[ rusya ] - Etiketin'de Kitap Listesi
devam ediyor 1h önce güncellendi
TUTKU VE DANS: VERA (DARK DANCE)
@kitsudaphne
Okuma
150.26k
Oy
5.27k
Takip
5.16k
Yorum
587
Bölüm
70
RUS MAFYA LİDERİ VIKTOR VOLKOV İLE BALERİN VERA VASILIEV...
BU KİTAP KARANLIK DANS SERİSİ BİRİNCİ KİTABIDIR.
Bu hikaye yalnızca kalbinizi değil, ruhunuzu da ısıtacak.
Romantik. Tutkulu. Baş Döndürücü.
Eğer tutkulu aşkların ve zorlu mücadelelerin hikayelerinden hoşlanıyorsanız bu kitap daha fazlasını vadediyor: Bir adamın, sevdiği kadını karanlığın içinden çekip çıkarmak için neleri feda edebileceğini gösteriyor.
Viktor Volkov, sadece bir mafya lideri değil, o Vera`sının karanlık dünyadaki tek ışığı. Vera da onun güneşi.
Buzla kalpli bir kalp, güneşin ışığına dayanamaz. Peki buz eridiğinde, geriye ne kalır?
"Sen hayatımda eksik olan her şeyi tamamlıyorsun, Vera." — Viktor Volkov
devam ediyor 2h önce güncellendi
Beni Hatırla
@gzngsvg
Okuma
4
Oy
3
Takip
1
Yorum
10
Bölüm
1
Bu kadar soğuk muydu görüş odaları? Bu kadar acı veriyor muydu?
Demir kapı açıldığında bakışlarımı kapıya yöneldi, karşımdaki sandalye çekildiğinde gelen kişiye baktım. "Güzelim." Dedi Fatih. Yüzüne baktım. "Seni çok özledim."
Nefesi yakındı, kokusunu hissediyordum ama dokunamıyordum, imkansıza sürüklemişti aşkımızı. "Az kaldı." Tebessüm etti. "Çok az kaldı, buradan çıkınca yarım kalan hikayemiz tamamlanacak. Sen ve ben." Yutkundum. Parmağımdaki yüzüğe baktım.
sevgimizi, aşkımızı, hayallerimizi süsleyen o yüzüğe.
"Neden konuşmuyorsun?" Diye sordu Fatih. Simsiyah gözlerine baktım, boynunda adım yazıyordu. "İlsu?" Göbek adımı kullanmıyordu, gerçek adım onun daha hoşuna gidiyordu. "Bir sorun mu var güzelim?"
"Ben yapamıyorum." Dedim. Gözyaşım süzülmeye başladı. "Seni beklemek istemiyorum." Gözyaşımı silip omuzlarımı dikleştirdim. "Bir mahkumu kim bekler ki? Konuştum avukatlarla 6 yıl hapis yiyebilirmişsin, bekleyemem."
"Lan ne diyorsun sen!" Diye bağırdı. Gözlerine baktım öfkesi o`nu ele geçirmişti. "Lan 6 aydır beraberiz, 1 haftadır buradayım ve sen beni bekleyemem diyorsun! Bu mantıklı değil! O kadar söz, o kadar yemin o kadar mutluluk vaadi yalan mı? Bana bak! Bak bana İlsu!"
Yutkundum. Sırtımı geriye verdiğimde parmağımdaki Papatya yüzüğe baktım.
"İlsu!" Dedi yine. Yüzüğü parmağımdan çıkardım. "Verdiğin sözlerden vaz mı geçiyorsun? Beni terk mi ediyorsun?"
"Ben seni değil," Tebessüm ettim. "Bizi terk ediyorum."
*Başlangıç Tarihi: 06.01.25
devam ediyor 3h önce güncellendi
Hasretin Haritası
@jeijeijeinepp
Okuma
26
Oy
11
Takip
2
Yorum
1
Bölüm
4
Bazen insanın kalbi kırılır ama öyle kırılır ki dünyadan silinmek ister. Ne var ki genelde bunu yapamaz, onun yerine yaşadığı hayatı ve başına gelen olayları kabullenmek zorunda kalır. Hasretin Haritası romanında ise ana karakterimiz Tamerlan bunu kabul etmez ve yaşadığı coğrafyayı arkasında bırakarak yepyeni bir serüvene atılır. Peki, yaşadığı coğrafyadan fiziken çıkmış olsa da acaba eski hayatı onun peşini bırakacak mıdır?
devam ediyor 2a önce güncellendi
Aşk Ortağı'
@hiranisud
Okuma
13
Oy
4
Takip
2
Yorum
9
Bölüm
2
iki farklı dünyanın iki farklı başarılı ismi. Geçmişleri beraberdi ancak gelecekleri için durum aynı olamamıştı. yapılan bir kaç hata ve kazılan kuyular kaderin silesini bir çırpıda silmişti. Ancak ipin iki ucu hala sımsıkı tutuluyor ve ümitle besleniyordu. Gelecek pek uzak değildi veya da çoktan yaşanmıştı.
devam ediyor 4a önce güncellendi
YAN DÜNYA
@l_mia1
Okuma
19
Oy
5
Takip
4
Yorum
3
Bölüm
6
Her yanış bir çizik, her çizik bir gizleniş...
Hiç bitmeyecekmiş gibi yanan bir mum gibiydim. Etrafı aydınlatıyordum ama hiç bir zaman sonsuz bir ömrüm yoktu.
🕯
Gözlerimi tekrar aralarken bu sefer elalarıyla göz göze geldiğimde genzimi yakan acı ve boğazımdaki yumru kayboldu. Dudaklarımda hazır bulunan gülümseme kendini belli ederken "Hala her şey sensin" dedim.
Ama o bunun tersini kanıtlamak istermiş gibi başını iki yana salladı. "Her şey ben değilim, her şey sensin" dedi. Onun dudaklarında da bir gülümseme belirdiğinde içimde oluşan heyecanla ona doğru biraz daha yaklaşacakken söyledikleriyle durdum.
"Her şey sensin, yakan da yıkan da sensin!" gözlerindeki alev beni içine almışken durmadı. Yakmaya devam etti.
"Her şey sensin ama her şeyin içinde hiç bir şeysin Pera!"
Ve ben o gün kendime ait olan her şeyi hiç düşünmeden büründüğüm mumda yakmıştım.
devam ediyor 4a önce güncellendi
MARSEL
@adallindaa
Okuma
6
Oy
1
Takip
1
Yorum
2
Bölüm
2
Her insan küçükken kırılmıştır illaki, insan kırıldıktan sonra ya sürekli kırılıp üzülür ya da bir defa kırıldıktan sonra onu kıran kişiye taş kesilir dediklerini duymaz kısacası artık o onun gözünde bitmiştir. Küçüklüğünde kalbi kırılmış ve büyüdüğünde taş kesilmiş bir kız duruyor karşınızda bu kişi Farah gülce Ulusoy’du, onun bir kalbi yoktu artık onun kalbi taş kesmişti.
Küçüklüğü onun için bir imtihandı, kişi dünyaya imtihan olmaya gelirdi yaşadığı hayat boyunca geçirdiği zaman imtihandır ona yıllar sonra Türkiye’den ayrılarak Rusya’ya gelmişti çünkü Farah artık dünyaca ünlü bir balerin ve dansçıydı. Farah Ulusoy dans ve baleyi aynı anda yapıyordu ve bu işte çok başarılıydı binlerce kişi onu dinlemek için geliyordu.
Pekâlâ o mutlu muydu hayır pek sayılmaz o mutluluk nedir bilmiyordu artık o duygusuz birisine dönüşmüştü, artık üzülmüyor ağlamıyordu.
Farah artık büyümüş ve olgunlaşmıştı o 20 yaşındaydı, duyguları ve yaşamındaki zorlukları onu zorlasa bile dünyalarca ünlü bir balerin olmuştu.
Aynanın karşısına geçip saçlarıma şekil vermeye başladım, saçlarımın çok fazla yıpranmaması için sadece gösterim olduğu zamanlarda saçlarımı şekillendirip ısı kullanıyordum. Çoğu zaman asık suratlıydım çok soğuk olduğum söyleniyordu ama hayranlarıma daha doğrusu buralarda olamam onların sayesinde olduğu için aileme gülümsüyordum gülümsemeyi sevmiyordum gülümserken çok fazla yoruluyordum somurtmak bir insana bu kadar mı yakışır diyorlardı hepsi yalancıydı.
Hepsinin gözlerine baktığım zaman gerçekleri görebiliyordum bu özel bir güç değildi sadece 6.hissim kuvvetliydi, giyinme odama girerek dolabımın içinden siyah tüllü elbisemi alarak aynanın karşısına geçtim, üzerimde nasıl duracağını düşündüm. Sevgili annem Monozza her güne bir video kaseti bırakmıştı ,annemin ismi Arap kökenliydi kendisi de Arap olduğu için monozza ismi onlar için gayet normaldi.
Kaseti yerleştirerek ekrandan annemi izlemeye başladım, vaktim kısıtlıydı ama her gün yaptığım gibi makyaj yaparken onu izleyebilirdim. Gözlerime koyu renklerle vurgulayarak kırmızı bir ruj sürdükten sonra yerimden kalkarak aynaya karşı “harikasın Farah” Rusya’da kendime ait bir evim vardı kapımı kilitleyerek arabama doğru ilerledim.
İstikamet ruhlarını kaybetmişler müzesiydi.
Yarım saatlik bir mesafem vardı, kendiliğinden açılan radyomu kapatarak arabamın içine hakimlik sağlayan sessizlik ile yoluma devam ettim. Düz yolda ilerliyordum müzeye yakın bir yere oturmayı tercih etmiştim ışıklarda durduğum zaman karşıdan karşıya geçmeye çalışan teyzeye dikkat kesilmiştim, sol bacağı ilk adım attığında aksarken ikincisinde sağ bacağı aksıyordu bir adam geldiği zaman yanına yardım etmek için teklif etmişti kadın anladığım kadarı ile teklifini kabul etmiş karşıya geçtikleri zaman da adam kadına acıdığı için para vermişti.
Yalancıydı.
Yola devam edip müzenin önünde park edip arka koltuktan siyah uzun kabanımı aldım, üzerime giydikten sonra arabadan inip dışı gösterişli olan binaya girdiğimde çalışanlar sıra halindeydi ,rastgele bir çalışan “merhabalar Farah hanım, lütfen bu yandan” arkasından ilerleyerek perdenin arkasında beklemeye başladım çok fazla gürültü ve çocuk sesi vardı arkadan el işareti yaparak “çocukları dışarıya çıkartın” adam “ama” itiraz ederek” çıkarın dedim” kabanımı çıkartarak karşımdaki boydan aynalara bakarak “az kaldı.” Gözlerimi kapatarak `umiy tatamanaa li altawfiq” ışıklar kapandığında opera müziği başladığında perde de açılmıştı gözlerimi yumarak etrafımda tur atarak seyircilere doğru ilerledim gözlerimi açıp sağ ayağımı yukarıya kaldırıp tekrar döndüm.
Dans hareketlerini yapıp bir andan da bale ye uyarlamaya çalışıyordum, aynı zaman da kendimi dansa kaptırmamaya uğraşıyordum, kaptırdığım an süre yi unutup dansa devam ediyordum. Şarkı bittiği zaman seyircilerin önünde eğilerek” Spasibo za prosmotr.” seyirciler alkışladığı zaman bakışları tanıdık gelen birisini gördüm evet fazlası ile değişmişti benim gösterimde benim hayatımı yerle bir eden birisinin ne işi vardı.
Kalbimin sıkışması ile dayanmaya çalıştım, içeriye girip haplarımı atmam gerekiyordu ama ben içeriye giremiyordum beynim komut vermeyi durdurmuş ve karşımdaki adamdan gözlerini alamıyordu o ise yanındaki kadınla konuşmaktan beni fark etmemişti bile
Yıllarımın katili Atilla vasilievaydı.
“İki insan da yıllarca birbirlerini görmek istediler, aynı yerlere gitmek istediler bilmiyormuşçasına karşılaşmak istediler evren onları karşılaştırdı ama onlar birbirlerini fark edemediler.”
devam ediyor 5a önce güncellendi
Gri Asker
@auecee
Okuma
113
Oy
6
Takip
8
Yorum
0
Bölüm
5
(Bölümler uzundur.)
Yıllar önce öldü diye gösterilen ve karanlık bir odada renklerin ne olduğunu bilmeden, ışığı görmeden büyüyen bir kızın hikayesi.
BU HİKAYENİN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ALAKASI YOKTUR.
İÇİNDE OLAN HER ŞEY TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR.
(Kitabın adı Gri Asker fakat asker ve askeriye, olayların içinde aman aman geçmiyor.)