Aslı ailesiyle arası iyidi ama içinde hep. Boşluk vardır bir gün ansızın bulduğu şeyin hayatını değiştireceğini nerden bilebilirdi .

Sakura yıllar boyunca bizzat kendi prensi tarafından eğitilmiş ve diğer şehre bir ajan olarak görevlendirilmişti. Ancak işler yolunda gitmemiş, o yola çıkmadan hemen önce sevgilisi ölmüştü. Bunun acısını ve yas sürecini henüz atlatamayan Sakura bir gün yine O`nu özler ve ağlarken bir şekilde O Sakura ile iletişim kurmayı başarır. Bir ses olarak zihninde, bir hayalet olarak önünde belirir. Böylece Sakura görevinden önce ve sonra büyü gücü olmamasına rağmen büyücülerin arasında küçük sırrı ile yaşamaya başlar. Hem ajanlık görevine devam eder hem de saklı kimliğini korumaya çalışır. Fakat görevlendirildiği şehirdeki prensin kahyası Kai yoluna engeller koymaya hazırdır. İkili arasındaki dinamik gittikçe zorlaşırken bir anda beklenmedik bir aşk da filizlenmeye başlar. Peki Sakura bu zorlu görevi içinde kimi seçecektir eski hayalet sevgilisi Kage mi yoksa düşman şehrin en içinden gelen kahya Kai mi? Kage`nin hayalet olması kaderin bir cilvesi midir yoksa bunun altında da birtakım sırlar yatmakta mıdır? Kai göründüğü kadar dürüst ve prensine sadık mıdır? Sakura görevini başarıyla yerine getirebilecek mi yoksa aşk çıkmazına mı girecek? "Beni hayata döndürmenin yolu bu Küçük Çiçeğim. Onu öldür, bedeni bana ait olsun." "Sonra ne olacak?" "Sonra kralı da onun yerine geçmeye can atan iki prensi de kenara atıp tahta geçeceğim ve seni de kraliçem olarak tahtıma ortak edeceğim." "Sence benim tahta geçmek için gerçekten sadece sana mı ihtiyacım var Küçük Gölgem?"

Son Zil Çalarken Bir aşkta kaybolmuş iki hayatın hikayesi... Bir gün başlar, sonra bir kelime... İki insan... Bir kalp... Birbirini anlamaya çalışan, ama her adımda birbirine daha da yakınlaşan iki yabancı. "Birbirimizi bu kadar kırarken nasıl sevdiğimizi unutuyoruz. Ama belki de... sevmenin yolu buradan geçiyor."

Kütüphanede bulduğum USB’yi taktım ve ekrana bir dosya belirdi: "Gölgeler.txt". Biri dalga geçiyor olmalıydı boşu boşuna heyecanlanmıştım. Yinede dosyaya tıkladım. Tıklayıp açtığımda yalnızca bir cümle yazıyordu: "Gölgeler her yerde, ama ışığı kim seçer? Cevapları bul ve kazanan sen ol."

Şehit olan timinden sonra yeni time atanan Sıla Gündoğdu`nun yeni timi ve doğumda karıştığı için gerçek ailesi ile olan anları bakalım nasıl gelişecek. (Sıradan Gerçek aile kurgusuna benzerdir) Hem kitappad hemde wattpad üzerinde Zirve ve Gölge adında yazılan ilk kitaptır. ♦♦♦ Asker aşkı ve Gerçek aile kurgusudur. Kurgu ve kitap kapağı şahsıma aittir. Kitapta yazılan her şey hayal ürünüdür. Herhangi bir çalıntı durumunda işlem yapılacaktır. Elbette eleştiriler olacaktır ama lütfen saygı çerçevesinde olunuz. Umarım beğenirsiniz ♥ Alıntı paylaşımları için İnstagram Hesabım: https://www.instagram.com/asil_kalem/?__pwa=1#

Yağmur Asil Ertürk

KARANLIK DA BİR LUTÜFTU ONUN İÇİN AYDINLIĞA ÇIKARAN Kayra Günalp, spora aşık bir kızdır. Yıllar sonra spor muhabiri olmuş hayallerini gerçekleştirmiştir. Hayatının en büyük haberini alacağından haberdar değildir. Hayatının dönüm noktası başlamak üzeredir. Ayaz Atabey. Sert ve soğuk bir boksör. Kazanmayı seven ama kaybetmeyi de bilen gölgeler içinde yaşayan bir adam. Hayatındaki en büyük mağlubiyeti olacak bu kadın aynı zamanda en büyük zaferi olacaktır. Işığa hayran olan bu kadın karanlık bir gölgeye âşık olabileceğini tahmin edemezdi. Tesadüfen bir spor haber ikiliyi bir araya getirir. BU BİR SPOR MUHABİRİ VE BOKSÖRÜN HİKAYESİ. BU İKİ SAVAŞÇI RUHUN HİKAYESİ.

Diyarın dengesini bozan element şimdi diyara huzur sağlamak için geri dönüyor..

Zamanında vampirlerle bir arada yaşayan insanlar, gitgide artan paranormal ve sıradışı olaylardan dolayı birbirlerini suçladıkları için savaş açarlar. Bu olayın arkasındaki güç ise ortaya suikastlarla çıkmaya devam eder...

Küçük prenses olduğu zamanlarda teyzesinin kıskançlık yüzünden her şeyini kaybeden Alexxa( Aleksa). Kendini bir mağaranın içinde kanunsuz olarak bulur. Küçük bir hafıza kaybı sebebiyle anılarını kaybeder, kimliğini ve hakkı olan her şeyi elinden alınır. Dikkat : Kan ve Vahşet içerir. " Ben kimim ya da ailem kim?" Şimdi elinden alınan ve kaybettiği şeylerin hesabını sormaya geliyor. Beyaz adayı Buz kraliçesinin izini silmeye geliyor. Gölge serisinin ilk renginin ilk kitabı...

Sıradan asker kurgusu. Yüzbaşı Güneş ve bir anda hayatına giren Ali binbaşı. Aşktan kaçan bir kadın ve aşkına sahip çıkan bir adam. ! Kişiler ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. !

Ben Berfin Kıraç Diyarbakır`da doğup büyüdüm aslen Diyarbakırlıyım 15 yaşındayken babam yani Hasan Kıraç bi görevde şehit düştü Annem ben küçükken babam`dan ayrılmış şimdi 24 yaşındayım ve Yüzbaşı Berfin Kıraç olarak hayata devam ediyorum

"Gölgedeki Kalp" serisinin ilk cildi, gençlerin hayatta karşılaştığı zorluklar, karanlık sırlar ve tutkulu ilişkiler üzerine sürükleyici bir yolculuğa davet ediyor. Ana karakter Ayla, sıradan bir hayattan kaçış arayışıyla yeni bir okula adım atar. Fakat burada, popüler ve gizemli Kaan ile karşılaşması, hayatının akışını değiştirir. Ayla, Kaan’ın derin gözlerinde kaybolurken, onun ardındaki karanlığı ve yalnızlığı keşfetme arzusuyla yanıp tutuşur. Kaan’ın geçmişi, gizem dolu hikayesi ve karanlık sırları, Ayla’nın hayatına tehlikeli bir şekilde sızarken, ikilinin arasındaki çekim giderek büyür. Ancak, kasabanın karanlık yüzü ve Kaan’ın düşmanları, aşklarının etrafında bir tehlike çemberi oluşturur. Ayla, hem kendi duygularıyla yüzleşmek hem de Kaan’ı korumak için mücadele ederken, içsel bir yolculuğa çıkar. Bu cilt, kaybolmuşluk hissi, cesaret, aşk ve keşfedilmemiş duygularla dolu. "Gölgedeki Kalp", okuyucularını bir yandan gençlik aşklarının masumiyetine, diğer yandan karanlık sırların tehlikesine sürüklerken, kendi kimliklerini bulma yolunda atılan adımları da derinlemesine inceliyor. Ayla ve Kaan’ın hikayesi, yeni başlangıçlar ve beklenmedik karşılaşmalarla dolu bir dünyada, kalp kırıklığının ve umudun iç içe geçtiği bir yolculuğun kapılarını aralıyor. Karanlık ile ışığın mücadelesi, sırlar ve gerçekler arasında bir denge kurarken, okuyucuları etkileyici bir serüvene davet ediyor.

Ortada buluştuğumuz anda hiç vakit kaybetmeden kılıç sesleri yükselmeye başlamıştı. Güçlerimizin son demlerindeydik, bizi diri tutan tek şey kazanma arzusuydu. Bana karşı bir hamle yapacağı sırada kılıcına sert bir şekilde vurup kılıcının elinden düşmesini sağladım. Artık savunmasızdı. Kılıcımı bir kez elimde döndürüp üzerine yeniden atıldım. Hamlelerimin ustalıkla üstesinden gelmişti. Tekrar bir hamle yaptığımda göğsünün orta yerinden kesmiştim onu. Dizlerinin üstüne çöküp kestiğim yeri eliyle tuttu, sanki iyileştirebilecekmiş gibi. Kılıcımı yere atıp tam önünde durdum. Miğferini kafasından çıkarmamla geriye doğru bir adım atmam aynı anda oldu. "O"nu yaralamıştım. Hiçbir şey demeden birbirimize baktık bir süre. En son dudakları gururla kıvrılmıştı. "Bunun galibiyet veya mağlubiyet olduğuna sen karar ver." diyip sırtüstü uzandı. Son nefesini böyle verdi.

Jack ve Mila düello dönüşü saklı gerçekler hakkında aileleri ile yüzleşirler. Kral John yeni bilgiler doğrultusunda bir ekip kurulmasına karar verir. Nişan sonrası Akademiye dönerler. Okul dönemi bir ay erken bitirilir. En güvenilir insanlarla yola çıkarlar. Bu arada avcı sınıfı da boş durmaz. Ortalıĝı karıştırmanın yollarını aramaya başladılar.

"Son nefesimi verdiğim ana kadar şu aciz kalbim senin için deli divane olmazsa, ben ölmeyi hak etmiş bir adam olurum. Ve nefesimi kesecek olan o son hamleyi yapman için eline silahı vermekten asla çekinmem. Senden bu konuda sadece bir ricam var. Silahı tam kalbime doğrultmanı istiyorum. " "Neden?" "Çünkü, senin için atmaktan vazgeçmiş bir kalple yaşamak istemiyorum."

Kayda değer bir savaş başlatmak o kadar zor mu bilinmez ama her savaş başladı mı bitmeye değer...🕯

Dünya kıyamete yaklaşmıştı, en azından bilim adamları bunu savunuyordu. Dünyanın farklı yerlerinde yeni türler, yaşam şartlarına uyum sağlama ve insan ırkını daha üst bir seviyeye getirmek gibi sebepler sunularak çeşitli deneyler yapıldı. Deneklerin kendi genetik kodları eklemelerle değiştirilerek birbirinden farklı canlıların özellikleri bu insanlarda gözlemlendi. Mutasyona uğrayıp hayatta kalanlar yer altında olan on dört farklı şehre yerleştirildi. Deneklerin dışında kalan insanlarsa yeni bir yaşam umudu, hayatta kalmak için son bir şans olarak gördükleri bu şehirlerde deneklerden habersiz bir şekilde yaşamaya başladı. On dört şehir kurulduğu sırada çöken ekosistem ve kirlilik yüzünden zengin kesim uzay gemileriyle Dünya`dan ayrıldı. Geride sadece yer altındaki şehirler kalmıştı. Dünya kıyamete sürüklendi.Şehirlerde yaşayan insanlar kurtuldu fakat dışarıda kalan denek hayvanları gibi bazı canlılar kıyamet sonrasında ya ortadan kayboldu ya da yaşamını yitirdi. Bu hikaye kıyametten bin yıl sonra ayakta duran yedi yer altı şehrinde yaşananların hikayesidir. ... "Gök yüzündeki insanlar hiçbir şeyin farkında değil. Güçlerimiz ve yeteneklerimiz farklı ama biz efsane değiliz" dedi Eros homurtulu bir sesle. Yaslandığı duvardan tüm meydanı görebiliyordu. Konsey toplanmış yeni tehdit hakkında konuşuyordu. Gözleri Safir ile göz göze geldiğinde yeni bir maceranın kendilerini beklediğini anladı. Kolay olmayacaktı. En fazla ne olabilirdi ki?

Yılların geçişi, insanlığı hem derin değişimlere hem de yeni bir çağa taşıdı. Gelişmişlikleri arttıkça, bazı insanlar beklenmedik yeteneklerle doğmaya başladılar. Onlara "Yükselen" deniyordu; akılları zorlayan, sıradışı güçlere sahip bu bireyler Dünya`nın geleceğini şekillendirmeye başlamıştı. İlk başta, Yükselenlerin varlığı yaşamı kolaylaştırmış, insanların omuzlarındaki yükleri hafifletmişti. Ancak güç, bazılarının aklını çelmeye ve dengeyi altüst etmeye başladı. Güç hırsıyla deliren yükselenler, öngörülemeyen sonuçlara yol açtı. Dünya`nın dengesi sarsıldı, insanlar korku ve çaresizlik içinde yaşamaya başladı. Yükselenlere karşı artan endişe ve düşmanlık, toplumu parçalamaya başlarken, insanlar bu yeni varlıklardan kurtulma yollarını aramaya başladı. Arden, bu karanlık dönemde Dünya`ya adım atan bir prensti. Ancak Arden`in yolu, hiç de kolay olmayacaktı. Arden, karanlık bir kaderle doğmuş bir çocuğun hikayesini taşıyordu üzerinde. Onun omuzlarında, birçok gölgenin fedakarlığı ve umudu yatıyordu. Arden`in seçimleri, hem kendi kaderini hem de Dünya`nın geleceğini belirleyecekti. "Gölge ve Taç", güç ve fedakarlık temasını derinlemesine işleyen, gizem ve aksiyon dolu bir hikayeyi anlatıyor. Karanlıkla aydınlığın savaşı, umutla çaresizliğin dansı bu sayfalarda can buluyor. Başlangıç: 14.08.2024 Bitiş: -- Lütfen dikkate alınız ki hazırlamış olduğum yazılar, fotoğraflar ve resimler şahsıma ait değerli içeriklerdir. Bu içeriklerin izinsiz kullanılması veya çalınmasına izin vermiyorum.

15 temmuz darbesiydi altı genci ayıran 15 temmuz darbesiydi bir nesli ayıran ayaklanma esnasındaki topluluğun önüne atılan bombardımandan geriye kalan üç genç uyandıkları komadan sonra o katliamın içinden kurtulan tek kişilerin kendileri olduklarını zanediyorlardı yıllar sonra birisi kendini göklerde birisi denizin derinliklerinde birileri ise karada buldu Düzenlenen ancak yarım kalan bir Operasyon sonucu geçmişte kaybetikleri arkadaşlarını onlara hatırlatacak kalplerindeki acıları dindirecek saklandıkları gölgeden çıkaracak iki çift göz yetecekti bunlara yarım kalan hayatlarıda dahil. Gölge Timi görevli olduğu operasyonun yarım kaldıgını zanediyorlardı ancak asıl operasyon yeni başlıyordu.

bir gece ansızın kendi gölgende keşfettiğin aşktın yasak tohumları