AİLE OLALIM Gece |
AİLE OLALIM
"Kaçma benden," diye fısıldadı adam, tadına doyamadığı dudaklara doğru.
"Kaçmıyorum," dedi, üstündeki bedeni daha çok hissetmek istercesine kendine çekip bastırırken, kaçmadığına da ikna etmek ister gibi, buradayım der gibi.
Sol eli sardığı parmaklardan ayrıldı ve çıplak bel oyuntusunu okşamaya başladı. Ona istediğini vermek ister gibi ağırlığını üzerine bıraktı, diğer eli dirseğininden yatağa yaslıyken yumuşacık saçlarını okşamaya başladı kadının. Kulağına dolan hafif inleme ile başını boynuna eğdi. Burnunu yasladığı boyundan kulağının altına kadar diliyle ıslak bir yol çizdi. Kulağına dolan hızlanan tatlı nefesler ve çıplak göğsüne çarpan göğüslerin etkisiyle dudaklarının arasına aldığı kulak memesine ufak bir ısırık bıraktı.
"Hmmm." Boğazından gelen derin bir sesle konuşmaya devam etti. "Demek kaçmıyorsun, öyle mi?"
Üstündeki adamın sıcak nefesleri boynuna vururken kurumuş dudaklarını diliyle ıslatıp inlercesine fısıldadı.
"Evet, kaçmıyorum."
Ondan pek sık duymadığı bir kıkırtı doldu kulağına. Kalp atışlarını hızlandıran gülümsemesini hissetti görmese de, görmeyi ne kadar çok isterdi.
"Bedenin burada, ellerimin arasında," hissetmek, hissettirmek için dudaklarını boynuna bastırdı derin bir öpücük bırakıp başını kaldırdı, karısı ile göz göze geldi.
"Peki ya sarıp sarmaladığın, herkesten sakladığın, kimseye kapısını aralamadığın kalbin? Sence o benden kaçmıyor mu gece güzelim?"
|
Aşeka ~ Kış Güneşi
(Gerçek aile de içerir)
Bu kitap hem eski bir asker ve kaçak bir kadının hikayesini konu alıyor.
hemde ailesinden koparılmış bir çalı kuşunun ailesini bulmasını konu alıyor.
************
Kanatlarımı kopardılar benim uçamayayım diye...
Oysa ben adım gibiydim bir çalı kuşuydum... Kızıl renkli bir çalı kuşu. Yanlız ve korkmuş bir şekilde hiç bilmediğim topraklarda bir yabancı gibiydim herşeye. Fakat o geldi...
O geldi ve yabancı olduğum bu şehri bana yuva yaptı...
******
Onun için dudaklarım aralandı ve sesim bir sis bulutu gibi etrafımızı sardı...
Ah, canım sevgilim, derin bir okyanustayım
Hiç kimse gelmiyor, bırak bеni, konuşayım
En azından bugün, bugün de sonbahardayım
Soracak olursan ben şimdi uzaklardayım
Mırıldandığım nakaratla birbirimize daha çok yaklaştık yağmur bizi ıslatıyordu fakat biz aşktan sırılsıklam olmuştuk zaten.
Ve ardından bu şarkının başka bir nakaratı döküldü dudaklarımdan
Saçların ıslanır, ellerin bana bağlanır
Utanır söylemez, diz çöküp sana yalvarır
Dudakların bana nasıl da yakınken öyle
Bu rüyadan biri, biri beni uyandırır...
Hiç uyanmak istemediğim bir rüyaydı bu. Ve bu rüya bir öpücükle taçlandı...
|
Kalbe Tutsak
İnsan Abi dediği adama yar olabilirmiydi?
Hele de sevdiği varken.
Evin yar olmuştu, abi dediği adama yar olmuş tüm hayatı o gün değişmişti bu topraklar onu kurban seçmişti.
Sevdiği Adamın Kuzenine yar olmuştu.
|
Mavera | Zehirli Kelebek
"İlk önce zehirli kelebekler yutturacaklar ardından onlar uçuşmaya başladığında zehrini akıtarak kusturacaklar."
Sevgilisi Selim`i yakın bir arkadaşıyla basan Gazal, arkadaşlarının gazıyla gittiği partide Deniz`le tanışır. Deniz`in onu görmezden gelmeye başlamasıylaysa işinde başarılı bir fotoğrafçı olan Hazar`la yakınlaşmaya başlar. İlişkisindeki çalkantı ve başarısızlık yetmezmiş gibi markasının batma eşliğine gelmesiyle dayısının şirkete gıcık bir ortak alması bir olur. Gazal ya mesleğini ve işini düzeltebilecek ya da bir daha toparlayamayacaktır.
|
KIZIL ARAF
Kendini yalnız hisseden tüm küçük kız çocuklarına...
***
İki farklı evrenden, birbirine uzanan paramparça eller... Kadının evreni ve adamın evreni. Adama tutundu kadın. Nereden bilebilirdi ki onu yok edenin karanlık olduğunu... Adamın sigarasından çıkan dumana takıldı kadın. Sustu. Sessizce kayboldu karanlıkta. Adamın gözlerine baktı bu kez. En derinlerdeki karanlığa. Onun karanlığına. Bir kez daha kayboldu karanlıkta. Bu kez etrafa baktı. Her yer karanlıktı, her yer boşluktu sanki. Bir şey fark etti kadın. O arafta sıkışıp kalan bir Araf`tı. Karan`ın Araf`ı ölmek istiyordu. Karan ise Araf`ını yaşatmak. Araf, arafta ölmüştü. Cennet ve cehennemin bir önemi yoktu.
|
Şehadet - Vatan için
Bu hikaye gerçek olaylar ve gerçek kişilerden uyarlanmıştır.
*
Burası ne han ne de saray...
Burası öfkeyle kederin, neşeyle hasretin yaşandığı zalim Hakkâri Dağları. Yaşamak için öldürmeye mahkûm olan yer. Bana anlat diyorlar, neresini anlatayım? Çeltik Dibini mi, Kerem Deresini mi, Şem dillisini mi? Yoksa mermi ile selamlaşıp silahla kucaklaştığım yerleri mi anlatayım?
Dedim ya, burası zalim Hakkâri Dağları.
Burada hata bir kez yapılır.
Kanla yazılır, canla ödenir.
Ben Kurmay Yüzbaşı Olcay Karahanlı. Türk Milletine göre kahraman, aileme göre şehit olacağım bir bölgede vatani görevimi yapmaktayım.
Hakkari...
Kanla sulanmış yeryüzünü gizlemek için sisle kaplanmış gökyüzüne sahip olan şehir. Doğup, büyüdüğüm Trakya`nın aksine, dört tarafım dağlarla çevrilmiş bir yerde nefes alıyorum. Ölümle yaşam arasındaki pamuk ipliğinin üzerinde ustaca ilerliyorum. Kopup kopmayacağı Allah`tan, ne zaman kopacağıysa düşmanın namlusunun ucundan...
|
YETER Kİ BİL (Kısa kitap)
Sevgisi evren tanımayanlara...
Sevmiştim, uzaktan uzağa. Acı çeke çeke. Kendimde ona tüm bu duyguları açıklayacak cesaret yoktu. Kaldı ki, onunla bir kere bile göz göze gelmemiştik ki. Sahi, adımı bile bilmeyen birine gidip nasıl olurdu da `seni seviyorum.` diyebilirdim? Ona açılacak olursam öyle herkesin herkese söylediği gibi kuru kuruya sevdiğimi söylemezdim tabi.
"Seni seviyorum. Evet, seni öylesine çok seviyorum ki bunun bir takıntı olmasından korkuyorum. Sevmesem bilir miydim her öğlen kahve içmezsen ders çalışamadığını? Bilir miydim, çok yorgun olduğunda saçlarını karıştırdığını? Bilmezdim tabi. Bilmezdim. Adını bile bilmezdim tıpkı senin gibi. Ama biliyorum. Çok düşündüm. Bu bir takıntı değildi çünkü senden bir beklentim olmadı. Çok hayal kurdum ama bunları gerçekleştirecek kadar özgüven sahibi de değildim. Tüm bu olumsuzlukların yanında tek bir şey olumluydu. O da seni sevmem. Beni sev diye söylemiyorum. Sadece bil. Kötü hissettiğinde sana duvar olabileceğimi. Birazcık bile karşılık beklemeden ve gram umutlanmadan. Bana gülümsersen bile umutlanmam ben. Seni sevdiğimi bil, yalnız hissetme diye bil."
Ve yeter ki bana bir kere gülümse...
________
Not: 7 bölüm + 1 özel bölümlük, kısa kitaptır.
|
ŞEHİRLİ DAMAT
İclal, Mardin`in köklü aşiretlerinden Meran ailesinin en büyük kızıdır. Çevresindekilerden farklı olarak; kurallara uymaktansa kendi kurallarını yazarak yaşamayı tercih etmiştir. Ancak bulunduğu coğrafyanın bedelini ödemek mecburiyetindedir.
Berkay, Mardin`in bir başka isim yapmış aşireti olan Karaevrenler`dendir. Lise yıllarında ailesini bırakıp yurt dışına çıkmıştır. Kendini töreye göre değil, farklı kültürlerin farklı medeniyet anlayışlarına göre yetiştirmiştir. Ancak geride bıraktığını sandığı hayatı, ansızın, onu yeniden çağırır.
Günlerden bir gün, aralarındaki kan davasını bitirmek isteyen Meran ve Karaevren aşiretleri kan berdeli yapmaya karar verir. Fakat planlamadıkları bir şey vardır: Berdeli gerçekleştirmek için töreye kurban vermeyi düşündükleri İclal ve Berkay, aykırı kişilikleriyle yıllardır süregelmiş olan formatı bozacaktır.
"Bir varmış bir yokmuş diye başlar mutlu sonla biten masallar. Bizimki bir zamanlar diye başladı."
|
Kader Çi̇zgi̇si̇
Hani ürkütür ya gece yarısı karanlık bir orman sessizliği.
Öyle bir şeydi işte aşkı hissedenin derinliği.
BERK'TEN
|
Serzeni̇ş | Meftun
+18
Fiyatlarının paha biçilmez olduğu mobilyalardan oluşan kocaman bir yatak odasında tutsak olduğumdan mıdır içimdeki bu kapana kısılmışlık? Ya da altın kafesteyken bile çöplüğümü özlediğimden midir?
Aklıma o mavi gözleri geldi. Ondan nefret ediyordum. Beni zorla kendine bağlayarak ona aşık olmamı bekleyecek kadar kafasızdı. Bana aşık olduğunu söylüyor ama aynı zamanda beni tutsak ediyordu. Ben tutsak olacak kadın mıydım? Asla!
Bunları düşünürken sinirle elimi yere vurdum. Aylardır tek bir kelime etmiyordum. Konuşmayı unutmuş bile olabilirdim. Bu evde benliğim solup gidiyordu. Sayısız kez kaçmaya çalışmıştım ama nafileydi. Adam her yere koruma koymuştu. Ne zaman bir plan yapsam planım alt üst oluyor, her seferinde dönüp dolaştığım yer bu oda oluyordu.
Ben bu düşüncelerle boğuşurken bir ayak sesi duydum. Kapı yavaşça açıldı, içeriye giriyordu. Arkamda sakladığım bibloyu sıkıca tuttum. Odada tek bulduğum sert cisim bu bibloydu.
Bir...
İki..
Ve üç...
"Konuşmayacak mısın?" Aynı onun gibi ben de hissiz bir şekilde yüzüne baktım. İçimden `şimdi görürsün sen konuşmayı` dedim. Onun beklemediği anda elimde tuttuğum bibloyu tam kafasına attım.
Bam!
Lanet edilecek kadar hızlı refleksi ile eğildi. Biblo büyük bir sesle birlikte onun kafasını kıracağı yerde kapıyı paramparça etmişti. O da ben de şok olmuştuk. Kendini hemen toparladı, her zaman dağılan ben toparlanan o oluyordu. Benimle alay eder gibi gür bir kahkaha attı.
"Ben ancak istediğimde ölürüm güzelim..."
|
Kurtar Kendini
Çok üşüyordum. Sırılsıklamdım ve gece ayazına maruz kalmış tir tir titriyordum. Dudaklarımı açtım, konuşamadım. Sıcak kolları hâlâ sıcak mıydı, beni tutuyor muydu anlayamıyordum. "Bir şey olmadı" dediğini duydum. Sesi bedenim gibi titriyordu. Onun kim olduğunu bilmeseydim ağlıyor zannederdim. "Bir şey olmadı. Bir şey olmadı." Sürekli tekrar ettiği cümle şükür müydü, bir ikna çabası mı anlamadım. "Bir şey olmadı, olmadı. Bir şey olmadı. Yaşıyorsun."
"B-b-bir..." Konuşamıyordum. Hıçkırıyor, boğuluyor, üşüyor ve konuşamıyordum.
"Şşt" diye fısıldadı. "Yaşıyorsun. Yaşayacaksın."
"o-o-oldu" dedim ama dudaklarım sımsıkı kapandı.
"Ne oldu?" Dizleri üzerine çöktü. Beni kucağına oturttu, yüzümü iki eli arasına alıp saçlarımı geri çekti. Yüzünü yüzüme yasladı. Gözleri kıpkırmızıydı. Ağlıyordu. "Ne oldu Hafsa? Ne oldu?"
"B-b-bir şey oldu." Nefesimin soğuk havada bıraktığı duman girdi aramıza. "A-aş-âşık oldum." Omuzlarım düştü. O kadar çok ağlıyordum ki görüşüm bulanıklaştı. Yüzünü gördüğüm her saniye böylesine kıymetliyken göremiyordum şimdi. "S-s-sana âşık oldum." Ona âşık olmuştum. Ve bu çok acıtıyordu. Neredeyse bunu ona hiç söyleyememiş olacağım gerçeği kadar çok...
|
Kan Beyaz
Doğum günü Ölüm günü olan bir kız. Hayatın gerçekleri tokat gibi yüzene çarptığı bir kız.
Mutluluk ve neşe içinde uyandığı günün gecesinde hayatı değişir. Kendini ailesine sevdirmeye çalışan, bir kurt misali sevgiye aç olan, en sevdikleri, en güvendikleri tarafından mahvedilen ve enkaza dönüşen bir kızın hikayesi. Beyaz hayatının her yerinde iken. Ve kendisi gibi saf ve temiz iken artık kirlenir. Ve KAN BEYAZ olur
|
Zehi̇rbaz
Suç dünyasına doğan Leyla, kaçtığı dünyaya kardeşinin ölümü ile beraber dönmek zorunda kalır.
Devran, annesini bulmak adına çıktığı bu yolda kendini kaybetmiştir.
Bu onların hikayesi. Ve bu hikayede tek bir kötü yok.
Ellerime öfke tohumları verdiler, koca ömür toprağının başında.
Savurdum yakınıma yöreme.
Görmez oldum öfkemden etrafımı önümü.
Şimdi öfkemden ve nefretimden paylarını aldılar.
|
Birakma Beni̇
Kadere inanır mısınız?
Ben inanmazdım.
Ta ki kaderim kapıma gelene kadar.
Nereden bilebilirdim ki barda gördüğüm adam için her şeyimi verebileceğimi ,canımı ortaya koyabileceğimi …
Ancak onu ölümüne seviyorsam ,onunla birlikte bir hayat geçirmek istiyorsam,Önümdeki engelleri tek tek kaldırmam gerekecekti…
|
İhti̇ras
Deniz Belgin ve Umut Arel Arman, iki gizli ajan olarak karmaşık ve tehlikeli bir dünyada görev başındadır. Suç dünyasının derinliklerinden devletin gizli operasyonlarına kadar uzanan bir dizi zorlu görevle karşılaşırlar. Her bölümde, onları bekleyen yeni düşmanlar ve beklenmedik tehlikelerle dolu bir mücadeleye atılırlar.
Onların karşılarındaki en büyük engellerden biri, suç örgütü lideri Özgür Cihan Aykan`dır. Yasa dışı işler, illegal yarışlar ve dahasıyla adından çokça söz ettirir. Özgür Cihan suç dünyasında fazlasıyla tanınırken, gölge gibi hareket eden ve hakkında neredeyse hiçbir şey bilinmeyen Bay J, işleri daha fazla karıştırır.
Tüm bu görevlerin ötesinde Deniz ve Umut arasındaki duygusal bağ sıklıkla sınanır. Geçmişin izleri ve aralarındaki sırlar bu ilişkiyi sıklıkla zedeler ancak birbirlerine olan güveni ve sevgisi yeniden güçlenir ve onları yine yakınlaştırır.
Cesaret, strateji ve duygusal bağlılık arasındaki ince çizgide bulunan Deniz ve Umut`un hem kişisel hem de profesyonel mücadelelerinden alınacak dersler, hayatın zorlukları karşısında dayanıklılığı, sevgiyi ve asıl sadakati gösteriyor.
|
Kolye
-Senem-
Masallara inanır mısınız bilmiyorum ama benim hikayem tam olarak öyle başladı.
Yaşlı bir cadının verdiği bir kolye ile...
O kolye benim beyaz atlı prensimi bulmamı sağlayacaktı. Eğer ben iyi bir prenses olsaydım.
Takıntı haline getirdiğim kolyenin beni ruh eşime nasıl bağlayacağı konusunda kafanız karışmış olabilir.
Her şeyin mantıklı bir açıklaması var.
En büyük düşmanımla dedektifçilik oynamamın bile...
-Atakan-
Ondan neden hoşlanmadığımı hatırlamıyorum bile. Artık önemsemiyorum. Hatta ona beş saniyeden daha uzun süre bakmıyorum, bazen on...
Bu oyuna alet olmamın tek sebebi merakım.
O saçma kolyeye bu kadar takıntılı hale gelmesinin ardındaki gerçeği bulma isteğim.
Tek amacım işin aslını öğrenip ondan olabildiğince uzağa, kendi hayatıma dönmek.
Bunu yapabilmek için onun saçmalıklarla dolu hayatına bir süre katlanmam gerekiyorsa, öyle olsun!
|
Sahte Oyun 🔥
Birbirin çok seven karşılıklı sevgive güvene dayalı ilişkide aslında güvenin ve sevgini hiç olmadığını görmek en yakınların tarafından ne acı üzerine atılan suç ve sonrasındaki ortaya çıkan masumiyetin....
|
Ay Kuşaği Seri̇si̇ I: Tempersitar
Nesli Ay`a dayanan Elementerler, Dünya`nın düzenini korumak için var olmuş ve elementlere hükmeden bir ırktır. Helena ise bir Elementer olduğundan habersiz, ona bir kafesteymiş gibi hissettiren hayatına devam etmektedir.
Ta ki, Çağrı`ya kadar.
Çağrı ile birlikte Alderwild Akademisi`ne giden ve bir Elementer olmakla yüzleşen Helena`yı bekleyen şeylerden sadece birkaçı; zorluklar, arkadaşlıklar ve en önemlisi de aşk...
Bir yandan Dünya`nın düzenini korumak için elinden geleni yapacak, bir yandansa ihanetin avcunda eriyip gitmemek için mücadele verecek...
"Helena Lincoln`ün hikayesi buraya kadardı.
Bir kafeste başlamıştı ve cehennemde son bulacaktı."
•••
Bu isimle yazılan ilk seridir!
Gelişmeleri, karakter görsellerini, tanıtım videolarını ve kitap alıntılarını @aykusagi.serisi Instagram hesabından takip edebilirsiniz.
|
Ölümle Yaşam Arasında
Hayatı boyunca yalnız yaşamış, anaokulu öğretmeni Eylül bir gün arkadaşına yardım için eczaneye gider. Tesadüf eseri o gün yaralanan Yiğit Yüzbaşı, Eylül’ün olduğu eczaneye gelir ve her şey o anda başlar. Her şey anlatıldığı gibi tesadüf müdür? Bu işin altında başka neler yatıyordur?
Eylül öğretmen ve Yiğit Yüzbaşı’nın aşkını işleyen bu kitabı umarım beğenirsiniz:)
|
Gökyüzü Kralliği
Orman Ruhları ile Gökyüzü Krallığı arasında yüzyıllardır süregelen bir anlaşma vardı. Gökyüzü Krallığının Süvarileri Orman Ruhlarının yumurtalarını korurdu ve Orman Ruhları da onları gökyüzünde tutardı...
Peki, daha bebekken ormana için bırakılan Zera bu hikayenin neresindeydi? Şüphesiz ki ölmesini isteyenler, Ormanın Ruhunun ona aile olacağını düşünememişlerdi.
Bu isimle yazılmış ilk ve tek kurgudur, tüm hakları saklıdır.
|
Ölümün Kizi Seri̇si̇ : Ruh Bükücüler
Lanetli ruhları görebildiğini fark ettiğinden beri tek bir isteği vardı, o da bir Ruh Bükücü olmaktı.
Başına gelecek her şeyin kıvılcımını çakanın bu olacağını nereden bilebilirdi ki?
Ölümün kızı, eşi benzeri görülmemiş bir sınavın eşiğinde gezindiğinden, bir uçurumun kenarında yürüdüğünden habersizdi.
Asıl sorun ise yürüdüğü o tekinsiz yol değil, yol arkadaşının kim olduğuydu...
"Bütün insanlar meleklere inanmayı bıraktı. Çünkü artık yalnızca şeytanları görüyorlardı."
bu isimle yayınlanan ilk kurgudur ve tamamen bana aittir, hiçbir şekilde çalınamaz. Bir yerde benzerini görürseniz lütfen bana bildirin.
|
Üç Ve Beş
Bacaklarım nasıl da titriyordu.. Nasıl da bulunduğu yerden hem bıkmış, hem de oradan ayrılmak istemiyordu zorla. Zar zor hızlandırdık adımlarımızı, bir gök gürültüsüyle, binlerce yağmur damlası sesiyle, bir şimşekle kapkaranlık, kasvetli bir geceye araladık adımlarımızı. Pencerelerin ardından duyduğum gibi değildi, o günışığının bile girmek için bin bir çaba harcadığı pencerelerin ardında ki gibi. Daha toktu. "İşte" diyordu. "Bu herkesin dünyası. Kaçacak, saklanacak yer illa ki bulunur.. Açık kapı mutlaka bulunur. Sen yeter ki yaşamak iste."
-
Babası tarafından henüz 4 yaşında karanlık bir dünyaya terk edilen Eva 20 yıl sonra, kardeşini bulmak için karanlığın ta kendisi olan Buğra Kutay tarafından kurtarılır.
|
Atlanti̇s'i̇n Kayip Kalbi̇
Eski sevgilisinin düğününde gelini kaçırıp kendisi gelin olarak ailesinin ve davetlilerin karşısına çıkarken Karbeyaz`ın tek düşündüğü minik, tatlı bir kaos yaratmak ve eski sevgilisinin kırdığı gururunu bir nebze rahatlatmaktı.
Fakat Karbeyaz bu sefer babasının ağından kurtulamayacaktı. Üstelik babasının ağının onu daha da fena bir ağa sürüklediğinden habersizdi. Ailesinin zoruyla gittiği psikiyatristinin mavi gözlerine bu derece tutulacağını bilse yine de oraya gider miydi?
💐
Doktor her şeyi bir çırpıda söylerken gözlerimi gözlerinden ayırmadan ayaklandım ve gülümsedim. Büyük elinin içinde kaybolan elimi kavradı ve sıktı. Ellerinden ellerime akan elektrik akımı afallamama neden olurken kirpiklerimin altından çehresine baktım. Elinin içinde hapsolan narin elim tir tir titriyordu ama bu titremeyi sadece ben hissedebiliyordum.
Bu güçsüz bir duygunun emaresi değildi, sezgilerime güvenirdim. Karbeyaz`ın kalbi ise birini seçtiğinde onu durdurabilecek bir gücün olduğunu sanmıyordum. Kalbimse seni seçti, doktor.
Ben Karbeyaz, ne yazık ki adım kadar temiz bir zihne ve de kalbe sahip değilim. Ben Karbeyaz, bugün beni deli olduğum için aldatan ve terk eden eski sevgilimin düğününe gerçek gelini saklayıp gelin olarak gittim. Gerçekten bir deli miyim? Olabilir.
Ben Karbeyaz Korel, Tuna Korel`in saçındaki beyazların sebebi, Nazlı Korel`in mavi kelebeği, sahibi olduğum bloğun okuyucuları için ise yalnızca Atlantis`im.
Ben Karbeyaz, kendine zarar vermesinden korkulduğu için ailesinin evine hapsolan, parfüm kokularında kayıp kalbini arayan bir kimyagerim.
Ben Atlantis, kayıp kalbini arayan kayıp bir şehrin ta kendisiyim.
|
Sonsuzluğun Ötesi
-Sonsuzluğun ötesi
-Zihnin oyunları
-Karmakarışık duygular
-Kayboluş
|
Hemdem
*Wattpad` de bulunmaktadır.
*UYARI: Bazı bölümlerde yetişkin içerikli kısımlar bulunmakta olup bu bölümler başlıkta belirtilmiştir. Rahatsız olanlar/olacakların okumaması önerilir.
Her kalp sevgiyi kaldırmaz. Ağır gelir yüreklere... Hak etmek gerekir önce. Emanetse o sevgi kalbi yorar.
|
Hab-I Hayal
İnsan hayatının değerini başına bela tufanı gelince mi yoksa yalanlarla dolu bir hayatın içinde bulunca mı anlardı? Kısacık bir rüyanın peşinden koşarak rüyayı odak noktasına getirmek; kaderin oyuna dahil olmak mı demekti? Güçlü olmak her zaman kazanacağının anlamına mı geliyordu? İnsan ilk görüşte aşık olur muydu? Gökyüzü, Güneş’e aşık olur muydu? İnsan neden bir eş arardı? İnsanlarda aşkın mesafesi engel miydi yoksa bir bahane miydi?
Kız çocuğu bir gece ilk büyük hayat sınavını verirken, oğlan da ateşler içinde yanarken kız çocuğunu rüyasında görüyordu. O sırada kader onların kader bağlarını örüyordu. Kız çocuğu hayat sınavında kaybederken, oğlan kız çocuğunu bulacağını inanıyordu. O geceden sonra o iki çocuk büyüdü. Kader oyunun ikinci perdesini oynatmaya karar vermişti. Yıldızlar, Gökyüzü, Ay hepsi ikinci perdeye hazırdı. Peki o büyüyen iki çocuk hazır mıydı?
|
Sınırın Ötesinde
................
|
KŌHNE
WATTPAD den sonra artık kitappad`deyiz.
HAYALET TİM olarak adlandırılacak efsane ekibin kurucu Lideri Fehmi Kemankeş yıllar önce, ekibinde yer alan ve kibirliliğiyle nam salmış Askeri Uraz Cağaloğlu`nu , Ankara`da Milli Güvenlik dersleri için devletin Atama beklediği okula, görevinde yaptığı hata sebebiyle sürgüne geçici süreliğine öğretmen olarak gönderir.
Uraz Cağaloğlu cezası sebebiyle öğretmenliğe gönderildiği bu okulda , sözde öğretmenlik görevini ifa ederken aslında kendisine verilen gizli görevle yetenekli öğrencilerin de bulunduğu pilot okuldaki öğrencilerin profil analizlerini yapacaktır.
Üniversiteye hazırlanan lise son sınıf öğrencisi olan Güneş Şenel`le Uraz Cağaloğlu`nun kaderlerinde yazılı olan ilk karşılaşmaları da bahsi geçen bu pilot okulda olur.
Güneş Şenel ,yetimhanede kalan, ailesini çok küçük yaşta trajik bir şekilde kaybetmiş, sorunlu bir öğrencidir. Geçmişinin, ruhunda bıraktığı kalıntıların sebebi sorunlu kişiliğinin yanı sıra yetenekleriyle de etrafındakilerce her daim ilgiyi üzerine çekmeyi başarır.
Güneş, Uraz`ın dikkatinden kaçamayacak ve pilot çalışmanın yapıldığı okulda eğitim alırken öğretmen olarak tanıdığı ama aslında bir profil analizcisi olan Uraz`ın kendisi hakkında yazdığı profil sebebiyle yıllar sonra tekrar Uraz`ın karşısına çıkarılacaktır.
Ülkede yaşanan faili meçhul cinayet ve şüpheli intihar vakaları, adaletsiz yargı ve bir çok komploların sebebi olan düşmanların, devletin Silahlı kuvvetlerine kadar intikal etmesi, vatanı işgal altına alan kriptolara karşı önlem almaya iter. Devletin yüksek teknolojiyi esas aldığı ve üstün yeteneklilerin katılımıyla MİT, PÖH iş birliğiyle gizlice inşa ettiği bu yapılanma Uraz’ı ve Güneş`i tekrar bir araya getirmekle kalmayıp asla tahmin edemeyecekleri olaylara ve duygulara sürükleyecektir.
|
Ölümler Aşki Pera
O göğsüme hançerini hiç düşünmeden saplayan acımasız bir adamdı. Ben ise ona itiaat etmek zorunda kalan bir kadındım.
|
Ömür & Ben
"Son bölümü okur musun?" İçimdeki güllü her ne kadar kopartsamda sen hep var olacaksın!
"Öncellikle hepinize bir selam vermek istiyorum. Kitaptaki dizelerin sırasını ellimden geldiğince düzeltmeye çalıştım. Umarım beğenirsiniz. Kitap hakkında da size şöyle bir bilgi vermek istiyorum:
Bazı şiirleri çok küçükken yazdıklarımdır. Şahsen düzeltmek istesemde kıyamıyorum. Zaman içerisinde yazdıklarımda var. Kimisinin imla hatası, kimisinin yazım hatası v.b birçok hata bulundurabilir bu konuda bilgisiz olduğumu kabul ediyorum:) zaten kitabta çok güzel mısraların olduğunu sizde fark ediceksiniz... Ama bazı mısralarında "imdat" diye bağırışını duyacaksız... Herşeye rağmen okuduysan teşekkür ederim. Okumayanlarında canı sağ olsunn, bi`şi olmaz;) Sizi seviyorum hoşça kalınn:)))"
NOT: Kitaba son bir bölüm koyduktan sonra ikincisini yayınlamayı planlıyorum.
|
0% |