Yeni Üyelik
[ saplantı ] - Etiketin'de Kitap Listesi
KIRKAYAK
Yetişkin öğeleri içerir, yaşı küçük olanlar uzak dursun. Dün gece beni üzmemek -belki de korkutmamak- için bitirmediği lafını bitirdi: "Senin güvenlik anlayışın, benim güvenlik anlayışıma uymuyorsa; benim de kendi isteklerimi devreye sokmam gerekir." Tehdidi zihnimin içinde bir yankı etkisi yarattı. Yine aynı şeyi yapıyordu. Benden çok çok güçlüymüş; aramızda ezici bir fark varmış gibi hissettiriyordu. İsteyerek ya da istemeyerek, o çok kibirliydi; tıpkı Karan gibi. Zehirli dilinden kelimeler dökülmeye devam etti. "Açlıktan bayılacak hale geldiğinde, seni taşımam gerekecek. Ne tuhaf değil mi Eren? O küçük miden varlığıma dayanamadığından bulanıyorsa, seni kollarım arasına almam gerektiğinde ne hale geleceksin kim bilir?" Bunun üstüne ona baktım. Sadece baktım. O da bana baktı. Bu sözleri söylerken, beni kıracağını biliyordu. Yine de yapmıştı. Dudaklarımı yaladım, gözlerimi başka bir yana çevirdim ve sonra tekrar ona döndüm. Düz ve robotik bir sesle, "Geber, piç kurusu." Dedim. Daha fazla yüzüne bakarak kaybedeceğim zamana değmezdi, arkamı döndüm. Kapı kilidini açtığım anda, ansızın gaza bastı ve biz son sürat ilerlemeye başladık.
46dk önce
  Yazar@yazarjose
GÖRÜNMEZ KAFES (KDÇS 1)
Tüm hayatını sadece kendi doğruları için yaşayan bir adam aşık olursa ne olurdu? Bir gece de adamın doğru bildiği ne varsa yıkılmış ve odak noktası değişmişti. İki farklı dünya ve iki farklı insan nasıl bir arada yaşardı ki? Yalnızlığı kendine uşak etmiş bir adamla tüm hayatını kalabalığın içinde geçirmiş bir kadın aynı çatı altında yaşayabilir mi? Adam yalnızlığı kendine kalabalık ederken kadın kalabalığın içinde yalnız kalmıştı. Hayatta her şey olurdu peki bunu kendimize nasıl uyarlarız?
17s önce
  Yazar@ahsenkubos
GECENİN ZEHİRİ
"Bırak beni seni istemiyorum! yardım edin!" Dedim bağırarak. Arslan benim kolumdan tutmuş sinirli bir şekilde yürüyordu. Dediklerimden sonra Arslan hışımla bana dönerek sinirden kızaran esmer yüzüyle kükremeye başladı. "Benden nasıl kaçarsın lan sen! Seni bulamayacağımı falan mı düşündün Gece! Ben sensiz bir saniye bile yapamazken, sen benden kaçmayı mı düşündün!" Dediğinde ağlamaya başladım. "Bırak beni Arslan! Lütfen! Bırak beni!!" Dedim çığlık çığlığa. "Kes sesini benden kaçabileceğini mi sandın Gece! Seni benim yanımdan benim hayatımdan kimse alamaz! Anladın mı lan!" Bağırarak konuşmasıyla sinirden kızarmış esmer yüzüne baktım. "Benim yanımdan benim karımı kimse alamaz öldürürüm! Sen hariç bu ülkeyi ateşe veririm anladın  mı lan!" Dedi ve silah tutmayan eliyle belimden tutarak göğsüne yapıştırdı beni. Bense çaresizlikle ağlayarak önüme bakıyordum. Kulağımın dibinde sıcak nefesini hissettiğimde ürpererek nefesimi tuttum. Fısıldayarak konuşmasıyla çaresizlikle durdum. "Benim güzel karım bu kadar ayrılık yeter. Sana bu kadar hasret kalmam yetti." Dedi ve dudağını şakağıma yaslayarak derin bir nefes aldı. "Sen benimsin yavrum, seni benden almaya kalkan kim varsa ölümü tadar." Dedi acımasız sesiyle. Bir kez daha anladım ki benim Arslan Kurtoğlu`ndan kaçışım yoktu.
19s önce
  Yazar@adoranightt
KARA ÇİY
Melek, üniversite okumak için İzmir`deki köhne bir mahalleye taşınır. Mahalleyi yöneten Karahan Çakır`ın dikkatini çeker, ancak onlar melek ve şeytan kadar farklıdırlar. Kara, onunla anlaşmak için ortak bir yol seçer. Kitaplar... "Kara bana hoş geldin demişti ilk olarak. Öyle başladı onunla karalara bürünmemiz. Şeffaflarımı çekip alacaktı, öyleyse bana da hoş bulmak düşecekti." YETİŞKİN OKURLAR İÇİNDİR. KİTABIN HER HAKKI KORUNMAKTADIR.
Tutsak
"Beni gerçekten karanlığa hapsetmekle tehdit ediyorsun?" diyerek gülmeye başladı. Evet belki karşısındaki insan normal biri değildi fakat o da normal biri sayılmazdı. Sözlerine "Böyle bir durumda sadece bu benim için bir ödül olur." diye devam ederken gerçekten eğleniyor gibi görünüyordu.
2g önce
  Yazar@serotonin
Pazin +18
"Sakın!" diye bağırdı duygu duvarını kırarak. "Eğer o silahla kendini vurursan bunun dönüşü olmaz Efil!" Acıyla kahkaha atmaya başladım. Herkes benim bunu yapacağımdan o kadar emindi ki, korkuyorlardı. Haklılardı da. Yapacaktım. "Niye?" diye fısıldadım gülümsemem yüzümden yavaş yavaş silinirken. "Bu silahı bana yıllar önce doğrultan sen değil miydin? Bu silah benim sonum olacaktı zaten şu an seni korkutan şey ne Karan!" Cevap vermedi. Veremedi. Dudakları lâl oldu bu gece. Korkuyordu. Beni kaybedecek olmaktan korkuyordu. O korkmazdı, onun istisnaları olmazdı. Ben hariçtim. "Nefretten aşk doğamaz demiştin." dedim tüm uzuvlarım acıyla sızlarken. "Haklıydın. Biz nerede başlarsak orada biteriz. Nefretin benim sonum olmasına izin vermeden ben kendi sonumu yazıyorum." "Yapma Savcı." dedi ben silahla ateş etmeden hemen önce. "İnsanlar yanılır ama ben yanılmaz demiştim ya sana, ilk defa haklı çıktın. Yanıldım. Nefret aşka dönüşürse şayet, o adamı kimse tutamaz. Aşk gerçekten her şeyi yenebilecek olan tek duyguymuş çünkü." "Duygulara yeri olmayan sen mi söylüyorsun bunu? Aşk nedir bilmiyorsun bile!" "Evet!" dedi bağırarak. "Aşk nedir bilmiyorum, tek bildiğim senin yanında kendimi kaybettiğim. Kalbimin hızlanmasını sağlayan, tek bir gülüşünle bana tüm dünyayı yaktırabilecek güce sahip olan tek kadın sensen ve buna aşk denmiyorsa ben hastayım Savcı. Ben yenildim." Bu cümlenin devamını duymaya hazır değildim. Söyleyemezdi. "Ben senin yenilmeni beklerken, ben sana yenildi-" Başımı ağır ağır sallarken cümlenin devam etmesine izin vermeyerek, acımadan iki el silah sesinin duyulmasını sağladım. Bedenim yere kapaklandı. Tüm feryat dolu sesler umurumda olmadı ama diz çökmem için bana emreden Karan Kızıltuğ`un gözyaşları içinde yerde diz çöktüğünü görmek bu gece için en kötü ikinci şeydi.
3g önce
  Yazar@mrsviia
İŞGAL ÜSTÜ
"Farklı olan ne? O da yaşadığı yeri korumak istediği için talihsiz bir karar vermek zorunda kaldı, o da bunun yüzünden senin karşında göz yaşlarına boğuldu ve o da ne kadar pişman olursa olsun aynı şeyi yeniden yapabileceğini biliyor çünkü doğrunun bu olduğuna inanacak kadar çaresiz. Aramızdaki tek fark o kızın odana girmeye bile izni yokken benim burada olmam için can atıyor olan sensin." "Aranızdaki tek fark Nimfea," diye başladı yanağının içindeki kas nabız gibi atarken. "Sen bana zarar vermeye çalıştın ama o sana. Bana karşı işlenen suçu cezasız bırakabilirim ama sana karşı olanı asla." | Gerçek kurum ve kuruluşlarla hiçbir alakası yoktur, tümüyle zihnim ve ruhumla şekillenmiş bir hayatın hikayesidir
15s önce
  Yazar@almelia
KÜL MASALI (+18)
Babası ve abisiden sürekli şiddet, işkenceye maruz kalan ve bu da yetmezmiş gibi babasının düşmanları tarafından okulda iftiraya uğrayan KUMSAL AKÇA Yıllardır karısının olümünden sorumlu tutuğu kızına yıllarca eziyet eden ve öz be öz kızına değilde, düşmanlarına inanan Çelebi Akça Ve iftira uğruna bilip bilmeden eziyet ettiği kızını adlarını temizlemek adına, dost sandığı adamın oglu ,Sadist ve psikolojik destekle ayakta duran mafya babası ARIK BÖKE SOYSAL, ile evlendirir. K_Ü_L___M_A_S_A_L_I BİR YAŞANMIŞLIK HİKAYESİ ✧༺♥༻✧✧༺♥༻✧✧༺♥༻✧ YAŞANMIŞ, ALINTILAR İÇEREN BU KİTAPTA ASLA GERÇEK ŞAHISLAR İŞLENMEMİŞTİR. HİKAYEDE YER ALAN İSİMLER ASLA GERÇEK HAYATTAKİ KİŞİ VE KURUMLARLA İLGİSİ YOKTUR. Benzerlik veya (ç) alınma durumunda gerekli işlemler yapılacaktır
KARANLIĞIN IŞIĞI
"BİR DAHA ONUN İSMİNİ AĞZINA ALMAYACAKSIN?!!" "KİME AŞIK OLUP OLMAYACAĞIMA SEN KARAR VERMEZSİN" Bana doğru bir adım attı "Ne dedin sennn!!"
2h önce
  Yazar@cemreyldrm_
Ağa'nın Öksüz Gelini (+18)
Yetimhanede ki kimsesiz kızdan Konak hanım Ağa`lına giden bir hayat hikayesi... BERZAN KARAHAN & ASU KARAHAN Geçmişin Günahı serisinin içinde yer alan iki karakterin yaşam hikayesidir...
Gecenin Ayazı
Gece adındaki üniversite öğrencisinin hayatının normal olduğuna kendini inandırması ve daha sonra Gece`ye saplantı bir şekilde aşık olan Ayaz`ın ortaya çıkmasıyla birlikte Gece`nin aslında hayatının aslında normal olmadığı fark ettiği bir hikayedir. Aslında mesele hiç bir zaman normal olmamak değildi. Aslında mesele normal olmadığını kabullenememekti
1a önce
  Yazar@kizil_yazar009
EHVENİŞER
Hasta. Onu tanımlayabileceğim tek kelime.
2a önce
  Yazar@havinkaybar
Aktris Oyunu
Bezden yapılma valizinin içine bir kaç parça kıyafetini sıkıştırırken yarının hayallerini kuruyordu. Gidecek kimsesi yoktu ve böyle bir adım atmak onu korkutuyordu. Unutmadan dolabın içinden kendine ait olan tek varlığı altın bileziği aldı, valizin içine koydu. Unuttuğu bir şey var mı diye bakınırken masasının üstünde bugün yazdığı sayfaları gözleri dolu dolu bir kez daha okudu. "Her zaman yazdığım gibi yazıyorum sana sevgili günlüğüm ama bugün hiç iyi değilim Yamaç Demir Karadeniz`e reklam çekimi için gelmiş gidecekmiş, hemen terk edecekmiş beni. Zaten kim yanımda oldu ki... Annem bile istememiş beni, bugün teyzem bağırarak söyledi ölmeden önce son sözü "Alın şunu benden" olmuş. Annesi sevmiyeni kim severmiş tek yaptığım şey boş işlerle uğraşmakmış.Oysa bir parça ekmek uğruna senelerce köle gibi kullanılmaya razı olmuştum ama artık gözlerim açıldı ya da aşktan kör oldu. Ben biraz da kendi hayatım için sürünmek istiyorum, ben onun peşinden gidiyorum.o ise beni tanımıyor bile" Dudaklarına yerleştirdiği buruk gülümsemeyle defterini çantasına koydu. Telefonunun sesini kısıp cama yöneldi. Evet kesinlikle bu hapishane kılıklı yerden kaçacaktı.
2a önce
  Yazar@roseeown
RUH HASTASI : MAFYA
Henüz iki haftalık çiçeği burnunda olan çift balayına gitmek üzere yola çıkarlar. Sadece Ay`ın aydınlattığı karanlık,yağmurlu havada ilerlerken yol kenarında arabası arızanlanmış,otostop çeken bir adamla karşılaşırlar. Arabalarına aldıkları adamın ruh hastası bir manyak olduğundan haberleri yoktur. Yolun sonunda kocasını kaybeden kadın, yıllarca takip edildiği adamın hayatının merkezinde bulur kendini.
2a önce
  Yazar@haticeyldr
TAKINTI
Öldürürüm! Sen benden ayrılamazsın anlıyor musun?! Ben seviyorum seni! Asla bırakmam! Öldürürüm kendimi!" Cengiz, kadına doğru yaklaştı. "Bırak şunu Hazal,hadi." Kadın, geri çekildi. Elinde ki silahı daha sıkı tuttu. "Bırakmayacağım!" Boğazı yırtılırcasına bağırdı."Sen nasıl beni terk etmeyi düşünebilirsin?! Sen gidersen ben yaşayamam!" "Hazal,ver şu silahı..." Elini, kadına doğru silahı vermesi için uzattı. "Şimdi bana beni sevdiğini ve beni terk etmeyeceğini söyle! Söyle hadi! Söylemezsen öldürürüm kendimi!" Kadının ağlayarak bağırması üzerine daha fazla dayanamadı Cengiz. "Hazal! Sorunlarımızı böyle halledemeyiz." "Sana olan aşkım, şımartıyor seni! O yüzden sarfediyorsun bana bu sözleri! İlgim hoşuna gidiyor! Yanına yaklaşan herkesle kavga etmem mutlu ediyor seni! Beni bırakamazsın Cengiz! Beni terk ettiğin an öldürürüm kendimi!" "Hazal dedim!" Ortamda gerginlik git gide artıyordu. "Bana beni terk etmeyeceğini söyle Cengiz! Çekerim bu tetiği! Bir dakika bile düşünmem öldürürüm kendimi! Benden her gitmeye kalktığında denedim bunu biliyorsun! Senin sevgine nasıl muhtaç olduğumu biliyorsun,bu yüzden beni süründürmek için ayrılmak istiyorsun!" Silahı daha sıkı kavradı. "Hazal dedim!" Kadın tam tetiğe basacakken Cengiz onun bileğini ansızın tutarak kendine çekti.Neye uğradığını şaşırdı kadın.Parmaklarını kolayca açarak silahı ondan aldı adam.Odanın bir köşesine fırlattı öfkeyle. "Sensiz yaşayamam ben Cengiz..." Omuzlarını sarsarak ağlamaya devam etti."Beni terk etme...Unut bu kelimeleri..." Cengiz, kadını kollarının arasına çekip onu sarıp sarmaladı.. Onun, kendisini nasıl saplantı haline getirdiğini biliyordu. Bu kızın sevgisinin hastalık derecesinde olduğunu da...
2a önce
  Yazar@haticeyldr
CORPSE / CESET
Yerleştirdiği ölü bedene aşık olan morg görevlisi Ren ve Ren tarafından ölü bedeni morga yerleştirilen Roseline. Ancak Roseline gerçekten ölü mü? Bu kadar basit olmamalı değil mi? Reankarnasyon esnasında ruhu, bedenine geri dönemeyen Roseline’nin cansız sanılan cesedi, ölüm teşhisi ile morga kaldırılmıştır. Roseline’nin ruhu, gömülmeden önce cesedini kurtarmak zorunda olup ölü bedenini morgda takip ederken, morg görevlisinin geceleri Roseline’nin cesedini saklanılan soğuk dolaptan çıkardığını ve saatlerce izlediğini fark eder. Ruhsuz cesedine atılan bakışlar sonucu; kendisini bu hale getiren büyücü kadından bir dilek hakkı talep eder. Yaşlı, gözleri görmeyen büyücü, Roseline’den gören gözler almak kaydıyla onun bir dilek hakkını kabul eder. Roseline’nin ruhu, Ren’e sesini duyurabilmeyi diler. ! Rahatsız edici öğeler ! Doğaüstü olaylar
2a önce
  Yazar@pcb97earl
SAPLANTI
"Bırak beni bırak!" Kadın,ellerini adamın iri parmaklarından kurtarmaya çalıştı.Adam ise onun bileklerini kavramış,bükerek belinde bir araya getirmişti.Tek eliyle kadına yetiyordu gücü.Su,belinde birleştirilen ellerini kurtarmaya bir kez daha denedi.Bu girişimi adam tarafından engellendi.Adam,elindeki ipi kadının bileklerine dolayarak sıkı sıkıya bağladı. "Sana beni bırak dedim! Zorla mı tutacaksın beni burada?! Ne yaptığını sanıyorsun sen?! Bu çabaların boşa! İstediğini yap bana! Son nefesimi verinceye dek nefret edeceğim senden!" Adam,kadının ellerini bağladıktan sonra onu bir çırpıda aldı omuzuna.Su,bir an düşme hissine kapıldığından çığlığı basarken adam birkaç adımda ulaştı koltuğa.Kadını boylu boyunca yatırdı yüz üstü.Ayakları çırpmaya başladı Su. "Ne yapıyorsun Ateş?! Bırak beni!" Adam,onun hiçbir sorusuna cevap vermiyordu. Ateş,kadının ayaklarını da bir araya getirip aynı elleri gibi sıkı sıkıya bağladı.Kadının hareketleri tam anlamıyla kısıtlanmıştı şimdi. "Elinden kurtulamayacağı mı sanıyorsun?! Polise şikayet edeceğim seni! Hapise tıktıracağım!" Adam,usulca eğildi kadının üzerine.Yüz üstü yatmakta olan kadının saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı.Bilerek üfledi nefesini kadının ensesine.Usulca fısıldadı kadının kulağına.Bir sır veriyor gibiydi. Su,önce kulağında adamın dudaklarını hissetti ardından ahlaksız sözlerini işitti. "Polis seni arayıp bulana dek ben çoktan parçalara ayırmış olurum seni güzelim...Sıra kalbine geldiğinde oldukça özenli davranacağımdan hiç kuşkun olmasın...Madem biz bir bütün olamıyoruz,o halde nefes almanın senin için hiçbir anlamı yok öyle değil mi?" Dudaklarını, kadının kulağının hemen arkasına bastırdı. "Biliyorum çok seviyorsun beni.Öyle ki,benim için kendi canından bile vazgeçebilirsin." Bunlar gerçekler değildi.
2a önce
  Yazar@haticeyldr
ÇAĞRI
Geçmişin adım adım gölgesiymişçesine takip ettiği bir ruh... Gölgesinden kaçmak için ruhunu yakmayı göze alan bir kadın... Ya ruhunu yakıp kurtulacaktı ya da ölüm sürekli ruhunda vucüt bulacaktı. Bu lanetten kurtulabilecek miydi? Sevdiklerine zarar gelmeden geçmişini ruhundan söküp atabilecek miydi? "çok tuhaf" anlamsız gözlerle kendisine bakan kıza tarifi imkansız bir çekim duyduğu aşikardı ama böyle giderse öleceğini de biliyordu. "tabutta yatman yani" "ruhumu geri aldığımda bana da anlamsız gelecek. O güne kadar bu tabut benim evim. Beni temsil eden tek şey bu. " ölümün seni temsil ettiğine nasıl bu kadar eminsin? " " temsilci olan ölüm değil. Benim kahverengi." Yüzündeki alaycı ifadeyle tabutuna yavaş yavaş uzanmaya başlamıştı. "Uyandığında burada olacağım. Bu saçmalığa birlikte son vermenin bir yolunu bulmayılıyız." Kadın kısık ama histerik bir kahkaha attı. " sen uyandığında ben burda olmayacağım ama" diye fısıldadı. Lanetli ruhu yok etmenin yolunu bulmuştu.
3a önce
  Yazar@kelebekimsii
Küçük Yeşil Bulut
Masal hayatın kötü yüzüyle çok kez karşılaşmasına rağmen renklerini ve umutlarını kaybetmemiştir. Mezun olmanın mutluluğunu yaşayamadan babası tarafından Norveçte yaşayan Dayısının yanına postalanmasıyla hayatı aniden değişir. Yaşantısı yeşil gözlü devi görmesi ile değişecek Hayatında kaçan yıldızın ardındaki bulutu görecektir. " Bazen kayan bir yıldıza yetişememek seni her zaman bekleyen bulutu fark etmeni sağlar." Kitap Wattpad`de yaklaşık kırk beş bölüm kadar yayında. Buraya düzenledikçe atacağım.
3a önce
  Yazar@poncikkaktus19
Serzeni̇ş | Meftun
+18 Fiyatlarının paha biçilmez olduğu mobilyalardan oluşan kocaman bir yatak odasında tutsak olduğumdan mıdır içimdeki bu kapana kısılmışlık? Ya da altın kafesteyken bile çöplüğümü özlediğimden midir? Aklıma o mavi gözleri geldi. Ondan nefret ediyordum. Beni zorla kendine bağlayarak ona aşık olmamı bekleyecek kadar kafasızdı. Bana aşık olduğunu söylüyor ama aynı zamanda beni tutsak ediyordu. Ben tutsak olacak kadın mıydım? Asla! Bunları düşünürken sinirle elimi yere vurdum. Aylardır tek bir kelime etmiyordum. Konuşmayı unutmuş bile olabilirdim. Bu evde benliğim solup gidiyordu. Sayısız kez kaçmaya çalışmıştım ama nafileydi. Adam her yere koruma koymuştu. Ne zaman bir plan yapsam planım alt üst oluyor, her seferinde dönüp dolaştığım yer bu oda oluyordu. Ben bu düşüncelerle boğuşurken bir ayak sesi duydum. Kapı yavaşça açıldı, içeriye giriyordu. Arkamda sakladığım bibloyu sıkıca tuttum. Odada tek bulduğum sert cisim bu bibloydu. Bir... İki.. Ve üç... "Konuşmayacak mısın?" Aynı onun gibi ben de hissiz bir şekilde yüzüne baktım. İçimden `şimdi görürsün sen konuşmayı` dedim. Onun beklemediği anda elimde tuttuğum bibloyu tam kafasına attım. Bam! Lanet edilecek kadar hızlı refleksi ile eğildi. Biblo büyük bir sesle birlikte onun kafasını kıracağı yerde kapıyı paramparça etmişti. O da ben de şok olmuştuk. Kendini hemen toparladı, her zaman dağılan ben toparlanan o oluyordu. Benimle alay eder gibi gür bir kahkaha attı. "Ben ancak istediğimde ölürüm güzelim..."
3a önce
  Yazar@aleynaravza
Zorba
Sırtımı hızla duvara çarptı, bedenime yayılan acıyı henüz dindirememişken kapıyı kapattı ve kilitledi. Kapının kapanmasıyla karanlığa boğulan odada yankılanan nefesinin sesini tenimde hissedebiliyordum. Yaklaştı... Yaklaştı... ve durdu... Artık tam karşımdaydı. Arda Gürdal. Karanlığın içinde baş başaydık. Abimin canına kast eden adam ve ben. Bir eli çıplak bacağıma uzandı. İşaret parmağıyla tenime görünmez yollar çizdi. Diğer eli havalandı ve başımın ardında yerini aldı. Alınını alnıma yaslarken bacağımdaki eli yukarı doğru hareketlendi. "Baş döndürücüsün..." İçkiliydi. Kafası yerinde değildi. Muzip bir ses tonuyla hımladım. Dudağını dudağıma sürttü. "Asisin..." Tekrar hımladım. Bedenini bedenime yasladı. Şu an duvar ile onun arasındaydım. Dudaklarını şakaklarıma bastırdı ve bir eliyle bacağıma dokunmaya devam ederken öptü. Elimi ensesindeki saçlarına doladım ve başımı onun başına yaslayarak dudaklarımı kulak hizasına getirdim. Aldığım nefesi dudaklarımın arasından onun tenine salarken bundan hoşlandığını fark ettim. Parmaklarıma doladığım saçlarını sert bir şekilde çekerken inlemesini dinledim ve fısıldadım; "Adımı söyle..." Bayık bir şekilde güldü ve dudaklarını araladı. "Melisa..." "Melisa Yıldız." Bu kez ben güldüm. Soğuk, kibirli ve karanlık bir gülüştü bu. Kulağına biraz daha yaklaştım ve fısıldadım; "Yanlış... Ben Melisa Gümüşay." Ürperdiğini hissettim. Bacağımdaki eli konumunu terk etti ve boşluğa düştü. Elleri omuzlarımı kavradı ve bedenimi iterek sarhoş bedenini uzaklaştırdı. "Ne? Siktir!"
4y önce
  Yazar@hellomonstarx
Lidya
Lidya, yetimhanede ailesinden habersiz büyüdüğü için küsmemişti dünyaya ama 16 yaşındayken ders verdiği ona saplantılı olan Alparslan ın kaçırması ve sonra kurtulmasına rağmen hayatı boyunca peşini bırakmaması onu herkesten nefter ettirmişti. Peki hiç beklemediği bir anda kendisini iki mafya çatışmasının ortasında bulursa ve mafyalardan alptekinle tanışırsa hayatı nasıl değişecekti.
3a önce
  Yazar@uzayy_
Yunanistan Kıyısı
İzmir`den Yunanistan`a uzanan klasik kurgu. Deneme amaçlı yazılmıştır?? Psikolojinin ve içsel çatışmaların olduğu bir kitaptır. Olay, mekan ve kişiler tamamen kurgudur, gerçek hayatla bağlantısı yoktur. Tüm hakları saklıdır.
3a önce
  Yazar@dogaboratav
Uçuk Sevda
Burak Gündüz
Uçuk Sevda
Burak, 9. sınıftayken çevresini genişletmeye çalışır. Tesadüfen hayatına giren bir üst dönem olan Aleyna ile konuşmaya başlar. Burak ve Aleyna samimiyeti güçlendirirken Burak her konuştuğu gün uçuruma doğru bir adım atar fakat bunu anlaması için bazı olaylar olur.
3a önce
  Yazar@burkamorning
Son Düş
Sen her şeyin en korkunç halisin. İyinin zıttı, yani kötülüksün. Herkes beyaz sen karasın. Işığa tahammülsüzlüğün bu yüzden. O kadar kirlisin ki masumluğu hatırlayabilmek için nerede bir günahsız varsa yeryüzünden siliyorsun varlığını...
4a önce
  Yazar@meslina
Aşeka
Hiç beklemediğin bir anda, hiç beklemediği zamanda boynuna dolanan bir sarmaşıktır Aşk.
4a önce
  Yazar@siyahinci
Loading...
0%