Hayatına son vermek isteyen bir kadın ve ölümün tanrısı.
Silva intihar etmek üzere bir uçurumdan atladığında kendini beş tanrının hükmettiği Wienor`da bulur. Ölüm Krallığı`nda Ölüm Sarayında kendini bulan Silva yaşama son bir şans vermek isterken büyük bir tehlike sinsice diyara sızmaktadır.
Ölüme ardından da Ölüm Tanrısına çekilen Silva kendinin de normal bir insan olmadığını öğrendikten sonra tehliklerle ve aşkıyla karşı karşıya kalacaktır.
En korkunç sonun, ölümün tanrısıyla mutlu bir son düşlemek mümkün mü, üstelik kıyamet bu kadar yakınken?
"Sen benimsin, benim kadınımsın ve ben hayatımın sonuna dek sana köle olmaya razıyım."
Başlangıç Tarihi: 31.08.2024
GİZEMLİ. DESTANSI. BÜYÜLEYİCİ.
Büyü, sırlar ve kaderin savaşı başlıyor.
Aisa Mortanius, ailesini bir gecede trajik bir şekilde kaybeder ve hayatı sonsuza dek değişir. Ancak geride bıraktığı sırlar, onu yalnızca geçmişini değil, geleceğini de yeniden yazmaya başlar.
Bir yanda Baş Lider Nicholas Klothon ve babasının gölgesinden kurtulmaya çalışan geleceğin lideri Klaus Klothon. Diğer yanda, Aisa’yı tehdit eden, gizemli düşmanın karanlık planları. Klaus ve Aisa arasında derin bir bağ gelişirken, sırlar ortaya çıkmaya başladıkça her şey daha tehlikeli bir hal alır.
KADERİN ANAHTARI, büyü ve aşkın iç içe geçtiği, intikam ve güçle yazılmış bir hikaye. Aisa, geçmişin gölgeleriyle savaşırken, kaderi onun ellerinde şekillenecek. Ama bu savaşın bedeli her şey olabilir.
"Bazen kaderin kilidini açmak, tüm dünyayı değiştirebilir."
UYARI: ŞİDDET, SAVAŞ, KAN, ÖLÜM, HASTALIK VE RAHATSIZ OLUNABİLCEK ŞEYLER İÇERİR!
Savaş sonrası baya hasar alan Khain gezegeni, çocuklarını dünyaya yollar. Geri geldiklerinde yine bir savaş çıkacaktır. Blaze`de bu kargaşada kaybolan bir çocuktur. Hiçbir şey hatırlamaz ve güçleri olmadan savaşın tam göbeğinde bulur kendini...
Marina kız kardeşleri arasından döngü için seçildiğinde oldukça şaşırmıştı, döngü dönüşü yıllardır süren dışlanmanın da bitmesini umuyordu. Oysa hem denizkızlarının hem de kurtların onun için çok başka planları vardı. Marina geçmiş ve gelecek arasında sıkışacak, yapılması gereken ve kendi istedikleri arasında bir yaprak gibi savrulacakken hayatının aşkı ile de sınanmaya mecburdu.
İki veliaht, İmparatorluk için savaşırken, Lidena`nın babası Guan pes etmiş ve kardeşine tahtı vermiştir. Ancak İmparator Zeord`un oğlu veliaht Gablin büyük savaşta ölmüştür ve veliahtsız kalan İmparator yeğeni Lidena`nın sürgünden gelmesini emretmiştir. Ancak Lidena her ırktan çok daha güçlü, çok daha duygusuz ve çok daha cani bir kızdır. Üstelik kendisini çağıran İmparator babasının katiliyken nasıl onun askeri olarak çalışabilir?
Bu hikaye içerisinde şiddet, küfür, savaş, fantastik gibi içerikler mevcuttur.
Uzun yıllardır içinde birçok cadının , büyücünün yaşadığı bir kasaba.
Arazi.
Yıllar önce bir cadı tarafından yapılmış bir büyü sonucu , bir takım güçler kazanmış olan altı kişi. Onlar kendilerini keşfetmeye başlamışken , bir yandan da onları bekleyen tehlikeyle karşı karşıyadırlar.
Ölüm tehlikesi.
Kış prenseslerinin soyu tükeneli uzun yıllar olmuştu. Diyar, hastalık ve kıtlık içindeydi. Kehanete göre o zamandan beri son kış prensesi derin sularda uykudaydı. Gezgin ruh onun ruhunu bulunca uykusundan uyanacaktı.
Kaldı geriye bir kristal tanesi
Öldüğünü sandılar derin sularda
Fakat korundu ruhu her bir damlasında
Ve doğacaktı yeniden
Gezgin bir ruh dokununca ruhuna
***
Bir şövalye ile kış prensesinin birbirine mühürlenmiş ruhlarının hikayesi.
⚠ Kurgu yazar arkadaşım Esma Gül Çağırgan ile beraber kurguladığımız evrende geçmektedir. Her iki kurgu hakkında haberimiz olmakla birlikte yer yer beraber ana karakterlerimizin diyaloglarını yazmaktayız.
Çalıntı vs gibi bir durum söz konusu değildir. Bilginize...
Vargın, büyülü ormanın derinliklerinde hüküm süren kudretli bir kurtadam ve sürüsünün Alfa`sıdır. Buğday tenine yakışan kasları ve siyah saçları, onun savaşçı ruhunu ve liderlik vasfını gözler önüne serer. Gözlerindeki kahverengi parıltı, hem sert mizacını hem de içindeki merhameti yansıtır. Vargın, sürüsünü korumak ve kadim yasakları aşmak için doğmuş bir liderdir.
Kaderin karanlık yollarında, Tayeçe ile yolları kesişir. Yasak bir ilişkinin doğurduğu güçlü bir cadı olan Tayeçe, içindeki karanlıkla ve geçmişin gölgeleriyle savaşırken, Vargın ona rehberlik eder. Geceyi aydınlatan ay ışığının altında, geçmişin sırlarını çözmek ve geleceği yeniden şekillendirmek için birlikte mücadele ederler.
“Kara Küp: Başlangıç” serisi, evrenin yaratılışına, kadim güçlere ve insanlığın varoluşuna dair epik bir anlatıdır.
Kara Küp, evrenin sonsuz karanlığına hapsedilmiş güçlü varlıkların ve yüce amaçları uğruna verdikleri mücadelelerin hikâyesini anlatıyor. Gizemli ritüeller, kadim sırlar ve yıkıcı güçlerle dolu bu fantastik dünya, okuyucuyu zamanın ve mekânın ötesine götürüyor. Efsanelerin ve gerçeklerin iç içe geçtiği bu evrende, güç için verilen mücadele aynı zamanda tüm varoluşun kaderini belirleyecek.
Asıl dünyasında doktor olan Masajuka Tokito ameliyatta hastasından nefret eden kişinin onu bıçaklaması sonucu ölür. Öldüğünde her şeyin bittiğini sanmıştı fakat onu öpen tanrı ona lanet vererek yanlışlıkla şeytan kral olarak reenkarne etti. Fantezi dünyasında gözlerini açan Tokito nelerle yüzleşecek acaba?
Kutsal bir varlık, kaderleri belirsiz kahramanların sınavına tanıklık ederken sessiz fısıltılar her yerde yankılanıyor.
Dünyanın kaderi gerçekten bir kitabın sayfalarına mı yazılmış? Yoksa kendi inançlarının yükünü omuzlarında taşıyanlar, bu değişmez görünen yazgıyı altüst edebilir mi?
Her adım daha büyük bir fedakarlığı, her fedakarlık daha derin bir sırrı ortaya çıkarır.
Eğer kitabın gücü yalnızca tanrılara aitse, insanların kulaklarına kim fısıldıyor?
Unutmayın ki aslında bir son, yalnızca yeni bir başlangıcın kapısıdır.
Ölümün ürpertisini hissederek uyandım. Daha önce hiç böyle bir şey hissetmemiştim ama biliyordum bu ölümdü. Bu ürperti yalnızca ölüme ait olabilirdi... Solmuş, karanlık nefesini enseme üflemiş ve beni zihnime saldığı zehirle felç bırakmıştı sanki. Düşüncelerim bana bu hisle ilgili milyon tane hikaye yazıyordu. Tekrar dinlemek istemeyeceğim ıstırap dolu hikayeler... Yanlış hissetmiş olmayı diledim ve zihnimdeki çığlıkları en tozlu raflara bıraktım. İmkansızdı... Ölüm hissedilemezdi değil mi?
Tenime değen ılık ıslaklığın farkına vardığımda bunun ablamın yeni bir şakası olduğunu anladım. Az önce hissettiğim hisler beni rahat bıraktı. Her şaka yaptığında oluşan, o şirin bir o kadarda sinir bozucu olan yüz ifadesini görmek için Elna`ya döndüm ama döndüğümde görmeyi beklediğim kesinlikle kanlar içerisindeki bedeni değildi.
Sadece özel bir seçme ile öğrenci kabul eden bir okul...Tigris Merkezi Koleji...
Bu okulda her sene sonu oynanan dünyaca ünlü tiyatro gösterileri...
Üç kız... Zelda, Ava ve Elda...
Kulisteki üzeri örtülü kapı...
Ormanlık yolun sonundaki geçit...
Ve yolun sonu... Renmerra Sihir Akademisi...
Geçmişte saklananlar...
Tarihe yazılmayanlar...
İhanetler ve savaşlar...
Değişimin açıklayıcısı, yolu ve anahtarı...
SAKLI GEÇMİŞ SİZİ AĞIRLAMAKTAN ONUR DUYAR!!!
Freni boşalmış bir kamyon üzerime doğru geliyordu. Kaçmak için koştum ama ezilmiştim. Ölümümün böyle olacağını tahmin bile edemezdim.
Cehennem sürecim başlıyor olmalı...
Gözlerim kapandığında sonsuz bir boşluktaymış gibi beyaz bır ışık görmüştüm.
Sonra huzursuzca kıpırdandım. Gözlerim açıldığında iki kişi kollarımı tutuyordu.
Ne oluyor lan galiba zebaniler beni cehenneme götürüyor!!!
_____________________________________________________
+18 şiddet, küfür, kan ve cinsellik içerir!
Sonsuza tek fazla gelmezdi değil mi? Sonuçta sonsuz + 1 yine sonsuz ediyordu.
Sonsuz yaşam, sevgi, bilgi ve daha nicesi...
Sonsuza aşık biriydim.
Hiç olmak istemiyordum. Sahi sonsuzla hiçlik savaşıyor olsa ne olurdu?
Sonsuz × 0 gibi sonucu belirsiz bir işlemdi benim de hayatım.
00/
Bu kitap neredeyse 2-3 senedir beynimde dolaşan ve gerçek hayatla tanışmayı bekleyen zihnimde dizileri çekilen bitmiş bir senaryo ve ben artık size açtım
Çizim yeteneğimi geliştirebilirsem hikayemi mangaya dönüştürüp site açmayı düşünüyorum ama önce hikayenin beğenilip beğenilmediğini ölçmem lazım :)
/0
Yazar : Evet sayın okurlar bendeniz yazar ve size arkadaşları tanıtıcağım önce sağ odada olan İkizler olan Ayperi ve Ayaz yanında ise Nur ve Okan var sol odada ise İkizlerin babası Arthur Nur kızımız annesi Lisa ve Okanın babası Steve var şimdi bu aileyi hep beraber tanıyalım
İnsan ama süzeran, süzeran ama insan.
Ben ikisi olmayı da başaramamış biriydim. Biriydim diyorum ama, bu benim tarihim açısından çok yanlış bir yakıştırma. Ben Temmuz`dum. Süzeran ırkının en soylu ama en gizemli ailesinin sonuncusu, adını bizzat kendi adım olarak aldığım bu ailenin dördüncüsüydüm. Bulunduğum dünyada bilinç ve medeniyet sahibi olan bu iki ırk da kendilerini diğerinden üstün görüyordu. Ama size şunu söyleyeyim, bu iki görüşün de hiçbir anlamı yok. Benimle birlikte süzeran tarihinin derinlerindeki gizemlere indikçe gerçeğin bambaşka olduğunu siz de göreceksiniz. Bu dünyada gizemli olaylar ve varlıklar, lanetler ve kaderler, bambaşka güçler ve özellikler var. Önümüzdeki kaos dolu yolculukta, Ben başıma aldığım bir belanın gizemlerini çözüp sorunları halletmeye çalışırken siz de benim gözümden süzeran dünyasındaki fantastik olayları okuyacaksınız.
( Zühre karakterinin hayat hikayesini anlatan ikinci kitabım "Mâran: Çıkış Yok" )
İki eli cebinde bana doğru yavaş yavaş adımlarken,kısık gözlerini bir an bile benden ayırmıyordu.
"Ne yaptın bana?" dedi. Sorduğu sorunun verdiği panikle derin bir nefes verdim buz gibi havaya.Eli kolu bu kadar uzun olamazdı değil mi? Birisi birşey mi söylemişti ? Kendimi silkeleyip, kaçırdığım gözlerimi ona diktim.Hoşuna gitmiş olacak ki yüzünde bir sırıtış peyda oldu.
Kesinlikle eğleniyordu.
"Benim bu işle hiçbir alakam yok, herşey Semanın halt yemesi, bu deli saçması işe bulasmayalım dedim ama dinlemedi beni ve-" sözümü kesen adımlaması , önümde son bulurken bedenini benim ile aramda bir mesafe kalmaksızın bana yaklaştırdı ardında eğilip yüzünü yüzümle hizaladı.
O anda gidip gelen otoyıkamanın ışığı pes edercesine hepten kesildi.
Üzerimize yağan küçük cam parcaları ile kesilmekten ziyade patladığını anlamam zaman almadı.
` Hıh ` korkudan ağzımdan dökülen nidayla istemsiz olarak Doğana doğru çekildim.Aradaki mesafe tamamen kapanmış ve bedenlerimiz birbirine değer vaziyetteydi.Ben etrafımdaki olağanüstü durumlara bakınırken ne yaptığımın farkında bile değildim.
Panik dalgası içimde dahada büyürken, karanlığın içindeki o bir çift göz, istifini hiç bozmadan geç kalmış konuşmayı yaptı.
" Ne yaptıysan" düzeltmek adına tekrarlayıp
" Ne yaptıysanız, işe yaradı. Sözünde durdun. O gün istemediğim herşeyin bugün kölesiyim küçük Vesvâs!"
Zihnimde bir uğultu vardı; kesif bir rüzgâr beni derbeder etmek istercesine mütemadiyen esiyordu. Nedenler sunulmuştu bana ama manalar, sunulan sebepler karşılığında elimden alınmıştı. Sabah olduğumdan daha bilgili ama daha eksiktim; heyecan, çekip gitmek için an kollayan umut artık benimle birlikte değildi. Kalbimin kendisine biçilmiş görevi layıkıyla yerine getirmesini sağlayan hislerimin örüntüsü bozulmuştu. Ortaya çıkan yeni görüntüde hislerimin hem rengi hem biçimi değişmiş ve bozulmuştu. Bu yeni görüntü normalim oluncaya dek, eza ve keder bir araya gelip eksikliğin sembolü olacak bir gölgenin arasına sıkışacak, nefeslerimin kesik kesik olmasına neden olacaktı. Ben, bana fazla fazla sunulan parçaların eksik, kırılmış ve bozulmuş olmasına alışana dek hiçbir nefes parçacığı kendisine çizilmiş ve artık ezberlemiş olduğu yolun sonuna dek gitmeyecekti. Yol da bazı hisler ve nefesler gibi yarım kalacaktı. Buna alışmak ise zaman alacaktı. Kim bilir, belki de alışmam için, zamanın parçalanıp değerini yitirmesi, tek gerçek anlamı hâline gelen nihayetsizliği elinden yitirmesi ve kendine yeni bir anlam arayışına girip kusurlu denizlerin kirli sularında bekletilmesi gerekecekti.
"Küfür, argo, kan, vahşet vb. Şeyler çokça bukunacaktır lütfen bunu göze alarak okuyunuz"
~bu kitap tamamen hayal ürünüdür.~
Paria kan bir kız ve kralın şövalyesinin mührü.
Peki paria ne mi? Ölüm laneti almış beyaz saçlı büyücülere denir. Aslında bebeklerken en masum hallerindelerdir ama 9-10 yaşları arasında büyük bir güç patlaması yaşanırlar ve etraflarındaki herşey yok olur ne olursa olsun...
Bu yüzden doğdukları anda idam edilirler. Yaşayanlarda sürgün edilir (tabii yaşayan varsa)
Yürüyemeyen bir kadın babaannesi tarafından büyü ile yürümesi sağlanır
Ve bu büyünün cezası olarak arafa gitmesi gerek yerde klanların olduğu tarafa düşer ama araf onun için dönecektir
Ülkeniz savaş altında fakat hiçbir ülke evsiz yurtsuz kalan vatandaşları almak istemez. Başkanınız vatandaşları göndermek için isteyenin istediği vatandaşı alabileceğini söyler...
"Kulağımda hissettiğim uğuldama ve yerdeki vücudumun titremesi arasında yanlızca birkaç saniye vardı. Kafamı hafifçe kaldırdım ve az önce bana bağıran adama baktım. Evet ben hikayenin başındaki aptal kız olabilirdim fakat bu hikayenin sonu böyle bitmeyecekti. Saç diplerimde yoğun bir acı hissetmemle kendime söz verdim. Ölümüm kölelik damgasının altında ezilerek değil, hür bir kadın imajı altında olacaktı. "
~Başkalarının arkasına saklanmak yerine hür ve özgürlük için mücadele eden bir kadının öyküsü. ~
(..Not; Yazım hataları ve bazı kusurlarım olabilir şimdiden anlayışınız için teşekkürler ... )
Efsanelere konu olan kayıp şehir. Sadece kraliçesi gelince ortaya çıkaracağı zenginlik. Ama bu zenginlik altın Zümrüt değil...
Büyü, ejderha, dokunulmaz savaşcılar ve nicesi...
Herkes derib bir uykuda. Lanet çöken şehir...
Sadece kraliçenin açabileceği kayıp bir şehir...
Babasının ani ölümü ile tahta geçmeye hazırlanan Victoria, bilinmeyen bir düşman ve yıllardır görmediği kardeşiyle kendini bir savaşta bulur. Aksiyon, kan ve dehşetle dolu bu hikayeyi birleştiren temel duygu aşk mı olacaktır?
"Bazen,hiç var olmamış ve hatırlanmayan insanlar gerçektir.Yalnızca bir zaman arasına sıkışmış olabilirler."
Zaman arasına sıkışmamaya dikkat edin.
Herkesin normal olarak bildiği bir lisede hiç var olmamış insanları hatırlayan öğretmenlerin olması kimsenin ilgisini çekmez.Her zamanki gibi okuluna giden Umay,bir anda kendini 1980`li yıllarda öğretmenlerinin öğrenci olduğu zamanda bulur.Bir büyü sonucu zamanlar arası sıkışmıştır ve büyüyü bozup hiç var olmayan hatırlananları kurtarması için yanlız bir haftası vardır.
Bu kitabın ve kapak tasarımının tüm hakları tarafıma aittir. Zamansız Ruhlar Serisi`nin ilk kitabı olan Kayıp Ruhların Dönüşü ile karşınızdayım. Hakaret boyutuna ulaşmayan her tür eleştiriye açığım. Keyifli okumalar!