutan Öncü, Lavin`e yardım eder.
|
Altaylar'dan Tuna'ya
Onun,gönlünde bir vardı zaten.Ben o sevdayı bile bile 8 yıl boyunca onunla birlikteydim.Onun, aklıda,kalbide vatan derdi.
|
BAL BÖCEĞİ
"Birinin hayal bildiği öbürünün tek gerçeğiydi."
|
Yağmurun Dansı
"-Alice Şebnem Korkut
"-Bu isim çok uzun ben sana kısaca AŞK desem?"
"Bu kitabın tüm kurgusu, karakterleri ve olayları tamamen hayal ürünü olup, yazarın özgün eseridir. Herhangi bir benzerlik, tamamen tesadüftür. Bu eser, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunmaktadır ve yazarın izni olmadan çoğaltılması, dağıtılması veya herhangi bir şekilde kullanılması yasaktır."
" Yağmur altında ıslanmak özgürlüğün tadını hissetmektir . "
|
Bir Felek Vurgusu
Serttir, memleketi gibi serttir. Sessizdi, az konuşur ama çok şey anlatırdı. Elleri kan gözleri acımasızdı... Bu sert ve acımasız komutan benim çocukluğumdu. Bakışlarıyla eziyordu herkesi. Adı her yerde geçiyordu. Geçmişim olan adam, geçmişi olan kadını tek bir bakışta tanıdı, oysa çocuktum onda ben nasıl tanıyabilirdi ki?
|
Yarınımız eksik
Babası ile iyi anlaşamayan Ala gizlice şırnağa gönüllü doktorluk yapmaya gider
|
Barlas
Mine vatan aşkı ile yanıp tutuşan genç bir kızdır. Babası ve ağabeyi gibi asker olmayı istemiş fakat bazı şartlar imkan vermemiştir.
Ağabeyinin arkadaşı olan, Yekta Erman ile başı dertte olan Mine Er yıllar sonra Van`a atandığında uzun zamandır görmediği Yekta ile yaralı askeri kurtarmaya çalışırken karşılaşırlar.
Aynı yerde görev yapmalı tesadüf mü? Yoksa bu kaderin onlar için hazırladığı sürpriz miydi?
Mine ve Yekta`nın hikayesine ortak olmak ister misiniz?
|
Kayıp Zamanlar
Çiçek` in gerçek ailesine ve çocukluk arkadaşı olan abisine kavuşması ve gerçek aşkını bulması konulu bir kitaptır. Inkspired ve Watpadde bulunuyor.
Instagram: kayp_zamanlr
https://www.instagram.com/kayp_zamanlr?igsh=aGEweGtweXBlbjZj
|
KIZIL KURŞUN
O kurşun bir bedene saplanıp kızıla boyandıktan sonra başlamıştı içinde bulunduğumuz bu savaş...
|
Sensizlik(Asker&Savcı)
UYARI: KİTAPTA CİNSELLİK!, ARGO ,KÜFÜR , OLUMSUZ ÖRNEK OLUŞTURUCAK İÇERİK VARDIR.!!
Yıllar önce aynı sınıfta öğretim gören iki genç yıllar sonra Yüzbaşı Deniz Ege ERASLAN ve Cumhuriyet Savcısı Beste Ayliz VURAL karşılaşırlar.
|
YANKI
"...Yankı ben seni asla bırakmam söz! Şu al bayrağa yemin olsun ruhum bedenimde olduğu sürece seni terk etmem! Duydun mu beni?..."
...
Tutkulu bir aşk, gizem, arkadaşlık...
Verilen sözler, tutulan eller...
Korkular, ümitler ve yıkımlar...
(+18 bir kitap, şiddet, argo, cinsellik içerir...)
|
HAZAN VAKTİ
Sekiz yıldır güneş yüzü görmemiş, hayatının baharında esir düşen bir hemşireyken acılarından kaçma cesaretini kazandığı gecede hayatını değiştirecek o adamla karşılaşacağını nasıl akıl edebilirdi ki Dalia?
Bu yaşına kadar aşktan kaçmış, ülkesi için savaşan bir askerken karanlığa boğulmuş bir vadide ışıl ışıl parlayan bol yıldızlı bir gecede kendi yıldızıyla karşılaşacağını nereden bilebilirdi ki Selim?
Yayınlamaya Başlama Tarihi: 03.10.24 23:00
|
Ezelim...(Finale doğru)
Güzel seven bir adam Barlas...
Bu sevgiden habersiz yıllarını geçiren Benan...
Sıcacık, eğlenceli bir aile...
Tatlı cadı bir görünce...
|
YASEMEN (Askerî Kurgu)
Bazen hayat, yan yana olmanın ötesinde, çok uzak hissettirebilir... Bir şehrin, belki de sıradan görünen bir aşk hikâyesi. Ama bu hikâyede, sevda, uzaklardan gönderilen mektuplara, geceleri yanan lambalara ve beklenen dönüşlere sızmış, her anı kaybolan bir umudu içinde taşır.
Bu kitapta, vatanına kavuşmak için yürekten direnen bir askerin kalbine ve onun yarîne misafir oluyoruz. Savaşın içinde, her şeye rağmen dimdik ayakta durmaya çalışan; toprağa gömülen hatıralarla, eski siperlerde yankı bulan bir sevda bu. Bir bakışta kaybolan umut, gizli bir tebessümle birleşen eller… Ama her adımda, aralarına giren mesafeler, yıpranan düşler, imkânsızlıklar ve belirsizlikler de var.
Kadın ise, sevdiği askerle çocukluk yıllarındaki masumiyetin kalıntılarını taşıyor. Her gün, belki de sabırla, ama her an yüreğinde bir eksiklik hissederek, o günün gelmesini bekliyor. Bir zamanlar birlikte oynadıkları sokaklarda, yıllar sonra yeniden karşılaşacakları anın hayalini kuruyor. Geceleri yıldızsız gökyüzüne bakarak, o gidişin acısını kalbinde taşıyor.
Bir şehrin sessizliğinde, kelimeler olmadan bile birbirine bağlanan iki yürek… Okurken belki kalbiniz sıkışacak ama bu hikâye size sevdanın sabrını, direncini ve bekleyişin gücünü anlatacak. Ve belki de, sevda beklemeyi öğrenmek, kaybolan zamanları geri almak ve bir gün yeniden kavuşmak demek.
|
BAK BANA
Asker Savcı kurgusu ~
Tek bir mezarın yanında, belki de binlerce kişi...
Hepsinde aynı duygu.
Acı, üzüntü ve pişmanlık...
Haber kanallarının tek odağı şu an bu cenaze idi. Bu mezarın altında yatan kim miydi?
Aslıhan Güner...
Belki de ülkenin kaderini bir çok yönden değiştirmeye devam edecek savcıydı.
Kokusuzdu Aslıhan. Hiçbirşeyden korkmazdı. Özellikle, bu vatanı çökertmeye çalışan pisliklerden.
Sayısız tehtid mesajı, çatışma, ölümler...
Hiçbiri Aslıhan`ı durdurmaya yetmedi. Korkmadı, devam etti.
Onun için bu zamana kadar önemli olan tek şey vatanıydı. Uykusuz kaldığı gecelerden tutun, birçok başarıya kadar hepsi, bu vatan içindi. Kırmızı albayrak içindi.
Nazikti de o. Yardıma muhtaç kişiye bir kere bile sırtını dönmemişti. Asla kadın cinayetlerine tahammülü yoktu Aslıhan`ın.
Bir davayı bile bıraktığı görülmemiştir. Ne kadar zor ve tehlikeli olsada. 22 yıl boyunca bu vatana sayısız yardımı dokunmuş bir kadının, şu an başında hüngür hüngür ağlayan insanlar vardı.
Muhabirler ve sayısız kamera şu an mezarı çevrelemiş durumdaydı. Ve çektikleri tek şey, Aslıhan Güner`in eşi ve tek kızıydı.
Yarbay Oğuzhan Güner ve tek kızları Nehir Güner...
Mezarın başında, güçlü durmaya çalışan bir asker.
Mezarın başında annesiz ne yapacağını düşünen hukuk öğrencisi.
Ve çevrelerinde sayısız ağlama sesleri.
Haber kanallarının başlıklarında yazan tek cümle;
" Cumhuriyet savcısı Aslıhan Güner`in şüpheli ölümü..."
BU KURGUNUN HİÇBİR GERÇEKLİĞİ YOKTUR.
TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜ BARINDIRMAKTADIR.
KİTAPTA GEÇEN KURUM VE KURULUŞLARLA HERHANGİBİR BAĞLANTISI BULUNMAMAKTADIR.
TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR.
|
Tanıdığın biri/Yarı texting/
Sıradan birinin devamı yani ikici kitabı iyi okumalar😊
|
0% |