Kitap Tür Kategorileri

Dilsiz bir kızın gerçek ailesini bulması

Tek bacağını önünde ki taşa koyup ileriye baktı. Değer miydi bu kadar acıya? Değer miydi sevdiklerinden uzakta durmaya? Bu gözlerinin önünde serilen ülkesi için her şey değerdi. Biliyordu zordu her şey ama sonu güzel biren bı zorluktu bu.

`Efsaneye göre Sonsuz Vadi`ye düşen kimse, bir daha geri çıkamamış...` Arisandra hayatı boyunca duyduğu bu sözlere hep inanmıştı ama gerçekten o durumun içine düşeceğini asla düşünmemişti. Yüzyıllar önce Sonsuz Vadi`ye hapsedilen öfkeli Tanrıça Vanxelia, Arisandra Sonsuz Vadi`ye düştüğünde onu öldürmek yerine görevlendirdiğinde başlar her şey. Vanxelia`nın sonsuz vadiden çıkmak için ihtiyacı olan dünyanın dört bir yanına bırakılmış dört farklı taş, Arisandra`nın istemeden de olsa getirip ona verdiği taş sayesinde geriye kalan üç taşı kendisine vermesini ve bu şekilde onu sonsuz mutluluğa kavuşturacağını söyler. Peki istediği şey sonsuz mutluluk olmayan Arisandra, hayatta kalmak için bu durumu kabul ettiğinde her şeyin gerçekten düzgünce ilerlemesini sağlayabilecek miydi?

Masallar da her zaman iyi ve kötünün savaşını okuruz. Genelde karakterlerin tiplemeleri aynıdır. İyi güzel, fakir fakat yine de mutludur. Her şeye rağmen alçakgönüllü ve geleceğe umutla bakan, dostlarıyla ve beyaz atlı prensiyle her türlü zorluğun üstesinden gelir ve nihai sona, mutlu sona ulaşır. Masalın kötü karakteri ise çirkin, zengin fakat mutsuzdur. Sahip olduğu her şeye rağmen her zaman memnuniyetsiz ve elindekilerle yetinmeyi bilmeyen, iyinin düşmanıdır. Ve elbette en az içi kadar kötü bir sonla elinde olanları da kaybederek kendi sonuna ulaşır. Gerçek hayatta böyle midir? İyiler hep kazanır mı? Asıl soru... Savaşı başlatan kimdir? Masalları bilmem ama gerçek şu ki iki kadının savaşında kimin kazanacağını asla bilemezsiniz. Peki... Siz kimin tarafındasınız?

ansızın sahil yolunda karşılaştığı bir kızla birden bire kalbinden vurulan o adam

Bir kızı babası tarafından istismara uğraşmasıyla ve annesinin babasında korktuğu için ses çıkarmamasıyla başlayan bir kitap ileri zamanlarda evden kaçan bu kız sokaklarda yaşamaya çalışırken her yerden babası tarafından aranılıyordur babasında zengin bir iş adamıdır bir sürü korumaları ve çalışanları vardır ve bu korumalarindan biri bu kızı bulma emri almıştır koruması adamın çok güvendi sağ kolu olan çocuk her şeyi bilir neden kaçtığını o evde ne olup bittiğini...

Hayat sadece bize mi bu kadar acımasız davrandı? Yoksa hayatımızda aldığımız kararlar mı buna neden oldu??

--- 1914 yılı, dünya savaşın eşiğinde, Britanya’nın Almanya’ya savaş ilan ettiği o günlerde hayatlar değişiyor, hayatlar sarsılıyor. Bu kaosun ortasında, birbirlerine tutkuyla bağlı iki insan, savaşın ve ayrılıkların gölgesinde aşklarını yaşatmaya çalışıyor. Tarihin en karanlık dönemlerinden birinde, bağlılık, cesaret ve umutla dolu bir hikaye... Onların aşkı, hem savaş meydanlarında hem de kalplerinde verdikleri mücadeleyle ayakta kalmaya çalışıyor. Bir tarafta sevdiğini bekleyen bir kadın, diğer tarafta cephede hayatını riske atan bir asker… "Aşk ve Savaş" sizi, savaşın acımasızlığına karşı direnen bir aşkın derinliklerine götürüyor. ---

Not:Bu kitabın Adı `Nadir` şarkısından alınmıştır.

Ateş yakıp kül edebileceği her şeyi yok edene kadar dinmez. Alevlerini söndürebilecek tek güç yakabileceği bir şeyin kalmamasıdır. İzgi Adar bir askerdir. Görevi uğruna organize suç örgütünün bir üyesi olarak hayatının 5 yılını sürdürmesi ruhunda derin izler bırakacak olsa da; o yakabileceği her şeyi kül etmek uğruna her şeyi yapabilecek kadar gözü kara bir kadındır. Bu uğurda bir savcıyı vurabilecek kadar... "Sana yemin ederim savcı," diye fısıldadı genç kadın yerde kanlar içerisinde yatan adama doğru. Az önce silahından çıkan kurşun onun bedenine saplanmıştı. "önce sana bunu yapmama neden olanların gün yüzü göremeyeceğinden emin olacak, sonra bizzat özür dilemek için sana geri döneceğim. Çünkü bugün bulaştığım günahın yükü ancak o zaman omuzlarımdan kalkacak..." Çöktüğü yerden ayaklandığında ambulansın birkaç dakika içerisinde burada olacağını bilse de ,birilerinin yardıma gelmesi için apartman boşluğuna bir el ateş etti. Sesi duyan insanların merakına yenik düşüp buraya geleceğini biliyordu. Evin kapısından çıkıp hiçliğe karışmadan önceki son cümlelerini duyan adamdan ise bir haberdi.

15 yaşında annesi ile babasının şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanıp annesi ile Makedonyaya dayısının yanına taşınan Ilgın Ada Tunç ailesi tarafından saklanan gerçekleri öğrenmesiyle çok değişik bir hayata yelken açar ve 8 yıl sonra ailesine geri döner ama olaylar bu sefer alışılmışın dışında gelişir

Farklılar Akademisine hoş geldiniz .

Uzak şehir Zerrinin almanyada okuyan kız kardeşi Berfan sadaket hanımın isteği ile Almanyadan mardine geri döner ve beklemediği bir sonuçla karşı karşıya kalır

Merhabalar hikayeye Hoşgeldiniz. Bu hikayede 4 gencin hikayesini okuyacaksınız ,farklı duygular , aynı hayaller iyi okumalar işte bir denge hikayesi. 💖♥️💖

Aslında bu benim yaşadığım Bi olay ve bunu kitap haline getirmeye karar verdim

Yaş farkı her şeye engelmidir? Sanmam.

“Vatanım ve sen arasında kalırsam bir gün,vatanımı seçer seni harcarım.”

Yazar olan Doğa imza gününde çocukluk aşkıyla karşılaşır. Ama bunu kendisi bilmez. Yalnızca bunu Berke biliyordur. Gerisi kitapta saklı...

Yıllar sonra tekrar karşılaşan iki aşık. Annesini kaybetmiş bebekle yalnız kalan bir adam. Düğününde tüm ailesine mahçup olan bir kadın

Onu il k gördüğümde zaten tanıyor gibiydim

Peşinde olduğu bir mafya tarafından kacırılan Kumsal Seren ve Onu ilk gördüğü an tanıyan Yiğit Çelik

İnsan acıları dindiremezdi , sadece tekrar etmemelerini sağlayabilirdi . Acılarını belki geçiremezdi ama onun yerine ayağa kalkıp herşeye rağmen dik durabilirdi . "Son ayakta kalan her zaman kazanır komutanım , kimse düşenlerle ilgilenmez"

Selamm yeni kurgu ile geldim. Açıklamaya kitap ile ilgili birşeyler yazmıyorum ama umarım girip bir bakarsınız sjsjsj.

~Mehru Mehir`in anlatımıyla~

Uzak şehirden alıntı alınmıştır Mardinde yaşatan beş kadının acı dolu hayat hikayesidir Acı çekiyorlardı ölmüyorlardı feryat ediyorlardı kimse duymuyordu hepsi farklı ateşlerde yanıyordu

Hayat kalp ritmi gibi inişler çıkışlar zirve ve en dip ama unutulmamalıdır ki en dipte en güçlü kökler salınır yıkılması zor kökler

Ben18 yaşında bir lise son sınıf öğrencisiyim ve babamın tahinin çıkması ile Muğla’ya taşındık ahsen istanbuluyuz şimdi yeni hayatımın yeni başlangıcı

Her wattpad kızı gibi sabah iğrenç alarm sesi ile uyandım ile başlarsam hepiniz bu hikayeyi okumak istemeyeceksiniz o yüzden böyle başlamıcam. Hem ben wattpad kızı değilim o cringe şeylerle işimiz olmayacak benim hikayem daha çok hayatın içinden olacak gerçi biraz tesadüfler olmayacak değil ama o da bi zahmet olsun dimiii. Neyse lafı fazla uzatmadan hikayeme başlayalım. 🤞🏼🤞🏼

Acı bir geçmişi olan Sare büyüdüğünde halen o izleri taşır. Ansızın bir gün asistanı ve en yakın arkadaşı olan Ayça Sareye bir müvekkil dosyası vermesiyle hayatı tamamen değişir. Çünkü hayatına Utku sönmez girmişti...

“senden on yaş küçüğüm” gözlerine bakarak “evet ama benim küçüğümsün” dedi beni tezgahın üstüne oturtarak. Fahra Aydoğan varlıklı bir ailenin dördüncü çocuğu, davet edildiği bir baloya sevgilsi demir telafla gider baloda ufak tartışmadan sonra fahra tek başına giderken uyuşturucu kaçağı olan Koray Aksoy tarafından özgürüğüne el koymuş bir genç kız. “ne istiyorsun Koray ”dedim “benimle yatmanı”