Yeni Üyelik
[ Genç Kurgu ] - Kitap Listesi
Lanetli Doğum Günü/ Tek Bölümlük
Her şey bir doğum günü kutlaması ile başlar fakat kutlanılmaması gereken bir doğum günü. Ölümün kol gezdiği bir daire. Sevdiklerini kaybeden bir genç adam, üflenmemesi gereken mumlar. Lanetli bir daire. Ölümün onlara çok yakın olduğu saniyeler. O daireye taşınan bir genç kız doğum gününü orada kutlarsa ne olur? Bir doğum günü, lanetli bir doğum günü. "Doğum günü, lanetin başladığı gün."
2a önce
  Yazar@ksz_smeyye
Alt Komşu
Bilinmeyen Numara*: SESİ FULLLEEEE Kimdi bu manyak? Cevap verip vermemek arasında tenezzülde kalsamda çoktan ellerim kılavyede dolaşmaya başlamıştı *Siz*: Pardon da siz kimsiniz? Anında mesaj gelmişti. *Bilinmeyen Numara*: Ben mi? Ben yan yana geldiğinizde benden kaçan alt komşunuzum. *Siz*: sizden kaçtığım falan yok.
Sınıfın Dışındakiler "Dostluk"
Mücadele içinde birbirine tutunan bir grup genç ve peşlerini bırakmayan kötü bir geçmiş. Ya geçmişe takılıp kalacak ve yok olacaklardı ya da birbirlerine tutunup geleceğe umutla bakacaklardı. Zorlu bir hayat sınavı onları bekliyordu. "KANIYORUZ GENÇLER NE ÖLÜYÜZ NE DİRİ!"
2a önce
  Yazar@berennkaya
Sonsuz
İçimizdekileri anlatsak bile anlayacak kimse yoktur aslında. Bu yüzden çoğumuz susar. Bu suskunlukların içinde bulmuştuk biz birbirimizi. Bu karanlığın bu sahteliğin içinde. Ne kadar doğruydu bu yaşadıklarımız? Ya da yanlış denilebilecek birşey mi yapmıştık? Biz beş genç ailelerimiz tarafından cezalandırılmak için gönderilmiştik buraya...
2a önce
  Yazar@hermoso_m
Kalbimi Bilen
Aslında biz çocukken başlamıştık aynı hayatı yaşamaya. Bir çift yeşil gözde hayat bulmuştum.O ise bilmeden kalbime aşk tohumlarını serpmişti
2a önce
  Yazar@iremoloji_
Mutlu Sonsuz
Hayat ,upuzun bir yola açılan kapının anahtarı İnsanların , imtihan soruları Kaderin ,gayrete aşık olduğu bir var oluş Anlamlarını ,insanların kendilerinin yazdığı Yaz kış demeden koştuğu maratondur Elde edilen bir haktır, yaşamak ,kimsenin vermediği ,Allah’ın tayin ettiği bir atamadır ,hayat…. HAYAT En soğuk mevsimin, içi ısıtan battaniyesi, Kuru ekmeğin karın doyuran tadı, İnsanı tebessüm ettiren bir gülücük, Paha biçilmeyecek kadar ender bulunan, Bir dosttun tuttuğun elidir, Hayat Soğuk bir kış gecesinde ,Kayseri’de yaşayan Halime ile Talha birbirini çok seven iki kalbe sahiptiler. Birine bir şey olsa (Allah korusun) diğerinin canı sıkılır ve sevdiğinin elini sımsıkı tutup , onu hiç bırakmayacağına söz verir. İşte böyle bir aşktır onlarınkisi…. Gene böyle bir kış gecesinde sıcacık bir battaniyenin içinde birbirine sarılarak film izlerken karnı acıkan Talha’nın karnını doyurmak için mutfağa gittiğinde Halime, dolapta bir şeyin kalmadığını sadece kuru bir ekmeğin bir de 2 bardak kadar sütün kaldığını görür. Sütü ısıtıp ekmeği de bisküvi gibi bir tabağın içine ufaladıktan sonra ısıttığı sütü içine döker. Sonrada tepsiye tabağı koyup içeri götürür. Tam iki kaşık bir tabak sütlü ekmek yemeye başlarken ,odanın balkonunda aç ve çok üşümüş bir kedinin sesini duyarlar. Talha balkonun kapısını açar. Halime:Sen de nereden çıktın , kedicik? Talha : Nereden çıktığını boş ver şimdi , mutfaktan bir kap getir de ,soframıza onunla birlikte oturmaya devam edelim? Halime:Tamam…. Talha kedinin üşüdüğünü fark eder ve eşiyle birlikte ısındığı battaniyeyi kediye yatak yapar. Kediyi onun içinde bir güzel sarıp sarmaladıktan sonra, kendileri için yeni bir battaniye getirir.Mutfaktan kedi için tabak alıp gelen Halime de battaniyelerinin kedinin sarıp sarmalandığını görünce yüzünde ,insanı tebessüm ettiren bir gülümseme oluşur.Bunu gören Talha…. Talha: Halime , kediüşümüştü,bende battaniyemizle sardım . Bizim içinde yeni bir battaniye getirdim. Halime:  Talha :Hadi yeni battaniyemizin içine girip kalan yemeğimizi yiyelim . Filmimizi izlemeye devam edelim. Mutlu sonsuz …. HEDİYE Hacer hanım bir gün eşi Ömer bey ile hasbihal ederken ,kapılarının tokmağına vurulur. Ömer , vaktin geç olması sebebiyle ,kapıyı açmaya gittiğinde , Hacer hanım da ,gelenin kim olduğunu bilmemesinden mütevellit mutfağa geçer. 5 dakika sonra Ömer bey ,kucağında bir bebek pusetiyle mutfağa geldiğinde Hacer hanım … - Hayırdır inşallah,kışın ayazında bu emaneti , kim güvenip de kapımızın önüne iliştirdi ki , Ömer bey. - Bilmiyorum ki ,hanım. Yarın olsun da sabah ezanıyla ,Ali komiserin kapısını arşın edelim . Şimdi ,evde süt var mı ?Sen onu söyle .Marketi açtıracağım komşu Yakup efendiye . - Dünden ,Sare abla getirmişti.Ben de onu kaynatıp sonra da bir kazan yoğurt yapmıştım. . En iyisi sen marketi açtırmışken bir kutu bebek maması ile süt de alıver ,Ömer bey . - Olur , hanım. Hacer hanım,kucağına emaneti alıp ,sobanın başına kurulur. Eşi gelene kadar,sabinin altını evdeki temiz bir çarşafı ,alt bezi olacak şekilde keser ve bebeğin altını değiştirirken de bir efe olduğunu görür. Ömer bey,Yakup efendinin marketinden alacaklarını satın alıp ,durumu da kısaca izah ettikten sonra koşar adım,iki emanetine gider.İlki gönlünün sevdiği, diğeri ise bu gece fidansız ev misali iki yüreğe fidan olan emanetine . Eve vardığında hanımıyla ,emanetini sobanın eşiğinde birbirine sarılı vaziyette uyur halde bulur. Bebeğin üzerine baktığında ise,en kıymetlisinin anne yadigarı çarşafının kesilip idareten de olsa bağlandığını görür ve hanımına bir kez daha hayran olan Ömer bey ,önce emaneti kucağına alıp yatak odalarına götürür. Çocukları için yaptırdıkları beşiğe sağını solunu yastıklarla sararak yatırır. Sonrasında Hacer hanımı da kucağına alıp ,yatağa yatırırken alnından öper. Hacer hanım , uyanır ama sonrasında Ömer bey ,uyumasını istediği için gözlerini yumar. Ömer bey ,aldıklarını yerleştirir. Sonrasında emanetinin altını bir kez daha aldığı alt bezi ile değiştirip, üzerinden çıkanı da çamaşır sepetine koyar. Alt değişimi yaptığı esnada ,emanetlerinin bir efe olduğunu görür. Bütün işlerini tamamladıktan sonra ,Ömer bey, hanımının başını omzuna koyar ve o da derin bir uykuya dalar .Ta ki , minik misafirleri acıktığı için ağlayarak uyanana kadar. Ömer bey ve Hacer hanım aynı anda uyanırlar. Birbirlerine bakıp tebessüm ederken minik misafirleri ağlamaya devam etmektedir. Ömer bey,minik efe’yi kucağına alırken ,Hacer hanım ise minik efe için mama hazırlamaya mutfağa gider. Maması hazır olduğunda ,daha fazla bekletmeden minik efenin karnını doyururlar. Sonrasında uykuya dalan bebeğe ,tebessüm ile bakarak ,hayale dalarlar. Çünkü 3 senedir evli olan Ömer bey ve Hacer hanımın henüz bir evlatları olmamıştır. Ve de bu hayali yüreklerine yeni yeni misafir etmişlerdir. Anne ve babaları , genç iken anne ve baba olmalarını öğütleselerde ,iki kalp birbirine yorgun bir sorumluluk yüklemek istemedikleri için kalplerini kırmadan bu konuyu geçiştirmişlerdir.Minik efe uyuduktan sonra Ömer ve Hacer hanım da uymaya devam ederler .Bu sefer ise iki ayrı yerde değil , oturma odasında minik efe Ömer beyin kucağında ,Hacer hanım ise Ömer beyin omzunda sobanın kenarındaki halının üzerinde ,Ömer beyin başı duvara yaslı bir halde uykuya dalarlar. Sabah ezanı okunurken Hacer hanım uyanır, Ömer beyin kucağına sarılı minik efe’yi ,misafir yatağına yatırır.Sonrasında abdestini alır ve Ömer beyin ,başucuna oturur. - Ahiretimde bana yol arkadaşı olmaya talip ,güzel cemalinde yer alan ,Allah’ın basar sıfatını hediye eylediği güzel gözlerini aç ve kalk abdest al ki sabah namazımda imamım olasın . Ömer bey ,hanımın bu ince nidası üzerine uyanır ve ayağa kalkmadan önce hanımın basar sıfatını ifa ettiği güzel gözlerinin örtüsünden öper. Sonrasında abdestini alıp , hanımının isteğini yerine getirir. İki Allah yolunda birbirine yaren kalp ,namazlarını kılıp dualarını aşikar ettikten sonra tesbihat esnasında ,evin taze misafiri ,sanki beni unuttunuz der gibi ağlamaya başlar. Bu nidayı duyan kalpler ise ,içlerinden kabul olmasını istedikleri bir dua geçirir -Yarimin gönlünü benden razı eyle, onu bu güzel sesin verdiği tebessüm ile hediyelendir ,Allah’ım (içlerinden diledikleri dua ). -AMİN -AMİN Minik efe ‘nin alt değişiminden sonra Ömer bey ile Hacer hanım, kucaklarında minik efe ile karakola giderler .Ali komiserin kapısının önüne geldiklerinde ise , Hacer hanım kucağındaki emanetine hüzün dolu bir tebessüm ile bakar . Ömer bey,hanımın mahsuniyetini görmemek için ondan yana hiç bakmaz ,sadece kucağında tuttuğu minik efeye bakıp tebessüm eder ve kapıyı tıklanır, üç kez. İçeriden girin sesini duyduklarında Hanımın kucağından minik efeyi alıp ,içeri hanımıyla beraber geçen Ömer bey ,Ali komiser’e durumlarını eksiksiz anlatır. Ali komiser -Hocam, ben şimdi arkadaşlardan kamera görüntülerini isterim. Sosyal hizmet memurlarını arar ,bilgi veririm.Bu sırada da komiser arkadaşlar ,bebeği hastaneye sağlık kontrolüne götürürler. Bize teslim ettiğiniz için teşekkür ederiz. Herhangi bir gelişme olduğunda size haberdar ederiz. -Teşekkür ederim, komiserim . Biz ,emanetimizi önce Allah’a sonra da size teslim ettik.Artık müsaade isteyelim. Ömer bey, sözü bitimiyle ,Hacer hanım’a ,haydi der gibi bakar .Ama hanımında ki hal iyi değildir ki , keza ayağa kalkar kalkmaz ,bayılması bir olur. Ömer bey, nerede olduklarını unutup ,hanımına sesli bir nida ile seslenirken , hanımının onu işitecek bir ahvali yoktur. Ali komiser , ambulans çağırır ve Hacer hanım ile beraber emanetleri de Zeynep komiser refakatinde aynı ambulansa biner . Ömer bey, bayan komiserin ellerine temas etmeden ,minik efe’yi kucağına alıp,hanımının kucağına iliştirir. Hacer hanım ,minik efenin kokusunu duyumsadığı anda gözlerini açar ,Ömer bey gözleri yaşlı bir halde ,gözleriyle hanımından onu mahsun ettiği için helallik ister. Hacer hanımın ise kucağındaki sabi emanetini kokusunu almaya devam ederek ağlamaya devam eder. Hastaneye geldiklerinde ,önce emanet ve Zeynep komiser iner. Ardından sedye de Hacer hanım ve onun ellerinden tutan Ömer bey . Acil de Ömer bey’i içeri almazlar. Hacer hanım genel yapılan kalp şeker tansiyon ve kan tahlilleri yapılır. 2 saat sonra Hacer hanım ile ilgilenen doktorlar,Ömer beyi ,hanımın yanına çağırıp , Hacer hanımın üzüntü ve yorgunluktan bir süre uzak durması gerektiğini ve bunun sebebinin de gebelik olduğunu Ömer bey ve Hacer hanım’a açıklarlar . Akması hiç durmayan gözyaşları bu sefer şükürden akar. Çünkü sabah namazının ardından sessiz dile getirdikleri duaları kabul olmuştur. 2 saat içerisinde minik efe de sosyal hizmetler memurlarınca teslim alınmış ve erkek çocukların kaldığı çiğdem evlerinden birine yerleştirilir. Ve bilgisi teslim eden karakol ve sosyal hizmet memurları ve ilgilenen danışmanlar dışında kimseye verilmez. 2 yıl sonra Ömer bey ve Hacer hanımın 1.5 yaşlarındaki kızları Sare ile beraber ,evlat edinmek için başvuru yaptıkları Aile ve Sosyal Hizmetler il Müdürlüğündedir. Ali komiserin memurları araması sonucunda ,iki sene önce evlerine misafir ettikleri minik efe İsmail’i evlat edinmeye gelmişlerdir. Devlet bulunan çocukların kimliklerini kendi verdikleri isimlerle çıkarıyordur. Bulunduğunda herhangi bir mektup veya yazı olmadığı için de ,devlet ,minik efeye, İsmail ismini vermiştir. 5 yıl sonra Sare 6.5 yaşında ,İsmail Efe ‘de 7.5 yaşındayken ,Ömer bey ve Hacer hanım aile büyüklerinin ikazlarına uyarak Pedagog Meryem hanımın eşliğinde İsmail Efe’ye evlatlık olduğu sürecin en başından beri anlatılmış ve de kendilerine anne ve baba yerine , Hacer teyze ve Ömer amca diye hitap etmesini istediklerini de açıklamışlardır. 15 sene sonra İsmail Efe ,Ömer ile Hacer hanımın da isteği üzerine 15 yaşındayken komşuları olmaya başlamıştır. Ömer ,İsmail Efe’nin dini eğitimine çok özen gösterdiği için bu komşuluk konusunda en ufak bir sıkıntı yaşamamışlardır. Şimdi ise kızları Sare ve oğulları İsmail Efe’nin sözleri ,aile büyüklerinin de şahitliği ile kesilmektedir. Üniversite sırasında İsmail Efe ,Sare ‘ye gönül düşürdüğünü Ömer amcasına dile getirmiş , Hacer hanım ise kızı Sare ile konuştuktan sonra bu evliliğe oluru olduğunu görünce sözlenmelerine karar vermişlerdir. Okul bitene kadar da sözlü kalacaklar ve sonrasında evleneceklerdir. Mutlu sonsuz…… Bir öğretmenin hikayesi Arif hoca ,bir gün öğrencilerine ders bitiminde yakın bir soru sorar. Bu soru, -Çocuklar ,sizce iyilik nedir? Matematik öğretmenlerinden böyle bir soru beklemedikleri için çocuklar alayla karışık söz almadan konuşmaya başlar. Kuru gürültü den gelen sesler ise ; -İyilik ,boş iş hocam, insan yaptığı işin karşılığını alamıyorsa yapmamalı, -İyilik,enayiliktir hocam,ancak aptal insanlar iyilik adı altında kullanılırlar. -İyilik ,puan toplamadır,hocam .Çünkü seçimlerde iyilik etmedikleri halde iyilik ettik gösterisinde bulunanlar kazanıyor. -İyilik ,diye bir şey yoktur hocam,çıkar vardır,reklam vardır, sergileme vardır ama iyilik yoktur hocam… Arif hoca ,öğrencilerin bütün cevaplarını kameraya alır. Daha doğrusu sergiledikleri kuru gürültüyü çeker,ertesi gün aileler ile veli toplantısı vardır. Hiçbir şey söylemeden ailelere bu videoyu izletir ve sonra ailelere İYİLİK konulu bir seminer verir. Toplantıya gelen veliler ,çocukların notlarını değil algı bozukluğunu öğrenip evlerine giderler. Evlerine gittiklerinde ,çocuklara verilen ceza katsayısı bir den yüze çıkar. Çünkü Arif hoca, İYİLİK seminerinde ,Peygamber Efendimizden ,Sahabelerden ,ünlü düşünürlerden ve pek tabii en başta Kur’an –ı Kerim den ayetler ile İyilik seminerini düzenlemiştir. Ertesi gün ,Arif hocaya tepkili öğrencilerin hiç biri gelmez.Bir öğrenci hariç ,O da Mehmet Akif tir. -Hocam,neden bizim videomuzu çekip,velilerimize izlettiniz? -Sizin değil,ailelerinizin cehaletini göstermek için Akif. -Hocam ,ailelerimiz cahil değil ki fakir olmayan orta halli ve zengin insanlar . -Akif ,sence ‘’İnsan’’, ne demek? -Bu ne saçma soru hocam, ya sizin ve benim gibi varlıklar. - Hayır Akif, İnsan :Komşusu açken iken tok uyuyamayandır ; İnsan : Elinde olanı paylaşamıyorsa göstermeyendir; İnsan : Ellerine sağlık hitabını ,hizmet aldığı herkese söyleyebilendir. ; İnsan : Kendinden başkasının ahvalini de merak edendir. ; İnsan: Özele saygı duyan,genel de varsa bir hata fikir birliğiyle çözüm bulunabileceğine inanandır. İnsan tek düze değildir, Bir ailedir, bir toplumdur, bir komşudur, bir yol arkadaşıdır.Sadece bir olan Allah’tır. İnsan bir değil bütündür. İyilik ise karşılığını bekleyenin tefeci olduğu, sadece Allah rızası için yapılan , bazen bir sadaka ehemmiyetinde olan bir soyut ama somut bir kavramdır. Akif, Arif hocanın yanından ayrıldıktan sonra ,hayatını gözden geçirir ve Arif hoca da Akif ‘in o günden sonraki değişimini görünce mutlu olur. Diğer öğrenciler durumu bu hikaye de vardır ama gaybtadırlar ama hikayenin yazılış amacı bir şeyleri hatırlatmaktır. Vesselam ….
2a önce
  Yazar@yolcu
Ahfer
Merhabaaaaarrr bu 2.bölüm 1.bölümü inşallah beğenmişsinizdirrGeçelimm izninizle 2.bölüme
2a önce
  Yazar@egeninincisiii
İz | Yarı Texting
(TAMAMLANDI) "Çünkü ruhundaki İz`i gördüm Tavşan. Bana bakarken o izin sevilmesini isteyen o kadını gördüm. Benim gibi birini." Başlangıç Tarihi : 06/08/2023 Bitiş Tarihi : 26/09/2023
2a önce
  Yazar@deniz_44
Namütenahi̇
7. Bölüm Servet Yolunda Bazı seslere doğru yankılanır düşüncelerimiz. Kalbimizden, zihnimizden, hislerimizden kurulmuş bir tiyatro gösterisi gibi canlıdırlar. Onlara verilmiş bir senaryoya uymaktan çok, doğaçlama yaparlar. Bizleri yönlendirirler. Beklide daha sonrasında ‘neden?’ diye sorgulayacağımız şekilde.Onunla neresi olduğunu bilmediğim bir yere gitmek. Ona o kadar güvenmek…
2a önce
  Yazar@ceylancinarli
Esaretin Gölgesi
çözemezdim geçmişi, açıklayamazdım geleceği. bu bir esaretti. gölgesi düşmüştü üzerime keserdi nefesimi ben Riva Karanlı`ydım. savaş Karadağ beni esaretinin gölgesinde bırakan adam herkes korkardı ondan, korkudan titrer bedenler. ateş ve barut yan yana gelir mi? "sen benim kadınımsın, bana aitsin Riva Karanlı kabullensen iyi olur" öfkeli sesi tüm ormanı inletecek nitelikteydi. "ben kimsenin değilim Karadağlı iradesizliğini bana yansıtma! yanarsın içimdeki ihanet ateşiyle." dakikalarca baktım, önceden iptilası olduğum o yüzüne. "eğer gururumu ayaklar altına alıp sana gelirsem, düğün tarihi yerine umarım ölüm haberimi dağıtırsın. ölümü gör Karadağlı." yollar beni çağırır, ama ben henüz hazır değilim. İkilemde kaldım, geçmişle gelecek arasında sıkıştım. Ne zaman cesaretimi toplasam, korkularım yeniden beni esir alır. Belki de zamanın akışı bana yardım edecek, belki de bir gün ben de cesareti bulacağım. ama tek bildiğim benim esaretim savaş Karadağ`dan ibaretti ama ben bu gölgeyi üzerimden söküp atacaktım tabi beni vuran geçmişin puslu izleri meydana çıkmazsa.. ! kitapta vahşet ve cinayet sahneleri yanı sırada (+18) bulunacaktır. rahatsız olanların okumaması önerilir.. kitabın düzenlemeleri devam etmektedir!
2a önce
  Yazar@persephone
Ölüm Çiçeği
Eylül ayındaydık babamın ölümünden 1 ay geçmişti. O gün ablamın dediği herşeyi yapmıştım babamı ateşin içine attığımızda ve suratı tanınmiycak hale geldiğinde daha fazla dayanamayıp bayılmıstım sonra ablam beni kendime getirmeye çalışmıstı ama kendisi ruh gibi bembeyazdı 2 saat sonra kendimize geldiğimizde babamı denize attık akıntıya karışıp gitmişti. Sürekli kabuslar görüyodum ablamda bana güçlü gozukmek için sürekli Aras abiyle dısarıya çıkıyordu 4 ağustos iğrenç bi gün, venim için 4 sayısı zaten uğursuzdur. Doğum günümde 4 ekimde zaten.
2a önce
  Yazar@reyhanmutlu22
Aşk Buysa Üstü Kalsın
Ece Fidan
Aşk Buysa Üstü Kalsın
Bİr varmış bir yokmuşla başlar masallar benim masalımda şimdi başlıyor yada ben masalın sonuna gelene kadar öyle sanmıştım. 2010 
2a önce
  Yazar@ece272727
Aheste
Kısacası ona olan aşkım, sevgim ne bi gram azalıyordu ne de bitiyordu çok daha artıyordu. 3 gün sonrada Araf'la nişanımız vardı, çok şükür sonunda muradıma erecektim.
2a önce
  Yazar@nightexpress
Finan Ala
Fina adlı bir adada kendisini zehirli ormanda bulan üvey ailesi ile yaşayan Âla turistlerden nefret ederek dünyanın en turistik adasında pahalı bir yaşam sürmektedir. Tatil bahanesi ile kızları Alara’yı aramaya gelen gerçek ailesi ve Âla’nın gerçek ailesinin ortaya çıkması sonunda karşılaştığı sorunlar
2a önce
  Yazar@denizyosunu
Hiç Var Olmadım
"__Hayat, hastalıklı bir insanın yorgun gözlerini yakan güçlü bir ışık gibiydi.__" _Martin Eden__
2a önce
  Yazar@amagitmelavinya
Kırık Kalp Cinayeti
18 yaşında olan Asya ikiz kardeşini kaybetmesiyle birşeylerden şüphelenir ve şüphelerine yanıt aramaya başlar... Güçlü bir kadın karakter... Zorbalamalar,kavgalar,ihanetler,gizemler ve aşk...
2a önce
  Yazar@yagmur.oz
Kayıp Kütüphane
Hiçbir ses duyulmuyordu ta ki karanlığın arka tarafından gelen düzenli nefes haricinde. İşte şimdi dehşete kapılmış ancak geri çekilememişti. olduğu yere saplanmıştı. Gelen nefes seslerinin ardından nazik ve duyulamayacak kadar sessiz bir gülümseme sesi işitmişti. Karanlığı yaran siyah eldivenli bir el yavaşça belirmiş kendisine sanki tutması için uzatılmıştı. “Sonunda seni buldum müstakbel leydim.” (TELİF HAKKINA SAHİPTİR)
2a önce
  Yazar@manggook
Kırmızının Efendisi 1
Evet araba Çukur'a girmişti bile . Salih camdan etrafa baktı buralarıtanıdığı sokakları izledi sonra yanında arabayı kullanan Yamaça baktı göz ucuyla ve hemen önüne döndü
Aşkın Adı Vatan (Asker)
Adil' i toprağa vereli bir hafta olmuştu annesi'nin mezarın başında yaktığı ağıtlar ciğerimi sökmüştü ya babasının hali "benim oğlum vatanı için şehit oldu onun arkasından ağlanmaz "demesi beni etkilemişti. Ne çok seveni vardı adil'in ankara'nın yarısı katılmıştı cenazesine hep bir ağızdan haklarımızı helal edip gömmüştük şehidimizi..
2a önce
  Yazar@serifeuzun
Kalp Kurtaran
Merhabalar kurgumuz başlıyor keyifli okumalar:) ~3 yıl önce~
2a önce
  Yazar@rgawfia_5
Üç Kalp
Selamlarr! Umarım hepiniz iyisinizdir.. Öncelikle ben Ela biliyorsunuz wattpadin ihlal yemesiyle hepimiz buraya geldik.. Bende buradaki ilk kitabımı yazmak istedim. Umarım okurken gerçekten zevk alabildiğiniz bir kitap olur.. İyi okumalar!!"Ahh sonunda sizinle aynı yerde yaşayacak olmak çok heyecan verici düşünebiliyor musun artık sadece yazları görüşmeyeceğiz hep ama hep bir arada olacağız Emre'm"
2a önce
  Yazar@elqdruu
Gölgenin Esiri
Ailesi`nin çıkarları uğruna hor görünen kız ve Ailesi için intikam ateşiyle yanıp tutuşan bir adam. Onların ki intikam ve nefretten doğan bir aşktı. Geçmişin kırık izlerinde, parmak uçlarında dolaşan iki aşık... Peki bu aşk onlara yetebilecek miydi? +18 vardır.
2a önce
  Yazar@butterfly2
Bi̇r Masal'ım
Nefesimiz bile birbirine yakınken ben Pars`ın gözlerine bakıyordum. "İstemediğin halde sana bu kadar yakın olucak ben de buna sessiz kalıcam." diyip gözlerime bakarak konuştuğunda istemsizce kaşlarımı çattım.    Sırf bunu anlatmak için beni kendine çekmişti. Birbirine çok yakın üç arkadaş aşk tam ortasında. Pars`ın korumacılıgı Gamze`yi çileden çıkarırken onları arada tutan Ufuk oluyor ama görmedikleri aşklarını onun sayisinde fark edecekler. Birbirlerine aşk olan iki arkadaş bunu ne zaman görcekler?
2a önce
  Yazar@melisasev
Yok Olmak İstedim
Umarım be​​​​​ğenirsiniz 🧡 ...
2a önce
  Yazar@zeynoz_demir
Sonsuzluk
Ve kapıyı açtığımda öğretmenle göz göze geldik kafamı sağa çevirdiğimde ne göreyim Fatma çok eskiden okuldan bir arkadaşım olasan sevindimki onu görünce her neyse öğretmene dönüp"merhaba ben yeni öğrenci nereye geçeyim " " istediğin herhangi bir yere oturabailirsin" dedi öğretmen soğuk bir tavırla bende Fatma'nın yanına öturdum herkes tekli oturuyordu sanırım ama tek bir yer boş değildi bende oraya oturdum yanımdaki kız" yalnız herkes tekli oturuyor" diyerek ağız yüz yapmıştı bende " başka boş yer olsaydı otururdum" diye yanıt verdim kız daha abana bişey demedi ders sanırım biyolojiy di yani tahtaya baktığımda öyle görünüyor her neyse öğretmen dersin bitimine 10 dk kala beni tahtaya çağırdı " gel bakalım tanıt kendini" diyerek ben de tahtaya çıktım ve kendimden emin bir şekilde konuşmaya başladım biraz utandım ama bu konuşmamda bir etki göstermedi " merhaba ben Derya 16 yaşındayım en sevdiğim şey kitap okumak ve yazmak " " bukadarmıydı yani" dedi ordan kıvırcık saçlı bir kız öğretmen " tamam arkadaşlar arkadaşınızı sıkmayalım bukadar " bende kafa sallayarak yerime oturdum bugün eve erken gitme kararı aldım oyüzden matematik dersimi işletim okuldan ayrıldım eve doğru yola koyuldum erken çıktığım için servisle gidemedim yoldayken annemi aradım
Tri̇bün 1 - Ve Gol
Bu golü atarsam. Söz vermiştim duygularımı açıklayacaktım. Ama hayatın benim için farklı planları vardı. Bir hayalim diğer hayalimin boynuna idam ipi gibi dolanırken sürem kısalıyor, acım artıyordu. Gözlerimin önüne o sahne geldikçe o idam ipini kesip kariyerimi unutasım geliyordu fakat görüyordum ki kariyer hayalim çoktan bedenimi sarmış ele geçirmişti. Her hücrem futbol olmaya başlamıştı. Şimdi ise sürem bitti. Bir seçim yapmalıyım ya o ya da kariyerim. Bize ne olacaktı? Hayallerimi süsleyen o çocuk şimdi kabuslarıma bulaşıyor her seferinde bana ve kendisine acı çektiriyordu. Görmüştüm hayatımı karartırken ki yüz ifadesini görmüştüm. O topun önüne elinde olsa kendisi atlardı biliyordum. Fakat bunları bilmem bir şey ifade etmiyordu. Üstelik zihnimin her hücresine bir hastalık gibi yayılan görüntü peşimi bırakmıyordu. Gördüğüm son şey olan acı dolu yüz ifadesi asla beni bırakmıyordu. Bize ne olacaktı? "Hiçbir şey gerçek değil güzel gözlüm sadece aşkımız gerçek" *Bu hikayedeki tüm kahramanlar,mekanlar ve olaylar hayal ürünüdür.
2a önce
  Yazar@ern07_
Kiralık Koruma
Alarmım çaldı, gözlerimi güneşin yumuşak ışıklarına açtım. Hafif bir esinti odamı doldururken, bugünün güzellik vaat eden bir başlangıç olduğunu hissettim. Uykulu yüzümü yıkayıp pencereden dışarı bakarken, yeni bir günün getireceklerini merakla düşündüm.Her sabah olduğu gibi beyaz tişört ve gri eşofman giydim.Saatime baktığımda her zaman olduğu gibi kahvaltı saati gelmişti.Hergün belirli kahvaltı saati vardı.Kahvaltı masasına doğru gelirken yardımcımız safiye abla kahvaltı masasını hazırlıyordu.Safiye abla benim anne yarım gibiydi onunla hep samimiyim ama babam olmadığında,babam çalışanlarla samimi olmamı istemezdı ama tabiki ben böyle biri değilim.Safiye ablayı çalışan olarak hiçbir zaman görmedim.Annem çalışırken,başka ülkelere gittiğinde safiye abla bana annelik yapmıştı.Babam olduğu için direk: "Günaydın" diyerek masaya oturdum ama hiçbiri karşılık vermedi.Babam tabletten işlerini hallediyor,annem günlük işlerini not alıyordu"Bir sabahta farklı olsun"diye düşündüm.hepsi tabaklarına yiyeceklerini aldıktan sonra sessiz ve ciddi bir ortamda kahvaltıya başladık.Babam yani Demir Arslan, kahvaltı masasında ciddiyetle konuşarak, "artık daha dikkatli olalım. Hem iş dünyasında hem de günlük hayatımızda önemli kararlar alıyoruz. Güvenliğimizi artırmak ve birbirimize destek olmak adına daha bilinçli adımlar atmamız gerekiyor. Herkesin birbirine dikkat etmesi, aile olarak daha güçlü olmamıza katkı sağlar," dedi.Annem Aylin Arslan babamı dinledikten sonra, hak vererek ekledi: "Evet, baban haklı. Birbirimize daha çok destek olmalıyız. Belki de birlikte aile aktivitelerine zaman ayırmak, birbirimizi daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Her birimizin güvenliği için daha dikkatli olmak önemli."Babama endişeyle baktıktan sonra sakin bir ses tonuyla sordum:"bir sorun mu var? Her şey yolunda mı?".Babam endişeli bakışlarıma karşılık, gülümseyerek şöyle cevap verdi: "Hayır,işle ilgili bazı değişiklikler düşünüyorum sadece.Güvenliğimiz ve huzurumuz benim için çok önemli"kahvaltım bitince kol saatime baktım ve hafif bir telaşla konuştum: "Hızlı olmam lazım, üniversiteye gitme vaktim geldi. Herkesin günü güzel geçsin! " dedim ve odasıma çıkarak üniversiteye gitmek için hazırlanmaya başladım.
2a önce
  Yazar@tuanbooks6
Elzemin Lavantası
Elzem:Çok gerekli, vazgeçilmez Lavanta;ölümsüz aşkı ve sadakati simgeler. Biz okul aşkıydık belki basittik ama lavantalar bizimdi. Sonra bir şey oldu. Koca şehire küstük. Ankara bize kavuşma borçluydu güya. Sorun Ankara değilmiş, lavantalara sadık kalamamakmış. Sorun elzemden vazgeçmekmiş. O vazgeçti, ben de aşık olunacak şehirden gittim. Yarım kaldık falan ama biz zaten bitmişiz. Elzeminden vazgeçmiş ve elzemlere ithafen, hiç kavuşamamış belki kavuşacaklara ithafen...
2a önce
  Yazar@yeniay
Sevdam
​​​​​Cihangir ağadan:demek kahyanın kızı ha bunca zaman burnumun dibindeymiş ilk göz ağrımın sevdası awir geri gelsin diye adadığım adaklar kabul olmuş gece saat 10'du Sultan'la oturuyorduk dalmıştı halının desenleri üçüncü seslenişimde baktı bana
Rekabet Kuşlari Yari Texti̇ng
Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmak gerekir... -Balzac
2a önce
  Yazar@rmyysss__
Loading...
0%