Yeni Üyelik
[ aşk ] - Etiketin'de Kitap Listesi
KİRALIK ÖPÜCÜK
"Bu gecenin hiç bir anlamı yok." Sert ve taviz vermez sesi tüm benliğimin içimde ki ona olan aşkını öldürüyordu. Ölüyordu içimde, belkide ölmüyor ben ölüyordum. "Bu geceden sonra, beni görmezden gel. Tanıma, yakınıma gelme." O kadar mı nefret etmişti benden? Halbuki bu gece benim tüm umutlarımın özgürlüğüne kavuşacağı geceydi....
1a önce
  Yazar@petrichor2
CAN BAĞIM (TAMAMLANDI)
Bazı kadınlar güzel gülerler azizim. Hatta öyle güzel gülerler ki gülüşüne kuş konmuş sanırsınız. Neşe o kadınlardan yalnızca bir tanesiydi. Mutlu olmaktan çok mutlu eden, lösemi hastası genç bir kızdı Neşe. Özel bir hastanede tedavi görürken doktorlar tarafından iyileşemeyeceği yönünde yanlış teşhis konulunca Neşe çaresizce hastalığını kabullenip, kemoterapiyi sonlandırıp yaşamı boyunca yapmak isteyipte yapamadığı bütün her şeyi listeye geçirir. Günler birbirinden farksız geçip giderken bir gün listede olmayan bir eylem gerçekleşir. Aşk kanser gibi hızla hücrelerini ele geçirir.
1a önce
  Yazar@verahare
Bi'Çare
Hayat tam da bitti dediğin anda mı başlar.Yoksa başlangıç dediğimiz şey zaten asıl hikayenin sonu mudur? Hayatının amacını anlamaya çalışan Sare.. Ona yardım etmeye hazır biri mi olucak yoksa yoluna hekesin yaptığı gibi taş mı koyucak Aybars.. "Sen de mi böyle yaşıyorsun." "Nasıl."dedi Aybars. "Böyle işte hep hayatta bir yerlere gelmeye çalışıp didinerek." "Bence" dedi."Benim hayatımın bir anlamı var." O zaman farkertmiştim hayatta gerçekten yaşayanlar vardı.Mutlu olmaya çalışıyorlardı.
İnnocent Dream | Taekook
Babası kumar borcunu ödemek için Jeongguk`u Kim malikanesine satar ve Jeongguk orada beklemediği şeylerle karşılaşır. Mpreg Yan çift Yoonmin Düz yazı
1a önce
  Yazar@ceyceyberry34
KOR ATEŞİN PARÇALARI | 17 Ocak
Gördüğüm iki çift göze kitlenmem kısa sürmedi. Gri gözleri doğrudan kalbimi hedef alıyor gibi yavaş yavaş kalbimde bir enerji hissediyordum. Canımı yakan şey gözlerinden ziyade başka bir şeydi sanki. Öyle hırsla, öyle nefretle bakıyordu ki. Gözleri bir sıcak okyanus gibiydi, ben içinde yanıyordum. Kaynar bir suda boğulmak değildi, her hücrene, her duyguna kadar cayır cayır yanmaktı. Gözleri bir ölümü anlatıyordu, benim tabutum onun grilerine gömülmüş gibiydi. Kalbimdeki basınç artarken daha fazla dayanamayıp elimi kalbimin üstüne götürdüm. Yüzümü sabit tutmak için uğraştığım savaş sonunda sona ermiş gibiydi. Kalbimde çok büyük bir ağrı vardı. Hayır, bu asla hoşlantı gibi değildi. Ne olduğunu anlamıyordum. Grileri ruhumu ele geçirmek istiyordu; başarısız olmak önce beni, sonra onu alevlendiriyordu. * Eğer ihanet bir simgeye sahip olsaydı, bu kitap gösterildi. Herkesin tek bir ruhu vardır. Bahsedilen tek bir ruh ortadan ikiye parçalanırsa, umutlarınız elinizden kayıp giderdi. Elinizde ki yarımlıklarla devam etmeye çalışırken birinin sizden onu koparmaya çalıştığını düşünün. Zemheri için de durum böyle. Yaşadığı olayları ardında bırakmak isterken bir anda gelen kişi Zemher`nin her şeyini istiyordu. Başta ruhu olmak üzere her şeyine sahip olmak istiyordu. Aziz`in gözündeki nefret nereye dayanıyor? Peki Zemheri ruhunu Aziz`e teslim etmek istemezse, bu durumda Aziz ne yapar? (Geçmiş hayat ve fantastik içerir.)
1a önce
  Yazar@nepenthze
WHİSPERS of DESTİNY
"Hayallerin Peşinde", hayal gücünün ve dayanışmanın gücünü keşfeden bir grup insanın sıra dışı yolculuğunu anlatan, ilham verici bir hikaye. Serra, içindeki tutkuyu ve yaratıcılığı ortaya çıkarmak için çıktığı yolculukta, karşılaştığı zorluklarla başa çıkmaya çalışırken, beklenmedik bir topluluğun parçası haline gelir. Bu topluluk, hayallerini gerçekleştirmek için birbirine destek olan bireylerden oluşur. Ancak, hayallerin peşinden koşarken karşılaştıkları engeller, ilişkilerini sınamakta ve onları birbirine daha da yaklaştırmaktadır. Güven, dayanışma ve özveri üzerine inşa edilen bu yolculuk, her karakterin kendi içsel mücadelelerini aşarak nasıl büyüdüğünü ve değiştiğini gözler önüne seriyor. Serra ve Arda`nın liderliğindeki bu topluluk, yalnızca kendi hayallerini gerçekleştirmekle kalmayacak; başkalarına da ilham verecek bir hareketin parçası olacak. Ancak, tüm bu süreçte, hayallerin gerçekliğe dönüşmesi için nelerden fedakarlık yapmak zorunda kalacaklar? "Hayallerin Peşinde", sadece bir kişisel gelişim hikayesi değil, aynı zamanda hayallerin peşinden koşmanın, birlik olmanın ve toplumsal dayanışmanın ne denli önemli olduğunu vurgulayan etkileyici bir anlatım. Her sayfasında umut ve ilham barındıran bu kitap, okuyucularını kendi hayallerini gerçekleştirmeye teşvik edecek. Kendi hikayenizi bulmak için hazır mısınız?
1a önce
  Yazar@moonwien
BEYAZ ve SİYAH
Duru sadece annesi ve babasının kafesinde onlara yardım etmek amaçlı çalışan bir kızdı. Bir gece Mahalledeki platoniğinden kaçarken asla istemeyeceği bir olay yaşamak üzereyken kahramanı tarafından kurtarıldı... "Beyaz ve Siyah ne kadar zıt renkler olsada birlikte olduklarında en tercih edilen kombindi..." //mahalle kurgusu//
1a önce
  Yazar@kurbikyazarr
VAMPİRİN GELİNİ
Aramızdaki bağ seni bana getirdi. Yıllardır bunu bekledim, yanıma geleceğin günü. Ben sana ölümsüz aşığım ve sen bana sonsuz aşıksın. Mühürlendiğimiz andan itibaren sen benim mührümsün. Kaderimiz birlikte yazılı. Bana gel... Uyanışını gerçekleştirdiğinde seni almak için geldiğimde, bana gel.
1a önce
  Yazar@lsevdal
mafya ve miniği
Bir gün Melisa’nın bir bara gitmesiyle oluşan baş belaları
1a önce
  Yazar@ceriyyyyyyyyy
Ateş Mafyam
Benim böyle birisiyle tanışacağım kimin aklına gelebilirdi ki?
1a önce
  Yazar@gizlibiryazar
RADYODAN KALBE YARI TEXTİNG
"Sen benim mutluluğa denk düşen son adımımsın, Gülce. Senden sonra adım yok, senden sonra bir hayat yok benim için."
1a önce
  Yazar@asra__
İstanbul Saklasın Bizi
Hiçbir kız çocuğu, güçlü kadın olmak için doğmaz. Hepsi masum hayaller kuran, şımarık birer prensese benzerler. Kaderdir onları cadı, fettan ya da güçlü kadın yapan. Tutulmamış sözler, yaşanmamış mutluluklar, ölümler ve ayrılıklar güç verir onlara! Kurulan hayaller, iskambil kağıtlarından kule gibi yıkıldığında; ezilmemek için o enkazın altında, güçlü olmak zorundadırlar! Güçlü kalabilmek adına, yaşamın kendisine sunduğu ilk fırsat trenine atladı Hande. Yaşamına idöl edindi, annesini örnek aldı! Onun gölgesinde yetişti. Ailesini kendi tercihiyle terk etti, boyun eğmedi içerisinde bulunduğu düzene. Yeliz Hanım`ı anne olarak kabullendi, onun doğruları ile hayata atıldı. İnadına alaya aldı, meydan okudu hayata. Beline uzanan kumral saçları, uzun boyu ile süzülmekteydi. Kehribar gözleri, güneşte bal misali parlarken, ince kaşlar, biçimli dudaklar ile süslenmişti berrak teni. Hayatına aldığı darbelerden sonra mutluluğa aramak için çıktığı yolda kendisini karşılayacaklardan habersizdi genç adam. İstanbul... Kimine acı, kimine mutluluk, kimine de umuttu bu şehir. Yola çıktığında, cebinde umudundan büyük kırıntılar vardı Fatih`in. Şehre ilk adımını attığında, gerçek sevginin ne demek olduğunu öğrenecekti. Gördüğü sevginin gölgesinde aşka uzanacaktı parmakları. Yeni hayatı, kocaman umutları ile oluşacaktı. "Seni sevmeme izin verir misin?" Genç kadın, başını ağırca kaldırmış, karşısındaki ağaca belini dayamış, kendisini seyreden adama baktı. Sevmek? Kelime, zamanında acı vermişti kadına. Çok sevmişti ama hayat müsaade etmemişti mutluluğunu yaşamasına. Sevdiğini sandığı adam tarafından terk edildiğinde, hayatı alt üst olmuş, hasta bedeni, kaldıramamıştı bu acıyı... Şu saatten sonra sevebilecek gücü, kendinde bulamıyordu. "Sadece severim, şifa olurum yaralarına, başkasını istemem." İçinden geçenleri anlar gibi kurmuştu son cümlesini. Bakışlarını biraz daha etrafta gezdirdiğinde, Kız Kulesi`ni görmüştü. Uzaklardan, çok uzaklardan göz kırpmaktaydı genç kadına. Hande, Fatih`i tanımadan önce, içerisinde bulunduğu şehri, hiç böyle dikkatli keşfetmemişti. Oysa severdi İstanbul`u, çok severdi... Lakin ne kadar sevdiğini, onu tanıdığı gün daha iyi anlamıştı. "Bak, şimdi burada, İstanbul şahit; yemin ediyorum ki, çok güzel severim seni!" Kalbi, umutlarla çiçeklenmişti nedense. İstemsizce tebessüm etmiş, alıkoyamamıştı dudaklarını... Karşısındaki adam, soğuk, umursamaz değildi. İlk tanıdığında öyle sanmış, resmi duruşları, böyle düşündürmüştü genç kadına. Tanıdıkça, iş dışındaki haline tanık olmuştu. Deli doluydu. Aşkına karşılık ararken bile hızlıca konuşup cümleler kuruyor, tatlı hal alıyordu. Şair Bedri Rahmi Eyüboğlu`nun sözleri`ni, Kız Kulesi`ne bakarak mırıldanmıştı, uyuşuk çıkan sesi eşliğinde: "İstanbul deyince aklıma kuleler gelir. Ne zaman birinin resmini yapsam, öteki kıskanır. Ama şu Kız Kulesi`nin aklı olsa, Galata Kulesi`ne varır; bir sürü çocukları olur..." Zamanında, elindekileri değerlendirmiş, hayata meydan okuyan kadın olmuştu. Hep olmak istediği gibi güçlüydü. Hepsini Yeliz Hanım`a borçlu olsa bile, kendi payı da çok yüksekti. Öz annesi gibi, boyun eğebilirdi içerisinde bulunduğu şartlara. Hande, Yeliz Hanım`ın teklifini, dakika bile düşünmeden kabul ederek, hayallerine adımlar atmış, zirveye kadar çıkmıştı. Olmak istediği gibi dimdik duran kadın olmuştu artık. "Bırakalım buna İstanbul karar versin, saklasın bizi..." Pelteleyen sesinde, tebessüm barınmaktaydı. Karamsar değildi cümlesi ama kararsızdı. Gel gör ki, cümlesindeki kararsızlıkları, tutarsızlıkları çiçeklendiren en güzel duyguydu umut. Sarmalanmıştı umut tohumları ile kurduğu cümle. Belki de umut, aşkın saatine yakındı. Fırsat olarak yeni tren çıkmıştı karşısına. Yıllar önce ilk trene atladığı gibi, şimdi de düşünmeden haraket etmeyecekti. Çünkü sevmekten canı yanmıştı zamanında. Fakat umudu, ilk zamanlardaki gibi tazeydi. Yaralarının etrafını çemberlemişti umut çiçekleri...
1a önce
  Yazar@mavi_melekler
Kanlı Motif
Asker ve şifacının saklanmış hikayesi Karanlığın mahzenine hapsedilmiş ruh, bir çiçek ile güneşe bakabilir. ... Bir günlük içerisine gizlenmiş hayat hikayesiydi onların ki. Farklı dünyaların insanlarıydı onlar. `Asla` kelimesi onlara verilmiş bir addı. Ama sorun da bu kelime değil miydi? İnsan `Asla` ların kölesi olmaz mıydı? Onların hayat hikâyeleri bir mendille başladı ve paslı bir kutuya hapsedildi. Yıllar sonra paslı kutu tevâfuk eseri Sare`nin eline geçti. Meraklı bir kişiliğe sahip olan bu genç kız, Meyra ve Üzeyir`in hikayesini aydınlığa kavuşturmak için elinden geleni yapacaktır. Lakin küçüklükten Müslümanlara kin besleyen, çetelere katılmış olan Samuel, Sare`nin hayat hikâyesine dahil olacaktır. Bu kitap geçmiş ve gelecek arasında mekik dokuyan bir hikayedir. Ve bu hikayenin sonunda geçmiş ve geleceğin birbirine nasıl sımsıkı bir şekilde bağlı olduğunu göreceğiz. "Sadece erkek, kadına çiçek hediye etmez. Kadınında erkeğe hediye edebileceği bir çiçek vardı. Onlardan birisi de Cennet Kuşu Çiçeği`dir. Her iki ırkta farklı anlamlara gelen bu çiçek, bir hayat döngüsünün başlangıcıdır." kitap tasarımı bana ait
1a önce
  Yazar@lilyum_cicegi
SAKLI TUTKULAR
Tüp bebek merkezinde tüplerin karışması sonucu kocası yerine hiç tanımadığı bir adamdan hamile kalmıştı Mahru. Birbirilerinden habersiz olan Arslan ve Mahru... İkisi de evliliklerinden yana yüzü gülmemiş insanlar. Hayat onları bebekleri sayesinde bir araya getirir. Aşk ve tutku girdabına tutulurlar.
1h önce
  Yazar@verahare
Hep Birlikte Mi?
Aden Karaalp Görünmez Timinin komutanıydı. Yakalamaları gereken bir "Ölüm" vardı. Ya "Ölüm" onları ölüme sürüklerse? O zaman ne yapacaklardı? Pes mi edeceklerdi yoksa intikam peşine daha çok mu düşeceklerdi? Aden onlar için iyi bir komutan mı olacaktı, kötü mü? Herkes ondan vazgeçecek miydi? Pars`ta buna dahil miydi?
1a önce
  Yazar@fatmanurrrkln
MASKE
Maskeler, insanların yüzünü gizlerler peki içlerindekilerini duygularını gizlemeye gücü yeter miydi maskelerin? Ben Ada Atay sonuna kadar gizleyecektim duygularımı sonuna kadar saklayacaktım gerçek yüzümü ne için ? İşte bunu bende sizinle beraber görecektim. _____________________________________________ Görevi kabul etmiştim neden? Babamı bulabilmek için...
1a önce
  Yazar@sedadmrl
LALE
Lale 4 ay önce trafik kazasında ailesini kaybetmiş ve teyzesinde kalıyordu. Fakat teyzesi artık onu istemediğini söylemişti. Peki şimdi Lale ne yapacaktı?
1a önce
  Yazar@yamiryazar
Bir Felek Vurgusu
Serttir, memleketi gibi serttir. Sessizdi, az konuşur ama çok şey anlatırdı. Elleri kan gözleri acımasızdı... Bu sert ve acımasız komutan benim çocukluğumdu. Bakışlarıyla eziyordu herkesi. Adı her yerde geçiyordu. Geçmişim olan adam, geçmişi olan kadını tek bir bakışta tanıdı, oysa çocuktum onda ben nasıl tanıyabilirdi ki?
1a önce
  Yazar@larasu
Bir Firari Meselesi
Edin, Bosna Hersekli bir firaridir. Cezaevinden ailesinin intikamı için İstanbul’a kaçar fakat şunu bilmeli ki artık devlet koruması altında değildir başına her türlü belayı açabilir ki hele de bir mafyaya bulaşmışken. Acaba ailesi neden öldürüldü? Edin neden cezaevinde? İstanbul’da nelerle karşılaşacak?
1a önce
  Yazar@kitapkurdinho
SEVGİ NOTASI
Tek istediğim hayallerime kavuşmaktı.
1a önce
  Yazar@busu1143
ZEHİRLİ PAPATYA AŞKI
Dikkatsizlik yüzünden yapılan bir hata herkesin hayatını etkilerse ne olur? Yaşananlar! Hayaller ! Bu hayata mahkum edilenler, Dedektif bir karara zorunlu bırakılırsa, Peki ya verdiği kararın yükünü vicdanın da esir tutarsa ne olur? Yaşadıkları ajana ağır gelirse, Affedilenler, Affedilemeyenler, Peki ya yalanlar, ihanetler, sevgi ve sevgisizlik Sevgi insanı iyileştirebilir mi? Bir ajan ve dedektifin hikayesi olan bu kitapta bol kaos ve içsel hesaplaşmalar olacaktır. Şimdiden iyi okumalar...
1a önce
  Yazar@dilaraa_doldur
SENSİZ BEN
Eda küçüklüğünden beri babasız büyümüş ve aynı zamanda annesi tarafından nefret edilen bir kızdır. Sahip olduğu güvendiği ve küçüklük tek arkadaşı Keremdir. Amma nerden bilsin hayatının tek bir kişi sayesinde değişeceğini...
1a önce
  Yazar@fatime_alyazova
Son Görev
Bazı insanlar aşkı garip bulur . Aşk ve iş hayatı iki mermidir ve birbiriyle çakışır. Sizce galip kim?
1a önce
  Yazar@hayalet_yazar
Kanlı Grup
Herşey o gün başlamıştı. Nio o gün hayatı boyunca unutamayacağı şeyleri yaşayacaktı. Yeni büyülü arkadaşlarıyla yeni bir serüvene çıkacaktı...
AŞKIN İSYANI
Aşiret kurgusu. Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanmıştır.
1a önce
  Yazar@zeynepakbas_
FIRTINANIN ÖTESİNDE
Hikaye, Antik Yunan dünyasında, tanrıların ve kahramanların kaderlerinin iç içe geçtiği bir dönemde başlar. Baş kahramanımız Eryon, ölümlü bir insan ile ölümsüz bir kahramanın oğludur. Eryon, savaşçı olarak yetiştirilmiş, cesareti ve gücüyle tanınan bir gençtir. Ancak, Eryon’nun en büyük özelliği, tanrılardan miras aldığı bir lanet: Ne zaman büyük bir duygu yaşasa, etrafında fırtınalar kopar. Bu nedenle, hem kendisine hem de çevresine zarar vermemek için duygularını bastırmayı öğrenmiştir. Bir gün, Eryon’nun yolu, tanrısal bir prensi olan Kaenos ile kesişir. Kaenos, fırtınaların ve rüzgarların tanrısı Boreas’ın oğludur. Soğuk ve kibirli görünen Kaenos, savaşçı ruhuyla tanınır, ancak içinde kimsenin bilmediği bir yalnızlık ve sevgiye açlık taşır. Eryon ve Kaenos, tanrıların düzenlediği bir savaş turnuvasında karşı karşıya gelirler ve bu karşılaşma, ikisinin de hayatını sonsuza dek değiştirir.
1a önce
  Yazar@gozde_edmn
BÜYÜK KADININ BÜYÜK ADAMI
Aşk hiç bu kadar zor olmamıştı
1a önce
  Yazar@hanifekarakaya
GÖK YILDIZ ( Güncel ✔️)
Instagram: azimet340 YERYÜZÜNDEN BİR YILDIZ KAYDI VE GÖKYÜZÜNE DÜŞTÜ. Sabırla başlayan bir aşkın hikâyesi Ağır adımlarla odanın ortasına doğru yürürken duvağımın altından etrafıma bakıyordum. Büyük balayı suitinin, büyük ve ipek örtülü yatağının üzerindeki kırmızı gül yapraklarıyla yapılmış kalp şekline baktım bir kaç saniye. Bu yatağı böyle özenle hazırlayan personel kimbilir hakkımızda neler konuşup gülmüşlerdi. Oysa o yatağa toprak serpilmiş olmalıydı , gül yaprakları değil. Duyduğum tok ayakkabı sesiyle bir anda kendime geldim. Kocam olacak adam yavaş adımlarla yanımdan geçerek tam önümde durduğunda kendime verdiğim sözü hatırlayarak başımı ve gözlerimi önümden kaldırmadım. Görüş açıma giren iki büyük el duvağımı uçlarından tutarak yapılı saçlarımın üzerinden arkaya doğru aldı. Şimdi görüş açımda beyaz gömlek üzerine giydiği siyah yeleği ve uzun bacakları ile o vardı. Şuana kadar ne sesini duymuştum nede yüzünü görmüştüm. Nikahta bile diliyle değil başıyla evet demişti. Zira babası uyarırken duymuştum. Belkide dilsiz di yada kekeme. Olabilirdi. Zaten merakta etmiyordum. İki parmağıyla çenemden tutarak yüzümü kendine doğru kaldırdığında gözlerim inadına önüme çevriliydi hâlâ. Bedeni bana doğru esnerken, " Banyoya girmem lazım." Dedim aceleci sesimle. Sessiz geçen bir kaç saniyeden sonra gerileyerek sol eliyle banyoyu işaret ettiğinde sadece eline bakıyordum yine. Gelinliğimin eteklerinden tutarak hızlı adımlarla hemen banyoya girerek kapıyı arkamdan örttüm
1a önce
  Yazar@azamet_29_2
Derd-I Dünya / Mahalle Kurgusu
70`li yıllar da aynı mahallede ülkücü Yiğit ve devrimci Yağız`ın dostluğunu anlatır. Sağcı-solcu konulu bir kitaptır. Devrimci çocuk - muhafazakar kız aşkı vardır.
Loading...
0%