Kitap Tür Kategorileri

Asel; sorunlarından sorgulamadan, kaçarak kurtulabileceğini zanneden, sessizliğe alışmış kırılmaktan korkan narin bir kızdır. Bir gün, her zamanki gittiği kafenin karşısındaki mezarlıkta bir adamla tanışır. Mezarlıkta tanıştığı çaresiz adama karşı koyamadığı an, hayatında her şeyden çok değer verdiği kişilerle çeliştiğini fark eder. Hayatı tamamen değişen Asel, sorgulamaya başlar. Aksa, Asel’in kuzeni ve onu her şeye rağmen destekleyen ışıktır. Geçmişin karanlığına karşı ne olursa olsun korkusuzca Asel’in yolunu aydınlatma kararı aldığında kaçınılmaz değişimin zehri aklına cevapsız bir soru bırakır. Değişim her zaman mutluluk getirir mi? - “Öz geçmişime kitap muamelesi yapıyorsun, beni sadece kitabımın kapağına göre yargılıyorsun. Kitabımın kapağına kitap muamelesi yapman gururumu okşasa da beni işkillendiriyor.” Gözlerimi kıstım. “Yargıladığın kapakları neye göre seçtin?” Yüzü ile yüzümün arasında bir karış mesafe vardı, gözlerine baktım. Gülümsedi. “Kadere inanır mısın?”

O göğsüme hançerini hiç düşünmeden saplayan acımasız bir adamdı. Ben ise ona itiaat etmek zorunda kalan bir kadındım.

Yerdeki kırık ayna parçaları gibiyim. Milyon tane...

Dram içerir romantizm içerir

Güneş ne yandan doğar bilmem ama benim günüm senle başlar, senle biter...

"Hadi anneciğim bir dilek tutun." diyerek üçüzlerimin gözlerinden okunan heyecanlarına ortak oldum. Biliyorum geçen yıl olduğu gibi bu yılda ortak bir dilek dileyecekler. Ellerini birleştirip pastanın mumlarını üflerlerken beni pişman edecek bir dilek dilediler. "Bir baba istiyoruz!"

"Bizim damatla, diğer düğünün gelini kaçmışlar. Size de bu mektupları bırakmışlar." Hayatım aslında bu cümleden sonra aslında çok değişecekti. Ben, ben olmaktan çıkacaktım. Aşka inanmayan iki insanın, aile olma çabasını hep beraber okumaya var mısın?

Zamanda yolculuğa nedersiniz? yüzyıllar önce bitti diye sanılan bir aşkın gelecekte tekrardan yaşanması ihtimali var mıdır sizce? Tarihe meydan okuyan ölümsüzler,tapınaktan öçlerini alabilecekler mi dersiniz? **** Kendisinin seferden döndüğü gece, karısının kaybolup günler sonra cansız bedeninin büyük avlunun ortasında bulunduğu gece... Anılar Nil nehrinin taşan sularından daha hızlı bir biçimde zihninden geçiyordu. Her şeyin suçlusu kendisiydi ama şimdi değildi, bu zamanda değildi.

Ah Fatma kadın, ne bitmez, ne tükenmez bir acın varmış senin. Gençliğinin baharında, daha yirmi sekiz yaşının başındayken, nasıl bir imtihanın varmış, senin. Gözyaşları ile dolup taşarken, o güzel gözleri, her damla yaşı, çektiği acının bir yansımasıydı. Ağlamak ne yakışıyordu sana, Fatma. Ama sen ağlama kadın, ağlama, solmasın gül yüzün. Bitsin, tükensin sızlamaların. Ağlamak yakışıyor diye, çoğalmasın acıların.

"Peki ne demek bu Çeşmi Siyahım?" "Kara gözlüm, demek." "Senin gözlerin gibi yani..."

Hararetli bir rüzgar vuruyor zihnimin kenarına. İçimde körpe kalmış duyguları açığa çıkarmak istercesine benimle savaşıyor… “Ya acı nüksedecek ruhumuza, ya da sıvışacak bedenlerimiz.”

Hakkari`nin zorlu dağlık arazisinde, teröristlerle amansız bir mücadele veren Kaan Demir Yıldırım, kendi timiyle birlikte cesaret ve fedakarlıkla görevini yerine getiren bir dağ komandosu olarak hayatını sürdürmektedir. Ailesini yıllar önce kaybetmiş, üvey ailesi tarafından büyütülmüş, yalnız ama güçlü bir karaktere sahiptir. Timdeki arkadaşları, onun için yalnızca meslektaş değil, aynı zamanda birer kardeş gibidir. Kaan, dağlarda teröristlerle girdiği çatışmalarda, zorluklara göğüs gererek timini yönlendirir ve kendisini dağa, görevine adar. Elif Deniz Gök, ailesinin dağılmasından sonra babasının şehit olmasından derin bir acı duymuştur. Babasının kaybı, onu hemşirelik mesleğine yönlendirmiştir; insanların acılarını dindirmek, başkalarına yardım etmek onun hayat amacıdır. Bir gün, Hakkari’nin küçük bir kasabasına tayini çıkar. Burada, görevdeki komando askerleriyle tanışır ve Kaan’la yolları kesişir. Zamanla birbirlerine yakınlaşan bu iki insan, hem mesleki anlamda hem de duygusal olarak birbirlerinin hayatında önemli bir yer edinir. Bir yanda dağların sert doğasında mücadele veren Kaan ve timi, diğer yanda Elif`in, bölgedeki hastalara ve yaralılara yardım etme çabası vardır. Aralarındaki bağ, gittikçe daha derinleşir. Ancak her ikisinin de karşısında büyük tehlikeler vardır. Kaan ve timi, teröristlere karşı verilen amansız savaşta hayatlarını riske atarken, Elif de kendi mesleki görevini yerine getirirken sürekli bir tehlike ile yüzleşmektedir. Bu zorlu süreçte, aşk, fedakarlık ve kahramanlık gibi temalar ön plana çıkar. Kaan ve Elif, birbirlerinin hayatlarını etkileyen seçimlerle karşı karşıya kalırken, birbirlerine duydukları güven ve sevgiyle her zorluğun üstesinden gelmeye çalışırlar. Kitap, savaşın acımasız gerçekliğiyle, sevgi ve insan olmanın gücüyle, hayatta kalma mücadelesiyle örülü bir hikaye sunar.

(Dram ve hüzne yer yoktur!) Oku ve gör...

Yolda Giderken Bir Çete Kavgasına Şahit Oluyorsunuz Ve Yaralanıyorsunuz. Sabah Uyandığınızda Bambaşka Bir Yerdesiniz Ve Tanımadığınız Bir Erkek Size Bakarak Sizi Koruyacağını Söylüyor?

Kübra Evlenmeyen istemeyen genç başarılı bir öğretmendir yanlış anlaşılma sonucu kendini Polat evli bulur

Polis kadın ve asker erkek

Bade 23 yaşında ailesiyle yaşayan, mühendis, sıradan bir kızdı. Babası hastaydı, bu yüzden işte çalışamıyordu. Bade ailesinin geçindirmek için yarı zamanlı işlerde çalışıyordu. Bir de Koray adında erkek arkadaşı vardı. Bir gün Koray, Bade`ye çok iyi bir iş bulduğunu söyler. Bade`nin işi kabul etmesiyle her şey başlar. Bade ve Koray, bir müzayedede garsonluk yapacaklardır. Müzayedenin başlamasına yakın, Koray Bade`ye bir elmas çaldığını söyler. Elması alıp kaçmayı teklif eder. Ama Bade bu durumu kabul etmez. Elması yerine koymak için hareketlenir. Ama aynı zamanda davetlilerin elmasın onda olduğu bilmemesi gerekir. Soylu ailesinin en yetkili kişisi olan Neva Soylu, ölen torununun yerine geçmesi ve torununun katilini bulması için Bade`yi tehdit eder. Ve Bade, bu teklifi kabul etmek zorunda kalır. Neva Soylu`nun torunu, Uraz Soylu`ya aşık olacağını bilmeden...

Bu tımarhanede kötü şeyler olacağı zaten belliydi, ama bu kadar kötüleşeceğini kim bilebilirdi? Kimin ölüp kimin yaşayacağı bilinmeyen fakat korku dolu bir serüven içeren bu hikaye sizi bekliyor:3

İdealleri, sevdikleri ve akademik başarılarını hep önde tutan ve disiplinli bir hayata her zaman önem veren bir ailede büyümüştüm. Ne olurdu ki bu kurallar çiğnenemezdi. Ama denemekten zarar gelmezdi... değil mi?

Her zaman ki gibi gene aynı şey olmuştu. sizi tekrar aricağız diyip geciştiriyorlardı. tam kapıdan çıkacağım sıra biri ile çarpıştık, yüzüne bile bakmadan afedersiniz diyip gideceğim sıra beni kolumdan tutup durdurdu. kafamı kaldırıp kolumdan tutup beni durduran kişiye baktığım da geceyi içine hapsetmis olan bir çift iris ile karşılaştım...

Yetimhane Müdiresi Ayla, normal şartlarda yanyana bile gelmeleri imkansız olan bir adamla, kardeşinin yaptığı hatanın bedeli olarak bir anlaşma yapmaya mecbur kalır... Kahraman çifte yaşam süren bir kabadayıdır. Çekici ve korkunç derece zeki biridir. Yer altı dünyasında büyük mücadeleler vererek yükselmiştir. Geceleri merhamet duygularından arınıp düşmanlarını piyon olarak görmektedir. Aylar önce gecenin en karanlığında kendisine getirilen bebeğini düşmanlarından korumak için yetimhanenin önüne bırakır.

Askeriyede büyümüş Mila, bir gün İsimsiz Asker ile tanışır. Ve bir daha görüşmezler. Gerçekten böyle olacağına inanmayın. Tekrar karşılaşırlar, bakalım neler olacak. 👽 Merhabalar. Yeni bir proje ile karşınızdayım! İnşallah beğenirsiniz. Eğer diğer kitabımı bilmiyorsanız "ATEŞ" Belki onu da sevebilirsiniz.

19 yaşına girecek olan Alaca,bir gece aldığı çağrıyla hayatı değişecektir.Artık kader geri dönülemeyecek bir zaman dilimini gösteriyordur.

Hazal, babasının intikamını almak için onu öldüren adamın evine özel ders öğretmeni olarak girer. Ama hesaba katmadığı bir şey vardı. Babasını öldüren adamın oğluna aşık olmuştu. ♠️BU KİTAPTAKİ HER ŞEY BİR KURGUDAN İBARETTİR. GERÇEKLİKLE ALAKASI YOKTUR.♠️

Önce iki üvey kardeş, sonra bir adam, sonra bir sarışın giriyor kitaba. Bu garip bir açıklama oldu ama anlayacaksınız:)

Öldüm ve yeniden doğdum. Yaşadık ve gördüm, bana biçilen kader, biçildiğim kaftan zamanın herhangi bir yerinde herhangi bir dünya da değişmiyordu. Eğer kaderim cennet, cehennem, delilik ve günah etrafında şekillendiyse yapılacak tek bir şey vardı... Ben değişecektim.

Hastalık ilerledikçe irislerin rengi değişiyor ve sonu sonsuz karanlıkta bitiyor. Karalardan uzakta hastalığın tedavisini arayan bir araştırma ve geliştirme gemisi... Gemide çalışan ve yeni gelen hastalarla ilgilenecek olan Doktor Gece kendisinin de bir proje olduğunu bilemezdi. Bilmemeliydi. Sorunlu bir geçmiş ilişkisi ve madde bağımlılığı ile hayatını sürdürürken hayatı daha ne kadar kötüye gidebilirdi ki? Hastaların gelişi gemiye uğursuzluk mu getirmişti yoksa bu üç genç sadece "hasta" değil miydi?

O bütün yaralı ruhları iyileştirendi, ruha şifaydı. Hani derler ya ölen ruh bir daha geri dirilmez diye o benim ruhumu tekrardan iyileştirendi.

Aden Avam, zihnine iblisin kanlı elleriyle bağlanmış, psikolojik sorunlar yaşayan genç bir kızdı; bileklerine çizilen kelebekleri her gün öldürdü, kimse ona kelebeği öldüremezsin demedi. Kelebeği öldürme, Aden. Türkiye çapında yapılan "Arkadaş" etkinliğine Aden Avam`ın adını yazdırdıkları zaman ailesi her şeyin düzeleceğini düşünüyordu. Bu etkinlik, psikolojik sorunları olan insanların, yüksek puanlarla kendini belli eden psikoloji öğrencilerinin hastalarla ilişkisini ve ziyaretini hedefleyen bir çalışmaydı. Aden, her ne kadar bir yabancının kendisini iyileştirmek için yanında olacağına inanmasa da, zaten kendisi çoktan planını yapmıştır. Gününün çoğunu ölüm ve intihar hakkında araştırma yaparak öldüren Aden, 26 adlı bir internet sitesine denk gelmesi ile hayatının tamamen değişeceğine inanır. Bu site, seri ve normal olmak üzere katilleri sınıflandıran ve insanlarla iletişime geçmesini sağlayan, yasal olmayan bir platformdur. 26, kategorilere ayrılmakla kalmaz, intihar adı altında yeni bir bölüm oluşturmuştur. Eline bir kürek verildiği zaman on dört zihnindeydi, ağlama dendi sana, ağlarsan toprak derinleşir, bulamazsın onu bir daha. On yedi, bir göğüs kafesi mezarıydı; dikiş iplikleri kanlıydı, söylesene sarışın, hangi bileğin yarıldı? Şimdi bir evin içerisinde, tanımadığın bir adamın yanındasın; bir deli hastanesi değil burası, altı ayın sonundasın. Kelebeği öldürme, Aden. Zaten sadece bir günü kaldı.

Eylül Küçük Yaşından İtibaren Ailesi Tarafından Bir Ajancılık Yurduna Satılır. Ajancılık Yurdunda Her Zaman En İyisi Olmak Zorundadır,Hataların Affı Yoktur. Geçirdiği Bu Zorlu Hayatta Neler Olacak?