Seri katil (Gerçek Ailem)
Bir seri katil düşünün, yaşadıkları hiç normal olmayan bir kadın seri katil. Bir gün yaşadıklarına dayanamayıp kaçarken biriyle karşılaşması sonucu pislikleri öldürmeye başlamış bir kadın...
UYARI! Küfür vb kötü örnek oluşturabilecek şeyler olacaktır. Rahatsız olanların okuması önerilmez.
|
KÜLDEN ELBİSEM
Dünyayı perde arkasından yöneten seçkin aileler, çocuklarını gelecekte yönetimi devralacak varisler olarak özel bir eğitimle yetiştirirler. Bu aileler "Ulular", onların çocukları ise "Veliahtlar" olarak bilinir. Yedi kişiden oluşan Veliahtlar ekibinin başındaki kişi, Baş Veliaht Arem Barkın Soykamer’dir. Arem’in kalbini çalan kadın Melisa Aksel’dir; ancak Melisa, Arem’in gözleri önünde acımasızca öldürülür. Aynı zamanda, eski asker olan bir baba gizlice kızını bu sistemi yok etmek üzere eğitmektedir. Onun amacı, Ulular ve Veliahtlar düzenini yerle bir etmek ve intikam almaktır. Kızı Hera Türkeş, Melisa’ya olan benzerliğiyle dikkat çeker. Arem, Melisa’ya tıpatıp benzeyen Hera’yı gördüğünde, ekibin diğer üyelerini umursamaz ve onu Veliahtlar’ın arasına dahil eder. Hera`nın asıl görevi Veliahtlar arasına sızarak devlete muhbirlik yapmaktır. Ancak işler planladığı gibi gitmez; Arem’in yıllar önce kurduğu stratejik tuzaklar, Hera’nın tüm kaçış yollarını kapatmıştır. Hera Türkeş, Melisa Aksel için yıllar önce hazırlanmış bir planın parçasıdır ve şimdi yeniden Arem tarafından bir kez daha kullanılacaktır. Yedi Veliaht ve bir tanrıçanın mücadelesi, işte bu noktada alevlenerek başlar ve yangın sönüp her şey kül olduğunda sona erer.
|
Yıllar Sonra (Alçin)
Gerçek Ailem serilerinden. Alçin gerçek ailesini bulduktan sonra hayatını nasıl şekillendirecek ve nasıl zorluklardan geçecek? bu soruların cevabını hep beraber öğrenelim.
|
ALTIN KAFES
"Bana geri geleceğini nerden bileceğim? Bilemem. Gidemezsin hiç bir yere."
Cümlelerini gözlerinden akan iki damla yaş mühürledi.
Sonra üç damla.
Sonra beş.
"Ben hep geri gelirim. Zorundayım."
"Ama mecbur olmasan gelmeyeceksin işte." diye bağırdı nefesi yettiği kadar.
"Gözlerinde görüyorum bunu. Yaşamak istemiyorsun ki sen, senin derdin yaşatabilmekle."
Ne kadar da doğruydu. Ne kadar da senelerimin özetiydi. İçimde kaynar bir yanardağ vardı ve patlamamak için direniyordu. Üstelik doğasında patlamak varken.
İçimde kopan fırtınaları gözlerimden okurken aramızdaki mesafeleri aştı. Göz göze, dudak dudağa, nefes nefeseydik.
Ama birbirini her şeye rağmen seven o iki insandan oldukça uzaktık.
"Eğer bana geri gelemezsen bu şehri bundan sorumlu herkesin başına yıkarım. "
Burnunu saçlarıma dayadı ve derin bir nefes çekti içine.
" Eğer bu kokuyu bir daha soluyamazsam bundan sorumlu herkesi yerin yedi kat altında olsa yine çıkarır mezara koyarım."
Geriye çekildi ve gözlerini dudaklarıma kilitledi.
"Eğer," dedi sustu ama ben anladım. Devam ettirecek cesareti yoktu ama benim onu anlayacağımı biliyordu. Benim onu aldığı nefesten bile tanıyacağımı da zaten hep bilmiyor muydu?
"Şimdi bunları bilirken, git bakalım gidebiliyorsan."
Ve gözleri alev alev benimkileri yakarken, ruhlarımız arasındaki mesafeyi ilk kez hiçe saydı. Cümlelerini sessiz bir anlaşmanın maddeleri yerine koydu ve anlaşmayı hem en beklediğim hem de en beklemediğim şekilde mühürledi.
Dudaklarıyla.
|
Bir Hayat Bin Hayata
Ünlü cerrah Alya Neva Hanzade, hayatını duygudan yoksun hale getiren, kendini işine adamış güçlü bir kadın.
Alya Neva Hanzade, kimine göre tam bir soğuk nevale, kimine göre ise tam bir örnek kadın. Kendini birden DNA testinde bulan Alya için işler pek kolay olmaz ancak karşısına çıkan insanlar ve yaşanacak olaylar onu çoktan buna hazırlamıştır.
|
KIZIL KURŞUN
O kurşun bir bedene saplanıp kızıla boyandıktan sonra başlamıştı içinde bulunduğumuz bu savaş...
|
Ben bana yeterim
Bazen bir insanın gerçekleri görebilmesi için büyük bir hüzüne kapılması gerekirdi. Lakin tüm hüzünlerin ve acıların bir sonu vardı. Yeni aşklar, yeni kitaplar.
|
Acıma Sız
"Kimsiniz?" diye sordu. Verebilecek çok cevap varken ona verebileceğim tek şey bu oldu.
"Güzel soru, biz kimiz? Biz Tertiadecima Generatione sizin deyiminizle TG`yiz.
.
.
.
"Bu arada." diyerek giriş yaptı tekrar cümleye. "Zaaflarını fazla belli ediyorsun dikkat et düşman en çok oradan vurur."
"Sen gibi mi?" dedi kaşlarını kaldırarak.
"Beni karşı tarafına mı koydun?" diye sordu Marcena.
"Nereye koymalıyım?" diye soruya soruyla cevap verdi Berk.
"İnsan kendi kararının sonuçlarını çevresiyle öder. İyi düşün... bana yetersen ve ben istersem karşında olurum. Ama benden sana tavsiye kazanamayacağın kumara girme çünkü bu karşındaki kadın kumarda senin masaya koyduğun miktarla yetinmez senden fazlasını alır. Kanını, canını, çevreni, yolda selam verdiğini bile. Pis oynarım ben söylemiş miydim bu arada? Tıpkı büyüdüğüm yer gibi... Pis oynarım ve sonrada ellerimi silip hiç pislenmemiş gibi temiz temiz güle oynaya ayrılırım yanından. Şimdi tekrar düşün beni karşına alabilecek misin?"
"Sen!" dedi hiddetle. "Gerçekten de göze alınamayacak bir tehdit ama aynı zamanda göz önünde bulundurulması gerekilen bir kadınsın. Karşıma alsam ve seni yensem kaybedecek olan yine ben olacakmışım gibi geliyor. Yanlış mıyım?" diye kendince bir çıkarımda bulundu.
"Doğru." Kafasını salladı ağırca aşağı doğru. "Doğru lakin eksik."
"Sen beni karşına alamazsın, ben istersem senin karşına geçerim ve sen bunu bir lütuf olarak sayarsın." dedi gülerek.
.
.
.
|
ÖLÜMLE BAŞ BAŞA
Genç bir bordo bereli olan Armin, mesleğe ilk girdiğinde tanışmış olduğu timini anlamsız bir şekilde kaybetmesiyle gözlerini aralar. Zihninde dönen yardım çığlıkları, ihanetlerin hançer darbeleri ve daha nicesine cevap ararken gelen emir ile Hakkâri`ye gider. Yeni hayatının ilk adımını, tanımadığı bir şehir ve yabancı simalar ile karşılarken her şeyin normale döneceğini umut ederek kendini yeni timine adar. Peki Armin gerçeklerle yüzleşmeye ve güvendiği insanlardan alacağı darbeleri taşımaya hazır mıdır?
Yeni şehir, yabancı yüzler ve sersem adımlar...
"Arkamdan vurması değil, gözlerimin içine bakarak vuracaksın!"
Yazılan tüm bölümlerde geçerli olmak üzere;
Bölümlerde adı geçen kurum ve kuruluşlar, gerçek hayattan esinlenme olup, kalan yerlerin tamamı yazarın hayal dünyasına dayanmaktadır. Kitabın gerçek kurum ve kuruluşlarla ilgi-alakası yoktur, tamamı kurmacadır.
Ölümle Baş Başa adına yazılan bir kurgu olarak, kitap içeriği, alıntılar ve bölümlerin tamamı Duru Taşkulak`a aittir. Uyarlanma veya kurgunun alıntılanması sonucu, adli işlem başlatılacaktır.
|
GERÇEK BAĞ
25 yıl sonra gerçek ailemi bulursam nolurdu acımı yoksa sevinç mi peki ben hiç bişey hissetmesem "ben almira dolunay soylu şimdi ne yapacaktim onlara güvenmeli miydim ya yine ykılırsam bu sefer bunu kaldıra bileceğimden emin değildim ... "
|
Aşk Ortağı'
iki farklı dünyanın iki farklı başarılı ismi. Geçmişleri beraberdi ancak gelecekleri için durum aynı olamamıştı. yapılan bir kaç hata ve kazılan kuyular kaderin silesini bir çırpıda silmişti. Ancak ipin iki ucu hala sımsıkı tutuluyor ve ümitle besleniyordu. Gelecek pek uzak değildi veya da çoktan yaşanmıştı.
|
‘Yıldızların Ardında• /AJN serisi 1/
Okuyabileceğiniz en güçlü kadın karakter. Ajanlar, silahlar, gizem, sırlar, acılı bir geçmiş, büyük bir AJN okumak istiyorsanız seveceğinize emin olduğum bir kurgu. (Şiddete özendirilmemekle birlikte kurgu gereği şiddet unsurları, kan, ters köşe, yine özendirilmemekle birlikte vurmalı kırmalı sahneler var. Eğer rahatsız olacaksanız okumamanızı tavsiye ederim.) (Kapak,isim,karakter şablonu ve kurgu tamamen benim eserim olmakla birlikte izinsiz alınırsa yasal işlem uygulanacaktır!) Not: Ulaşmak/ izin istemek isteyenler için pint bırakıyorum: “didomukitkatmı” bu hesaptan dilediğinizi yazabilirsiniz. Keyifli okumalar,
|
BUTİMAR
Hayatımız boyunca sürekli ismi anılan güçlü kadınlar vardı. Dile asla güçlü kadın olarak gelmez, öyle telaffuz edilmezdi ancak anlatılanlar, hakkındaki söylenenler hissettirirdi bize. Belki de onlara hitap edebilme için iki kelime yeterdi. Güçlü kadın...
Mesela zirve sadece Fatma ŞAHİN`e, Ümit BOYNER`e, Aslı ÇAKIR ALPTEKİN`e, Sezen AKSU`ya, Nazlı ILICAK`a mı aitti? Evini toparlayan bir kadın da güçlü değil miydi? Veya içindeki acılarını layıkıyla taşıyabilen? Düştüğü yerden kalkabilen veyahut orada öylece oturup acısının geçmesini bekleyen de güçlü kadın tabirine uymaz mıydı?
Belki de o tabirlerin arasına sıkışıp kalmış kelimelerden firar edip özgürlüğüne kavuşabilecek onlarca güçlü kadın vardı. Güçlü kadın olabilmek, kendini görebilmekti belki de...Yorgun, kırık yanlarını sonuna kadar yaşayıp daha sonra da dimdik ayağa kalkabilmekti. Bazen aynaya bakınca görmekten korktuğun şeytani kişi olup, zaman zaman pamuk şekere saldıran kız çocuğu olabilmekti. Ama kadın olmak çoğu zaman yanında, yörende, yörüngende olan insanlara anne olmamışken bile anne olabilmekti. Saç okşayan, dert dinleyen, gözyaşı silen ve her an ile gurur duyabilen.
Gözünü kapattığı zaman kuş kadar özgür hissedebilmeliydi mesela güçlü kadın tabirine uyanlar. Veya kendini kalıplara sokmamalı ancak akla gelen ilk kişi olmalıydı. Belki de kenarda köşede kalmalıydı. Ya korkan, kenara sinmiş diğer kadınlar da aslında güçlü kadınlarsa o zaman ne yapacaktık? Belki de bir kadına güçlü denilmesi için illa ki göğsünü gere gere ortada dolaşması şart değildi. Koca koca şirketleri yönetmesi, istediği arabaya binip, istediği kadar alışveriş yapmak güçlü kadın tabirine uymaya yetmezdi bazen. Çünkü bir kadın güçlüyse eğer bir şirketin yönetim koltuğunda oturması, hatta göze sokulması gerekmiyordu.
Peki güçlü kadın, hayatı yöneten?
|
Saatin Gösterdiği Doğru
Ben Ilgın;
Hayatı babasının elleri arasına karışmış...
O eller üzerinden kayıp gittiğinde ise tüm hayatı boyunca tek tabanca kalmış o kız çocuğu...
Ben ılgın;
Hikâyemize hoş geldin...
|
Duvarların Ardında
Patronun odasına girdiğimde o her zamanki ciddi ve otoriter duruşuyla karşımdaydı. Masasının arkasında oturmuş, elinde bir dosya, gözleriyle beni süzüyordu. Kapıyı kapatıp karşısına oturdum, gözlerim masadaki dosyaya takılmıştı.
"Beni bekliyormuşsunuz." dedim sesimi mümkün olduğunca sakin tutarak.
Patron hafif bir gülümsemeyle başını salladı. "Evet, Aslı. Seni bu dava için çağırdım. Dosyayı inceledin mi?"
Başımı hayır anlamında salladım, masadaki dosyaya doğru bir bakış attım. "Henüz inceleyemedim ama Canan`ın yüz ifadesi yeterince şey anlattı."
Patron, dosyayı bana doğru itti. "Büyük bir dava bu. Zengin ve nüfuzlu bir iş adamı olan Zafer Çelik`in gizemli ölümü... Ve vasiyetinde tüm servetini kızı Selin`e bırakmış. Ancak işler düşündüğümüz kadar basit değil. Uzaktan bir akrabası olan Tarık, mirasın büyük bir kısmının kendisine ait olduğunu iddia ederek mahkemeye başvurmuş. Tarık sadece vasiyetin sahte olduğunu iddia etmiyor, ayrıca Selin`in babasını öldürdüğünü öne sürüyor."
"Cinayet," dedim içimden, bu işin bu kadar karmaşık olduğunu tahmin etmemiştim. Miras davası sandığım şey, cinayet iddialarına kadar uzanıyordu. "Ve ben Selin`in avukatı olacağım, öyle mi?"
Patron gözlerini bana dikti. "Evet, Aslı. Bu davada Selin`in avukatlığını sen yapacaksın. Ve karşı tarafın avukatı..." Sözlerine kısa bir ara verdi, bakışları ciddileşti. "Demir Yalçın."
|
Vatan
Vatan için şehit olmaktan gurur duyanlara...
KİTAPTA GEÇEN OLAYLARIN HEPSİ KURGUDUR.HAYAL ÜRÜNDEN İBARETTİR.
Ebru gizli bir görev için doktor kılığına giren kıdemli üsteğmendi.Erzurum`a gönderilmiş görevi ise vatan hainlerini bulmaktı. Gökalp da üç sene boyunca Erzurum`un askeriyesin de görev yapmış bir üsteğmendi. ikisinin de kaderi tesadüfen bir birlerine bağlanmıştı.
"Bak asker ben burada geçiciyim bağlama kendini bana!"
"Ya seni buraya bağlayacak bir şey çıkarsa doktor?"
|
Kelepçeli Ruhlar
Ben iclal gizem demir bana karanlıktan kurtulmaya çalışmayı değil karanlıkla yaşamayı öğrettiler. Ben iclal burnu havada başı daima dik ama aynı zaman da gizem naif ve kırılgan aslında ikiside benim değişen tek şey insanlar. Bu karanlık benim evim değildi ama ben onu evim yaptım.
|
GÜN IŞIĞI
Günün birinde değişir hayatlar..
Habersiz dahil edilir yitirilmiş umutlar..
Bu savaşın kazanını yoktur.
Belki umut yeşertir kalplere
Her zaman iyi olmasak da..
~
Üvey annesi tarafından son isteği öz ailesini bulmasıydı Güneş’in. Umutsuzca çıktı yola. Nasıl evlat olacağını bilemeden buldu onları. Herkesin bir beklentisi vardı, geçmişini bilmeden kızın..
~
Ben Güneş. Doğan bu güneşten farklı gölgesiyim herkesin. Isıtıp umut vermek yerine üşütür intikam almak için yaşarım dünyada. Bu benim haytım ve sen bu hayatın bir parçası olayı ister misin?
….
Kitap ilk başta gerçek ailem olarak başlayıp sonrasında değişmektedir.
Şiddet içeriği, dövüş sahneleri, argo ve küfür bulunmaktadır.
|
Meyra Duman
Ya herşey bir yalandan ibaretse...
|
HEZEYAN
Üstümdeki geceliğin askısını yavaşça indirmeye başladı. Nefesi boynumda dans ediyordu sanki
"Beni tanımanı istemiyorum Mina, beni hissetmeni istiyorum. Kalp atışlarımı duy istiyorum, sana olan bakışlarımı gör istiyorum, seni gördükçe artan vücut sıcaklığımı hisset istiyorum ama en çok seni istiyorum Mina. "
Geceliğim vücudumdan yavaşça süzülmeye başladı. Elini omzundan yavaşça çenemden kaydırmaya başladı, dokunuşu tüy gibi hafif olsa da bendeki etkisi çığ gibiydi. Parmaklarıyla tenimi öpüyordu sanki, yavaş dokunuşlarla başlayan yolcuğu ani bir şekilde belimde son buldu. Tek bir koluyla tüm belimi sarmıştı ve o kol şimdi beni kendisiyle bir etmek istercesine vücuduyla buluşturmuştu.
"Kim olduğun umurumda bile değil. Ben seni tanımıyorum belki ama seni yaşıyorum Mina. Seni gördüğüm günden beri aldığım nefes oksijen değil sensin."
Belimde duran eli öldürücü bir yavaşlıkla aşağıya doğru yol izlemeye başladı. Onun bu yavaşlığına dayanamayıp elini tuttuğum gibi kalçamın üzerine koydum.
"Bilirsin, yavaşlara tahammülüm yoktur. Hız severim ben"
Yaptığım şeyle gözleri arzuyla alev almışken sözlerim o ateşi iyice harlamıştı. Bakışlarını ilk defa gözümden çekip vücudumda gezdirmeye başladı ve o an onun tüm direnci paramparça oldu. Birden kravatını hızla çekip çıkardı.
"Sikerler"
Dudaklarımı esir olarak aldığında yapabileceğim bir şey yoktu. Artık ne onu ne de kendimi tutacak gücüm kalmamıştı
****
Ben planlarımı hazırlarken hiç beklemediğim biri benden kardeşi için yardım istemeye geldi. Arsen... Gördüğüm anda bildiğim tüm her şeye karşı olan bu adam yeni dünyamdaki tüm beyazlığı kirletmek istercesine çıkageldi. Ona yardım etmek istemiştim tüm varlığımla ama onun da bir oyundan ibaret olmadığını nerden bilecektim?
|
Kış Avı I: Son Kar Kurdu (+18)
✨🐺✨
....
Kurtlar, dörde ayrılırdı.
Bazı kurtlar gizemli ormanların yeşilliklerinde yaşardı.
Bazı kurtlarda kumlardan oluşan sonsuz çöllerde…
Bazı kurtlar gölgelerin içindeki karanlıklarda yaşardı.
Bazı kurtlar ise beyaz örtülerin serili olduğu soğuk karlarda…
Ama bazıları da öyle bir pisliğin içinde yaşardı ki onların ne olduğunu ya da nasıl bir şey olduklarını anlayamazdınız.
Onlarda güven yoktu.
Sevgi ve merhamet yoktu.
Onlarda sadece intikam vardı.
Ve intikam için ölürlerdi…
Tabii benim gibi muhteşem kurtlarda vardı. Her yönden mükemmel yaratılmış kurtlar. Ya da sadece ben mi demeliydim?
Ben mi? Ben kim miyim? Bunu mu soruyorsunuz?
Ben Mira Ravonoski. Son avcı kar kurdu…
...
(Tüm hakları saklıdır.)
(Kapak tasarımı bana aittir.)
...
İnst: alfa_sanatci
Tiktok:alfa_sanatci
|
Siyah ve Kara (TAMAMLANDI ✔️)
Siyah ve Kara.
Instagram:azimet340
KURTOĞLU SERİSİ -2
Yılbaşı Elmas-ı isimli hikayemi okuyan herkesin kulağına tanıdık gelecek olan PUSAT KURTOĞLU`nun hikayesidir.
Yılbaşı Elmas-ı`n daki isimler geçsede Yılbaşı Elmas-ı isimli hikayeden bağımsızdır.
+18 ŞİDDET içeren sahneler, argo konuşmalar kan, ölüm sahneleri olacaktır. Rahatsızlık duyacak olanlar okumasın.
Hikayemin bütün hakları saklıdır ve tarafıma aittir. En ufak kopyalama, benzetme, ima bile olursa resmi işlem başlatırım!!
|
G̴Ö̴K̴ ̴Y̴A̴K̴U̴T̴
"Bu savaşta bile bana üstün gelmeyi mi hayal ediyorsun?" Alaycı bir gülümseme dudaklarımda belirdi. "Beni kurban etmeyi düşündüğün her saniye, ne kadar akılsız olduğunu kanıtlıyorsun."
Koruyucu bilmem nesi olduğu yerde hareketlendi. Sessizce bana doğru yaklaştı, aramızda neredeyse hiç mesafe kalmamıştı. Onun sıcak nefesini yüzümde hissedebiliyordum, gözlerini gözlerime dikti; bakışları derin ve karanlıktı. "Seni kurban etmek zorunda olmasam, gözlerindeki o kudreti diz çökmeye ikna edebilirdim deli genli."
Bu kitabın yazarı olarak söylüyorum; hafızam silinirse, aynı kurguyu bir daha bu şekilde ben bile hayal edip de tekrar yazamam. Hatta hayatımın hiçbir döneminde bu kurgudan daha iyisini yaratmam mümkün değil desem yalan olmaz.
Yazılma tarihi: 23.08.2023
|
Miras Olan Sırlar
Eski bir anlaşma . 2 dünyayı etkiledi . 1ni kultarıp diyerini düzenliycek küçük bir bebekten bir yetişkini okuyacaksınız . İyi okumalar.
|
YILDIZLARIN ALTINDA
İleride evleneceğiniz kişiyle nasıl tanışmayı hayal ettiniz?
Bir kafede, lisede, iş yerinde veya klasik olarak çarpışarak olabilir değil mi?
Ama kesinlikle dağ başında, gecenin zifiri karanlığında, bir mayının üstüne basmış halde karşılaşmayı hayal etmemişsinizdir değil mi? Neredeyse imkansız bir tanışma hikayesi...
İşte o imkansız tanışma hikayesini gecenin karanlığında, sadece yıldızların ve ayın aydınlattığı gecede, arkamda duyduğum tok, kalın sesiyle imkansız olmadığını anladım. İlk olarak zifiri karanlıkta bile belli olan yeşil gözleri dikkatimi çekti. Elindeki silahı bana doğrultmuş, bu zifiri karanlıkta bile belli olan keskin yüz kartlarıyla, sinirli yüzüyle bana bakıyordu.
Sol elini temkinli bir şekilde havaya kaldırdı, kafasındaki askeri kaskına götürdü, kasktaki el fenerine dokunup açtı, bu sayede beni daha net görmeye başladı. Bir süre bana baktı, hareket eden adem elmasından yutkunduğunu anladım.
Bizim hikayemiz bir dağ başında yıldızların altında başlamıştı.
Hayalet ve Ateş Parçası`nın hikayesi...
|
Duran Kalpler
En yakınlarınızın ihanetini ögrenseniz ne hissedersiniz?
Peki bu ihanet ölümcülse?
Yurt dışına gidişi ile başlayan olaylarda Venüs`e eşlik eder misiniz?
Evet diyorsanız bekleniyorsunuz...
|
AMED' İN GÜZELİ
Abisinin hatası yüzünden küçük yaşta töreye kurban edilen Ezo Leyla Eroğlu.
Kardeşinin yaptığı hata yüzünden küçük bir çocukla evlenmemek için memleketi terk eden Alaz Xidrekan .
"Baba lütfen yalvarırım ben daha çok küçüğüm okulum var baba lütfen verme beni onlara " diye yalvarıyordu babasının ayaklarının dibinde çökmüş halde.
Annesi zerrin hanım `ın ise içi yanıyordu biricik kızları oğlunun hatası yüzünden töreye kurban gidiyordu.
Başını yana çevirip zorla yutkundu sidar ağa ve ona yalvaran kızına baktı.
"Keşke kızım keşke elimden bir şey gelse"
"Baba ben... ben e-evlenemem... ben yapamam lütfen baba ."
"Beyim bir şey yapasın kurbanın olayım bir şey yapasın benim kızım küçüktür onu hor görürler."
"Elimden bir şey gelmez hanım görmezmisin gelse zaten yaparım canımı bile veririm ... ama yapacak hiç bir şey yoktur elim kolum bağlıdır ."
Diyerek kızının önüne çöktü sidar ağa ve kocaman sarıldı canından çok sevdiği kızına .
"Beni affedesin kızım ben seni koruyamadım affedesin kızım ben sana baba olamadım "
Genç kız başını kaldırıp ona kızarmış gözlerle bakan babasına baktı ve ayağa kalktı .
burnunu çekip derin bir nefes verdi ve babasının gözlerinin içine baktı hiç bir duygu olmadan .
"Bugünü hiç unutmayasın sidar ağa çünkü ben hiç unutmayacağım her zaman aklımda olacak sen oğlun için kızını töreye kurban ettin keşke abim kadar değerim olsaydı ama yemin ederim ki bu gün düştüm ama elbet ayağa kalkacağım işte o zaman herkes ezoyu görecek !"Diyerek hızlıca merdivenleri çıkmaya başladı.
Genç kız daha on altısında bir çoçuktu ezo onun hayellerini ve hayatını çalmışlardı. Ama elbet bir gün devran dönerdi...
Wattpad kitabıdır.
Terk etmek #1🥇
|
Kurşun Adres Sormaz Ki
Miran ile burada olduğu her akşam yaptığımız gibi mutfağımızda davlumbaz ışığında oturuyorduk. Miran`ın bir sıkıntısı vardı belliydi. Ona baktım "Sevgilim, sorun ne bilmiyorum ama çıkar hadi ağzındaki baklayı." dedim.
Bana baktı. Bakışı her zamankinden farklı suçluluk ile kaplanmış bir mutluluk gibiydi. Herkesten gizlediği o bakışları yalnızca bana karşı bir bulutla kapatmıyordu hislerini. "Dora, ben bir şey yaptım." dedi. Korkmaya başlamıştım. Devam etmesi için gözlerine baktım. Ellerimi tutup sözlerine devam etti "Ben istemediğini bile bile buldum onları." dedi. Dona kalmıştım. Bahsettiği beni yetimhaneye bıraktıklarını düşündüğüm öz ailemdi. Neden yapmıştı ki? Bu yaşıma kadar kimsesizdim. Şevval`in ailesi pekala ebeveynlik yapmıştı ama kimseye anne dememiştim. Kimsede "anne"ya da "baba" sıcaklığı almamıştım. Ailem Miran Demir`di ve bana yeterdi. Seneler sonra neden bulmuştu ki? Miran`a hala bir cevap veremiyordum. "Mehru`m ben tanıştım onlarla sandığın gibi değil." dese de dinlemedim. Kalkıp balkona gittim.
İnanamıyordum. Ailem vardı ve benim sandığım gibi beni isteyerek bırakmamışlar mıydı? Artık kimsesiz değil miydim? Beni severler miydi? Bana alışırlar mıydı?
Peki ya ben? Ben onları sevecek miydim? Alışabilecek miydim? Ya da anlaşabilecek miydik?
Bilmiyordum. Ne benim onları ne de onların beni kabul edebileceğini düşünmüyordum.
Yanılacak mıydım? İyi olacak mıydık? Yoksa kötü olursak Miran aylar önce bu şehire gelip işe başladığımda şahsıma yapılan saldırıdan kurtardığı gibi şimdi de kurtarır mıydı?
Ben Dora Ekinci önce Demir olacaktım ve sonra belki kızlık soyadım değişecek onlara ait olan Akpınar olacaktı. Bilemiyordum.
Bilmiyordum ama öğrenecektik. Hep beraber yaşayarak görecektik. Ya sen? Öğrenirken bize katılmak ister misin?
|
ZEYNEP (ASKIDA)
Zeynebim hikayesi
|
0% |