Kitap Tür Kategorileri

Ait olduğum yeri bulmama yardımcı olan bütün ait olmadığım yerlere çok teşekkürler.

Önceki yaşama inanmayan oğlanın geçmişini bir tutamı rüyalarında görür, her rüyasında gördüğü o kızla hiç beklemediği anda karşılaşır... "Gerçekliler gerçek olmasaydı bize hayaller dışında ne kalırdı?"

Bir cinayet romanı.

Bade 23 yaşında ailesiyle yaşayan, mühendis, sıradan bir kızdı. Babası hastaydı, bu yüzden işte çalışamıyordu. Bade ailesinin geçindirmek için yarı zamanlı işlerde çalışıyordu. Bir de Koray adında erkek arkadaşı vardı. Bir gün Koray, Bade`ye çok iyi bir iş bulduğunu söyler. Bade`nin işi kabul etmesiyle her şey başlar. Bade ve Koray, bir müzayedede garsonluk yapacaklardır. Müzayedenin başlamasına yakın, Koray Bade`ye bir elmas çaldığını söyler. Elması alıp kaçmayı teklif eder. Ama Bade bu durumu kabul etmez. Elması yerine koymak için hareketlenir. Ama aynı zamanda davetlilerin elmasın onda olduğu bilmemesi gerekir. Soylu ailesinin en yetkili kişisi olan Neva Soylu, ölen torununun yerine geçmesi ve torununun katilini bulması için Bade`yi tehdit eder. Ve Bade, bu teklifi kabul etmek zorunda kalır. Neva Soylu`nun torunu, Uraz Soylu`ya aşık olacağını bilmeden...

16 yaşından beri 360 yaşına kadar suç kaydı olan seçici lakablı seri katilin bukunmasıyla oluşan kabus nasıl mı o zaman oku ve gör.

Karşınızdaki insanın nasıl göründüğü değilde içinin nasıl olduğu önemli " İyi birisine benziyor" Düsüncesi yaktı hepimizi....... Bazı insanlar katil olur amabazı insanlar katil doğar şimdi söyleyin bana hangisi daha masumdur.....

"Sen tam olarak benim kalemim bir kadınsın; Cinayet işleyip, kusursuzca saklayan. Ve bunu sadece hak edenlere yapan." Yeraltı Dünya`sının başa gelen isimleri. Biri gerçek adıyla, diğeri sahte adıyla.

Sonia ve Jack`ın ilk yıllarını kutlamak için gittikleri otelde cinayete kurban giden cesedin bulunmasıyla işler karışır kimseye güvenemeyen çiftin kendi aralarındaki anlaşmazlık da artmıştır.

Bade ailesiyle birlikte yaşayan, iyi bir üniversite okumuş, hayatının çoğu alanında başarılı olmuş sıradan bir mühendisti. Ailesine yardım etmek için iş tekliflerini reddetmiş, yarı zamanlı işlerde çalışmaya başlamıştır. Bir gün, Yiğit adındaki erkek arkadaşıyla, önemli insanların yer alacağı ve sonlarına doğru açık arttırma olan bir davette garson olarak çalışmaya başlarlar. Açık arttırmadan hemen önce, erkek arkadaşı gelip Bade`nin eline pembe bir elmas bırakır ve kaçmayı teklif eder. Bade, bu teklifi reddedip elması yerine koymaya çalışırken bir cinayete karışır. Davet sahibi olan Soylu ailesinin en yetkili kişilerinden biri olan Neva Soylu, Bade`nin yaptığı şeyleri görür. Ertesi sabah Bade`nin kapısına giderek Bade`yi tehdit eder. Neva Soylu, aylar önce vefat eden yazar torununun ölümünü magazinde saklar. Bade`den ise, torununun yerine geçmesini ve torununun katilini bulmasın teklif eder. Bade bu tehdit karşısında, teklifi mecburen kabul etmek zorunda kalır.

Bu hikaye bir çok; katil, fantastik, bilim kurgu hikayeleri içermektedir. Kitabın içinde rahatsız edici şeyler bulunabilir. +13-+18 arasına uygundur. (Bir çok plartformda yayınlanmaktadır. Linçlemeyin)

Eşitlik ilkesinde kalan iki kişi

AÇIKLAMA SONRADAN EKLENECEKTİR.

bir kadına kıydılar bin çocugu taciz edip öldürdüler ve dünyayı bir kaosa sürüklediler ölen kadınalrın kıylan cocukların intikamı uğruna varım ben...onlara kıyanları hayata bırakmayacam... bunlar providing justice` ın sözleridir andım olsun ki yaşamatıklsrınızı yaşatmadan öldürmeyecem sizi...! BU ANKA KUŞU`NUN ADIDIR.

“Çık çıkalım çayıra. Yem verelim ördeğe. Ördek yemini yemeden Ciyak miyak demeden Aldım baktım kimi çıkardım?” Koridorda sessiz ama kendinden emin adımlarla yürürken bir yandan elinin tersiyle alnındaki terleri siliyor bir yandan da ısrarla bu tekerlemeyi söylüyordu. Soğuk ses tonu tekerlemenin sonuna geldiğinde daha da korkunç bir hâl alıyordu. Özellikle de son kelimeyi söylerken. “Aldım baktım kimi çıkardım?” Ayakkabısının boş koridorda çıkardığı ses evin içinde yankılanıyordu. Tık tık tık... Attığı her adımda ona daha da yaklaştığını hissediyordu. Bu his kalbinin daha da hızlı atmasına, heyecanının içine sığamayacak kadar çoğalmasına sebep oluyordu. Artan heyecanını dizginlemek zorundaydı. Bu, onun için geri dönülemez bir hataya sebebiyet verebilirdi. Tekerlemeyi söylemeyi bitirdikten sonra kısa süreliğine durup etrafı dinlemeye başladı. Gözlerini kapattı. Nefesini tuttu. Onu bulma arzusunun yarattığı his tepeden tırnağa bütün vücuduna yayılmıştı. “Neredesin?” Ses tonu sanki en sevdiği şarkının en sevdiği kısmını söylüyormuş gibi çıkmıştı. Bir kahkaha patlattı. Neşesi giderek daha da artıyordu. Ardından elinde duran kanlı vazoyu duvara fırlattı. Çıkan sesi duyduğuna emindi. İliklerine kadar korktuğunu hissetti. Belki de ağlıyordu. Ağlaması gerekiyordu. Bir insan ölüme bu kadar yakınken gülemezdi. “Sıra sende.” Yeniden bir kahkaha patlattı. Sonrasında yüzündeki gülümseme aniden kayboldu. Sert yüzü daha da gerilmişti. Dişlerini sıkıyordu. İçindeki öfke garip bir şekilde artamaya başlamıştı. “Sıra sende küçük sıçan.” Artık tekerlemeyi söylemek yerine bunu söylüyordu. Duymasını istediği şey artık tekerleme değil sırasının geldiğiydi. Nihayet koridorun sonuna geldi. İçinden bir his onun, karşısında duran kapının arkasındaki odada olduğunu söylüyordu. Adımlarını yavaşlattı. Sağ elini arka cebine atıp küçük çakısını kavradı. Çakısının üzerindeki kan damlaları karanlıkta adeta elmas gibi parıldıyordu. Heyecandan nefes alışveriş hızı artmıştı. Derin bir nefes verip sol eliyle kapının kulpunu kavradı. Bu sefer sona gerçekten yaklaşmıştı. Kapının kulpunu yavaşça aşağı indirirken elinde duran çakısını daha sıkı kavradı. Kapı açıldıktan sonra yavaşça itti. Gözleri daha fazla parlamaya başlamıştı. Alaycı gülümsemesini yeniden yüzüne yerleştirdi. “Bingo!” Yayınlanma Tarihi: 08.10.24 01:35

O Adam benim hayatıma girdiğinden beri, her şeyin kurmacadan ibaret olduğunu anlamıştım... O herkese oynuyordu. Bana da oynadı. Ben tehlikedeydim. O ise tehlikenin ta kendisi... (...) Hikaye; Şiddet, Küfür Ve Argo Kelimeler İçermektedir. Lütfen Bunu Dikkate Alarak Okuyunuz!

Bir kız intikam almak için ne kadar ileri gidebilir ki ? Net ve sert bir ses tonuyla "Haddini bil ve konuştuklarına dikkat et eğer etmezsen bende yapacaklarıma dikkat etmem. Tetiği çekerim ve silahın namlusundan çıkan kurşun beynini deler. Seni öldürmem saniyelerimi alır. Anladın mı ?" Dedi. O an tek yaptığım şey karşısında alayla gülmek oldu çünkü biliyordum ki o ne kadar böyle konuşsa da hala bana aşıktı ve saçımın teline zarar vermeye bile cüret etmezdi, edemezdi. Bunu asla izin vermezdim.

Gece yarısı yağmurlu havada eve dönüyordum,tüm kıyafetlerim ıslanmıştı.Yollar boştu,yağmur yavaşlamaya başlamıştı yaklaşık 30 dakika daha yürüdükten sonra siyah,zırhlı bir araba önüme kırdı, o anlık reflexle geri gittim.Arkamda 4 tane daha araba vardı ve hepsinin arasında kalmıştım.Önümü kesen arabanın içinden elinde şemsiye üstünde takım elbiseli 2 adam çıktı ardındankomple siyah giyimli ve baya uzun bir adam çıktı,yüzü gözükmüyordu....

Ksjsjsjsj shdhhdhdjdjd jsjduhdnrurndj

BIRBİRİ SİRA ÖLEN ADAMLAR TEK ORTAK NOKTALARI OLU OLMALARI... BAS KARAJTER KIZIMIZ SORUNLU KOTU OLAN ERKEKLERI ILK BASTA BİR SEKILDE TANISIP NUMARALASIP FLORTLESIP SONRA EN SON ANDA OLDURUP BOYNUNA BİR KIRMIZI RUJ İLE X İSARETİ KOYUYOR. KENDISI SADECE OLDURECEGI O GECE KIRMIZI RUJ SURUYOR VE HEP ERKEKLERI OLDURUYOR 3 4 AY ARALIKLI OLUYOR VAKALAR. EN SONDA ISE BIR YASLI KADINI OLDUREREK OLAYLARI CIKMAZA SOKUYOR. O KADIN ANNESİ ONU BU SEKLE SOKAN KADIN. ERKEKLERİN PİS YÜZLERİYLE KÜÇÜK YASTA ONU TANISTIRAN SATAN KADIN. O ZAMAN BVASLIYOR COCUKLUK TRAMVASI VE BIR SURE SUREN PSIKOLOJIK TEDAVI SONRASI TEDAVI BITINCE IYILESIYOR AMA ICINDEKI SESLER SUSMUYOR VE INTIKAM ISTIYOR ICINDEKI KUCUK KIZ INTIKAM ILE FERAHLIYOR.

nyn tbt rvrtbbt btbt

Ben Açılay,Açılay Canöz. Kendi öz babamı öldürmem ile başlayan katillik serüvenim var ve bu dünyadan temizleyebileceğim ne kadar pislik varsa temizlemem ile devam ediyor. Fakat bir gün bir şey oldu. Ansızın telefonuma bilinmeyen bir numaradan mesaj geldi ve hayatım biraz buna göre şekillenmeye başladı. Ancak bu bilinmeyen numaranın yaşantıma neler getirebileceğini nerden bilebilirdimki?

Bu kitap haklı olarak birilerinden intikam alan bı seri katil ve katili aramaya kendini adamış bir dedektifin hikayesini anlatmaktadır.okurken heyecanla ve beğenerek okumanızı dileyerek seve seve yazıcağım

Kehanettin yorhu

Her şey göründüğü gibi değildir. İnsanlarda öyle. Melek görünümlü şeytanlar.

Benim hayatım ben daha yedi yaşındayken kabusa döndü . Ben daha küçük yaşta kardeş katili oldum. Benim yüzünden 9 nisan günü hayatımız cehenneme döndü. Benim hayata tutunacak kimsem kalmadı .

"TRADOLYA`DASINIZ, KUYRUĞUNUZU SAKLAYIN!" Öyle bir okyanus ülkesi düşünün ki kraliçe dışında kimse kuyruğunu ortaya dahi çıkaramasın. Bununla da kalmasın buna cesaret eden herkesin kuyruğu canlı canlı kesilerek ölüme terk edilsin. İşte bu ülkenin adı Tradolya`ydı. Burada kraliçenin üstüne kimse söz söyleyemezdi. Ne krallar ne prensler ne de prensesler... Tüm ülke asiller dahil olmak üzere kraliçenin emrine amadeydi. Ta ki Kraliçe Kia`nın kararları giderek doğruluktan uzaklaşınıp Yasaklı Bölge`nin tek geçiş anahtarı olan Gizli kaya tünelini tamamıyla kapattırmak isteyinceye dek... Bu kararla artık ülke büyük bir değişimin eşiğindeydi. Tradolya`da dönüşü olmayan şeyler olurken hiç beklenmeyecek şeyler tahtın varisleri olan prenseslerden gelecekti. Bunlar olurken yasaklı bölgede yaşayan pirana adamlar (Dabadorlar) ve deniz akreplerini (Pillienlar) ise neler olacaktı? Yok mu olacaklardı yoksa buna karşı mı duracaklardı? işte her şey burada başlayacak ve yine burada bitecekti...

Küçük kız hiç birşey hatırlamıyordu küçüktü hatırlayamazdı kimsede hatırlatmadı unutturdular taki kader onları tekrar karşılaştırana kadar...

Sessiz ama bir o kadar da gürültülü bir orman. Güzel ama bir o kadar da ürkütücü bir orman. Temiz ama bir o kadar da kan kokan bir orman. Yakışıklı ve işinde başarılı bir polis ama bir o kadar da tehlikeli bir seri katil. Cezalar suçlu olanlara verilirdi peki bu gençlerin suçu neydi? Ormana girmek mi? Katili görmek mi? Yoksa Katilin yaşattığı vahşeti görmek mi? Yaşlılar vardı, bunu anlamışlardı. Gençler vardı, bunu da anlamışlardı. Çocuklar vardı, bunu da anlamak zorunda kalmışlardı. Ama bebekler neden vardı bunu anlamamışlardı. Ölülerin bile ağızlarını kapatmıştı, gittikleri yerde gördüklerini anlatmasınlar diye... Baştan uyarayım bu kitapta kan, cinayet, tecavüz, işkence, vahşet gibi rahatsız edici unsurlar vardır. Kitabın her bölümünde korkunç özellikler vardır, lütfen buna dikkat ederek okuyalım. Kitabın konusu ve kapağı tamamen bana aittir.

Bir dedektifin içinde kaybolduğu bir tiyatro oyunu, Bir tiyatro oyuncusunun kurduğu bir hikâye. 𖤐 Yarı Türk yarı Hollandalı olan Bendis Ildır Veldhuis, yıllar önce bir kardeşinin cinayeti ve diğer kardeşimin kaçırılma vakası yüzünden yıllarca onları aramaya uğraşmış, bir çok kez polise gitmiş fakat bir sonuç alamamıştır. En sonunda Türk kuzeniyle beraber gene bir polise gitmişlerdir ve polis tarafından normal fakat gayet başarılı olan dedektif Alara’ya yönlendirilmişlerdir. 𖤐 Hayatında büyük boşluklar ve acılar olan Alara ise hem onları iyileştirmeye çalışırken hemde yeni bir davayla uğraşmaktadır. 𖤐 Güveni sarsılmış ve sınırlı kişiler dışında bir daha üzülmemek için kimseye güven duymamaya söz veren Alara, yıllar sonra sözünü bozmuş ve onu sevdikçe ister istemez güvenmeye başlamıştır. 𖤐 İçinde gene tereddüt vardı. Saçma ve gereksiz bir tereddüt. 𖤐 Güvenmek konusunda tecrübeli miydi? Elbette. Ama aşk onun gözlerini kör edebilir miydi? Elbette. Peki Bendis ona zarar verir miydi? Asla. 𖤐 İşte bundan asla tereddüt etmiyordu ve bu tereddütü kalkınca kafasında hiçbir soru kalmıyordu. 𖤐 Kapılarını çalan gerçek aşk mı yoksa tamamen yüzdeki maskelerin eseri olan yalan dolandan ibaret miydi? 𖤐 Bu Alara Göksel ve Bendis Ildır Veldhuis’in bir tüyatro oyunuydu.

Geçmişte kalan herşey geçmişte kaldı diye kenara atılsaydı kimse bu kadar geçmişine takılı kalmazdı.