Kaçan Kovalanır / 𝚃𝚎𝚡𝚝𝚒𝚗𝚐
Hırsızlık çetesinin liderinin verdiği iftara katıldım çünkü "Mübarek gün de bu kadar günahımız yeter" demiş ve tüm mahalleyi iftara çağırmıştı ta ki iftar sonunda herkesin cüzdanı ve telefonu çalınana kadar.
Her şey böyle başlarken hırsızın benim telefonumu geri göndermesi tamamen şaşırtıcıydı.
|
Mahalleden Biri
Kız erkekten büyüktür(!)
Şuradan başlayalım o halde. Ben Efsun mahallesinin bir köşesinde sıkışıp kalmış lakin o köşede kendi cennetini kuran mahalle fertlerinden sadece biriyim. Adı gibi etkileyici olan bu mahalle 21. yüzyılın alışagelmişliklerin dışında bir samimiyet ve komşuluk bağları barındırıyor. Mahalleye ilk taşındığında oluşan atmosfere dayanamayıp şoka giren insanlar olduğu haberleri doğrudur bu arada.
Seksenlerden bu güne yıpranma ve aşınmalar olsa da insanlığını ve merhametini kaybetmeyen bu insanlar benim 18 senelik tek ailem olmuştu. 2005 yılında Kocakarı soğuklarının başladığı çetin geçen günlerden birinde çınar ağacının dibindeki bir kundakta ağlarken bulmuşlar beni. Ömrüm uzun olsun diye değil o soğukta donayım diye. Göbek bağımın düşme zahmetine bile katlanma gereği görmemişler.
Şansım ise beni bu mahallede bulmuş. Beni bırakan biyolojik aileme rağmen bu insanlar beni şefkatleri ile ısıtmış, evlerine almak için birbirleriyle yarışmış adeta. Büyüklerim öyle anlatırdı daha doğrusu.
Yarışın kazananı ise uzun zamandır çocukları olmayan anne ve babam olmuş. 28 senelik evlilikleri boyunca bir sürü tedavi deneyip sonuç alamamalarına rağmen nankörlük etmeyip vardır bir hayır diyerek Allah`a dua eden aileme emanet olarak verilmişim. Ha bir de üvey abim var. Temir... Evet yanlış okumadınız adı Temir. Mahallenin gencinden tut yaşlısına kadar hem korkulan hem de sevilen ismi. Benim için ise hayatımı hiç düşünmeden verebileceğim abim.
Hikayemi/hikayemizi okumaya hazır mısın?
|
KARA ÇİY
Melek, üniversite okumak için İzmir`deki köhne bir mahalleye taşınır. Mahalleyi yöneten Karahan Çakır`ın dikkatini çeker, ancak onlar melek ve şeytan kadar farklıdırlar. Kara, onunla anlaşmak için ortak bir yol seçer. Kitaplar...
"Kara bana hoş geldin demişti ilk olarak. Öyle başladı onunla karalara bürünmemiz.
Şeffaflarımı çekip alacaktı,
öyleyse bana da hoş bulmak düşecekti."
YETİŞKİN OKURLAR İÇİNDİR.
KİTABIN HER HAKKI KORUNMAKTADIR.
|
Mahalle Abisi? - Texting
Mahalle kurgusu.
|
KÜÇÜK BİR ŞANS (YARI TEXTİNG)
BİLİNMEYEN NUMARA: Neden hiç yüzüme bakmıyorsun?
BİLİNMEYEN NUMARA: Hadi yüzümü geçtim, neden başını kaldırıp hiç etrafına bakmıyorsun be güzelim?
BİLİNMEYEN NUMARA: Anlayamıyorum...
BİLİNMEYEN NUMARA: Tam diyorum kaldırdı başını, göreceğim o mavileri, bu sefer de başını çevirip seninle konuşan arkadaşına bakıyorsun.
BİLİNMEYEN NUMARA: Bak bir kere ne olur? Ver küçük bir şans bana da...
BEYZA: "Mü`min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar." (Nur Sûresi, 31. ayet.)
Kitappad`deki "Küçük Bir Şans" isimli ilk kitaptır.
(Ç)alınması durumunda hukuken gerekli işlemler yapılacaktır.
|
Mahallenin Delisi
Hey! merhaba ben Nida, Nida Aksoy. Namıdiğer yer fıstığı... burası da evim yani Erik mahallesi. Her mahallenin bir delisi vardır, bizim mahallenin delisi ise kesinlikle bendim.
Hayır, tabiki de tek başıma değilim. Siz birde benim saz arkadaşlarını görün.... Ben, mahallelinin eline doğmuş ve elinde büyümüş bir kızdım. Mahallemden dışarıda bir hayat var ise bile benim ilgimi çekemezdi. Ayrıca kim bu mahallenin insanlarından başka birini görmek isterdi ki... Bakmayın bana mahallenin delisi derler ama içerde benden daha beterleri var. Benim adım çıkmış dokuza inmez sekize.Ben biraz huysuz, biraz haylaz biraz da inatçı olabilirim ama bunlar benimde bir kalbim olduğu gerçeğini değiştirmezdi. Kimisi ben gülüyorum diye acılarımı yok saydı, kimisi de gülüşlerimden rahatsız olup onları soldurmaya çalıştı.
Ama hiçbir zaman başarılı olamadılar. Nihayetinde bir Nida Aksoy kolay yetişmiyor. Sizde bizimle beraber bu çılgın mahallenin içinde yolculuğa çıkmak istiyorsanız emniyet kemerinizi takın
|
Ateşe Düşen Çiçek
Mezun olduktan sonra bir kafe işleten Nazlı, dükkan sahibinin onu çıkarmasıyla yeni bir dükkan arayışına girer. Bu süreçte çocukluk arkadaşıyla yaşayan Nazlı, arkadaşıyla evden de çıkmak zorunda kalırlar. Böylece yeni bir mahalleye taşınan ikiliyi yeni maceralar beklemektedir.
“Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: ya bir insan yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir.” der Tolstoy. Bizim hikayemiz de böylece başlamış oldu.
|
LİMON KABUĞU SOKAĞI
Wattpad’te 2.74 Milyon okunmaya ulaşmış olup bölüm güncellemeleri devam etmektedir.
Sıcacık bir mahalle hikayesi ve elbette ki aşklar. Kenan, Duygu’nun abilerinin en yakın arkadaşıdır ve kız onu da abisi gibi görmektedir. Ancak bir gece Duygu rüyasında Kenan’ı öptüğünü görür ve bundan çok etkilenir. Daha sonrasında ise utanç ve panikten Kenan’dan kaçmaya başlar fakat o kaçtıkça Kenan kovalar.
|
Mahalle Reisi
Herşeyi duymuştu peki bu nasıl olabilirdi
abisinin en yakın arkadaşı mahallemizin en saygın en soğuk insani bana aşık olabilir miydi gerçekten peki ben bu aşkı kaldırabilicek miydim.
Mirza ve Yasemin gerçekten olabilirler miydi?
|
Abimin Arkadaşı Texting
Kitabın telif hakları bana aittir. Kopyalanması halinda dava açarım. Bilginize.
Baştan söyliyeyim. 40.bölüme kadar texting sonra düz yazı. Bunu bilerek okuyun. Sonrasında olumsuz inceleme bırakmayın lütfen.
Sıradan bir abi- kardeş ilişkisinden aşka ilerleyen bir tutku.
En fazla ne olabilir ki?
Sizi içeriye bekliyoruz.
Alaz Kara: Giymişsin kısacık elbiseyi.(00:07)
Baldırlar çırılçıplak meydanda.(00:08)
Göğüsler açıkta(00:08)
Sonra niye sinirlerin zıpladı diyorsun.(00:09)
Al işte sana asıl nedenlerini yukarıda sıraladım.(00:10)
Siz: Sen beni mi süzdün?(00:10)
Alaz Kara: Ben seni niye süzeyim kızım?(00:11)
Kendine gel.(00:11)
Kendin çırılçıplak giyiniyorsun.(00:11)
Sonra tüm suç Alazın oluyor.(00:12)
Yok öyle yağma.(00:13)
Böyle yaparak mahallelinin de ağzına laf verdiğinin farkında mısın?(00:14)
İster istemez insanın gözü kayıyor yani.(00:15)
Bilerek yaptığım bir durum değil.(00:16)
Siz: Giydiğim kıyafet gayet zevkliydi bir kere.(00:17)
Sen modadan ne anlarsın ki.(00:18)
Ayrıca mahalle ne düşünürse düşünsün.(00:19)
Alaz Kara: Dediğim dedik çaldığım düdük.(00:19)
Kendi bildiğimi okumaya devam edeceğim diyorsun yani.(00:20)
|
apartman yöneticisi |texting
05**: Selamın aleyküm Hamdi amca
05**: Hamdi amca bu suyu biz nasıl açacaktık?
apartmanyöneticisi: Ne suyu?
05**: çeşme suyu Hamdi amca
|
ZÜMRA
Hayatında tüm zorluklara kendi başına göğüs germiş ,kanayan dizlerini tek başına saran bir KADIN; Zümra GÜMÜŞAY.
Sevmelerin en çok yakıştığı bir ADAM; Aslan HANCIOĞLU.
"Aşk hafızım, iki yüreğin birbirinde soluklanmasıdır."
|
Bir Taş Attım Pencereye Tık Dedi
Her aşk kapıyı çalıp içeri buyur edilmez. Bazı aşklar, kapıyı kırarak, bazı aşklar balkondan içeri taş atarak girer. Onların aşkı bir taşın "tık" etmesiyle başladı.
-
31/03/2024
|
Dereotu Mahallesi
" Sen başkasın Gece"
Başka mıydım?
" Nasıl yani?"
" Kelimeler ile anlatılamazsın"
|
SOL YANIMDA AÇAN ÇİÇEK
Adı gibi sert bakışları onları yumuşatabilecek tek insanla denk düştüğünde her zaman olduğu gibi kalbi tekledi.
Herkesin karşısında hazırola geçtiği bir adamdı ama onun da boynu sevdadan yana eğikti en nihayetinde.
Onunkine birkaç saniye değip geçen sıcak kahverengi gözlere baktı. Sonra aklını başından alan kumral saçlara. Ah o cevval yüze...
Birkaç metre ilerisinde ,kadere bak ki tam karşısında, ellerini nazikçe havaya kaldırmış arkadaşlarıyla oynayan bedenine.
Önünde duran yarısına kadar dolu içki bardağını tek seferde içip ayaklandı. Ayaklarının onu götüreceği yer belliydi.
Bir gün elbet sığınağı olacak yarin yamacına.
Hayatla arasında bir gönül davası vardı.
Kaderin hükmü ne olursa olsun, kazanmaya kararlıydı.
|
KADIKÖY MAHALLESİ
Kadıköy mahallesinde yaşayan Ilgın daha önce hiç görmediği Albayın ilk okulunda daha sonra mahallesinde görmesiyle garipser. Ama bilmediği çok şey vardı...
|
Yıkılan Hayallerin Ardında
Gülşah 17 yaşında annesini kaybetmesi ve babasının başka bir kadınla evlenmesi üzerine Ankara`dan İstanbul`a abisinin yanına gider. Abisi 80 darbesinden sonra hapse girer ve babasının yanına Ankara`ya geri döner. Babası Gülşah ve kardeşini kabul etmeyince Gülşah`ın hayatta kalma mücadelesi başlar. Toplum baskısı yüzünden kardeşinin ustası Iraz Fazlıoğlu ile evlenmek zorunda kalır. Gülşah`ın ayakta kalma mücadelesi evlendikten sonrada devam etmektedir.
1980 yılında geçen bir mahalle hikayesi
|
Çok Sevmek Yasaklanmalı | Mahalle Hi̇kâyesi̇
Wattpad`den ulaşabilirsiniz..
"Bir adam ile yara bandının hikâyesini hiç duydun mu?" diye sordum meraksız bir tonda. Çünkü anlatmak istediğim sıradan bir hikâye değildi, kendi yazdığım bir hikâyeydi.
Yüzüne bakmadığım için ne tepki verdiğini görememiştim ama onu tanıdığım kadarıyla -bu da çok uzun bir zaman dilimine tekabül ediyordu- şu anda hafif çatık kaşlarıyla bana bakıyor olmalıydı. "Hayır," dediğinde sesinde bariz bir sorgu vardı. Onunla konuşmaktan kaçındığımı çok iyi bildiğinden onunla sözlü iletişime geçmiş olmama oldukça şaşırmıştı.
"Bir gün bir adamın kolunda ufak bir yara açılmış." diye başladım çatallı sesimle konuşmaya. "Çok ufak bir yaramış ama, öyle hastaneye gitmesine gerek yokmuş. Küçük bir sıyrıkmış sadece." Kalbim acıyordu. Keşke bu şekilde gelmesiydi bana. Böyle gelmeseydi. Hafifçe yutkundum.
"Bir yakınından yara bandı istemiş. Kapatmış yarasını o yara bandıyla. Kısa bir süre birlikte yaşamışlar mecburen. Birkaç gün içinde iyileşmiş adam ve kolundaki yara bandını bir an bile düşünmeden atmış çöpe. İhtiyacı olduğunda hemen sarıldığı yara bandından iyileştiğinde hemen kurtulmuş." Sustum, çünkü devamını getirmek zordu. Ona hayır demek çok zordu. Hafif ıslanmış gözlerimi tekrardan gözlerine çevirdiğimde onun hâlihazırda bana bakan gözleriyle karşılaştım. Gözlerinin içine bakarak devam ettim.
"Olan da yara bandına olmuş. Temiz, tertemiz yaşamı bir çöpte sonlanmış. Çok zaman geçmiş, en sonunda biri bulup temizlemiş." Keyifsizce tebessüm ettim bir anlığına dolu dolu gözlerimle. Gözlerimdeki bakışları dudaklarıma düştü. "Eskisinden daha iyi, daha temiz görünüyormuş artık. Ama..." Gözlerimiz birleşti. "İçi paramparçaymış."
"Dilara..." Bu gece ikinci kez kestim sözünü.
"Ben yara bandının yaşadıklarını yaşamak istemiyorum."
|
Dilek Ağacı
Eslem,” dedi, sesi biraz titreyerek.
“Seninle büyüdüm, her anı paylaştık. Ama bu son zamanlarda, hislerim değişti. Sadece senin yanında olmak istiyorum; seni daha derin bir şekilde seviyorum."
" Kalbimdeki bu duygular, çocukluğumuzun dostluğunun çok ötesine geçti. Her gün seni düşündüğümde, senin gülüşün içimi ısıtıyor. Seninle geçirdiğim her an, benim için çok özel. Ama en önemlisi, seni düşündüğümde içimde bir boşluk hissediyorum; sanki başka bir parçam eksik.”
Bu sözler, beni derinden etkiledi. Kalbim birden ağırlaştı; hissettiğim karmaşık duygular karşısında ne yapacağımı bilemedim.
Onun içindeki boşluğu hissettiği gibi, ben de onu düşündüğümde içimde bir şeylerin eksik olduğunu biliyordum.
Ama Demir’in söylediği her kelime, benim için çok kıymetliydi. Her gün seni düşündüğümde, senin gülüşün içimi ısıtıyor sözü kafamda yankılanıyordu.
İçimdeki duygular, adeta bir fırtına gibi coşuyordu.
Demir “bir şey söylemeyecek misin” dedi. Gözlerinde bir şey söylememi isteyen bakışları vardı.
Ama aramızda hala büyük bir engel vardı: Abim Çınar. Onunla olan sorunlarımız, Demir ile aramda bir belirsizlik yaratıyordu. “Demir,” dedim, sesim titrek bir şekilde döküldü.
“Seninle ilgili hislerim de çok karmaşık. Ama abimle olan ilişkim beni durduruyor. Onunla barışmadan, bu duygularımı tam anlamıyla yaşayamayacağımı biliyorum.”
|
SOKAK ARASI AŞK - SOKAKTA AŞK SERİSİ I
Evet hayallerinizi süsleyen bir odun, Bulut ve utangaç ama tatlı kızımız Ela geliyor.
Kimseye yan gözle bakmayan, başını yerden kaldırmayan delikanlımızın mahalleye yeni gelen kızımız Ela ile başı oldukça dertte. Kendisine yabancı duygularla savaşması hiç kolay olmayacak.
Sıcak, samimi ve içimizden bir hikaye...
SOKAK ARASI AŞK başlıyor.
|
Ahmakıslatan
Ecem henüz 12 yaşındayken itiraf etmişti aşkını Serhan’a fakat aralarındaki 7 yaş yüzünden Serhan onu ciddiye almamıştı. Yıllar sonra aynı mahalleye döndüğünde Ecem’i güzeller güzeli genç bir kadın olarak bulacağını ise bilemezdi. Fakat Ecem ondan çoktan vaz geçmişti.
|
ÇIKMAZ SOKAK (Mahalle kurgusu)
Kalp akıl işi değildi. Kalbe söz geçiremezdin. Eğer sevdiyse, sevme diyemezsin. Dinlemezdi. Onu sevmek istememiştim ama en çok da onu sevmiştim. O ise beni hiç sevmemişti. Onun için çocukluğundan öylesine bir hatıraydım sadece.
Nazlı`ydım ben. Nazlı Aladağ. Babasının Nazlı kızı. Annesinin baş belası. Abilerinin kıymetlisi. Onunsa hiçbir şeyi.
Emre. Benim kalbimin en büyük yanlışı.
************
Hâlâ eski Naz`sın."
"Değilim," dedim keskin bir tonla. Eski Nazlı severdi onu, çok aşıktı ona. "Çok zaman geçti üstünden. Büyüdüm ben."
"Evet," dediğinde gözleri gözlerimi buldu. Gözlerimin içine bakarak konuştu. "Büyümüşsün."
"Niye geldin?" Sesim istemsiz sitemli bir şekilde çıkmıştı. "Sıkılmıştın buralardan, öyle diyordun abime en son?" abime dediğim kısmı özellikle bastırmıştım.
"Naz, sen bana sinirli misin?"
"Ben sana niye sinirli olayım, Emre?" dedim kendimle çelişip, sinirli konuşurken. "Sen benim hayatımda mısın ki sana karşı herhangi bir duygu besleyeyim?"
Şaşırmıştı. "Biz beraber büyüdük, Naz. Değil miyim hayatında?"
"Değilsin!" dedim bir hışımla. "4 yıl oldu, Emre. 4 yıl. Öyle senin her yaz burada olmandan bahsetmiyorum ben. 4 yıldır hiç gelmedin sen. Arayıp sormadın bile. Sence sen benim hayatımda mısın?"
***
|
TUTSAK
Ne zaman bir dert gelse;
Yağmur yağar, diner, dokunur
Ve topraktan kalkan o kokuyu koklardım,
Ateşim sönerdi...
Sonra büyüdüm,
Gözlerini gördüm.
Yandım.
Yağmur yağdı
Ve ilk kez sönmedim...
Ben yağmurdan daha fazla bir seni seve bildim...
***
Adamın aşkı sol yanında ki demiri eritti. Küçük bir kadın tek bakışı ile adamı kendine köle etti...
Ve kadın; adamın her bakışı ile tutuştu. Koca adam, küçük kadının feleğini şaşırttı.
Hayalllari vardı küçük kadının...
Hayalleri vardı adamın...
Masum bir aşk, hayaller uğruna verilen bir mücadele.
Sonunda ise acımasız bir tutsaklık.
....
Sözleri, karşımda ateş saçan gözleri ile kesinlikle kalbimi verdiğim adam değildi bu! Hırsla üzerime yürüyüp beni yatağa düşürdüğün de kalbim eziliyor, korkum nefes aldırmıyordu.
" De.. Devrim bu sen değilsin! "
Burnundan alıp verdiği keskin nefes, sıktığı yumrukları... Hiç korkmadığım kadar korkuyorum. Tiksiniyordum kendimden.
``Ben ben olmaktan çıkalı çok oldu Aysima hanım! Sen, sana köpek olan Devrim`i geri de bırakalı çok oldu!"
Gözümden yaşlar akarken üzerime doğru eğilip nefesi dudaklarımı yakarken eli fermuarıma gidip açıp beni öldürken, gözlerini gözlerimden ayırmadan konuştu beni ateşe atacak o alev alan sözleri.
" Şu ana dek sana köpektim, aşkım sana köleydi! Şu saatten sonra kölelik sırası sende! "
Kuşunu uçurmamaya yeminliyse geriye bir tek tutsaklık başlar...
NOT : KİTABIMIN TACİZ VEYA TECAVÜZLE UZAKTAN YAKINDA ASLA AMA ASLA ALAKASI YOKTUR!
|
GULFIROŞ [GÜL SATICISI]
Doksanlar dönemi...
"Kafana silah mı dayadılar benimle evlenmen için Eşref Bey?!" yakarışı evden taşıyordu kadının. "Gideceğim duydun mu beni gideceğim. Senin karın olmak öyle midemi bulandırıyor ki!"
"Bende bayılmıyorum sana Alev Hanım! Amcam yüzünden değil, çıkan dedikodular yüzünden evlendim seninle."
Alayla baktı kocasına. "Namusumu kurtarmak için evlendin yani? Ben kendimi biliyorum Eşref. Millet ne derse desin umurumda bile değil. Senin gibi değilim ben tamam mı? Ben kendimi düşünürüm, milletin benim hakkımda ne düşündüğünü değil!"
Üçüncü sigarasının izmaritini kül tablasında ezip, dik başlı karısına baktı. O artık karısıydı. İstemeden de olsa karısıydı işte. Şimdi onu gönderirse kendisi yüzünden başına kötü bir şey geleceğini biliyordu. "Gidemezsin." dedi ağır bir sesle.
Bal gözleri öfkeyle parladı. "Gideyim de gör." dedi Alev kıyafetlerini koyduğu poşeti aldı yerden adımlarını attı. Ne olduğunu anlamadan kendini kocası tarafından duvara yaslanmış halde buldu. Kocasına ilk kez bu kadar yakın olmuştu. Kaba, güçlü elleri belini ve bileğini sıkıca tutmuştu.
"Gidemezsin. Sen o imzayı atmakla Eşref Yılmaz`ın karısı olmayı kabul etmiş oldun. Duydun mu beni? Sen artık Alev Yılmaz`sın ve ben karımı hiçbir yere göndermem."
Çiçekçi kız ile Kabadayının zoraki evlilikleri gerçek aşka dönüşecek mi?
|
Adı Bahar
Bahar neredeyse çocuk gibi olduğu yerde tepinip, çığlık atacaktı. Zaten heyecandan ölüyordu, bir de adamla o yolu yan yana nasıl gidecekti? Sinan`ın aracın sürücü tarafına doğru yürüdüğünü görünce el mecbur, geçip ön koltuğa oturdu ve hırsla kemerini bağladı. Aslında kızgınlığı kızlara değil kendineydi. Kalbi maraton koşusuna çıkmış gibi atmasaydı şu koltuğa oturmak elbette kolay olurdu ama alçak kalbi her şeyi mahvediyordu.
Sinan da arabaya geçtiğinde kemerini bağlayıp kontağı çalıştırdı ve vitesi attı, Bahar ise o tarafa bakmamaya yemin etmiş gibi kafasını cama çevirmişti. Arkadan gelen kızların kıkırtısıyla iyice sinirlenen Bahar, piknik yerine vardıklarında ikisinde canına okuyacaktı. Araba hareket ettiğinde kafasını çevirdiği camdan adamın yansımasını görünce, ılık bir heyecan bedenini bir an için sersemletti, farkında olmadan ister istemez göz ucuyla bakışları adama bulmuştu bile. Adamın üzerine giydiği buz mavisi gömlek ona o kadar yakışmıştı ki, bir an için onu izlerken resmen nefes almayı unuttu. Kızların sesiyle, girdiği transtan çıkan Bahar onların isteği üzerine radyonun sesinin açmak için elini uzattığın da, adamla aynı hamle yapmanın şokunu yaşıyordu, çünkü şuan elinin üzerinde duran el Sinan`a aitti.
Sinan kızın kendisini izlediğini fark etmesiyle zaten mest olmuşken, şuan ki durumdan bir hayli memnundu. Bu kızlar bugün gerçekten onun lehine çalışıyorlardı. Bahar ateşe değmiş gibi elini çekince, yaşadığı o boşluk hissi ona bir an için tuhaf hissettirse de şimdilik bunu görmezden gelebilirdi. Ne de olsa beraber yaşayacak çok daha güzel anları olacaktı. Radyoya ses verdiğinde, keyifle şarkıya eşlik etmeye başladı aynı zamanda kızı gözleriyle süzmeyi de ihmal etmiyordu ama nazlı yari kafasını yine cama çevirmiş o güzel yüzünü ondan saklıyordu. Kurban olurdu be!
|
Orman Gözlü Güzel (Yarı Texting)
Bir akşam hiç beklemediği bir anda bilinmeyen bir numaradan mesaj alan genç bir kız.
Başkasını seviyor ama mesaj atan kişiye de çekiliyor.
Bakalım kimi seçecek?
|
Hüzün Kovan Kuşu ( Mahalle Kurgusu)
Kaderi birdi onların. Daha ilkokul çağında vuruldu Kaya Saygıner o yanağında iki koca çukur taşıyan ela gözlü kız çocuğuna.
İki inatçı keçiydi onlar ne birbirlerinden vazgeçer ne de bir araya gelirlerdi.
Büyüdüler, birbirlerinin en büyük zaafları oldular. Hatalar yaptılar. Yalanlar söylediler.
Birbirlerine hasret kaldılar. Aşklarından yanıp tutuştular.
Ama kaderleri birdi işte onların. Eninde sonunda dönüp varacakları liman yine aynıydı.
Ya kabullenecekler ya da yüreklerini kavuran ateşte kül olup sonsuzluğa ereceklerdi.
|
Şakadan Aşk
Hayatının yalan olduğunu öğrenen ve bir yalanla hayatına giren hayatının aşkı
|
0% |