Girdap
“Arkadaş arkadaş gezebiliriz niye ki?’’ Maksadım onu kızdırmaktı. Buna sinir olduğunu biliyordum. ‘’Demek arkadaş.’’ Kafamı salladım. ‘’Hıhı.’’
Parmakları ona dolanmış ince kollarımda gezdi. ‘’Arkadaşlarına böyle mi yaparsın?’’ Çok fırsatçı bir adamdı. ‘’Ya da kilitli bir odada dudak dudağa mı gelirsin?’’ Bu iyice yutkunmama sebep oldu. ‘’Yatağına gelir misin, aynı yastığa sığacak kadar yakın uyur musun?’’
‘’Düşünülür.’’ Dedim ince sesimle. İyice eğildiğinde bacaklarımın aralanması onu bana daha çok yaklaştırdı. ‘’Hiçbir arkadaşın sana bunu yapamaz, anladın mı?’’ Keskindi. Sertti. ‘’Seni düşünemezler.’’ Bu nereye bağlanacaktı çok merak ediyordum. ‘’Öyle mi?’’
‘’Öyle.’’ Deyişi bile kendinden emindi. İnce parmaklarım ensesinde gezindiğinde hoşuna gittiğini anlıyordum. Birbirimizin üstünde çok etkimiz vardı. Hoşlanıyorduk belli ki. ‘’Peki,’’ gözlerinin içine baktım ‘’arkadaş, arkadaşı öper mi?’’ Hiç düşünmedi. Beni sertçe öptüğünde dudaklarım alev aldı.
04.08.2024
|
Yılların Oyunu
İkisi de birbirini uzun zamandır görmemişti
Uzun zamandır birbirini görmeyen ikili neler yaşayacaktı
İkisinin arasına uzun yıllar girmişti.
Yıllar insanları çok değiştirir miydi?
Giray uzun zaman önce gördüğü küçük kızı büyümüş bir kadın olarak görünce ne yaşayacaktı
Ya da Alya uzun zamandır görmediği bu adamı geçmişteki gibi görmeye devam edebilecekmiydi
Bunları onlara zaman ve hayat gösterecekti…
|
17 EYLÜL
17 Eylül 1998`de, hamilelik sürecini daha sağlıklı geçirmek için eğitim veren bir kurumda çıkan yangın sebebiyle sekiz ayını doldurmuş hamile kadınlardan birkaçı, yangından etkilenip erken doğum yaparlar. Bu sebeple İzmit Seka Devlet Hastanesi`nde, 17 Eylül 1998 gününde toplam 11 çocuk dünyaya gelir.
Seneler sonra bir seri katil, 17 Eylül 1998, İzmit Seka Devlet Hastanesi doğumlu iki adamı peş peşe iki sene doğum günlerinde öldürür; biri 17 Eylül 2025`te, diğeri ise 17 Eylül 2026`da vahşice katledilir. Davanın savcısı Erkin Gümüşpala, bunun bir seri cinayet olduğunu kavrar kavramaz deliye döner çünkü yakın arkadaşı Cumhuriyet Savcısı Varan Alp Çakmak da aynı gün, aynı hastanede dünyaya gelmiştir.
17 Eylül 1998, Seka Devlet Hastanesi doğumlu yetişkinler tehlikededir. 2027`ye kadar çözülemeyen dava, gelip çatmıştır. Peki bu tarihten itibaren neler yaşanacaktır? Bir araya gelen kuvöz arkadaşları, seneler sonra anlaşabilecek midir? Üstelik kimi avukat, kimi savcı, kimi polis memuru, kimi doktor olmuşken...
BU KİTAPTA GEÇEN KİŞİ, KURUM VE OLAYLARIN TÜMÜ KURGU GEREĞİ YAZARIN HAYAL ÜRÜNÜDÜR, GERÇEĞİ ASLA YANSITMAMAKTADIR.
TÜM HAKLARI SAKLIDIR.
|
Mandalina (Tamamlandı)
Tesadüf diye bir şey yoktur. Hiçbir Mandalina yürüyerek kapı koluna asılmaz. Aşk, gerçektir ve kalp yalnızca bir kişiyi sever.
-
13/01/2024
|
YALGIZ
Çocuk yaşta, birbirinden farklı hikayeleri olan bir çeteyle yolu kesişen Hamza ve onların içerisinde geçirdiği arayış dolu yıllar... İstemediği halde düştükleri bataklıkta çırpınan bir avuç genç...
Kaybolduğu dünyasında bir ışık arayan Hamza dünyasına giren yeni hayatlarla takip edeceği bir ışık buldu. Öte yandan Hukuk okuyan Gül Seda ailesinin içinde bulunduğu durumu çözmeye çalışırken pek çok sırrın perdesi aralanıyor. Hamza ve ekibini ne gibi sıkıntılar bekliyor? Gül Seda çıktığı bu yolda nelerle karşılaşacak? Kayıp aile, kardeş ve duygular sahiplerine kavuşacak mı? Ne bir dakika öncemize gücümüz yeter ne bir dakika sonramıza. Vakitsiz gelen insanlar ansızın ortaya çıkan duygular. Sonsuz ihtimaller çerçevesinde toplanmış gerçekler... Eski dönemlerde yetim çocuklarına Yalgız derlermiş, yalnızlığı simgeleyen anlamında. Yıldız sözcüğüyle birleşmiş yalnızlık göklerde gece vakti gözlerimizi kamaştıran yıldızlar, kalabalıklar içinde tek başınadır fark ettiyseniz. Hepimiz birer Yalgız mıyız yoksa?
|
Duvarların Ardında
Patronun odasına girdiğimde o her zamanki ciddi ve otoriter duruşuyla karşımdaydı. Masasının arkasında oturmuş, elinde bir dosya, gözleriyle beni süzüyordu. Kapıyı kapatıp karşısına oturdum, gözlerim masadaki dosyaya takılmıştı.
"Beni bekliyormuşsunuz." dedim sesimi mümkün olduğunca sakin tutarak.
Patron hafif bir gülümsemeyle başını salladı. "Evet, Aslı. Seni bu dava için çağırdım. Dosyayı inceledin mi?"
Başımı hayır anlamında salladım, masadaki dosyaya doğru bir bakış attım. "Henüz inceleyemedim ama Canan`ın yüz ifadesi yeterince şey anlattı."
Patron, dosyayı bana doğru itti. "Büyük bir dava bu. Zengin ve nüfuzlu bir iş adamı olan Zafer Çelik`in gizemli ölümü... Ve vasiyetinde tüm servetini kızı Selin`e bırakmış. Ancak işler düşündüğümüz kadar basit değil. Uzaktan bir akrabası olan Tarık, mirasın büyük bir kısmının kendisine ait olduğunu iddia ederek mahkemeye başvurmuş. Tarık sadece vasiyetin sahte olduğunu iddia etmiyor, ayrıca Selin`in babasını öldürdüğünü öne sürüyor."
"Cinayet," dedim içimden, bu işin bu kadar karmaşık olduğunu tahmin etmemiştim. Miras davası sandığım şey, cinayet iddialarına kadar uzanıyordu. "Ve ben Selin`in avukatı olacağım, öyle mi?"
Patron gözlerini bana dikti. "Evet, Aslı. Bu davada Selin`in avukatlığını sen yapacaksın. Ve karşı tarafın avukatı..." Sözlerine kısa bir ara verdi, bakışları ciddileşti. "Demir Yalçın."
|
Şirret
"Eğer diş fırçanızı ıslatıp kedinin başına sürerseniz annesinin kendisini yaladığını düşüp mutlu olurmuş!"
"Kim söyledi bunu? Kedi mi?"
"Hayır ya, dalga geçme! Bir yerde duydum."
"Saçmalama abla, uyduruyorlar işte. Rahatsız etme hayvanı!"
|
PATRONA -İntikamın Doğuşu-
Adalet, yüzlerce yıl geçmişin aksine, artık piramidin üstündekiler için dönen bir çarktı. Çoğu zaman adaletin yerini bulmadığını zaten biliyordu. Ama hiç adaletsizliğe uğramamıştı.
Edilen tehditlere boyun eğip susanlar, korkularından yaşadıkları haksızlıkları görmezden gelenler, benim onlarla uğraşmaya gücüm yetmez deyip pes edenler. Yanlış kararlar, yeniden görülen davalar, sonuçsuz kalan suçlamalar...
`Adalet geç de olsa mutlaka gelir` diye düşündü ömrü boyunca. Ama Kayalık Cinayeti Soruşturması sonunda olanlar, adaletin; güç, para ve şöhretin gölgesinde kaldığını öğretti ona acımasızca.
O günden sonra mavi olan gözleri zalimliğinden koyuldu. Karşısındakine bir hiç gibi bakan, intikam için her şeyi yapacak kararlılıkta olan ve insani duyguların zerresini barındırmayan lacivert gözlere sahipti artık.
Adalet o duruşma günü, faillerini herkesin tanıdığı kişiler tarafından katledilmişti. Adalet o gün, gücü elinde barındıranlar tarafından darağacına asılmıştı...
Artık adaleti kendi sağlayacaktı. Artık adaletin patronu o olacaktı.
[Kurgu tamamiyle şahsıma aittir. Alıntı yapılıp kaynak belirtilmemesi ve çalınması durumlarında hukuki süreç başlatılacaktır.]
|
OKYANUSA SIĞINAN KUŞ
ALPHAN ALEN ÇAKIR & ALİNA FALAY
Kurgu Oluşturma Tarihi: 02.03.2020
KitapPad Yayın Tarihi: 20.08.2024
|
KARTAL SEVDASI
Doğu ve Batı Aşk`ı. İhanete uğradıktan sonra filizlenen yeni Aşk....Sevdaları. Bir çok zorlukla başa çıktılar. Peki Aşklarına sahip çıka bilecekler mi?
Doğulu Asker ve Batılı bir Savcı iki farklı dünyaların farklı törelere sahip iki insan.
|
Günahsız Can
Küfür&argo içerir
|
Zamanın Silgisi
Instagram: zamaninsilgisi
Wattpad uygulamasında yayımlanma Tarihi 19 Aralık 2021
⚖
(Kişi, kurum ve kuruluşlarla alakası yoktur. Her şey bir kurmacadır.)
⚖
"Belki sen beni her görüşünde pişman olacaksın, artık yüzümü görmek istemeyeceksin hatta en kötü." doğru cümleleri arar gibi bir saniye durup nefes aldı. "Bir daha karşılaşmayacağız ama, ben bin kere düşündükten sonra bunu yapacağım ve hiç pişman olmayacağım." sol eli yanağımı bulunca gözlerimi kapattım. Bunu yapmamalıydı...
Bir haftadır ara ara denk gelen daha önce kimse de duymadığım koku akın akın ciğerime dolarken ne yaptığımızın farkına vararak ikimizi ayırdım. Gözlerim kapalıyken hissettiğimden çok, aldığım kokusu, ilk geldiğim güne dönmeme sebep oldu. Ve sonrasında olanlar aklımdan bir bir geçti.
Ben şu an kimseyi tehlikeye atamazdım. İlk defa ailem öldüğünden beri birini bu kadar çok kaybetmekten korkuyordum.
Ne söyleyeceğimi bilmiyordum, tekrar konuşan Eymen oldu.
"Rana?" ağzımı araladım "Ben-" beklenti içinde yüzüme bakıyordu. Tepkimi ölçüyorsa oldukça şaşkındım ki konuşamamıştım bile.
|
Okyanustaki YANGIN
Yumruk yaptığım elimi sıkarken elimin içine batan plastik obje ile aklım başıma gelmişti.
Benim aslında buraya gelme sebebim elimin içinde tuttuğum gebelik testiydi.
Dinen gözyaşlarım şiddetli bir şekilde akmaya başladı.
Ne kadar güzel bir hayatı olacaktı sözde bebeğimin.
Anne ve babasıyla gurur duyacaktı böyle bir aileye sahip olduğu için sevinecekti.
Avukat olduğum için haklarını bilerek büyütecektim, asker babası gibi vatan sevgisiyle büyüyecekti.
Ama babası yoktu ki...
Terk etmişti şimdiden bizi.
Gözyaşlarımı silerek başımı dik duruma getirdim. Ben bebeğimi doğuracaktım. Babası olmasa bile annesi var onun.
Ben okyanustum eskiden, ama o giderek beni okyanustaki bir yangın gibi bıraktı.
|
Di̇reni̇ş
"Hep böyle mi olur?"
"Ne hep öylemi olur."
"Seven kişi hep ihanete mi uğrar?"
"İhanet eden adama ve yahut kadına bakmalı,"
"Peki ya her iki tarfta ihanet etmişse?"
"O zaman iki tarafta sevmemiştir demektir,"
Zeynep Aldemir....
ÇALINMA VE YA SÖZ ALMA DAHİLİNDE ADLİ İŞLEM YAPILACAKTIR.
TEHLİF HAKLARI SAKLIDIR...
|
AFRAN
Çok güzel bir rüyanın içindeydim öyle ki uyanmak istemiyordum.
Yemyeşil kırlarda papatya tarlaları içinde yürüyordum. Üzerimde bembeyaz bir elbise ellimde hasırdan bir sepet vardı. Farklı bulduğum her çiçeği topluyor kokluyor ve sepetime koyuyordum.
Biri bana sesleniyordu, net olmasa`da bir erkeğin sesine benziyordu.
Sesin geldiği yöne baktım kimse yoktu.
Önüme dönüp yürümeye devam ettim.
Tekrar o ilahi sesi duydum bu sefer daha çok yakınımda geliyordu.
Omuzlarımın üstünden arkama baktığımda da sırtı bana dönük bir adam gördüm.
Korku sardı bedenimi.
Bu adam kimdi? Benden ne istiyordu?
Bana zarar verir miydi?
Koca tarlada bir ben birde o vardı..
Yardım edin diye çığlık atsam sesimi duyan olur muydu? Rüyadan uyanır mıydım?
"Afran`nım neden bana geç kalıyorsun? Neden beni bulmak için bir adım atmıyor sun? Gel artık bul beni çıkar beni kör kuyulardan?"
"Sende kimsin ben seni tanımıyorum? Seni nasıl bulacağım?"
"Kalbinin sesini dinle o sana doğru yolu gösterecek. Zamanı geldiğinde seninle yanyana geleceğiz ve hiç ayrılmayacağız."..
Kan ter içinde uyandım gördüğüm rüyada neyin nesiydi?
`Allah`ım sen hayırlara vesile et.` titreyen ellerimle terden sırılsıklam olmuş yüzümü sildim. Baş ucumda ki suyu içmeye çalıştım.
Rüya öyle gerçekçiydi ki tüylerim diken diken oldu. Neden sürekli aynı rüyayı farklı şekillerde görüyordum?
Bu rüyaların bir anlamı var mıydı?
Yoksa ben mi deliriyordum?
Emin değildim...
Korku içinde başımı yastığa koyup uyumaya çalıştım dilimde tek bir dua vardı. Oda o rüyayı bir daha görmemek ti...
«Zeynep Aldemir..»
HİÇ BİR KURUM VE KİŞİLERLE ALAKASI YOKTUR!! HEPSİ HAYAL GÜCÜMÜN BİR PARÇASIDIR..
TELİF HAKLARI SAKLIDIR EN UFAK BİR SÖZ BİR ÇALINMA DURUMUNDA ADLİ İŞLEM YAPILACAKTIR...
|
Bir Dava Meselesi
Mahalle kurgusu
|
KARANLIK GİRDAP
Adalet yolunda adım atan Suna ve Alperin kendi doğruları çerçevesinde farklı yolları seçmeleri, aşkın nelere yol açabileceğini ve aslında imkansızlığın sadece bir kelimeden ibaret olduğu aslında herşeyin bizim elimizde olduğunu anladığında Alperin hayatındaki dönüm noktası olur. Bİr uçurum kenarında olduklarını farkına varan
Suna ve Alper o uçurumdan atlamayı mı yoksa beraber savaşmayı mı seçecekler.
|
Alin'in Sırları
``Bu nasıl bir kumardı böyle? İnsan burada aklını kaybederdi...``
Alin 24 yaşına kadar ailesiyle büyüyen mutlu bir genç kızdır. Hayallerini gerçekleştirip avukat olmuştur. Aynı yıl anne ve babasını aynı anda trafik kazasında kaybeder. Bu, onun için büyük bir yıkım olur. Ama annesiyle babasının kaybından tam bir yıl sonunda eline bir mektup gelir ve Alin hiçbir şeyin tesadüf olmadığını ve karşısında başka ama gerçek ailesinin olabileceği ihtimaliyle yüzleşir. Ve bu gizem dolu ailede onu hırs, intikam, sevgi, nefret ve aşk kucaklar.
|
Su Perisi’nin Hayal Mücadelesi
“Abi iyi ki varsın biliyorsun değil mi? Eğer sen olmasaydın zaten şu an ölm-“ derken sözünü hızlı bir şekilde kesmiştim.
“Su perisi sakın ağzından bir daha o kelime duymayacağım tamam mı? Sakın duydun mu beni?”derken ilk defa bu kadar ciddiydim.
Yüzüne baktığımda karşıdaki duvara bakıyordu.
“Su perisi sen iyi ki varsın ben iyi ki varım tamam mı?Ne yaşattılarsa geçecek güzelim söz ben yaşadığım müddetçe hepsini unutturacağım.Hepsini unutturacağım.Bana güveniyor musun?”dediğimde bakışları beni buldu.
“Sen varsan prensim ben hep iyiyim sana güvenmek mi?Sen şu an bana bişey yapsan veya desen derim abimin bildiği vardır.Sana sonsuz güveniyorum İrza prensim senin bu kolların bana aile sevgisi,abi sevgisi ,sevgi ve güvenden başka birşey vermez.”diyerek boynuma sarılınca bende onu sımsıkı sarmıştım.
|
Kanunsuz
“Bizimle dalga geçiyor Nova. O manken değil cesetti.”
Manken değil cesetti. Zalimce parçalara ayrılmış ve yerine ustaca dikilmiş bir ceset…
“SADECE YERİNDE KAL! SEN SUÇ MAHALLİNİ İNTİKAL EDEBİLECEK GÜÇTE DEĞİLSİN!”
Güçsüz muamelesi gördüm. Onlardan daha güçlü olmama rağmen.
“Yoksa katil… bir doktor mu?”
|
Ölüler De Sever
"Gerçekten de ölülerin de sevdiğini düşünüyor musun?"
Duraksadım. Bir kez daha utandım. Bu dediklerimi duymasını istemezdim. Bu kadar acınası ve zavallı bir insan olduğumu bilmesini istemezdim.
"Evet. İnsanlar ruhlarıyla sever, bedenleriyle değil. Bedenler ölür, ruhlar değil." Dedim gözlerine bakmaya çalışarak fakat yapamadım. Simsiyah gözlerinde sonsuzluk var gibiydi ve ben o sonsuzlukta kayboluyor gibiydim. Gülümsediğini gördüm. Kalbim tekledi. İlk defa gülümsediğini görüyordum. Çok güzel gülümsüyordu.
"Ölüler de sever," Dedi ve iç çekti. "Bu lafı sevdim."
|
Kalplerin Cinayeti
Bir savcının yolu her zaman belli değildi. Bazen bir cinayet, bir suskunlukla. bir suskunluk ise bir cinayetle sonuçlanabilirdi. Ve bu cinayetlerin sonsuzluğunda boğulan o insanlar yine hukukçular olurdu.
...
"B-ben öldürdüm onu. Ellerime sevdiğim kadının kanı bulaştı. Yıkıyorum geçmiyor ve geçmedikçe canım daha çok yanıyor"dedi buğulu sesiyle.
"Suçlu olan sen değilsin. bu bir cinayet ve bunu çözeceğime inansan iyi edersin. Bana inanmayan insanlardan hazzetmem doğrusu." dedim ve belki de onun içindeki sönmeye başlayan umut ateşine bir odun attım. Ateşi harlandı lakin benim düşüncelerimi yakmaya yetmedi...
|
Aşk İhtirası (+18)
Aşık olmak, insanın en derin yaralarına dokunan bir sarmaldır. İhtiras, ruhun karanlık köşelerini ateşle doldururken, kalplerin derinliklerinde gizli bir savaşı başlatır. Asena Görgülü, katil abisinin avukatı olmanın ağırlığıyla boğuşurken, karşısına çıkan Koral Sönmez’in varlığı, hayatında beklenmedik bir fırtına estirir.
Koral, Asena’nın duvarlarını zorlamaya çalışırken, ona karşı hissettiği çekimle birlikte gelen korku, onun ruhunu sarmalar. Her bakışında, her sözcüğünde, Asena’nın bağımsızlık arzusu ve Koral’ın tutkulu yaklaşımı arasında gidip gelen bir gerilim oluşur.
“Beni anladığını sanıyorsan, yanılıyorsun. Kimse benim karanlığımı göremez.”
Geçmişin hayaletleri, Asena’nın ruhunu kemirirken, Koral, onun karanlıklarını aydınlatmaya çabalayacaktır. Duyguların karmaşası içinde kaybolmuş, ancak kendi yolunu çizmekte kararlı bir kadın. Asena, aşkın ne olduğunu sorgularken, içindeki savaşı kazanmak için mücadele edecektir.
“Kendini saklamayı bırak, Asena. Gerçekten savaşmak istersen, birlikte savaşmalıyız.”
|
Unutma Beni
12.12.12
....
|
LİSTEN TO ME/TEXTİNG
@kırık_bir_tebess7m: Gerekirse bütün ateş böceklerini toplayacak ve seninle tebessümlerini arayacağım.
@kırık_bir_tebess7m: Ve eğer bulamazsak seninle yepyeni bir tebessüm yeşerteceğiz bu kışın ortasında.
@kırık_bir_tebess7m: Şimdi nefes al ve saçlarını uzat küçük kız.
@kırık_bir_tebess7m: Çünkü bir prens seni o cehennemden kurtarmak istiyor.
@kırık_bir_tebess7m: Tabii bir kurbağa prens olsa da :)
*****
"Ne oldu dut yemiş bülbüle döndünüz Büke hanım?" dedi keyifli bir şekilde.
Yutkundum ve ona baktım eline koz veremezdim. "Sizden şikayetçiyim!" dedim afallamış ifademi gizleyerek.
Tek kaşını kaldırıp bana baktı. "Aşk olsun ne yaptım ki ben hanımefendi?"
"Üçtür benden bir şey çalıyorsunuz!" dedim kendimden emin bir sesle.
Büyükçe sırıttı. "Çaldığım şey kalbinizse benden önce siz benim kalbimi çaldınız" dedi.
"Kalbim ne alaka?" dedim alaylı bir şekilde.
Bir anda yüzündeki o çapkın ifade silindi ve merakla bana baktı. "Ben senden neyi çaldım o zaman?" dedi masum bir sesle.
"Ciddiyetimi" dedim onu şaşırtmanın verdiği o güzel zevkle.
|
UKDE-RUHUMUN ÖZLEMİ
Kalbi kırık bir kadın, işleri sarpa sarmış bir adam...
Okuduğu üniversiteden mezun olamayan İlkay evine döner ve ailesi ile artık geçinemeyeceğini anlar. Onlardan uzaklaşabilmek için çareyi eski sevgilisi ile evlenmekte bulur ve olaylar daha da karışır.
|
0% |