BERDEL
Tehlikeli sularda yüzdüğümü hissediyordum. Kalbim duyabileceğim bir şekilde atıyordu umarım o duymuyordur. Ben duymaması için dua ederken korktuğum başıma geldi. O”Kalbin çok hızlı atıyor ”
Derken nefesini kulağımda hissediyordum. Dediği şeyin utancıyla omuzlarından itip ondan ayrıldım
|
İz Yeşim Zorlu ( Aile Kurgusu)
Yıkılmış kalpler umutlar sönmüş kül olmuş
Yeni umutlar doğmuş acı umutlar
Yılların acısını bir güne sığdıran bilir miyiz?
Arkadaşlar biliyorum bölümleri düzensiz kopyalama yaptığım için Wattpad`e kendi yazdığım hikayeyi yayınlıyorum
Hala Wattpad kullanlar orijinale ulaşa bilirler
Tamamlandı
|
SEKSEN BİR VİLAYET (TAMAMLANDI)
"Seksen bir vilayet..." Dedi adam; "Tam seksen bir vilayet seni aradım ..."
Kadın,adam için birebir hayatın ta kendisiydi; su gibi, ekmek gibi, nefes gibi ... Adam,kadın için
en tatlı acıydı...
Elindeki tren biletini sanki ,avuçlarından uçacakmışçasına sıkı sıkı tuttu genç kadın. Zira son parasıyla bir kağıt parçası alacağı hiç aklına gelmezdi. Küçük bir sırt çantasıyla kaçtığı şehirden , yine küçük sırt çantasıyla geri dönüyordu. Her şey o aptal hırsız yüzünden olmuştu. Tam ellerini başının arasına alıp kafasını eğmişti ki ... Elinin üstünde küçük bir el hissetmesiyle başını kaldırıp, baktığında ...
Babasızlığın verdiği ağırlıkla küçük yaşta büyümek zorunda kalmış , ailesi için hayallerinden çoktan vazgeçmiş fedakar genç adam Baran...
|
Her Zaman Sendin
Doktor Nihan Karaca vefat eden annesinin ölümünden sonra annesinin ağaç kabartmalı yüzüğünü taktı bu yüzük onu 1965 yılına gönderdi Nihan 1965 yılından 2024e geri dönmek isterken genelkurmay başkanının oğlu Demir Çakırer`le tanıştı.
|
SARNIÇ
Her şeye rağmen yaşamak isterdim.
İnan bana, gücüm olsa yine senin yanında tüm acılara rağmen kalıp, savaşmak isterdim.
Geçmişime bakıyorum, geleceğimin tozlu penceresinden… En çaresiz hissettiğim an bile seninle ne kadar mutlu olduğumdan başka hiçbir şey hatırlamıyorum. Dudaklarımdan kopan feryatların yerine seni görünce delicesine atan kalbimin sesi vuruyor kulaklarıma.
İnsan cehennemin içindeyken ne kadar yandığını bir türlü anlamıyor Falez, kötüyü görmeden iyinin değerini anlamadığı gibi! Lütfen unutma sevgilim bir şeyi nefes alacak kadar çok istersen işin sonun da nefessiz kalırsın.
Şimdi düşünüyorum da sen sadece benim boynumdaki ipin düğümüymüşsün, beni nefessiz bırakan o ipin kesilmeyen, kör düğümü…
Alıntı
Tüm şarkı boyunca susan Korhan, gözlerime bakıp önündeki rakıdan büyük bir yudum aldı ve şarkının nakaratına eşlik etmeye başladı.
‘’Doldum dolana kadar
Sarhoş olana kadar
Burdan gitmeyeceğum
Seni alana kadar’’
|
Bir kurşun misali
Bir kurşun misali aniden keskin bir sızı ile girmişti yüreğime, ne olduğunu anlayamadım meğerse bu kurşun avı vermıyordu. Aksine yüreğimi yeniden canlandırmıştı. Nereden bilecektim kalbimi ruhumu saran bu aşkın bize getireceklerini..
|
Gazap Çıkmazı
Farklı yerlerde, farklı hayatın içine üç yıl arayla iki çocuk dünyaya geldi.
Birbirlerinin kaderi olduklarını bilmeden biri dört biri yedi yıl yaşadı tek başına.
Birbirlerini bulduklarında yapbozun tüm parçaları tamamlandı.
Bir kaldırım taşında başlayan arkadaşlıkları dört yıl sürdü. Aynı kaldırım taşında ayrıldıklarında ise birbirlerini bulmaları yıllar aldı.
Aradan geçen yıllar, küçük kızı genç bir kadın haline getirene kadar ellerini önce kendi ruhunun kanına ardından ise ilk cinayetini işlemesine neden olan herkesin kanına bulamasını sağladı.
Korumaya söz verdiği kişiyi koruyamadığında, ihtiyacı olan herkesi korumak için kaptan olma hayalinden vazgeçti küçük çocuk ve büyüdü genç bir adam oldu.
İstanbul yıllar önce onları ayırmamış gibi karanlık bir sokağında iki kayıp ruhu bir araya getirdi ve o gece herkesin kaderi yeni baştan yazıldı.
|
Deli Gül Gamze Yüksel |
Deli Gül
Meva Hatun KALKAN... Yoksa Takacı mı demeliyim?
Mahir KORKUT
Bazen hüzün, bazen neşe ama çokça da eğlence dolu bir kitaba başlamak üzeresiniz.
(Açıklma spoi oluşturmaması adına kitap biraz ilerleyince düzenlenecektir.)
|
KANLI ORKİDE
Hepimiz farklı ağızdan konuşuyoduk en sonunda
"yeter" diye bağırdım .
Hepsinin yüzü bana döndü.
Elinde muratın saçlarını tutan melodi.
Muratın siyah güneş gözlükleriyle oynayan az önce taraf tutup tezahürat yapan yiğit ve gizem.
Safirle burun buruna nefret saçan gözlerle benim hakkımda tartışan aras ve safir.
"Birbirimizi suçlamamız bizi gerçeklerden uzaklaştıryo, amacımız aynı artık en ufak hatada birbirimizi suçlamayı kesmeliyiz. "
Bunula beraber safirin arasa bakıp
"birimiz katilin önünde yem olsun belki o zaman bir şeyler öğreniriz " demesiyle yine herkes birbirine girmişti.
Ailelerinin ölümünden kimin sorumlu oldunu bulmaya çalışan bir grup genç. Ailelerinin katilini bulabilcekmi yoksa onlar gibi onların izindenmi gidecekler.
|
Sırtımdaki Gölge
Ortada buluştuğumuz anda hiç vakit kaybetmeden kılıç sesleri yükselmeye başlamıştı. Güçlerimizin son demlerindeydik, bizi diri tutan tek şey kazanma arzusuydu. Bana karşı bir hamle yapacağı sırada kılıcına sert bir şekilde vurup kılıcının elinden düşmesini sağladım. Artık savunmasızdı. Kılıcımı bir kez elimde döndürüp üzerine yeniden atıldım. Hamlelerimin ustalıkla üstesinden gelmişti. Tekrar bir hamle yaptığımda göğsünün orta yerinden kesmiştim onu. Dizlerinin üstüne çöküp kestiğim yeri eliyle tuttu, sanki iyileştirebilecekmiş gibi. Kılıcımı yere atıp tam önünde durdum. Miğferini kafasından çıkarmamla geriye doğru bir adım atmam aynı anda oldu. "O"nu yaralamıştım. Hiçbir şey demeden birbirimize baktık bir süre. En son dudakları gururla kıvrılmıştı.
"Bunun galibiyet veya mağlubiyet olduğuna sen karar ver." diyip sırtüstü uzandı. Son nefesini böyle verdi.
|
DÜŞ… “Sine-i Püryan”
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
En özel DÜŞ`ÜMDÜN.
En güzel yerime düştün...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Hayatın değil belki ama kaderin yakıştırdığı sevda öyküsünde çaresizlikten doğan bir AŞK çıkmazı..
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"İNTİKAM ATEŞİMİ KÜLLENDİRENE DEK SENİ DE YANGINIMDA YAKACAĞIM. VE SEN YANARKEN BEN ACIMI ÇOKTAN KÜLE DÖNÜŞTÜRMÜŞ OLACAĞIM."
**********************************************
Yazmayı hayal ederken bile heyecanlandığım bir eser.
Telif hakları şahsıma ait olmakla beraber iznim dışında alınamaz, kopyalanamaz, basılamaz, alıntı yapılamaz, gerçek ve ya dijital dünyada satışı yapılamaz, herhangi bir ticari amaç güdülemez vb. Uyarılarıma rağmen en ufak bir ÇALINTI yada ALINTI halinde yasal işlemlere keyifle başvuracağımı belirtmek isterim...!
Kapak şahsıma aittir...
|
Vi̇sâl Son Kurşun
" çok merak iyi değildir küçük hanım." Dedi sert mizacına nazaran alaycı bir ifade ile dudakları yana kıvrıldı ve ekledi, "Sonuçları ağır olur." Ne demekti bu ?
|
YAZGI (ALDIRMA GÖNÜL)
ADALET UZAK MI HAKİM BEY !?
"Ben Beyza.Annesi pavyon gülü babası belli olmayan, bataklığın içinde ismi gibi temiz ve lekesiz kalmaya çalışan Beyza. Saçlarının rengi bile fahişe damgası yemesi için yeterli olan annesinin dostu tarafından tecavüze uğrayacakken kendini korumak isteyip, onu yaraladığı için beş yıla mahkum olan, on sekiz yaşında soyadı bile olmayan Beyza."
"Suçum Kadın olmaksa ver cezamı Hakim Bey."
~~~
"Ben Lee ji Mehir.Türk bir adamdan olma Koreli bir kadından doğma Lee ji Mehir. Aşkını kalbine gömen küçük yaşında büyük bir kayıp veren, zorla evlendirildiği adam tarafından kandırılıp dört duvar arasına sıkışmış Mehir.Uyuşturucu kuryesi damgası yiyen, insanlara güvenip, taşıdığı şeyin ne olduğunu sormayacak kadar saf olan henüz yirmi yaşında hayatını mahvedip suçlu görülerek cezası kesilen Lee ji Mehir Kervancı"
"Suçum insanlara inanmaksa kes cezamı Hakim Bey."
~~~
"Ben Dilşah. Doğduğu yer gibi yazgısı da kara olan Dilşah.On altı yaşında zorla evlendirilip yıllarca koca şiddetine maruz kalan aşağılanan kimsesiz Dilşah. Anasının, babasının yok saydığı gördüğü şiddetten bıkıp üstüne çocuğunun ölümüne sebep olan kocasını doğrayan on sekiz yaşında zindanlara düşüp, on yıl hüküm giyen Dilşah Hanzade."
"Bir kadının anne olması suçsa asın beni Hakim Bey."
~~~
"Ben Hüma. Annesi ve abisi ile yaşayan bir şirkette muhasebe departmanında çalışırken zimmetime para geçirdiğim gerekçesi ile üç yıl bu demir parmaklıklar arkasına mahkum edilen Hüma. Herkese inanıp güvenen saf Hüma. Nişanlısı ve en yakın arkadaşının oyunları yüzünden yirmi üç yaşında pencereden sızan cılız ışığa mahkum, bahar vaktinde dalları kırılan Hüma Korhan."
" Her dostluğun altında bir kahpelik yatar bunu da yazın oraya."
"Suçum aşık olmaksa kır kalemi Hakim Bey."
|
Konserdeki Katliam
Derin`in başına gelenler
|
Rus mafyası
Tek gecelik ilişkisinde hamile kalan Sare ama babasının yüzünden oğlunu kaybeder
&
İlişki yaşadığı kadını 2 yıl boyunca arıyan Rus mafyası olan Alex
Kitabımı kopyalayan ve aynısını yapmaya çalışanlara telif hakkı açıcam lütfen kitabımı kopyalamayın
|
C4 ( arkadaş gurubu)
Bi gurup arkadaş tatile gider ve yaşadikları olaylarla gecen bi hikaye bunlar çocukluk arkadaşıdırlal
|
mafya ve miniği
Bir gün Melisa’nın bir bara gitmesiyle oluşan baş belaları
|
İstanbul Saklasın Bizi
Hiçbir kız çocuğu, güçlü kadın olmak için doğmaz. Hepsi masum hayaller kuran, şımarık birer prensese benzerler. Kaderdir onları cadı, fettan ya da güçlü kadın yapan. Tutulmamış sözler, yaşanmamış mutluluklar, ölümler ve ayrılıklar güç verir onlara! Kurulan hayaller, iskambil kağıtlarından kule gibi yıkıldığında; ezilmemek için o enkazın altında, güçlü olmak zorundadırlar!
Güçlü kalabilmek adına, yaşamın kendisine sunduğu ilk fırsat trenine atladı Hande. Yaşamına idöl edindi, annesini örnek aldı! Onun gölgesinde yetişti. Ailesini kendi tercihiyle terk etti, boyun eğmedi içerisinde bulunduğu düzene. Yeliz Hanım`ı anne olarak kabullendi, onun doğruları ile hayata atıldı. İnadına alaya aldı, meydan okudu hayata. Beline uzanan kumral saçları, uzun boyu ile süzülmekteydi. Kehribar gözleri, güneşte bal misali parlarken, ince kaşlar, biçimli dudaklar ile süslenmişti berrak teni.
Hayatına aldığı darbelerden sonra mutluluğa aramak için çıktığı yolda kendisini karşılayacaklardan habersizdi genç adam. İstanbul... Kimine acı, kimine mutluluk, kimine de umuttu bu şehir. Yola çıktığında, cebinde umudundan büyük kırıntılar vardı Fatih`in. Şehre ilk adımını attığında, gerçek sevginin ne demek olduğunu öğrenecekti. Gördüğü sevginin gölgesinde aşka uzanacaktı parmakları. Yeni hayatı, kocaman umutları ile oluşacaktı.
"Seni sevmeme izin verir misin?" Genç kadın, başını ağırca kaldırmış, karşısındaki ağaca belini dayamış, kendisini seyreden adama baktı. Sevmek? Kelime, zamanında acı vermişti kadına. Çok sevmişti ama hayat müsaade etmemişti mutluluğunu yaşamasına. Sevdiğini sandığı adam tarafından terk edildiğinde, hayatı alt üst olmuş, hasta bedeni, kaldıramamıştı bu acıyı... Şu saatten sonra sevebilecek gücü, kendinde bulamıyordu. "Sadece severim, şifa olurum yaralarına, başkasını istemem."
İçinden geçenleri anlar gibi kurmuştu son cümlesini. Bakışlarını biraz daha etrafta gezdirdiğinde, Kız Kulesi`ni görmüştü. Uzaklardan, çok uzaklardan göz kırpmaktaydı genç kadına. Hande, Fatih`i tanımadan önce, içerisinde bulunduğu şehri, hiç böyle dikkatli keşfetmemişti. Oysa severdi İstanbul`u, çok severdi... Lakin ne kadar sevdiğini, onu tanıdığı gün daha iyi anlamıştı.
"Bak, şimdi burada, İstanbul şahit; yemin ediyorum ki, çok güzel severim seni!"
Kalbi, umutlarla çiçeklenmişti nedense. İstemsizce tebessüm etmiş, alıkoyamamıştı dudaklarını... Karşısındaki adam, soğuk, umursamaz değildi. İlk tanıdığında öyle sanmış, resmi duruşları, böyle düşündürmüştü genç kadına. Tanıdıkça, iş dışındaki haline tanık olmuştu. Deli doluydu. Aşkına karşılık ararken bile hızlıca konuşup cümleler kuruyor, tatlı hal alıyordu. Şair Bedri Rahmi Eyüboğlu`nun sözleri`ni, Kız Kulesi`ne bakarak mırıldanmıştı, uyuşuk çıkan sesi eşliğinde:
"İstanbul deyince aklıma kuleler gelir. Ne zaman birinin resmini yapsam, öteki kıskanır. Ama şu Kız Kulesi`nin aklı olsa, Galata Kulesi`ne varır; bir sürü çocukları olur..."
Zamanında, elindekileri değerlendirmiş, hayata meydan okuyan kadın olmuştu. Hep olmak istediği gibi güçlüydü. Hepsini Yeliz Hanım`a borçlu olsa bile, kendi payı da çok yüksekti. Öz annesi gibi, boyun eğebilirdi içerisinde bulunduğu şartlara. Hande, Yeliz Hanım`ın teklifini, dakika bile düşünmeden kabul ederek, hayallerine adımlar atmış, zirveye kadar çıkmıştı. Olmak istediği gibi dimdik duran kadın olmuştu artık.
"Bırakalım buna İstanbul karar versin, saklasın bizi..." Pelteleyen sesinde, tebessüm barınmaktaydı. Karamsar değildi cümlesi ama kararsızdı. Gel gör ki, cümlesindeki kararsızlıkları, tutarsızlıkları çiçeklendiren en güzel duyguydu umut. Sarmalanmıştı umut tohumları ile kurduğu cümle. Belki de umut, aşkın saatine yakındı. Fırsat olarak yeni tren çıkmıştı karşısına. Yıllar önce ilk trene atladığı gibi, şimdi de düşünmeden haraket etmeyecekti. Çünkü sevmekten canı yanmıştı zamanında. Fakat umudu, ilk zamanlardaki gibi tazeydi. Yaralarının etrafını çemberlemişti umut çiçekleri...
|
Kanlı Motif
Asker ve şifacının saklanmış hikayesi
Karanlığın mahzenine hapsedilmiş ruh, bir çiçek ile güneşe bakabilir.
...
Bir günlük içerisine gizlenmiş hayat hikayesiydi onların ki. Farklı dünyaların insanlarıydı onlar. `Asla` kelimesi onlara verilmiş bir addı. Ama sorun da bu kelime değil miydi? İnsan `Asla` ların kölesi olmaz mıydı? Onların hayat hikâyeleri bir mendille başladı ve paslı bir kutuya hapsedildi.
Yıllar sonra paslı kutu tevâfuk eseri Sare`nin eline geçti. Meraklı bir kişiliğe sahip olan bu genç kız, Meyra ve Üzeyir`in hikayesini aydınlığa kavuşturmak için elinden geleni yapacaktır. Lakin küçüklükten Müslümanlara kin besleyen, çetelere katılmış olan Samuel, Sare`nin hayat hikâyesine dahil olacaktır.
Bu kitap geçmiş ve gelecek arasında mekik dokuyan bir hikayedir. Ve bu hikayenin sonunda geçmiş ve geleceğin birbirine nasıl sımsıkı bir şekilde bağlı olduğunu göreceğiz.
"Sadece erkek, kadına çiçek hediye etmez. Kadınında erkeğe hediye edebileceği bir çiçek vardı. Onlardan birisi de Cennet Kuşu Çiçeği`dir. Her iki ırkta farklı anlamlara gelen bu çiçek, bir hayat döngüsünün başlangıcıdır."
kitap tasarımı bana ait
|
SAKLI TUTKULAR [DEVAM EDİYOR]
Tüp bebek merkezinde tüplerin karışması sonucu kocası yerine hiç tanımadığı bir adamdan hamile kalmıştı Mahru.
Birbirilerinden habersiz olan Arslan ve Mahru... İkisi de evliliklerinden yana yüzü gülmemiş insanlar. Hayat onları bebekleri sayesinde bir araya getirir. Aşk ve tutku girdabına tutulurlar.
|
BİR SEVDA MASALI (DAVA SERİSİ -2)
Kirli bir oyununun ölüme sürüklediği masum bir adam. İntikam için edilen büyük yemin.
Küçük yüreğinde açılan büyük yaralarla büyüyen,sert,acımasız bir adam. Gözleri, aşka davet edercesine sıcacıkken,kalbi sevgi tohumunu ekemeyecek kadar soğuktu.
Küçük yüreğindeki yaraları büyük bir sevgiyle saran, zarif,kırılgan bir kız. Gözleri hüzün kokarken,kalbi kurak topraklara su olacak kadar sevgi doluydu.
Bazen "Aşkı,Sevdayı "anlatmaya dilin dönmez. Lal olan bir dilin dermanı için gerekli olan yanlızca kalem ve kağıttır. Mürekkebin duyguların,kağıt ise çözülemeyen dilindir.
Bazen yüreğinin söyleyemediklerini yazarsın,bazen yaşanan sevdalardan yola çıkarsın.
Bu yolda ilk dili tutulandan dinleyin Sevdayı...
|
Di̇reni̇ş
"Hep böyle mi olur?"
"Ne hep öylemi olur."
"Seven kişi hep ihanete mi uğrar?"
"İhanet eden adama ve yahut kadına bakmalı,"
"Peki ya her iki tarfta ihanet etmişse?"
"O zaman iki tarafta sevmemiştir demektir,"
Zeynep Aldemir....
ÇALINMA VE YA SÖZ ALMA DAHİLİNDE ADLİ İŞLEM YAPILACAKTIR.
TEHLİF HAKLARI SAKLIDIR...
|
BÜYÜK KADININ BÜYÜK ADAMI
Aşk hiç bu kadar zor olmamıştı
|
GÖK YILDIZ ( TAMAMLANDI ✔️)
Instagram: azimet340
YERYÜZÜNDEN BİR YILDIZ KAYDI VE GÖKYÜZÜNE DÜŞTÜ. Sabırla başlayan bir aşkın hikâyesi
Ağır adımlarla odanın ortasına doğru yürürken duvağımın altından etrafıma bakıyordum.
Büyük balayı suitinin, büyük ve ipek örtülü yatağının üzerindeki kırmızı gül yapraklarıyla yapılmış kalp şekline baktım bir kaç saniye. Bu yatağı böyle özenle hazırlayan personel kimbilir hakkımızda neler konuşup gülmüşlerdi.
Oysa o yatağa toprak serpilmiş olmalıydı , gül yaprakları değil.
Duyduğum tok ayakkabı sesiyle bir anda kendime geldim. Kocam olacak adam yavaş adımlarla yanımdan geçerek tam önümde durduğunda kendime verdiğim sözü hatırlayarak başımı ve gözlerimi önümden kaldırmadım. Görüş açıma giren iki büyük el duvağımı uçlarından tutarak yapılı saçlarımın üzerinden arkaya doğru aldı.
Şimdi görüş açımda beyaz gömlek üzerine giydiği siyah yeleği ve uzun bacakları ile o vardı. Şuana kadar ne sesini duymuştum nede yüzünü görmüştüm. Nikahta bile diliyle değil başıyla evet demişti. Zira babası uyarırken duymuştum. Belkide dilsiz di yada kekeme. Olabilirdi. Zaten merakta etmiyordum.
İki parmağıyla çenemden tutarak yüzümü kendine doğru kaldırdığında gözlerim inadına önüme çevriliydi hâlâ. Bedeni bana doğru esnerken,
" Banyoya girmem lazım."
Dedim aceleci sesimle. Sessiz geçen bir kaç saniyeden sonra gerileyerek sol eliyle banyoyu işaret ettiğinde sadece eline bakıyordum yine. Gelinliğimin eteklerinden tutarak hızlı adımlarla hemen banyoya girerek kapıyı arkamdan örttüm
|
YAFTA
Yafta: Kişiye isnat edilen haksız suçlama.
Ben hayatımın dönüm noktasını, bir ara sokakta onu kurtarmaya çalışırken yaşadığımı düşünüyordum. Ancak öyle değildi, daha çocuk yaşımda gülümsediğim o çocuk benim dönüm noktamdı.
Her dönüm noktası yeni bir başlangıç, eski bir bitiş demekti. Normal sandığım stabil yaşamım o sokaklara döndüğüm anlar da yeni bir nefes kazanmış, beni o boş caddelerde sürüklenmeye mahkûm bırakmıştı.
Hatıraları kaybolmuş bir kızın, aynı şehirde ruhununda kayboluş hikayesi. Belki her kayboluş yeni bir doğuş, yeni bir yaşam yoludur.
Bu isimle yazılmış ilk hikaye.
Telif hakkı saklıdır. Herhangi bir usulsüzlükte hukuki süreç başlatılacaktır.
|
ZEMHERİ
"Burada hayat kurtaramazsın. Burada herkes zaten ölü."
"Umut olduğu sürece hayat devam eder." Kaşları alaycı bir ifadeyle havaya kalktı. "Umut." Dedi komik bir şey söylemişim gibi. "Hiçbir şeyi kalmayanların son tutanağıdır."
Doğruydu. Elimdeki son şey umuttu. "Senin de elinde hiçbir şey kalmamış doktor hanım." Dedi, beynimin içindeki ses onun dudaklarından dökülüyordu. "Senin gibi mi asker." Dedim acımı örtbas etmek için alaycı bir ifade takınırken. "Bilmem." Dedi tok bir sesle. "Ben birileri yaşasın diye ölmeyi kabul eden tarafım. Benim umudumda hayatımda bir mezar taşı değerinde."
|
BELA GELİYORUM DEDİ
Hiçbir karanlık sonsuza kadar sürmez, tut elimi beraber çıkalım o karanlıktan. Aydınlık yarınlara...
Herkese umut olan Persephone, ilk defa kendinden yardım isteyen eli tutamayacaktır.
BU KİTAPTA YER ALAN KİŞİ VE KURUMLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA OLAN HERHANGİ BİR BENZERLİK TAMAMEN TESADÜFDÜR.
|
YÜREKTE CEVHER (TAMAMLANDI ✔️)
Instagram: azimet340
Erkeklik belden aşağıda geçer.
Belden üstü yürek ister.
Yüreğin varsa eğer erkek kadın ne farkeder.
Kadın olmasının dışında bir erkekten farkı olmayan gerektiğinde merhametli gerektiğinde acımasız birine dönüşen Cevher Aslan ve Aslan Karabey`in dünyası.
Denizlerinde boğulup göklerinde can bulduğum.
Güçlü kadın karakter severler buyrun...
|
0% |