SAHTE SEVGİLİ
İnsan kırıldığında o parçaları birleştirecek insanlar olmalı yanında.
|
Araf'ta Kaldım
Bugün dersim erken başlıyordu. Saat yedi de orada olmam gerekiyordu. Ama dün akşam Araf’a söylemeyi unuttum. Şimdi ise hazırlanmak için banyoya girdim. Çıktığımda, hazırladığım kıyafetleri üzerime geçirdim.
Tamamdım artık aşağı ineceğim sırada tartışan Araf ve Selim amcanın sesini işittim. İş ile ilgili olabileceğini düşünüp bir merdiven indim ki Araf’ın “Nalin, gerçeği öğrenmeye çok yakın!” demesini işittim.
Ve onları dinlemeye başladım.
“Arslan’ın gelişi hiç iyi olmadı. Her şeyi anlatacak!” dedi. Kime neyi anlatıyordu ya!?
“Nalin, öğrenmeyecek!” dedi Selim amca sertçe.
“O bana çocukluk arkadaşım Gökhan ve Asmin’den kalan iki hatıra Arslan ve Nalin! Yıllar önce bizden aldılar ve öldü diye bilirken; dayısına vermişler ve yıllardır gerçek ailesi sandığı kişilerin gerçek kimliğini öğrenirse bizim açımızdan hiç iyi olmayacak!..” dedi.
Söylediklerini algılamaya beynim yetmiyordu. Ne demek ya gerçek ailesi değil, ne demek lan! Arslan... Ne yani ailem, ailem değiller mi? Arslan benim abim mi? Dona kalmıştım. Tek bir adım atamıyordum, olduğum yerde kilitlenip kaldım resmen! Gerçek neydi? Gökhan ve Asmin kim? Araf kim? Selim kim? Arslan kim? Ailem kim? Kim lan bunlar!?
Madem gerçek saklanıyordu benden, bu puzzle oyununu ben tamamlayacağım...
|
BABA TARAFI
Babası Güneş, annesi Aysima. Gökyüzünden kopup düştüler yeryüzüne. Onların aşkları büyüktü, engelleri aşılmazdı. Aşmak istediler, Aysima dayanamadı üzerine atılmış çamura, kaçtı sevdiğinden. İstemedi ama olması gerekenin bu olduğunu düşündü ve arkasına bile bakmadan kaçtı. Güneş Aysima’sından oldu. Aysima, karanlığa düşen Güneş’inden..
Bu Güneş ve Ay’ın hikayesi değil. Bu hikaye Mihrimah’ın babasızlığının hikayesi..
|
Aden~Gerçek ailem~
Adenin 17 yılı gerçek sandığı babasından çektiği acıları unutabilicekmi, 17 yalan çıkan ailesi aden gerçek ailesine alışabilicekmi, Gerçek babasına Baba diyebilicekmi aden,?
Kitabıma şans verin...
|
Rüya Gerçek Olursa +18
Dikkat:❕ Bu kurgu bizzat gördüğüm ve kaleme olduğu gibi döktüğüm rüyamdan esinlenilmiştir. Sıradan bir kızın, Seri katille başından geçenleri ve hislerini anlatıyordur. Kan ve vahşet olaylarını detaylı şekilde anlatıyordur. Lütfen ona göre okuyunuz!!
Bana alışveriş merkezine içim sıkılarak girmenin ve içim paramparça olarak çıkarılmanın nasıl bir his olduğunu sorarsanız bunun size verilebilecek en dengesiz his olduğunu söylerim.
Ama bana içten içe ne hissettiğimi sorarsanız size, asla eskisi gibi olamadığımı ve içimde ki masum tarafımı orada terk ettiğimi söylerim.
O ve ben karşı konulamaz iki günah gibiydik. Bana yaşattıklarına rağmen içimdekinin gerçekten aşk mı olduğunu yada sadece kafa karışıklığından mı ibaret olduğunu bilmiyorum. Bildiğim tek şey onun beni mahvettiği, beni mahvettiği gibi dünyayı da mahvettiği.
|
GÜL ZAMANI+18
Kollarımı tutarak beni kendine çekti. "Gülüm,"dedi.
"Bu bir çare aşık, her gün seni kaybetme korkusuyla yaşadı."
Nefesi nefesime karıştı. "Gitme, ne olur gitme."
Derin bir iç çektim.
Gözlerine bakarak,
"Tuğrul, asla seni bırakmam. Hiçbir yere gitmeyeceğim," dedim.
Buruk bir şekilde gülümsedi.
"Biliyorum, isteyerek gitmezsin, ama olur da bir gün, kendi zamanına dönersen, bana geri dön."
|
"Sessizliğin Derinliğinde.."
Sanırım bu, yayınlayacağım ilk kitap olacak. Aslında kitap denemez, ancak "eser" demeyi de uygun görmüyorum. Kendi kendime yazdığım bir şey, eser olarak kabul edilir mi..? Fazla uzatmayacağım, bu şiir uzakta kalmış kalpler için. Asla dönmeyeceğini bilse bile, bir gün kavuşma umuduyla yaşayanlar için.. Pes etmeyin, elbet bir gün..
|
Hiç Olmamış Gibi|Texting
Milena: yıldızlar kadar öpücük bitanem.
Kayıtlı olmayan numara Ekle/Engelle.
|
Zemheri (İmkansız)
Ahlas 🤍Efnan
Diktatör Ahlas Binbaşının ve komutanının kızı ve Gönüllü bir çalışan Efnan ın zorlu ve sürükleyici Aşk hikayesi.....(İmkansız)🤍
|
Gönül Deli Sevdi
Hakan ve Hande`nin hikayesi...
Deli seven gönüllerin hikayesi...
|
SUS EVELYN
Susturulmuş, tam açacakken solmuş tüm güzel yürekli kadınların intikamı için...
Susma Evelyn!
|
Hayatın okyanusu
Psikoljik sorunları olan hayatta kalmaya çalışan bir genç
Onun hayatına girecek neşeli aynı zamanda kalbi kırıklarla kalan genç kız
"Ruhunu kurtaramayan, yaşamanı sürderemez sen ruhunu kurtardın mi?"dedim gözleri bana öyle bir bakmıştı ki sanki ruhu elinden alınmıştı.
"Benim bir yaşamamım yok güzel kız, o yüzden bir ruhum da yok" dedi onun bir ruhu yoktu, hayır onun bir hayatı yoktu.
"Kimsin sen" demiştim dudakları yana kıvrıldı onu ilk defa gülümserken görmüştüm.
"Ben karanlığın dibiyim ve inan bana bir karanlığa hiç girmek istemezsin."
|
Kaybolmuş Ruhlar Zinciri
"Zincir birleşti, acı, çaresizlik ve cesaret birbirini buldu. Adam ve kadın birbirine yeniden mahkum oldu."
Yıllar geçse de içinde yanan yangın sönmezmiş Ferda Alaz`ı gördüğünde bir kez daha anlamıştı bunu.
Az önce ateşlediği silah düşmanı yerine ona küçük yaşta aile olan, yuva olan Alaz`ı vurmuştu.
İçinin yangınını söndürmek için çıktığı yolda büyük alevlerin içine düşmüş halde buldu kendini.
Gözüyle görmeden inanmamıştı Alaz`ın düşmanın sağ kolu olduğuna.
Ama artık emindi karşında Alaz değil Efran vardı. Bu demek oluyordu ki yüreğini sevgiyle yakan yangın artık nefretle yakacaktı.
|
SALKIM MAHALLESİ
- Ne yani şimdi bu kadının lafı ile mi hareket edeceğiz ?
- Evet , bücür ve sen sorgulamadan dediğimi yapacaksın
- Hadi ya tanımam etmem kadını belki yalan söylüyor elimizde delil yada haklı olduğuna dair kanıt olmadan kılımı kıpırdatmam ben !
- Özgür , bücür ! Sinirlenmeye başlıyorum ! Ben ne dersem o , unuttun mu ? Şimdi daha fazla uzatmadan hallet bu işi !
Alparslan son sözünü söylemiş ve arkasını dönüp gitmişti . Ben ise arkasından öylece bakıyordum . Benden istediği şey çok zor değildi elbet ama o kadında adını koyamadığım bir şey vardı ve içim bir türlü ısınmıyordu .
Alparslan Karatepe umarım beni pişman etmezsin !
|
Arafta Açan Güneş
Bir yaralı yürek..
O yaralı yüreğe tek derman yine yaralayan..
Urfa da sevdaları konuşulacak kadar büyükken ayrı düşen iki kalp..
Yıllar sonra bir araya geldiklerinde sevdalarına yenik düşecekler mi?
Peki geçmiş yılları telafi etmek mümkün mü?
Senem, Siyabend`in Güneşi..
Siyabend, Senem`in Araf`ı
Güneşi gittiğinde hayatı karanlığa hapsolmuş, döndüğünde yeniden açacak mıydı Güneşi.
Araf`ta yeniden Güneş açar mıydı?
Hadi hep beraber şahit olalım bu ikilinin savaşına aşkına...
Başlama Tarihi: 01.10.2018
|
Azrail
Bazı suçların tek cezası ölümdür. Başka hiç bir ceza bu suçu örtemez!
Hele bu insanlar varlıklı ve kendini devletin adaletini koruyabiliyorsa kesinlikle ölüm onların hakkı. Nefes almaları bile günah o insanların...
...
Uzun zamandır beklediğim zaman gelmişti. 18 yaşımda kurduğum planı 23 yaşında devreye sokuyordum. Tamam biraz geç kalmıştım ama bu daha iyiydi. Hiç biri ölümü beklemiyor olacak...
|
Gecenin Döngüsü
Teras katta vardığımda dördümüzün sandalyeleri çekip manzarayı izlediğimiz yere geçtim. Eskisi gibiydi hala burası. Bizim için yaptığımız her şey duruyordu. Birlikte vaktimizin çoğunu burada geçirirdik. Şimdi ise Kerim ile yedi yıldan sonra bittiği yerde tekrardan karşılaştım, yarım kalsaydık tamamlanabilirdik fakat o gitmeyi tercih etmişti, biz yarım kalmadık bitmiştik.
🦋🦋
|
Karanliğin Notasi
Hiç varlığından haberi olmayan insanlara aslında hep bir ışık saçtığımızı göstermenin zamanı değil mi ?
|
YARALI GÜVERCİN
Kardeşlerinin bedelini ödeyen iki kişi
Biri hayat dolu, herkese neşe kaynağı olan kadın Akça diğeri ise, adaletli olduğu kadar esamesinden korkulan Karan.
|
Yaşamımdan Geriye Kalacaklar Recbeh Nurşer |
Yaşamımdan Geriye Kalacaklar
Şu küçücük yaşımda(18) hayata dair bakış açılarımı, tecrübelerimi, mutluluklarımı, hüzünlerimi, endişelerimi, özlediklerimi, kinimi, isyanımı, "iyi ki"lerimi; kısacası biriktirdiklerimi paylaştığım satırlar...
|
Özlem Prangası
Hayatta herkese ve her şeye karşı bir yabancılığı olan bir kadın düşünün. Mutluluk duygusuna dahi özlemi olan, bir pranga misali kendisine bağlanmış o duygu; Özlem.
Bir aileye, bir yuvaya, ufak bir tebessüm meydana getirecek minik bir iltifata dahi mahrum bırakılan bir Kadın. Bir kadın demek yanlış olur. Ela. Adını gözlerinden alan Ela. Bir gece yarısı terk edilen Ela. Çocukluğunda, ergenliğinde, şimdi ise gençliğinde yalnızlığa mahrum bırakılan Ela.
Belki, içinde bir ukde olarak kalan yuva özlemini okuldan, kaldığı yurda giderken otobüste astım krizine giren yeşil gözlü bir yabancı tarafından giderebilir.
Hayatınızı monotonluktan kurtaracak kişiyle nasıl veya ne zaman karşılaşacağınızı bilemezsiniz. Belki bir otobüs durağı belki bir astım krizidir aranıza bağlanacak düğümlerin önsözü.
Bizim kitabımızın önsözü ise bu şekildeydi dostlar. O halde bölümlerde ve pasaj arası yorumlarında kavuşmak dileğiyle. Sizi siz olduğunuz için seven ve hayatınıza bir boya paleti gibi renk katacak insanlarla karşılaşmanız dileğiyle. Tatlış ve mutlu kalın. O halde Görüşürüüz :)
|
Altın Kafes
19.8.2007
Annem yavaş yavaş bavulumu topluyordu.
Ben her sene 5 ay boyunca teyzemin yanına Mardin`e gelirdim(yaklaşık 2 yıl boyunca)ama artık anneme nolduysa bugün aniden gelip gidiyoruz diye tutturmuştu ve şuan bana sormadan bavulumu topluyordu
Annemin önüne geçip ellerimide belime koydum ardından
- Noluyor anne ne diye seninle geliyorum unuttuysan Ağustos ayına bile gelmedik nerden çıktı bu gitmek
diyerek sitem ettim.
Annem sinirle bana baktı ardından sertçe bavulu kapattıktan sonra kollarımı sıkıca tutup
- Çünkü öyle gerekti sevgili kızım zaten bir daha bu lanetli yere gelmiceksin
dedi etrafına tiksinti ile bakınarak
Teyzem odaya girdiğinde annem ile teyzem kavga etmeye başladılar
Yani aslında kavga değilde annem teyzemin üstüne üstüne gidiyordu
Bu durumdan sıkılarak merdivenlerden inerek porsuğun odasına gittim.
Porsuk yatağında oturmuş trileçe yiyordu.
Şuan,kurduğum tuzağa düşüp bacağını kırdığından dolayı sadece yatakta oturuyordu.
Yanına gidip oturdum
Porsuk bana bakmadan hala tatlısını yiyordu
Normalde bu tatlıyı bu kadar da yiyemezdi hatta bu tatlıdan nefret ederdi.
- Porsuk tamam özür dilerim yani bu bu sefer ağırdı
diyerek bacağına koydum elini
Porsuk sinirle bana bakıp
- İsabet oldu ya kızım sen delimisin
dedi normalde olsa yine bu sebepten kavga ederdik ama bu sefer kafam sadece porsuğun bacağındaydı
Porsuk elini omzuma koydu galiba bu anormalliği o da fark etti
- Noldu birşey mi dediler sana
demesi üzerine kafamı yavaşça kaldırıp yüzüne baktım
Ağlamaklı bir sesle
- Özrümü bu sefer kabul et çünkü ben bir daha gelmemek üzere gidiyorum
dememle porsuk bir an düşündü ardından da
- Annen geldi dimi
dedi.
Söylemeden herşeyi anlayan porsuk devrede
Evet dercesine kafamı salladım
Porsuk hiç beklemediğim anda bana sarıldı
- Gitme leyal oyunu berabere bırakma
demesine gerçekten çok şaşırdım bana gitme diyordu ama her sabah git diye beynimin etini yiyen de oydu
Bu oyunda her sene kim daha çok intikam alırsa o kazanıyordu. Geçen sene o kazanmıştı ve ben de ona babamın son hediyesi olan kolyemi vermiştim.
- Sırf bu yüzden bacağını kırsam bile mi
- Ne var alt tarafı bacağım kırıldı kalbim değil ya
Yavaşça ağlayarak daha da sıkı sarıldım
- Söz araz gitmicem eğer gitsem bile geri gelicem
- Sözünü bu sefer tut leyal
O da ağlıyordu
Beni gerçekten bu kadar seviyormuydu
Birinin kolumu tutmasıyla arazdan ayrılmak zorunda kaldım.
Sadece ellerimizi bırakmıyorduk
- Kolyeme iyi bak o benim hayatım tamam mı
dedim aceleyle
- Hayatımıza birşey olmasına izin vermem merak etme
demesiyle daha çok ağladım.
En son ellerimiz ayrıldığında İlhan amca beni kucağına alarak dışarı çıktı
Ben ise deli gibi ağlıyordum
En son konaktan çıkarken deli gibi bağırdım
- Söz herkese söz en çok sana söz porsuk geri gelicem gerçekten
_________________17 Yıl sonra ______________
19.08.2024
Evet ne kadarda sözünde duran biriyim dimi
Söz demiştim ona gitmicektim ama şuan annemin yanına gitmemek için onunla evlendiğime rağmen kendi isteğimle annemin yanına dönüyordum
17 yıl öncesine Tek değişen şey kalbimin ağırlığı ve soyadım
Leyal Köksal olarak ağlayarak söz demiştim geri gelicem demiştim ama şimdi Leyal mahzaroğlu olarak yine ağlayarak söz dedim bir daha yüzümü görmüceksin
- Leyal emin misin
Ferzan abinin sesiyle kafamı camdan kaldırıp
- bu sefer emin olmasam demicem Ferzan abi gerçekten hiç bir şey bilmiyorum tek bildiğim bu şehirde artık kalamayacağım
dedim ağlayarak
- En azından İstanbul`a dönme cidden bunu bir abin olarak söylüyorum annen bu durumu kaldırman için hiç yardımcı olmucak
Evet Ferzan abi haklıydı şuan annemin göbek atıp boşanma davamı yarına aldırmak için bile uğraşlar veriyordur
- annem haklıymış Ferzan abi benim burda yapamayacağımı söylerken dibine kadar haklıymış
Çantamdan peçetimi alırken birden araba durdu
- Noldu niye durduk
diyerek endişeyle ferzan abiye baktım
Hiçbir sorun istemiyorum artık buradan hemen gitmek istiyorum
Ferzan abi ellerini hafifçe direksiyona vurarak
- Yenge kusura bakma ama ben başka yenge istemiyorum anlarsın ya
diyerek hafifçe gülüyordu
Nasıl!
Hemen eğilerek yola baktım
Araz Mahzaroğlu arabanın önünde arkasında bir sürü korumayla bekliyordu benim ona baktığımı görünce de elini salladı
Hasssiktir
Yavaşça arabanın kapısını açıp dışarı çıktım
Ayağımın burkuk olmasına rağmen onun karşısına geçtim
- Ne oluyor ya hı daha ne istiyorsun benden
- Gitmiyorsun
Ne demek gitmiyorum!
Deli gibi gülüp
- Ne
dedim. Araz yavaşça kollarını birbirine bağlayıp
- Gitmene izin vermiyorum karıcığım bunu daha nasıl anlatayım
dedi ama bilmiyorduki ben ondan izin almadım
- Senden izin alan kim be hı kim bu sik kafalı
Parmağımı ona doğru uzatarak devam ettim konuşmama
- Ben sana söz verdim bir daha yüzümü görmüceksin diye ve bilirsin sözümü tutarım şimdi çekil yolumdan
Araz kendi kendine gülüp çenemden tutup
- Unuttun galiba karıcığım o zaman da sözünü tutmadın ve yine unuttun ki ben senin bu sefer sözünü kabul etmedim
dedi,ben onun elini çenemden çekerek
- Çıktığın yere ananın amına geri dön tamam mı
diyerek bağırdım
Ama o kahkaha atarak eliyle beni gösterdi korumalara
- Yengeniz ne kadarda komik değil mi
Ardından benim elimi tutma girişimde bulundu
Ben ondan kaçarak arkama doğru bir adım atmaya çalıştım ama burkuk ayağım yüzünden yere düştüm
Cidden onca yol ağlamaktan hem başım ağrıyordu hem de kalbim ama ona boyun eğmicem bin pişman olucak karşıma çıktığına
- Çıçıçı ama karıcığım neden böyle yapıyorsun
diyerek yanımda dizini kırarak bana doğru eğildi
Eğer ayağım burkuk olmasaydı görürdü o siktiğimin porsuğu
- Maç 3-2 bitti sen kazandın oyun da burda bitti daha fazla zorlamanın anlamı yok araz bırak ki seni iyi hatırlayayım
Bu cümlemde ona karşı gram anlayış, sevgi aklınıza ne gelirse hiçbiri yoktu
Araz yüzümde hala taze olan gözyaşımı eliyle silerek
- Ama ben kaybettim Sinsirella sana karşı kaybettim.
dedi.
- O zaman her halde kaybet porsuk
diyerek önceden iç cebimden çıkardığım bıçağı boynuna yasladım
Arkadaki korumalar bize doğru gelirken porsuk eliyle onları durdurdu
Gerçekten ölmek mi istiyordu
- Ama o zaman oyun yine berabere kalır yok beğenmedim bu fikri
diyerek boynumu tuttarak bana daha da eğilmeye başladı
Mal mı bu ya daha ne kadarda eğilecek
O eğildikçe ben yere doğru gidiyordum resmen
En son kafam yere gelince o da üstüme uzanmış bir şekildeydi
Cidden çok yanlış bir durumdaydık
- Madem beğenmedin bu fikri bırak beni yoksa ölüceksin annene yazık
Araz hafifçe gülümsedi ardından elini boynumdan çekerek elimdeki bıçağı göğsüme sapladı
Büyük bir şokla ona bakıyordum beni öldürecek kadar seviyormuydu bu kadar mıydı
Kesik kesik nefes alıyordum sanırım burada can verecektim
Araz hiç keyfi bozulmamış bir şekilde boynumu öptü.
- Karıcığım seni bırakmam için ancak ölmen gerekir ama ben bunu istemiyorum.
|
İz
Eli boynumda gezindi, okşadı. Kalbim ağzımda atıyordu sanki. Yüzümden gelen sıcaklığın haddi hesabı yoktu. kulağıma fısıldayarak;
"Gülümsediğinde kalbimde yarattığın hissi bilmiyorsun. Bendeki her şeyin sebebi olman o kadar güzel bir şey yok. Verdiğin üzüntüye de, sevince de, acıya da eyvallah. Senden gelen her şeye hazırım ben İz."
Etka Asır hiç değişmeyecekti ve ben bu hallerine fazlasıyla aşık olmuştum…
|
Ci̇ğerpâre
Ciğerpâre: ciğerimin köşesi demektir.
Mavi Gözlü adamın güzel kadını...
***
"Sana bir şey olmasın tamam mı?" Yalvarır gözlerle baktım ona. Sevdiğim adamın yanında ağlamak aslında beni güçlü hissettiriyordu. Onun kollarından arasında olmak beni huzurlu ve güvende hissettiriyor.
"Senin saçının tek bir teline dâhi bir zarar gelirse yaşayamam ben Yiğit." Diğer elimi de yanağına koyarak böylelikle yüzünü ellerimin arasına almış oldum. Uzanarak gözlerimi kapattığımda dudaklarımı şakağına bastırdım ve öyle kaldım.
Öptüm, öptüm. Usulca, naifçe; aşkla.
Kokladım boynunu. `Sen beni koklayarak öpünce ben hayat buluyorum` derdi hep.
Burnumun direğini sızlatan o kokusunun burnuma dolmasıyla dudağım yana doğru kıvrıldı. "Benim güzel adam`ım," dediğimde, belimdeki kolları iyice belime sarılmış, kafasını göğsüme yaslamıştı. Saçlarına bir buse bıraktığımda, ben de ona sarıldım. Çok çok seviyorum.
**
|
0% |