@iremrt08 : Dostlarım yeni bir kitap yazmayı düşünüyorum fakat 👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻
Okuma 15
Oy 2
Yorum 3
Tarih 49dk önce
@berilgur : Merhabaa. Hayırlı sahurlar herkese. Umay adlı kitabıma bir göz atmak istersiniz belkiii :)
Okuma 2
Oy 0
Yorum 0
Tarih 52dk önce
@drgunpowderr : ⚔Germon adlı kitabımda artık sadece her cuma yeni bölüm olacak!!!📚
Okuma 0
Oy 0
Yorum 0
Tarih 53dk önce
@zipzaynik : Bu çok ağır olucak ama hakkediyorsunuz!
Okuma 36
Oy 9
Yorum 33
Tarih 1s önce
@ceylansal_53 : Bela Mıknatısım yeni bölüm geldi!!! ❤️🔥❤️🔥
Okuma 5
Oy 0
Yorum 0
Tarih 1s önce
@justwatch : Uyku vakti
Okuma 6
Oy 1
Yorum 0
Tarih 1s önce
@yazar_beratmd : Çabuk Hemen Bakın 👇🏻
Okuma 14
Oy 1
Yorum 0
Tarih 1s önce
Tamamlanmış Kitaplar
Keyifle okuyacağınız kitaplara gözatın
Zamansız Sevda
Okuma 45.02k
Oy 9.85k
Bölüm 69
Yorum 658
Tamamlandı
Onu ilk ben gördüm benim karım olmalıydı dedi Ömer ağa,Sen öğle san bende gördüm, Abi o artık benim karım ondan uzak dur abimsin demem dedi Azat ağa....
Dans etti kadın kendi etrafında, etrafında ona bakan 2 adamı bilmeden, yüzünü gökyüzüne çevirdi karanlıkta çıkabilecek yıldızları bilmeden,o güneşi görmüştü artık biliyorduki yıldızlar güneş olmadan parlayamazlardı, peki ben yildızsam parlamama sebep olan guneşim kim?dedi kendi kendine, başını yukarıya doğru çevirdi güneşi beklerken Ateşi gördü, Ateş parlatır mıydı yoksa yakar mıydı?
Seçim hakkı sunuldu nazlı`ya, karşısındaki iki adama baktı, birisi bebeğinin babası, diğeri kalbinin sahibiydi, dudaklarını araladı seçimini söyleyecekti ama…………
Not: farklı bir berdel hikayesi okumak istiyorsanız buyurun ☺️
Onu ilk ben gördüm benim karım olmalıydı dedi Ömer ağa,Sen öğle san bende gördüm, Abi o artık benim karım ondan uzak dur abimsin demem dedi Azat ağa....
Dans etti kadın kendi etrafında, etrafında ona bakan 2 adamı bilmeden, yüzünü gökyüzüne çevirdi karanlıkta çıkabilecek yıldızları bilmeden,o güneşi görmüştü artık biliyorduki yıldızlar güneş olmadan parlayamazlardı, peki ben yildızsam parlamama sebep olan guneşim kim?dedi kendi kendine, başını yukarıya doğru çevirdi güneşi beklerken Ateşi gördü, Ateş parlatır mıydı yoksa yakar mıydı?
Seçim hakkı sunuldu nazlı`ya, karşısındaki iki adama baktı, birisi bebeğinin babası, diğeri kalbinin sahibiydi, dudaklarını araladı seçimini söyleyecekti ama…………
Not: farklı bir berdel hikayesi okumak istiyorsanız buyurun ☺️
Okuma 45.02k
Oy 9.85k
Bölüm 69
Yorum 658
ünlü boksöre sürekli her gün yaşadıklarını anlatırken beklemediği bir şekilde boksör ona mesaj atar.
Okuma 65.56k
Oy 5.23k
Bölüm 76
Yorum 1.49k
Sessizliğe haps olmuştu kadının ruhu ve o, kadının sessizliğine bile ölen, ruhunu sevdasıyla iyileştiren bir adamdı. Fakat aşka giden yol dikenliydi, ayaklar kan revan içinde kalmıştı, yol uzundu ama yürek yine de pes etmiyordu.
Aşk, kadının adıyla, adamın dudaklarının arasından kalpten bir sesle dile geldi.
"Arya `m," dedi adam.
Sanki kadının adını söylerken bile tüm aşkını haykırır gibiydi.
"Sessizliğine öldüğüm kadın," diye devam etti.
......................
Başlangıç tarihi: 07. 07.2017
Okuma 35.04k
Oy 2.48k
Bölüm 42
Yorum 65
Ahh Mardin , güzel ve tarih kokan şehrim , midyatım berdel ve töreleriyle ünlenmiş ağaların soylarının devam ettiği şehrim
Ben Zerda Mardin Midyat doğumlu Zerda sizlere abimin kız kaçırmasıyla benim ilk goruste aşık olduğum ama berdel gittiğim adamla hikayemi anlatacağım
Okuma 51.51k
Oy 2.73k
Bölüm 71
Yorum 380
Şiirlerle Öyküler
Okuma 329
Oy 227
Bölüm 21
Yorum 129
Bir yemek bana nasıl aşkı getirebilir ki?
Okuma 15.09k
Oy 594
Bölüm 20
Yorum 104
Nerden bilebilirdim ki. Üvey abime aşık olacağımı...
Okuma 10.69k
Oy 450
Bölüm 18
Yorum 102
Gülilzar, saçlarını sarmaçtan kurtararak özgürlüğü verdi ellerine. Aynada kendini izleyeme başladı. Gözlerinin altı çökmüş müydü? Oysa daha gençliğinin baharını yaşıyordu. Elleri, yanaklarında gezindi. Yeterince güzel miydi Gülilzar? Değildi, biliyordu ama güzel olması gereken yürek değil miydi? Kalbi de sevilesi miydi ki? Boğazı düğümlenirken Doktor Rıza düştü aklına, ne demişti o? `Ana gibi kadınsın,` mıydı dilinden dökülen? Öyle ya! Anaydı o. Kendi doğurmadığı yavrucakların anası. Yumruya rağmen bir tebessüm belirdi dudaklarında. Yarı hüzün, yarı saadetle çevrili. Gülilzar, buydu işte. Hem tamamlanmış hem yarım...
Ellili yılların tahta bavullu, köy öğretmenlerinden biri olan Gülilzar, Aydın`ın bir köyüne, genç zihinleri aydınlatmak için gönderilir. Gülilzar, idealist, kararlı bir öğretmendir lakin işi de kolay değildir. Kadın, üstelik de genç olan bu öğretmen, kendisine olan ön yargıyla başa çıkmaya çalışacak üstüne bir de ilçeden sık sık köye gelen Doktor Rıza, tarifi mümkün olmayan hisler yaşamasına sebep olmaktır. Tüm bu keşmekeşin içinde Gülilzar`ın kaçtığı bir geçmişi vardır. Gülilzar, hayata ve en önemlisi kendisiyle olan harbinden sağ olarak çıkabilecek miydi yoksa kendi kabuğuna mı çekilecekti...
Okuma 5.38k
Oy 727
Bölüm 41
Yorum 386
Beş büyük ırkın yer yüzüne hükmettiği bir dönemdi. Uzun ömürlü ve uzun kulakları ile öne çıkan Elfler Rikher Krallığını kurmuştur. Elflerin kanından gelen yinede şeffaf kanatlarla doğmuş olan Periler Wiskos Krallığını. Hayvani özelliklerine sahip Yarı insanlar Talpol Krallığını ve düz insanlar ise Bratson Krallığını kurmuşlardı.
Kesilen damarından zümrüt fışkıran ayrı bir ırkta vardı. Klowlar. Gözlerinin kırmızılığı onların en belirgin özelliğiydi. Onlar Eccad Krallığını kurmuşlardı. Yağmacı bir topluma sahipti. Parlak şeylere düşkündülükleri diğer krallıkların hazinelerine göz dikmelerine neden olmuştu. Büyüye olan yatkınlıkları Eccadlıları durdurulamaz yapıyordu. Elf kanıda taşıdıkları için uzun yaşaya biliyorlar.
Elfler her toplum ile akrabalık ilişkileri olmasının sebebi kaynaşmayı seviyor olmalarıydı. Buda yeni ırkların doğuşuna sebep olmuştu. En büyük pişmanlıkları Klowlar gibi bir türün atası olmaktı…
Okuma 3.97k
Oy 459
Bölüm 60
Yorum 38
Zahid Araz. Birdaha dönmemek üzere evden çıktığında attığı adımların onu nereye götüreceğini bilmeden gidiyordu. Kederiyle, öfkesiyle ve yorgunluğuyla; kaderine gittiğinin farkında olmadan.
Bir başına, dünyanın orta yerinde öylece kalmış kimsesiz bir gencin hikayesi. Hayat onu öyle insanlarla karşılaştırdı ki, hikâyenin sonunda bulunduğu yer onun için hayal edemeyeceği bir nimetti. Üstelik kan bağı olmaksızın aile olmak nedir öğrenmişti.
"Bazen attığın adımların seni nereye götürdüğünü bilmeden gidersin. Kederinle, kaderine gidersin. "
Bu hikâye Zahid`in ve hayatına giren güzel insanların hikâyesi.
Okuma 3.14k
Oy 250
Bölüm 50
Yorum 17
Acı nedir çok iyi bilirim.
Nasıl bir his olduğunu ama bana yaşatanları affetmem.
Kalbimde bir an için sevgi kaldıysa onuda saklarım ihtiyaç olur diye ama gerisi hepsi nefret ölüm bir kan şeklindedir
Okuma 898
Oy 70
Bölüm 27
Yorum 9
(Gerçek ailem)
Geçmişi sırlarla örülü bir kadın… Görevine adanmış bir asker…
Kıdemli Üsteğmen Gökçen Toprak, askeriyede disiplinli ve gözü kara bir komutan olarak tanınır. Ancak onun hikayesi, sadece görevlerle, operasyonlarla sınırlı değildir. Gerçek ailesine dair bilmediği sırlar, yıllardır saklanan hakikatler birer birer gün yüzüne çıkarken, Gökçen geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır.
Bu hikâyede soluklanacak bir an bile yok. Köşeye sıkıştığını düşündüğünde yeni bir tehdit, çözdüğünü sandığı her sırda daha büyük bir bilinmezlik… Gökçen, hem savaş alanında hem de kendi hayatında en büyük mücadelesini verirken, içindeki ateşi asla söndürmeyecek.
Bol ters köşe, yüksek tempo ve son ana kadar süren aksiyon dolu bir hikâye!
Gökçen Toprak, şimdiye kadar gördüğünüz en sert savaşına giriyor. Ve bu kez düşman sadece karşısında değil, geçmişinde de saklı…
Not: yorumlarda bol bol spoiler var. Silsem de yetişemiyorum. Okurken şevkinizin kaçmaması için lütfen dikkate almayın.
Yayın tarihi, Şubat 2023
Tüm hakları yazara aittir. Kopyalanması durumunda gerekli işlem başlatılacaktır...
Okuma 140.34k
Oy 9.96k
Bölüm 69
Yorum 1.35k
Kısa Sürede Instagram Hesabınızı Büyütün | Para kazanmaya Başlayın
9 Adımda Hesabımızı Geliştirin
Okuma 400
Oy 6
Bölüm 15
Yorum 2
Gerçek masalların sonu ölmek olmalı aslında...
Savaşmalı insanlar masumlar için.Ülkeleri dağılmış ezilenler bir tarafta mezarları bile yok , eziyet edenler kahkahaların arasına kılıçlarını da saklamış. Ama orada ki insanlar öldürmek ile güç sağlıyorlar. Artık isimleri diğer ülkelerde de sessizce geçmekte. İntikamın yaktığı bu insanlar savunmak için gelicekler. Kimisi toprağın bolluğuna aldanıcak kimisi ismini altın harflerle yazdıracak. Ama dünyanın kuralı bu cesur savaşçılar ölücek geriye onların yetiştirdiği askerler kalıcak.
Okuma 1.17k
Oy 699
Bölüm 43
Yorum 12
Bu kurgu ve içeriği tamamen bana aittir.
Sizler için hazırladığım Korkunç Mesajlaşma`nın 2. serisine hoşgeldiniz.
Bu sefer olaylar bambaşka ve akıl almaz bir hal alıcak.
HAZIR MISINIZ?
Okuma 434
Oy 35
Bölüm 11
Yorum 3
In jack world, the most valuable thing is the red toy car his father gave him as a gift. However, this precious playmate leads him to loneliness. While playing in the park with his friends, Jack discovers the beauty of sharing and learns to share not only his toys but also his happiness. This warm and instructive story teaches children the value of sharing and being together. Join Jack and his friends on their adventure and discover the power of sharing
Okuma 309
Oy 33
Bölüm 12
Yorum 3
Seher`in hayatta olduğu otuz yılda en büyük derdi unutkanlığıyken yeni yaşında onu sırtına binecek dertler, ruhunu ızdırapla kaplayacak gerçeklerle yüzleşecek ve bazı kayıplar verecektir.
Seher, otuz yıllık hayatında hep gülümsemiş, sevdiği insanlarla, sevdiği bir işte yaşamını sürdürmüşken yeni yaşı onun miladı olacaktır. Miladın ismi ise `ihanet`tir.
`İnsan kalbi dört odacıktan oluşur derler şimdi benim kalbimin dört odacığından ikisi yaralıyken birisi yanmış mıydı?`
***
*2022 Yılı Haziran ayında Lora Yayıncılık tarafından basılmış ancak şuan mevcut bir basımı bulunmamaktadır.*
Okuma 4.25k
Oy 268
Bölüm 21
Yorum 38
Ayrı yerlerde yaşayan insanlar, bir başka insanın kaderini değiştirebilir mi? Aylardır dışarı çıkmadım. Hangi ayın kaçıncı gecesini yaşıyorum, bilemiyorum. Dışarıdan gelen sesler beni korkutuyor. Neden gündüz olması gereken zamanda geceyi yaşıyoruz? Güneş nereye gitti? Kımıldayamıyorum ama zorlamalıyım kendimi, kalbim neden bu kadar hızlı atıyor...? Bu duygu bana yabancı... Gözyaşlarım akıyor... Niye bu kadar üzgünüm... Hatırlamıyorum...! Kalkmalıyım...!
Sonunda kapıya ulaşabildim...! Kapıyı açmamla rüzgârı hissettim ve Güneş her şeye rağmen buradayım dercesine, gönderdi ışıklarını bana... Sonra ayak sesleri duydum... Yanıma birileri geldi;
-” Sonunda uyandın...!” diyerek bana sarıldılar. O andan itibaren bu yedi kişiyi hiç bırakmadım. Onlar bana Army dedi, ben de Onlara BTS...! Varlığınız için teşekkür ederim. 🤗💜
Okuma 450
Oy 104
Bölüm 20
Yorum 50
Kendimi güzel diye adlandıramazdım belki. Ne boyum uzundu, ne nefes kesen güzelliğim vardı; ne gözlerim renkliydi ne de ince belim, güzel bir fiziğim, kadife gibi sesim, bembeyaz tenim. Hikayelerden fırlamış bir kız değildim anlayacağınız. Zaten benimki de hikaye değildi. Hayattı.
Yalnızca okuduğum öykülerdeki o güzel ve saf kızların, yakışıklı ve mükemmel erkeklerle olan aşk hikayeleri yoktur hayatta. Yolda yürürken güzel diye adlandırmayacağınız insanların da bir evlilikleri, sevdaları, hayatları olduğunu görürsünüz. Ben o sıradan insanlardan biriydim. Ne tesadüflere, planlara, çekişmelere; ne de eli silahlı adamlara, mafyalara, belalara dair bir iz vardı hayatımda.
Aşkı güçlü kılan kalpteki zincirlerdir, yaşanan çekişmeli ve kaçırılmalı olaylar değil. Her aşkta ortak tek bir şey vardır, o da kaybetme korkusudur. Çünkü bir yerde sevgi varsa korku da baş gösterir. Sevileni kaybetme korkusu. İşte bu korkuyu herkes yaşar.
Ben Hülya. Beraber büyüdüğümüz kapı komşum Sefa`ya aslında âşık olduğumu onu kaybedebileceğimi fark edince anladım. O ise zaten yıllardır kalbinde benim için bir sevda büyütmüştü.
Okuma 19.74k
Oy 829
Bölüm 44
Yorum 28
babası onu bir adama satacakken evden kaçıp sokak lambasın altında uyuya kalan elif Sungur
o sokak lambasın altında çocukluk aşkını görüp evine götüren Aras Bozkurt
iki gençlik hayat hikâyesi ve hayatları
Okuma 2.88k
Oy 103
Bölüm 20
Yorum 34
Ben hayal okulun en yakışıklı ve de en zorbası ile bir anlaşma yaptım sadece 3 ay sürecek en fazla ne olabilir ki ?
Bunu hep birlikte gorucez
Okuma 22.09k
Oy 1.31k
Bölüm 33
Yorum 320
Bence bi goz at
Okuma 9.79k
Oy 588
Bölüm 34
Yorum 186
– Zihninizin ve kalbinizin derinliklerine işleyen, tutkunun ve suçun iç içe geçtiği bir hikaye. Gücün, sevginin ve affetmenin sınırlarını zorlayacak, her sayfasında kalbinizi hızlandıracak bir yolculuk. Hazır olun, çünkü bu hikayenin sonu sizi beklemiyor.
Aşk, her şeyin üzerine çıkabilir mi? Bir kadının gücü, bir adamın karanlığını aydınlatabilir mi? Ve son olarak, adaletin bedelini kim ödeyecek?
Okuma 544
Oy 25
Bölüm 31
Yorum 3
Mirzan Hilale takıntılı bir mafyadır.Bakalım Hilal de Mirzanı,Mirzanın sevdiği gibi sevebilecek mi ?
Okuma 38.25k
Oy 1.89k
Bölüm 33
Yorum 820
Kayıp Zamanın Peşinde
Zamanın kaybolmuş parçaları, evrenin her köşesine yayılmış, bilinmeyen bir boşluk yaratmıştı. Bu boşluk, geçmişin ve geleceğin birleşim noktasıydı; fakat kimse bunun farkında değildi. Tıpkı hayatta olduğu gibi, her kayıp bir arayışa dönüşür. Ve bu kayıp, evrenin en derin sırlarının saklı olduğu bir yolculuğa dönüşecekti.
Liora, Aric ve Eldrin, zamanın eksik olan parçalarını bulmak için bir araya geldiler. Her biri, kendi içsel karanlıklarıyla yüzleşmek zorundaydı. Ancak bu yolculuk sadece dışsal düşmanlarla değil, içsel engellerle de doluydu. Zamanın kapılarını aralamak, onları geçmişin kaybolan izlerine ve geleceğin belirsiz potansiyellerine sürükleyecekti.
Evrenin derinliklerinde kaybolmuş bir zaman dilimi, sadece geçmişin hatalarını düzeltmekle kalmayacak, aynı zamanda evrenin dengesini yeniden kurmanın anahtarı olacaktı. Ama bu dengeyi sağlamak, her adımda daha da tehlikeli bir hale gelen bir oyun gibiydi.
Kayıp Zamanın Peşinde; zamanın kaybolan yönlerini bulma, içsel huzuru ve dengeyi sağlama mücadelesinin hikâyesi. Her anı, her adımı, her kararın yankılarını hissetmek... Zamanın gerçek doğasını keşfetmek, sadece geçmişin kaybolmuş izlerine değil, aynı zamanda insan ruhunun derinliklerine de bir yolculuk olacaktır.
Okuma 315
Oy 104
Bölüm 22
Yorum 21
Karan ural öztürk mü? Yoksa karan ural Kandemir mi?
16 yılınızın sadece 9 yılını üvey aileniz ile birlikte geçirdiğinizi düşünün yapılan bir hata yüzünden hayatınızın 9 yılını üvey ailenizle birlikte geçirirken geri kalan 7 yılınıda sokaklarda geçirerek büyüdüğünüzü düşünün. Üvey babanızın size yaptığı telefon görüşmesinden sonra hayatınızın değişeceğini anlıyorsunuz peki ya karan ural bu değişime hazırmı?
Okuma 8.65k
Oy 471
Bölüm 17
Yorum 160
Sürgüne gönderilmiş bir kadının kan davası yüzden yeninden doğdu Topraklara gelmesini ve babasının canı için düşmanıyla evleneme zorunda kalmasını, aşiretinin başına geçecek tek varis olduğunu anlatan bir töre kitapı
Okuma 23.42k
Oy 1.3k
Bölüm 59
Yorum 132
05**: ayağını denk al!
deniz: almazsam ne olur?
🚔çerez tabağınıza konya şekeri olmaya geldim🍬
Okuma 59.08k
Oy 3.61k
Bölüm 47
Yorum 755
Başarılı bir yoğun bakım uzmanı olan Elfida Kırcalı Türkiyenin en saygın ve hayırsever iş adamı Ziya Bozkurt`tan 3 sene önce yatalak oğlu kalmış gemi kaptanı Attila Bozkurt `un özel doktoru olmasını ister..bu teklifi kabul eden Elfida ,Bozkurt ailesinde tuaflıklar olduğunu fark eder
Okuma 7.75k
Oy 905
Bölüm 27
Yorum 747
Genç kızın gönlünde sürgün veren umutlar nasiple yeşerir miydi
Mitoma son zamanlarda herkesin oynuyor olduğu Büyülü dünyanın kurtarıcısı isimli oyunun kullanıcılarındandı. Oyun içinde birbirinden farklı karakterler vardı. Büyücüler, kara büyücüler şövalyeler, rahipler, barbarlar ve iblislerin olduğu bir dünyada karakterler akademi ortamında kimisi birbirleriyle ittifak kurarak güçlenmeyi ve dünyayı kurtarmak isterken diğer bir ittifak grubu sahip olduğu potansiyel ile dünyayı hükmetmek istiyordu . Ancak bir kişi onlardan farklıydı oyun içerisinde nerdeyse kimsenin kullanmadığı bir karakter vardı. Kullanım şekli aşırı zor olan bir karakter vardı. Oyun içinde hiç büyü enerjisine sahip olmayan tek karakter. Ancak oyun içinde bu karakter oyun içinde hiçbir karakterin sahip olmadığı bazı ayrıcalıklara sahipti.
1. Bu karaktere karşı yapılan saldırılarının isabet oranı yüzde elliydi. Bu özellikle fazla enerji gereksinimi taşıyan saldırılara karşı oldukça kullanışlı bir etki
2. Bu karakter oyunun en hızlı ve çevik karakteriydi. Ve ona yapılan saldırıların kendisi bile ondan hızlı olursa tespit denen yeteneği ile olduğundan iki kat daha hızlı olur
3. Bu karakter oyun içerisinde ki barbar sunıfı Bir annenin ve şövalye sınıfı Bir babanın bir evladı olarak dünyaya gelmişti. sahip olduğu Yoshido kılıç tekniğine sahip oyun içerisindeki samuray sınıfı tek karakterdi . Ancak anne ve babası birlikte olabilmek için ailelerini geride bıraktı. Ancak karakterin doğduğu gün ikisine de aileleri tarafından saldırı düzenlendi babası karakterin annesi ile kaçabilmesi için ona saldırı düzenleyen herkese karşı savaştı. Ancak bu onun ölmesine mani olunamadı. Annesi yaralı bir şekilde karakter ile birlikte karlı bir tepenin üzerine kadar ulaştı . annesi ölürken gördüğü son şey bir yetimhane binası oldu. Yetimhanede kiler kadını kurtaramasada karakteri kurtarmışlardı. Fakat bu karakter oyun içinde tamamen yalnız bir adam olarak tasarlanmıştı. Ne oyun içinde ki kadın baş kahraman Leone ve müttefiklerine de oyunun baş kötüsü Velkoz ve onun müttefikleri onu yanına çekememişti. O tamamen kendi adına o akademi de okuyup kendi adına yaşayarak hem yeteneğine hem de yeteneğine muhtaç olan dünyayı kendinden mahrum ederek ailesini kendinden koparan dünyadan kendince intikam almıştı. Ve bu karakterin adı Yoshido`ydu
Gerçek dünyada
Mitoma her gün oynadığı büyülü dünyanın kurtarıcısı oyununda günlerdir beklenen güncelleme geldi. Güncellemeye göre oyuna başka bir dünyanın yarı tanrısı olarak tanımlanan bir karakter olan Tiran şaman Kam Boran isimli bir karakter vardı. Global boss olarak tasarlanan bu karakter ile kapışmak üzere oyuna girdi kullanım şekli aşırı zor olan bu karakter ile sonuna kadar devam etti. Onun ne kadar güçlü olduğunu anlayınca Yoshido`nun özel saldırısını kullanıcaktı. Kun Peng denen bu saldırı rakip yeterince can kaybı yaşaması durumunda rakibi tamamen öldüren bir saldırıyı. Ancak yüzde elli ihtimal ile kendisi de ölecekti.
Ölmese bile canı yalnızca 1 e inecekti. Ancak Mitoma şans seviyesini maksimuma çıkarmıştı. Gölgesi içinden dev kanatlara sahip devasa simsiyah bir koi balığı çıkıp geyik başlı asaya sahip gölgeden ibret vücudu ve masmavi gözlere sahip olan Kam boran ı yuttuğu vakit patlamıştı. Ve can barı 1 e indi. O sırada gördüğü son şey ise tozlarına ayrılan Kam Boran dı
Mitoma tatmin olmuş bir his ile oturduğu sandalyeye yaslandı. Ancak bir anda ekranda bir şey belirdi. Ekranda
2.Aşamaya geçiliyor
Yazılıydı. Mitoma nın ekranı aniden parladı. Ve gözlerini açtığında. Kendisi oynadığı oyunun içindeydi. Ancak o Yoshido`nun bebek halindeydi. Bu Yoshido`nun annesini hkayede kaybettiği andı.
"Tavır Her Şeydir", kişisel gelişimi sıkıcı olmaktan çıkaran, mizahi ve akıcı bir dille yazılmış bir rehberdir. Bu kitap, özgüvenli bir duruş sergilemenin, insan ilişkilerinde, iş hayatında ve sosyal ortamlarda nasıl fark yarattığını anlatıyor. Hayatta karşılaştığımız kapıları nasıl açacağımızı, nasıl etkileyici ve karizmatik olacağımızı, kendimizi ezdirmeden, güçlü ve saygın bir şekilde var olmayı öğretiyor. Okuyucuya pratik öneriler, gerçek hayat örnekleri ve eğlenceli hikâyelerle ilham vererek, kişisel dönüşüm yolculuğunda rehberlik ediyor. Eğer hayatında tavrın gücünü keşfetmek istiyorsan, bu kitap tam sana göre!
"İnsanlar, kelimelerin sadece birer araç olduğunu düşünür. Oysa kelimeler, dünyayı şekillendirir. Onları elinden aldığınızda, insanın ruhu çıplak kalır; geçmişini, kimliğini ve geleceğini kaybeder. Sessizlik sadece bir boşluk değil, aynı zamanda bir aynadır. Ve o aynada yüzleştiğiniz şey, bazen en büyük korkularınız, bazen de en saf gerçekliğinizdir."
Atatürk Ağladığında, Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamının bilinmeyen, duygusal ve insani yanlarını ortaya koyan bir anlatıdır. Bu eser, efsaneleşmiş liderin çocukluğunda başlayan umut dolu ama bir o kadar da sancılı yolculuğunu, gençlik yıllarındaki hayalleri, zorlukları ve içsel çatışmaları; askerlik döneminde yaşadığı acı, cesaret ve yalnızlık anlarını; savaşın yıpratıcı yüzünü; devrim sürecinde taşıdığı büyük idealleri ve milletine duyduğu sarsılmaz sevgiyi, tüm bu unsurları bir bütün halinde ele alır.
Kitap, tarihe damgasını vurmuş bir insanın, sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda duygu yüklü, kırılgan, zaman zaman yalnız kalan bir birey olduğunu ortaya koyar. Atatürk’ün gözlerinde saklı kalan sevinç, hüzün, umut ve acı izleri; okuru derin bir içsel yolculuğa davet eder. Her satırında, bir liderin yüreğinde taşıdığı çelişkiler, umutsuzlukla karışan umut ışıkları ve hayatın acı-tatlı gerçekleri kendini gösterir.
Bu anlatı, okuyucuyu geçmişin derinliklerine götürürken, aynı zamanda günümüz insanının evrensel duygularıyla da bağ kurmasını sağlar. Atatürk’ün hayatı boyunca karşılaştığı zorluklar, elde ettiği zaferler ve bu zaferlerin ardında yatan insani dramlar; bir milletin yeniden doğuşunda, fedakarlıkta ve inancın gücünde saklı hikayeleri gözler önüne serer.
Eser, sadece tarihsel bir belgesel sunmakla kalmaz; aynı zamanda insan ruhunun en derin noktalarına dokunarak, büyük bir liderin kalbinde yatan kırılganlığı, umudu ve acıyı da samimi bir dille anlatır. Böylece, okuyucu Atatürk’ü, yalnızca ulusun kurtarıcısı olarak değil, aynı zamanda hayatın acımasız gerçekleriyle mücadele eden, insanlığı ve duyguları yücelten bir insan olarak yeniden keşfeder.
2002 yılında Sakarya Adapazarı`nda doğdu. Üç kardeşten en büyüğüdür. İlkokulu Adapazarı Aykut Yiğit İlkokulu`nda, ortaokulu Adapazarı Aykut Yiğit Ortaokulu`nda bitirdi.
liseyi adapazarı
Tes-İş Anadolu Lisesi`nde bitirdi
Erzurum Atatürk üninersitesinden
menzun olan genç şair, doğuştan Serabral Palsi
( kas rahatsızlığı ) hastasıdır.
Şiiri `iç ses`in dışa vurumu olarak gören, her şeye rağmen umudun peşinden gitmenin önemini yaşantısıyla öğreten genç şair, asıl yolculuğun duygulara yapılan yolculuk olduğuna yürekten inanmaktadır
Luna en yakın arkadaşı ve kuzeni ile küçükken bir macerada kaybolan ailesini bulmak için yollar arar. Gemisi Ayışığı ile adaları dolaşıp korsan konseyini toplamayı amaçlar. Sizce başarabilecek mi? Yoksa bir tutsak olarak mı kalacak?
İyi okumalar dileriiim✨✨✨
Tamamen özgün bir masal tarzında kaleme aldığım bu şiirde çocuklarımızın hayal dünyasını genişletecek, masal ve şiiri sevdirecek, okumayı özendirecek, aynı zamanda Türk masallarında işlenmiş olan doğrunun yanlışa, iyinin kötüye karşı her zaman kazanması; sevgi, fedakârlık ve kahramanlık duygularının ve birçok etik davranışın işlendiği; eğitici ve öğretici unsurlar da bulunmaktadır.
Bu masal/şiirin çocuklarınıza ve torunlarınıza armağan edeceğiniz, uyumadan önce başucunda okuyarak onu hayaller dünyasına götürecek, aynı zamanda Türk kültürünü yaşatacak, masal ve şiiri sevdirecek ve yazmaya yönlendirecek bir kitap olduğu kanısındayım.
Öykü’nün Dünyası, 7-12 yaş arası çocuklar için eğlenceli ve öğretici hikâyelerden oluşan büyülü bir macera kitabıdır. Ana karakterimiz Öykü, hayal gücü çok geniş, maceraperest bir kızdır. Bir gün odasında eski bir kitap bulur. Kitabı açtığında, kelimelerin arasından bir ışık yayılır ve kendini büyülü bir dünyada bulur.
Bu dünya, farklı diyarlarla doludur: konuşan hayvanlar, sihirli şehirler, zamanı kontrol eden saat kuleleri, rüya fabrikaları, uzayın derinliklerine açılan kapılar… Öykü, her bölümde farklı bir diyara gider ve her macerasında önemli bir ders öğrenir. Dostluk, cesaret, doğa sevgisi, bilim, sanat, hayal gücü gibi değerleri keşfeder.
Öykü, bazen bir zaman yolculuğuna çıkar, bazen uzaya uçan bir gemiye biner, bazen ise denizlerin altındaki gizli bir şehri keşfeder. Okuyucular da onunla birlikte bu büyülü dünyada yolculuk yapar, heyecan verici bulmacaları çözer ve her hikâyeden yeni bilgiler öğrenirler.
Bu kitap, sadece okumak değil, aynı zamanda hayal kurmak isteyen çocuklar için!
Burçlar, Gezegenler ve Kendi Kafamın İçindeki Karmaşa
Kitap Açıklaması
Hepimiz bir noktada astrolojiyle tanışırız. Belki bir derginin arkasındaki günlük burç yorumlarında, belki de bir arkadaşımızın “Sen kesin Akrep burcusun!” demesiyle. Peki, astroloji gerçekten hayatımıza ışık tutabilir mi, yoksa sadece eğlenceli bir tesadüfler bütünü mü?
Yıldızların Peşinde işte tam da bu soruya mizahi ve psikolojik bir yaklaşımla cevap arayan bir kitap. Geleneksel astroloji yorumlarından sıkılan, ama yine de yıldızlara inanmaktan vazgeçemeyenler için hem eğlenceli hem de düşündürücü bir rehber niteliğinde.
Bu kitapta astrolojiye sıradan bir burç yorumu gibi yaklaşılmıyor. Aksine, gezegenlerin ve burçların psikolojik etkileri, günlük hayatımızdaki rollerimiz ve kendi içsel yolculuğumuzla bağlantısı keşfediliyor. Kendini keşfetmek, içsel karmaşalarını çözmek ve belki de biraz olsun hayatın akışına teslim olmak isteyenler için samimi, eğlenceli ve içten bir anlatımla kaleme alındı.
Kimler İçin?
Astrolojiye ilgi duyan ama geleneksel yorumlardan sıkılanlar
Psikolojiye meraklı olup burçlarla kişilik analizini birleştirmek isteyenler
Kendi doğum haritasını keşfetmek isteyen ama nereden başlayacağını bilmeyenler
Eğlenceli, mizahi ve düşündürücü bir kitap okumak isteyenler
“Burcum yüzünden mi böyleyim, yoksa sadece biraz kaotik biriyim?” diye düşünenler
Efsaneler, onları birer hayalet gibi anlatır. Halkın arasında saklanan, gölgelerin içinde büyüyen, kanla mühürlenmiş bir soydan gelenler… Onlar Mor Irk. Ne bir krallığa bağlılar ne de bir hanedana. Sadece kendi kanunlarını takip ederler.
Bir sancak yükseldiğinde, bir diğeri düşer. Ama Mor Irk’ın sancağı, ne zafer için ne de taht uğruna dalgalanır. Onların mücadelesi, unutulmuş bir kehanetin son satırlarında yazılı. Tarihin en derin sırları, en kanlı savaşlarla açığa çıkar.
Kim gerçek düşman? Hangi taraf haklı? Ve en önemlisi, Mor Irk gerçekten kimin tarafında?
Cevaplar, kılıçların gölgesinde gizli. Ama unutma… Gölgeler, her zaman en tehlikeli oyunları oynar.
Hayatta adaleti sağlamak isteyen Efnan, hayatın gerçekleri ile yüzleşmek zorunda kalır. Zaafı olan “sır”dan adam artık kaderin ağları ile hayatına girmiştir ve Efnan doğasını bulmalıdır. Aşkı ile benliği arasında ki savaşta yenilmemek için direnen Efnan kaldığı karanlıktan kurtulmak için mum gibi yanmak zorundadır. Her ne kadar tükeneceğini bilse de doğası budur. Bir kibrit yanar ve mumu yakar. Efnan’ı yakan ise o “sır”dan adamın aşkı olmuştur.
Karanlıkta gizlenen Siyah Jaguar’ın gözlerine bağımlı olan Efnan, o gözleri karanlıkta kaybetmemek için yanmayı ve yok almayı göze alabilecek mi? Yoksa doğasına karşı gelip yok olmamak için karanlığı kabul mü edecek?
“Hayatıma girdiğinden beri o kadar dengesizdim ki. Bazen çok umursamaz, bazen çok öfkeli ve bazen de her şeyi kabullenen biri olmuştum. Ne yaptığımı, nasıl tepkiler verdiğimi bende kestiremiyordum. Akıl sağlığımı korumam için babamın, annemin ve Müni’nin bana öğrettiği her şeyi teker teker uygulamam gerekiyordu ama beni bundan alıkoyan bir şey vardı. Ona olan zaafım. Bunun farkında olmak canımı çok yakıyordu. Bunu kendime bile yeni itiraf etmiştim. Tam şu an, bu yatağın içinde. Korkuyordum. Ondan ve kendimden ama en çok yaşayacaklarımdan. Uyku yavaş yavaş bedenimi ele geçiriyordu. Canımın acısını bir tek o dindirebilirdi.”
Efnan
Geçmişin gölgeleri, yeniden karanlığa bürünüyor.
Mor Kader serisinin ikinci kitabı “Mor Ölüm”, ihanetlerin, kayıpların ve ölümün soğuk gölgesinde yeni bir başlangıca yol açıyor. Mortis ve dostları, kazandıkları zaferin bedelini ödemek zorunda kalacak. Geçmişin izleri, yeni tehditlerle birleşiyor ve ölüm, tekrar kapılarına dayanıyor.
Bir zamanlar dost olan insanlar, şimdi birbirlerine düşman. Ronan’ın karanlık sırları, eski bir düşmanın geri dönüşü ve yeniden şekillenen kaderler, Mortis’in dünyasını sarıyor. Her şeyin bedeli vardır.
Mortis, artık peşinden koşulan değil, peşinden düşülen bir adamdır. Yeni bir yolculuğa çıkarken, geçmişin hayaletleri peşinden gelir. Yıkım ve ölümün, dostları ve düşmanları birbirine karıştırdığı bu dünyada, hayatta kalmak her şeyden daha zor olacak.
Son Mektup, derin bir aşkla birbirine bağlı Leyla ve Emre`nin hikayesini anlatıyor. Bu aşk, zamanla aile baskıları, toplumun değerleri ve zorlu yaşam koşullarıyla sınanır. Bir gün, Emre`nin Leyla`ya yazdığı bir mektup, her şeyin yeniden açığa çıkmasına sebep olur. Mektup, bir veda olmanın ötesindedir; ayrılığın ardındaki gerçekleri, pişmanlıkları ve sevgiyi içerir. Leyla, bu mektup karşısında öfke ve hüzün içinde kaybolur. Mektup, onu sadece geçmişin gölgeleriyle yüzleştirmekle kalmaz, aynı zamanda duygusal bir yolculuğa çıkarır. Bu süreçte Leyla, kayıplarını, affetmenin anlamını ve içsel bir yenilenmeyi keşfeder.
Kitap, bir aşkın gücünü ve derinliğini hem kalpte hem de zihinde hissedilmesini sağlayan, dokunaklı bir hikaye sunar.
Bilindiği gibi kahramanları hayvanlar olan, güldürüp düşündüren; eğitici, öğretici ve eğlendirici öykü ve masallara ÖYKÜNCE (FABL) denir.
Ezop`a ait öyküncelerden esinlenerek ve aslına sadık kalarak çocuklar için yazdığım şiirler.
Öykü’nün Dünyası – Türk Tarihinin Kahramanları adlı kitap, çocuklara Türk tarihinin farklı dönemlerinden öne çıkan kahramanları tanıtmayı amaçlayan, eğlenceli ve öğretici bir yolculuk hikâyesidir. Bu kitap, 7-12 yaş grubundaki çocukların ilgisini çekecek şekilde tasarlanmıştır. Hikâyenin başkahramanı Öykü, sihirli kitabı sayesinde tarihin kapılarını aralayarak, birbirinden farklı dönemlerde yaşamış önemli şahsiyetlerle tanışır. İşte bu yolculuk boyunca hem tarihten keyifli anekdotlar öğrenecek hem de karakterlerin ilham veren yönlerini keşfedeceksiniz.
---
Kitabın Teması ve Kurgusu
Ana Karakter: Öykü
Öykü, meraklı ve öğrenmeye hevesli bir çocuktur. Elindeki sihirli kitap, ona zamanın ve mekânın sınırlarını aşma imkânı verir. Her bölümde farklı bir tarihi döneme giderek oradaki kahramanlarla tanışır.
Zaman Yolculuğu
Öykü, kitabın sayfalarını çevirdikçe bambaşka çağlara ve coğrafyalara adım atar. Göktürkler döneminden Osmanlı’nın yükselişine, Cumhuriyet’in ilk yıllarından modern bilim insanlarına kadar geniş bir zaman dilimini kapsar.
Tarihi Şahsiyetler
Kitapta, Türk tarihine damga vurmuş liderler, sanatçılar, bilim insanları ve düşünürler yer alır. Örneğin, Bilge Kağan’dan Mimar Sinan’a, Hazerfen Ahmet Çelebi’den Piri Reis’e, Sabiha Gökçen’den Cahit Arf’a kadar pek çok ismin hem yaşam öyküsü hem de mirasları anlatılır.
Eğlenceli ve Öğretici Anlatım
Her bölüm, çocukların ilgisini çekecek şekilde kurgulanmıştır. Öykü, gittiği dönemde o karakterin en önemli özelliğini veya başarısını yakından görür. Böylece çocuklar tarihî bilgileri bir macera eşliğinde öğrenir.
"Öykü’nün Dünyası - Atatürk’ün Işığı" ile çocuklar, Öykü’nün büyülü dünyasında Atatürk’ün hayatı ve fikirleriyle tanışacak. 7-12 yaş grubuna hitap eden bu kitap, Atatürk’ün vizyonunu, liderliğini ve çocuklara armağan ettiği değerleri eğlenceli bir şekilde anlatıyor. Her bölümde, Öykü, Atatürk’ün hayatında önemli bir anı ya da fikri keşfeder ve bu yolculukta tarih, özgürlük, bilim, sanat ve insan sevgisi gibi değerleri öğrenir.
Kendisine "halkı eğitmek" gibi bir rol biçen ve "hâ- ce-i evvel" yani "ilk öğretmen" olarak anılan Ahmet Mithat Efendi, edebiyat dünyasına 1870 yılında ya- yımlanan Kıssadan Hisse adlı eseriyle adım atmıştır. Ezop`tan, Fenelon`dan ve yerli fıkralardan tertip edilen hikâyeler Ahmet Mithat Efendi`nin sonraki eserlerinde de izlerini göreceğimiz, toplumsal ahlakı mesele eden ilk örneklerdir. Nesilden nesile aktarılarak önemini bugün de koruyan kıssaların yer aldığı kitap, Ahmet Mithat Efendi hayattayken yayımlanan nüshaları ti- tiz bir şekilde karşılaştırılarak okuyucuların karşısına çıkıyor.
Ölü bedenlerin kokusuyla onların gözünden gördükleri son üç saniyeyi görebilen benzersiz yeteneğe sahip dedektif Aşkım Lüks, sadık yardımcısı Remzi ile hem komik hem de gerilim dolu maceralara atılıyor.
Tükenmişlik sendromuna yakalanan Aşkım, polislik mesleğinden istifa eder ve cinayet bürosundan ayrılır. Kendi dedektiflik bürosunu açarak Turkish Pointer Dedektiflik Bürosu`nu kurar. İşte hikaye tam da bu noktada başlar.
Aşkım`ın hayatı, talihsizliklerle dolu bir serüvene dönüşür. Karşılaştığı her aksilik onu zorlasa da bu olaylar, her seferinde eğlenceli ve sürükleyici maceralara kapı açar. Aşkım ve Remzi, zorluklara birlikte göğüs gererek adalet arayışlarında komik ve heyecan dolu anlar yaşarlar.
Cesaret ve dostluğun iç içe geçtiği bu hikayede, Aşkım ve Remzi`nin başına gelenleri okumaya hazır olun. Eğlence garantili maceralar sizi bekliyor!
“Bir bakış, bütün hayatı değiştirebilir. Ama bazen, en derin izler yalnızca gözlerde kalır.”
Dudaklarında Bir Yudum kitabının devamı olan Gözlerinden Bir Bakış, Duru ve Rıza’nın derinleşen ilişkisini ve aralarındaki çatışmalarla dolu zorlu yolu keşfetmeye devam ediyor. Aşk, pişmanlıklar ve gizli sırlar arasında sıkışan iki ruh, birbirlerine sadece bir bakışla yeniden bağlanıyor. Ancak bu bakış, yalnızca geçmişin izlerini değil, aynı zamanda gelecekteki tehlikeleri de gözler önüne seriyor.
Duru ve Rıza, birbirlerine olan tutkularıyla mücadele ederken, hayatlarının en zor seçimlerini yapmak zorunda kalacaklar. İkisi de kırık ve yaralı, ama aşkları ne kadar güçlü olursa olsun, gerçekler ve ihanetlerle yüzleşmek onları bekliyor.
Hatay Tarihi: Medeniyetlerin Kavşağında Bir Şehir
Hatay, binlerce yıllık tarihi boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürel ve dini çeşitliliğiyle öne çıkan bir şehirdir. Dünyanın en eski yerleşimlerinden biri olan bu topraklar, Hititlerden Roma`ya, Bizans`tan Osmanlı`ya kadar birçok büyük uygarlığın izlerini taşımaktadır.
Bu kitap, Hatay’ın köklü tarihini, stratejik konumunun ona kazandırdığı önemini, ticaret yollarındaki rolünü ve kültürel zenginliklerini detaylı bir şekilde ele alıyor. St. Pierre Kilisesi’nden Habib-i Neccar Camii’ne, Antakya Mozaik Müzesi’nden Asi Nehri’ne kadar şehrin simge yapılarının ve doğal güzelliklerinin izini sürerken, Hatay’ın tarihi süreç içindeki dönüşümünü de anlatıyor.
Hatay Tarihi, sadece geçmişi öğrenmek isteyenler için değil, bu benzersiz kentin kültürel mirasına daha yakından bakmak isteyen herkes için önemli bir kaynak niteliğinde.
Mitoma son zamanlarda herkesin oynuyor olduğu Büyülü dünyanın kurtarıcısı isimli oyunun kullanıcılarındandı. Oyun içinde birbirinden farklı karakterler vardı. Büyücüler, kara büyücüler şövalyeler, rahipler, barbarlar ve iblislerin olduğu bir dünyada karakterler akademi ortamında kimisi birbirleriyle ittifak kurarak güçlenmeyi ve dünyayı kurtarmak isterken diğer bir ittifak grubu sahip olduğu potansiyel ile dünyayı hükmetmek istiyordu . Ancak bir kişi onlardan farklıydı oyun içerisinde nerdeyse kimsenin kullanmadığı bir karakter vardı. Kullanım şekli aşırı zor olan bir karakter vardı. Oyun içinde hiç büyü enerjisine sahip olmayan tek karakter. Ancak oyun içinde bu karakter oyun içinde hiçbir karakterin sahip olmadığı bazı ayrıcalıklara sahipti.
1. Bu karaktere karşı yapılan saldırılarının isabet oranı yüzde elliydi. Bu özellikle fazla enerji gereksinimi taşıyan saldırılara karşı oldukça kullanışlı bir etki
2. Bu karakter oyunun en hızlı ve çevik karakteriydi. Ve ona yapılan saldırıların kendisi bile ondan hızlı olursa tespit denen yeteneği ile olduğundan iki kat daha hızlı olur
3. Bu karakter oyun içerisinde ki barbar sunıfı Bir annenin ve şövalye sınıfı Bir babanın bir evladı olarak dünyaya gelmişti. sahip olduğu Yoshido kılıç tekniğine sahip oyun içerisindeki samuray sınıfı tek karakterdi . Ancak anne ve babası birlikte olabilmek için ailelerini geride bıraktı. Ancak karakterin doğduğu gün ikisine de aileleri tarafından saldırı düzenlendi babası karakterin annesi ile kaçabilmesi için ona saldırı düzenleyen herkese karşı savaştı. Ancak bu onun ölmesine mani olunamadı. Annesi yaralı bir şekilde karakter ile birlikte karlı bir tepenin üzerine kadar ulaştı . annesi ölürken gördüğü son şey bir yetimhane binası oldu. Yetimhanede kiler kadını kurtaramasada karakteri kurtarmışlardı. Fakat bu karakter oyun içinde tamamen yalnız bir adam olarak tasarlanmıştı. Ne oyun içinde ki kadın baş kahraman Leone ve müttefiklerine de oyunun baş kötüsü Velkoz ve onun müttefikleri onu yanına çekememişti. O tamamen kendi adına o akademi de okuyup kendi adına yaşayarak hem yeteneğine hem de yeteneğine muhtaç olan dünyayı kendinden mahrum ederek ailesini kendinden koparan dünyadan kendince intikam almıştı. Ve bu karakterin adı Yoshido`ydu
Gerçek dünyada
Mitoma her gün oynadığı büyülü dünyanın kurtarıcısı oyununda günlerdir beklenen güncelleme geldi. Güncellemeye göre oyuna başka bir dünyanın yarı tanrısı olarak tanımlanan bir karakter olan Tiran şaman Kam Boran isimli bir karakter vardı. Global boss olarak tasarlanan bu karakter ile kapışmak üzere oyuna girdi kullanım şekli aşırı zor olan bu karakter ile sonuna kadar devam etti. Onun ne kadar güçlü olduğunu anlayınca Yoshido`nun özel saldırısını kullanıcaktı. Kun Peng denen bu saldırı rakip yeterince can kaybı yaşaması durumunda rakibi tamamen öldüren bir saldırıyı. Ancak yüzde elli ihtimal ile kendisi de ölecekti.
Ölmese bile canı yalnızca 1 e inecekti. Ancak Mitoma şans seviyesini maksimuma çıkarmıştı. Gölgesi içinden dev kanatlara sahip devasa simsiyah bir koi balığı çıkıp geyik başlı asaya sahip gölgeden ibret vücudu ve masmavi gözlere sahip olan Kam boran ı yuttuğu vakit patlamıştı. Ve can barı 1 e indi. O sırada gördüğü son şey ise tozlarına ayrılan Kam Boran dı
Mitoma tatmin olmuş bir his ile oturduğu sandalyeye yaslandı. Ancak bir anda ekranda bir şey belirdi. Ekranda
2.Aşamaya geçiliyor
Yazılıydı. Mitoma nın ekranı aniden parladı. Ve gözlerini açtığında. Kendisi oynadığı oyunun içindeydi. Ancak o Yoshido`nun bebek halindeydi. Bu Yoshido`nun annesini hkayede kaybettiği andı.
"Tavır Her Şeydir", kişisel gelişimi sıkıcı olmaktan çıkaran, mizahi ve akıcı bir dille yazılmış bir rehberdir. Bu kitap, özgüvenli bir duruş sergilemenin, insan ilişkilerinde, iş hayatında ve sosyal ortamlarda nasıl fark yarattığını anlatıyor. Hayatta karşılaştığımız kapıları nasıl açacağımızı, nasıl etkileyici ve karizmatik olacağımızı, kendimizi ezdirmeden, güçlü ve saygın bir şekilde var olmayı öğretiyor. Okuyucuya pratik öneriler, gerçek hayat örnekleri ve eğlenceli hikâyelerle ilham vererek, kişisel dönüşüm yolculuğunda rehberlik ediyor. Eğer hayatında tavrın gücünü keşfetmek istiyorsan, bu kitap tam sana göre!
"İnsanlar, kelimelerin sadece birer araç olduğunu düşünür. Oysa kelimeler, dünyayı şekillendirir. Onları elinden aldığınızda, insanın ruhu çıplak kalır; geçmişini, kimliğini ve geleceğini kaybeder. Sessizlik sadece bir boşluk değil, aynı zamanda bir aynadır. Ve o aynada yüzleştiğiniz şey, bazen en büyük korkularınız, bazen de en saf gerçekliğinizdir."
Atatürk Ağladığında, Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamının bilinmeyen, duygusal ve insani yanlarını ortaya koyan bir anlatıdır. Bu eser, efsaneleşmiş liderin çocukluğunda başlayan umut dolu ama bir o kadar da sancılı yolculuğunu, gençlik yıllarındaki hayalleri, zorlukları ve içsel çatışmaları; askerlik döneminde yaşadığı acı, cesaret ve yalnızlık anlarını; savaşın yıpratıcı yüzünü; devrim sürecinde taşıdığı büyük idealleri ve milletine duyduğu sarsılmaz sevgiyi, tüm bu unsurları bir bütün halinde ele alır.
Kitap, tarihe damgasını vurmuş bir insanın, sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda duygu yüklü, kırılgan, zaman zaman yalnız kalan bir birey olduğunu ortaya koyar. Atatürk’ün gözlerinde saklı kalan sevinç, hüzün, umut ve acı izleri; okuru derin bir içsel yolculuğa davet eder. Her satırında, bir liderin yüreğinde taşıdığı çelişkiler, umutsuzlukla karışan umut ışıkları ve hayatın acı-tatlı gerçekleri kendini gösterir.
Bu anlatı, okuyucuyu geçmişin derinliklerine götürürken, aynı zamanda günümüz insanının evrensel duygularıyla da bağ kurmasını sağlar. Atatürk’ün hayatı boyunca karşılaştığı zorluklar, elde ettiği zaferler ve bu zaferlerin ardında yatan insani dramlar; bir milletin yeniden doğuşunda, fedakarlıkta ve inancın gücünde saklı hikayeleri gözler önüne serer.
Eser, sadece tarihsel bir belgesel sunmakla kalmaz; aynı zamanda insan ruhunun en derin noktalarına dokunarak, büyük bir liderin kalbinde yatan kırılganlığı, umudu ve acıyı da samimi bir dille anlatır. Böylece, okuyucu Atatürk’ü, yalnızca ulusun kurtarıcısı olarak değil, aynı zamanda hayatın acımasız gerçekleriyle mücadele eden, insanlığı ve duyguları yücelten bir insan olarak yeniden keşfeder.
2002 yılında Sakarya Adapazarı`nda doğdu. Üç kardeşten en büyüğüdür. İlkokulu Adapazarı Aykut Yiğit İlkokulu`nda, ortaokulu Adapazarı Aykut Yiğit Ortaokulu`nda bitirdi.
liseyi adapazarı
Tes-İş Anadolu Lisesi`nde bitirdi
Erzurum Atatürk üninersitesinden
menzun olan genç şair, doğuştan Serabral Palsi
( kas rahatsızlığı ) hastasıdır.
Şiiri `iç ses`in dışa vurumu olarak gören, her şeye rağmen umudun peşinden gitmenin önemini yaşantısıyla öğreten genç şair, asıl yolculuğun duygulara yapılan yolculuk olduğuna yürekten inanmaktadır
Luna en yakın arkadaşı ve kuzeni ile küçükken bir macerada kaybolan ailesini bulmak için yollar arar. Gemisi Ayışığı ile adaları dolaşıp korsan konseyini toplamayı amaçlar. Sizce başarabilecek mi? Yoksa bir tutsak olarak mı kalacak?
İyi okumalar dileriiim✨✨✨
Tamamen özgün bir masal tarzında kaleme aldığım bu şiirde çocuklarımızın hayal dünyasını genişletecek, masal ve şiiri sevdirecek, okumayı özendirecek, aynı zamanda Türk masallarında işlenmiş olan doğrunun yanlışa, iyinin kötüye karşı her zaman kazanması; sevgi, fedakârlık ve kahramanlık duygularının ve birçok etik davranışın işlendiği; eğitici ve öğretici unsurlar da bulunmaktadır.
Bu masal/şiirin çocuklarınıza ve torunlarınıza armağan edeceğiniz, uyumadan önce başucunda okuyarak onu hayaller dünyasına götürecek, aynı zamanda Türk kültürünü yaşatacak, masal ve şiiri sevdirecek ve yazmaya yönlendirecek bir kitap olduğu kanısındayım.
Öykü’nün Dünyası, 7-12 yaş arası çocuklar için eğlenceli ve öğretici hikâyelerden oluşan büyülü bir macera kitabıdır. Ana karakterimiz Öykü, hayal gücü çok geniş, maceraperest bir kızdır. Bir gün odasında eski bir kitap bulur. Kitabı açtığında, kelimelerin arasından bir ışık yayılır ve kendini büyülü bir dünyada bulur.
Bu dünya, farklı diyarlarla doludur: konuşan hayvanlar, sihirli şehirler, zamanı kontrol eden saat kuleleri, rüya fabrikaları, uzayın derinliklerine açılan kapılar… Öykü, her bölümde farklı bir diyara gider ve her macerasında önemli bir ders öğrenir. Dostluk, cesaret, doğa sevgisi, bilim, sanat, hayal gücü gibi değerleri keşfeder.
Öykü, bazen bir zaman yolculuğuna çıkar, bazen uzaya uçan bir gemiye biner, bazen ise denizlerin altındaki gizli bir şehri keşfeder. Okuyucular da onunla birlikte bu büyülü dünyada yolculuk yapar, heyecan verici bulmacaları çözer ve her hikâyeden yeni bilgiler öğrenirler.
Bu kitap, sadece okumak değil, aynı zamanda hayal kurmak isteyen çocuklar için!
Burçlar, Gezegenler ve Kendi Kafamın İçindeki Karmaşa
Kitap Açıklaması
Hepimiz bir noktada astrolojiyle tanışırız. Belki bir derginin arkasındaki günlük burç yorumlarında, belki de bir arkadaşımızın “Sen kesin Akrep burcusun!” demesiyle. Peki, astroloji gerçekten hayatımıza ışık tutabilir mi, yoksa sadece eğlenceli bir tesadüfler bütünü mü?
Yıldızların Peşinde işte tam da bu soruya mizahi ve psikolojik bir yaklaşımla cevap arayan bir kitap. Geleneksel astroloji yorumlarından sıkılan, ama yine de yıldızlara inanmaktan vazgeçemeyenler için hem eğlenceli hem de düşündürücü bir rehber niteliğinde.
Bu kitapta astrolojiye sıradan bir burç yorumu gibi yaklaşılmıyor. Aksine, gezegenlerin ve burçların psikolojik etkileri, günlük hayatımızdaki rollerimiz ve kendi içsel yolculuğumuzla bağlantısı keşfediliyor. Kendini keşfetmek, içsel karmaşalarını çözmek ve belki de biraz olsun hayatın akışına teslim olmak isteyenler için samimi, eğlenceli ve içten bir anlatımla kaleme alındı.
Kimler İçin?
Astrolojiye ilgi duyan ama geleneksel yorumlardan sıkılanlar
Psikolojiye meraklı olup burçlarla kişilik analizini birleştirmek isteyenler
Kendi doğum haritasını keşfetmek isteyen ama nereden başlayacağını bilmeyenler
Eğlenceli, mizahi ve düşündürücü bir kitap okumak isteyenler
“Burcum yüzünden mi böyleyim, yoksa sadece biraz kaotik biriyim?” diye düşünenler
Efsaneler, onları birer hayalet gibi anlatır. Halkın arasında saklanan, gölgelerin içinde büyüyen, kanla mühürlenmiş bir soydan gelenler… Onlar Mor Irk. Ne bir krallığa bağlılar ne de bir hanedana. Sadece kendi kanunlarını takip ederler.
Bir sancak yükseldiğinde, bir diğeri düşer. Ama Mor Irk’ın sancağı, ne zafer için ne de taht uğruna dalgalanır. Onların mücadelesi, unutulmuş bir kehanetin son satırlarında yazılı. Tarihin en derin sırları, en kanlı savaşlarla açığa çıkar.
Kim gerçek düşman? Hangi taraf haklı? Ve en önemlisi, Mor Irk gerçekten kimin tarafında?
Cevaplar, kılıçların gölgesinde gizli. Ama unutma… Gölgeler, her zaman en tehlikeli oyunları oynar.
Hayatta adaleti sağlamak isteyen Efnan, hayatın gerçekleri ile yüzleşmek zorunda kalır. Zaafı olan “sır”dan adam artık kaderin ağları ile hayatına girmiştir ve Efnan doğasını bulmalıdır. Aşkı ile benliği arasında ki savaşta yenilmemek için direnen Efnan kaldığı karanlıktan kurtulmak için mum gibi yanmak zorundadır. Her ne kadar tükeneceğini bilse de doğası budur. Bir kibrit yanar ve mumu yakar. Efnan’ı yakan ise o “sır”dan adamın aşkı olmuştur.
Karanlıkta gizlenen Siyah Jaguar’ın gözlerine bağımlı olan Efnan, o gözleri karanlıkta kaybetmemek için yanmayı ve yok almayı göze alabilecek mi? Yoksa doğasına karşı gelip yok olmamak için karanlığı kabul mü edecek?
“Hayatıma girdiğinden beri o kadar dengesizdim ki. Bazen çok umursamaz, bazen çok öfkeli ve bazen de her şeyi kabullenen biri olmuştum. Ne yaptığımı, nasıl tepkiler verdiğimi bende kestiremiyordum. Akıl sağlığımı korumam için babamın, annemin ve Müni’nin bana öğrettiği her şeyi teker teker uygulamam gerekiyordu ama beni bundan alıkoyan bir şey vardı. Ona olan zaafım. Bunun farkında olmak canımı çok yakıyordu. Bunu kendime bile yeni itiraf etmiştim. Tam şu an, bu yatağın içinde. Korkuyordum. Ondan ve kendimden ama en çok yaşayacaklarımdan. Uyku yavaş yavaş bedenimi ele geçiriyordu. Canımın acısını bir tek o dindirebilirdi.”
Efnan
Geçmişin gölgeleri, yeniden karanlığa bürünüyor.
Mor Kader serisinin ikinci kitabı “Mor Ölüm”, ihanetlerin, kayıpların ve ölümün soğuk gölgesinde yeni bir başlangıca yol açıyor. Mortis ve dostları, kazandıkları zaferin bedelini ödemek zorunda kalacak. Geçmişin izleri, yeni tehditlerle birleşiyor ve ölüm, tekrar kapılarına dayanıyor.
Bir zamanlar dost olan insanlar, şimdi birbirlerine düşman. Ronan’ın karanlık sırları, eski bir düşmanın geri dönüşü ve yeniden şekillenen kaderler, Mortis’in dünyasını sarıyor. Her şeyin bedeli vardır.
Mortis, artık peşinden koşulan değil, peşinden düşülen bir adamdır. Yeni bir yolculuğa çıkarken, geçmişin hayaletleri peşinden gelir. Yıkım ve ölümün, dostları ve düşmanları birbirine karıştırdığı bu dünyada, hayatta kalmak her şeyden daha zor olacak.
Son Mektup, derin bir aşkla birbirine bağlı Leyla ve Emre`nin hikayesini anlatıyor. Bu aşk, zamanla aile baskıları, toplumun değerleri ve zorlu yaşam koşullarıyla sınanır. Bir gün, Emre`nin Leyla`ya yazdığı bir mektup, her şeyin yeniden açığa çıkmasına sebep olur. Mektup, bir veda olmanın ötesindedir; ayrılığın ardındaki gerçekleri, pişmanlıkları ve sevgiyi içerir. Leyla, bu mektup karşısında öfke ve hüzün içinde kaybolur. Mektup, onu sadece geçmişin gölgeleriyle yüzleştirmekle kalmaz, aynı zamanda duygusal bir yolculuğa çıkarır. Bu süreçte Leyla, kayıplarını, affetmenin anlamını ve içsel bir yenilenmeyi keşfeder.
Kitap, bir aşkın gücünü ve derinliğini hem kalpte hem de zihinde hissedilmesini sağlayan, dokunaklı bir hikaye sunar.
Bilindiği gibi kahramanları hayvanlar olan, güldürüp düşündüren; eğitici, öğretici ve eğlendirici öykü ve masallara ÖYKÜNCE (FABL) denir.
Ezop`a ait öyküncelerden esinlenerek ve aslına sadık kalarak çocuklar için yazdığım şiirler.
Öykü’nün Dünyası – Türk Tarihinin Kahramanları adlı kitap, çocuklara Türk tarihinin farklı dönemlerinden öne çıkan kahramanları tanıtmayı amaçlayan, eğlenceli ve öğretici bir yolculuk hikâyesidir. Bu kitap, 7-12 yaş grubundaki çocukların ilgisini çekecek şekilde tasarlanmıştır. Hikâyenin başkahramanı Öykü, sihirli kitabı sayesinde tarihin kapılarını aralayarak, birbirinden farklı dönemlerde yaşamış önemli şahsiyetlerle tanışır. İşte bu yolculuk boyunca hem tarihten keyifli anekdotlar öğrenecek hem de karakterlerin ilham veren yönlerini keşfedeceksiniz.
---
Kitabın Teması ve Kurgusu
Ana Karakter: Öykü
Öykü, meraklı ve öğrenmeye hevesli bir çocuktur. Elindeki sihirli kitap, ona zamanın ve mekânın sınırlarını aşma imkânı verir. Her bölümde farklı bir tarihi döneme giderek oradaki kahramanlarla tanışır.
Zaman Yolculuğu
Öykü, kitabın sayfalarını çevirdikçe bambaşka çağlara ve coğrafyalara adım atar. Göktürkler döneminden Osmanlı’nın yükselişine, Cumhuriyet’in ilk yıllarından modern bilim insanlarına kadar geniş bir zaman dilimini kapsar.
Tarihi Şahsiyetler
Kitapta, Türk tarihine damga vurmuş liderler, sanatçılar, bilim insanları ve düşünürler yer alır. Örneğin, Bilge Kağan’dan Mimar Sinan’a, Hazerfen Ahmet Çelebi’den Piri Reis’e, Sabiha Gökçen’den Cahit Arf’a kadar pek çok ismin hem yaşam öyküsü hem de mirasları anlatılır.
Eğlenceli ve Öğretici Anlatım
Her bölüm, çocukların ilgisini çekecek şekilde kurgulanmıştır. Öykü, gittiği dönemde o karakterin en önemli özelliğini veya başarısını yakından görür. Böylece çocuklar tarihî bilgileri bir macera eşliğinde öğrenir.
"Öykü’nün Dünyası - Atatürk’ün Işığı" ile çocuklar, Öykü’nün büyülü dünyasında Atatürk’ün hayatı ve fikirleriyle tanışacak. 7-12 yaş grubuna hitap eden bu kitap, Atatürk’ün vizyonunu, liderliğini ve çocuklara armağan ettiği değerleri eğlenceli bir şekilde anlatıyor. Her bölümde, Öykü, Atatürk’ün hayatında önemli bir anı ya da fikri keşfeder ve bu yolculukta tarih, özgürlük, bilim, sanat ve insan sevgisi gibi değerleri öğrenir.
Kendisine "halkı eğitmek" gibi bir rol biçen ve "hâ- ce-i evvel" yani "ilk öğretmen" olarak anılan Ahmet Mithat Efendi, edebiyat dünyasına 1870 yılında ya- yımlanan Kıssadan Hisse adlı eseriyle adım atmıştır. Ezop`tan, Fenelon`dan ve yerli fıkralardan tertip edilen hikâyeler Ahmet Mithat Efendi`nin sonraki eserlerinde de izlerini göreceğimiz, toplumsal ahlakı mesele eden ilk örneklerdir. Nesilden nesile aktarılarak önemini bugün de koruyan kıssaların yer aldığı kitap, Ahmet Mithat Efendi hayattayken yayımlanan nüshaları ti- tiz bir şekilde karşılaştırılarak okuyucuların karşısına çıkıyor.
Ölü bedenlerin kokusuyla onların gözünden gördükleri son üç saniyeyi görebilen benzersiz yeteneğe sahip dedektif Aşkım Lüks, sadık yardımcısı Remzi ile hem komik hem de gerilim dolu maceralara atılıyor.
Tükenmişlik sendromuna yakalanan Aşkım, polislik mesleğinden istifa eder ve cinayet bürosundan ayrılır. Kendi dedektiflik bürosunu açarak Turkish Pointer Dedektiflik Bürosu`nu kurar. İşte hikaye tam da bu noktada başlar.
Aşkım`ın hayatı, talihsizliklerle dolu bir serüvene dönüşür. Karşılaştığı her aksilik onu zorlasa da bu olaylar, her seferinde eğlenceli ve sürükleyici maceralara kapı açar. Aşkım ve Remzi, zorluklara birlikte göğüs gererek adalet arayışlarında komik ve heyecan dolu anlar yaşarlar.
Cesaret ve dostluğun iç içe geçtiği bu hikayede, Aşkım ve Remzi`nin başına gelenleri okumaya hazır olun. Eğlence garantili maceralar sizi bekliyor!
“Bir bakış, bütün hayatı değiştirebilir. Ama bazen, en derin izler yalnızca gözlerde kalır.”
Dudaklarında Bir Yudum kitabının devamı olan Gözlerinden Bir Bakış, Duru ve Rıza’nın derinleşen ilişkisini ve aralarındaki çatışmalarla dolu zorlu yolu keşfetmeye devam ediyor. Aşk, pişmanlıklar ve gizli sırlar arasında sıkışan iki ruh, birbirlerine sadece bir bakışla yeniden bağlanıyor. Ancak bu bakış, yalnızca geçmişin izlerini değil, aynı zamanda gelecekteki tehlikeleri de gözler önüne seriyor.
Duru ve Rıza, birbirlerine olan tutkularıyla mücadele ederken, hayatlarının en zor seçimlerini yapmak zorunda kalacaklar. İkisi de kırık ve yaralı, ama aşkları ne kadar güçlü olursa olsun, gerçekler ve ihanetlerle yüzleşmek onları bekliyor.
Hatay Tarihi: Medeniyetlerin Kavşağında Bir Şehir
Hatay, binlerce yıllık tarihi boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürel ve dini çeşitliliğiyle öne çıkan bir şehirdir. Dünyanın en eski yerleşimlerinden biri olan bu topraklar, Hititlerden Roma`ya, Bizans`tan Osmanlı`ya kadar birçok büyük uygarlığın izlerini taşımaktadır.
Bu kitap, Hatay’ın köklü tarihini, stratejik konumunun ona kazandırdığı önemini, ticaret yollarındaki rolünü ve kültürel zenginliklerini detaylı bir şekilde ele alıyor. St. Pierre Kilisesi’nden Habib-i Neccar Camii’ne, Antakya Mozaik Müzesi’nden Asi Nehri’ne kadar şehrin simge yapılarının ve doğal güzelliklerinin izini sürerken, Hatay’ın tarihi süreç içindeki dönüşümünü de anlatıyor.
Hatay Tarihi, sadece geçmişi öğrenmek isteyenler için değil, bu benzersiz kentin kültürel mirasına daha yakından bakmak isteyen herkes için önemli bir kaynak niteliğinde.
16 yıldır teyzesi ve eniştesi ile yaşayan Çilek Soykamer`in mafya abileriyle tanışması...
❣️Bolca abi içerir
❣️Mafya ve Gerçek Ailem kitaplarının karışımı
❣️Fikir bana aittir, kopyalanması kesinlikle yasaktır
❣️Tüm hakları saklıdır
Hayat, sevdiği adamla içimde bulunduğu duruma anlama veremezken evli bulur. ,
Sevmişti, aşık olmuştu. Babası yoksul bir adam da değildi, cahil bir adam da değildi.
Selim, Hayat`ın babasının ekinleri için gelen mühendisti, Hayat babası için sürekli yemek taşırken görmüştü Selim`i, Selim`de onu ama iş çıkar meselesi olmuştu.
Selim gözü kara, istediğini elde etme hırsı bürümüştü ve bu hırs uğruna Hayatı yakacaktı.
Kraliyet sarayının ihtişamı, kralın ölümüyle karanlığa gömülürken Denis, kendisini kurtarmak için amcasının zalim planlarından kaçmak zorunda kalır. Eski ve yeni dünyalar arasında sıkışıp kalan Denis`in kaderi, geçmişin gölgeleri altında yeniden şekillenir. Aşk, ihanet ve karanlık sırlarla örülü bu hikaye, sizi bilinmeyenin derinliklerine sürükleyecek.
Her aşk kapıyı çalıp içeri buyur edilmez. Bazı aşklar, kapıyı kırarak, bazı aşklar balkondan içeri taş atarak girer. Onların aşkı bir taşın "tık" etmesiyle başladı.
-
31/03/2024
Çorak toprakların bir damla yağmur suyuna muhtaç olduğu zamanlarda, aşkın topraktan fışkırarak umut olduğu bir hikaye... Bir sevda ki, geleneklerin ve yasakların arasından filizlenir, imkansızlıkla sınanır ve kayıplarla şekillenir. Mirali ve Gülnaz’ın hikayesi, zamanla bir hastalığa dönüşen bir aşkla, geçmişin izlerini taşıyan bir yolculuğa çıkar. Kayıp bir sevdanın küllerinden doğmasını keşfedin.
Bir iddia sonucu numara sallayıp o numaraya yazan kızımız Bade bakalım başına ne işler açacak???
Siz: Selam bebeğim naber?
0553 *** ** **: Yanlış kişiye yazdın her halde güzellik.
Çaresizlikten Doğan Aşk…
İsra ve Kerem, kendi iradeleri dışında bir evliliğe zorlandılar. İsra, kardeşini korumak için; Kerem ise hayatını mahvetmemek adına bu kararı kabul etti. İkisi de bu evliliğin sadece bir zorunluluk olduğunu düşündü. Ama kaderin başka planları vardı…
Zamanla değişen duygular, hiç beklenmedik anlarda karşılarına çıkan gerçekler ve ailelerinin gölgesinde verdikleri mücadele… Bu evlilik gerçekten bir mahkumiyet mi, yoksa bambaşka bir başlangıç mı?
Bazı aşklar isteyerek değil, mecburen başlar. Peki ya sonra?
Dino Buzzati demis ki; "Senin kendi içinde kilitlenen kapıların var mı?" Belki de bu cümle aldı beni çoğu yerden ve gönderdi çoğu yere. Çünkü içimde kilitli olan kapıların ardında hep bir hikaye yattığına inandım.
Şimdi de sizlere bütün kapıların kilitlerini kırmak adına bir balta bıraktım.
Mecazen bakacak olursak, olay yerini erken terk edenin ilk şüpheli olduğu,
Asıl katil hala olay mahallindeyken başkasının kaçak ilan edildiği,
Birileri ruh devrini yaşarken tüm dünya varlığını da ardında bırakmak zorunda kaldığı,
Sıfırdan başlamak isterken yaralı bir hayvan gibi acı çektiği yere geldik hep beraber...
Burası dünyaydı, yani yarım kalmışlıkların yeri...
Çok uzun bir geçmiş ve çok kısa bir gelecekten geldim sizlere. Adım Belgi Deran ve soyadım İmerler. Adım kısa bir gelecek olacak, soyadım ise uzun bir geçmiş. Kısa gelecekler heyecan verirken, uzun geçmişler can alacak kadar acıtıcı olabiliyormuş sizinle anlayacağım. Kabuslarım kabuslarınız olacak, gözyaşlarım da hepimizin boğazında takılı kalacak eminim ki. Çünkü karşımda duran adam bana güvenilir bir durak, sonu bilinmez bir de acı bıraktı.
`Ben yıkımım.` dediğinde anlamalıydım aslında onu. O cümleyi ilk duyduğumda zihnim kavramalıydı. Bir doğal afet nasıl ki dünyaya ait olmayanı sürükleyip götürüyordu, o da öyleydi. Ben çok uzun bir geçmiş ve çok kısa bir gelecekten gelmiştim fakat o tamamen savaşın kendisiydi. Geçmiş veya gelecek değil, ismiyle soyismiyle, kanıyla kemiğiyle, Noyan Cenker Visam olarak, savaşmanın kendisiydi.
Ve savaşlar insanlara her daim çok şey öğretirdi.
O da bana öğretmişti.
Savaşlar, gözyaşlarının ev sahibiydi.
O da benim ev sahibim...
Peki ya inceldiği yer, burası. Kopsun mu?
Gazeteci Fidelya Soykan, ilgi çekici haber arayışındayken işler ters gider. Devlete karşı konsey ile alakalı önemli bilgilere çoktan şahit olmuştur. Fidelya olayı daha sindirememişken izlendiğini farkeden teröristler bulunduğu yere, Midyat’a, saldırı düzenlerler. Amaçları o kadını kaçırıp ne haltlar karıştırdığını öğrenmektir.
Tabi ülkelerini korumak için canı pahasına savaşmaya hazır olan Türk askerlerinden Gölge Timi’de o gün, oradadır.
Gölge Timi komutanı Yüzbaşı Turan Kaner ise Fidelya Soykan’ı sonuna kadar yaşatmakta kararlıdır.
Aylin 3 aylık bebeği için mücadele eden bir anne
Serdar yüzbaşı doğunun en ücra köşesinde görev yapan fırtına timinin komutanıdır.
Aldatılmak çok kolay gibi görünse de dünyanın en yıkıcı şeyidir.
sevdiğini kaybeden Serdar yüzbaşı gönlünü herkese kapatmıştır.
SEVDALUK belki bizede vurur.
Serdar&Aylin
"Ne yaptığın için bu hale geldiğimi biliyor musun, küçüğüm?" dedi dudaklarını dudaklarımdan birkaç santim aralamayı başardığında.
"Benim olanı başkalarına sunuyorsun. Benim olanla başkalarının altında inliyorsun. Şu an benden saklamaya çalıştığın herşey zaten benim. Hayır, utanmıyorum. Hayatım boyunca arzuladığım tek kadına delirdiğim için kendimden utanmıyorum. Gerçekte benim olanı istemekten utanmıyorum."
"Daha düne kadar senin çocuk gibi görüyorum diyen sen değil miydin?"
"Bir sabah uyandım ve gördüm ki, benim küçük şeytanım boyundan büyük işler çeviriyor."
_________________________________________
Küçük yaşta babası tarafından tecavüze uğrayan kız ve kızı kurtarmak için ailesinin katili olan adamın hikayesidir. Kitapta şiddet, psikolojik şiddet, cinsellik sahneleri, eşcinsel karakterler bulunmaktadır. Alışılmış +18 sahnelerden ve de kitaplardan bıktıysanız, sizinle gerçek aşk ve tutku dolu bir yolculuğa çıkabiliriz.
Gölge geri dönüyor , korkunç doğuşun yeniden başlangıcı. Gölge bir isim , bir beden ve gizli bir kimlik ile geri dönüyor . Gölgenin hayatına dakil olun ve onunla bu korkunç maceraya atılın . Unutmayın gölgeler asla dost canlısı olmaya bilir ...
Genç boks antrenörü Sevgi nin memleketinde aile sorunları başlar ve Sevgi eşi ve oğlu ile başka memlekette yaşamaya karar verir ama Sevginin gittiği şehrin ailesinin kabusu olacağından haberi yoktur...
Her yaşında Esma`nın gönül yarası olan Mehmet`in ve Esma`nın bir tatlı bir acı seyreden hikayesi. Mehmet, Esma`nın gönül yarası olarak mı kalacak yoksa kendi açtığı yaralara merhem mi olacak?
Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlandı Gülfidan. Yakıcı, yıkıcı belki de kimilerine göre dramın en ağırı dahi sayılabilecek bir türde aynı zamanda. Kurgusunu okurken bile isyan edeceğiniz hayatın başrolü olan gerçek bir insan. Şimdiden kolaylıklar :)
Bu platformda ilk yayınım olacak ama toplamda 17 eserin sahibiyim. Aranızdan bazıları beni; BAHTIŞEN`in yazarı olarak bilir. Mimoza Çıkmazı ve Dilemma da oldukça olumlu geri dönüşler alan kitaplarımdır. Ama yaptığım anlaşma gereği bu kitapları okumak için uygulamayı indirip, yönergeleri takip ederek jeton birirktirmeniz, eğer bekleyemem diyorsanız da uygulama içi eseri satın almanız gerekecektir. Gülfidan; sonsuza dek herkesin erişebileceği bir yerde olacak, garantimdir :)
İnsan en sevdikleri tarafından ihanete uğrarmış.
Sevmek sizi dibe.
Acı ise sizi kendinize getirirdi.
İhanet ise tüm gerçekleri gün yüzüne çıkartırdı.
Acımasızca ihanete uğramış bir kadındım ben.
Bu benim Bir ihanetin ardından gelen amansız bir dram hikayemdi……
Ve ben bu dramın içinde kaybolmuş bir kadındım…….
‼️Hergün yeni Bölüm‼️
Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanamadığım için, sana âşık olmadığımı zannediyormuşum. Bunu şimdi anlıyorum. Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar. Ama şimdi inanıyorum. Sen beni inandırdın. Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum. (Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali)
Üniversiteden mezun olmasına 2 hafta kalan Kardelen’in ailesi ile yediği bir akşam yemeğinden sonra hayatı değişir. Zorluklardan kaçmak için anlaşmalı olarak evlendiği Serkan ise onu daha karmaşık bir hayata sürükler. İntikam ve aşkın birleşimi.
Siyah ve beyaz... Çok ters ama birbirine çok uyan iki renk...İki farklı kişilik...
Beyazla başlayalım; Güneş Akyüz gülümsemesi, sesi, kalbi ve aklı ile tam bir beyazdı. Öyle bir gücü vardı ki ayı soldurup güneş açtıracak, o kadar güçsüzdü ki sabahı geceye bırakıp gidecek. Akıllıydı ancak kalbi devreye girene kadar, kimseye kızmazdı hep parıldardı, eğer üzülürse ışığı birini yakardı.
Siyah; Ayaz Karataş öfkeliydi ama öncelik bilirdi, sakin değildi ama aklını kullanırdı, döktürülen her kana göz yaşı döktürürdü, ailesi için kıyameti koparırdı, güneş açsın diye ayın ışığını söndürebilirdi, hep kazanmayı değil kaybedip güçlenmeyi dilerdi.
İki kişilik, iki taraf gibiydi. Ya siyah beyazı kapatacak, ya da beyaz siyahı açacaktı...
"Sen böyle bir adamı seve bilir misin?"
"Severim belki, siyaha beyaz lazımdır belki...
Matematik öğretmenin gitmesi sonucu müdürün oğlu olan Aras Aksoy Matematik öğretmenliği yapmaya başlar bu süreçte öğrencisi olan sena yılmaza aşık olur
İlknur işe gitmek için hazırlanırken kuzeni ve aynı zamanda ev arkadaşı olan rüya uyanır. Beraber hazırlanıp işe giderler. Çalıştıkları yer bir restorantdır. Oranın sahipleridirler aynı zamandada. Rüya sevgilisi ile buluşacağını söyler o yüzden ilknur evden erken çıkıp arabası ile giderken kırmızı ışıkta durur. Sonra olanlar….
Lina Hançer yeraltı dünyasında adı bilinmeyen bir muhbirdir. Geçmişi sırlarla dolu, gölgelerde hareket eden bir hayalet gibidir. Ancak bir gece, aldığı bir bilgi onu geri dönülemez bir savaşın içine sürükler.
Ülkenin en tehlikeli kartel liderlerinden biri olan Rasim, devletin elinden kaçırılır. Onu kaçıran kişiler yalnızca suç dünyasının figürleri değil, çok daha derin bağlantıları olan bir güçtür. Lina, bu olayı araştırırken farkında olmadan hedef hâline gelir.
Bilinmeyen numaralardan gelen mesajlar, yoluna çıkan ölümcül tuzaklar ve ona dair her şeyi bilen bir düşman… Bu insanlar, Lina’yı sadece öldürmek istemiyorlardır. Onu oyunun içine çekmek istiyorlardır.
Lina, eski dostu Cihan Ateş, istihbaratın gözü kara subayı Serdar Turalı ve gizemli geçmişiyle tanınan Şahmeran ile birlikte Rasim’in kaçışının ardındaki sırları çözmeye çalışırken, asıl büyük düşmanın … … olduğunu keşfeder.
…, yeraltı dünyasının en karanlık isimlerinden biridir. Ama Lina için çok daha fazlasıdır. Çünkü …, onun geçmişindeki en büyük kayıplardan birinin sebebidir.
Şimdi ise Lina’nın tek bir yoldan gitmesi gerekmektedir. Ya av olacaktır ya da avcı…
İzinde olduğun karanlık adam… seni çoktan buldu.
Şimdi sana iki seçenek sunuyor: Sarı mı, kırmızı mı?
Onunla geçirdiğin zaman boyunca bambaşka birini tanıdın. Sıcak, eğlenceli, hayat dolu, serseri ruhlu bir adam… Ama sonra başka bir yüzüyle tanıştın. Tehditkâr, acımasız, gücün ve karanlığın vücut bulmuş hali.
Şimdi önünde iki kart var. Sarı, onun neşeli ve masum yanını… Kırmızı, kanı, gücü ve kontrolü temsil ediyor. Seçimini yap, çünkü karar anı geldi.
Ama ya iki kart da doğru değilse?
Ya gerçek seçim, hiç sunulmayan bir renkse?
Gazel babasından kaçarken biyolojik abisi onu kurtarmıştı ama bundan ikisininde haberi yoktu....
Abi-kardeş ve gerçek aile konuludur. Klasik mi bilemem ama bir şans verebilirsiniz🫶🏼
Hiç inanmadım bir duygunun bu kadar can acıtması deli gibi sevdiğin insanı başkasıyla izlemek kalbimin en derinlerine sakladığım aşk hikayesi.
Kalbimdeki aşk .
Karanlığın tam ortasında, bir çığlık yankılandı…
Evin duvarları, çaresiz kadının feryatlarını içine hapsederken, onun için kaçış neredeyse imkânsızdı. Öfkeden gözü dönmüş bir adam, karşısındakini paramparça etmeye hazırdı. Ama o sadece kendisini değil, karnındaki masum hayatı da korumak zorundaydı.
Tam her şeyin bittiği an sanılırken, kapı büyük bir gürültüyle kırıldı. İçeri giren adam, savaşın tam ortasından çıkıp gelmişti. O, sadece bir asker değildi. O, hayat kurtarmaya yeminli bir adamdı. Fakat karşısında durduğu tehlike, cephede karşılaştığı düşmanlardan bile acımasızdı.
Zaman daralıyor, hayatlar tükeniyordu.
Bu gece yalnızca bir kurtuluş hikâyesi değil, hayatta kalmak için verilen bir savaş yazılacaktı.
Peki Kanla sulanan bir gül nasıl iyileşirdi ?
Ömer ağa karısını daha yeni kaybetmişti. Bu yüzden mezarı başından ayrılmıyor ona yasinler okuyordu. Karısının bu ani ölümü onu yıkmıştı ve derinden sarsmıştı , koklamaya, dokunmaya kıyamadığı karısını bu ıssız yerde bi başına bırakmaya korkuyordu ama bir gün omzuna dokunan ve ona küçük bir tebessümle teselli olan bir genç kızla hayata geri döner ama o genç kız küçük bir tebessümün onun hayatını değiştireceğinden habersizdir...
Gün Güzeli. Sabahın ilk ışıklarıyla doğan güzellik, Efsun Tanseli.
*
Bugünün tarihi yok. Bugün 4 Mart. Durun lütfen bu öylesine bir tarih değil, bugün ölüm demek, bugün kayıp demek. 4 Mart. Kayıp ve ölüm. Afra ve Efsun demek." Öylesine değildi bu konuşmalar yazılmalıydı tarihte kalmalı unutulmamalıydı.
20 yıl. Onca yıl. Kayıplar.
"Efsun Tanseli, hayır. Berfu Ergün. Çizin altını, Efsun değil artık Berfu. Karalayın Tanseli`yi yazın üstüne Ergün. Yok edin Efsun Tanseli`yi, ben Berfu Ergün."
Terk edilmiş çocukların kaderi, kaçamayacakları bir karanlık mıydı? Yoksa özgürlük, sadece en cesurların ulaşabileceği bir hayal mi? Seren ve arkadaşları, Disiplin Akademisi`nin korkunç sırlarını keşfederken, sadece hayatta kalmak için değil, bu düzeni yıkmak için de savaşacaklardı. Ancak bazı sırlar, karanlıktan daha tehlikeliydi…
Bu mücadelede dostluk, ihanet ve intikam iç içe geçerken, tek bir soru kalıyordu: Son geceye ulaşabilecekler mi?
Yıllardır oturduğum mahallede her şeyi her yeri biliyordum ama onun bana olan aşkını asla bilmiyordum..
NİSA YILMAZ(22 YAŞINDA MANKEN)
ATEŞ KUZGUN(28 YAŞINDA CAFESİ VAR)
DORUK YILMAZ(30 YAŞINDA NİSA`NIN ABİSİ)
SEMRA KUZGUN(30 YAŞINDA ATEŞİN ABLASI)
SONGÜL YILMAZ(NİSANIN ANNESİ)
MERT YILMAZ(NİSANIN BABASI)
AYTEN KUZGUN(ATEŞİN ANNESİ)
Arkadaşlarımla çevirdiğim rastgele bir numaranın hayatım olacağını nerden bilebilirdim? Ya da maceram olacağını. Hayatımın nokta kadar yerini tüm hayatıma bırakan o numara artık her şeyimdi. Ve ben onu kaçırmamak için elimden geleni yapacaktım. Ve yapıyordum.
°°°°°°°
Kurgumu çok seveceğinize eminim. Hepinizi kitabıma davet ediyorum.
Omegaverse evreni. Yarı Darck romance.
Güçlü kadın karakterler.
Kötülük kader değil tercihtir ve tercih kaderin sana sunduğundan ibarettir.
Kapak tasarımı, kurgu adı, işleyişi, yazımı ve düzeni bana; kurgunun temel konusu sevgili Eda Deli`ye aittir.
Ahsen Deniz Aksoy...
Bir zamanlar yetimhaneye bırakılan kızın hem büyüyüp asker olması,
hem öz ailesini bulması, en çokta aşkını doğru bulmasına sevinen
bir kızdı...
O Sadece Sevgiye Muhtaçtı
Ve
O Kız Sevgilere Boğuldu...