Kalp Savaşı
Bir kızın babasının işini üstlenmesi sonucunda bizi neler bekliyor
...
|
AKREP KRAL {MAFYANIN ÇİÇEĞİ}
" Nereye Gidersen Git Yine Bana Gelceksin ." demişti Genç Adam .
Nazın İlk Defa Bu Kadar Canı Yanıyordu. Onca Söz ve Hakaretten Sonra Artık Canımı Yanmaz diyordu ama Yine Yapmıştı Yapacağını .
O Kadar Haklıydı ki Ne Sığınacak Bir Kişi, Ne de Gidecek Bir Yeri Vardı.
Nereye Giderse Gitsin Bütün Yollar Ona Çıkıyordu.
Kaderine Bir Kez Daha Lanet Etti.
Koşa Koşa Çıktığı Hapishaneye Geri Dönüyordu.
Kapısındaki Sayısız Korumanın Olduğu Hapishaneye Adım Attı.
Oradaydı İşte Verenda da Bütün Heybeti İle Duruyordu Cehennemin Zebanisi Namı Değer Akrep Kral.
Gözlerinde Yine Aşağılayan Bir İfade Vardı.
Sanki Ne Oldu Küçük Fare Yine Benim Elime Düştün Diyordu.
Daha Fazla Bu Bakışlara Maruz Kalmamak İçin İçeriye Girmek İstediğinde Ayağı Havada Kaldı.
Onun Yeri Göğü Titreten Bariton Sesi Bütün Bahçede Duyulmuştu.
"Sakın Bir Adım Daha Atayım Deme !"
*Kitapta Argo ve Küfür Bulunabilir Lütfen Bu İkazımı Dikkate Alarak Okuyun!
*Tüm Hakları Bana Aittir Herhangi Çalınma Kopyalanma Durumunda Tarafımdan Yasal İşlem Başlatılacaktır.
|
Közden Kalpler Şatosu
Karanlığın içinde Közden Kalbi`yle yanan, acımasızlığıyla efsaneleşmiş bir kadın...
O, bir varisten fazlasıydı. Bir oyuncu, bir hırsız, bir katil, bir cadı, bir lânet, zihnindeki seslerden varolmuş tehlikeli bir ölüm makinası...
Amcasının ölümüyle örgütün Yönetici Varis koltuğuna oturan gizemli bir adam... Karanlığın aydınlık tarafı olmuş, aydınlığı boğmaya mecbur bırakılan acılı bir yeğen...
Aşk, ikisini bir araya getirdi; fakat hayat sürprizlerle ve kötü sonlarla doluydu.
Her şey bir intikamla başladı. Sonra hepsi birer birer ardından geldi. İhtiras, hırs, öfke ve en önemlisi İNTİKAM duygusuyla yanan kalpler...
Peki bu hikâyede masum olan kimdi? Acılar içinde boğuşan, annesini öldürmek zorunda kalan küçük bir kız çocuğu mu yoksa hayalleri elinden alınıp acımasız bir adama dönüşmeye mecbur bırakılan bir adam mı?
"Bedeni cehennem ateşinden olanın kalbi yalnızca közden olabilirdi."
Bu hikâye sadece onların hikâyesi değil, bu hikâye kalbi köz gibi yanan acılı kalplerin hikâyesi.
(Beliz) Elzem Zerel ∆ Emre Sayar
|
MÂRAN: Çıkış Yok
"Vesvâs: Son Yok" adlı kitabımdaki Zühre karakterinin hikayesidir.
Herşey köyde, tek odalı bir evde o zamanlar bir çok yaşıtımın hayalini bile kurmaktan çekindiği üniversite hayatına atılımım ile başlamıştı...
Fakat işler hiçte istediğim gibi gitmemişti.
Okumak uğruna bir çok zorluktan geçtiğim, yıllardır hayalini kurduğum ve nihayetinde okumak için gittiğim o büyük şehirde, insan tacirlerinin eline düşeceğimi bilemezdim?
Bu da yetmezmiş gibi dünyanın bir diğer tarafında, koca bir şehri esir almış eli kanlı çete üyelerinin bir taht uğruna yaptıkları güç yarışlarının içine düşeceğimi de bilemezdim?
Brezilya...
` Çıkış Yok ` denilen labirenti andıran bu sokaklardan çıkmanın tek bir yolu vardı.
En güçlüyü bulmak ve onu yönetmek...
Söylendiği kadar kolay olmayacaktı.
Bulduğum gizemli kitap ve beraberinde yaptığım büyü ile ödemem gereken bir bedel olduğunu geç farketmiştim.
Başıma iyi şeyler gelmemişti. Bana hiç acımamışlardı.
Kimseye acımamıştım...
Öldürdüğüm insanlar ve uğruma öldürülenler...
Ben Zühre...
O kadının deyişiyle ansızın gökyüzünde belirip tüm dengeleri alt üst edecek; Kanlı Yıldız.
|
GÜZEŞTE
En acılı ölümün ağlayarak olduğunu biliyor muydunuz? Canınız acırken ölmek..
Canımın acısını düşünürken uyku inine doğru sürüklüyordu beni. Hafif hıçkırıklarım boş depoda yankılanırken gözlerimi zorlukla kapattım. Her bir bıçak zerresi sanki gözlerimi yok ediyordu. Ellerim ve ayaklarım bağlı değildi çünkü bir yere gidemeyecek kadar canımı yakmışlardı.
Ruhum ve bedenim acı için birbirleriyle rekabet içerisindeyken birinin gölgesine sığınmak istedim. Kapının açılmasını, kurtulmayı veya yok olmayı.
Parmaklarım dâhi hareket etmiyordu ve bu daha fazla korku ve telaş salıyordu bedenime.
Evet ben yok oluyordum.
Ne biri beni gölgesine saklayacaktı, ne de kurtulacaktım.
Ve evet ben bir daha uyanmayacaktım buna kanaat getirdim. Çünkü bu defa masalımın kahramanı da kucağımda acıyla yarışıyordu.
|
Nasılsın Mafya?
22 yaşında olan Derin yakın arkadaşı olan Ece’ye yazmak isterken bir mafya’ya yazarsa neler olur okuyalım🤭
|
Sana Saniyede 100KM
"Nefes alıyorsan umut var demektir; ama nokta koyulduktan sonra `belki` demek umut değil, çaresizliktir."
|
Yarım Kalanlar
"Ulan!" diye bağırarak bana arkasını döndü, ağlıyordu. "Bazen yanına gelmek, hiçbir şey demeden sana saatlerce sarılmak istiyorum. Kokun içime işlesin, her özlediğimde anımsayayım istiyorum. Üstüm başım sen koksun istiyorum lan!"
"Levent," dedim ağlayarak, titreyen sesimle. Duyduklarım benim için çok ağırdı. "Ben gitsem iyi olacak."
Yüzünü hızla bana dönerken gözlerinden akan yaşın beraberinde, hayal kırıklığıyla baktı gözlerime. "Ama sen hep böyle yapıyorsun..."
"Bir şey yapmıyorum."
"Yapıyorsun Umay!" dedi bağırarak. Delirmiş gibiydi. "Ne zaman sana gerçekleri haykırsam, kaçmak için yol arıyorsun."
"Hata yapmanı istemiyorum."
"Hayatım boyunca hata yapmadım, yapmam."
"O zaman benden uzak dur Levent," dedim, kısık bir sesle. "Çünkü en büyük hatan olurum."
"Beni artık sevmiyor musun?"
"Seviyorum..." dedim acı tebessümümün eşliğinde, o da gülümsemişti. "Kutay`ı da seviyorum, Anıl`ı da. Hatta Ziya`yı da çok seviyordum."
Tebessümü solarken başını onaylar anlamda sallayıp eli ile odanın kapısını gösterdi.
"Git Umay!" dedi. "Kutay`a git. Anıl`a git."
Bende onun gibi yapıp bir şey söylemek yerine başımı onaylar anlamda sallayıp odadan çıktım.
|
Ne Aşk Ne Savaş
İki düşman ama aralarında yasak aşk var. İki soyun da birer beklentisi var ama işler bir iksirle değişecek mi? Nasıl olacak? Mutlu mu bitecek? Bu soruların cevabı kitapta.
|
Kalp Tutuşması
Bir aile sırf erkek bebek istedikleri için yeni doğan kızlarını başka bir ailenin oğlan bebeği ile değiştirirler. Bu değişiklik kaderi ne kadar değiştirebilir?
Komiser Berzan Pamir Dağran, bir seri katilin peşindeydi. Ülkece aranan bir seri katilin peşindeydi ve o seri katil ile yollarının kesişeceğini hiç kimse bilemezdi. Kavim Erge bile onu arayan komiseri aslında bebekliğinden beri tanıdığını bilemezdi.
Bir kıvılcımla başladı onların kaderi, yavaş yavaş alev aldılar. İkisi de fark etmedi ateşler içinde kaldıklarını. Ateş onların kalbine kadar işledi, kalpleri tutuştu ve aşk onları kalpsiz yapacak kadar yaktı.
Bu yakılan kalplerin hikayesi. Şimdi soruyorum sana, aşk ne kadar yakar bir insanı?
|
Mafyanın Yasak Aşkı / Töre ve Aşk
Elti olan ikiz kardeş Zerya ve Zerda’nın hikayesidir.
***
“Adın Zerda mı?”
Başımı evet anlamında salladım.
“Ben de Yekta… Merak ettiğin bir şey var mı?”
Başımı iki yana salladım. Dilimin üstünde sanki bir beton yığını vardı. Kelimeler boğazıma diziliyordu.
“İyi. Meraklı insan sevmem. Konuşan insanları hiç sevmem.”
Demek bu yüzden benimle evleniyordu. Yekta’nın kardeşi Boran’la yasak aşk yaşıyordu ikizim Zerya. Hicran, Boran ile Zerya’yı yatakta uygunsuz şekilde basınca Zerya’yı ben sanıp adımı çıkardığı için değil. Dilsiz olduğum için benimle evlenmeyi kabul etmişti. Ve ben adımı temizlemek için yabani bir adamın karısı olmaya mecbur kalmıştım.
“Seninle gerçekten karı koca olmayacağız. Öyle korkarak bakmana gerek yok. Benim gibi bir mahlukatın yatağına girmeni senden istemeyeceğim.”
Ne diyeceğimi bilemedim. Sadece başımı eğdim. Kaderime boyun eğdiğim gibi…
İnstegram: yazar_asmira
Adıma tıklayıp beni takip edebilirsiniz ^^
|
ŞAH MAT
Kadın bir akrep, adam bir katran.
Bir kadın bir adama bu kadar haram, bir adam bir kadına bu kadar yara olamazdı.
*
Bu kitap Şah, Mat ve Son oyun olmak üzere 3 hikaye içermektedir. Hikaye geçişleri, bölüm başlarında belirtilecektir.
*
ŞAH
Bedenindeki tüm acılar seni canlı tutar. Peki ya ruhundaki?
Geçmişin kıvılcımı geleceği sıçrar ve bir ateş yanar. Anka kuşu misali küllerinden doğan, o ateşi tutar.
Çemberin Efendisi...
Korkusuzluğu acıdan beslenen genç adam;
Uraz Kurt.
Acıyı unutmaya yüz tuttuğu o yerde -Kalbinde- misafir ederse, eskisi kadar korkusuz olabilir mi?
*
MAT
Her insanın geçmişinde pençe izleri olurdu. Derin yarıklar açan o pençe izlerine birçok anı gizlenirdi. Ve ne yazık ki Uraz`ın soyadı, kendi ruhunun beline öyle şiddetli bir pençe indirmişti ki, kuytuda saklanan geçmiş bile silinmişti.
Geçmişi gün yüzüne çıkaran bu kitapta, belki de bilinen tüm doğrular yanlış, yanlışlar ise doğru çıkacak... Belki aşk, sahte bir gülüş olup; günler akrep ve yelkovanın ayrılığından sonra işlemeyi bırakacak.
Kadın bir akrep, adam bir katran.
Bir kadın bir adama bu kadar haram, bir adam bir kadına bu kadar yara olamazdı.
*
SON OYUN
Kartlar açıldı.
Piyonlar öne sürüldü.
Kaleler yıkıldı.
Filler öldü.
Vezirler devrildi.
Şahla şah karşı karşıya geldi.
Acımasızlığını ikinci bir deri gibi üzerine giyen Uraz Kurt, sevgisini yaralayan bu acımasızlıkla başa çıkabilecek mi, yoksa sevgisini acımasızlığına mı kurban edecek?
Masumiyeti gözbebeklerinin içerisinde taşıyıp koruyan Ayşin Şendoğan, kötülüğün bekçisi olan adamın nasırlı ellerine mi güvenecek, yoksa hayatını masumluğunu koruyarak mı sürdürecek?
Devrildi Şah.
Oldu Mat.
Bitti oyun.
Kapandı defter.
Şimdi rakibini yenme zamanı. Tek bir kazananın olacağı bu hayatta, sevgi imkansızdı. Ancak tüm imkansızlıklar da aşkı doğururdu. Doğan aşk, peşinde ölümü de sürüklerdi. Peki bu hikayede ölen taraf kimdi?
|
Serçe
Zeki, başarılı ve genç bir avukattı Jennifer Walker. Hayatında bir süredir birlikte olduğu Adam`la istediği hayatı yaşıyordu. Fakat bir gün beklenmedik bir kapı araladı. Karşısında karanlık korkutucu bir adamla yolları kesişti. Jennifer`ın bütün sınırlarını işgal edecek, onun daha önce hiç kimsede görmediği zekası yüzünden hayatına farklı yönler vermesine neden olacaktı. Artık nasıl kurtulacağını bilemediği bir girdabın içerisindeydi. O Micheal Costa`nın dönüşü olmayan yörüngesindeydi. O artık ünlü mafyanın küçük serçesiydi.
*24 Eylül 2017`de kaleme alınmaya başlanmıştır.
|
ŞEHİRLİ DAMAT
İclal, Mardin`in köklü aşiretlerinden Meran ailesinin en büyük kızıdır. Çevresindekilerden farklı olarak; kurallara uymaktansa kendi kurallarını yazarak yaşamayı tercih etmiştir. Ancak bulunduğu coğrafyanın bedelini ödemek mecburiyetindedir.
Berkay, Mardin`in bir başka isim yapmış aşireti olan Karaevrenler`dendir. Lise yıllarında ailesini bırakıp yurt dışına çıkmıştır. Kendini töreye göre değil, farklı kültürlerin farklı medeniyet anlayışlarına göre yetiştirmiştir. Ancak geride bıraktığını sandığı hayatı, ansızın, onu yeniden çağırır.
Günlerden bir gün, aralarındaki kan davasını bitirmek isteyen Meran ve Karaevren aşiretleri kan berdeli yapmaya karar verir. Fakat planlamadıkları bir şey vardır: Berdeli gerçekleştirmek için töreye kurban vermeyi düşündükleri İclal ve Berkay, aykırı kişilikleriyle yıllardır süregelmiş olan formatı bozacaktır.
"Bir varmış bir yokmuş diye başlar mutlu sonla biten masallar. Bizimki bir zamanlar diye başladı."
|
Gri Asker
(Bölümler uzundur.)
Yıllar önce öldü diye gösterilen ve karanlık bir odada renklerin ne olduğunu bilmeden, ışığı görmeden büyüyen bir kızın hikayesi.
BU HİKAYENİN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ALAKASI YOKTUR.
İÇİNDE OLAN HER ŞEY TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR.
(Kitabın adı Gri Asker fakat asker ve askeriye, olayların içinde aman aman geçmiyor.)
|
Serzeni̇ş | Meftun
+18
Fiyatlarının paha biçilmez olduğu mobilyalardan oluşan kocaman bir yatak odasında tutsak olduğumdan mıdır içimdeki bu kapana kısılmışlık? Ya da altın kafesteyken bile çöplüğümü özlediğimden midir?
Aklıma o mavi gözleri geldi. Ondan nefret ediyordum. Beni zorla kendine bağlayarak ona aşık olmamı bekleyecek kadar kafasızdı. Bana aşık olduğunu söylüyor ama aynı zamanda beni tutsak ediyordu. Ben tutsak olacak kadın mıydım? Asla!
Bunları düşünürken sinirle elimi yere vurdum. Aylardır tek bir kelime etmiyordum. Konuşmayı unutmuş bile olabilirdim. Bu evde benliğim solup gidiyordu. Sayısız kez kaçmaya çalışmıştım ama nafileydi. Adam her yere koruma koymuştu. Ne zaman bir plan yapsam planım alt üst oluyor, her seferinde dönüp dolaştığım yer bu oda oluyordu.
Ben bu düşüncelerle boğuşurken bir ayak sesi duydum. Kapı yavaşça açıldı, içeriye giriyordu. Arkamda sakladığım bibloyu sıkıca tuttum. Odada tek bulduğum sert cisim bu bibloydu.
Bir...
İki..
Ve üç...
"Konuşmayacak mısın?" Aynı onun gibi ben de hissiz bir şekilde yüzüne baktım. İçimden `şimdi görürsün sen konuşmayı` dedim. Onun beklemediği anda elimde tuttuğum bibloyu tam kafasına attım.
Bam!
Lanet edilecek kadar hızlı refleksi ile eğildi. Biblo büyük bir sesle birlikte onun kafasını kıracağı yerde kapıyı paramparça etmişti. O da ben de şok olmuştuk. Kendini hemen toparladı, her zaman dağılan ben toparlanan o oluyordu. Benimle alay eder gibi gür bir kahkaha attı.
"Ben ancak istediğimde ölürüm güzelim..."
|
Aramızdaki Anlaşma
Melisa iç mimar olarak çalışıyordu. Bir gün şirketlerinin battığını ve işsiz kaldığını öğrenince bir de annesinin rahatsızlığı yüzünden borçlarla boğuşurken her zaman küçüklüğünde gittiği dedesinin yanına gider. Orada Ateş`le tanışır.
Ateş, büyükannesinin isteği üzerine evlenmek zorundadır çünkü dedesi, Ateş ve abisi Yiğit için kim aşık olduğu kadını getirir evlenirse şirket onlara kalacaktır...
Bu hikaye Ateş ve Melisa`nın hikayesi. Bu hikayeyi okumak istiyorsan kitabıma bir göz at derim. Beğeneceğine eminim :)
|
Mavi Gecem
"Şimdi Poyraz Pars Karadağ yaptığın ve bir şekilde üstünü örttüğün bütün suçların hepsi kanıtlarıyla o dosyalarda istesem o dosyayı hemen şu anda işleme sokar ve seninle birlikte bu odada bulunan üç adamını da hapishaneye tıkarım ama istemiyorum çünkü seninle bir ittifak kurmak istiyorum." Dedim.
Dosyayı inceledikçe surat ifadesi değişiyordu "Sen bunları nereden buldun." Dedi sert ses tonuyla. "Orası bende kalsın Poyraz Karadağ." Diyerek sorusunu cevapladım. "seninle bir ittifak içine girersek bunları işleme sokmayacağını nereden bilebilirim?" diye sordu
|
Çakır Pençe “ Şehrin Karanlık Yüzü”
KerimŞah Atmaca ve dostlarının sıra dışı aksiyon dolu hayatlarına aşk dahil olduğunda her şey bambaşka olur.
Burası asla yapmam diyenlerin tam olarak yapmam dediklerini yaptıkları yer…
|
Salvatore
Aşk, intihardır.
Kendinden vazgeçmektir. Elindeki her şeyi vermektir. Hayatının iplerini, aşkına vermektir.
Öl dese ölecek, yaşa derse yaşayacaksın.
Ölürse ölecek, yaşarsa yaşayacaksın.
İlk görüşte aşka her zaman inandım. Oysa adının bile bile intihar olduğunu onunla tanışınca anladım.
Salvatore D`alessandro. İtalya mafyasının en korkulan capo`larından biri.
Tabii o gece yağmurdan evine sığınırken de sabaha kadar siyah gözlerinde kaybolurken de bunu bilmiyordum.
Don Salvatore D`alessandro, bile bile intiharım...
|
Ben Bu İhaneti Nasıl?
``Ölüm bir eve girince ,sağ kalanları da biraz öldürüyor` `diyor Peyami Safa.
Damarlarımdan kan yerine kin akıyordu benim. Bazı denizler aşıldı. Bazı yeminler edildi. Arkaya dönüp hiç bakılmadı buna rağmen kesişmemesi gereken bazı yollar kesişti.
Rachel ama senin ağzından burnundan kan getirene kadar dövdüler.
Üstünde uzaktan kumandalı bombayla annenin cenazesine götürdüler.
Annenin kanına bulanmış saçlarını zorla kestiler.
Açık denizlerde tükettiler bedenini.
Her kimsen Rachel yada âLâ affet kendini .
İtalya`dan İstanbul`a ...
Meşaleleri yakın, intikam yemeği yakın...
|
Kurtar Kendini
Çok üşüyordum. Sırılsıklamdım ve gece ayazına maruz kalmış tir tir titriyordum. Dudaklarımı açtım, konuşamadım. Sıcak kolları hâlâ sıcak mıydı, beni tutuyor muydu anlayamıyordum. "Bir şey olmadı" dediğini duydum. Sesi bedenim gibi titriyordu. Onun kim olduğunu bilmeseydim ağlıyor zannederdim. "Bir şey olmadı. Bir şey olmadı." Sürekli tekrar ettiği cümle şükür müydü, bir ikna çabası mı anlamadım. "Bir şey olmadı, olmadı. Bir şey olmadı. Yaşıyorsun."
"B-b-bir..." Konuşamıyordum. Hıçkırıyor, boğuluyor, üşüyor ve konuşamıyordum.
"Şşt" diye fısıldadı. "Yaşıyorsun. Yaşayacaksın."
"o-o-oldu" dedim ama dudaklarım sımsıkı kapandı.
"Ne oldu?" Dizleri üzerine çöktü. Beni kucağına oturttu, yüzümü iki eli arasına alıp saçlarımı geri çekti. Yüzünü yüzüme yasladı. Gözleri kıpkırmızıydı. Ağlıyordu. "Ne oldu Hafsa? Ne oldu?"
"B-b-bir şey oldu." Nefesimin soğuk havada bıraktığı duman girdi aramıza. "A-aş-âşık oldum." Omuzlarım düştü. O kadar çok ağlıyordum ki görüşüm bulanıklaştı. Yüzünü gördüğüm her saniye böylesine kıymetliyken göremiyordum şimdi. "S-s-sana âşık oldum." Ona âşık olmuştum. Ve bu çok acıtıyordu. Neredeyse bunu ona hiç söyleyememiş olacağım gerçeği kadar çok...
|
Ayli̇n
Devam ettiği yürümeye kız nefesi düzelmeye başlamıştı. Ardında bıraktı o evi, elinde sımsıkı tutuğu silahı yürümeye devam ederken önce gevşetti sonra tamamen bıraktı, boş sokakta silahın yere düşerken çıkardığı metal sesi yankılandı, tak… bir de kızın kahkahası hahaa...…
Aylin; ay ve yıldızların ışık çehresi, ay parıltısı demek. Aylin güneşi olmayan o çocuklardan biriydi, onun yolunu da ay ışığı aydınlatıyordu
|
İstanbul Beyefendisi
Bu benim hikayem değil. Bu Eslemin hikâyesi. Sizler bu hikayeyi okumaya hazır mısınız? Ben çok heyecanlıyım. Hadi başlayalım...
🌸
Yoldayım. Yürüyorum. Deli gibi yağmur yağıyor farkında değilim. Hasta olur muydum? Ne fark eder ki? Kayboldum sanırım ama çokta tanıdıktı bu yollar. Nerdeyim ben? Hava karanlık. Sol tarafımda evler ortasında yol ve ben tam sağında kaldırımda yürüyordum. Sokak lambaları aydınlatıyordu yolu. İlerliyordum hâlâ. Kimse yok ne bir araba ne bir insan. Yoksa var mıydı? Ne idi bu karşıdaki silüet? Tam evlerin yanında durmuş uzun boylu. Yüzü yok muydu onun? Göremiyordum ki. çok karanlık. Karşıya geçmeliyim ama hiç araba olmayan yoldan arka arkaya arabalar geçmeye başlamıştı. Neler oluyordu böyle? Karşıdaki silüet hareket etmeye başladı. "Dur!" dedim ona doğru. "Neredeyim ben?"
Çok gür bir ses geldi ben konuştuktan sonra. "Sen.. çok yakınımdasın. Sakın bana gelmeye çalışma. Zarar görürsün.." dedi.. Erkek miydi karşıdaki kişi? Çok güzel bir sesti bu. Büyüleyici. Arkasını döndü silüet. Ara sokağa girdi. "Dur!" dedim tekrar. Ayağımı uzattım yola doğru.
06/04/2023
|
Karanlıktaki Işık
-Belki de birbirimizi bir daha hiç göremeyeceğiz hatıra kalsın.
Diyip kolyeyi tekrar ona uzattım bu sefer aldı ve boynuna taktı
*
Annemle beraber eve doru yürürken bana verdiği kolyeye baktım üstünde ki yazı dikkatimi çekti"Karanlıktaki Işık" ne anlama geliyordu ki...
***
Onu bir daha göremeyeceğini düşünmüştü.
Taki o güne kadar ormanın karanlığında etrafı silahlarla çevrili olan o adamın Affan olabileceği aklının ucundan geçmezdi.
O günden sonra hiç bişey aynı olamayacaktı.
Ya Affan`ın karanlığında boğulacak yada onu kendi aydınlığına çıkaracaktı.
Bir yanda güzelliğiyle ,dik başlığıyla ,temiz kalpliliğiyle ve imanıyla Hafsa Akar , diğer yanda yakışıklılığıyla , kararlılığıyla ,sinirliliğiyle ve karanlığıyla Affan Maraz .
Sizce bunun sonu nasıl bitecek ???
|
Esaret
Asya bir sene önce babasını yani Hakan Emir`i bir dakika bile görebilmek için onun müdürü olduğu şirkette işe başlar . Ama oranın mafyayla bağlılığı olduğunu bilmez.
Bir gün o mafya ve adamları parasını almaya gelir ama hakan emir bu parayı harcamıştır ve yarısı kalmıştı . Parasının harcandığını öğrenen mafya lideri onu vurmak için silahını kaldırır ama o sırada annesi gibi babasınıda gözleri önünde kaybetmek istemeyen Asya babasının önüne atlar ve vurulur .
Mafya asya`ya yaşarsan ben seni öldürürüm der .
Asya hayattadır ve bunu öğrenen mafya lideri kaldığı hastaneden kaçırtır .
Mafya lideri asya`ya tecavüz edecekken baş düşmanı Miran Karasu o mekana baskın yapar ve asya kurtulur.
Ve büyük bir aşk başlar
|
Köhne Hayatlar
Mayıs Rengin Kamışçı, kafa dağıtmak için gittiği barda talihsiz bir olay yaşar.
Kendisini bir anda yabancı bir evde bulan Mayıs, kendisiyle aynı evde bulunan psikopatlarla birlikte geçmişin kapılarını aralamak zorunda kalır.
Adam, koyulaşmış mavi gözlerinin ardındaki donuk bakışlarla bakıyordu karşı masada oturan kadına. Kızıla çalan turuncunun hiç bilmediği bir tonuydu kadının saçları, saç dipleri ise simsiyahtı. Tel tel çıkmıştı o dağınık topuzunun etrafından saçlar. Kafasındaki toka, yüzündeki kahkahaya tezatlık olsun diye takılmış gibiydi. Etrafa neşeli bir bakış attı kadın, adamsa bir sigara daha yaktı. Kadının yeşil gözleri, adamın laciverte çalan gözleriyle buluştu. Cennet Bahçesi’nin renginin bile bu kadar güzel bir yeşil olduğunu iddia edemezdi hiç kimse, bu adama.
Adamın kalbi adetâ titredi.
Kadını orman gözlerinde, adamın deniz gözleri yok oldu.
İşte o an belki de bir ilk gerçekleşti;
Deniz ormanı sürüklemedi ama orman denizi yok etti, bitirdi.
Kitapta katliam, kan, vahşet, küfür, argo, şiddet vb gibi olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar bulunmaktadır!
KURGUMUN ÇALINMASI DURUMUNDA GEREKLİ İŞLEMLER YAPILIYOR. KİTABIMDA REKLAM YAPMAYINIZ, KİTABIM SİZİN REKLAM PANONUZ DEĞİLDİR!
Başlangıç: 16.08.2023
Yazılıyor...
|
İsmi Lavin diana spencer |
İsmi Lavin
O karanlığın içinde bir umut ışığı
O bir heyelan altında kalmış olan
Lavin`di...
|
0% |