Arya dünyada yalnız hisseden kayıp bir kız en büyük hayali asker olmaktı olduda ama hiç bilmediği bir sırrın peşine düştü ve başka diyarın kapısında buldu kendini... İlk hikayem bir şans verirseniz sevinirim. İlk bölüm biraz heyecan var ama sonrası akıcı ve heyecanlı bir serüven sizi bekliyor . Teşekkürler...

Ben kralın biricik kızı, krallığımızın yegane prensesi Katherine Bloom`um. Her zaman ne istersem elde etmiştim. Kralın kızı ve aynı zamanda tek çocuğu olduğum için bana hiç bir zaman saygıda kusur edilmemişti. Haliyle durumlar böyle olunca azıcık da olsa şımartıldım diyebilirim. Ancak yinede ben bu gücümü insanlara karşı kötü kullanmadım. Her zaman mütevazi bir kişi olmaya çabaladım. Hayatım normal seyrinde devam ederken aklımda kocaman bir ejderha tarafından kaçırılıp onun tutsağı olmak elbette yoktu.

İntikam uğruna en fazla ne kadar ileri gidilebilir? Aykatun sonuna kadar gitmek için yola çıktı. Hiç bilmediği bir evrenin içinde. Wirana kurtlar, Cadılar, Periler, Elfler ve daha bir çok ırka ev sahipliği yapan ama Güneşe hasret o diyar. Ve Mühür. İntikamla arasında olan tek şey Mühür. Alınacak intikam ve yaşanılacaklar arasında kaderin oyunları. Yüzleşmeler ve savaşlar. Çıkarlar ve müttefikler. “Benim olduğum yerde hükümdar ben olurum. Burası benim topraklarım değilse onu kanla kutsar ve benim yaparım” Başka bir yazar arkadaşım olan Eylem Aktaş ile ortak kurduğumuz bir evrendir. İki ayrı kitap yazılmaktadır. İkiside farklı okunabilir. Diğer kitabın adı Kan Arzusu bakabilirsiniz. Instagram hesabım Singularity_mybook

"Güneş.. güneşi yansıt. Aynadır senin adın. Sana sunulan bu ömür Tanrıların elinde bir ağıt, Sen ki kısmış gözlerini, bakmış dünyaya Hangi canlının hakkı bu rüya? Suyu dinle, toprağa dokun. Yalnız ateş, ateştir ruhun."

Lia ve o her daim ayakta duruşu ile karşısındaydı yine elinden geleni ardına koymadan gözlerinde hiç bir korku olmadan karşısındaydı peki bu savaşı kazanabilecek miydi

Hayatına son vermek isteyen bir kadın ve ölümün tanrısı. Silva intihar etmek üzere bir uçurumdan atladığında kendini beş tanrının hükmettiği Wienor`da bulur. Ölüm Krallığı`nda Ölüm Sarayında kendini bulan Silva yaşama son bir şans vermek isterken büyük bir tehlike sinsice diyara sızmaktadır. Ölüme ardından da Ölüm Tanrısına çekilen Silva kendinin de normal bir insan olmadığını öğrendikten sonra tehliklerle ve aşkıyla karşı karşıya kalacaktır. En korkunç sonun, ölümün tanrısıyla mutlu bir son düşlemek mümkün mü, üstelik kıyamet bu kadar yakınken? "Dile Ay Işığı, iste, emret. Ben de senin için her şeyi mümkün kılayım." Başlangıç Tarihi: 31.08.2024

" Günahların rüzgarı olsaydı yeryüzünde hiç kimse kalmazdı. " 🕯️ Emira bilinmeyen bir fantastik dünyada gizemli kapıları aralayrak gizemli sırlara ulaşır. Ondan saklanan ve öğrenilmesi istenmeyen sırları keşfeder. Bu sırlar açığa çıkarken yaşamında onu derinden sarsan bir aşk onu bulur. Ama sandığı şeylerin çok farklı olduğu gerçeğiyle yüzleşir. Aşk, ihanet ve dostluk... Bu üç kelime onun hayatında büyük bir devrim yaratır. ⚖️🛡️⚖️

Kitappedin En`lerini seçmeye hazır mıyız bakalım?

"Bazen,hiç var olmamış ve hatırlanmayan insanlar gerçektir.Yalnızca bir zaman arasına sıkışmış olabilirler." Zaman arasına sıkışmamaya dikkat edin. Herkesin normal olarak bildiği bir lisede hiç var olmamış insanları hatırlayan öğretmenlerin olması kimsenin ilgisini çekmez.Her zamanki gibi okuluna giden Umay,bir anda kendini 1980`li yıllarda öğretmenlerinin öğrenci olduğu zamanda bulur.Bir büyü sonucu zamanlar arası sıkışmıştır ve büyüyü bozup hiç var olmayan hatırlananları kurtarması için yanlız bir haftası vardır.

Elaria Varisleri Serisi #1-2 Bu benim yazdığım ilk kurgu. ⚔️⚔️⚔️ Bir evren kadar uzak, bir nefes kadar yakın. İntikamını almaya kararlı ölüm prensesi ait olduğu evrene dönerse ne olur? Kalp eşini yani bizzat kendini bekleyen Yaşam Prensiyle karşılaştığında peki? Ya evrenin iki en güçlü Elementali birlik olup intikam almaya karar verirse o zaman ne olur? "Kaçış yolu aslında kurtulmama yardımcı olmayacaktı. Zaten ben kurtulmak da istemiyordum. Ben intikam istiyordum. Benden çalınan hayatı geri istiyordum. Tacımı istiyordum. Ve O`nu, Kalbimin eşini istiyordum." EV Serisi

Zaman Tanesi kısa alıntı📌 Çocuk oturduğu yerden kalkıp ışığa doğru yürüdü. Temiz çenesinden anladığım kadarıyla kısa süredir buradaydı. Bedenim bir serçe gibi titrerken, bana doğru geldi. Gözlerinden gözlerimi kaçırmayı denedim ama yapamadım. “Anladığım kadarıyla biri sana istemediğin bir şekilde dokunmuş.” Gözleri kısıktı. Sesi oldukça kalındı ve bu beni hiç mutlu etmemişti. Ondan korkuyordum. Kaçacak hiçbir yerim yoktu. “Birisi sana dokunduğunda,” karşımda durdu. “Kaçmak yerine onu öldürmelisin, fare.” Kafasını yavaşça aşağı yukarı salladı. Bal rengi gözleri bir karadelik gibi beni içine çekerken, yutkundum. “Birisi sevdiğin başka birine dokunduğunda, eğer bu hoşuna gitmediyse, onu da öldürmelisin.” Bir adım geri gitti. Ellerini iki yana açarak siyah kalın kaşlarını kaldırarak, “Çünkü burada bizim için adalet yok. Eğer adalet istiyorsak, onu kendimiz yaratmalıyız… burası Astorem. Korkmak yalnızca seni daha ölü kılar.” Gözlerim oturduğu yerdeki çakıya ve oyduğu ağaç dalına kaydı. Kaşlarım çatılırken, arkasını döndü ve o tarafa doğru yürüdü. “Adaletimi yaratmaya çalışırken ölürsem ne olur?” “Bir kahraman olursun.”

Yıllar önce on çocuğun üzerinde yapılan deney sonucu çocuklar özel güçler kazanır, bu on çocuktan dokuzu birbirini bulup hayatlarına yeni bir yön verirler fakat en ölümcül güce sahip kız ortalıkta yoktur.

Gece , her zaman olduğu gibi karanlıkla sarhoştu. Ay , gökyüzünde silik bir iz bırakmıştı , yıldızlar ise sanki birer hüzün bulutu gibi kaybolmuştu. Karaca , gölgelerin içinde bir hayalet gibi ilerlerken , karanlık ona sahip olmuş gibiydi.. Tüm kasaba , adını bile duymadan , korku ve efsanelerle çevrilmişti ; ama karaca korkunun ta kendisiydi. Onun adı , geceyi andıran bir gizemle yankılanıyordu. " İçindeki karanlık seni korkutmasın ; çünkü en büyük gücün , ona hükümettiğin anda doğar. "

Bu kitabı keyfiyen yazıyorum zorunlu değil okumak isteyen okusun kendi tarzında yazıyorum

Elena bir gece köyünde duyduğu çığlıklarla korkarken ejderhaya dönüşen bir krala tutsak olur. Peki ya onu bekleyen sırlar ve lanetlerden haberi var mı?

"Kimse bana inanmadı, ben kendime inanmayı seçtim." Suikastçı Akademisinin başarılı öğrencisi Eclip, çocukluk arkadaşı ve can dostu Raiden`la birlikte göreve gönderilir. Ama orada Eclips`i bambaşka şeyler bekliyordur. Hayatı tamamen değişecekti ve tek bir seçeneği kalacaktı. O da kendini aklamak... . Kitabın kapağı bana aittir. Hikaye bana aittir. İyi okumalar dilerim...

Arkadaşlarımla birlikte çıktığım yolculukta uzay gemimizin korsanlar tarafından vurulması sonucu kendimizi bilinmeyen bir gezegende bulduk. Üstelik beşimiz de aracımızın yakıtı olan altını bulabilmek adına hiç bilmediğimiz bu gezegende farklı koordinatlara dağılmak durumunda kalmıştık... Burada bulunacağım süre zarfında tek amacımın uzay gemimizin yakıtı olan altını bulmayı başarmak olduğunu sanmıştım. Ancak yanılmışım... Başıma daha büyük bir bela geldi. Bir sürüngen benim peşime takıldı. Kendilerini Naga türü olarak adlandıran bu sürüngenler fazlasıyla inatçı ve bir o kadar da zorlayıcı olabiliyorlardı. Haliyle beni isteyen bu yılan da fazlasıyla inatçıydı. Ondan kurtulmayı başarıp bu gezegenden çıkmak için gerekli olan altını bulabilcek miydim? İşte bu tam bir muammaydı.

Altı büyük hanenin isyanıyla başlayan savaş, diyara ateşle hükmeden Bilfronzelar’ın sonunu yazmış ve küllerle kurulan imparatorluğun kudreti de, şafak söktüğünde ateş gibi sönüvermişti. Bilfronze küllerinin savrulduğu ve kanıyla sulanan topraklarda yeni krallıkların yükselişi beraberinde yaşamı ve barışı da getirmişti. Lâkin hırsların ve hasetin zeval bulmadığı yerde barış ne kadar sürerdi ki? Bilfronzelar’ın yok oluşuyla yapılan Hajavra Anlaşmasın’dan 165 yıl sonra krallıklar, güç ve iktidar arzusuyla yeni bir savaşın eşiğindedir. Syndorill’de kan yeniden dökülmek üzereyken Gümüş Şafak denilen bir kurtarıcının geleceğine dair fısıltılar da giderek yükselmektedir. Bilfronzelar’ın topraklarına hükmeden varissiz Kassalbarg Kralı, veraset sorununa noktayı koymaya çalışırken Rognesvik Kralı’nın ölümü ise Kuzey’e kaos fırtınalarını getirmektedir. İki düşman krallık bir anlaşmayla ittifak kurmak üzereyken diyara dönen ve intikam isteyen kadim düşman ise ejderhasının ateşini kuşanarak düzeni ve sessizliği bozacaktır. Öldüğü sanılanın ortaya çıkışı üzerine diyar bir mi olacaktır yoksa hırslarının kurbanı mı? Kapak : @darkwhitethorn

Derin bir gün dalış yapmaya gider ve bu onun hayatının dönüm noktasıdır...

Bir insan hayatta kalmak için neler yapabilir. Eva Bozoklar için hayatın anlamı çok farklıydı. İnsanları, hayvanları, doğayı seven genç bir kızdı. Çalıştığı şirkette türkiyenin en ünlü gazetecisi olmayı başarmıştı başarmasına ama bir o kadar da düşman edinmişti kendisine. 14 şubat 2004 gecesi dünyaya gözlerini açtığı bu mavi dünyada ailesini aynı gece trafik kazasında kaybetmiş annesi ise kendisini dünyaya getirdikten saatler sonra fani dünyadan ayrılmıştı. 7 yaşına kadar teyzesinde kalsada onlarıda bir yangında kaybetmenin üzüntüsü vardı. Yetimhanede başına gelmedik olay kalmamıştı fakat tüm bunlara rağmen onda hala bir umut vardı o umut Bozoklar holdingin sahibi Mehmet bozoklar`ın onu evlat edinmesiyle tamamen değişmişti. Doğduğu günün ölüm günü olacağını bilmeden ölüme doğru adımını doğduğu 14 şubatta atmıştı. "Sana dünyaya geri dönmen için son bir fırsat vereceğim Eva Bozoklar sende bende biliyoruzki dünyaya geri dönüp sana bu kötülükleri yapan insanlardan intikamını almak istiyorsun bunun için tek bir şartım var. Karşışılığında ruhun benim olacak..!" Karakterler.. Anastasia - Son Cehennem Meleği Eva Bozoklar - Gazeteci Han Ulusoy Çelebioğlu - Gazeteci Eylül Fırat Bozoklar - Activist Kemal Bozoklar - Madya Baronu Mehmet Bozoklar - İşadamı Günel Aliyev - Kriminalist KoaS Devil Franklin - Dünya Konseyi Başkanı Şehrazat Ulusoy Çelebioğlu - Bilim insanı Umbra Warfolomeyev - Rus işadamı Weiba Minamoto Yoshitshy - Ninjitsu Sanatları Ustası Mustafa Dümenci - işadamı Helen Clayn - Karanlık Sanatlar Uzmanı Jackel Hayd - FBI Mr Smitson CIA ve Mossad Direktörü Mikail Canalan - İstihbarat Başkanı Demirhan Demircioğlu - MİT ajanı Dylan Malkovich Dark Earthling Diana Earthling Doruk Efe Kazancı - MİT Ajanı Kemal Alemdar Başkomser Ceyda Develi Komser Duman Bayraktar - Bayraktar Holding Başkanı

Kitabı seveceğini düşünüyorum ama akıl sağlığın için aynı şeyi söyleyemem 🙃😉

Birbirlerine ilk görüşte aşık olan Diana ve Hope, mükemmel giden bir ilişkiye adım atmışlardır. Ta ki Diana`nın hiç düşünmeden dilediği bir dilek tarafından hayatları alt üst olana kadar. Diana, bir sabah gözünü açtığında başka bir evrendedir, 1808 yılında, bir İngiltere Krallığı`nda. Onu hatırlamayan sevgilisini tekrardan kendine aşık etmeli ve kendi evrenine dönmelidir. Fakat işler çığırından çıktığında her şey için çok geç olacaktır. Aşklarını sınayan bu büyük sınavı geçmek için tüm benliğini ortaya koymaya hazırdır.

Vicdanını kaybetmiş yaratıklardan korkuyordum. Vampir ya da insan. Tiyatro seçmelerinde boy gösterene kadar okulda hiç görmediği o öğrenci, Mira`nın ve tüm Paşalar sakinlerinin hayatını değiştirecektir. Bu sefer bir rüya değil ve vampirler buradalar.

"Kader,yıldızlara yazılır;ama bu dört genç,yazgının sınırlarını aşacak.Elementlerin sırını taşıyan dört ruh,denge ve kaos arasındaki ince çizgide bir evrenin kaderini şekillendirecek. Gökyüzü fısıldıyor,Toprak yankılanıyor, rüzgar dans ediyor, Ateş yanıyor, su akıyor...Aetheris sizi çağırıyor, kapılarını aralamaya hazırmısınız?"

Bu kitap güçlerini kontrol edemeyen bir yarım cadının hikayesi Mavi bir okul çıkışı Binbir Çeşit kitap evine rastlar ve hayatı değişir...