DESDANJE - KİTAP OLDU
Jenny Hale, kaçırılmasının ardından bulunduğu yerde hayatta kalmaya bir yandan da kafa karışıklığını gidermeye çalışmaktadır. Ailesi ile ilgili bildikleri doğru mu yoksa yalan mı anlamaya çalışırken bir yandan da güvensizlik duygusu ile yaşamayı sürdürmektedir.
Zamanla gördüğü hiçbir şeyin aslında gördüğü gibi olmadığını anlaması, kendisine söylenen şeylerin gerçek olup olmadığıyla yüzleşmesi daha da gerilmesine sebep olurken büyük savaş kapısını çalar. Kendisinden istenen bu savaşta lider olmasıdır. Peki, bunu kabul edecek midir? Dahası bu savaşta lider olmayı kabul ederse halkını koruyabilecek midir? Bunu zaman gösterecektir.
“Sırlar aralanıyor, gerçeklerin büyük kısmı gün yüzüne çıkıyor. İlk kitapta olanlardan sonra bu kitapta daha da şaşıracak ve öğrendikleriniz ile şok olmaya devam edeceksiniz.”
|
KATİLİMİ TANIYORUM
Bir hata kaç hayata mal olabilirdi ?
…..
Hamit evliydi. Eşi ve dünya güzeli bir kızı olmasına rağmen başka bir kadınla kaçtı.
Nermin her şeyi göze alarak ailesini ezip geçti.
Ailesi bunun bir bedeli olacak dedi ve adamın on yaşındaki kızını, Nazlı’yı yatalak oğullarına eş olarak aldı.
Yasemin kocasının günahını kızına ödettiklerini gördüğünde yemin etti.
Yıllar geçti ve o kız büyüdü. Esaretinden kurtulmak için ilk adımını attı.
Komiser Yağız Hancıoğlu, doğudaki zorunlu görevinin son günlerinde bir operasyon daha gerçekleştirir. Sınırdan kaçak yollarla mal taşıyan kamyonu yakaladığında başına geleceklerden birhaberdir.
|
ZEMHERİ
Kader değil lanet;
Bu durumu ben seçmemiştim,üzerimdeki bu yükü omuzlarıma beni seçenler koymuştu. Ben seçilmiştim…bu bir yarışma değil, bir rekabet değildi. Ben seçilmiştim…suçum ise kadın olmak mıydı? Hayır suçum kadın olmak değildi, suçum yoktu buradaki hiçbir kızın suçu yoktu. Ben seçilmiştim ve bu kadar değil lanetti.
|
Günahkâr Şairin Esareti
Ünlü şaire bir gazete yazarlığı teklifinin gelmesi üzerine yaptığı yorumdan dolayı tutsak edilip öldürülmesi ve katilinin hapisten çıktıktan sonra yeni bir hayata başlamasından esinlenmiştir.
Keyifli okumalar...
|
LAHZA
Her an yeni bölüm gelebilir!
|
PATRONA -İntikamın Doğuşu-
Adalet, yüzlerce yıl geçmişin aksine, artık piramidin üstündekiler için dönen bir çarktı. Çoğu zaman adaletin yerini bulmadığını zaten biliyordu. Ama hiç adaletsizliğe uğramamıştı.
Edilen tehditlere boyun eğip susanlar, korkularından yaşadıkları haksızlıkları görmezden gelenler, benim onlarla uğraşmaya gücüm yetmez deyip pes edenler. Yanlış kararlar, yeniden görülen davalar, sonuçsuz kalan suçlamalar...
`Adalet geç de olsa mutlaka gelir` diye düşündü ömrü boyunca. Ama Kayalık Cinayeti Soruşturması sonunda olanlar, adaletin; güç, para ve şöhretin gölgesinde kaldığını öğretti ona acımasızca.
O günden sonra mavi olan gözleri zalimliğinden koyuldu. Karşısındakine bir hiç gibi bakan, intikam için her şeyi yapacak kararlılıkta olan ve insani duyguların zerresini barındırmayan lacivert gözlere sahipti artık.
Adalet o duruşma günü, faillerini herkesin tanıdığı kişiler tarafından katledilmişti. Adalet o gün, gücü elinde barındıranlar tarafından darağacına asılmıştı...
Artık adaleti kendi sağlayacaktı. Artık adaletin patronu o olacaktı.
[Kurgu tamamiyle şahsıma aittir. Alıntı yapılıp kaynak belirtilmemesi ve çalınması durumlarında hukuki süreç başlatılacaktır.]
|
Şansın Böylesi
🍀
Eğlenceli bir ailede büyüyen Karadenizli bir genç kadın, Gözde Gündoğdu.
~Bir yanı Melek misali olumlu..
~Bir yanı Şeytan misali olumsuz..
Hayatı boyunca şans kelimesinin ne anlama geldiğini bilmeyen, tam şanslıyım dediği anda muhakkak bir hayal kırıklığı yaşayan, hatta şans kelimesini sözlükte dâhi baksa bulamayacak olan Gözde, sonunda yıllardır beklediği Şansı ile hiç ummadığı ve hayal dahi edemediği bir yerde karşılaşır..
Peri masallarının o tozlu pembe düşlerine takılıp, gerçek hayatın maviliğine düşerken aslında fırsat tamda ovarlokçu gibi ayağına denk gelir..
Ve Gözde bu şansını en iyi şekilde değerlendirirken, dostlarının da bu durumdan payını almalarına Büyük bir katkı sağlar !
Eğlenceli ve Macera dolu bu hikaye, Gözde`nin yaramaz ve vurdumduymaz erkek kardeşleriyle birlikte daha bir eğlenceli ve tadından yenmez bir Aşk hikayesine dönüşüverir.
Dip Not/ Lütfen bu kitapta geçen tüm erkek karakterlere ve özellikle de Tekin`e aşık olmaya hazırlıklı olun ❣️
HayalperestAnka //
~~~~~~~~~~~~~~~~~~
KİTABIN İÇİNDE
ÖZENLE ÇİZİLMİŞ KOMİK
VE ANLAMLI KARİKATÜRLER
BULUNMAKTADIR 😈😇
💫 2021 Eylül / Kitap olarak çıktı
💫 2022 Temmuz / Tekrar Wattpadde yayınlandı
UYARI❗( BASILI ESER )
KİTABIM TAMAMEN KENDİ ŞAHSIMA VE HAYALPEREST RUHUMA AİTTİR. KİTABIN ÇALINMASI VE KOPYALANMASI TAKTİRDE YASAL İŞLEMLERE BAŞVURULUR !
|
KOF
Bugün tam bir ay oldu buraya geleli. Dört duvarın arasındayım. Küf kokuyor burası, biraz da is. Derin bir koku çekiyorum içime, işte diyorum kendime; İşte benim yaşama sebebim bu.
Zar zor sığdığım yatak bu gece bana dar olmakta kararlı, uyku denen o lanet şey girmiyor gözüme. Bedenim bir külçeden farksız, dört gündür uyumamışım. Yine girmiyor. Gözümü her kapattığımda cesetler beliriyor o karanlıkta. Ceset denmez ona, olsa olsa leştir o. Derdi amcam yanımda olsaydı. Haklı, leşti her biri.
`İlk günler kusarsın sürekli, uyuyamazsın, rüyana girer kabus ederler.` Demişti amcam, şimdi söylediği her şeyi yaşıyorum. Apansız bir ürperti geliyor engel olamadığım, rüyalarımı kabus ediyorlar epey bir vakittir.
Bunların hepsi birkaç aya mazi olacak, biliyorum. Ne artık rüyama girecekler, ne de leşlerini görünce kusacağım. Ben artık öldürmek için yaşayacağım.
Ben kim miyim?
Ben Dinçer, Dinçer Demirsoy. Başka da hiçbir şey değilim zaten. Hayatta bir şey olmak için işte şimdi tam da buradayım. Tek bir kelimeyle anlatamadığım bu şehirdeyim. Ölü kentteyim, ölü zırhlarının içindeyim, leşlerin her gün daha da arttığı bir mezarlıktayım.
|
Sessiz Çığlık
Tunç, sıradan bir dedektif değil. Kayıplarının gölgesinde boğulan, alkolle unutmaya çalışan, her gün biraz daha çözülen bir adam. Ama şehirde işlenen yeni bir cinayet, onu tekrar gerçeğin sert yüzüyle karşı karşıya getiriyor. Genç bir tekstil işçisinin ölümü, elit bir iş kadınının evinde bulunmasıyla daha da karmaşık bir hal alıyor. Asistanı Elif`in desteğiyle cinayetin gizemini çözmeye çalışırken, Tunç`un zihnindeki sessiz çığlıklar giderek daha güçlü yankılanıyor. "Sessiz Çığlık", sadece bir cinayeti değil, geçmişin yaralarını da deşecek bir hikaye.
|
Külleri̇n İzi̇
"Üç kara gül, üç mucize ve üç doğuş..."
&
Küçük yaşta ailesini kaybeden Doğa, büyüdüğünde anne ve babasının katili olan kuzeni tarafından bir not buluyor. Bu sayede yıllar sonra katil, yeniden kızın peşine düşüyor. Doğa, davanın yeniden açılmasıyla birlikte başkomiser Aral Şahin ile tanışıyor. Katili bulma süreci, hayatın onlara olan sürprizleri, gerçeklerle yüzleşme ve beklenmedik olaylar arasında bir de aşk dahil oluyor.
Ama bir sorun vardı, aşklarını zedeleyen koca bir sorun...
|
ADEN
Konuşmamızın başından beri arkasında sakladığı elini öne doğru uzatınca nefes alamadığımı hissettim.
-Bu Sarı Gül`ün senin için anlamını öğrendiğim günden beridir sana hediye etmek için can atıyordum. Aden ölüm anlamını taşıyan her şey sana çok yakışıyor.
Elime Tutuşturduğu Sarı Gül`e ağlayarak baktım.Bütün bunları hak etmişmiydim gerçekten.
Dönüp giderken arkasında bıraktığı enkazdan bir haberdi. Dizlerimin üzerine düşerken hıçkırarak ağlamaya başladım.
BEN SARI GÜL İSTEMİYORDUM Kİ...
Aden`in İntikam Dünyasına Hoş Geldiniz
YAZAR:BAHAR BOZKURT
YAZMA TARHİ:06/24/2024 Haziran
|
Yaz
"aşk komiserim aşk, bildiğin delilik!"
|
11: Saatlerin Esareti
Her şey; hayattaki tek varlığımın, biricik kuzenimin öldürüldüğü gece başladı.
Onu kanlar içinde yerde yatarken görüp yanına koştuğumda, vücudundan akan kanın sıcaklığına tezat buz kesen tenine ellerim temas ettiğinde atmayı bıraktı kalbim.
Sonra evin içinde üzerime gelen katilini görünce iflas etti beynim.
Bedenim kaskatı kesilip bir puttan farklı görünmediğinde kayboldu yaşam belirtilerim.
Ölümle yaşam arasında sıkışıp kaldığım an, yaşamak isteyen kalbimin bir polisin kalbine sımsıkı sarılmasıyla başladı serüvenim.
Onun güven veren ellerini tuttu ellerim.
Umudun ışıltısını saçan gözleriyle buluştu gözlerim.
Onun sayesinde güçlü olmak nedir bildi tüm benliğim.
O beni sarıp sarmalarken saatleri esir eden bir psikopatla cebelleşti kaderim.
|
Pluviophile/Mafya
Mesajda şöyle yazıyordu: "İnsanları öldürmeyi seviyorum, çünkü bu, ormanda vahşi hayvan avlamaktan daha eğlenceli çünkü insan, öldürmesi en tehlikeli olanları..."
|
Vals
Başlangıç: 27.06.24
Yüksek tavanlı salonun ortasında, rengarenk süslemelerle donatılmış masaların arasında dolaşan genç bir kadın vardı. Etrafındaki konuklarla içtenlikle sohbet ediyor, gülüşü neredeyse ışık saçıyordu. Güzel gözleri vardı, o yaşına kadar herkes ona böyle söylemişti. Kırmızı elbisesi, kırmızının en güzel tonuydu, saçları, siyah renginin en koyusuydu. Tam o sırada, salonun diğer ucunda, kravatı gevşemiş ve gülümseyen bir adam belirdi. Yeterince uzun boyluydu, esmerdi. Adam, çevresinde tanıdık bir yüze bakınırken kadının elbisesi dikkatini fazlasıyla çektiğini fark etti ve istemeden de olsa kadına odaklandı.
``Bu kim?`` diye geçirdi içinden. Kadını kendisinin tanımamasına rağmen, birçok kişinin kadını tanıdığını fark ettiğinde kadının gözleri, salonda dans eden gelin ve damattan, o adama kaydı.
|
Kardeşimin Ailesi
Merhaba..
Ben Aybüke.. Anne ve baba sevgisinin ne demek olduğunu bilmeyen o küçük kız çocuğu.
Ben Aybüke.. Küçük yaşta büyümüş sonrasında da minik kardeşini büyütmeyi kendine görev edinmiş o kız.
Ben Aybüke.. Kendi başına ayakta durmayı öğrenmiş kendisine ve kardeşine yetinmeyi başarabilmiş o kadın.
Ve ben Aybüke.. Yıllarca kardeşine adadığı hayatının bi anda kardeşinin gerçek kardeşi olmadığını öğrenmesi ve kardeşinin gerçek ailesinin ortaya çıkmasıyla hayatı alt üst olmuş o kadın.
Peki acaba gerçekten alt üst mü oldu? Hem dememiş mi Şems-i Tebrizi "Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden güzel olmadığını?"?
Alt üst olmuş hayatıma hoşgeldiniz.
|
Numara 318
Leo Santoro, genç yaşta mafya dünyasına adım atan, ailesi tarafından saygı gören bir adamdır. Ailesi, Roma`nın en güçlü ve köklü mafya ailelerinden biri olan Santoro ailesidir. Leo, babası Don Vittorio Santoro`nun ölümünden sonra aile işlerini devralır. Ancak Leo, eski mafya yöntemlerinden uzaklaşıp işleri daha modern ve yasal görünümlü yöntemlerle yürütmeyi hedeflemektedir.
Bir gün tanıştığı Isabella De Luca, hem hayatının hem de planlarının tamamen değişmesine sebep olur.
|
GİRİFT (Gerçek ailem)
"Sen bunu biliyormuydun gerçekten ? "
Diye sordum. Ağlamak istemiyordum ama gözyaşlarım durmuyordu. Ben babam olacak bu adama fazlasıyla alışmışken bu biraz ağır olmuştu.
"Biliyorrdum tabikide " konuşurken sarhoş olduğu için kelimeleri tam toplayamasa da dediklerini anlayabiliyordum. Biraz güldü sonra kafasını dizlerimin üzerinden kaldırıp sağ elimi tuttu avuç içimi açıp ay şeklindeki doğum lekemin üzerinde yavaşça gezdirdi parmağını. Yüzüne baktığımda gözünden bir damla yaş düşmüştü. "Nasıl tanıdım seni biliyormusun ? "Dedi ve gözlerime bakarak devam etti " 2 sene önce elimi tuttuğunda bu doğum lekesinden anladım " dedi ben ise daha çok ağlamaya başlamıştım.
"Peki neden hiç yanıma gelmedin ? "Diye sordum. Bunu yüreğim kaldırmıyordu diğer çocuklarıyla mutlu mesut yaşarken hatta bir de üvey evlat edinmişlerken bir ben mi fazlalık gelmiştim.
"Öyle olması gerekiyordu " dedi ve tekrar küçük bir çocuk gibi dizlerime yattı.
O zaman istenmemişken şimdi neden benimle yaşamak istiyorlardı? Hiç bir sebep bulamazken sadece aklımdan geçen şey buradan gitmekti.
Buradan gitmem herkes için iyi olacaktı .
|
Metresin Kızı
Kumral olan "Metresin kızı değil misin?" dediğinde donup kalmıştım.
Küçük çocuklardan duymak başkaydı, aklı başında insanlardan duymak başkaydı. Arkamdan konuşmaları bir yere kadar tamamdı, korkak işiydi de yüzüme söyleyecek haddi, cesareti nereden buluyordu bunlar?
*
İlerleyen bölümlerde +18 kısımlar olacaktır.
İlk kez 05.04.2023 tarihinde wattpad`de yayımlanmıştır.
Kitappad`de yayımlanmaya başlama tarihi: 28.08.2024
|
İkimizin Yalanı
Sadece bir gecede değişmişti hayatım, bir gece bir saat, tüm hayatımı değiştirmeye yetmişti. Beni katil etmeye bile yetmişti...
Annem ve babam sadece bir gece içerisinde kopmuştu benden. Bir tarafım yarımdı artık. Şimdi ise birileriyle tamamlamaya çalışıyorum o yarım kalmışlığı.
Hep onların intikamını almak için çalıştım, ama alamadım. Belkide şimdi ise başkalarının intikamını alarak içimi soğutmaya çalışıyordum.
Ben artık elleri kanlı, katil biriyim. İğrenç bir insanım. Adaleti sağlamak için avukat olmuştum, yasadışı işlerle uğraşanları içeri attırmak için uğraşıyordum, ancak kendim yasa dışı işlere bulaşmıştım.
Bir kere yaptımmı devamı bir sökük gibi gelmişti. Artık elimde ki kanı ise kimse temizleyemedi.
Ben, Avukat İlke Yaman değildim. Ben köpeklere adalet tasması takan bir katildim.
!!!DİKKAT!!!
Bu kitap; cinayet, kan, +18 içerikler bulundurmaktadır
|
Zamanın Silgisi
Instagram: zamaninsilgisi
Wattpad uygulamasında yayımlanma Tarihi 19 Aralık 2021
⚖
(Kişi, kurum ve kuruluşlarla alakası yoktur. Her şey bir kurmacadır.)
⚖
"Belki sen beni her görüşünde pişman olacaksın, artık yüzümü görmek istemeyeceksin hatta en kötü." doğru cümleleri arar gibi bir saniye durup nefes aldı. "Bir daha karşılaşmayacağız ama, ben bin kere düşündükten sonra bunu yapacağım ve hiç pişman olmayacağım." sol eli yanağımı bulunca gözlerimi kapattım. Bunu yapmamalıydı...
Bir haftadır ara ara denk gelen daha önce kimse de duymadığım koku akın akın ciğerime dolarken ne yaptığımızın farkına vararak ikimizi ayırdım. Gözlerim kapalıyken hissettiğimden çok, aldığım kokusu, ilk geldiğim güne dönmeme sebep oldu. Ve sonrasında olanlar aklımdan bir bir geçti.
Ben şu an kimseyi tehlikeye atamazdım. İlk defa ailem öldüğünden beri birini bu kadar çok kaybetmekten korkuyordum.
Ne söyleyeceğimi bilmiyordum, tekrar konuşan Eymen oldu.
"Rana?" ağzımı araladım "Ben-" beklenti içinde yüzüme bakıyordu. Tepkimi ölçüyorsa oldukça şaşkındım ki konuşamamıştım bile.
|
ZİNCİRLEME CİNAYET | Kıyamet Sezonu
İstanbul’un her bir köşesinde ard arda cesetler bulunmaya başlanır. Tüm ülke ayağa kalkar.
Herkesde korku ve panik hakimdir. Birbiriyle alakası olmayan bu insanları birbirine bağlayan tek şey kanlarında ne olduğu saptanılamayan tuhaf bir maddedir…
İstanbul’un bir seri katili mi var?
Katil kurbanlarını nasıl seçiyor?
Maktüllerin kanlarında bulunan bu madde ne?
Komiser hızla odaya girdi.
“Başkomiserim maktülü araştırdık.”
“Eeee kimmiş? Neciymiş?”
“Başkomiserim bir bilgiye ulaşamadık.”
“Anlamadım?”
“Başkomiserim, maktülün ne adını bulablidik ne ailesini ne de işini. Adamın hiçbir yerde kaydı yok. Hiçbir mobese kamerasında gözükmüyor. Sanki hiç doğmamış, sanki hiç yaşamaış gibi. Sanki…sanki bu dünyadan değil gibi…”
|
ZÜMRÜDÜANKA'NIN ATEŞİ
Zeliha bloom`un kaderi o daha doğmadan yazılmıştı kaderinde zümrüdüanka kuşu gibiydi küllerinden hep yeniden doğacaktı...
|
BEYAZ ya da SİYAH
Ülkenin en tanınan mafyalarından Nedim SOYKAN, MİT`in takibine alınır. Asayişin özel ekiplerinden Altay DEMİR` in ekibine denk gelir.
Ekip; Yolsuzluk, yasaklı madde üretimi ve ticareti yapan SOYKAN ailesinin içine sızmak için operasyon düzenler. Nedim`in ortağı İspanyol mafyası Andres SANCHEZ ve kızı Valeria SANCHEZ ile planları ne olduğunu ortaya çıkarmak için düzenlediği operasyonda yaşanan gelişmeler ekip arasında çıkan sorunları beraberinde getirir ve ortada derin bir soru oluşur.
Beyazlar hep siyahlara yenilir mi? Hep karanlıkta mı kalır gerçek?
"Hani gerçekler her zaman gün yüzüne çıkardı, hani haklıyla haksızı ayırırdı. İyi ile kötüyü ne zaman, nerede hani yok gerçek yok, kimin yaptığını bile bilmiyoruz."
"Bu öğrenemeyeceğimiz gerçeğin var olmadığı anlamına gelmez Efsun yapma böyle."
"Bu dosya haddinden fazla büyüdü Deniz."
"Farkındayım."
|
Ayrılsak Ölürüz Biz Texting
Yaren, Komutan Akın`ı mesleği yüzünden bırakır. Yaren bu duruma daha sonradan pişman olsa da geri dönmek ister. Ve Akın` a mesaj atar.
Devamını hadi gelin birlikte okuyalım.
Siz: Ayrılsak ölürüz biz.
Siz: Bir bedende bütünüz biz.
Siz: Ellerde ölürüz biz.
Siz: Yok dokunduğun her yerim acıyor şimdi.
Siz: Gidemezsin ki, gidemezsin ki.
Siz: Biliyorum deli gibi sevdin.
Siz: Ayrılalım artık diyemezsin ki, diyemezsin ki.
053**: Sen kendin gitmeyi tercih ettin.
053**: Ben her şeye rağmen sana kal dedim.
Siz: Hatırlar mısın?
Siz: Bu şarkı bizim şarkımızdı.
Siz: Senden sonra bir daha bu şarkıyı dinleyemedim.
Siz: Dinlemeyi geç.
Siz: Şarkıyı duyduğumda seni hatırlamamak için kuytu köşe bir yere geçip ağlıyordum.
053**: Sahi, söylesene.
053**: Ağlamak unutmak için çözüm niteliğinde mi?
053**: Eğer öyleyse gittiğinde benim senin için döktüğüm gözyaşları neydi?
|
KELEPÇE ( Mür )
Sevgide intikam olur muydu?
İntikam varsa o sevgi olur muydu?
Benim hissettiğim sevgi miydi? İntikam mı? İçimde hangisini büyütüyordum?
Aklımla kalbim arasında bir savaşta kalmıştı. Kazanmasını istediğim taraf her ne kadar aklım olsa da, kalbimin hissettiği gerçek hisler burada olduğunu belli edercesine çarpıyordu.
Arafta kalmıştım. Ne yöne dönersem canım yanacaktı.
Bir seçim yapmalıydım.
Ya beni yakan canı yakacaktım. Ya da beni yaşatan canı.
|
DOLUNAYIN VECHİ
Geçmişinde büyük bir sırrın olduğuna inanan ama hatırlayamadığı için bunu ispatlayamayan genç bir kadın...
Yaşadığı ihanetten sonra ailesinden başka herkese gönlünün kapılarını kapatan, kendini yalnızca işine adayan genç bir adam...
Ve DOLUNAY...
Her şey dolunaylı bir gecede başlamıştı.
Dolunaylı bir gecede devam etmişti.
Ama dolunaylı bir gecede son bulmayacaktı.
Çünkü kader buna izin vermeyecekti.
Genç kadın, var olduğuna inandığı sırrı açığa çıkarmak için çok fazla beklemişti. Ancak ansızın masasında bulduğu not, daha fazla beklemeyeceğinin kanıtıydı.
Artık yola çıkma zamanıydı. Hem de hiç tanımadığı genç bir adamla beraber.
|
AHSEF
Ağrı`da görev yapan Dilhan Hande, sınıf öğretmenidir. Öğrencisinin elinde gördüğü dergiyi inceleyip şüphelendiğinde polis olan babasına haber verir. Askerler dergiyi bulmak için okula geldiğinde, işler çok farklı yollara sapar.
"Bu benim künyem," dedi. "Sana bunu bırakıyorum, Hande çünkü sana her daim döneceğimin sözünü veriyorum. Bir asker künyesiz kaldığında kaybolmuş gibidir, ben sana her geldiğimde kendimi bulacağım ve kendimi bulmak için hep sana geleceğim."
|
Binbaşı Ve Başkomiser Kurt
Binbaşı Ömer KURT...
Anne ve babası şehit olduktan sonra yetimhane de büyüyen Ömer, vatanım için son kanıma kadar savaşacağım diyerek asker olur. Kalbini ikiye bölüp yarısına vatanını, yarısına ise sevdasını koyar. Ve o vatanı ile sevdiği için her şeyi yapmaya hazır bir KURT.
Başkomiser Tomris KURT...
Yıllar önce Tomrisin aile evinden gitmesi ile başlamıştı her şey. Ailesine 16 yaşında kavuşan Tomris, 18 yaşında uğradığı iftira sonucu bir daha geri dönmemek üzere yeminlerle gitti Urfadan. Bilmiyordu bir gün o yeminin bozulup; canı, cananı, aşık olduğu kocası ile geri oraya döneceğini.
|
Bir Güz Mevsimi Geldin
Kaçmak istiyordu. Kendisine yaklaşan kişinin tehlikeli biri olma ihtimaline az önce duyduğu gök gürültüsünden daha fazla korkuyor ve bir an önce kaçmak istiyordu. Ama ellerini yere bastırıp kalkmaya çalıştığında son derece güçsüzleşen bedeninin koşmaya takati kalmadığını anladı.
"Hanımefendi?"
Kulaklarına ulaşan sesin ardından görüş alanına kocaman siyah botlar girdi. Güçlükle ayağa kalkıp başını ağır ağır kaldırdı. Genç bir adam, yağmurda ıslanıp ıslanmadığına aldırmadan endişeli sayılabilecek bir yüz ifadesiyle kendisine bakıyordu. Çatık kaşların altındaki ela gözler, araba farının ışığı altında parlarken; hayatına kabus gibi çöken başka bir adamın mavi gözlerini anımsayıp yeniden yırtıcı bir korkuyla bağırmak istedi. Fakat sanki sesini bile yitirmişti.
Önce genç adamın montundan akıp giden su damlalarına ardından da kendisine tereddütlü adımlarla yaklaşan iri botlarına baktı. Sadece tek bir adım geriye gidebildi. Vücudundaki uyuşukluk artıyor, başında nabız atması gibi zonklayıp duran o ağrı şiddetleniyordu. O, bir adım geriye gider gitmez adamın botları son kez çamura batmış, başka bir adım atmaktan çekinmişti. Duraksayan adımlara bakıp bu adamın kötü biri olmadığına hükmetmek istedi. Ama karşısındaki bir yabancıydı ve ona ne kadar güvenebileceğini; doğrusu güvenip güvenmemesi gerektiğini kestiremiyordu.
|
0% |