devam ediyor 14s önce güncellendi
Sera
@ozdemir.07
Okuma
5
Oy
3
Takip
1
Yorum
2
Bölüm
1
Saat 2`ye doğru odanın kapısı çalındı. İki kız ve bir erkek içeriye girdi. Ömer, Selin ve Nil, selamlaştıktan sonra beklemeye başladım. Tip olarak üçü de birbirine benziyorlardı. Uzun siyah düz saçlar, koyu siyah gözler ve biraz ürkütücü soluk beyaz tenleri vardı. Üçüz gibiler gibi görünüyorlardı ama aslında üçüz değillerdi.
Ortadaki halıyı kaldırıp yerde oturmamı söylediklerinde hemen onların dediğini yaptım.
Ömer, yanıma elinde bir bıçakla geldiğinde, kendimi geriye çektim.
"Korkma, üç damla kan ve yedi arkadaş sana gerçek kimliğini gösterecek."
Derya, "Sera, istersen yapmayalım," dedi.
Elimi uzatarak yapmak istediğimi ve bu konuda istekli olduğumu göstermek istedim. Derya ise bu âyine katılmak istemediğini söyleyerek kenarda bizi izlemeye başladı.
Ömer, "Her bir damlada benim söylediklerimi tekrar etmeni istiyorum. Kızlar, siz de."
Kafamı onaylayarak salladım ve kızlarda "Tamam," dediler.
Ömer,"Tam kırk tane mum var, onları etrafımıza dizin." dedi.
"Niçin kırk tane?" diye sordum.
Ömer, "Her bir damlada on tane mum yanmalı." cevabını verdi.
"Kırk tane olduğunu söyledin, üç damla kan akacak dedin. Son onu neden kullanmıyoruz?" diye sordum.
Nil, "Yazı elinde belirdiğinde, son onu yakacağız." dedi.
Kızlar mumları dizdi ve hepsi etrafımı sararak bir çember oluşturdular.
Ömer, "Elinin tam ortasına küçük bir kesik atacağım. Acımayacak, korkma," dedi.
"Tamam," dedim.
Ömer, dediği gibi elimin ortasına bir çizik atmış ve kanaması için sıkmıştı. Kanamaya başladığında, Ömer odada dönüp kızların yanına gitmişti.
Ömer, "Beni tekrarlayın. Elini aşağıya doğru tut ki damla damla kan aksın." dedi.
Kafamı onaylayarak, elimi aşağıya tuttum.
Elimden bir damla kan aktığını hissettiğimde, hepsi gözlerini kapattı.
"Pronađite sebe."
Önce onlar, sonra ben tekrarladık ve 10 mum yanmıştı. İkinci damla yere düştüğünde tekrar aynı şekilde Ömer söyledi, kızlar söyledi, sonra ben tekrarladım. Üçüncü ve son damladaydı sıra.
Yere akan damlayı hissettim ve hep birlikte "Pronađite sebe" dedik.
Bittiğinde elimde hafif bir yanma hissettim. Ellerimi çektim ve elimdeki yanma hızla geçti. Elimde Tengri yazısı belirmişti. Daha önce duymadığım bir inançtı bu. 40 mumun hepsi birden söndüğünde, neler olduğunu anlamaya çalıştılar ve hatta korktular.
Derya, "Sorun ne?" diye sordu.
Selin, "Burada olmaması gereken bir şey." dedi.
Ömer bileğimdeki  harfini fark ettiğimde, elimi bırakmış ve korkmuşçasına benden uzaklaşmıştı.
"Neler oluyor?" diye sordum.
"Aman Tanrım, sen bir lanetli ucube gibisin!" dedi Selin.
Dediği anda diğer kızlar hızla Ömer`in yanına gitti. Gözlerinde büyük bir öfke vardı ve birlikte odadan çıktılar. Bu durum beni şaşırtmıştı. Sembol, yavaşça bileğimden kaybolurken, kızların gözlerinde büyük bir korku gördüm. Şimdi aklım karışmıştı. Bu sembol ne anlama geliyordu ve neden kızlar birdenbire "ucube" diyerek kaçmışlardı? O an, ne yapacağımı ve bu gelişmenin ardındaki sırrı çözmek için nasıl ilerleyeceğimi bilemiyordum.