Aşkta ve savaşta her yol mübahtı, peki ya aşk savaşında?

Efsun sıradan bir hayat yaşadığını sanırken, kaderin ipleri onu bambaşka bir dünyaya çekiyordu. İnsanlar arasında geçen yılların ardından, damarlarındaki kanın sıradan olmadığını öğrenmesi, hayatını geri dönülmez bir şekilde değiştirdi. Kurt soyundan gelen Efsun, şimdi sadece hayatta kalmayı değil, aynı zamanda içinde taşıdığı gücün anlamını keşfetmek zorunda. Alfa Baran’ın sert ama çekici rehberliğinde, kendi doğasına karşı verdiği savaşı kazanabilecek mi? Yoksa içindeki karanlık, onu sevdiklerinden koparacak kadar güçlü mü? Aşk, ihanet ve büyüleyici sırlarla örülü bu hikayede, Efsun’un yolculuğu hem kendini bulmayı hem de gerçek ailesini yeniden keşfetmeyi konu alıyor. Ancak her adımda, geçmişin gölgeleri ve bugünün tehlikeleri arasında sıkışıp kalan Efsun, kime güveneceğine karar vermek zorunda.

Romalı şair Ovidius 2000 yıl önce bir şiirinde ‘’ Video Meliora Proboque Deteriora Sequor, yani İyi yolu görüyor ve takdir ediyorum ama kötü yoldan gidiyorum ‘’ der. İşe gitmekle kahve içmek arasında, rüyasında gördüğü cinayet mahalline gitmek ile bunu ciddiye almamak arasında ve en önemlisi bir seri katili sevmek ile ele vermek arasında bir seçim yapmak zorunda kaldı. İyi yolu takdir eden Vera tereddüt etmeden kötü yoldan gittiğinde kendi kaderini kendi yazdığının da farkına vardı. Seçtiği yolun kayalıklarla dolu olacağını biliyordu. Yokuş aşağı inerken bir yandan da yukarı çıkması gerektiğini biliyordu. Sevdiği adamı kendi elleriyle içinde bulundukları bataklıktan çıkartırken dibe batacağını, çırpındıkça daha derine gömüleceğini de biliyordu. Aşkının peşinden gidecek kadar cesur, sevdiği adam kurtulsun diye bütün anılarının silinmesine müsaade edecek kadar da gözü karaydı. Vera ve Demir’in hikayesi ıssız bir sokakta bir cinayetle başladı. Bu hikayeyi bitirecek olan da yine bir cinayetti.

Bir insan ölmüştü. Bir insanın ölümü yaşama dönme şansım olmuştu. Bir insanın ölümü ardından değişmişti tüm düzen. Kral Demirkan öldüğünde bana koca bir imparatorluk bıraktı. Kral Demirkan öldüğünde bileklerimde olan pranga kan ile bozuldu. Kral Demirkan öldüğünde ölmem beklenirken hayata döndüm, ölmemi bekleyen herkesin ipini çekme gücünü elde ettim. Bir evlilik ile her şeyin iyi olacağına dair umutlarım yerin yedi kat dibine gömülmüş, evliliğin son bulması ile yerin yedi kat dibinin cennet olabileceğini öğrenmiştim. Adım Efsun, artık yalnızca Efsun. Bedenimde büyümeye başlayan minik canı hayatta tutmaya çalışırken tüm dünyaya karşı açtığım savaşta arkamda Kalkan Timini bulmuştum.

Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır...

Bir mafyala zorla evlenirseniz ne olur Efsun ailesinin zoruyla bir mafya olan Karan ile evlendirilimiştir bu zorunlu evlilik gerçek bir aşka dönüşebilir miydi?

`ne roma, ne londra, ne madrid, ne viyana.. bir istanbul beyefendisi gibi, bir istanbul beyefendisi. agresif ama oldukça nazik, bir istanbul beyefendisi. ve paylaşmıyor sevgisini, bir istanbul beyefendisi. ve çekingenlik aliyor her yanımdan, bu aşkın beyefendisi..

Kurallar kurallar ve kurallar.. Peki nedir bu kurallar? Toplum içinde kulaktan kulağa konuşmamak.. yaşlılara saygı göstermek.. küçükleri sevmek bağırmadan konuşmak.. ve daha nicesi... evet daha nicesi! Joud krallığı kuralları acımasız ve çoktu. 20.000 bin kuralı olan troya okulu tüm krallıklardan ögrenci kabul eder ve eğitirdi. Joud krallığı, minos Krallığı`ndan 1000 kilometre uzaklıkta bulunan en eski krallıktı.. son dinazorları gören yok oluşlarına sebep krallık olarak bilinirdi. lanetli olarak bilinen bu krallık yok olmanın eşiğindeydi fakat en güçlü kurtlarda burda yetişirdi. Zalim ve acımasız kurtlar!