Kitap Tür Kategorileri

"Şu an mezarının başında kim varsa doğuş gününe kadar ona bağlı kalacaksın. Bu kişi kontrol için gezen bir güvenlik de olabilir, mezar taşlarını çalmaya gelen bir hırsız da. Bunu gerçekten istediğine emin misin? Dünyaya ikinci kez geldiğine pişman olabilirsin. İyi düşün. " düşünülecek bir şey yoktu. Mezarımın başında bekleyen kişi beni seven ve pişmanlığından emin olduğum nişanlımdı, buna emindim. "Eminim. Bir an önce evime gitmek istiyorum. " başını onaylarcasına sallayıp elleriyle gözlerimi kapattı. Ruhum yeryüzüne geri gönderilirken herhangi bir acı çekip çekmediğimi bilmiyordum. Doğrusu çakan şimşek seslerinden anlayamamıştım bile. Eğer bu sesin bir benzerini dünyada duymuş olsaydım kıyametin koptuğunu zannedebilirdim. Gökyüzü çatlıyordu sanki. Çatlayıp beni doğuruyordu. Ayrılık sonunda bitiyordu bunun sevinci içerisindeydim. Sadece bir süre onun gölgesinde gizlenecektim. Sonra her şey eski haline geri dönecekti. Kollarının arasında olacaktım yine. Kapalı gözlerimi açmadan ciğerlerime temiz hava doldurarak Utku`nun kokusunu da içime çekmek istedim. Ama nefeslendiğim koku Utku`ya ait değildi. Bu başka bir kokuydu. Başka bir erkeğe ait bir koku! • Yetişkin içeriktir. Birtakım sahnelerden rahatsız olabilirsiniz.

Kristal dokunulduğunda soğuktur. Kendi doğasından dolayı değil içindeki kara büyüden...

Yılların geçişi, insanlığı hem derin değişimlere hem de yeni bir çağa taşıdı. Gelişmişlikleri arttıkça, bazı insanlar beklenmedik yeteneklerle doğmaya başladılar. Onlara "Yükselen" deniyordu; akılları zorlayan, sıradışı güçlere sahip bu bireyler Dünya`nın geleceğini şekillendirmeye başlamıştı. İlk başta, Yükselenlerin varlığı yaşamı kolaylaştırmış, insanların omuzlarındaki yükleri hafifletmişti. Ancak güç, bazılarının aklını çelmeye ve dengeyi altüst etmeye başladı. Güç hırsıyla deliren yükselenler, öngörülemeyen sonuçlara yol açtı. Dünya`nın dengesi sarsıldı, insanlar korku ve çaresizlik içinde yaşamaya başladı. Yükselenlere karşı artan endişe ve düşmanlık, toplumu parçalamaya başlarken, insanlar bu yeni varlıklardan kurtulma yollarını aramaya başladı. Arden, bu karanlık dönemde Dünya`ya adım atan bir prensti. Ancak Arden`in yolu, hiç de kolay olmayacaktı. Arden, karanlık bir kaderle doğmuş bir çocuğun hikayesini taşıyordu üzerinde. Onun omuzlarında, birçok gölgenin fedakarlığı ve umudu yatıyordu. Arden`in seçimleri, hem kendi kaderini hem de Dünya`nın geleceğini belirleyecekti. "Gölge ve Taç", güç ve fedakarlık temasını derinlemesine işleyen, gizem ve aksiyon dolu bir hikayeyi anlatıyor. Karanlıkla aydınlığın savaşı, umutla çaresizliğin dansı bu sayfalarda can buluyor. Başlangıç: 14.08.2024 Bitiş: -- Lütfen dikkate alınız ki hazırlamış olduğum yazılar, fotoğraflar ve resimler şahsıma ait değerli içeriklerdir. Bu içeriklerin izinsiz kullanılması veya çalınmasına izin vermiyorum.

Felaketin çıktığı bir zamanda anahtar olan bir kız...

İnsanların kanı ile beslenen bir vampir gece yarısı avının hayatını kurtarabilirmi?

Vera kendi gücünü yeni hayatını kabullenecek mi ? Peki Lord Arel veraya olan duygularını ona açıklayacak mı ?

Genç bir kadın olan Efsun’un hayatını alt üst eden olağanüstü bir yolculuğun öyküsünü anlatıyor. Efsun, aniden tanımadığı bir dünyada uyanır ve burada karşılaştığı karanlık kurtlar, onun eski bir kehanetin parçası olduğunu öğrenmesini sağlar. Efsun, geçmişini ve kimliğini sorgularken, aynı zamanda bu yeni dünyanın derinliklerinde gizli kalmış sırları da keşfeder.

Kardeşinin altıncı yaş gününde pasta almak için evden çıkan Elzem için olaylar bir anda çığrından çıkacaktır. Bir anda kendini kanlı bir çatışmanın ortasında bulan genç kız için henüz herşey bitmemiştir. Tam tersine herşey daha yeni başlamıştır..

burayı sonradan dolduracağım

İmparatorluğun sonu mu geliyordu, başarısız bir prenses uğruna?

Arkeolog Arya`nın katıldığı yeni bir projenin hayatını değiştirmesi.

Mayıs ayları, seni benim kadar acıtmaz.

tarihi, fantastik ༒︎ yoksullar ve zenginlerin keskin bir şekilde ortadan ikiye bölündüğü bir devirde Sayina, hasta anne ve babası için sihirli bir bitkinin peşine düşer. Fakat bitkiye ulaşmak sandığı kadar kolay olmayacaktır. Arjin Alangu, gidilmesi gereken son kapıdır fakat Sayina çoktan o kapının zilini çalmıştır.

ödevi için gece yarısı dışarı çıkan Naz olağanüstü bir olaya şahitlik eder ve bir ejderha elçisinin dikkatini ve ilgisini üzerine çeker.

Tahta oturmak için soyadı dışında her şeye sahipti. Herkes onun Batı ve Kuzey bölgelerinin arasında istemeden kurulmuş bir köprü olduğunu biliyordu. Gayrimeşru bir prenses olduğu için halk ancak fısıldayarak adını anabiliyordu. O, Fısıltılar Prensesiydi ve hakkı olanı almak için insan ırkının düşmanı Peri soyu ile müttefik olmak zorundaydı. Peki tahtı öz babasını katlederek ele geçiren bir Peri kralına güvenebilir miydi?

Kdrama tadında hikaye Sadie ve Sam reenkarne olup 1000 yıl sonra tekrar karşılaşır ve birbirlerine aşık olurlar, ancak onları kovalayan acılı kaderleri geçmişte de şimdi de peşlerini bırakmaz. Geçmiş hayatlarında düşman krallıklardan Prens ve Prenses olan Sam ve Sadie birbirlerine aşık olur ve gizlice buluşmaya başlarlar. Fakat yakınları tarafından ihanete uğrarlar ve kendi mutlu sonlarına kavuşamazlar. Günümüzde aktris olan Sadie yeniden eskiden yakın olduğu birinin ihanetine uğrar ve ölümle karşı karşıya gelir. Bu zorlu hayatında Sadie`nin etrafı düşmanlarla çevrilidir ve Sam ona yardım eder. Acaba bu ikisi sürekli kendini tekrarlayan bu acı kaderlerini değiştirip mutlu sonlarında kavuşabilecekler miydi?

Evren, lanetli varlıkların istilası altında kalırken, Jeager`ların adaleti Ozen`in ihanetiyle gölgelenmişti. Kâinat, bir zamanlar Jeager`ların koruduğu denge ve düzeni ararken, şimdi kötülüğün gölgesinde umutsuzca çırpınıyordu. Ta ki seçilmiş olan, umut ışığı gibi belirene kadar...

''Sıkıldım artık Ateş!'' İçeri bir hışımla girdi. Evin salonuna girer girmez çantasını ikili koltuğa attı. Kollarını birbine bağladı. Hızla çarpan sokak kapısının sesi ardından Ateş'in yüksek çıkan sesi duyuldu.

Yağmur damlalarının yeryüzüne inişi kitaplarda betimlendiği kadar şairane değildi. Gökyüzünden hızla düşen damları seçmek zordu, aslında gökyüzüne değil önüme bile bakmama izin vermeyecek kadar sık düştüğü için gözlerimi açık tutmakta zorlanıyordum. Anında sırılsıklam olmama yetecek kadar da yoğundu ve bundan keyif almadığım metrelerce öteden belli oluyordu. Belki de içinde bulunduğum ruh halim algıladığım her şeyi sinir bozucu bulduğu yağmur da bundan nasibini alıyordu ama bir gerçek de vardı ki ben hiçbir zaman şeylere derin anlamlar yükleyen biri değildim ki yağmur hiçbir zaman gözümde şiir yazmaya yetecek kadar hoş görünmemişti.

KARGANIN KANADINDA"Yeni bir sayfa açtığını sanırsın ayakkabılarının çamurlu izlerini görene kadar."

Ana karakterimiz Donovan Betelgeuse bir gün içtiği bir içecek sonucu küçülüp bir cüce boyutuna gelir ve evinde bir geçit açılır. Bu geçitten aşağı indiğinde karşısında Yeraltı Krallığını görür. Donovan cüceler tarafından getirilmiştir. Bunun sebebi ise Elf kral Chester ın cüceler üzerinde hakimiyet kurmasıdır. Cüceler Chester dan kurtulmak için Dünyadan bazı insanları getirip bir ordu kurmayı amaçlar. Fakat Donovan ın tek isteği evine dönmektir.

Yanmış bedenler, asılmış cesetler, kokuşmuş ormanlar ve bitip kül olmuş koca bir şehir. Kayıp ebeveyinlerden habersiz birbirini arayan genç insanlar. Kimi kardeşini, kimi ailesini arar olmuştu. Kayıplar arasında hayatta kalmaya çalışan bir grup genç ve lider gördükleri bir kız, MATRON... Sizlerde bu kayıplar içinde kaybolmak istiyorsanız, bir şans vermeniz yeterli. `MATRON` adlı ilk seridir. İyi Okumalar dileriz.

Bir sır iki bedeni bir birine nasıl bağlardım? Ve bu sır bir annenin çaresizliğine neden sessiz kalırdı? Daha küçücük bir bebekken annesinin yaptığı hata yüzünden hayatını şekillendiren bir sırla, karşı karşıya kalan Asena`yı sizce neler bekliyor? Sizce Asena bu sırra maruz kalmayı gerçekten de hak ediyormuydu? Peki ya içinde büyüyüp yeşeren bu sır ona daha neler yaptırırdı? Bütün bu soruların cevabı Asena`nın hikayesinde gizli. ✨✨✨ "Sen nasıl bir annesin! Ben senin yüzünden her gün cehennemi yaşıyorum. Nasıl böyle bir hata yapabilirsin? Neden beni hiç düşünmedin? Ben bu kadar mı değersizim senin gözünde anne!" Asena annesine sitemlerini soluksuz bir şekilde sıralıyordu. Annesinin ise ona verebilecek hiç bir cevabı yoktu. Evet korkunç bir hata yapmıştı ama bu hatayı düzeltmek için elinden hiç bir şey gelmiyordu. "Ben böyle olmasını istemezdim kızım. Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun ama elimden hiçbir şey gelmiyor. Seni bu canavardan kurtarmak için herşeyimi feda ederim ama olmuyor". "Anne sen hep zaten birilerini bir şeyler yüzünden feda ediyorsun. Bu yüzden ben bu haldeyim. Senin bu bir şeyleri feda etme sevdan yüzünden. Artık benden gizlemeyi bırak ve söyle anne . Ben neyin kefaretini ödüyorum?" Tüm hakları saklıdır!!!

Amcası ve yengesine emanet edilen bir genç kız. Gölgeli bir yer olarak anılan bir şehre götürülür... Olduğu kasabadan bir kez bile çıkmayan bu genç kız bu şehirde neler ile karşılaşacaktı. Ruhu kaybolan insanlar etten ve kemikten ibaretti artık... Perdeler açılmış ve ilk sahne başlamıştı. Kırmızı perdeler ve ihtişamlı kostümler ile süslenen sanatçıları kimse umursamıyordu. Koltuklar doluydu ancak hepsi sağırlaştırılmış ve körleştirilmişti. Şimdi kim duyacak ve görecekti? Güneş mi ışık mı gölgelerdi bizi,yoksa kimsesizliğe alışan gözler mi bir umut gölge ismini vermişti bu karanlığa? Kim kahraman kim suçluydu? Genç kızın bu hikayedeki yeri neydi? Işıklar kapandı etraf karanlık,küçük ışık huzmeleri yansıdı kırmızı perdeye,açıldı iki yana ve başladı ilk sahne. Peki,siz? Siz bu gölgeye,bilinmezliğe rağmen varmısınız izlemeye ve keşfetmeye?

Nesli tükenen bir ırkın yeniden var oluşu...İki düşman ırk arasındaki büyük savaş... Geis: Üstün Irk sizlerle

"Azrail`in ruhu;sevdiğinin ruhu ölünce,intihar etti..." Azrail... Ölümün bekçisi melek... Herkesin korkulu rüyası... Hepimiz onu böyle tanımıyor muyuz? Yani tanımıyor muyduk? Peki ya insanların canını almakla görevli olan ölüm meleğimiz Azrail... Aşık olsa ne olurdu? Vakti gelince öldürmesi gereken birine Aşık olabilir miydi? Olurdu... Bak gibi de olurdu... "Acı Yağmur Meleği Azrail" bir insanoğluna aşık oldu...

Onun, " Ateşle oynuyorsun kehanetin kızı " demesiyle adımlarım kendiliğinden durmuştu. Gülerek tekrardan arkamı döndüm. Çözemediğim o karmaşık göz rengi ile keskin bakışları bendeydi. " Kurucuya ateşle oyna diyemezsin kral, " dedim küçümser bir tınıyla. Bir kaç adım yaklaştım ve kararlı bir duruşla " Bu sefer kartlar değişti. Oyun yeniden oynanıyor, kişiler elenerek masadan kalkıyor. Kazanansa hep bir adım önde oluyor, " Bir kaç adım daha yaklaştım ve tam önünde durdum. Bakışlarımı tehditkâr bir şekilde gözlerine kilitledim. " Bu sefer yakmaya değil, yanmaya hazır olun! " Wattpad kapatıldığı için buradan devam edilecektir.

Orasion`da birçok soy bulunuyordu, Tuoylar Ghisalar Perallar Dipnalar ve herkesin lanet taşıdığını düşündüğü Wigylar. Wigylar, kalpleri sağ tarafta bulunan ve büyü yapabilen tek topluluktu. Ghiashtin lanetin doğduğu, büyüdüğü ve öldüğü bir şehirdi. Orada her doğan çocuk belirli bir yaşa geldiğinde sağ tarafından vurulurdu ki, yaşayanlar serbest bırakılırken kalbinden vurulanlar ölmemişlerse bile Moftiur Dikitlerine atılarak acı bir ölüm gerçekleştirirlerdi. Rengarenk gözlerini büyüyle saklayan bir kız. Aster Alora Leysoni. Ghiashtin prensi, lanetli avlama kampının ana kurucusu. Urian Doulgas Ghisa. Aster annesi ve kendi soyu dahil tüm Wigyların intikamını almak için Wigy avlama kampına arkadaşı ile katılır ve Ghiashtinli avcıları öldürmeye başlar. Bir kaza sonucu genç varisi vurur ve işler karışır. Kızın ise daha farklı bir sırrı vardır. Bu sırrın açığa çıkması ise tüm ülkede aranmasına neden olacaktır. Fazlasıyla düşünülmüş fantastik bir dünya ve en detayına kadar hayatları kurgulanmış karakterler ile birazda aşk serpiştirilmiş bir hikâye okumak istiyorsanız... Hepinize selamlar ben Moderina. Keyifli okumalar dilerimmm. (⁠๑⁠♡⁠⌓⁠♡⁠๑⁠)

Bilinmezlik diyarı