Yeni Üyelik
[ boks ] - Etiketin'de Kitap Listesi
Kış güneşi
"aşk ve mantık yer altı ve yer üstü hepsi bir yumruk darbesi."
15s önce
  Yazar@kzbrlzkakz
Defne Ela/Gerçek ailem
17 yaşındaki bir kızın hayatının bir testle nasıl değiştiğini anlatan klasik bir gerçek ailem kurgusudur
2g önce
  Yazar@yaazarr_2
Mafya Kızı
Bir anda kolumdan tutulup sandalyemden kaldırılmanın verdiği sinirle adamın suratına bi yumruk geçirdim. Adam silahıyla havaya ateş açtığında kafede ki insanlar çığlık çığlığa kaçarken arkalardan biri silahını bana doğrultup "Bir hamle daha yapayım deme" Evet yine kaçırılmak üzereydim ve bu sefer beni kurtaracak biri yok diye düşünüyodum. 𝕂𝕚𝕥𝕒𝕓ı 𝕤𝕖𝕧𝕖𝕔𝕖𝕘𝕚𝕟𝕚𝕫𝕕𝕖𝕟 %𝟙𝟘𝟘𝟘𝟘 𝕖𝕞𝕚𝕟𝕚𝕞 𝕓𝕚𝕣 𝕜𝕚𝕥𝕒𝕡 𝕚𝕝𝕜 𝕓𝕠𝕝𝕦𝕞𝕖 𝕘𝕠𝕣𝕖 𝕪𝕒𝕣𝕘ı𝕝𝕒𝕞𝕒𝕪𝕚𝕟 𝕔𝕦𝕟𝕜𝕦 𝕤𝕖𝕧𝕖𝕔𝕖𝕜𝕤ı𝕟ı𝕫. 🎀💖𝕔̧
3g önce
  Yazar@esmeryazarrrr
BELALIM / Texting
"Sen benim başıma bela mısın?"
6g önce
  Yazar@nsh.kose
Mahalleden Biri
Kız erkekten büyüktür(!) Şuradan başlayalım o halde. Ben Efsun mahallesinin bir köşesinde sıkışıp kalmış lakin o köşede kendi cennetini kuran mahalle fertlerinden sadece biriyim. Adı gibi etkileyici olan bu mahalle 21. yüzyılın alışagelmişliklerin dışında bir samimiyet ve komşuluk bağları barındırıyor. Mahalleye ilk taşındığında oluşan atmosfere dayanamayıp şoka giren insanlar olduğu haberleri doğrudur bu arada. Seksenlerden bu güne yıpranma ve aşınmalar olsa da insanlığını ve merhametini kaybetmeyen bu insanlar benim 18 senelik tek ailem olmuştu. 2005 yılında Kocakarı soğuklarının başladığı çetin geçen günlerden birinde çınar ağacının dibindeki bir kundakta ağlarken bulmuşlar beni. Ömrüm uzun olsun diye değil o soğukta donayım diye. Göbek bağımın düşme zahmetine bile katlanma gereği görmemişler. Şansım ise beni bu mahallede bulmuş. Beni bırakan biyolojik aileme rağmen bu insanlar beni şefkatleri ile ısıtmış, evlerine almak için birbirleriyle yarışmış adeta. Büyüklerim öyle anlatırdı daha doğrusu. Yarışın kazananı ise uzun zamandır çocukları olmayan anne ve babam olmuş. 28 senelik evlilikleri boyunca bir sürü tedavi deneyip sonuç alamamalarına rağmen nankörlük etmeyip vardır bir hayır diyerek Allah`a dua eden aileme emanet olarak verilmişim. Ha bir de üvey abim var. Temir... Evet yanlış okumadınız adı Temir. Mahallenin gencinden tut yaşlısına kadar hem korkulan hem de sevilen ismi. Benim için ise hayatımı hiç düşünmeden verebileceğim abim. Hikayemi/hikayemizi okumaya hazır mısın?
6g önce
  Yazar@siren_
Arya/Gerçek Ailem
Eve geldiğimde direkt hastaneye gidip ailemin gerçek ailem olmadığını öğrendikten sonra ne olur? Acaba hayatım aynı şekilde devam eder mi yoksa mutlu mu olurum? İşte bunu ilerleyen vakitte göreceğiz...
Bal
Bu okula girmek kolay değildir girseniz bile çıkmanız baya zor.
2h önce
  Yazar@ecrin.07emir61
İLLEGAL
Yeni başlangıçlar yapmak isteyen Afra kendini işin içinden çıkılmaz bir halde bulur. Yeni hayatına, bunun getirdiği sonuçlarla yüzleşmesi gerekir. Peki bu yeni hayatında tanıştığı adamın Afra ile daha derin bağlantıları olabilir mi?
4h önce
  Yazar@flamebulee
İCAZ SERİSİ 1: ATAK
KARANLIK DA BİR LUTÜFTU ONUN İÇİN AYDINLIĞA ÇIKARAN Kayra Günalp, spora aşık bir kızdır. Yıllar sonra spor muhabiri olmuş hayallerini gerçekleştirmiştir. Hayatının en büyük haberini alacağından haberdar değildir. Hayatının dönüm noktası başlamak üzeredir. Ayaz Atabey. Sert ve soğuk bir boksör. Kazanmayı seven ama kaybetmeyi de bilen gölgeler içinde yaşayan bir adam. Hayatındaki en büyük mağlubiyeti olacak bu kadın aynı zamanda en büyük zaferi olacaktır. Işığa hayran olan bu kadın karanlık bir gölgeye âşık olabileceğini tahmin edemezdi. Tesadüfen bir spor haber ikiliyi bir araya getirir. BU BİR SPOR MUHABİRİ VE BOKSÖRÜN HİKAYESİ. BU İKİ SAVAŞÇI RUHUN HİKAYESİ.
1a önce
  Yazar@dsyydiarss
Tatlı Katil -1
Acı nedir çok iyi bilirim. Nasıl bir his olduğunu ama bana yaşatanları affetmem. Kalbimde bir an için sevgi kaldıysa onuda saklarım ihtiyaç olur diye ama gerisi hepsi nefret ölüm bir kan şeklindedir
1a önce
  Yazar@handelendin
Söz mü?
… Hayat bazılarına cenneti yaşatırken bazılarına cehennemi yaşatır. Hayat bir gün gülerken diğer gün ağlamaktır aslında, her zaman öyle olmaz mı zaten? Bir gün kendimizi toparlarız, bir gün ise enkaza döneriz. Asıl önemli olan enkaza döndükten sonra taparlanmaktır aslında. Herkes güler, herkes enkaz olur fakat ya enkaza dönüştükten sonra? Asıl o zaman hayat size gösterir gerçek yüzünü. O enkazın altında oksijenin tükenirken bir el, bir umut, tutunacak bir dal ararsın. O dalı bulursanız sizden şanslısı yok. Fakat ya bulamazsınız? Tuttuğunuz o dal kırılsa ne olur bilir misiniz? Tuttuğunuz o dal kırılırsa kanatları kesilmiş bir kuştan farkınız kalmaz aslında. O el kesilirse o enkazın altında oksijeniniz tükenene kadar çırpınırsınız işin kötüsü de nedir bilir misiniz? Çırpınmaktan başka bir şansınız yoktur ve siz çırpındıkça aslında kendi ellerinizle kendinizi öldürürsünüz. Her ölüm bedenin ölmesinden ibaret değildir. Siz belki bedeninizi değil fakat ruhunuzu öldürürsünüz ve en kötüsü de beden ruh gibi değildir, kokusu olmaz, kimse anlamaz ruhunuzun öldüğünü.
1a önce
  Yazar@m1sslav1n1a
HERA
Bir ev ve arkadaşlarım hatta bana aile olan arkadaşlarım ve 1 yıl önce vurmaya başladığım boks torbası, Kader bizi nasıl bir araya getirecekti bu sorunun cevabını bende merak ediyorum...
2a önce
  Yazar@asellkitabimm
MARSEL
Her insan küçükken kırılmıştır illaki, insan kırıldıktan sonra ya sürekli kırılıp üzülür ya da bir defa kırıldıktan sonra onu kıran kişiye taş kesilir dediklerini duymaz kısacası artık o onun gözünde bitmiştir. Küçüklüğünde kalbi kırılmış ve büyüdüğünde taş kesilmiş bir kız duruyor karşınızda bu kişi Farah gülce Ulusoy’du, onun bir kalbi yoktu artık onun kalbi taş kesmişti. Küçüklüğü onun için bir imtihandı, kişi dünyaya imtihan olmaya gelirdi yaşadığı hayat boyunca geçirdiği zaman imtihandır ona yıllar sonra Türkiye’den ayrılarak Rusya’ya gelmişti çünkü Farah artık dünyaca ünlü bir balerin ve dansçıydı. Farah Ulusoy dans ve baleyi aynı anda yapıyordu ve bu işte çok başarılıydı binlerce kişi onu dinlemek için geliyordu. Pekâlâ o mutlu muydu hayır pek sayılmaz o mutluluk nedir bilmiyordu artık o duygusuz birisine dönüşmüştü, artık üzülmüyor ağlamıyordu. Farah artık büyümüş ve olgunlaşmıştı o 20 yaşındaydı, duyguları ve yaşamındaki zorlukları onu zorlasa bile dünyalarca ünlü bir balerin olmuştu. Aynanın karşısına geçip saçlarıma şekil vermeye başladım, saçlarımın çok fazla yıpranmaması için sadece gösterim olduğu zamanlarda saçlarımı şekillendirip ısı kullanıyordum. Çoğu zaman asık suratlıydım çok soğuk olduğum söyleniyordu ama hayranlarıma daha doğrusu buralarda olamam onların sayesinde olduğu için aileme gülümsüyordum gülümsemeyi sevmiyordum gülümserken çok fazla yoruluyordum somurtmak bir insana bu kadar mı yakışır diyorlardı hepsi yalancıydı. Hepsinin gözlerine baktığım zaman gerçekleri görebiliyordum bu özel bir güç değildi sadece 6.hissim kuvvetliydi, giyinme odama girerek dolabımın içinden siyah tüllü elbisemi alarak aynanın karşısına geçtim, üzerimde nasıl duracağını düşündüm. Sevgili annem Monozza her güne bir video kaseti bırakmıştı ,annemin ismi Arap kökenliydi kendisi de Arap olduğu için monozza ismi onlar için gayet normaldi. Kaseti yerleştirerek ekrandan annemi izlemeye başladım, vaktim kısıtlıydı ama her gün yaptığım gibi makyaj yaparken onu izleyebilirdim. Gözlerime koyu renklerle vurgulayarak kırmızı bir ruj sürdükten sonra yerimden kalkarak aynaya karşı “harikasın Farah” Rusya’da kendime ait bir evim vardı kapımı kilitleyerek arabama doğru ilerledim. İstikamet ruhlarını kaybetmişler müzesiydi. Yarım saatlik bir mesafem vardı, kendiliğinden açılan radyomu kapatarak arabamın içine hakimlik sağlayan sessizlik ile yoluma devam ettim. Düz yolda ilerliyordum müzeye yakın bir yere oturmayı tercih etmiştim ışıklarda durduğum zaman karşıdan karşıya geçmeye çalışan teyzeye dikkat kesilmiştim, sol bacağı ilk adım attığında aksarken ikincisinde sağ bacağı aksıyordu bir adam geldiği zaman yanına yardım etmek için teklif etmişti kadın anladığım kadarı ile teklifini kabul etmiş karşıya geçtikleri zaman da adam kadına acıdığı için para vermişti. Yalancıydı. Yola devam edip müzenin önünde park edip arka koltuktan siyah uzun kabanımı aldım, üzerime giydikten sonra arabadan inip dışı gösterişli olan binaya girdiğimde çalışanlar sıra halindeydi ,rastgele bir çalışan “merhabalar Farah hanım, lütfen bu yandan” arkasından ilerleyerek perdenin arkasında beklemeye başladım çok fazla gürültü ve çocuk sesi vardı arkadan el işareti yaparak “çocukları dışarıya çıkartın” adam “ama” itiraz ederek” çıkarın dedim” kabanımı çıkartarak karşımdaki boydan aynalara bakarak “az kaldı.” Gözlerimi kapatarak `umiy tatamanaa li altawfiq” ışıklar kapandığında opera müziği başladığında perde de açılmıştı gözlerimi yumarak etrafımda tur atarak seyircilere doğru ilerledim gözlerimi açıp sağ ayağımı yukarıya kaldırıp tekrar döndüm. Dans hareketlerini yapıp bir andan da bale ye uyarlamaya çalışıyordum, aynı zaman da kendimi dansa kaptırmamaya uğraşıyordum, kaptırdığım an süre yi unutup dansa devam ediyordum. Şarkı bittiği zaman seyircilerin önünde eğilerek” Spasibo za prosmotr.” seyirciler alkışladığı zaman bakışları tanıdık gelen birisini gördüm evet fazlası ile değişmişti benim gösterimde benim hayatımı yerle bir eden birisinin ne işi vardı. Kalbimin sıkışması ile dayanmaya çalıştım, içeriye girip haplarımı atmam gerekiyordu ama ben içeriye giremiyordum beynim komut vermeyi durdurmuş ve karşımdaki adamdan gözlerini alamıyordu o ise yanındaki kadınla konuşmaktan beni fark etmemişti bile Yıllarımın katili Atilla vasilievaydı. “İki insan da yıllarca birbirlerini görmek istediler, aynı yerlere gitmek istediler bilmiyormuşçasına karşılaşmak istediler evren onları karşılaştırdı ama onlar birbirlerini fark edemediler.”
2a önce
  Yazar@adallindaa
ŞAH MAT
Kadın bir akrep, adam bir katran. Bir kadın bir adama bu kadar haram, bir adam bir kadına bu kadar yara olamazdı. * Bu kitap Şah, Mat ve Son oyun olmak üzere 3 hikaye içermektedir. Hikaye geçişleri, bölüm başlarında belirtilecektir. * ŞAH Bedenindeki tüm acılar seni canlı tutar. Peki ya ruhundaki? Geçmişin kıvılcımı geleceği sıçrar ve bir ateş yanar. Anka kuşu misali küllerinden doğan, o ateşi tutar. Çemberin Efendisi... Korkusuzluğu acıdan beslenen genç adam; Uraz Kurt. Acıyı unutmaya yüz tuttuğu o yerde -Kalbinde- misafir ederse, eskisi kadar korkusuz olabilir mi? * MAT Her insanın geçmişinde pençe izleri olurdu. Derin yarıklar açan o pençe izlerine birçok anı gizlenirdi. Ve ne yazık ki Uraz`ın soyadı, kendi ruhunun beline öyle şiddetli bir pençe indirmişti ki, kuytuda saklanan geçmiş bile silinmişti. Geçmişi gün yüzüne çıkaran bu kitapta, belki de bilinen tüm doğrular yanlış, yanlışlar ise doğru çıkacak... Belki aşk, sahte bir gülüş olup; günler akrep ve yelkovanın ayrılığından sonra işlemeyi bırakacak. Kadın bir akrep, adam bir katran. Bir kadın bir adama bu kadar haram, bir adam bir kadına bu kadar yara olamazdı. * SON OYUN Kartlar açıldı. Piyonlar öne sürüldü. Kaleler yıkıldı. Filler öldü. Vezirler devrildi. Şahla şah karşı karşıya geldi. Acımasızlığını ikinci bir deri gibi üzerine giyen Uraz Kurt, sevgisini yaralayan bu acımasızlıkla başa çıkabilecek mi, yoksa sevgisini acımasızlığına mı kurban edecek? Masumiyeti gözbebeklerinin içerisinde taşıyıp koruyan Ayşin Şendoğan, kötülüğün bekçisi olan adamın nasırlı ellerine mi güvenecek, yoksa hayatını masumluğunu koruyarak mı sürdürecek? Devrildi Şah. Oldu Mat. Bitti oyun. Kapandı defter. Şimdi rakibini yenme zamanı. Tek bir kazananın olacağı bu hayatta, sevgi imkansızdı. Ancak tüm imkansızlıklar da aşkı doğururdu. Doğan aşk, peşinde ölümü de sürüklerdi. Peki bu hikayede ölen taraf kimdi?
3a önce
  Yazar@tubux2
Parlak Gece
Bu sefer çığlıklar dahada yükseldiğinde kaşlarım çatıldı. Kafese girmeden gölgesi düştü. Sonrasında heybetli beden ortaya çıktı. Boyu uzun, kara saçlı, kara gözlü oldukça heybetli bir adam kafesin içine girdi. Abimden uzundu ama abim de an az onun kadar iriydi. O abimin aksine tezahürat edenleri görmezden gelip gözlerini balkonlarda gezdirdi. Kara gözleri bizim balkonda durduğunda göz göze geldik. Sert yüzü bozuldu ve gülümsedi. Noir bana gülümsedi.
3a önce
  Yazar@ladyynizzz
Lara Deniz/Gerçek Aile
17 yıl sonra karışıldığını öğrenen kız ne yapıcak?
4a önce
  Yazar@asyafg1
AFET
Eskrimci bir kızın aşk hikayesi
2a önce
  Yazar@_ayzzza_
KREŞENDO
Bir cinayet işlemiştim. Öldürdüğüm kişi babamdı. *** O günden sonra, yaşayamadığım çocukluğum tamamen elimden alındı. Akrep ve yelkovan arasındanki o kısır döngüde sıkışıp kaldım. Bedenim büyüdü ama ruhum hep çocuk kaldı. *** “Hiç çok sevdiğin birini kaybettin mi, İgor?” diye sordum aniden. “Kaybettim.” dedi. Yorgun bakışları beni bularak bir süre suratımda oyalanırken, “Hepimiz kaybettik.” diye tamamladı cümlesini. *** Kreşendo; müzik parçasında, seslerin gittikçe en yüksek noktaya doğru güçleneceğini belirten bir müzik terimidir.
2a önce
  Yazar@varamayokgibi
Loading...
0%