Zehirli Sarmaşık
Annesinin evliliğiyle kendini hiç tanımadığı bir mahallede bulan Duygu`nun hikayesi...
|
Ejderha Ateşi
Simsiyah dağılmış saçları, vahşi duran yüzü ve Onikse benzeyen gözleriyle Şifa`ya bakıyordu. Sanki onun insana dönüşmüş haliydi. Şifa`yı inceleyen gözleri yavaş yavaş öfkeyle dolmaya başladı.
``Sen onu benden çaldın. Şimdi bedelini ödeyeceksin.`` Şifa duyduklarıyla kaşlarını çattı ve etrafına baktı. Ona mı demişti?
Durduğu tarafta Oniks ve kendisinden başka kimse yoktu. Acaba Oniks`e mi demişti? İyide ne çalmış olabilirdi ki? Buraya geldiklerinden beri Oniks`i gözünden ayırmamıştı. Bir ara uyumuştu o zaman çalmış olabilir miydi? Ne kadar obur olduğunu biliyordu. Kesin koyun, at ya da herhangi bir hayvanı midesine göndermiştir. Gözlerini kısıp Oniks`e baktı. Aynı anda Oniks de ateş saçan gözlerini karşısındaki adamdan ona çevirdi. Uzun dikenli kuyruğunu havaya dikmiş, her an karşısındaki gruba saldıracakmış gibi duruyordu. Oniks`in gri dumanlı gözlerine baktığında, Sıcak nefesini sinirle havaya bırakıp kuyruğunu salladı. Pekala huysuzluğu üstündeydi ama onun çalmadığını anlamıştı. Eğer o yapmış olsaydı çoktan suçlu çocuklar gibi gözlerini kaçırırdı.
``Sen neyden bahsediyorsun. Biz bir şey çalmadık.`` Şifa karşısındaki insanları süzdü hepsi de ona nefretle bakıyordu. Ama neden?
Az önce konuşan adam ona doğru bir adım attığında Oniks`de dikenli kuyruğunu Şifa`nın beline sarıp onu kanatlarının altına aldı. Artık Oniks daha öfkeli nefesler alıyordu. Şifa, Oniks`in beline sarılı kuyruğunu yavaşça okşarken,
``Sakin ol Oniks`` dedi.
Karşısındaki adam tekrar öfkeyle konuştuğunda ne duymayı bekliyordu bilmiyordu ama kesinlikle duymayı beklediği kelimeler bunlar değildi.
``Onu. Ejderhayı. Benim ejderhamı çaldın.``
|
KUKLACI
Genç kız gözlerini aralamaya çalıştı, ancak parlak bir ışık onu engelledi. Kısık gözleriyle ışığın kaynağına baktığında, bir spot ışığının üzerine odaklandığını fark etti. Durumu kavrayamadan etrafını incelemeye başladı ve karşısındaki kırmızı koltuklarda binlerce seyircinin kendisini izlediğini gördü.
Şaşkınlıkla çırpınmak, bağırmak istedi. Ama nafileydi. Ne bir parmağını oynatabiliyordu ne de sesi çıkıyordu. O an, ayak bileklerine ve el bileklerine sıkıca dolanmış ipleri fark etti. Hemen ardından, bir kukla gösterisinde olduğunu anlaması uzun sürmedi. Başını sağa çevirdiğinde, gözleri bağlı ve ağzı açık iki genci gördü.
Sol tarafına baktığında ise, gözleri açık ama ağızları bağlı bir erkek ve bir kızla göz göze geldi. Hepsi, tıpkı kendisi gibi gençti. İçini derin bir korku kaplarken, sağındaki gözleri bağlı ve ağzı açık olan genç dikkatini çekti.
İpler onun ellerindeydi.
Kuklacı oydu. Kuklacı, içlerinden biriydi.
Genç kız dehşet içinde bağırmaya çalıştı, fakat kimsenin onu duymadığını düşünüyordu. Ta ki uzun kahküllü, sofistike bir giyim tarzına sahip, şık ve güzel bir kız ayağa kalkana kadar. Genç kız, onun sesini duyduğunu sanarak daha da hiddetle bağırdı, ona doğru yürümeye çalıştı. Ancak fark etti ki o genç kız ona değil, kuklacıya doğru ilerliyordu.
Kız, kuklacıya yaklaştı, onun elinden ipleri aldı ve diğerlerini serbest bıraktı. Genç kız şaşkınlık içinde serbest kalmanın sevincini yaşıyordu, fakat yine de olduğu yerden kıpırdamadı. Diğerleri gibi kaçmak yerine beklemeyi seçti.
Çünkü merak ediyordu. O kızın, kuklacıya ne yapacağını görmek istedi.
Genç kız, kuklacının elinden tutup onu birkaç adım öne sürüklediğinde, yukarıya doğru çıkan bir ip fark etti. O ip, kuklacıya bağlıydı.
"Anlatsana, Kuklacı" dedi. "Bu kuklaların ipleri parmaklarına değil de, kalbine mi dolandı?"
|
ATEŞLİ RÜYALAR
ailesi ile kavga edip evden ayrılan Rüya`nın gittiği dağ evinde huzurunu kaçıran şey , yan evine taşınan adam ve köpeğiyle yaşadıkları komik aynı zamanda eğlenceli anları gelin birlikte okuyalım :)
|
KAN BORCU (TAMAMLANDI ✔️)
Instagram: azimet340
Garanti veriyorum.
Hikayeyi bitirdiğinizde ben bu hikayeyi neden daha önce görmedim diyeceksiniz!!
Kan Borcu isimli ilk Fantastik ve mafya hikayesidir.
Hikâyenin bütün hakları şahsıma aittir.
En ufak taklit veya kopyalamada gereken yapılacaktır.
Ateş Yıldırım.
Ela Dinçer.
Kırmızı bir göz geleceğe açılan bir pencere olabilirmi?
Kırmızı bir göz olacakları ve ölecekleri görebilir mi?
Bulunamayan bir kan Ateş`in geleceğini değiştirebilir mi?
+18 şiddet içeren sahne ve konuşmalar geçecektir. Bunu bilerek okuyunuz.
"Kan grubu ne biliyormusunuz ?"
Dediğinde iki adam baktı sadece.
AB Rh negatif dedi dede sıkıntıyla.
Hemşirenin bakışları değişti. Bin kişinin sadece yedisinde olan bir kana sahip olmak nasıl bir kaderdi.
Şansı varsa kan bankasında vardı. Yoksa
ne olacaktı, yada yetmezse.
*****
"Bana artık kan borcu var Ateş Yıldırım`ın. Zamanı geldiğinde isteyeceğim."
Yaman Bey sayıklar gibi konuştu.
Kan borcu.!
Kan borcu.!
|
Ebe Sobe
"Tik-tak-tik-tak-tik-tak! Vakit doldu. Oyun başladı. Ebe olarak sen seçildin. Hadi,bul beni minik Sobe."
Üsteğmen Ateş Sobe 21 yıl önce başlayan kanlı bir oyunun iki kurbanindan biriydi. Kayıp ablası Zemheri Sobe`yi bulmaktı görevi. Bu 21 yıl çok şeyi değiştirmişti.
Zemheri bu zamana kadar çok şey kaybetmişti. Ölümü beklerken çocukluğunu kaybetmişti mesela. Bir harabede ruhu ölmüştü mesela. Yirmi dört yaşında Zemheri`yi gömüp Leyal`e dönüşmüştü mesela. Ama bitecekti, az kalmıştı. Kıyamet kopacak, dengeler bozulacak, ölüler yeniden doğacaktı.
Bakalım Ateş Sobe ablasını bulabilecek mi? Ya da daha önemlisi Zemheri Sobe bulunmak isteyecek mi?
|
KURUMUŞ KAN KOKUSU
“O sadece bir hayal.” dedi karşımdaki kadın. Sarı gür saçlarını geriye doğru savurdu. “O sadece bir anı.” dedi bu sefer. Yüzünü göremesem de onun ruhunu kendime yakın hissetmiştim. “O sadece bir yaşanmışlık Sera. “ Bana adımla hitap eden nadir bir kişi daha. “O sadece bir geçmiş ve sen bu geçmişi sildin. Kendine ant içtin. Şimdi sözünü tut. Geçmişini unut ve geri dön.” dedi kadın.
Gördüğüm sadece saçları ve bedeniydi, yüzünü göremiyordum. Sesi bir yerden tanıdık gelse de çıkaramamıştım. Bense konuşamıyordum. Ellerim, ayaklarım ve bedenimdeki tüm uzuvlarım buz kesmişti. Dudaklarım mühürlenmiş gibiydi.
Bir anda kadın kaybolduğunda buz kesen her yerim yanmaya başlamıştı. Çığlık atmak istiyordum, dudaklarım mühürlenmişti. Bir yardım sesi bekliyordum, kulaklarım çınlamadan başka bir şey işitmiyordu. Beni kurtarması için o kadının kaybolduğu yere bakıyordum, gözlerim karanlıktan başka bir şey görmüyordu.
Ben kimim? dedim kendi kendime.
Ben neyden ibaretim? diye sordum bu sefer.
“Hiçlikten ve karanlıktan.” dedi bu sefer karanlıktan gelen bir ses. Kulaklarım çınlıyordu ancak ben tüyler ürpertici bir ses duyuyordum. “Sen bir hiçsin Sera.” diyordu o korkutucu ses.
Bir anda o karanlıktan bir çocuk çığlığı duydum.
Bir çığlık daha.
Sonra başka bir çığlık daha.
Duydum sesini. Çaresizdi.
Sonra yerden bir kan geldi. Çıplak ayaklarımın etrafını kapladığında kanın sıcaklığını hissettim. Kan ayaklarıma değer değmez daha çok yandım.
Bacaklarıma baktığımda çıplak vücuduma doğru belirginleşen damarlarımı gördüm. Damarlarım, vücudumun her yerinden belirginleşip patlayacak kadar canımı yakıyordu. Vücuduma tırmanan her bir damar alev gibiydi.
Aynı çocuğun daha acılı bir çığlığını duydum. Ben çığlık atamıyordum ama o çocuk ölümüne bağırıyordu. Anlamıştım. Onun da canı yanıyordu.
Peki, o çocuk kimdi?
|
SONSUZLUĞA ULAŞMAK NE KADAR İMKÂNSIZSA BİZ O KADAR ÖFKELİYİZ
Melezler...
Bize taktıkları isim, yargılandığımız sıfat ve ailelerimizin günahı...
Biz buyduk.
Bir araya gelmesi yasaklanmış iyeler ile insanların kurallara karşı gelmesiyle doğmuş, yadırganmış, yaşarken ölmeye terk edilmiştik.
Kimine göre şans kimine göre lanet olan güçlerle varolmuş, onlarla büyümeyi öğrenmek zorunda bırakılmıştık.
İçimizde şanslı olanlar da vardı, aklı barik olana kadar gücünden bihaber olup ama biz hep çocukluğunu yaşayamadan sorumluluklar altında ezilenlere odaklandık.
Bu hikaye şanssız birinden dinleyeceğiniz iki şanslı genç kızın hikayesi.
Onlar kendi şanslarını yaratırken biz yok sayılmayı tercih etmiştik.
Kendi şansınızı yaratabilmeniz dileğiyle...
|
ÖLÜM ÇİÇEĞİ
Bir kadın vardı...
Ateşin ruhuna sahip. Yaratılışındaki tek duygu nefret. Kehanetlerde anlatıldı. Efsanelerde, masallarda duyuldu. İrislerindeki karanlık tüm dünyasını kapladı. İntikam için yaşadı. Öldürdü. Ama kendisi daha çok öldü.
Ve bir adam...
Kadın, adamın duygularını çaldı. Bir tek nefreti bıraktı. Adam her yerde kadını aradı. Öldürmek için. Kadın öldüğünde adam duygularına kavuşacaktı.
Kader onları birleştirdiğinde kadın insanlığın kıyameti oldu, adam kadının. Adam, kadının karanlığına yıldızlar çizdi. Kadın ise adama bir kalp.
***
"İşini yap avcı."
"Beni paramparça ettin be kadın! Şimdi sen söyle. Görevi öldürmek olan ben miyim avcı, yoksa kalbimdeki okun sahibi gözlerin mi?"
|
Katelia Varisi
Yıllardır huzur ve barış içinde yaşayan Katelia ,Drazotis ve Sisronia krallıkları. Sebepsiz ve ani saldırılarla savaşın eşiğinde bir araya geldiler. Katelia Krallığının prensesi Krallığı için kaderinden mi vazgeçecekti yoksa kaderi krallıkta çoktan yazılmış mıydı.
|
Ateşin Tahtı
Gözlerimizle göremediğimiz bir dünyayı bazen bir aynanın puslu camında bulabilir ve kocaman bir yolculuğa çıkabilir, hem de hiç bilmediğimiz bir kişilikle...
|
Fenyx:ankanın Dönüşü
Yalnızlıkla harmanlanmış hayatında, hep güçlü durmak zoruna kalan, düşerse kaldıracak kimsesi olmayan bin yıllık bir ruhun hikayesi...
Evrenin parlayan son ışığının hikayesi...
Uyuyan ruhun uyanma zamanı...
Bedenini kabul etme ve koruması gereken diyara sahip çıkma zamanı...
Tüm evrendeki en güzel, en büyülü diyarı Meyusterix` in son kalan safkan koruyucusu olan Myra` nın kendini arayış yolculuğuna eşlik etmeye hazır mısınız?
Kendini keşfetmek ve yeniden yaratmak için zorlu yollardan geçerek kim olduğunu, bin yıllık saklı olan en büyük sırrın ortaya çıkmasına... Kurtarması gereken diyar için girdiği savaşlarda neleri feda edeceğine karar vermesine eşlik etmeye hazır mısınız?
...
-Yolunuzu mu kaybettiniz Leydim?
+Evet.
Derince bir iç çektim "O yolu nasıl bulacağım Ena?"
-Ait olarak...
Anlamsız gözlerle ona baktım, kaşlarımı çatarak...
+Anlamıyorum. Kendimi bulamıyorum...
Gözlerimi önce gökyüzüne... Tatlı bir kıkırtı duyunca da yavaşça Ruhsal varlığıma çevirdim.
-Ah leydim! Sen bir Fenyx` sin. Küllerinden yeniden doğmalı, hayatını sen yaratmalısın. Çünkü hayat, kendini bulmakla ilgili değildir. Kendini yaratmakla ilgilidir. Hazır ol leydim...
Her şeye rağmen yaşamak için, savaşmak için hazır ol..
Kendini bulmayı, aramayı bırakmalısın. Kendini yeniden yarat Myra.. Çünkü hayat böyledir kendini aramaya kalkarsan kaybolursun.. İçindeki o vahşeti uyandırdın..
+Vahşet mi ne vahşeti Ena.. Ben vahşeti yok etmek için savaşıyorum. Halkıma umut olmak için.."
-Biliyorum. Ama sende şunu bilmelisin. Umut vahşetin ta kendisidir!!
|
AY'IN VARİSİ
Amaris...4 elemetin hükümdarı.... Ay`ın yegane varisi... Diana`nın biricik Ay çocuğu....
🌙
Bir kehanet bırakacak Kraliçe Diana. Başlangıçtı Diana. Peki son kimdi.
Kehanet ;
Dağumuyla başlayacak her şey,
Yer gök inleyecek,
Denizler taşacak, volkanlar patlayacak,
Güzelliği ile başları döndürecek,
Ay`ın varisi, Ay`ın çocuğu Amaris
Aşkı ile gelecek her şeyin üstesinden
Arkasına ben, yakıp yıkacağız her yeri,
Şimdi korksun onlar,
Bizi öldürmek isteyenler,
Unutmayın o bendende güçlüdür,
Tanrılar arasından en güçlüsü,
Unutma Ay kızım
Sen Kraliçesin, Tanrıçasın,
En önemlisi sen Amaris İthilien`sin.
Kehaneti duyan duymayana duyurdu. Korkudan tir tir titredi. Herkes her şeyin farkındaydı.
ASIL ŞİMDİ BAŞLIYORDU...
|
Seni̇ Seçti̇m
Asriyal adında küçük, sevimli ve renkli canlıların bulunduğu bu boyutta her bir asriyalin tek bir görevi vardı. Her yıl yeni yetişkin olan bir asriyal bu görev için görevlendiriliyordu. Görevleri ise dünyaya gidip seçilen kişiye şans defterini verip hayatlarını değiştirmek. Bu defter ise içine yazılanları günü geldiğinde kitabın kendi evrenini oluşturuyor ve yazar yazdığı karakterin yerine geçiyor. O defterlerden birini de asriyal Monton dünyaya geldiğinde asıl sahibine veremiyor ve bunun için de defterin yeni sahibini belirleyip ona vermek için uygun zamanı bekliyor.
Açelya küçüklüğünden beri bir yazar olma hayali ile yaşıyor ama annesinin ölümünden sonra artık yazmayı da bırakmıştı. O gece kendisini sevmediğini söyleyen bir adam için ağlarken Monton sayesinde yeni bir hayat yaratır kendine. Kitabına ise "Birisini sevecek olsaydım onun nasıl bir kişi olmasını isterdim?" diyerek başlayacak. Ve o gece Ateş Aktan`ı kaleme alacak.
Açelya hukuk öğrencisi, Ateş de ülkenin en genç ve başarılı olan savcılarından birisi. Ateş mezun olduğu okuluna rektörünün ısrarı sonucunda konuşma yapmak için çağrılır ve 3 ay boyunca yanında staj alması için bir öğrenciyi seçmesi istenir. Yapılan kura sonucunda da Açelya seçilir. Açelya da tabii bu sıralar kitabının evreninde olduğunu bilmiyordur...
Açelya yazdığı kitabın akışını her bozduğunda ya da sırrını birine açıkladığı zaman başına korktuğu bir olay geliyor. Kediler, yükseklik, kapalı alanlar, sevilmediğini duymak... Kitabına sadık kalmadığı için de hepsi sırayla başına gelecek.
|
Kar Tılsımı
Göklere çıkıp uçalım,
Yıldızlarla kayıp dilek tutalım.
Sonra da Tutulan dileklerin arkasındaki umudu alıp,
Gerçekleşecekmiş gibi insanlara anlatalım.
Ama önce kaybolalım,
Birbirimizde uzunca kaybolalım....
❄🔥
|
~Acımasız Bir Aşk Hikâyesi ~
Herkes hayatında bir kere olsun aşık olmuştur.bunlar aşık olup kavusamayanlardan
Bunlar, birbirlerini sevip kaçanlardan
Bunlar, acımasız aşklardan...
|
Ateşi̇n Biraktiği Kül
O gün hayat bana içinde zorluklara dolu bir doğum günü hediyesi verdi. Başarırsan özgürlük senindir dedi hayat. Ama sonrasında beni alevlere boğarak ekledi; Eğer başaramazsan kül olmaya hazırlan. Lakin beni hazırlıksız yakaladı, ve asıl hediyemi göğsümün üstüne acı verici bir şekilde işledi.
"Parmağında başkası ile bağını simgeleyen yüzük varken kapıma gelme."
"Düşündüğün gibi değil İzgi. Aç kapıyı da yüz yüze anlatayım."
"Ortada yüz yüze konuşulucak bir şey yok. Herşey ortada." Kapımdan gitmeyeceğinin farkındaydım. Bu nedenle vestiyerin çekmecesin de ki silahımı elime aldım.
"İzgi aç kapıyı! Ya valla bilmiyordum!"
Neyi bilecekti ki zaten. Onun yüzünden kabuslarımın arttığını mı? Onun yüzünden narkozla uyuduğumu mu?
Hiç birinde ona kızmadım. Haklıydı, hak etmiştim. Özür dilemeye, herşeyi güzelce anlatmaya gitmiştim.
Ama karşılaşmak istediğim sahne onun nişanı değildi.
Derin bir iç çektim. "Tuğrul seni içeri tıkamadığıma dua et! Şimdi ya kapımdan siktir olup gidersin, ya da topuklarına sıkarım! Seç!" Elimde ki silahı daha da sıkı kavradım.
|
Umudum Yorgun
Hani şarkı da diyor ya ` Ateşe düştüm` tam olarak beni anlatıyordu ironi falan yapmıyorum çünkü o Ateşti Ateş Karaaslan sonra şarkının devamında ` Aşk değil bu bana tuzak.` ve ekliyor ` kahroldum.`
Bozkurt bana aile vermişti, yeni bir hayat vermişti, bana inancımın tükendiği nokta da yeni umutlar vermişti peki yeni bir aşk verecek miydi?
" Biliyor musun damla? ` Hazineler haraberlerde olur` sen bir hazine olduğunun farkında değilsin."
" Harabe de olduğum doğru ama bir hazine miyim bilmiyorum."
" Nasıl parladığını bir bilsen böyle demezdin."
" En güvendiğim insanlar tarafından hayatım mahvoldu, ben harabe de kırık dökük bir cam parçası olurum anca."
" Damla Korkmaz aynaya bak ve güzelliğinin farkına var, ne kadar güçlü olduğunun farkına var. Seni karanlığa hapis etmelerine izin veremezsin.
Sen bozkurta yeni bir hayat kurmaya geldin ve öyle de oldu. "
|
Sönük Alevin Laneti
Gölge, yüzlerce yıldır hayattadır ve doğduğu andan beri tüm elementler üzerinde sadece onun hükmü vardır fakat Gölge`nin, üzerinde hükmü olan temel element ateştir.
İki yüz yıl önce doğan bir bebek bu düzeni bozarak hem ateş, hem de su gücüyle doğmuş, doğduğu an ise ateşi söndürerek kayıplara karışmıştır. Doğumundan yüz yıl sonra bir insan olarak doğduğundaysa, Gölge, bu bebeği bulmaya kendini adamış, bebekteki çekimi her zerresinde hissetmiştir. Su ve ateş gücüne sahip bebek dünyadaki bir takım imtihanları başarıyla geçmek zorundadır ve Gölge de, hem bu bebekle ilgili sırları çözecek, hem de ona her anında yardım edecektir fakat tüm bunların olabilmesi için ateş tekrar yanmalıdır.
Başlama Tarihi: 26 Mart 2024
|
Alesta - Ateşin Prensesi
yaşayacaklarından habersiz 18. yas gününe hazırlanan Alesta`nın doğum gününde alacağı bir haber sonrası hayatı tamamen değişir.
|
Ruhun Veliahtı
Benim hikayem daha annemin karnındayken yazılmıştı, ruhun beni henüz anne karnında iken seçmesiyle yolum kardeşlerimden ayrılmıştı
|
Küllerden Doğan Ateş
Adalet ve intikam uğruna yangın çıkartıp düşmanlarının gözünü korkutan suikastçı Şirin Alev Asena namı diğer Anka, SMA tip 2 hastası kardeşinin ilaç parasını toplayabilmek için 5 ay boyunca barda solist olur.
Lakin onun üniversiteye gitmesine bile karşı olan şiddete meyilli babası ona engel olmak için elinden gelen her kötülüğü yapar. Bir gece ansızın evinde çıkan yangınla artık hayatının bir parçası olacak itfaiye amiri ve şube müdürü Mirel Agir Tunga`yla tanışır. Peki ya yangın çıkartan bir suikastçıya engel olmak yerine onun adaletine inanıp arkasını örten bir itfaiyeci ilişkisi nasıl ilerler?
Ben Şirin Alev Asena! Masum görünen bir ateş topuydum. Kime çarpacağım belli olmaz, sevdiğim uğruna yanıp kül olur ardından küllerimden tıpkı bir Anka kuşu gibi geri doğardım.
|
Normania
Kayıp bir diyar ve ayrı kalmış iki ruh...
Normania Diyarı 10 krallıktan oluşuyor. Asırlar önce Element Tanrısı Herberch`in dört çocuğu, Su Tanrıçası, Ateş Tanrısı, Toprak Tanrıçası ve Hava Tanrısı; Varoluş Tanrıçası`nın iki, Cennet Tanrısı ile Cehennem Tanrıçası; Yeryüzü Tanrısı`nın iki, Doğa Tanrıçası ve Hayvanların Tanrısı; son olarak Gökyüzü Tanrıçası`nın iki çocuğu Ay Tanrıçası Einal ve Güneş Tanrısı. Çocuklar kendi krallıklarını kurdular ve onlara güçlerinin özünü kullanma özelliği bahşettiler. Ay Tanrıçası büyük bir hata yapana kadar ger şey normaldi.
|
İLK AŞK ATEŞİ Ecrobello~o |
İLK AŞK ATEŞİ
Bazıları ateşi hisseder, diğerleri sadece alevleri görür.
|
Ateşin Gecesi
Çocukluğundan beri abi dediği kişiye sonradan aşık olmak nasıl bi duygudur ?
Gecenin hayatında bi anda tamamen değişmesinin sebebi ne olur ? Ya her şey daha kötü olursa , hayaller için gidilen yollar var ama o yollar ya hiç bitmezse. Yani demek istediğim dikenli olan bir yol nasıl yürüyebilir dikenli çünkü canın acır ayağına batar işte hayallerime giden yolda böyleydi.
İşte tam bu sırada şu şiiri okunuyor Geceye
" Ben seni kötüleyemem hiç .
Çiçekli bir yol vardı yürüdüm derim.
Ayaklarıma dikenler battı ama ben ormanda böyle
şeylerin olabileceğini söyledim derim . "
Ve sonrasından gelen gülüş....
Şuan gitti galiba bütün derler bütün sorunlar....
:)
|
KATLİAM Anka |
KATLİAM
Eşitlik ilkesinin içinde kalan iki kişi.
Bir masum.
Bir ateş.
Hayır hayır sil; eşitlik ilkesinin içinde kalanlar değildik. İkimizde kendimize göre adaleti sağlıyorduk. Yöntemlerimiz farklı olmasına rağmen bu umurumuz da değildi.En baştan alalım öyleyse.
İki kapalı kutu.
Bir zehir.
Bir ateş.
Ve her şey en baştan yeniden başlıyordu.
|
KATLİAM Anka |
KATLİAM
Eşitlik ilkesinde kalan iki kişi
|
Ateşin Karanlığında
"Bu ev senin küçük krallığın, sakın ateşinin sönmesine izin verme!" demişti annem. Sözümü tutamadım anne. Küçük krallığımı karanlığa mahkum etmeseydim, büyüğü için ateş yakamayacaktım.
|
0% |