SİS'İN KALINTILARI; Samurayın Dönüşü
Bir rivayet vardır, insanlık tarihinin başlarından itibaren.
Kimsenin beklemediği bir anda özlenmiş sislerin ardından adaletin koruyucusu olan samuray tekrar ortaya çıkacaktı. O zamana kadarki zaman kötülerin hazırlık yapması için bir firsattı.
Çünkü koruyucu adalet merhamet etmez.
Kötülüğün ve karanlığın çocukları dünyayı pençelerinin içine aldığında, umut tamamen tükendiğinde insanlar umutsuzluğa teslim olduğunda önce etrafı sis saracak ardından kalıntıları insanlığın umudu olacak.
Bir rivayet vardır: Umutsuzluğa terk edilen savaşçı kimseyi umutsuzluğa terk etmeyecekti. O umudu koruyacak ve onun savaşçısı olacaktı.
En büyük umut ise adaletti.
Bir rivayet vardı. İnsanlığın düşmanı olan sis, içinde hapsettiği kahramanların sığınağı olmuştu. Ve kahramanların sığınağı olan sis artık insanlığın kurtarıcısı olacaktı.
Her şey tersine dönmüştü ama buna rağmen güç dengesi hala daha değişmemişti.
|
Gümüş Tüyler
Karanlık sırlarla dolu bir dünyada, ay ışığının büyüsüyle dolu bir hikaye sizi bekliyor. "Gümüş Tüyler," doğanın, aşkın ve ruhsal bağların gücünü keşfetmek için bir yolculuğa çıkmanızı davet ediyor. Hikaye, efsanevi bir kurt tarafından yönlendirilen cesur bir kadının kendini bulma mücadelesini anlatıyor.
Ana karakterimiz, sıradan hayatından kaçış arayan Mira, gizemli bir ormanda kendini bulur. Burada, görünüşte sıradan bir kurtla karşılaşır; ancak bu kurt, göründüğünden çok daha fazlasıdır. Gümüş tüyleri ve derin bilgisi, doğanın gerçek gücünü ortaya çıkarır. Zamanla, aralarındaki ilişki derin bir ruhsal bağına dönüşerek, her ikisinin hayatını değiştirecek güçlü bir hikaye açığa çıkar.
Yolculukları, cesaretin, aşkın ve bağlılığın sınırlarını zorlayarak onları doğanın yasalarıyla yüzleşmeye zorlar. "Gümüş Tüyler," okuyucuları sevgi, arkadaşlık ve doğanın büyüsüyle dolu bir yolculuğa çıkarırken, kendini keşfetmenin ve gerçek özünü bulmanın güçlü bir mesajını sunuyor.
Ormanın gizemlerinin ay ışığı altında fısıldadığı bir dünyada, "Gümüş Tüyler" ile hayatın gerçek anlamını keşfedin. Bu hikaye, kalbinizi fethedecek ve ruhunuzu besleyecek. Sayfaları çevirirken, aşkın, cesaretin ve doğanın harikalarının büyüsüne kapılmaya hazırlanın!
|
Dağların Ardındaki Uğultu
Ulu vadinin ardındaki dağlarda ve dağların ardındaki ulu vadide hep bir uğultu vardı.
Ancak bu uğultuyu sadece onun parçasına sahip olanlar duyabilirdi.
Onu sadece onun çocukları duyabilirdi.
Ancak uğultu ona layık olana doğru cevapları verirdi.
Bir şamanın görüşü vardı.
Uğultuların yol gösterdiği bir kurtarıcı gelecek ve tüm katliamları ve esareti bitirecekti.
Dünyayı kurtaracak ve huzuru sağlayacaktı
Zayıf düşmüş insanların umudu olacaktı.
Uğultu dağları ve vadileri çepeçevre sarmış ve oradaki tehlikeleri haber veriyordu.
Ve tehlike kaçınılmaz bir hal aldığında, sevilmeyen kurtarıcı herkesi kurtardığın da, sadece kendisini kurtaramamış olacaktı.
|
Altın Eller
Bu dünyada görüp görebileceğiniz en şanslı insan benim. Muhteşem bir ailem, güzel bir kariyerim ve mutlu bir hayatım var. Ama benim ailem dışında kimsenin bilmediği bir sırrım da var. Dedim ya ben bu dünyadaki en şanlı insanım diye bu şansımın bir gün başıma bela açacağını biliyordum. Çünkü ben sadece insanların değil ülkelerin bile isteyeceği bir yeteneğe sahibim. Bildiğim tek şey ise kendimin ve sevdiklerimin can güvenliği için bunu gizli tutmam gerektiği. Bunu yıllarca saklamayı başardım ta ki o gelip her şeyi mahfedene kadar.
|
TREN
Trenin geçeceği raylar vardı ama tren yoktu.
Upuzun vagonları yoktu.
O vagondan el sallayan birileri yoktu.
Sadece raylar vardı.
Bitkiler ve otlarla kaplanmış yok olmak üzere raylar.
|
Kayıp Anılar Ertan Arda Çetin |
Kayıp Anılar
Kayıp Anılar, genç bir kız olan Aiko Mori`nin hafızasını kaybetmesiyle başlar. Aiko, geçmişine ve ailesine dair hiçbir şey hatırlamazken, bir gün evlerinin tavan arasında eski bir sandık bulur. Sandığın içinde, onun çocukluğuna ve ailesinin geçmişine dair ipuçları taşıyan eski bir günlük vardır. Bu günlük, Aiko`nun hafızasını geri kazanmak ve ailesinin saklı sırlarını çözmek için çıktığı tehlikeli bir yolculuğun kapısını aralar.
Aiko, günlüğün izini sürerek büyükbabasının yaşadığı eski köye gider. Burada, eski dostu Haruki Sato ile karşılaşır ve birlikte ipuçlarını takip etmeye başlarlar. Ancak yolculukları, gölge figürü Takumi Nakamura`nın engellemeleriyle doludur. Takumi, Aiko`nun ailesine dair büyük sırlara sahip olan ve bu bilgileri korumak için her şeyi yapmaya hazır olan bir düşmandır.
Aiko ve Haruki`nin yolculuğu, onları ormanların derinliklerindeki mağaralara, şehirdeki eski kütüphanelere ve antik kalelere götürür. Bu mekânlarda, Aiko`nun ailesinin kraliyet soyuna dair önemli belgeler ve anılar saklanmaktadır. Ekip, buldukları ipuçlarını birleştirerek Aiko`nun kimliğine dair daha fazla bilgiye ulaşır. Ancak bu bilgi, onlara daha büyük sorumluluklar ve tehlikeler getirir.
Hikayenin doruk noktasında, Aiko ve arkadaşları Takumi`nin karargahını bulur ve büyük bir çatışma başlar. Bu mücadele sırasında, Aiko`nun tüm anıları geri gelir ve gerçek kimliği ortaya çıkar. Aiko, ailesinin kraliyet soyunu ve mirasını korumak için büyük bir seremoniyi tamamlamak zorundadır. Bu seremoni, hem geçmişin yankılarını hem de geleceğin umutlarını içermektedir.
Aiko`nun mücadelesi ve zaferi, ona kimliğini ve ailesinin mirasını tamamen kazandırır. Hikaye, Aiko`nun geçmişiyle barışıp yeni bir başlangıç yapmasıyla sona erer. Aiko, ailesinin mirasını ve kraliyet soyunu koruyarak, geleceğe dair umutlarını güçlendirir ve hayatında yeni bir sayfa açar.
|
TEK GÖZLÜ KRALİÇE (KARANLIĞIN YÜZÜĞÜ SERİSİ -4)
KARANLIĞIN YÜZÜĞÜ SERİSİNİN SON KİTABIDIR. BU KİTABI OKUMADAN ÖNCE ÖNCEKİ KİTAPLAR OLAN `ÇARESİZ KRAL` `GÖLGESİZLER` VE `SİYAH GÜLLER` KİTAPLARINI OKUMANIZ GEREKMEKTEDİR.
KARANLIĞIN YÜZÜĞÜ SERİSİ:
1-ÇARESİZ KRAL
2-GÖLGESİZLER
3-SİYAH GÜLLER
4-TEK GÖZLÜ KRALİÇE (FİNAL)
|
SİYAH GÜLLER (KARANLIĞIN YÜZÜĞÜ SERİSİ -3)
KARANLIĞIN YÜZÜĞÜ SERİSİNİN DEVAM KİTABIDIR. BU KİTABI OKUMAK İSTİYORSANIZ ÖNCEKİ KİTAPLAR OLAN `ÇARESİZ KRAL` VE `GÖLGESİZLER` KİTABINI OKUMANIZ GEREKMEKTEDİR.
KARANLIĞIN YÜZÜĞÜ SERİSİ:
1-ÇARESİZ KRAL
2-GÖLGESİZLER
3-SİYAH GÜLLER
4-???
|
Asillerin Sırları/ Ölümün Gölgeleri
19 tane birbirinden farklı soylu kişiler. Gece ansızın yataklarında bulunan bir not ve o notun getirdiği öfke, korku ile birlikte hayatları cehenneme dönüşür. Her birinin kimsenin öğrenmemesi gereken sırları vardı. O sırlar ise ölümlerine sebep olacak sırlardı.
Ama şöyle bir sıkıntı daha vardı; 18 büyük Krallığı`n başına bela olan bir çeşit varlıklar vardı. Tüm krallıklar bu varlıklara karşı bir olmuştur ve varlıkların dışarıdan içeri giremiyecekleri, içeriden de dışarı çıkmalarını engelleyecek bir çeşit krallıkları kapsayacak şekilde sınır büyüsü yapılmışlardır. Bu büyü içeridekileri öldürmek ve halka zarar gelmemesi içindi ve dışarıdakilerinde krallığa olan tehtidini yok etmek içindi.
Ama onların bile bilmediği bir şey vardı. O korktukları varlıkların bir nefes kadar yakınlarında odluklarıydı
|
İZOLE EDİLMİŞ
Özet: Felix Hopkins (Filiks Hapkins) Teksas`ta bulunan bir hastalığı tedavi etmek araştırma yapmak isterken yaşanan olumsuzluklardan ve aksiliklerden dolayı dünyayı zombiler sarmaya başlar (ancak hikayenin içersinde "zombi" kelimesi geçmemektedir bunun sebebi; daha önce dünyada zombi salgını oldumu ? Yok e insanlarda hayatında ilk defa yürüyen ölü gördüklerinde bunun isminin zombi olduklarını bilmiyorlar ve bu yüzden herkes farklı bir terim yapıyor)
|
TANRIYA AİT OLAN
Tanrı`nın öfkesini üzerime çekecektim . Biliyordum... Görüyordum ... Sonum yaklaşıyordu ... Duyuyordum. Ama ona değerdi , Tanrı`nın bana vermediği şefkati tenimi yakan dudaklarından alabiliyordum. Tanrı onu baş köşesine koymuştu . Ben ondan çalmistim. O benimdi ... Tanrı da bunu biliyordu. Onu benden uzak tutmaya çalışıyordu. Ne komik ! Kendi yazdığı kaderi bizde değiştiremiyordu.
|
Gece Yarısı
Babamın suikastçısını babama aldığım kılıçla öldürdüm. Uzun hikaye gibi duruyor değil mi?
...
Gecenin sessizliği ile ormanı izliyordum. Evimiz niye bu kadar uzak ki saraya.
"Babam ne zaman gelecek acaba?"
Ormanın sesinden başka duyulan tek şey arada hareket ettirdiğim kılıcın yere sürtme sesiydi.
Siyah canavar taşlarından oluşmuş bir kılıçtı. Erişilmesi zor olsa bile bir tanesini elde etmiştim.
Burada canavar taşları madenler kadar değerlidir. Canavarları öldürdüğünüzde bir adet canavar taşınız olur. Satabilirsiniz veya işlenmesi için bir ustaya verebilirsiniz.
Derin sessizliği bölen ormandan yükselen bağırışlardı. At koşturma sesleri ve kılıçların çarpışması... Cama yöneldim.
|
İntikam Varisi
Yıllarca işkencelere maruz kalan, "Kanlı Varis" adıyla tanınan genç bir kız...
Yavaş yavaş gücün kölesine dönüştü...
Şimdi ise istediği tek bir şey var...
İntikam.
|
ÖLÜM OYUNU
"Vazgeçebilir misiniz majesteleri?" dedi Serhat. "Saçlarınızdan, özgürlüğünüzden, kendinizden vazgeçebilir misiniz?"
"Evet"dedim hiç düşünmeden. Düşünseydim eğer vazgeçebilirdim. Bundan korkuyordum. Vazgeçmekten. Geri dönemezdim. Bunu kendime, halkıma, o faniye yapamazdım. "Vazgeçerim. Gözümü bile kırpmadan yaparım bunu."
Serhat bana bakarken ne diyeceğini bilmiyor gibiydi. Son kez denemek istedi şansını."Peki gururumuz, ondanda vazgeçebilir misiniz majeste?"
İşte bu en zor olanıydı belkide. Kendimi ezdirmekten hep nefret etmiştim ve şimdi ben kendimi ezmeye gidiyordum. Ama bu kadar şeyi göz ardı etmişken aptal bir gururun peşine düşemezdim. "Vazgeçtiğimi yeterince belli etmiyor muyum Serhat. Gidiyorum işte, bundan büyük kanıt olabilir mi?"
Serhat dolu gözlerle bana bakarken belimdeki hançeri çekip çıkardım. Zamanım yoktu. Serhat`ın hamle yapmasına izin vermeden saçlarımı tutup kısacık kestim. Yıllarım, ruhumdan bir parçam, saçlarım ayaklarımın önüne,yere düşmüştü, Serhat öne doğru bir adım atmıştı ama yetişememişti. Canımın nasıl yandığını derinlerde hissediyordum. Saçlarımın rengi hemen solmuştu, oracıkta ölmüşlerdi. O kızıl saçlarım birden bire simsiyah kesilmişti. Kör gibi siyah ve ot gibi kısacık.
Asmadım yüzümü. Kimse yıkıldığımı görmemeliydi. Şimdi vazgeçemezdim. Daha yolun başındaydım.
Ve saçlarımın üzerine iki damla yaş düşmüştü. Biri yıllarına ağlayan kadından biri ise sevdiği kadının kıyamadığı saçlarının kesilmesine ağlayan bir adamdan. Arkamı dönüp hızla çıktım salondan. Konuşmak istemiyordum. Buraya kadardı. Yol burada ayrılıyordu. Kraliçe tacını burada bırakıyordu.
Gururunu,kimliğini, ruhunu, kendini ve paha biçemediği herşeyini. Hiçbir şey işin herşeyinden vazgeçmişti kraliçe.
|
75 Delileri
Günümüzde birçok insan deli olduğunu düşünmekte. Peki ya Delilik nedir ?
Delilik toplumumuzun kendi ahlaki değerlerinden farklı davranan ve kalıplaşmış insan modelinin dışına çıkan insanları tanımlama şeklidir.
"1975 yılında 75 Delileri olarak adlandırılan insanlar tarihimize geçmiş en yeni ve tehlikeli vakalardan biridir.
75 delileri o yıla kadar dışlanan delilerin bir araya gelip birçok köyü yağmalayarak katletmeleri ile devlet tarafından ağır işkencelere maruz kalmış ve asılarak öldürülmüşlerdir."
Peki ya günümüzden birisi bilim uğruna 1975 yılına giderse neler olur ?
|
Kara Delik
Yıl 2034 bütün devletler uzay hakkında çok bilgilenmiş dahada gelişmişti.Nasa bütün devletlerden bir astronot seçmelerine istemiş ve onlara görev vermişti görev şuydu uzaya tek başınıza çıkıp kara deliğin ve diğerlerinin yakından fotoğrafını çekmekti.Türkiye bunun için Narin Özkaya`yı seçti peki Narin bu görevi başarıyla tamamlayabilecek miydi yoksa bambaşka şeylerlemi karşılaşacaktı hadi okuyup görelim.
|
GÜNEŞ'İN ESİRİ
"Ölmemi mi isterdin?" Öfkeden koyulaşan gözleri yüreğimi yakıyordu.
"Evet isterdim!" Yıktığı kadının enkazına bakarken sarf ettiği sözler fazla acımasızdı. "Hayatımı mahvetmendense o geçitte ölmeni yeğlerdim!" O geçitte ölmem yok olmam demekti. Varlığımın silinmesi demekti ama o bunu öylesine bir şeymiş gibi söyleyebiliyordu.
"O geçitte ölseydin bunları yaşamazdım. Ölseydin beni-"
"Sus! Lanet olsun sus artık!" Ağlamamak için kendimi tutarken yumruk olan sağ elimi çenesine geçirdim. "Bu akşam ölecek birine hak etmediği sözleri söylemene katlanamıyorum. Sus artık, kapat lanet çeneni!" Dondu. Kelimenin tam anlamıyla dondu. Ne olmuştu? Zaten o bunu istemiyor muydu?
|
Elementlerin Varisi
Bir kız ...
İki farklı hayat...
Hayatının sandığı gibi olmadığını öğrenen Zoé gerçekleri öğrenmeye başlar. Ancak onu bekleyen bir şey vardı. Tüm insanlığı bir anda değiştirecek bir şey...
|
TANRIÇANIN GÖZYAŞLARI
Uzun zamandır rüyalarımda gördüğüm tek şey tanımadığım bir adamdı. Sürekli değişen bir görünüş ve asla değişmeyen bir yüzle hep karşımda duruyordu.
Peki kimdi bu adam ? Neyin nesiydi ?
|
TANRIÇA EJDERİ
“Çocukken oynadığımız o savaş oyununu hatırlıyor musun? Bak, o hayaller gerçek oldu ve biz gerçektende bir savaşın ortasındayız.”
Fantastik bir evrende geçen bu macera dolu kurgumu okumaya davetlisiniz!
Kurgum +18 yaş grubuna uygun yazılmıştır!
|
My Hero Academia(uyarlamadır)
Bu güç bana verilmişti ve ben onu iyilik için kullanacaktım...
|
Grinin Özgürlüğü Nilay Karaağaç |
Grinin Özgürlüğü
Aslında zorunda değilsin. Sadece farkında değilsin.
İkisi de olabilirsin ya da olmayabilirsin.
Farkına varana kadar seçeneklerin hakkında düşünebilirsin
|
DÖNGÜ 12
12 farklı topluluk 12 farklı lider.
Döngü barış içinde yaşarken güvensizlik ve açgözlülük çoktan çatlaklar oluşturmuştur. En güçlünün varlığı, liderlik kavgaları ve aşkın kaderdeki oyunu...Döngü tekrar düzelebilecek mi?
"Sınırlar çizildi peki şimdi ilk kim başlamak ister???
|
Geleceğim
Bir insan geleceğini rüyalarında görür mü?
Peki geleceğimde öldüğümü size söylesem,keşke o gün o kitapa dokunup geleceğimi değiştirmeye çalışmasaydım,ve onunla karşılaşmasaydım küçük kuzenimin geleceğimde bu kadar yakışıklı bir adam olucağını bilemezdim.
|
SIRALANMIŞ DUYGULAR-1
KRALLIĞIN VARİSİ Nisa4125 |
SIRALANMIŞ DUYGULAR-1
KRALLIĞIN VARİSİ
Ne cennet ne cehennem, ne de Araf.... Dünya ve Zolos... Ölümlüler ve ölümsüzler... Zolos varisini istiyordu, vârisi ise 18 yıldır bir ölümlü olarak dünyada yaşıyordu... Bilinmedik gerçeklerle kendini farklı bir evrende bulan nora artık kendisi hakkındaki bütün gerçekleri öğrenebilme umuduyla ne kadar ileriye gidecekti....
"Zolos asla dünya gibi bir yer olmayacaktı... Dünya iğrenç bir bataklıktı."
|
KATİL KRALİÇE
"TRADOLYA`DASINIZ, KUYRUĞUNUZU SAKLAYIN!"
Öyle bir okyanus ülkesi düşünün ki kraliçe dışında kimse kuyruğunu ortaya dahi çıkaramasın. Bununla da kalmasın buna cesaret eden herkesin kuyruğu canlı canlı kesilerek ölüme terk edilsin. İşte bu ülkenin adı Tradolya`ydı.
Burada kraliçenin üstüne kimse söz söyleyemezdi. Ne krallar ne prensler ne de prensesler... Tüm ülke asiller dahil olmak üzere kraliçenin emrine amadeydi.
Ta ki Kraliçe Kia`nın kararları giderek doğruluktan uzaklaşınıp Yasaklı Bölge`nin tek geçiş anahtarı olan Gizli kaya tünelini tamamıyla kapattırmak isteyinceye dek...
Bu kararla artık ülke büyük bir değişimin eşiğindeydi. Tradolya`da dönüşü olmayan şeyler olurken hiç beklenmeyecek şeyler tahtın varisleri olan prenseslerden gelecekti.
Bunlar olurken yasaklı bölgede yaşayan pirana adamlar (Dabadorlar) ve deniz akreplerini (Pillienlar) ise neler olacaktı? Yok mu olacaklardı yoksa buna karşı mı duracaklardı?
işte her şey burada başlayacak ve yine burada bitecekti...
|
RUHUNU ARAYAN SERÇE
"Sanki tüm hayatım boyunca yanlış melodiyle dans etmiş gibiyim."
Serçe ruhuna sahip bir insan...
O, aydınlık ile karanlığın bir biri üzerinden süzülerek yok olmasını sağlayan lânetli...
O, ızdırap dolu bir geçmişin, geleceğe taşıdığı izleri söküp almaya çalışan, tükenmiş bir harf.
Harflerin oluşturduğu kelime, onun ölümü. Ölümü olan kelime, göğüs kafesinin içinde çiçek açmış adamın ismi...
Ölüm çok yakın... Ölüm, ona çok yakın.
|
0% |