Yeni Üyelik
[ şehit ] - Etiketin'de Kitap Listesi
Dağların Kızılı.
Asker kurgusu ve gerçek aile kurgusu. Asena Demir`in hayatına hoşgeldiniz. ♪ "Alo iyi günler, biz Mardin **** Hastanesi`nden arıyoruz, Asena hanım ile mi görüşüyoruz?" "Evet buyurun benim." "Küçükken karıştırılma imkanınız var o yüzden Perşembe günü saat 14:30`da sizi Mardin **** Hastanesi`ne bekleriz iyi günler." "Size de." Şoka girmiştim resmen kadının dedikleri beynimin içinde tekrarlanıp duruyordu.
60dk önce
  Yazar@olumun_izi
Hafıza Kartı
Boş bir beyin, tanımadığı insanlar, koştuğu yollar ve daha nicesi... O nasıl mafyanın birisine bulaşmış olabilirdi ki? Peki ya polislerle ne alâkası vardı? O kimdi? Sen kimdin? [Kapak tasarımı kendi şahsıma aittir.]
İSİMSİZ KAHRAMANLAR
“Ah benim yapışkan kızım, evvela insanı yadırgarsın, kaçarsın; sonra çam sakızı gibi öyle bir yapışırsın ki,” gözlerim otobüsün camından dışarıya kayarken aklımda babamın bana bu satırları söylediği an canlanıyordu. “Yağ satarım bal satarım. Ustam ölmüş ben satarım,” diye arkadaşlarımın etrafında dönüyorum. Lojmanda en sevdiğimiz oyun buydu. Zambak zumbak… en çok bu oyunda eğlenirdik. Tabi bu oyun dışında oynadığımız birçok oyun vardı: saklambaç, körebe, mendil kapmaca, ebelemece, beştaş, misket… Elimdeki mendili yüzünü unutmaya başladığım en yakın arkadaşım Sevil’in arkasına bırakıp tekrar koşuyorum. Sevil ile yeni tanışmışız. Ama ilk yadırgamıştım, sevmem demiştim. Yaşım sekiz aklım on sekizdi mübarek. Arkadaşlarımın Sevil’e bakıp güldüğünü görüyorum. Sevil arkasına bakıyor ve ayağa kalkıyor. Aklımda tek kalan simsiyah saçları ve gözlerinin olmasıydı. Uzun mu kısa mı, gülüşü nasıl, sesi nasıl, gözleri nasıl hatırlamıyordum. Tek bildiğim gözlerinin ve saçının rengi. Sevil beni kovalıyor. Bende ondan kaçıyorum. Ve beklenen son geliyor. Açılan bağcığıma takılıp yere yapışıyorum. Küçükken ,küçük dediğim on bir yaşıma kadar, bağcıklarımı bağlayamazdım. Ve kaçınılmaz son olmuştu. Yere sülük gibi yapışmıştım işte. Sevil yanıma geliyor hemen. Ellerimden tutup kaldırıyor beni. Üstümü düzeltiyor, tozları siliyor. Yüzünde sinirli bir ifade var gibi. Ama eğlenen bir ifade gibide duruyor. Gözleri bağcıklarımı buluyor. Eğilip bağlıyor. “Şunları da bir bağlayamadın gitti!” diye çıkışıyor bana. Kaşlarımı çatıyorum.
1g önce
  Yazar@vesileninruyasi
Yeni̇den Umut
Hafızasını kaybedip kendi oğlundan geç haberi olan bir doktor anne , Esir düştüğü kazada eşini kaybetti sanıp oğlundan haberi olmayan bir baba.. Kaderin bi çift için oyunuu.. Ateş:benim bi oğlum var yani teklifimi kabul ediceksen haberin olsun Deniz:Nasıl yani çocuğun mu var? Ateş:evet Deniz:kaç yaşında peki ismi ne? Ateş:2 buçuk yaşında daha, ismi alp Deniz:çok küçük daha Ateş:evet Deniz:kabul, kabul eriyorum asker bey Alp`e anne sevgisini eksik hissetirmeyeceğim, kendi çocuğum gibi severim onu :)) Ateş:tamam o zaman doktor hanım ikinizede canım pahasına çok iyi bakacağım :)) güveniyorum sana anne sevgisinden mahrum kalmış küçük çocuğa Deniz kendi çocuğu gibi bakar hayatın Deniz Altuğ, Ateş Demir ve alp ile ilgili gerçeği Deniz ve Ateş`in anlaşmalı olan evliliğinin gerçeğe dönüşmesi gelin hep beraber birlikte bakalım bi şans verin lütfen kitabıma eminim beğeneceksiniz.
Vatan Sağ Olsun
Tehlikeli, hırslı, türk gençlere yönelik hedefi olan Sokur lakaplı teröristi yakalamak için kurulan Vatan Timi. Timin komutanı olan Üsteğmen Arslan Öztürk dahil askerlerin tabura geldikleri gece kadın askerlere teröristler tarafından saldırı yapılması üzerine bir süreliğine yanlarında kalmak için taşınırlar. Kadın askerlerin tim komutanı olan Üsteğmen Ahsen Yıldırım `a ilk görüşte hoşlanacağını tahmin etmemiştir.
Kalp Buluşmak İster
Vatan emanetti. Vatan sevgiydi. Vatan aşktı. Vatan her şeydi. Pars Erdinç, vatan için tüm duygularını yaşıyordu. Zorunlu olmasından dolayı İstanbul`da olan görev yeri Şırnak`a geçmesi ve yeni görev ile Muğla`ya gitmesi ile en fazla ne olabilir ki? Peki, Güneş için ne diyebiliriz. Muğla`ya tayini çıkması üzerine gittiği Muğla`da teröristler tarafından kaçırılması ile en fazla ne olabilir. Pars ve Güneş, tam bir devrim noktalarında buluşmuş ve göz göze gelmişlerdi. Onların hikâyesi, tam o anda başlamıştı.
5g önce
  Yazar@senfoniyazar
Yarım Kalmış Hayaller
Kim Tahmin ederdi. Aynı anne karnını paylaşan kardeşleri hain bir kurşun ayıracak. Asker olma hayali olan kardeşlerden birini Kara toprak alacak digeri ise ikizinin kalbini alacak.. *Kitabın ismi konusu tamamen bana aittir çalıntı durumunda gereken işlemleri yapmaktan çekinmem.
3g önce
  Yazar@roman_ulkesi
Bir Umut Işığı
Şehit olmak aslında bu dünyadan göçüp gitmek değil, şehit olmak adını tarihe altın harflerle kazımaktı. Hem ne demişler sonuçta:" Şehitler ölmez vatan bölünmez." biz askerler de yaşayan ya da şehit olan hepimiz bu vatanı bağlayan düğümlerdik.
6g önce
  Yazar@vesileninruyasi
Kor
Timden daha ötesi, aile, kardeş. İnsan ne için canını feda eder ki, vatanı için feda eder. Birde vatanı gibi sevdiği insanlar için kendini feda eder. Kor timinde de hep öyle oldu bazen vatan için bazen vatanı gibi sevdiği kardeşleri için kendine feda ettiler. Ama gün bittiğinde hep birbirlerini korudular. Kor ateşlerde yürüdüler vakti geldiğinde o kor ateşin ta kendisi oldular. Aşık olduğu adamla vatan için savaşmak işte o çok ayrı bir histir.
1h önce
  Yazar@deren_yazar
~Peçeli̇~
Herşey Dlovan kod adlı teröristin askerlerden kaçıp hain yolu ile peçelinin masasına koydurduğu mektup ile başlamıştı.Vee dördüzleri hem vatanları için hemde öğrendikleri gerçek ile savaşıp bakalım herşeyin üstesinden gelebilecekler mi ???....
1h önce
  Yazar@yazar1083
Sevgili Asker
"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir." Küçükken babaannesi yüzünden annesini kaybetmiş, teröristler yüzünden babasını kaybetmiş bir kız çocuğu. Kim bilebilirdi ki büyüyünce asker olacağını ve onların soyunu kurutmaya ant içeceğini. Yeni hayatı ona eski anılarını ve sevdiklerini verdi. Peki ya geri alacak mı? Ben yazmak için hazırım peki ya siz Şeyma ve Yavuz`un hikayesini okumak için hazır mısınız?
2h önce
  Yazar@eylulunuz
Yonca'nin Uğur'u
Küçük yaşta babası şehit olan Yonca babasının tabutu başında bir yemin eder herkesin bildiği. Ama bir yemini daha vardır herkesten gizlediği. Babasının şehadeti arkasından intikam için aynı yolu seçen Uğur. Babası gibi asker olup bayrak, vatan ve babası için savaşmaktadır. Yonca ile Uğurun ortak kaderi onlara neler yaşatacaktır.
3h önce
  Yazar@nzlkrcn
GEÇMİŞİN İZLERİ
“Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz yaşayıp gidecektim. Sen bana, dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim de bir ruhum bulunduğunu öğrettin!”- Kürk Mantolu Madonna, sayfa 159 ❤️📖 Bir asker ve doktorun hikayesi...
3h önce
  Yazar@serenn
Amber-ı Vatan
Vatan ne demekti, bir toprak parçası diyen vardır vatana ama biliriz ki vatanı vatan yapan uğruna dökülen kandır, biliriz ki bu toprakların vatan olması için çok can gitti; sarı gelinler dul kaldı, el kadar yavrular babasız kaldı gitti. Babalar evlatlarını gömdü ve nice evlatta babalarını. Baba varken yokluğu tadanlarda vardı, sırf bir toprak parçasının vatan olması için gözü yaşlı bekledi nice çocuk bana gelsin elimi tutsun saçımı okşasın diye. Biz çok fazla borçluyuz bu toprakları Vatan yapanlara sadece şehit olanlara değil arkada bıraktıklarını düşünmeden ölüme korkusuzca yürüyen yiğitlere. Tepelerini gördüğünüz o dağlar bizim evimiz olma raddesine gelmişti. Ben Gökçe asker kızıyım ama aynı zamanda bu vatanın bekçisiyim. Acılarla yoğrulmuş bu vatanın bekçileriyiz.
2h önce
  Yazar@cagla_ozkatar
Ruhumun Şifası
Watpadd düzenlene kadar buradan yayınlayacağım. Asker kurgusu olarak yazdığım ilk kurgudur.İlk başları klişe olsa da ilerleyen bölümlerinde aslında öyle olmadığını fark etmenizi sağlayacak bir kurgu. Ve şunda belirtmek istiyorum kitabımda daha çok ruhları yaralı olan insanların birbirlerine nasıl şifa olup iyileştirdiğini okuyacaksınız.Kitabıma şans vermeniz beni mutlu eder. TANITIM Babaannesinin ölümüyle doğuya tayinini isteyen hemşire Ayperi. Orada görev yapan demir timiyle tanışır.Gerçek aşkı ve aileyi olmayı gittiği yerde bulan hemşirenin hikayesi... Yağız Ege ❤️ Ayperi Buraya kadar gelip kitabıma bir şans verdiyseniz keyifli okumalar... 🤗🤗
3h önce
  Yazar@feyzagns9
Kan çiçeği
Kaç çiçeği gençlik, aşk ve ölümü temsil eder. Bizim için kan çiçeği ölümdür , yarım kalan sevgilerdir. Yarım kalmışlıktır...
3h önce
  Yazar@aycil07
KARAGÜL
Doktor & Asker kurgusu. Gerçek karketerler ve gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanmıştır.
4h önce
  Yazar@zeynepakbas_
Dilhun
Kara kara bulutların gökyüzünü kapattığı bir gün. Pencere kenarında sevdiğini bekleyen kızın evine aynı havanın rengi gibi kara bir haber düşer. Kızın nişanlısı şehit olmuştur ve arkasından ise ona sadece bir mektup bırakıp gökyüzüne doğru yol almıştır.
1a önce
  Yazar@nightof
Sana Gökyüzü Ismarladım
Tesadüfler aşkı sever burada. 90`larda çocuk olan iki gencin masum bir bakışmadan, sonsuzluğa kanat çırpan sımsıcak hikayesinde, Leyla&Ömer içimizden birileri... Sosyal medya yok, yasaklar çok, kurallar katı, aile baskısı , abi şerri, mahalle kültürü burada! Biri esnaf çocuğu öğretmen, biri çiftçi çocuğu bir subay; yurdum insanı ve hayatın içinden samimi, gerçekçi ve sıcacık ilişkilerle örülü bu hikaye içinizi ısıtacak. Sana gökyüzünü ısmarladım, Gülüşlerinde güneş batsın diye... Geceleri soğuk olur Gözlerini düşledim, İçimi ısıtsın diye... Nazım Hikmet. "B planına geçecektik mecburen... Demokrasilerde çareler tükenmez! Her ne kadar bizim ev hala otokrasi ve ılımlı şeriat ile yönetilse de... Nazım`ın dediği gibi bir direnişse yaşamak! Diren Leyla düsturuyla... Büyük halamı aradım! Halam bizim evdeki devrik demokrasiye karşı, Avrupa Birliği sayılırdı. "
1a önce
  Yazar@selinsafak
Ebe Sobe
"Tik-tak-tik-tak-tik-tak! Vakit doldu. Oyun başladı. Ebe olarak sen seçildin. Hadi,bul beni minik Sobe." Üsteğmen Ateş Sobe 21 yıl önce başlayan kanlı bir oyunun iki kurbanindan biriydi. Kayıp ablası Zemheri Sobe`yi bulmaktı görevi. Bu 21 yıl çok şeyi değiştirmişti. Zemheri bu zamana kadar çok şey kaybetmişti. Ölümü beklerken çocukluğunu kaybetmişti mesela. Bir harabede ruhu ölmüştü mesela. Yirmi dört yaşında Zemheri`yi gömüp Leyal`e dönüşmüştü mesela. Ama bitecekti, az kalmıştı. Kıyamet kopacak, dengeler bozulacak, ölüler yeniden doğacaktı. Bakalım Ateş Sobe ablasını bulabilecek mi? Ya da daha önemlisi Zemheri Sobe bulunmak isteyecek mi?
MÜBREM "vatan"
Başlangıç Tarihi 14.09.2024 23.23
2a önce
  Yazar@medusaymiss
Barlas
Mine vatan aşkı ile yanıp tutuşan genç bir kızdır. Babası ve ağabeyi gibi asker olmayı istemiş fakat bazı şartlar imkan vermemiştir. Ağabeyinin arkadaşı olan, Yekta Erman ile başı dertte olan Mine Er yıllar sonra Van`a atandığında uzun zamandır görmediği Yekta ile yaralı askeri kurtarmaya çalışırken karşılaşırlar. Aynı yerde görev yapmalı tesadüf mü? Yoksa bu kaderin onlar için hazırladığı sürpriz miydi? Mine ve Yekta`nın hikayesine ortak olmak ister misiniz?
2a önce
  Yazar@e_nurr54
FİLİSTİNLİ MÜCAHİDE
Kudüs bizim için neyi ifade eder? Kudüs bizim neyimizdir? Kudüs ilk kıblemiz olduğu için mi değerlidir yoksa isra ve miraç mucizesine şahit olduğundan mı kutsaldır? Kudüs neden bütün insanların meselesidir, neden müslümanlar fazlasıyla benimsemiştir Kudüs`ü? Kudüs`te yaşanılan dram bitmek bilmiyordu tüm insanlığın gözleri önünde kadim bir millet katlediliyordu. Diğer ülkeler ise seyrediyordu bu trajediyi. Kudüs aşkıyla yanan bir genç kızın hikayesiydi bu. Şehadetle sulanan yollarda kurtuluşa giden bir yoldu bu.
İHTİRAS
Vatanın üzerine sis çöktüğünde inlerine çekilirdi çakallar sessizce. Uyumazlardı, korkuyla titrerlerdi. Çünkü bilirlerdi, şimdi kurdun uluma vaktiydi. İhtiras ve İhtiraz. Birisi kafaya bir silah dayardı, diğeri o silahı çekmek için uğraşırdı. Söz konusu vatan olunca herkes bir kan, bir ten ve bir beden olurdu. İçteki düşmanın bile dostun olurdu. Senin kalbine nefret tohumları ekenler, vatan deyince tohumların kökünü kuruturdu. Damarlarında dolaşan kan Türk kanıysa, şanslısındır. O kan damarında coşar, deli cesaretini Türk`e o kan verir. Damarlarında dolaşan kan, terörün kanıysa işte o zaman vay haline. Çünkü Türk, deli akan kanıyla, o damarı kurutur. Hatta kurutmakla kalmaz, yüzünden renk çekilene kadar akıtırdı o kanı. Yavaş yavaş yapardı bunu. Çünkü ölümün, kansızlar için bir kurtuluş olduğunu bilirdi. Zeyrek. Zeki demekti. Uyanık, akıllı, sinsi, bir insanın aklını başından çelen demekti. İşte bu isim bir kansızın, duyduğunda yerinde onu tir tir titretecek isimdi. Adamdan sayılmayacak kansızların, duyduğunda çil yavruları gibi etrafa dağılıp saklandığı isimdi. İhtiras, aşırı güçlü istekti. Bir Türk`ün kanında dolanan tek duyguydu. Onu var eden duyguydu. İhtiraz, korkaklıktı. Kansızların damarında kan yerine akan bir pislikti. Şimdi gece çöktü. Gök girdi Kızıl çıktı. Türk`ün ihtirası bir vatanınaydı bir de albayrağına. Türk`ün ihtirası gönlünde vatandan başka bir şeye var mıydı?
2a önce
  Yazar@phoenixdeart_
ASKER'İ DUYGULAR
Babası gibi ya o da şehit olsa nasıl dayanacaktı. Biri Doktor diğeri Asker yapabilecekleri mi sevgileri onları nasıl olacaktı......
2a önce
  Yazar@duygu_16
Komutan
Siz: knk acil bakman gereken konular var 0543***: ne? Siz: knk ne ne söyleyeceğim şeyler devlet sırrı 0543***: Allah Allah neymiş bu sır? Siz: heh bak şimdi knk......
Askeri̇m
Kızımız naz ve oğlumuz yiğit askere gidilmeden önce nişan yaparlar askerimiz askere gider fakat haberler iyi gelmez.
Bir Gün Gelir Mi?
"Haykırmak zamanı, yok mu söyleyeceğin?"
Hedef: Vatan Sağ Olsun!
Radyoda sevdiği türkü çalmaya başlayınca hafif tebessüm etti Yüzbaşı Özer. Sesini açtı radyonun. Türkünün bitmesini istediği için hızını düşürdü arabanın. Nakarat kısmı geldiğinde daha da sesini açtı. "Sözlüysekte uzakların yoluna Öleceğiz doğduğumuz toprakta Memleket sevdana yürek gerek." Karanlık yolda bir karartı fark ettiğinde hemen belinden çekip aldı silahını. Yolun üstündeki arabayı fark ettiğindede kaşları çatılmıştı. Ardından arabadan inen kişiyle aynı anda hem şaşkınlık hemde sevinç hissetti Yüzbaşı Özer. Arabayı durdurup silahını beline koydu. Gülümseyip arabadan indiğinde karşısındakine sarılmayı ümit ederken beklediği gibi olmadı. Karşısındaki kişi silah çıkartıp Yüzbaşı Özer`e doğrulttu. Yüzündeki gülümseme silindi yavaş yavaş. O an bütün askerlik reflekslerini unutmuş gibiydi. Öylece karşısındakine bakıyordu. Issız yolda dört el silah sesi yankılandı. Dört kurşun Yüzbaşı Özer`in vücuduna saplandı. Üç kurşun göğsünü delerken diğeri karnından isabet etmişti. Vücuduna saplanan dört kurşun yıkamadı Yüzbaşı Özer`i. Hala öylece ona silah doğrultup onu vurana bakıyordu. Bu dört kurşun yakmadı canını. Canını yakan şey sırtındaki baltaydı. Bıçak denemezdi böyle bir ihanete. Karşısındakiler arabaya binip gittiklerinde vücudu dayanamadı Yüzbaşı Özer`in. Dizlerinin üstüne çöktüğünde zor bela sırtını arabaya yasladı. Daha az önce çalan türkü değişmiş başka bir türkü çalıyordu arabada. Yüzbaşı Özer o türkünün son sözlerini işitebildi sadece. "Çıkıp boz kırlara ulaşamadım. Yalan Dünya sana çıkışamadım. Eşimle dostumla buluşamadım. Var git ölüm bir zamanda yine gel. Karacaoğlan derki konup göçerken Ecel şerbetini tas tas içerken Yine buldum beni senden kaçarken Var git ölüm bir zamanda yine gel." Gözleri kapandı Yüzbaşı Özer`in. Dört küçük kurşuna dayanamadı koca cüssesi.Dört kurşun bir komutanı alıp getirdi bu yalan dünyadan. Alıp getirirkende hayatın son sillesini çakmayı unutmamıştı Yüzbaşı Özer`e. Bir ihanet koskoca komutanı yıkıp geçmişti. Bir ihanet sekiz kişiyi komutansız bırakmıştı.
3a önce
  Yazar@turkcu_yazar
Loading...
0%