Azrak
Ahter Yağmuru
On iki krallığın efsanelerle dolu dünyasına hoş geldiniz; yedi büyük ve beş küçük krallığın bir araya geldiği, taht varislerinin ve hayvan ruhu kullanıcılarının destansı mücadelesine tanık olacaksınız. Bu evrende güç ve ihanet, büyü ve kan, kaderin acımasız ellerinde şekillenir.
Bir zamanlar barış içinde olan bu krallıklar, Ejderha ruhunu taşıyan ve efsanelerde adı geçen kadim bir krallığa karşı birleştiğinde, tarih yazılmamış bir karanlığa gömülecektir. İnsanlık, gözleri önünde yaşanan en acımasız soykırımı çaresizce izlemek zorunda kalacak. Bu kan gölünün ortasında, her şeyini kaybeden büyücü Arge ve düşmüş krallığın son varisi, ölümden dirilen prenses Henna, intikam yeminiyle yeniden doğacaktır.
Ancak aşk, bu karanlık dünyada sadece bir trajedi olarak yankılanır. Davin ve Henna, kaderlerinin imkansızlığına rağmen birbirlerine tutunmaya çalışırken; Arge ve Buse, elleriyle dokunabilecekleri her güzelliği karanlığa mahkum etmek için çabalayacaktır. Onların karanlık seçimleri, yalnızca kendilerini değil, çevrelerindeki pek çok masum ruhu da felakete sürükleyecektir.
Bu hikayede kurtuluş yoktur; mutlu son ancak ölümle yazılabilir.
|
GİZ - Hemsâye...
Benliğinde iki ruh barındıran öfkesini kendine zırh edinmiş şehit asker kızı Firuze`nin hayatı geçmişinin peşinden gittiği gün değişir. Okyanus mavisi bir çift göz doğru bildiği her şeyi tepetaklak ederken, ihanet hissi onun için hiç bu kadar can yakıcı olmamıştı...
Hayat ile ilgili farklı planları olan biriydi Yiğit Ali. Kader onu abisinin izinden sürüklediğinde artık tek bir şey için yaşıyordu. Gözlerini dünyaya açtığı kara parçası yani vatanı için.
Komutanının verdiği görev sonrası kurduğu planda en çok canı yanan o olacaktı lakin nefret ve aşk arasında kalan benliği için tek çıkar yol vardı;
"Kalbinin sesini sustur. Nefretini ikinci bir zırh gibi bedenine kuşan. Sen askersin, bir vatan haini için atan o kalbi gerekirse sök at.."
Fakat kader kırmızı iplerini çoktan onların parmaklarına dolamıştı ve Gölge ile Aldacı`nın yolu nereye giderse gitsinler hep kesişecekti...
|
Yağmur damlası
Dibe batmışken mucizeler bizi bulur, yada o mucize dediğimiz önce bizi umutlandırir sonra yere çakar
.
dipten kurtulup göğemi çıkıcaz yoksa dahadamı dibe çekileceğiz onu hep birlikte yaşayıp göreceğiz
|
KOF
Bugün tam bir ay oldu buraya geleli. Dört duvarın arasındayım. Küf kokuyor burası, biraz da is. Derin bir koku çekiyorum içime, işte diyorum kendime; İşte benim yaşama sebebim bu.
Zar zor sığdığım yatak bu gece bana dar olmakta kararlı, uyku denen o lanet şey girmiyor gözüme. Bedenim bir külçeden farksız, dört gündür uyumamışım. Yine girmiyor. Gözümü her kapattığımda cesetler beliriyor o karanlıkta. Ceset denmez ona, olsa olsa leştir o. Derdi amcam yanımda olsaydı. Haklı, leşti her biri.
`İlk günler kusarsın sürekli, uyuyamazsın, rüyana girer kabus ederler.` Demişti amcam, şimdi söylediği her şeyi yaşıyorum. Apansız bir ürperti geliyor engel olamadığım, rüyalarımı kabus ediyorlar epey bir vakittir.
Bunların hepsi birkaç aya mazi olacak, biliyorum. Ne artık rüyama girecekler, ne de leşlerini görünce kusacağım. Ben artık öldürmek için yaşayacağım.
Ben kim miyim?
Ben Dinçer, Dinçer Demirsoy. Başka da hiçbir şey değilim zaten. Hayatta bir şey olmak için işte şimdi tam da buradayım. Tek bir kelimeyle anlatamadığım bu şehirdeyim. Ölü kentteyim, ölü zırhlarının içindeyim, leşlerin her gün daha da arttığı bir mezarlıktayım.
|
DİLEK Suikastçının Yüzü
Hayatına ve yaşadıklarına daha fazla dayanamayan Silva intihar etmek için gittiği uçurumdan atladığında kendini beş tanrının yönettiği Wienor`da bulur. Burada kendine yeni bir sayfa açabileceğini düşünürken yaklaşmakta olan tehlikelerden bihaberdir. Wienor`daki yeni hayatına Ölüm Krallığında başlayan Silva Ölüm Tanrısı ile karşılaştığı ilk anda kader çarkları onlar için dönmeye başlar. Ölüm Tanrısına karşı olan hisleriyle baş etmeye çalışırken kendisinin de normal bir insan olmadığını öğrenir. Bir kehanet hızla yaklaşırken kurtuluş için tek bir şans vardır.
"Sen benimsin, benim kadınımsın ve ben hayatımın sonuna dek sana köle olmaya hazırım."
Başlangıç Tarihi: 31.08.2024
|
KARANLIK GECENİN İZLERİ
Bir kadın düşün…
Küçük bir köyde ailesi ve nişanlısıyla huzurlu bir hayat yaşarken, karanlık bir gecede tüm geleceği elinden alınan, hayallerinin yıkıldığı paramparça bir kadın.
Bir kadın düşün…
Doğup büyüdüğü yerde dedikodu ve baskılara maruz kalıp nişanlısı tarafından terkedilen, suçsuz bir kadın.
O kadının tek suçu yardıma ihtiyacı olan arkadaşına el uzatmaktı ama nereden bilebilirdi ki en yakın arkadaşının ona kötü bir tuzak kurduğunu.
O gece Suna oraya hiç gitmemiş olsaydı bu korkunç olayların hiç biri başına gelmeyecekti.
Peki Suna köyde ki dedikodular, ailesinin baskısı ve nişanlısının onu terketmesi üzerine neler yaşayacak ve o karanlık gecenin izlerinden kurtulmayı nasıl başaracak?
|
Kadem
Kadem: Uğur, Şans
İlerleyen Bölümlerde...
-------
“beni seviyor musun?” dedi.
“tam anlamıyla değil.”
“o zaman evleneceğimizin de bir garantisi yok.” Dediğinde şoka girmiştim.
“sen beni sadece tanımak istiyorsun anladığım kadarıyla, sana göre uygunsam da evlenmek.”
“pazardan meyve seçmiyoruz, ben bunu demedim.”
-------
“o zaman burada bitirelim, çok da istekli değilsin anladığım kadarıyla.”
“olur.” dedim. “cesaretimle senin korkaklığının gölgesinde kalamam.”
-------
“e bana da liste yaparsın artık.” Dedi Umut.
“önce karar ver, sonra yaparım. Beni boşu boşuna yorma.” Dedim.
“bakarız.” Dediğinde tekrar kıkırdadık.
“iradene hastayım.” Dedi Can.
“ben de diyetlere. Alerji yapıyorlar.” Dedi Umut.
“o zaman neden kızı yoruyorsun oğlum?” dedi Seyit.
“e hepinizin diyetisyeni vardı, benim olmasın mı?”
-------
“beyaz atlı prensini bulmuşsun.” Dedi Bora göz kırparken.
“beyaz atlı olduğunu sanmıyorum, önce güvenliği aramaya kalktı.” Dediğimde herkes kahkaha attı.
“bu Can’ın başına birkaç kere daha gelmişti, onlardan birisi sanmıştır seni, o yüzden.” Dedi Seyit.
“evlen de kurtul şu muhabbetlerden be kardeşim.” Dedi Bora.
“iyice sardın sen de benim evliliğime, gören de emekli oldum hala evlenmedim zanneder.” Dedi Can.
-------
“yanında ben varken hesap ödetmeyeceğimi bilmiyor musun?” dedi Umut.
“bilmiyorum.” Dedim. “ayrıca yeni komşularıma da bir jest yapmak istedim.” dedim.
“şimdi nemlendirici rujumu çıkartıp sürmem mi gerekecek?” diye sordu Bora.
“ne yani şimdi prenses mi oldum?” dedi Can.
“hesap kavgası yapmayacak mıyız?” dedi Seyit.
-------
“ne kadar süre?”
“bilmiyorum, neden bu kadar çok soru soruyorsun?” diye sordum. Terslememiştim. Sadece merak etmiştim.
“merak ettiğimden. Peki o adam da orada olacak mı?”
Sessiz kaldım. Kuzey’den bahsediyordu. “muhtemelen.” Dedim yutkunurken.
“o zaman birlikte gideriz, benim de olmam işleri hızlandırır.” Dedi gözlerimin içine bakarken.
|
CAN EVİM
Geçmişte babasından yara alan Devin Efil üniversite de bir ömür seveceği adamla yani Özgür Alp ile tanışır. Tanışmaları sıradandır fakat ilişkileri hiçte öyle olmayacaktır.
Bu ikili aşklarını sonuna kadar yaşarken hem geçmişleriyle sınanacaklar hem de aşklarına ikisinden biri ihanet edecektir. Aşkları ne kadar büyüktür, ihanetin üstesinden gelebilirler mi?
|
GÜNEÇ
Annelik; bu hayatta bir kadının başına gelebilecek en güzel fakat aynı zamanda en korkutucu his. İçinde kendi kanınla, canınla besleyip büyüttüğün minik bir canlıyı taşımak bir mucize olabilir. Ancak o küçük melek için iyi bir gelecek sunamayacak veyahut onu bile bile kendi zevklerin ya da bencilliğin için bir karanlığa mahkûm edecekseniz, doğurmamanın daha doğru olacağını bilmeniz gerekliydi. Lale bunu yapmamıştı... Sadece anne olmak istiyordu, verdiği kararın arkasında nasıl bir yıkım yaratacağından, en kıymetlilerinin o enkazda kalacağından habersizdi.
Her doğum gününe annesinin mezarı başında giren Güneş, hayatını kurtardığı yabancı ile birlikte hayatıda yeni bir döneme girecekti. Kendi sırlarının ağırlığını taşımakta bile zorlanırken kendinden saklananların ağırlığıyla yüzleşmeye hazır mıydı?
BU KİTAPTA YER ALAN KİŞİ VE KURUMLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA OLAN HERHANGİ BİR BENZERLİK TAMAMEN TESADÜFDÜR.
|
Çocukluğum
İmkansız aşktan doğan mükemmel aşk…
Belki de umut gelecek sayfadadır.
Ayrılığı hiç düşünmezken aldatıldığımı kabullenmek kolay olmadı. Yıllar sonra hayat bizi yeniden bir araya getirse de evlendiği gün kalbimde ölmüştü.
Hayat iki seçim arasında ya geçmiş ya gelecek peki sen hangisini seçerdin ?
|
Esaretin Gölgesi
çözemezdim geçmişi, açıklayamazdım geleceği. bu bir esaretti. gölgesi düşmüştü üzerime keserdi nefesimi ben Riva Karanlı`ydım.
savaş Karadağ beni esaretinin gölgesinde bırakan adam
herkes korkardı ondan, korkudan titrer bedenler. ateş ve barut yan yana gelir mi?
"sen benim kadınımsın, bana aitsin Riva Karanlı kabullensen iyi olur" öfkeli sesi tüm ormanı inletecek nitelikteydi.
"ben kimsenin değilim Karadağlı iradesizliğini bana yansıtma! yanarsın içimdeki ihanet ateşiyle." dakikalarca baktım, önceden iptilası olduğum o yüzüne.
"eğer gururumu ayaklar altına alıp sana gelirsem, düğün tarihi yerine umarım ölüm haberimi dağıtırsın. ölümü gör Karadağlı." yollar beni çağırır, ama ben henüz hazır değilim. İkilemde kaldım, geçmişle gelecek arasında sıkıştım. Ne zaman cesaretimi toplasam, korkularım yeniden beni esir alır. Belki de zamanın akışı bana yardım edecek, belki de bir gün ben de cesareti bulacağım.
ama tek bildiğim benim esaretim savaş Karadağ`dan ibaretti ama ben bu gölgeyi üzerimden söküp atacaktım tabi beni vuran geçmişin puslu izleri meydana çıkmazsa..
! kitapta vahşet ve cinayet sahneleri yanı sırada (+18) bulunacaktır. rahatsız olanların okumaması önerilir..
kitabın düzenlemeleri devam etmektedir!
|
Gerçek Sevda
Ailesi tarafından sevgi görmeyen Kardelen aşık olduğu adamla bir yuva kurar. Kendi küçük ailesiyle mutlu bir şekilde yaşarken gerçekler bir bir ortaya çıkar.
***
|
Çalıntı Krallık
Kate, sakin bir kasaba olan Rosewood’da hayalindeki bölüm olan gazetecilik öğrencisi olarak en güzel dönemlerini geçirmektedir.
Bir gece en yakın arkadaşının ısrarları üzerine katıldığı partide, müziğin ve çılgın kalabalığın arasında daha önce görmediği bir yüzle karşılaşır; ama bu kişinin zamanla Rosewood’un karanlık sırlarının kapılarını ona aralayacak olan anahtar olduğundan tamamen habersizdir.
|
KARADAĞLI
-kar çiçeği-
Annesi hayatta olmayan, babası ve 6 yaşındaki erkek kardeşiyle yaşan Yaren Güneş,maddi durumları olmadığı için kardeşini ameliyat ettiremez. Ameliyat olmazsa kardeşi ölecektir. Çalışıp para kazanmaya çalışan Yaren,ek iş olarak akşamları barmenlik yapmaktadır. Bir gün bara gelen bir yabancı ona para karşılığı anlaşmalı evlilik teklif eder. Yaren ,kardeşi için bu teklifi kabul eder. Tabi bu süreçte aşk da kaçınılmaz olur. Ama sorun şudur ki, bu aşk büyük bir ihaneti getirir.
|
ASYA
.
.
Bu yaşadıklarım benim için sonmuydu yoksa yeni bir başlangıç mı bilmiyorum. Tek bildiğim bir bilinmezliğin içine hapsolmuş olduğum.
Gözümden akan yaşlar sicim gibi yanağımı ıslatırken işler bu raddeye nasıl geldi aklım almıyor.
Ben asi..
Ben hırçın ....
Ben babamın deli dolu, akıllanmaz, yaramaz kızı ASYA.
Benim üstümdeki bu gelinlikle ,yüzümü kapatan bu duvakla,bu oda da ne işim var!!.
İntagram. @aleysyam1 kitap hakkındaki bilgiler için takip edebilirsiniz
|
GÜL ZAMANI+18
Kollarımı tutarak beni kendine çekti. "Gülüm,"dedi.
"Bu bir çare aşık, her gün seni kaybetme korkusuyla yaşadı."
Nefesi nefesime karıştı. "Gitme, ne olur gitme."
Derin bir iç çektim.
Gözlerine bakarak,
"Tuğrul, asla seni bırakmam. Hiçbir yere gitmeyeceğim," dedim.
Buruk bir şekilde gülümsedi.
"Biliyorum, isteyerek gitmezsin, ama olur da bir gün, kendi zamanına dönersen, bana geri dön."
|
Hayat Ağacı
"Işığım sönmüş benim dünya yansa aydınlanmaz dünyam." "Bilemezsin Demir. Geleceğe dair bir çok plan yapabilir bir çok öngörü de bulanabilirsin ancak..." İşaret parmağı ile alnımı gösterdi. "Alnında yazan neyse onu yaşarsın." derin bir nefes aldım konuşmama fırsat vermeden tekrar söze girdi. "İstediğin kadar aklını dinle bir gün aklında kalbinle aynı şeyi söyleyecek. İşte o zaman anlayacaksın. Kaçamayacağını..."
...
Kendi ayakları üstünde duran bir vatan sevdalısından daha tehlikeli bir şey varsa o da her şeyini kaybetmiş bir vatan sevdalısıdır. Deli gözü kara ve arkasında bir bekleyeni olmayan bir vatan sevdalısı...
...
Dikkat! Argo içerir!
|
Zihnin Labirenti
Lara, hayatının sıradan gibi görünen yüzeyinin ardında derin, karanlık bir yolculuğa sürüklenir. İlgisiz ailesinin gölgesinde büyümüş, kardeşi Mert Karan ile karmaşık bir ilişkisi olan Lara, hayatının kırılma noktasına geldiğinde, gerçek ile hayal arasında bir sınırda yaşamaya başlar. Onu sürekli takip eden gizemli bir gölge, varlığını sorgulamasına neden olurken, içindeki karanlık taraf da gün yüzüne çıkmaya başlar.
Bir dizi gizemli olay ve kaçışla başlayan hikaye, Lara`nın peşini bırakmayan geçmişiyle yüzleşmesine, iki kişiliği arasındaki çatışmalara ve ailesinin sırlarına ışık tutar. Onun için gerçekle yüzleşme, aynı zamanda kendi zihninin ve ruhunun en derinlerine inen bir arayışa dönüşür. Kitap boyunca Lara, gerçek ve hayal arasındaki sınırları zorlayarak, geçmişinden kaçmak yerine ona meydan okumayı öğrenir.
Bu, yalnızca bir kaçış hikayesi değil; aynı zamanda insan zihninin labirentlerinde gezinirken, kimliğimizi tanımanın ve kabul etmenin zorluğuna dair sarsıcı bir anlatıdır.
|
Çırpınırken
Delfin tüm kalbiyle tutunduğu öfkesi ve gururu ile yıllar boyunca kendi kabuğunda kalmıştı. Bu öfke ve gurur ile sarmaladığı kabukta yalnız değildi tabii. Hayatındaki tek güzel duygu olan sevginin tek sahibi olan oğlu Merih de vardı. Her ne kadar oğlu en sevgisiz hissettiği anında dünyaya gelse de geri kalan her gün sevgiye boğmuştu Delfin oğlunu.
Karısından yıllardır bir haber bekleyen ünlü oyuncu Derin Uçar`ın kulağına ise magazinin karısı olduğunu öğrendiği haberi çalınır. Ne yapacağını düşünürken bir de üstüne karısının ülkeye döndüğünü öğrenir ve soluğu onun yanında alır. Ona sırrının açığa çıktığını söylediğinde Delfin de ona kendi sırrını, yani öldü sandığı oğlunun yaşadığını söyler. Derin bu şok edici haber üstüne öfke ve mutlulukla kavrulurken ne yapacağını bilemez ama mutluluk duygusu ağır basar. Çünkü hâlâ sevdiği karısı ile tekrar bir aile olma şansı vardır. Ne yaparsa yapsın karısını sevmektedir. Ve Delfin`in de kendisini her şeye rağmen sevdiğine emindir. Aşklarına duyduğu güvenle Delfin`e tekrar birlikte yaşamalarını söyler.
Canı yanmış bir kadından daha korkuncu daha tehlikelisi daha kötüsü daha paramparçası yoktur...
|
Kanlı Aşk (+18)
Sigarasından bir yudum daha çekti ciğerlerine ve kafasını bana çevirdi. "Beni o piç kurusu ile karıştırma kadın!" dedi tehdit içeren ses tonu ile.
"Bu zamana kadar bir yalana bağlı yaşadım ben ve sende karşıma geçmiş babamı kötülüyorsun. Git kendi babanı kötüle." diye çıkıştım sözlerine karşı. Bu zamana kadar babamdan nefret etmiştim. Ki hala ediyordum ama onu bu kadar kötülemek haksızlıktı.
Elindeki sigarasının ucunu izmarite söndürdü ve adımları bana doğru yavaş ama ürkütücü bir şekilde gelmeye başladı. "Ben sana yalan söyleseydim bunu annen üzerinden yapardım. Ama sana bu zamana kadar ben değil o savunduğun piç kurusu yalan söyledi." dedi tam karşımda dururken. Kafasını eğdi ve yüzüme baktı. "Seni sevmeseydim o çocuk aklımla seni korumazdım." dedi bir elini yanağıma koyarken. "Sen de biliyorsun kaderi değiştiremeyiz," kafasını biraz daha eğdi ve kafasını yüzümle aynı hizaya getirdi. "gitsen de benimsin kalsan da bu yüzden o adamdan uzak duracaksın!" dedi ses tonunu yükselterek.
"Hadi ya nereden senin oluyormuşum ben?" diye sordum ağzımdaki alaylı gülüşle.
Kafasını boynuma doğru eğdi ve nefesini kulağımda hissettim. Kulağıma doğru fısıldayarak, "İstersen sana benim olduğunu bu gece her şeyine sahip olarak kanıtlayabilirim manolya kokulu kadın..."
Kitap kapağı bana aittir.
Hikaye tamamen aklımdan geçen bir hikayedir.
|
GÖKÇE
Bir çöp gibi sürüklenerek atılan genç kız Diyar,İçinde yıllardır biriktirdiği kiniyle öfkesiyle 10 yıl sonra Özel Harekat Polisi olarak intikam almaya geliyor.
HİKAYEMİN KİŞİ,KURUM VE KURULUŞLAR İLE HERHANGİ BİR BAĞLANTISI YOKTUR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR.TELİF HAKKI SAKLIDIR TEK BİR CÜMLEMİN DAHİ BAŞKA KİTAPTA GEÇMESİ HALİNDE RESMİ İŞLEM BAŞLATILACAKTIR.
|
Bana Aşktan Bahset
Asker kurgusudur.
•••
Mina, Doğuda çalışan bir hemşiredir. Bir gün nöbet esnasında çalıştığı hastaneye köylüler tarafından yaralı bir asker getirilir.
Ve bu asker, üniversite yıllarının başında Mina`yı terk ederek hayatını içinden çıkmakta zorlandığı bir uçuruma iten o adamdır.
Kader bu ikiliyi yıllar sonra, küçük bir ilin devlet hastanesinde bir araya getirdi. Peki ya bundan sonra ne olacak?
|
V.madalyo
"Sen bu değil misin izem? Hep geride kalan,unutulan ve sevilmeyen." Gerçekler yüzüme tokat gibi çarpmıştı. Ben buydum bu kadardım işte. Kısa ve öz.
Ben izem s.;
Hayat beni hep ikinci yapmak zorunda mıydı?
Sadece yaşayabilmek istiyordum. Bunu bile çok görmüşlerdir...
|
ÖLÜMÜN MELODİSİ * Varta *
" Günahların rüzgarı olsaydı yeryüzünde hiç kimse kalmazdı. "
🕯️
Emira bilinmeyen bir fantastik dünyada gizemli kapıları aralayrak gizemli sırlara ulaşır. Ondan saklanan ve öğrenilmesi istenmeyen sırları keşfeder. Bu sırlar açığa çıkarken yaşamında onu derinden sarsan bir aşk onu bulur. Ama sandığı şeylerin çok farklı olduğu gerçeğiyle yüzleşir.
Aşk, ihanet ve dostluk...
Bu üç kelime onun hayatında büyük bir devrim yaratır.
⚖️🛡️⚖️
|
İnsanların Şiirleri
Bazı akrostişler yazacağım istediğiniz isimde yazmaya çalışırım
|
GÖREV ADI : İMKANSIZ AŞK
Ailesini 5 yaşında garip bir şekilde öldürülmesi sonucunda hayatı bir enkaz yığınına dönüşen Asena bu enkazdan sağ çıkabilecek miydi?
15 yıldır Mardin`e ayak basmayan Yüzbaşı Asena Avamir ailesinin katilini bulmak için çıktığı yolda karşılaştığı engeller, sırlar ve ihanetlerin altından kalkabilecek mi?
Ateşten korkan kadın intikamın ateşiyle herkesi yakmıştı, Bu ateşin kendisini de yakacağından habersiz..
|
MERHAMET'İN SİYAHI
" Soyun karşımda yapabilir misin yaşamak için? Yapmak zorundasın istesende istmesende çünkü ben istiyorum. Ve unutma sen benimsin, bana aitsin.
Kavradığı kolumu sıktı, ağlamak istiyorum ama yapamam onun karşısında çaresiz gözükemem.
"Biliyor musun? Kalp hırsızlarını hiç acımadım aynı diğer insanlara acımadığım gibi. Ben bu zamana kadar masumların canını yakanın eceli oldum. Aşk masum değildir. Aşk aslında benim gibi katildir. Sadece bir kenarda bekler ve öldürür. Aynı benim yaptığım gibi tek fark ben insanların istediği kişiyi öldürüyorum. Beni sevme, senin katilinin olurum küçük hanımefendi. Ve şimdi merhamet bekleme benden, kendime bile merhametim yok. "
" Sana aşık olacağımı sanıyorsan yanılıyorsun katil"
Sesim gür çıkmıştı, ben bile bunu beklemiyordum. Kaşlarını çattı, sıktığı kolumu bıraktı.
" Öyle bir aşık olacaksın ki, sen bile şaşacaksın. "
Asla, onu bu düşünceye iten neydi böyle. Benim güzel bir ilişkim vardı zaten. Beni kendine çekti. Kalbim hızlanmıştı yine.
" Kalbinin atışı aynı sonsuz bir melodi gibi, sadece benim için çalan. O kadar güzel ki"
Afaladım, bir yandan severken bir yandan öldürüyordu.
" Sana ait olmayacağım"
Buna sinirlenmişti.
" Bu geceden sonra benimsin küçük hanımefendi"
Kendimi geriye doğru attım, hayır bunu yapamazdı. O kadar da kötü biri olamaz.
Bana doğru gelmeye başladı.
Duvarın soğukluğunu belimde hissedince kaçacak bir yerim olmadığını anladım.
" Yapma"
Beni dinlemedi, üstümdeki giysileri bir anda çıkarttı onun karşısında tamamen savunmamızdım. Ağladım, yalvarır gözlerle ona baktım ama umursamadı. Elini teninde hissettiğimde herşeyin geç olduğunu anladım.
" Ağlma küçük hanımefendi, sadece benim olacaksın o kadar"
Cinsellik içerebilir.
+18 sahneler olacaktır.
Şiddet içerir.
Ona göre yorum yapınız. İyi okumalar 😶🌫
|
ÖLÜMLE BAŞ BAŞA
Genç bir bordo bereli olan Armin, mesleğe ilk girdiğinde tanışmış olduğu timini anlamsız bir şekilde kaybetmesiyle gözlerini aralar. Zihninde dönen yardım çığlıkları, ihanetlerin hançer darbeleri ve daha nicesine cevap ararken gelen emir ile Hakkâri`ye gider. Yeni hayatının ilk adımını, tanımadığı bir şehir ve yabancı simalar ile karşılarken her şeyin normale döneceğini umut ederek kendini yeni timine adar. Peki Armin gerçeklerle yüzleşmeye ve güvendiği insanlardan alacağı darbeleri taşımaya hazır mıdır?
Yeni şehir, yabancı yüzler ve sersem adımlar...
"Arkamdan vurması değil, gözlerimin içine bakarak vuracaksın!"
Yazılan tüm bölümlerde geçerli olmak üzere;
Bölümlerde adı geçen kurum ve kuruluşlar, gerçek hayattan esinlenme olup, kalan yerlerin tamamı yazarın hayal dünyasına dayanmaktadır. Kitabın gerçek kurum ve kuruluşlarla ilgi-alakası yoktur, tamamı kurmacadır.
Ölümle Baş Başa adına yazılan bir kurgu olarak, kitap içeriği, alıntılar ve bölümlerin tamamı Duru Taşkulak`a aittir. Uyarlanma veya kurgunun alıntılanması sonucu, adli işlem başlatılacaktır.
|
YARAMI SARAN AŞK
Doğum gününden bir gün önce iki yıllık sevgilisinin onu aldattığını öğrenen Irmak, 18.yaş günü partisinde ailesinin ondan sakladığı büyük gerçekle yüzleşir.
|
Nilay ve İsmet
Geçmişin unutulmuşluğundan kalma,
Anın güzel anları ile başlama,
Geleceğin bilinmezliğinde kaybolma.
Tam bir hayal kırıklığı mıydı bu aşk?
Her şey sadece bir anın intikam öfkesi için mi oluşmuştu?
|
0% |