KARABORAN
Kasabaya yeni gelen üsteğmen nelere yol açacak? Marsellere başlatığı savaşı kazanmak için gözünü hırs bürümüşken dengeyi kurabilecek mi?
Marsellerin kızını kendi saflarına çekmeye çalışan komutanın hikayesindeyiz.
Ledeyna Marsel ve Aybars Barlas Mertoğlu`nun hikayesine tanık olun...
Kesit!!
Derin bir nefes alıp "Kutay`ın sana inandığına emin misin?" dedim tereddütle. Aklımın ondan farklı her yere kaymasını istiyordum. Gülümsedi gizlice "Benimle hoş sohbeti vardı." dedi alay edercesine. Bakışlarım kısıldı "`Düşmanın tatlı sözlerine aldanma, balın içinde zehir olabilir` demiş Sadi." dedim uyarırcasına. Bekletmeden "`Gerçek düşmandan sonsuz bir cesaret akar içinize` demiş Kafka" uyumla gözlerimi inceliyordu. Sıcaklık belimi kavrarken dansın ritimleri çoktan hücrelerimize akmıştı. Nefeslerimiz birbirine çarpıyordu. Öyle ki saniyeler durmuş, saatler geçmesin istiyordum...
|
Ankara Rüzgârı: Sırlar Kadehi
Ankara Rüzgârı isimli Kitapped`de ilk kitaptır.
İlk bölümü çok yakında Kitapped`de
Tiktok_burcin286
YouTube_Kitaplar_Ruhum604
|
DELİLİĞİN İKİ YÜZÜ
Babanızı öldürmekle suçlansanız ne yaparsınız?
Ya da bir akıl hastanesine düşseniz, orada ne yaparsınız?
Peki ya iki erkek tarafından gelen sevgi?
Bütün bu kafa karışıklılığının yanında geçmişteki sırlar...
Koca bir yalnızlığın ortasındasın ve nereye gideceğini bilmiyorsun.
"Ben gerçekte kimim? Bir katil mi ya da bir akıl hastası mı?"
|
Karanlık Duygular Şevval Çalkan |
Karanlık Duygular
Şu anlık bir kapa yok en kısa sürede tasarlayıp yayınlayacağım
|
Uçurum Kenarı
Acı ,keder ,ihanet ne kadar değil mi söylemesi ? Peki bunu yaşayınca bu kadar kolay ve basit görünebiliyor mu ? Güven sadece 2 heceden ve 5 harften oluşan bir kelime mi ? Bence hayır ,güven demek ; kendimizi boşluğa bıraktığımız da hiç şüphe etmeden bizi tutacağı kişiye duyduğumuz ,sırt sırta verip savaşa bileceğiniz ,sırtımızdan hançer yemeyeceğimizi bilerek ona, o kişiye tutunmaktır.
Ben ,siz ,biz ve hepimiz bu hikayede bunları öğrenip ,okuyup öğreneceğiz.Ve bunları yaşan kişi kim mi ?
~ASENA ASİL GÖKTÜRK:kendisi hayata ,dünya`ya savaş açmış kişi ,herşeye göğüs geren o küçük kız çocuğu idi.Aşk sandığı duygunun esiri olmuş kişi.Şimdi ise bordo bereli yüzbaşı Asena Asil Göktürk.
Ve bir yandan ona en büyük oyunu oynayacağı kişi en büyük aşkı ,acısı mutlusu olan, duygularını kaptıran o kişi ise ;
~MERT CAN KESKİN :Duyguları karışık bir o kadar da yanlız kimsesiz di.Ailesizlik vururdu onu kim isterdi ki koskoca dünya da yanlız kalmak o belirsizdi bir o kadar da iyi oyuncu...
&&&
"Nasıl yaptın bunu bize?" Dolan gözlerim ile sormuştum ona karşımda farklı bir kişi vardı emindim bu kendisi değildi.Alayla güldü bana.
"Seni sevmedim sevilmek için bir değerin yok senin , umrumda değilsin siz sadece bu toprak için savaşıyorsunuz ,umrumda bile değilsin."Gözlerim koyulaşmış içindeki ateş kıvılcımları oluşmuştu bunu hissetmiştim ,gözlerim aşk , mutluluk, heyecan yerine nefret ,kin dolu bakıyordu.
"Öyle mi ?"
"Öyle"
Boğazına sarılıp boğmaya başladım beni itmeye çalıştığı zaman kelepçeyi takmıştım bile.
"Senin ailenden farkın yokmuş."
|
Son Perde
Seslenişlerimiz boşumaydı. Ne o bizi duyabilirdi, ne de biz ona sesimizi duyurabilirdik..
Bir kelebek daha, hayatının baharını yaşayamadan göçmüştü bu dünyadan..
İnsanların ayaklanması için, daha kaç kelebeğin göçmesi gerekiyordu bu dünyadan?
Ben kardeşimi kaybetmiştim. Ama bu insanlık, bir günah daha kazanmıştı..
Ben arkadaşımı kaybetmiştim. Ama bu insanlık, daha da vicdansız ve kör olmuştu…
~~~~~~~~
“Kelebeklerin ömrü neden bu kadar kısa?”
Herkesin sorduğu bir sorudur bu aslında. İnsanların, hayvanların, bitkilerin ve böceklerin. Aklınıza gelebilecek her türlü canlının sonudur ölüm.
Şimdi hüznün, acının, hayal kırıklığının ve aşkın başladığı yerdeydik. Ben Umay Karahan. Her gün her saniye, bir kelebek daha ömrünün sonundaydı. Ve, bende o kelebeklerden biriydim…
Benimde hikayem şimdi başlıyordu.Yalanlarla, öfkeyle, hırsa ve en önemlisi aşkla dolu bu hikayeme. “Sende hoş geldin kelebek…”
|
İkimizin Yalanı
Sadece bir gecede değişmişti hayatım, bir gece bir saat, tüm hayatımı değiştirmeye yetmişti. Beni katil etmeye bile yetmişti...
Annem ve babam sadece bir gece içerisinde kopmuştu benden. Bir tarafım yarımdı artık. Şimdi ise birileriyle tamamlamaya çalışıyorum o yarım kalmışlığı.
Hep onların intikamını almak için çalıştım, ama alamadım. Belkide şimdi ise başkalarının intikamını alarak içimi soğutmaya çalışıyordum.
Ben artık elleri kanlı, katil biriyim. İğrenç bir insanım. Adaleti sağlamak için avukat olmuştum, yasadışı işlerle uğraşanları içeri attırmak için uğraşıyordum, ancak kendim yasa dışı işlere bulaşmıştım.
Bir kere yaptımmı devamı bir sökük gibi gelmişti. Artık elimde ki kanı ise kimse temizleyemedi.
Ben, Avukat İlke Yaman değildim. Ben köpeklere adalet tasması takan bir katildim.
!!!DİKKAT!!!
Bu kitap; cinayet, kan, +18 içerikler bulundurmaktadır
|
Kendi Adaletini Yarat
Orada yaralı bir adam vardı. Kalbinin durmasına, kan kaybından ölmesine bir kaç dakika vardı ama o son nefesiyle elindeki telefonundan tuşlara basmaya çalışıyordu.
"A-a-alo." Güçlükle nefes alıp verdiğinde karşı taraftan gelen kadın sesi fazlasıyla korkmuş ve tedirgindi.
"Alo? Sesimi duyuyor musun? Beni duyuyor musun? Neyin var? Neredesin? Neden soluk alış-verişin çok yavaş geliyor?"
"Be-beni dinle." Karnından ve sırtından vurulmuştu. Artık yarayı hissetmiyordu. Bedeni soğumuştu da. "Be-ben k-k-endi adaletimi ya-yarat-tım." Uzunca bir nefesini verdi adam.
"Bu ne demek?" Kadın korkuyla bağırdığı sırada adam güldü.
"Ölüyorum." Derin nefes aldı ve ekledi. "Ama bunca yıldır beni görmediğin için." Ve adamın gözleri kapandı, kadının kalbi yerinden oynadı.
|
ZÜMRÜDÜANKA'NIN ATEŞİ
Zeliha bloom`un kaderi o daha doğmadan yazılmıştı kaderinde zümrüdüanka kuşu gibiydi küllerinden hep yeniden doğacaktı...
|
Tesadüf Eseri (Savcı)
İki savcı yanlışlıkla aynı evde yaşamaya başlarsa ne olur?
Gelin hep birlikte görelim.
Savcı Dolunay Yıldırım İzmir’de bir ev satın alır. Ancak o evin eski sahibinin bir dolandırıcı olduğunu ve evin yarısını başka birine sattığını öğrenir.
O sırada Rusya`dan dönen ve evi satın alan diğer kişi yarı rus savcı Alex Karam Akaydın...
|
Amber-ı Vatan
Vatan ne demekti, bir toprak parçası diyen vardır vatana ama biliriz ki vatanı vatan yapan uğruna dökülen kandır, biliriz ki bu toprakların vatan olması için çok can gitti; sarı gelinler dul kaldı, el kadar yavrular babasız kaldı gitti. Babalar evlatlarını gömdü ve nice evlatta babalarını.
Baba varken yokluğu tadanlarda vardı, sırf bir toprak parçasının vatan olması için gözü yaşlı bekledi nice çocuk bana gelsin elimi tutsun saçımı okşasın diye. Biz çok fazla borçluyuz bu toprakları Vatan yapanlara sadece şehit olanlara değil arkada bıraktıklarını düşünmeden ölüme korkusuzca yürüyen yiğitlere. Tepelerini gördüğünüz o dağlar bizim evimiz olma raddesine gelmişti. Ben Gökçe asker kızıyım ama aynı zamanda bu vatanın bekçisiyim. Acılarla yoğrulmuş bu vatanın bekçileriyiz.
|
Kurşun Adres Sormaz Ki
Miran ile burada olduğu her akşam yaptığımız gibi mutfağımızda davlumbaz ışığında oturuyorduk. Miran`ın bir sıkıntısı vardı belliydi. Ona baktım "Sevgilim, sorun ne bilmiyorum ama çıkar hadi ağzındaki baklayı." dedim.
Bana baktı. Bakışı her zamankinden farklı suçluluk ile kaplanmış bir mutluluk gibiydi. Herkesten gizlediği o bakışları yalnızca bana karşı bir bulutla kapatmıyordu hislerini. "Dora, ben bir şey yaptım." dedi. Korkmaya başlamıştım. Devam etmesi için gözlerine baktım. Ellerimi tutup sözlerine devam etti "Ben istemediğini bile bile buldum onları." dedi. Dona kalmıştım. Bahsettiği beni yetimhaneye bıraktıklarını düşündüğüm öz ailemdi. Neden yapmıştı ki? Bu yaşıma kadar kimsesizdim. Şevval`in ailesi pekala ebeveynlik yapmıştı ama kimseye anne dememiştim. Kimsede "anne"ya da "baba" sıcaklığı almamıştım. Ailem Miran Demir`di ve bana yeterdi. Seneler sonra neden bulmuştu ki? Miran`a hala bir cevap veremiyordum. "Mehru`m ben tanıştım onlarla sandığın gibi değil." dese de dinlemedim. Kalkıp balkona gittim.
İnanamıyordum. Ailem vardı ve benim sandığım gibi beni isteyerek bırakmamışlar mıydı? Artık kimsesiz değil miydim? Beni severler miydi? Bana alışırlar mıydı?
Peki ya ben? Ben onları sevecek miydim? Alışabilecek miydim? Ya da anlaşabilecek miydik?
Bilmiyordum. Ne benim onları ne de onların beni kabul edebileceğini düşünmüyordum.
Yanılacak mıydım? İyi olacak mıydık? Yoksa kötü olursak Miran aylar önce bu şehire gelip işe başladığımda şahsıma yapılan saldırıdan kurtardığı gibi şimdi de kurtarır mıydı?
Ben Dora Ekinci önce Demir olacaktım ve sonra belki kızlık soyadım değişecek onlara ait olan Akpınar olacaktı. Bilemiyordum.
Bilmiyordum ama öğrenecektik. Hep beraber yaşayarak görecektik. Ya sen? Öğrenirken bize katılmak ister misin?
|
TESADÜFLER
Tesadüfen yolları kesişen bir Özel Harekat Polisi ve Hukuk Fakültesi Savcılık son sınıf okuyan bir kadının hikayesini okuyacağız.
Tesadüflerin bazen aşka, bazen öfke’ye, bazen de özlemi en derinlerde hissettiğinde çöldeki bir damla su gibi hayatımıza girişini göreceğiz.
İyi okumalar.
|
Sen Giderken Ben Dönüyordum || TEXTİNG
Levent: Aklıma eskiden lisede yaptığımız mallıklar geldi. Duygulandım.
Erdem: Mallıkların demek istedin herhalde.
Levent: Knk beni seviyor musun, nefret mi ediyorsun ben anlamadım?
Erdem: Sen karar ver.
Alya: Sen, böyle kırıcı olmak zorunda mısın?
Erdem: Sen, böyle olmak zorunda mısın peki?
Alya: Kimse sen olmak istemez.
Levent: Ver o mübarek elini öpeyim.
Alya: İstemez kalsın.
Levent: Öpmeyecektim zaten!
|
Gazap Çıkmazı
Farklı yerlerde, farklı hayatın içine üç yıl arayla iki çocuk dünyaya geldi.
Birbirlerinin kaderi olduklarını bilmeden biri dört biri yedi yıl yaşadı tek başına.
Birbirlerini bulduklarında yapbozun tüm parçaları tamamlandı.
Bir kaldırım taşında başlayan arkadaşlıkları dört yıl sürdü. Aynı kaldırım taşında ayrıldıklarında ise birbirlerini bulmaları yıllar aldı.
Aradan geçen yıllar, küçük kızı genç bir kadın haline getirene kadar ellerini önce kendi ruhunun kanına ardından ise ilk cinayetini işlemesine neden olan herkesin kanına bulamasını sağladı.
Korumaya söz verdiği kişiyi koruyamadığında, ihtiyacı olan herkesi korumak için kaptan olma hayalinden vazgeçti küçük çocuk ve büyüdü genç bir adam oldu.
İstanbul yıllar önce onları ayırmamış gibi karanlık bir sokağında iki kayıp ruhu bir araya getirdi ve o gece herkesin kaderi yeni baştan yazıldı.
|
Sayın Savcım
Yıllar önce birbirlerinden kopan çift yıllar sonra iki yabancı gibi karşılaşırlar fakat değişen şeyler vardır ikiside büyümüş biri adliyenin korkulu rüyası savcı diğeri ise askeriyenin korkulu rüyası binbaşı olmuştur.
"Neden geldin yavuz? Neden
|
Ölümün Kayıp İmzası
Not: Kapak şahsıma ait değildir. "E-book Kapak Oluşturucu" uygulamasının şablonlarından birini kullandım.
Halk ve medya tarafından büyük bir sevgiyle
karşılanan Tayfun Kaya, oğluyla birlikte iş yemeği için gittiği restoranın bodrum katında, göğsündeki yanık "LM" iziyle ölü bulunur. Ölümünden uzun bir süre sonra oğlu Keskin Çelik Kaya`nın arabasının, kaputundaki LM iziyle bulunması ve ondan bir daha haber alınamaması olayı daha da derinleştirir. İlerleyen yıllarda bu olayların tekerrür etmesi, ülkeye yeni bir adli vaka kazandırmış olur.
Bu dosyanın savcısı olmayı kabul eden Lamia Minel Arsin, hayatının dönüm noktasına açılan kapıları sonuna kadar açtığının farkında değildir.
~
yalan söylediler, inci tane`m.
masum bir ruhu
kimse kanla lanetlemezdi.
ama senin kulağına
nefes için ağlamaya başladığın ilk an,
hayır daha önce
annenden kestiklerinde
bağını,
kanı fısıldadılar.
ve sen inci tane`m
kan kokmak için,
fazla cennet kokuyordun.
|
KAYBOLAN YILLARIM
Aysima Yalçın kaybolan yıllarını bulabilmek içindi tüm çabası...
|
ÖLÜM UÇURUMU 1
Sıra Size De Gelecek
"Bütün yargılayanların gözünden bir cellat bakar"
-Nietzsehe
|
Karga ve papatyanın hikayesi 🐦⬛🌼
… Bir uzun yoldan geldim, ardım bomboş
Aşk yolundan dönmem, derdim kimler sarhoş?
|
Günahkar Gece
Yaşanmaması gereken bir gece...
o geceden kalan minik bir bebek,peki bu bebek siyah ve beyazı bir araya getirebilir miydi?
|
SİREN:KABUK BAĞLAYAN YARA
"Sevda kalbe düşünce akıl durur derlerdi bizim orada,gerçi bunu babam yerine koyduğum adam demişti,sen kalbime öyle bir düştün ki İklim,dört mevsimi aynı anda yaşadım aklım durdu."
|
Kızıl Çember
Lakabı Kızıl Çember olan bir seri katilin hikayesi. Asıl mesleği Avukatlık olan Vera`nın kendiyle ve çevresindekilere verdiği savaş.
|
Lotus Çiçeği
Ben Süveyda bir kalp ağrısı Bir lotus çiçeği gibi çamurda bile çiçek açmak için çabalayan "yaşamak çok nadir rastlanan bir şeydir Çoğu insan sadece var olur ve ben sadece var olmak istemedim
Ben herkese adaletin var olduğunu göstermek istedim Aldığım davalarla da bunu göstermeye devam edeceğim" diyen güçlü kadınım ben
Ben Süveyda Devrim bu hayattaydım Ben bu hayatı yaşadım Sayısız savunma yaparken kalbimi yanlış bir adama kaptırdım Ama doğru kimin umurunda Doğru kime göre doğru ki
Ben Süveyda Devrim hayatımda hiç bir pişmanlığa yer vermedim Ben hatalarımı, yanlış kişiye atan kalbimi bile kabul ettim Sizde beni kabul edip sevin olur mu
Ben Alaz Kayalar Bu hayatta her savaşı kazandım Ama küçücük bir kalbe yenildim Bununla her zaman gurur duyacağım Sizde bir kalbe yenilmekten korkmayın olur mu
|
Mağlubiyet
Şimdi size bir savcıyla, bordo bereli bir askerin hikayesini okicaksınız.
|
Orenda
Lidya ve Aramın bir gece yarısı karşılaşması ve o gece Lidya`nın ailesini kaybetmesiyle başlar her şey. Bir süre sevgili olan Aram ve Lidya evlenme kararı alırlar. Ama evlendikten sonra yaşanacak bir kazadan ve tıpkı bir satranç gibi üzerinde oynanan hayatlarından haberleri yoktur.
Hikayemiz başlarda sakin ilerleyecektir.
Okuyarak destek olursanız çok mutlu olurum.
|
Aşk-ı Canhıraş
Çay gözlü bir adamla onun gül bahçesinin hikayesi ...
Yıllar önce evlendiği adamdan kaçarken karşılaşması üstelik ikizleriyle birlikte..
|
Siyah Ve Beyaz
Kadın hep güçlüydü . Onu güçlü kılan ihanetler, yaralar , elinden alınan gençlik.
Bunlar onu yıkmadı . O bir kumar oynadıysa kazanırdı . Hayat ona asla eşit davranmadı . O kaderini değiştirdi .Çisil Yılmaz hayatta tutunacak tek kendisi kalmıştı . Oda bunu bahane kıldı. O siyahın asil kraliçesi idi. Beyazın masunluğunu kabul etmeyen , en az siyah kadar kirli olduğunu söyleyendi.
|
Tanık
Geceyi -atımı- bağladıktan sonra şöylece dolandım çiftlikte. Ne de güzeldi...
O sırada babam beni çağırdı "Kızım hadi gel yemek hazır." "Tamam babacığım hemen geliyorum!" çiftlikte şöyle bir dolaştım artık hava zifiri halini almış, gündüz kendini geceye bırakmıştı. Tam o sırada bir silah sesi duyuldu ve bir daha. Öylesine korkmuştum ki neredeyse küçük dilimi yutacaktım. Hemen sesin geldiği yöne doğru koştum bu bizim iki katlı şirin evimizden gelen bir sesti. Eve girdiğimde her yerin yerle bir olduğunu ve cam kırıkları olduğunu fark ettim. sonra aklıma beni buz kestirecek o düşünce geldi... Babam! mutfağa koşuşturdum -babamın olduğu yere-. Sadece 9 yaşında olan ben hiçbir çocuğun görmemesi gereken bir şeyi gördüm, babamın kanlar içindeki cansız bedenini...
|
0% |