@fanustaki_kiz : Buradaki herkesin bir sohbet ortamı var, benim yok😭
Okuma 23
Oy 4
Yorum 12
Tarih 1s önce
@karanliklarguzeli : Dm yazın da tanışalım olabildiğince çabuk dönerim. Bekletme cevapsız bırakma gibi alışkanlıklrım yok
Okuma 9
Oy 0
Yorum 0
Tarih 1s önce
@okyanusaasikbalik : Endişeleniyorum iyi misiniz?
Okuma 19
Oy 2
Yorum 10
Tarih 1s önce
@rawzaa : Kitabıma bir şans verirmisinizzz
Okuma 2
Oy 0
Yorum 0
Tarih 1s önce
Tamamlanmış Kitaplar
Keyifle okuyacağınız kitaplara gözatın
MİU ( Güncel )
Okuma 661
Oy 83
Bölüm 11
Yorum 14
Tamamlandı
( KISA HİKAYE)
Instagram: azimet340
Hayatınızda büyük konuşunuz mu hiç?
Ben konuştum. O günden sonra büyük konuşmaya tövbeliyim.
" Valla kadın haklı.
Ben bu adamın karısı olmayı bırak evde beslediği kedisi bile olmak istemem!" Dediğim adama aşık oldum.
( KISA HİKAYE)
Instagram: azimet340
Hayatınızda büyük konuşunuz mu hiç?
Ben konuştum. O günden sonra büyük konuşmaya tövbeliyim.
" Valla kadın haklı.
Ben bu adamın karısı olmayı bırak evde beslediği kedisi bile olmak istemem!" Dediğim adama aşık oldum.
Okuma 661
Oy 83
Bölüm 11
Yorum 14
Tesadüf mü yoksa Allah`ın hediyesi mi? Hiç tanımadığınız bir insan size ne kadar iyi gelebilir ki?
O zaman okumaya devam edin..
Okuma 8.89k
Oy 679
Bölüm 12
Yorum 112
Aynı bedende beraber büyüyen bir aşk hikayesi.
Okuma 451
Oy 83
Bölüm 50
Yorum 7
Bizim ülkemize olan bağlılığımız bizi onu canımız pahasına korumayı emrediyordu. Tüm vatanın güvenliği ve sıhhatinden biz sorumluyduk. 1 kişinin kılına bile zarar gelse vebali boynumuzaydı. Biz onları bu kadar önemserken onlar bizi ne kadar önemsiyordu? Bize olan sayvıları neydi? Ve hangi olayla değişecekti...
Okuma 8.73k
Oy 672
Bölüm 27
Yorum 100
Eğer yazdığım kitap çalınır veya izinsiz alıntılanırsa, bu telif hakkı ihlali olur ve hukuki işlem başlatabilirim. Türkiye’de Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında bu suçtur. Maddi ve manevi tazminat davası açabilir, hapis ve para cezası talep edebilirim. Ayrıca, çalıntı içeriğin kaldırılması için yasal yollara başvurabilirim.
Şehrin karanlık sokaklarında yürüyen bir adam... Ne tam olarak bir kurban, ne de bir kurtarıcı. O sadece Gölge. Geçmişi sırlarla dolu, hafızasında derin yaralar taşıyan bir adam.
Gölge`nin tek bir amacı vardı: geçmişinin izlerini takip etmek. Ancak, kader onun peşini bırakmaz. Ateş`in geçmişten kaçışı, eski defterlerin açılması ve yıllar önce kaybettiği ailesinin ardında bıraktığı karanlık...
Bu, bir intikam hikayesi değil. Bu, kaybolmuş bir ruhun kendini bulma yolculuğu. Sessiz adımların, derin sırların ve geçmişin gölgeleri arasında sıkışıp kalmış bir adamın hikayesi.
Bazı insanlar unutmayı seçer. Bazılarıysa gölgeleriyle yaşamayı...
Okuma 471
Oy 225
Bölüm 72
Yorum 3
Aldığı haber ile bina içerisinde olan cinayeti araştırmak için giden Berfin orada hayatının aşkını bulduğunu düşünürken daha o çocuk yaştayken babasının nasıl biri olduğunu öğrenir.
Okuma 323
Oy 50
Bölüm 12
Yorum 75
Korku, sadece hayal gücünün ürünü değildir. Bazı hikayeler vardır ki, onları dinlediğinizde ya da okuduğunuzda içinizi kemiren tek bir düşünce olur: “Ya gerçekse?” İşte bu kitap, tam da o sorunun cevabını veriyor. “Korku Hikayeleri”, Türkiye’nin dört bir yanında yaşanmış, farklı insanlar tarafından bizzat tecrübe edilmiş ve araştırmalarla desteklenmiş gerçek korku olaylarını konu alıyor.
Bu kitapta okuyacaklarınız, yalnızca birer kurgu değil. Olayların geçtiği mekanlar, tanıkların ifadeleri ve yaşanan ürkütücü anlar gerçek. Terk edilmiş evlerden gelen sesler, kimsenin yaşamadığı apartmanlarda görülen gölgeler, açıklanamayan kaybolmalar, köy efsanelerinin ardındaki korkunç gerçekler ve insanların hafızalarından asla silemedikleri olaylar… Tüm bu yaşanmışlıklar, titizlikle derlenerek ve anlatılanlara sadık kalınarak sunuluyor.
Okuma 471
Oy 55
Bölüm 28
Yorum 19
Herkese merhaba, yeni hikayemde bana eşlik etmenizi dilerim. Biraz nostaljik biraz toplumsal konulara da değinen biraz dramatik mücadelesi olan bir aşk hikayesi yazmak istedim umarım başarılı olmuşumdur.
Bebeleri pistten alalım yanlız onlara pek uygun değil 😄
yazımlar, küfür, argo söylemler, her türlü şiddet içerir.
Bitmiş bir hikayeyi fırsat buldukça düzenleyip paylaşacağım hızlı gidecek umarım 😬
İmla hatalarım olursa affola. Hadi bismillah! 😄
Başlama tarihinizi buraya bırakır mısınız?
Yorum ve puanlarla beni destekleyin lütfen ❤️
Keyifli okumalar.
Okuma 3.29k
Oy 161
Bölüm 26
Yorum 24
Wattpadde yayınlanmış ama kitappadde yeniden yayınlicaz
Okuma 1.99k
Oy 171
Bölüm 25
Yorum 9
Yaren’in babası tarafından emanet edildiği adam ile birlikte başlayan yeni hayatı. (Çok amatörüm kendimi geliştirmeye çalışıyorumm <3)
Okuma 1.14k
Oy 166
Bölüm 11
Yorum 93
Rüzgarın Esiri
Bir borç, bir bedel, bir hayatı değiştiren karşılaşma… Mafya dünyasının acımasız lideri Rüzgar, borcunu ödeyemeyen bir adamın kızını alır. Tüm hayatı, geçmişin izleri ve karanlık düşüncelerle dolu olan Serra, kendini istemediği bir dünyada bulur. Ancak zamanla, en acımasız adam bile içindeki duyguları bastıramaz.
Rüzgar, başlangıçta sadece işini yapmak isteyen bir adamdır. Ama Serra’nın varlığı, ona duygularını hatırlatır. Serra, Rüzgar’a sadece bir yük gibi görünse de, birbirlerinin en karanlık taraflarını keşfettikçe, bir bağ kurarlar. İki zıt dünyadan gelen bu iki insan, karşılarına çıkan her zorluğu birlikte aşmaya çalışırken, aralarındaki çekim büyür.
Bir yanda geçmişin acıları, diğer yanda aşkın gücü… Sadece bir kızın hayatta kalmak için verdiği savaş değil, aynı zamanda sevginin en güçlü kalıplarını kırmaya çalışan iki yüreğin savaşıdır.
Rüzgar ve Serra’nın hikayesi, sadece bir aşk değil, aynı zamanda iki ruhun birbirine kavuşmasının öyküsüdür. Gerçekten de aşkla her şeyin üstesinden gelebilir miyiz? Sonsuza kadar mutlu olabilirler mi? Hepsi, “Rüzgarın Esiri”nde sizi bekliyor.
Okuma 1.44k
Oy 46
Bölüm 26
Yorum 4
Arkadaşımın kuzenine nasıl aşık oldum görelim.
Yıl : Haziran 2013 yaz ayı
Meyra o dönemde üniversite için tercih yapmış
sonuçları bekliyor. Akşam saatlerinde mutfağı toplarken sosyal medyadan gelen mesajla heyecanlanır oğlan kızın numarasını ister böyle konuşmaya başlar. Bu arada Tercihler sonuçlanır. Buraya kadar güzel ilerlerken oğlan sorar gerçekten üniversiteye gidecek misin diye
sonrasında ilişki nasıl alt üst edilir.
Hepsi bu hikaye de
ANA KARAKTERLER
KIZIN ADI: MEYRA AYKAN 21 YAŞINDA ÜNİVERSİTE YE TERCİH YAPMIŞ SONUÇLARI BEKLİYOR. İKİ KARDEŞLER BİR KIZ KARDEŞİ VAR KARDEŞİYLE ARALARINDA BEŞ YAŞ VAR
KIZ ARKADAŞIN ADI: Süreyya IŞIK 22 yaşında kızla lise 1 den beri arkadaşlar
Kız arkadaşın kuzenin ADI: Miran EK 22 yaşında lise mezunu iş makine operatörü mesleği çalışıyor Sekiz kardeşler 4 erkek 4 kız.
Okuma 6.11k
Oy 265
Bölüm 18
Yorum 37
Ölen babasının intikamını almak için önceden çalıştığı şirkete girer ne olabilir ki
Okuma 4.59k
Oy 175
Bölüm 30
Yorum 46
Doğum gününün gecesinde ormana giden güneş acayip gözüken bir bina keşfetmişti binayı keşfettiği aynı gece binaya gizlice giren güneş binanın bir akıl hastanesi olduğunu düşünmüştü fakat bu bina aslında karanlık bir okuldu okulun öğrencileri hiç normal değillerdi çığlık sesleri okulun her bir tarafından duyuluyordu okul akıl hastanesini andırıyordu adeta ama okul normal bir öğrencinin gidebileceği bir okul değildi asla.
Okuma 2.77k
Oy 303
Bölüm 31
Yorum 81
Saltanat mı galip gelecek sevda mı? Taht için tutuşan prensese kim derman olabilirdi ki? Bir başka ülkenin şehzadesi elinden tutsa hangisi galip gelirdi? Entrikanın hatta savaşın içinde kalmış insanlar ne yapabilirdi hayatta kalmaktan başka? Tahta mı yürüyeceklerdi, yoksa bu taht birilerinin sonu mu olacaktı?
Mehpare Hatun`un yolu Mirzaoğulları ile kesişir. Uğruna canını verebileceği tahtını ardında bırakıp gitmek zorunda kalır lakin taht onun için vazgeçilmezdir. İki hanedan evladı olan, iki mühür taşıyan bu prenses artık üçüncü bir mühürle de birleşmiş olur. Bir yandan saray entrikalarıyla uğraşırken bir yandan da varisi olduğu tahtı uğruna bir şeyler yapmaya çalışır. Peki sevda bu işin neresindedir?
Taht, aşk, entrika, savaş... Kendinizi tarihsel kurgunun içinde bulacaksınız. Okuduğunuz satırlarda gerçek tarihten izler görebilirsiniz.
25.01.2021/ 17.03.2023♡
Okuma 3.28k
Oy 193
Bölüm 30
Yorum 15
Okuldaki zorbalar
Okuma 3.66k
Oy 98
Bölüm 18
Yorum 16
zaman zaman korku, zaman zaman endişe, zaman zaman heyecan...
Okuma 583
Oy 67
Bölüm 28
Yorum 3
Siz: Cin misin birader?
Mesajım anında görüldü.
0533**: Oradan bakınca öyle mi duruyorum?
0533**: Aslında sadece tanışmak için telefonunu hackleyen biriyim.
Siz: Cin olsan bu kadar korkutmazdın emin ol.
Bu yediğimiz kaçıncı telefon şakası be, bizi bozar mı?
Never, ever.
0533**: Bir dahakine öyle gelirim o zaman.
0533**: Ayrıca şarkı seçimin güzelmiş, hemen hemen aynı şeyleri dinliyoruz.
0533**: Kim bilir belki bir gün aynı şarkıyı aynı yerde yan yana dinleriz.
🖱🖱🖱
Okuma 49.59k
Oy 4.08k
Bölüm 52
Yorum 2.08k
Çıkmazdaydım,ne yapacağımı bilmiyordum onu kaybetmiştim.
Ben Aybora ALTINOK
Sevdiğim kadınla zorla evlenmiştim ve benim yüzümden kollarımda *lmesine sebep olmuştum
Okuma 3.59k
Oy 1.52k
Bölüm 22
Yorum 203
Kaosun yankıları, dünyanın derinliklerinden yeniden yükseliyor. Malven’in ve arkadaşlarının peşinden sürüklenirken, gizemli güçler ve eski düşmanlar gün yüzüne çıkıyor. Her adım, felaketin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Fakat bu fırtına, geçmişin sırlarını da açığa çıkaracak; her şeyin temeli, beklenmedik bir şekilde sarsılacak.
Malven, kaybıyla yüzleşirken, kardeşinin ölümünden ve platonik aşkından gelen karanlık yankılarla boğuşur. Bu yolculukta, her bir dostu ve düşmanı yeni bir testten geçmek zorunda kalacak. Kader, artık sadece bir seçenek değil; bir zorunluluk. Fakat felaketin ardında, beklenmeyen bir güç uyanıyor.
Tüm bildikleri sarsılacak, her şey sorgulanacak. Fırtınanın içindeki karanlık, artık her bir adımda daha da belirginleşiyor. Kimin gerçek dost, kimin ise en büyük düşman olduğunu anlamak için çok geç olabilir.
Bir sır, tüm dünyayı değiştirebilir…
Felaketin ardında, bir fırtına bekliyor.
Okuma 58
Oy 30
Bölüm 23
Yorum 5
Benim için değerli önemli kıymet verdiğim tek sevdiğim kalbi güzel insana nişanlıma hitaben ✍️😇
Okuma 615
Oy 128
Bölüm 25
Yorum 3
GÖKYÜZÜ VE YERYÜZÜNÜN HASRETİ İKİ BEDENDE CAN BULMUŞTU ARTIK, ONLAR BİRBİRİNE ÇOK YAKIN AMA ASLA KAVUŞAMAYACAK İKİ KALPTİ.
İntikam ateşiyle dört kişinin yolları hiç ayrılmamak üzere kesişir.
Bundan sonrası onlar için daha zordur çünkü hayatlarının en büyük parçaları yok olmuştur.
Ateş ve su ikinci perde ile devam...
Okuma 322
Oy 163
Bölüm 21
Yorum 4
Tiktoktan gelen kisiler dizinin devami bu kitap
Okuma 2.15k
Oy 92
Bölüm 24
Yorum 7
.
"Bana itaat edeceksin! Babam parmağındaki yüzüğü taktırmak için babana milyonlar döktü."
Gözlerimi kapatıp yaşları geri göndermeye çalıştım.
"Bunların hiçbirini ben istemedim. Sana asla itaat etmeyeceğim."
"Sen benim tutsağımsın Elmas Arıcı. Bu gördüğün şatafatlı ev, bu dünya, çevrendeki insanlar ve daha nicesi senin kafesin. Ve ben sana bu kafesi bile dar edeceğim."
Okuma 30.44k
Oy 1.47k
Bölüm 37
Yorum 291
Harbi Barbie`ler grubundan bir yeni mesajınız var✨
Zümra: KIZLAR BEN BİR HALT YEDİM!
Safir: Ya sabır! Bu saatte bir halt yenir mi Zümra?! El insaf ama kızım!
Hazan: Ay siz vampir misiniz? Bu saatte bir insan niye uyanık olur ki? ZIBARIN LAN!
***
Üç kız arkadaş her zaman yaptıkları gibi bir akşam konser görevlisi olarak bir konser alanına giderler.
Ana karakterimiz Safir görev başındayken sahneye çıkmak isteyen bir adamı tehdit eder ancak onun ünlü şarkıcı Evren Karhanlıoğlu olduğunu öğrenince işler kızışır.
Üç arkadaşın çalışmak için gittikleri o yerde başlarına geleceklerden haberi yoktu...
Tıpkı başlarına aldıkları belanın uzak yıldızlar kadar göz alıcı olduğunu bilmedikleri gibi...
Okuma 10.39k
Oy 1.85k
Bölüm 44
Yorum 2.03k
Ayrı yerlerde yaşayan insanlar, bir başka insanın kaderini değiştirebilir mi? Aylardır dışarı çıkmadım. Hangi ayın kaçıncı gecesini yaşıyorum, bilemiyorum. Dışarıdan gelen sesler beni korkutuyor. Neden gündüz olması gereken zamanda geceyi yaşıyoruz? Güneş nereye gitti? Kımıldayamıyorum ama zorlamalıyım kendimi, kalbim neden bu kadar hızlı atıyor...? Bu duygu bana yabancı... Gözyaşlarım akıyor... Niye bu kadar üzgünüm... Hatırlamıyorum...! Kalkmalıyım...!
Sonunda kapıya ulaşabildim...! Kapıyı açmamla rüzgârı hissettim ve Güneş her şeye rağmen buradayım dercesine, gönderdi ışıklarını bana... Sonra ayak sesleri duydum... Yanıma birileri geldi;
-” Sonunda uyandın...!” diyerek bana sarıldılar. O andan itibaren bu yedi kişiyi hiç bırakmadım. Onlar bana Army dedi, ben de Onlara BTS...! Varlığınız için teşekkür ederim. 🤗💜
Okuma 460
Oy 104
Bölüm 20
Yorum 50
Trend olan film dizi ve kitap önerileri
Okuma 1.57k
Oy 125
Bölüm 34
Yorum 10
Kendi yangını içinde yanıp tutuşanlara... sende bir yangının içindesin farkında değil misin?
Geçmişten gelen intikam ateşiyle dört kişinin yolu bir daha ayrılmamak üzere kesişir. Başlarına gelen şeylerden sonra çıkışları hep kasvetlidir ama işin sonunda bir arada olmayı hep başarırlar, tek bir an hariç..
-İkinci serisi çok yakında gelecek.-
Okuma 719
Oy 350
Bölüm 28
Yorum 6
Bazı hayatlar gibi bazı insanlarda yarım kalır
"Biz yine iki yabancıydık ama bu sefer anılarşa birlikte... "
Okuma 1.28k
Oy 119
Bölüm 13
Yorum 42
Bu kitapta gerçek hayat hikayesinden biraz esinlenmiştir unutmayın bu kitap korku kitabı bir kaç yani 4 arkadaş vardır 2 kız 2 erkek şekilde
Adları ise
Alya ve abisi Kaan
Su ve abisi sarp
Mitoma son zamanlarda herkesin oynuyor olduğu Büyülü dünyanın kurtarıcısı isimli oyunun kullanıcılarındandı. Oyun içinde birbirinden farklı karakterler vardı. Büyücüler, kara büyücüler şövalyeler, rahipler, barbarlar ve iblislerin olduğu bir dünyada karakterler akademi ortamında kimisi birbirleriyle ittifak kurarak güçlenmeyi ve dünyayı kurtarmak isterken diğer bir ittifak grubu sahip olduğu potansiyel ile dünyayı hükmetmek istiyordu . Ancak bir kişi onlardan farklıydı oyun içerisinde nerdeyse kimsenin kullanmadığı bir karakter vardı. Kullanım şekli aşırı zor olan bir karakter vardı. Oyun içinde hiç büyü enerjisine sahip olmayan tek karakter. Ancak oyun içinde bu karakter oyun içinde hiçbir karakterin sahip olmadığı bazı ayrıcalıklara sahipti.
1. Bu karaktere karşı yapılan saldırılarının isabet oranı yüzde elliydi. Bu özellikle fazla enerji gereksinimi taşıyan saldırılara karşı oldukça kullanışlı bir etki
2. Bu karakter oyunun en hızlı ve çevik karakteriydi. Ve ona yapılan saldırıların kendisi bile ondan hızlı olursa tespit denen yeteneği ile olduğundan iki kat daha hızlı olur
3. Bu karakter oyun içerisinde ki barbar sunıfı Bir annenin ve şövalye sınıfı Bir babanın bir evladı olarak dünyaya gelmişti. sahip olduğu Yoshido kılıç tekniğine sahip oyun içerisindeki samuray sınıfı tek karakterdi . Ancak anne ve babası birlikte olabilmek için ailelerini geride bıraktı. Ancak karakterin doğduğu gün ikisine de aileleri tarafından saldırı düzenlendi babası karakterin annesi ile kaçabilmesi için ona saldırı düzenleyen herkese karşı savaştı. Ancak bu onun ölmesine mani olunamadı. Annesi yaralı bir şekilde karakter ile birlikte karlı bir tepenin üzerine kadar ulaştı . annesi ölürken gördüğü son şey bir yetimhane binası oldu. Yetimhanede kiler kadını kurtaramasada karakteri kurtarmışlardı. Fakat bu karakter oyun içinde tamamen yalnız bir adam olarak tasarlanmıştı. Ne oyun içinde ki kadın baş kahraman Leone ve müttefiklerine de oyunun baş kötüsü Velkoz ve onun müttefikleri onu yanına çekememişti. O tamamen kendi adına o akademi de okuyup kendi adına yaşayarak hem yeteneğine hem de yeteneğine muhtaç olan dünyayı kendinden mahrum ederek ailesini kendinden koparan dünyadan kendince intikam almıştı. Ve bu karakterin adı Yoshido`ydu
Gerçek dünyada
Mitoma her gün oynadığı büyülü dünyanın kurtarıcısı oyununda günlerdir beklenen güncelleme geldi. Güncellemeye göre oyuna başka bir dünyanın yarı tanrısı olarak tanımlanan bir karakter olan Tiran şaman Kam Boran isimli bir karakter vardı. Global boss olarak tasarlanan bu karakter ile kapışmak üzere oyuna girdi kullanım şekli aşırı zor olan bu karakter ile sonuna kadar devam etti. Onun ne kadar güçlü olduğunu anlayınca Yoshido`nun özel saldırısını kullanıcaktı. Kun Peng denen bu saldırı rakip yeterince can kaybı yaşaması durumunda rakibi tamamen öldüren bir saldırıyı. Ancak yüzde elli ihtimal ile kendisi de ölecekti.
Ölmese bile canı yalnızca 1 e inecekti. Ancak Mitoma şans seviyesini maksimuma çıkarmıştı. Gölgesi içinden dev kanatlara sahip devasa simsiyah bir koi balığı çıkıp geyik başlı asaya sahip gölgeden ibret vücudu ve masmavi gözlere sahip olan Kam boran ı yuttuğu vakit patlamıştı. Ve can barı 1 e indi. O sırada gördüğü son şey ise tozlarına ayrılan Kam Boran dı
Mitoma tatmin olmuş bir his ile oturduğu sandalyeye yaslandı. Ancak bir anda ekranda bir şey belirdi. Ekranda
2.Aşamaya geçiliyor
Yazılıydı. Mitoma nın ekranı aniden parladı. Ve gözlerini açtığında. Kendisi oynadığı oyunun içindeydi. Ancak o Yoshido`nun bebek halindeydi. Bu Yoshido`nun annesini hkayede kaybettiği andı.
Görünüşte sıradan bir kolej hayatı, ama perde arkasında gizemler, çatışmalar ve oyunlarla dolu bir hikâye… Defne’nin, sırlarla dolu bir yolculuğa çıkıp arkadaşlık, ihanet, aşk ve rekabetle yüzleştiği bu okulda her gün yeni bir sürprizle karşılaşıyoruz.
_______________________________________________
Bu kitabım 15 Bölümden oluşacaktır.
Bir zamanlar huzur vardı. Bir zamanlar denge… Ama şimdi, her şey değişiyor.
Malven, içindeki karanlıkla yıllarca savaştı. Şimdi, bu karanlık onun en büyük düşmanı olacak. Kendisinin ve dünyasının kaderini değiştirecek bir yolculuğa çıkmak zorunda.
Fakat yolculuk yalnızca bir kişinin değil, birkaç hayatın kesiştiği bir an. Malven, dostlarıyla birlikte, kaybolan krallıkları, kaybolan zamanları, kaybolan insanları bulmak için yola koyulacak. Her adımda, her yeni keşifte daha derin bir boşlukta olduklarını hissedecekler. Arkasında gölgeler, etrafında sessizlik… Her şeyin ardında, her şeyin ötesinde bekleyen bir felaket var. Ve bu felaketten kaçış yok.
Allah der ki; " Kimi benden çok seversen, onu senden alırım." Ve ekler; " onsuz yaşayamam deme, seni onsuzda yaşatırım."
Burası İstanbul. Dışından güzelliğiyle yakar. Ama içine girdiğinde seni yakar. Derdi yok, ama içindekilerinin suçu çok. İçine girince, bu şehir niye bu kadar karanlık dersin.
Karanlık sokaklarında, beni kurtar diye bağırırsın. Ama sesini kimse duymaz. Merak etme, kimse duymuyorsa ben duyarım. Sen şimdi diyeceksin ki, sen ölmedin mı? Hayır. Cinayetin başkomiseri Yavuz Kılıç ben. Öldü sanılmıştım, geri döndüm.
Her zaman olduğu gibi adaletin peşindeyim, İstanbul’un karanlık köşelerinde adaleti arayanlar. Bu şehirde sessiz kalanların sesi, kaybolanların iziyiz biz. Yeniden buradayım ve bu karanlık sona erecek...
“Bedenler değişebilir, ama ruhlar birbirini hep bulur…”
Soğuk, sanki kemiklerinin içine işliyordu.
Uyandığında burnuna ilk çarpan şey, rutubetli ahşap kokusuydu. Tozla karışmış eski bir evin yalnızlığı.
Gözlerini araladığında bir tavan gördü; ahşap kirişleri çatlamış, aralarından örümcek ağları sarkıyordu.
Birden oturdu, kalbi göğsünü yumrukluyordu.
Kimsin sen?
Neresi burası?
Neden hatırlamıyorsun?
Etrafına bakındı. Oda küçüktü. Solgun ışık perdelerin ardından sızıyor, duvarlara asılı gölgeleri dans ettiriyordu.
Yatak, eskiydi. Örtü yıpranmış, kenarında harfler işlenmişti: “E.A
Ellerini yüzüne götürdü. Soğuk ten.
Ama… bu onun yüzü değildi.
Yüz hatları farklıydı. Eller daha zarif, daha narindi.
Ayağa kalktı, sendeledi.
Yerdeki aynaya doğru yürüdü, ağır adımlarla.
Ve o an, göz göze geldiği yansıma…
yabancıydı.
Korkudan çığlık atmak istedi ama boğazında bir yumru vardı.
Derin derin nefes aldı.
Bu kadın kimdi?
Ve neden onun bedenindeydi?
Karanlık, artık sadece bir tehdit değil; Vira’thal’ın her köşesinden yükselen, her kalpte yankı bulan bir gerçektir. Kaos ve yıkım, son bir kez daha ayaklanmaya hazırlanırken, herkesin kaderi belirlenmek üzeredir.
Malven ve dostları, yıkımın eşiğine gelen dünyayı kurtarmak için son bir mücadeleye girişir. Ancak düşmanları yalnızca dışarıda değil, aynı zamanda içlerindedir. Güçlü birihaneden yükselen gizli entrikalar, geçmişin öfkesi ve son umutları tehdit ederken, herkes en karanlık yüzleriyle yüzleşmek zorunda kalacaktır.
Tüm dengeler değişiyor. Ve bu kez, kazanmak ya da kaybetmekten çok daha fazlası var.
Öykü’nün Dünyası – Türk Tarihinin Kahramanları adlı kitap, çocuklara Türk tarihinin farklı dönemlerinden öne çıkan kahramanları tanıtmayı amaçlayan, eğlenceli ve öğretici bir yolculuk hikâyesidir. Bu kitap, 7-12 yaş grubundaki çocukların ilgisini çekecek şekilde tasarlanmıştır. Hikâyenin başkahramanı Öykü, sihirli kitabı sayesinde tarihin kapılarını aralayarak, birbirinden farklı dönemlerde yaşamış önemli şahsiyetlerle tanışır. İşte bu yolculuk boyunca hem tarihten keyifli anekdotlar öğrenecek hem de karakterlerin ilham veren yönlerini keşfedeceksiniz.
---
Kitabın Teması ve Kurgusu
Ana Karakter: Öykü
Öykü, meraklı ve öğrenmeye hevesli bir çocuktur. Elindeki sihirli kitap, ona zamanın ve mekânın sınırlarını aşma imkânı verir. Her bölümde farklı bir tarihi döneme giderek oradaki kahramanlarla tanışır.
Zaman Yolculuğu
Öykü, kitabın sayfalarını çevirdikçe bambaşka çağlara ve coğrafyalara adım atar. Göktürkler döneminden Osmanlı’nın yükselişine, Cumhuriyet’in ilk yıllarından modern bilim insanlarına kadar geniş bir zaman dilimini kapsar.
Tarihi Şahsiyetler
Kitapta, Türk tarihine damga vurmuş liderler, sanatçılar, bilim insanları ve düşünürler yer alır. Örneğin, Bilge Kağan’dan Mimar Sinan’a, Hazerfen Ahmet Çelebi’den Piri Reis’e, Sabiha Gökçen’den Cahit Arf’a kadar pek çok ismin hem yaşam öyküsü hem de mirasları anlatılır.
Eğlenceli ve Öğretici Anlatım
Her bölüm, çocukların ilgisini çekecek şekilde kurgulanmıştır. Öykü, gittiği dönemde o karakterin en önemli özelliğini veya başarısını yakından görür. Böylece çocuklar tarihî bilgileri bir macera eşliğinde öğrenir.
Herkese merhaba. Ben Sümeyra Akkılıç. Namı diğer Papatya. Kitaplara, onların dünyalarına aşığım. Böyle bir dünya kurmak istedim. Zihnimdekileri ve kalbimdekileri aktardığım bu öyküde biri aşka aşık, biri aşka kırgın iki kişinin hikâyesine tanıklık edeceksiniz.
Papatya aşkı aşık, aşk kitaplarına bayılan, romantik bir kızdır. Toprak ise geçmişte yaşadığı sıkıntıların izini taşıyordur kalbinde. Aşk defteri onun için çoktan kapanmıştır. Ve kader bu iki insanı bir araya getirir.
Öykü’nün Dünyası, 7-12 yaş arası çocuklar için eğlenceli ve öğretici hikâyelerden oluşan büyülü bir macera kitabıdır. Ana karakterimiz Öykü, hayal gücü çok geniş, maceraperest bir kızdır. Bir gün odasında eski bir kitap bulur. Kitabı açtığında, kelimelerin arasından bir ışık yayılır ve kendini büyülü bir dünyada bulur.
Bu dünya, farklı diyarlarla doludur: konuşan hayvanlar, sihirli şehirler, zamanı kontrol eden saat kuleleri, rüya fabrikaları, uzayın derinliklerine açılan kapılar… Öykü, her bölümde farklı bir diyara gider ve her macerasında önemli bir ders öğrenir. Dostluk, cesaret, doğa sevgisi, bilim, sanat, hayal gücü gibi değerleri keşfeder.
Öykü, bazen bir zaman yolculuğuna çıkar, bazen uzaya uçan bir gemiye biner, bazen ise denizlerin altındaki gizli bir şehri keşfeder. Okuyucular da onunla birlikte bu büyülü dünyada yolculuk yapar, heyecan verici bulmacaları çözer ve her hikâyeden yeni bilgiler öğrenirler.
Bu kitap, sadece okumak değil, aynı zamanda hayal kurmak isteyen çocuklar için!
Luna en yakın arkadaşı ve kuzeni ile küçükken bir macerada kaybolan ailesini bulmak için yollar arar. Gemisi Ayışığı ile adaları dolaşıp korsan konseyini toplamayı amaçlar. Sizce başarabilecek mi? Yoksa bir tutsak olarak mı kalacak?
İyi okumalar dileriiim✨✨✨
Hiç doğmamış yaşamları duydunuz mu ?
Bir bedende sıkışmış iki ruhtur onlar
Bazen asi sosyal medya fenaomeni olan büyük abla bazen yeni yazar olan kütüphanede çalışan bir kardeş.
Peki aşk yazarın kapısını çalarsa bir imza gününe giderken havalimanında tatlı ve sevimsiz bir karşılaşma yaşanırsa yazarın başına ne gelecek. Havalimanda çalışan polis durumu anlamaz ve yazarın kalbini kırarsa. Tüm bunlar bu kurgunun içinde
Yazar notu ( bu çok eski bir kurgumun yeniden düzenlenmesiyle üniversite değilde meslekleri ele almış seviyedir. )
" İzin peşinden gelen dumanın hikayesi"
Üçleme şeklinde olacak şuan paylaştığım bölümler kayıp ruhlara ait.
Bir yangındı Talay` ın sevdiğini alan
Bir yangındı Arkın` ın sevdiğini yok eden
"Seni özledim, Asi Anka."
Talay, yıllar önce kaybettiği sevgilisinin mezarına bile alışmıştı. Ama bir gece kaçırıldığında, karşısında onu izleyen zümrüt gözleri buldu. Arkın Velkar yaşıyordu. Ve bu kez gitmeye niyeti yoktu.
4 liselinin okulda zombi salgını patlak vermesi sonucu hem hayata hemde bir birine aşık 4 çift için hayat hem Zorlu hemde güçlü kalması gereken bi kitap okumanızı öneririm hikâye direk içine çekiyor insanı
Elif, ailesinden kalan konakta geçmişin izini sürerken, eski bir aynayla karşılaşır.
O ayna ne yansımayı gösteriyor… ne de gerçeği saklıyor.
Unuttuğu bir gecenin yankısı, her bakışta daha da derinleşir.
Fısıltılar artar, gölgeler yaklaşır ve ayna, yalnızca Elif’in değil, herkesin yüzleşmesi gereken karanlığı ortaya çıkarır.
Çünkü bazı aynalar sadece yansıtmaz… Hatırlatır.
“Bazen insan, en çok kendine ağırlık eder...”
Asya, ne çocuktu ne de genç kız. O sadece, herkesin görmezden geldiği bir yükün taşıyıcısıydı. Sessizliğinde haykıran, gülüşlerinde kırılan, her adımında biraz daha yalnızlaşan bir ruhtu.
Arkadaşsız bir çocukluk, kırılmış bir güven, derinleşen bir yalnızlık... Ve sonra gelen bir dönüşüm. Asya artık ne kırılgandı ne de sessiz. O artık susarak can yakan, bakışlarıyla susturan biri olmuştu.
“Yükler Altında”, görünmeyen acıların, bastırılmış çığlıkların ve insanın içindeki karanlıkla verdiği savaşın romanı.
Bu sadece bir genç kızın hikayesi değil; bu, hayatta kalmaya çalışan herkesin sessizce fısıldadığı çığlığın yankısı.
Ve bir gün…
Kraliçe, halkının arasında yürürken bir çocuk sordu:
“Kraliçem, en büyük savaşınız neydi?”
Elisa gülümsedi.
Başını göğe kaldırdı.
“Sevdiğim adamı düşman sanmaktı.”
Bolca kan ve bolca vahşet. Bu bana büyük bir zevk vermemeliydi. Bu beni eğlendirmemeliydi. İnsanların acı haykırışları güzel bir müzik melodisi gibiydi.
Velmora, büyünün her köşesine işlediği bir diyardır, ancak lanetli büyülerin yükselmesiyle karanlık her geçen gün daha da derinleşmektedir. Krallıklar arasındaki güç mücadelesi, eski emirlerin gölgesinde bir kez daha alevlenir.
Her büyü, yalnızca güç değil, aynı zamanda bir lanet taşır. Her emir, sırlarla doludur ve bu sırlar yalnızca itaat edenlerin değil, isyanın da içinde gizlidir. Bu topraklarda hayatta kalabilmek, sadece güce sahip olmayı değil, karanlıkla yüzleşmeyi gerektirir.
Sireva Noctharn, lanetli büyüyle olan bağını çözüp geçmişin karanlık sırlarını ortaya çıkarmaya çalışan genç bir kızdır. Başka bir adam ise, kaybolmuş bir gücü yeniden bulma peşindedir. Birlikte, diyarı tehdit eden eski bir gücü uyandıracaklardır. Ancak bu yolculuk, yalnızca geçmişin sırlarını değil, kendilerinin de en derin korkularını ortaya koyacaktır.
Velmora, büyünün ve karanlığın gölgesinde, sadece hayatta kalmak değil, geçmişin ve geleceğin kaderini değiştirmek için bir mücadelenin başladığı yerdir.
İlk Nefes, Atatürk dönemi Türkiye’sinde geçen, gerçek olaylara dayanan tarihi bir romandır. Cumhuriyet`in ilk yıllarındaki toplumsal, siyasal ve askeri mücadelenin derinliklerine inen bu eser, dönemin bilinmeyen yönlerini ve perde arkasındaki kahramanları gözler önüne serer.
Kitap, Atatürk ve arkadaşlarının, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini kazanmasının ardından Cumhuriyet’i inşa ederken karşılaştıkları zorlukları anlatır. Hem halkın hem de devrimci kadronun gösterdiği fedakarlıklar, yapılan devrimler ve bu devrimlerin getirdiği toplumsal değişim, kitabın temel dinamiklerini oluşturur. Anlatım, hem tarihi bir belge olma özelliği taşırken, hem de okuyucuya duygusal bir bağ kurma fırsatı sunar.
İlk Nefes, Atatürk’ün vizyonunu, Cumhuriyet’in temellerinin atılmasını ve bu sürecin ne denli büyük fedakarlıklar gerektirdiğini etkileyici bir şekilde aktarır. Kitap, okuyucuyu dönemin atmosferine çekerken, yalnızca büyük liderlerin değil, bu tarihi değişimi gerçekleştiren sessiz kahramanların da öyküsünü anlatır. Hem bilgilendirici hem de duygusal bir yolculuğa çıkararak, Cumhuriyet`in ilk yıllarındaki mücadeleyi anlamanızı sağlar.
Yukardak tanıtım Instagram hikaye boyutunda siyak yanları ve çok gerçekçi olsun
Hatay Tarihi: Medeniyetlerin Kavşağında Bir Şehir
Hatay, binlerce yıllık tarihi boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürel ve dini çeşitliliğiyle öne çıkan bir şehirdir. Dünyanın en eski yerleşimlerinden biri olan bu topraklar, Hititlerden Roma`ya, Bizans`tan Osmanlı`ya kadar birçok büyük uygarlığın izlerini taşımaktadır.
Bu kitap, Hatay’ın köklü tarihini, stratejik konumunun ona kazandırdığı önemini, ticaret yollarındaki rolünü ve kültürel zenginliklerini detaylı bir şekilde ele alıyor. St. Pierre Kilisesi’nden Habib-i Neccar Camii’ne, Antakya Mozaik Müzesi’nden Asi Nehri’ne kadar şehrin simge yapılarının ve doğal güzelliklerinin izini sürerken, Hatay’ın tarihi süreç içindeki dönüşümünü de anlatıyor.
Hatay Tarihi, sadece geçmişi öğrenmek isteyenler için değil, bu benzersiz kentin kültürel mirasına daha yakından bakmak isteyen herkes için önemli bir kaynak niteliğinde.
Mitoma son zamanlarda herkesin oynuyor olduğu Büyülü dünyanın kurtarıcısı isimli oyunun kullanıcılarındandı. Oyun içinde birbirinden farklı karakterler vardı. Büyücüler, kara büyücüler şövalyeler, rahipler, barbarlar ve iblislerin olduğu bir dünyada karakterler akademi ortamında kimisi birbirleriyle ittifak kurarak güçlenmeyi ve dünyayı kurtarmak isterken diğer bir ittifak grubu sahip olduğu potansiyel ile dünyayı hükmetmek istiyordu . Ancak bir kişi onlardan farklıydı oyun içerisinde nerdeyse kimsenin kullanmadığı bir karakter vardı. Kullanım şekli aşırı zor olan bir karakter vardı. Oyun içinde hiç büyü enerjisine sahip olmayan tek karakter. Ancak oyun içinde bu karakter oyun içinde hiçbir karakterin sahip olmadığı bazı ayrıcalıklara sahipti.
1. Bu karaktere karşı yapılan saldırılarının isabet oranı yüzde elliydi. Bu özellikle fazla enerji gereksinimi taşıyan saldırılara karşı oldukça kullanışlı bir etki
2. Bu karakter oyunun en hızlı ve çevik karakteriydi. Ve ona yapılan saldırıların kendisi bile ondan hızlı olursa tespit denen yeteneği ile olduğundan iki kat daha hızlı olur
3. Bu karakter oyun içerisinde ki barbar sunıfı Bir annenin ve şövalye sınıfı Bir babanın bir evladı olarak dünyaya gelmişti. sahip olduğu Yoshido kılıç tekniğine sahip oyun içerisindeki samuray sınıfı tek karakterdi . Ancak anne ve babası birlikte olabilmek için ailelerini geride bıraktı. Ancak karakterin doğduğu gün ikisine de aileleri tarafından saldırı düzenlendi babası karakterin annesi ile kaçabilmesi için ona saldırı düzenleyen herkese karşı savaştı. Ancak bu onun ölmesine mani olunamadı. Annesi yaralı bir şekilde karakter ile birlikte karlı bir tepenin üzerine kadar ulaştı . annesi ölürken gördüğü son şey bir yetimhane binası oldu. Yetimhanede kiler kadını kurtaramasada karakteri kurtarmışlardı. Fakat bu karakter oyun içinde tamamen yalnız bir adam olarak tasarlanmıştı. Ne oyun içinde ki kadın baş kahraman Leone ve müttefiklerine de oyunun baş kötüsü Velkoz ve onun müttefikleri onu yanına çekememişti. O tamamen kendi adına o akademi de okuyup kendi adına yaşayarak hem yeteneğine hem de yeteneğine muhtaç olan dünyayı kendinden mahrum ederek ailesini kendinden koparan dünyadan kendince intikam almıştı. Ve bu karakterin adı Yoshido`ydu
Gerçek dünyada
Mitoma her gün oynadığı büyülü dünyanın kurtarıcısı oyununda günlerdir beklenen güncelleme geldi. Güncellemeye göre oyuna başka bir dünyanın yarı tanrısı olarak tanımlanan bir karakter olan Tiran şaman Kam Boran isimli bir karakter vardı. Global boss olarak tasarlanan bu karakter ile kapışmak üzere oyuna girdi kullanım şekli aşırı zor olan bu karakter ile sonuna kadar devam etti. Onun ne kadar güçlü olduğunu anlayınca Yoshido`nun özel saldırısını kullanıcaktı. Kun Peng denen bu saldırı rakip yeterince can kaybı yaşaması durumunda rakibi tamamen öldüren bir saldırıyı. Ancak yüzde elli ihtimal ile kendisi de ölecekti.
Ölmese bile canı yalnızca 1 e inecekti. Ancak Mitoma şans seviyesini maksimuma çıkarmıştı. Gölgesi içinden dev kanatlara sahip devasa simsiyah bir koi balığı çıkıp geyik başlı asaya sahip gölgeden ibret vücudu ve masmavi gözlere sahip olan Kam boran ı yuttuğu vakit patlamıştı. Ve can barı 1 e indi. O sırada gördüğü son şey ise tozlarına ayrılan Kam Boran dı
Mitoma tatmin olmuş bir his ile oturduğu sandalyeye yaslandı. Ancak bir anda ekranda bir şey belirdi. Ekranda
2.Aşamaya geçiliyor
Yazılıydı. Mitoma nın ekranı aniden parladı. Ve gözlerini açtığında. Kendisi oynadığı oyunun içindeydi. Ancak o Yoshido`nun bebek halindeydi. Bu Yoshido`nun annesini hkayede kaybettiği andı.
Görünüşte sıradan bir kolej hayatı, ama perde arkasında gizemler, çatışmalar ve oyunlarla dolu bir hikâye… Defne’nin, sırlarla dolu bir yolculuğa çıkıp arkadaşlık, ihanet, aşk ve rekabetle yüzleştiği bu okulda her gün yeni bir sürprizle karşılaşıyoruz.
_______________________________________________
Bu kitabım 15 Bölümden oluşacaktır.
Bir zamanlar huzur vardı. Bir zamanlar denge… Ama şimdi, her şey değişiyor.
Malven, içindeki karanlıkla yıllarca savaştı. Şimdi, bu karanlık onun en büyük düşmanı olacak. Kendisinin ve dünyasının kaderini değiştirecek bir yolculuğa çıkmak zorunda.
Fakat yolculuk yalnızca bir kişinin değil, birkaç hayatın kesiştiği bir an. Malven, dostlarıyla birlikte, kaybolan krallıkları, kaybolan zamanları, kaybolan insanları bulmak için yola koyulacak. Her adımda, her yeni keşifte daha derin bir boşlukta olduklarını hissedecekler. Arkasında gölgeler, etrafında sessizlik… Her şeyin ardında, her şeyin ötesinde bekleyen bir felaket var. Ve bu felaketten kaçış yok.
Allah der ki; " Kimi benden çok seversen, onu senden alırım." Ve ekler; " onsuz yaşayamam deme, seni onsuzda yaşatırım."
Burası İstanbul. Dışından güzelliğiyle yakar. Ama içine girdiğinde seni yakar. Derdi yok, ama içindekilerinin suçu çok. İçine girince, bu şehir niye bu kadar karanlık dersin.
Karanlık sokaklarında, beni kurtar diye bağırırsın. Ama sesini kimse duymaz. Merak etme, kimse duymuyorsa ben duyarım. Sen şimdi diyeceksin ki, sen ölmedin mı? Hayır. Cinayetin başkomiseri Yavuz Kılıç ben. Öldü sanılmıştım, geri döndüm.
Her zaman olduğu gibi adaletin peşindeyim, İstanbul’un karanlık köşelerinde adaleti arayanlar. Bu şehirde sessiz kalanların sesi, kaybolanların iziyiz biz. Yeniden buradayım ve bu karanlık sona erecek...
“Bedenler değişebilir, ama ruhlar birbirini hep bulur…”
Soğuk, sanki kemiklerinin içine işliyordu.
Uyandığında burnuna ilk çarpan şey, rutubetli ahşap kokusuydu. Tozla karışmış eski bir evin yalnızlığı.
Gözlerini araladığında bir tavan gördü; ahşap kirişleri çatlamış, aralarından örümcek ağları sarkıyordu.
Birden oturdu, kalbi göğsünü yumrukluyordu.
Kimsin sen?
Neresi burası?
Neden hatırlamıyorsun?
Etrafına bakındı. Oda küçüktü. Solgun ışık perdelerin ardından sızıyor, duvarlara asılı gölgeleri dans ettiriyordu.
Yatak, eskiydi. Örtü yıpranmış, kenarında harfler işlenmişti: “E.A
Ellerini yüzüne götürdü. Soğuk ten.
Ama… bu onun yüzü değildi.
Yüz hatları farklıydı. Eller daha zarif, daha narindi.
Ayağa kalktı, sendeledi.
Yerdeki aynaya doğru yürüdü, ağır adımlarla.
Ve o an, göz göze geldiği yansıma…
yabancıydı.
Korkudan çığlık atmak istedi ama boğazında bir yumru vardı.
Derin derin nefes aldı.
Bu kadın kimdi?
Ve neden onun bedenindeydi?
Karanlık, artık sadece bir tehdit değil; Vira’thal’ın her köşesinden yükselen, her kalpte yankı bulan bir gerçektir. Kaos ve yıkım, son bir kez daha ayaklanmaya hazırlanırken, herkesin kaderi belirlenmek üzeredir.
Malven ve dostları, yıkımın eşiğine gelen dünyayı kurtarmak için son bir mücadeleye girişir. Ancak düşmanları yalnızca dışarıda değil, aynı zamanda içlerindedir. Güçlü birihaneden yükselen gizli entrikalar, geçmişin öfkesi ve son umutları tehdit ederken, herkes en karanlık yüzleriyle yüzleşmek zorunda kalacaktır.
Tüm dengeler değişiyor. Ve bu kez, kazanmak ya da kaybetmekten çok daha fazlası var.
Öykü’nün Dünyası – Türk Tarihinin Kahramanları adlı kitap, çocuklara Türk tarihinin farklı dönemlerinden öne çıkan kahramanları tanıtmayı amaçlayan, eğlenceli ve öğretici bir yolculuk hikâyesidir. Bu kitap, 7-12 yaş grubundaki çocukların ilgisini çekecek şekilde tasarlanmıştır. Hikâyenin başkahramanı Öykü, sihirli kitabı sayesinde tarihin kapılarını aralayarak, birbirinden farklı dönemlerde yaşamış önemli şahsiyetlerle tanışır. İşte bu yolculuk boyunca hem tarihten keyifli anekdotlar öğrenecek hem de karakterlerin ilham veren yönlerini keşfedeceksiniz.
---
Kitabın Teması ve Kurgusu
Ana Karakter: Öykü
Öykü, meraklı ve öğrenmeye hevesli bir çocuktur. Elindeki sihirli kitap, ona zamanın ve mekânın sınırlarını aşma imkânı verir. Her bölümde farklı bir tarihi döneme giderek oradaki kahramanlarla tanışır.
Zaman Yolculuğu
Öykü, kitabın sayfalarını çevirdikçe bambaşka çağlara ve coğrafyalara adım atar. Göktürkler döneminden Osmanlı’nın yükselişine, Cumhuriyet’in ilk yıllarından modern bilim insanlarına kadar geniş bir zaman dilimini kapsar.
Tarihi Şahsiyetler
Kitapta, Türk tarihine damga vurmuş liderler, sanatçılar, bilim insanları ve düşünürler yer alır. Örneğin, Bilge Kağan’dan Mimar Sinan’a, Hazerfen Ahmet Çelebi’den Piri Reis’e, Sabiha Gökçen’den Cahit Arf’a kadar pek çok ismin hem yaşam öyküsü hem de mirasları anlatılır.
Eğlenceli ve Öğretici Anlatım
Her bölüm, çocukların ilgisini çekecek şekilde kurgulanmıştır. Öykü, gittiği dönemde o karakterin en önemli özelliğini veya başarısını yakından görür. Böylece çocuklar tarihî bilgileri bir macera eşliğinde öğrenir.
Herkese merhaba. Ben Sümeyra Akkılıç. Namı diğer Papatya. Kitaplara, onların dünyalarına aşığım. Böyle bir dünya kurmak istedim. Zihnimdekileri ve kalbimdekileri aktardığım bu öyküde biri aşka aşık, biri aşka kırgın iki kişinin hikâyesine tanıklık edeceksiniz.
Papatya aşkı aşık, aşk kitaplarına bayılan, romantik bir kızdır. Toprak ise geçmişte yaşadığı sıkıntıların izini taşıyordur kalbinde. Aşk defteri onun için çoktan kapanmıştır. Ve kader bu iki insanı bir araya getirir.
Öykü’nün Dünyası, 7-12 yaş arası çocuklar için eğlenceli ve öğretici hikâyelerden oluşan büyülü bir macera kitabıdır. Ana karakterimiz Öykü, hayal gücü çok geniş, maceraperest bir kızdır. Bir gün odasında eski bir kitap bulur. Kitabı açtığında, kelimelerin arasından bir ışık yayılır ve kendini büyülü bir dünyada bulur.
Bu dünya, farklı diyarlarla doludur: konuşan hayvanlar, sihirli şehirler, zamanı kontrol eden saat kuleleri, rüya fabrikaları, uzayın derinliklerine açılan kapılar… Öykü, her bölümde farklı bir diyara gider ve her macerasında önemli bir ders öğrenir. Dostluk, cesaret, doğa sevgisi, bilim, sanat, hayal gücü gibi değerleri keşfeder.
Öykü, bazen bir zaman yolculuğuna çıkar, bazen uzaya uçan bir gemiye biner, bazen ise denizlerin altındaki gizli bir şehri keşfeder. Okuyucular da onunla birlikte bu büyülü dünyada yolculuk yapar, heyecan verici bulmacaları çözer ve her hikâyeden yeni bilgiler öğrenirler.
Bu kitap, sadece okumak değil, aynı zamanda hayal kurmak isteyen çocuklar için!
Luna en yakın arkadaşı ve kuzeni ile küçükken bir macerada kaybolan ailesini bulmak için yollar arar. Gemisi Ayışığı ile adaları dolaşıp korsan konseyini toplamayı amaçlar. Sizce başarabilecek mi? Yoksa bir tutsak olarak mı kalacak?
İyi okumalar dileriiim✨✨✨
Hiç doğmamış yaşamları duydunuz mu ?
Bir bedende sıkışmış iki ruhtur onlar
Bazen asi sosyal medya fenaomeni olan büyük abla bazen yeni yazar olan kütüphanede çalışan bir kardeş.
Peki aşk yazarın kapısını çalarsa bir imza gününe giderken havalimanında tatlı ve sevimsiz bir karşılaşma yaşanırsa yazarın başına ne gelecek. Havalimanda çalışan polis durumu anlamaz ve yazarın kalbini kırarsa. Tüm bunlar bu kurgunun içinde
Yazar notu ( bu çok eski bir kurgumun yeniden düzenlenmesiyle üniversite değilde meslekleri ele almış seviyedir. )
" İzin peşinden gelen dumanın hikayesi"
Üçleme şeklinde olacak şuan paylaştığım bölümler kayıp ruhlara ait.
Bir yangındı Talay` ın sevdiğini alan
Bir yangındı Arkın` ın sevdiğini yok eden
"Seni özledim, Asi Anka."
Talay, yıllar önce kaybettiği sevgilisinin mezarına bile alışmıştı. Ama bir gece kaçırıldığında, karşısında onu izleyen zümrüt gözleri buldu. Arkın Velkar yaşıyordu. Ve bu kez gitmeye niyeti yoktu.
4 liselinin okulda zombi salgını patlak vermesi sonucu hem hayata hemde bir birine aşık 4 çift için hayat hem Zorlu hemde güçlü kalması gereken bi kitap okumanızı öneririm hikâye direk içine çekiyor insanı
Elif, ailesinden kalan konakta geçmişin izini sürerken, eski bir aynayla karşılaşır.
O ayna ne yansımayı gösteriyor… ne de gerçeği saklıyor.
Unuttuğu bir gecenin yankısı, her bakışta daha da derinleşir.
Fısıltılar artar, gölgeler yaklaşır ve ayna, yalnızca Elif’in değil, herkesin yüzleşmesi gereken karanlığı ortaya çıkarır.
Çünkü bazı aynalar sadece yansıtmaz… Hatırlatır.
“Bazen insan, en çok kendine ağırlık eder...”
Asya, ne çocuktu ne de genç kız. O sadece, herkesin görmezden geldiği bir yükün taşıyıcısıydı. Sessizliğinde haykıran, gülüşlerinde kırılan, her adımında biraz daha yalnızlaşan bir ruhtu.
Arkadaşsız bir çocukluk, kırılmış bir güven, derinleşen bir yalnızlık... Ve sonra gelen bir dönüşüm. Asya artık ne kırılgandı ne de sessiz. O artık susarak can yakan, bakışlarıyla susturan biri olmuştu.
“Yükler Altında”, görünmeyen acıların, bastırılmış çığlıkların ve insanın içindeki karanlıkla verdiği savaşın romanı.
Bu sadece bir genç kızın hikayesi değil; bu, hayatta kalmaya çalışan herkesin sessizce fısıldadığı çığlığın yankısı.
Ve bir gün…
Kraliçe, halkının arasında yürürken bir çocuk sordu:
“Kraliçem, en büyük savaşınız neydi?”
Elisa gülümsedi.
Başını göğe kaldırdı.
“Sevdiğim adamı düşman sanmaktı.”
Bolca kan ve bolca vahşet. Bu bana büyük bir zevk vermemeliydi. Bu beni eğlendirmemeliydi. İnsanların acı haykırışları güzel bir müzik melodisi gibiydi.
Velmora, büyünün her köşesine işlediği bir diyardır, ancak lanetli büyülerin yükselmesiyle karanlık her geçen gün daha da derinleşmektedir. Krallıklar arasındaki güç mücadelesi, eski emirlerin gölgesinde bir kez daha alevlenir.
Her büyü, yalnızca güç değil, aynı zamanda bir lanet taşır. Her emir, sırlarla doludur ve bu sırlar yalnızca itaat edenlerin değil, isyanın da içinde gizlidir. Bu topraklarda hayatta kalabilmek, sadece güce sahip olmayı değil, karanlıkla yüzleşmeyi gerektirir.
Sireva Noctharn, lanetli büyüyle olan bağını çözüp geçmişin karanlık sırlarını ortaya çıkarmaya çalışan genç bir kızdır. Başka bir adam ise, kaybolmuş bir gücü yeniden bulma peşindedir. Birlikte, diyarı tehdit eden eski bir gücü uyandıracaklardır. Ancak bu yolculuk, yalnızca geçmişin sırlarını değil, kendilerinin de en derin korkularını ortaya koyacaktır.
Velmora, büyünün ve karanlığın gölgesinde, sadece hayatta kalmak değil, geçmişin ve geleceğin kaderini değiştirmek için bir mücadelenin başladığı yerdir.
İlk Nefes, Atatürk dönemi Türkiye’sinde geçen, gerçek olaylara dayanan tarihi bir romandır. Cumhuriyet`in ilk yıllarındaki toplumsal, siyasal ve askeri mücadelenin derinliklerine inen bu eser, dönemin bilinmeyen yönlerini ve perde arkasındaki kahramanları gözler önüne serer.
Kitap, Atatürk ve arkadaşlarının, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini kazanmasının ardından Cumhuriyet’i inşa ederken karşılaştıkları zorlukları anlatır. Hem halkın hem de devrimci kadronun gösterdiği fedakarlıklar, yapılan devrimler ve bu devrimlerin getirdiği toplumsal değişim, kitabın temel dinamiklerini oluşturur. Anlatım, hem tarihi bir belge olma özelliği taşırken, hem de okuyucuya duygusal bir bağ kurma fırsatı sunar.
İlk Nefes, Atatürk’ün vizyonunu, Cumhuriyet’in temellerinin atılmasını ve bu sürecin ne denli büyük fedakarlıklar gerektirdiğini etkileyici bir şekilde aktarır. Kitap, okuyucuyu dönemin atmosferine çekerken, yalnızca büyük liderlerin değil, bu tarihi değişimi gerçekleştiren sessiz kahramanların da öyküsünü anlatır. Hem bilgilendirici hem de duygusal bir yolculuğa çıkararak, Cumhuriyet`in ilk yıllarındaki mücadeleyi anlamanızı sağlar.
Yukardak tanıtım Instagram hikaye boyutunda siyak yanları ve çok gerçekçi olsun
Hatay Tarihi: Medeniyetlerin Kavşağında Bir Şehir
Hatay, binlerce yıllık tarihi boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürel ve dini çeşitliliğiyle öne çıkan bir şehirdir. Dünyanın en eski yerleşimlerinden biri olan bu topraklar, Hititlerden Roma`ya, Bizans`tan Osmanlı`ya kadar birçok büyük uygarlığın izlerini taşımaktadır.
Bu kitap, Hatay’ın köklü tarihini, stratejik konumunun ona kazandırdığı önemini, ticaret yollarındaki rolünü ve kültürel zenginliklerini detaylı bir şekilde ele alıyor. St. Pierre Kilisesi’nden Habib-i Neccar Camii’ne, Antakya Mozaik Müzesi’nden Asi Nehri’ne kadar şehrin simge yapılarının ve doğal güzelliklerinin izini sürerken, Hatay’ın tarihi süreç içindeki dönüşümünü de anlatıyor.
Hatay Tarihi, sadece geçmişi öğrenmek isteyenler için değil, bu benzersiz kentin kültürel mirasına daha yakından bakmak isteyen herkes için önemli bir kaynak niteliğinde.
"Ben daha küçüğüm desem Kıyar mısın bana feryadımı duyar mısın?" romanı, Güneydoğu`nun derinliklerinde, acımasız geleneklerin ve intikam ateşinin gölgesinde yeşeren yürek burkan bir dramı okuyucuya sunuyor. Henüz on sekiz yaşında, kekeme bir genç kızın kaderi, hiç tanımadığı bir adamın, Urfa`nın en zalim ağasının acısıyla kesişir.
Bir düğün, umut ve mutluluk yerine, kanlı bir trajediye sahne olur. Ağa`nın hamile eşi, o mutlu günde vurulur ve karnındaki bebeğiyle birlikte hayata veda eder. Ağa`nın dünyası kararırken, öfkesi ve acısı, masum bir kurban arayışına dönüşür. Kaderin cilvesiyle, düğünde bulunan genç kız, sırf cinsiyeti nedeniyle bu acımasız intikamın hedefi haline gelir. Kaybettiği bebeğin de kız olması, Ağa`nın gözünde genç kızı suçlu kılar.
Zalim Ağa, intikam hırsıyla gözü dönmüş bir şekilde genç kızı esir alır. Artık onun için hayat, bitmek bilmeyen bir zulüm, acı ve işkence dolu bir esaret demektir. Kekeme olduğu için çığlıkları yankı bulmaz, feryatları duyulmaz. Ağa`nın acımasızlığı altında ezilir, kan kusar. Genç kızın küçücük bedeni ve kırılgan ruhu, zalim bir adamın intikam hırsının oyuncağı haline gelir.
"Ben daha küçüğüm desem Kıyar mısın bana feryadımı duyar mısın?", bu çaresiz genç kızın esaret altındaki umutsuz mücadelesini, hayatta kalma azmini ve belki de en karanlık anlarda bile kalbinde yeşeren minicik umut kırıntılarını etkileyici bir dille anlatıyor. Roman, aynı zamanda ataerkil bir toplumun acımasız yüzünü, intikamın insanı nasıl körleştirdiğini ve masumiyetin nasıl çiğnendiğini de gözler önüne seriyor. Okuyucuyu derinden sarsacak bu hikaye, adaletin, merhametin ve insanlığın sorgulandığı unutulmaz bir okuma deneyimi sunuyor. Genç kızın sessiz feryadı, sayfalar boyunca yankılanarak okuyucunun yüreğinde derin izler bırakıyor.
Hayatına son vermek isteyen bir kadın ve ölümün tanrısı.
Silva intihar etmek üzere bir uçurumdan atladığında kendini beş tanrının hükmettiği Wienor`da bulur. Ölüm Krallığı`nda Ölüm Sarayında kendini bulan Silva yaşama son bir şans vermek isterken büyük bir tehlike sinsice diyara sızmaktadır.
Ölüme ardından da Ölüm Tanrısına çekilen Silva kendinin de normal bir insan olmadığını öğrendikten sonra tehliklerle ve aşkıyla karşı karşıya kalacaktır.
En korkunç sonun, ölümün tanrısıyla mutlu bir son düşlemek mümkün mü, üstelik kıyamet bu kadar yakınken?
"Dile Ay Işığı, iste, emret. Ben de senin için her şeyi mümkün kılayım."
Başlangıç Tarihi: 31.08.2024
Kitapta Ömer diye baş rol var Ömer`in babası bir mafya ve mafyanın kan davası olduğu ve düşmanları falan var bu düşmanlar Ömer`i öldürmeye çalışıyorlar.
Hayatımızı mahveden tek şey maskelerini takıp, bize gülümseyen insanlara öylece kanmamızdan başka bir şey değildi.
Ailesi yüzünden peşine takılan karanlık adamlardan kurtulmaya çalışan Yalnız Kuştu o. Kaçarken asıl karanlığın kollarına sığındığından haberi yoktu.
Karanlıktan korkan bir kadının karanlık bir adamla yollarının karşılaşmasının masalıydı bu. Yalnız Kuş`un masalıydı...
⚜️
Yeni bölümler salı ve perşembe günleri⚜️🥀
Bir tarafta prensesler gibi büyütülmüş,ailenin gözdesi olan,Atay ailesinin tek varisi Alev Atay. Diğer yanda sürekli işlerine burnunu soktukları için Atay ailesine iyi bir ders vermek için büyütülmüş,Atay ailesine ders vermek isteyen Ateş Arslanoğlu.
İsimlerini çok iyi yansıtan iki genç!
Kendi canı yanarsa her yeri aleve vermeden bırakmayan Alev Atay,canı yanarsa canını yakanları ateşe vermeden bırakmayan Ateş Arslanoğlu.
Peki bu isimlerini çok iyi yansıtan iki genç Alev ve Ateş karşı karşıya geldiklerinde ne olacak?
"Beni bu lanet yerde ne zamana kadar tutmayı planlıyorsun?!"
"Ömrümün sonuna kadar."
Bu hikayeyi bir İstanbul Beyefendisi olan Kenan Kara tarafından okuyacağız.
"Düşerken Tuttuğum", iki kız kardeşin birbirine paralel ama bir o kadar da zıt hayatlarının iç içe geçtiği, sırlarla dolu karanlık bir hikâyeyi anlatıyor.
Zambakların arasında saklı olan hakikat, onları birbirine bağlayan kan kadar keskin ve aynı zamanda kopmaya hazır bir bağdır. Aşk, suç, fedakârlık ve ihanet bu hikâyede birbirine karışıyor. Çünkü bazen en yakın bildiğin, en büyük düşüşündür.
Ailesinin tehdit edilmesi yüzünden zorla bir mafyayla evlenmek zorunda olan Deniz evleneceği adamın ondan nefret etmesini sağlayarak ondan ayrılmaya çalışıt
Luna ve Aiden, iki ayrı dünyadan gelmiş olmalarına rağmen maskelerin ardında adalet arayışında birleşirler. Birbirlerinden habersiz, aynı suçluları farklı yöntemlerle cezalandıran bu iki kişi, bir operasyon sırasında istemeden karşı karşıya gelir. Her ne kadar yolları çakışsa da birbirlerine olan güvenleri zayıftır ve kişisel sırları aralarındaki gerilimi sürekli artırır.
Instagram: azimet340
Erkeklik belden aşağıda geçer.
Belden üstü yürek ister.
Yüreğin varsa eğer erkek kadın ne farkeder.
Kadın olmasının dışında bir erkekten farkı olmayan gerektiğinde merhametli gerektiğinde acımasız birine dönüşen Cevher Aslan ve Aslan Karabey`in dünyası.
Denizlerinde boğulup göklerinde can bulduğum.
Güçlü kadın karakter severler buyrun...
Kaybolan bir defter. Bir resim. Bir defter güzel bir aşkı saklayabilirmiydi sayfalarında?
Saklardı... Hemde en güzel haliyle.
Aşk üç halften oluşan bir sözcüktü sadece ama kalbinin tek bir kişiye attığını öğrendi genç.
Herkesee merhabaa ben yeni adminim . Adımdan da belli Minsung shipperim artı Stayim. Hikayem kurgudur . Eğlencesine . yazıyorum . Konusu okula yeni gelen jisung ve okulun popüler ve zorbası olan minho olacak. Hikayemi YouTube da gördüğüm bir pov videosundan esinlenerek yazcağım . Bu arada geçmiş olsun İstanbul. 🤍🤍
Okulda dışlanan ve ailesi tarafından sevilmeyen kız bir gün derdini anlatacak kişi bulma umuduyla bi numara sallar ama salladığı numaranın tehlikeli bir mafya çıkacağından haberi yoktur
İKİ AİLE… İKİ BÜYÜK HATA… İKİ KURBAN: LAVİN ve PUSAT.
Lavin Kartaca ve Pusat Kurtoğlu, birbirlerini yok etmek için doğmuşlar, intikam ateşiyle büyümüşlerdi.
Biri bir çığ gibi her şeyi önüne katarak yıkıcı, diğeri bir silah gibi soğuk ve ölümcül… Ama kaderin karanlık oyunu, onları birbirine mahkûm etti.
Nefretin kıvılcımı, bir tutkuyu körükleyebilir mi?
Kanla yazılmış bir geçmiş, yeniden yazılabilir mi?
İntikam, aşkın pençesinde eriyip kaybolabilir mi?
“Küllerimizden doğamayız, değil mi?” dedi Lavin.
Pusat gülümsedi. “Ama beraber yanabiliriz.”
Nefret ve tutkunun iç içe geçtiği bu hikâyede, intikam mı galip gelecek, yoksa aşk mı?
Bu aşk, sizi karanlığa sürükleyecek! Hazır mısınız?
İKİ DÜŞMAN MAFYA AİLESİ, BİR EVLİLİK ANLAŞMASI...
Kanla yazılmış bir kader, tutkuyla mühürlenmiş bir savaş.
Luca De Santis: Mafyanın acımasız varisi. Soğukkanlı, tehlikeli ve kontrol delisi.
Isabelle Rose Moretti: Ailesini kurtarmak için kendi hayatını feda eden güçlü ve özgür ruhlu bir kadın.
Bu evlilik, güç dengelerini değiştirirken, tutkunun ve tehlikenin sınırlarını zorlayacak.
Luca’nın planında bir şey eksikti: Isabelle’in ruhunu ve kalbini fethetmek sandığından çok daha zor olacak. Ve bu savaştan galip çıkmak, artık sadece mafya kurallarıyla değil, kalplerinin derinliklerindeki arzularla da belirlenmeye başlayacak.
Peki hangisi daha tehlikeli? Aileler arasındaki yıllarca süren çekişme mi, yoksa Luca ve Isabelle`in içlerindeki derin ve karmaşık duygular mı?
"Kimse beni gül ve dikenleri konusunda uyarmadı."
Luca De Santis
BAŞ DÖNDÜRÜCÜ BİR OYUN, SONSUZ BİR AŞK.
İNTİKAM VE AİLE SIRLARI.
"Sırlar her zaman göz önünde saklanır."
Lucia… Yetim olduğunu sanan bir kız. Ama her şey, onun için kurgulanmış bir oyunun parçası.
Bir akademi, göründüğünden çok daha fazlası. Ve o akademide atılan her adım, Lucia’yı karanlık bir geçmişin derinliklerine çekiyor.
İlk aşk, Lucia’ya kalbinin atışını yeniden öğretiyor. Ama bu aşk, İtalyan mafya dünyasının kapılarını da aralıyor. İtalyan mafyasının gölgesinde, aşk ve intikam arasındaki çizgi silikleşiyor.
Lucia, sadece kalbini değil; geçmişini, ailesini ve kim olduğunu yeniden keşfetmek zorunda. Lucia geçmişine yaklaşırken; yalanlar, gerçeklerle dans edecek. İhanet, dosttan ayırt edilemeyecek. Ve hiçbir sır, sonsuza dek saklı kalamayacak.
Eğer hayatın başkasının kurgusuysa, hangi adım senin gerçeğin olabilir ki? Karanlıktan kaçamazsın. Kendi hikâyeni yazmadan ilerleyemezsin.
Ben Lucia.
Ve artık susmak istemiyorum.
Hikâyemi anlatma zamanı geldi.
Hazırsan… Bu karanlık yolculukta bana eşlik et.
Gerilimle örülmüş romantik bir anlatı, nefes kesici bir gizemle buluşuyor.
Lucia’yla birlikte bu hikâyeye adım attığınızda, siz de geri dönemeyeceksiniz.
"Benim tatlı işkencemsin S."
RUS MAFYA LİDERİ VIKTOR VOLKOV İLE BALERİN VERA VASILIEV...
Romantik. Tutkulu. Baş Döndürücü.
Bu hikaye yalnızca kalbinizi değil, ruhunuzu da ısıtacak.
Eğer tutkulu aşkların ve zorlu mücadelelerin hikayelerinden hoşlanıyorsanız bu kitap daha fazlasını vadediyor: Bir adamın, sevdiği kadını karanlığın içinden çekip çıkarmak için neleri feda edebileceğini gösteriyor.
Viktor Volkov, sadece bir mafya lideri değil, o Vera`sının karanlık dünyadaki tek ışığı. Vera da onun güneşi.
Buzla kalpli bir kalp, güneşin ışığına dayanamaz. Peki buz eridiğinde, geriye ne kalır?
"Sen hayatımda eksik olan her şeyi tamamlıyorsun, Vera." — Viktor Volkov
Arkadaşlar bu bir kitap değildir.Sadece buradan size duyuru ve tavsiye vereceğim.Çünkü pano mesajı kısmında günlük 3 mesaj tek gönderebiliyorum.Bu yüzden duyurularımı ve tavsiyelerimi buradan yazacağım.Bilginize
GökAlp’in mutluluk dolu hayatının devamında tüm hayatında vazgeçmek üzere bağlandığı son aşkı… Murat komutan.
"kardan adam yapsak senle ha?"
"olur!"
Hiç beklemediği anda kendini karlar içinde bulmuştu. Kardan adam o olmuştu.
Umursamaz bir ailede büyümüş olan Ebrar aniden ortaya çıkan karışıklık ile kendini bambaşka bir ailede bulur.
Abileri ona önyargılı olsada işleri asıl zorlaştıran babasının ona karşı olan tutumudur. Abileri gibi babasının ona yaklaşımı da yargılarla kaplıdır.
"Kimse bilmez ne kadar sustuğumu… Kalabalıkların içinde en çok yalnız olan bendim belki de. Gülümsemeyi unuttuğum gün, kitaplar sarıldı sessizce. Her sayfada biraz daha ben oldum; Ve biraz daha yok oldum…"
Trabzon`dan Mardin`e uzanan bir hikaye
Elimden tutan adam beni hiç bilmediğim bir şehre, bilmediğim bir eve ve tanımadığım insanların içine getirdi."Oğlum elinden tuttuğun kız kimdir?" Diye soran pala bıyıklı, aklar düşmüş, hafif kilolu bir ağa gibi duran yaşlı adam
"Nişanlım sevdiğim kadın." Diyen elinden tuttuğum adama baka kaldım. Daha ben onu tanıyalı bir hafta olmuştu.
Benim gibi şok olan karşımdaki kişiler "Ne nişanlısı? Sen zaten Evin`le nişanlısın."Diyen yaşlı kadın. Bu annesi olsa gerek. Duyduklarımla bir kez daha şok yaşadım.
Ne demek başkasıyla nişanlı? Kendi kendime sorduğum soruyu yanıtlayan elimden tutan Nişanlım olduğunu söyleyen Siyam oldu.
"Onunla hiç bir zaman nişanlı olmadım. Size onu sevmediğimi söyledim. Onu kardeşim gibi gördüğümü söyledim. Ama siz kendi kafanıza göre oynamaya devam ettiniz." Dedi ve bana döndü. "İster kabul edin ister etmeyin. Ben Açela`ýı seviyorum onunla evleneceğim. Ha yine de yok diyorsanız bundan sonra ne adımı duyar, nede beni görürsünüz." Dedi elimden tuttuğu gibi beni merdivenlere doğru yukarı çıkardı. Arkamızda şaşkın bakışlar bırakarak çıktık.
17 yaşında lise 3e giden Helin birgün okul çıkışında tanımadığı bir arabanın ona doğru geldiğini fark eder fakat o bunun hayatını değiştireceğinden habersizdir.
Kitapın ilerleyen bölümlerinde smut olucak tamamen kurgusal gerçek hayatla bağlantısı yoktur iyi okumalar 😘.
Ben Hafsa Soykan, aynı zamanda Aurelia Mendez.
Aslında gerçek beni tanımak için çıktığı yolda yıllarca kan kaybetmiş, eziyet görmüş ancak amaçlarından asla vazgeçmemiş olan ben, kimdim?
Kendimi bulmak uğruna onlarca kez elini kana bulamış, vücudunda olanlardan çok ruhunda kalan izlerle yaşamaya mahkum olan ben, bu yolun sonunda amacıma ulaşabilecek miydim?
( aşırı kısa bölümlerim var , normal bir kitapla kıyaslarsanız şuan 10. Bölümdeyim bu yüzden çok uzun zannedip vazgeçmeyin )
Berdel sonucu bir asker ve bir avukat evlenirse ne olur
D: bana dokunamazsın , ayrıca bı arkadaşım bile bana ulaşamazsa işiniz biter , avukatım ben uzak dur benden
B: öncelikle sesini küçült avukat hanım , bende sana meraklı değilim , karşında aşiret varisi değil vatanı uğruna ölmeye hazır bir asker var . Sınırları koruyalım
Adını değiştirebilirsin. Şehrini, giysilerini, hatta aileni bile… Ama geçmiş, ardına bakmadığında bile peşinden gelir.
Zeynep Atak bir sabah öldü. Ve aynı sabah, Aslı Sezenbay adında başka biri doğdu. Aynı olan başka biri.
Geride kalanlar yalnızca bir isim, bir ev, birkaç fotoğraf değil; kırılmış bir gençlik, gölgelerle örülü bir aile geçmişi ve geri dönmemek üzere terk edilen bir kimlikti. Artık İstanbul’da, yepyeni bir hayatta kendine yer arayan Aslı, geçmişini geride bırakmaya çalışırken, onu şekillendiren karanlık sırlarla yeniden yüzleşmek zorunda kalacak.
Adaletin sessiz kaldığı bir geçmiş. Her şey bitti sandığınız yerde, asıl hikâye başlar.
Bir kimliğin içinde yeniden doğmak mümkün mü?
Yoksa bazı isimler, hayatta kalmak için bile olsa, gömülemez mi?
Uçağın havalanmasıyla bir veda etti: geçmişine, adaletin suskunluğuna, kendi adını taşıyan mezar taşına.
Zeynep Atak artık yok. Onun yerine Aslı Sezenbay var. Yeni bir kimlik, yeni bir şehir, ama aynı kabuslarla uyanan bir zihin. İstanbul’a taşınan bu `yeni` ailenin hikâyesi, sadece bir kaçış değil; aynı zamanda karanlıkla bir yüzleşme.
Her şey unutulmuş gibi görünse de, geçmiş asla affetmez.
Bir ismin ardına saklanmak yeter mi, geçmişten kurtulmak için?
Yoksa en derin yaralar, sessiz kalanların sırtında mı taşınır?
"Zeynep Atak öldü." Gazetelerde yazan buydu. Ama hiçbir gazete, onun hâlâ hayatta olduğunu, sadece adını değiştirip Aslı Sezenbay olduğunu bilmiyordu.
Bir gecede kimliğini, geçmişini, çocukluğunu geride bırakıp bambaşka bir hayata sürüklenen genç bir kız.
Bir ismi geride bırakmak, her şeyi unutmak demek midir?
Yoksa en büyük kaçış, insanın kendinden kaçışı mıdır?
Bu roman, adını kaybeden bir genç kızın, kimliğin yalnızca bir nüfus cüzdanına sığmadığını anladığı bir iç yolculuğu anlatıyor.
Ve bazen en derin kaçışın, gerçeğin tam kalbine doğru bir yürüyüş olduğunu.
Celestia`a yaratılan Lilith kötü şeylerin habercisi olarak anılan tanrı Isaroth`un kızı ve Barbatos`un kız kardeşi olarak Isaroth tarafından yaratılmış bir kukla`dır. Isaroth`un hatası yüzünden ana vatanı celestia`dan tevyat`a doğru düşer. Onu ileride büyük trajediler bekliyordur.
Zoraki Evlilik
Lina, İstanbul`da halasıyla yaşarken, geçmişinin acılarını her gün daha derin hisseder. Ailesiz büyümek, sevgiye susamışken halası ve eniştesinin kötü davranışlarıyla karşı karşıya kalmak… Ancak en büyük sınavı, eniştesinin borçları yüzünden ona teklif ettiği zoraki evlilikle gelir. Bu evlilik, Lina`nın hayatındaki son çıkış yoludur; fakat hiç beklemediği bir şey olur: Karşısındaki adam, soğuk ve sert Karadenizli Karun`dur.
Karun, duygusal bağlardan kaçan, sert ve acımasız bir adamdır. Zorla evlendirileceği bu kadına duyacağı hisleri anlamakta zorlanır. Aralarındaki ilişki başlangıçta tamamen yabancı bir mesafeyle şekillenirken, zamanla Lina`nın kırılgan ruhu ve Karun`un gizlediği yumuşak yönleri birbirini keşfetmeye başlar.
Zoraki bir bağla birbirlerine bağlı kalmaya çalışan bu iki insan, yalnızca evliliklerini değil, iç dünyalarını da keşfedeceklerdir. Ama bu yolculuk, onları daha da yakınlaştıracak mı, yoksa birbirlerine tamamen yabancı kalmaya devam mı edecekler?
Zalimler ve Masumlar, Aksaray`da yaşayan köklü, saygın ve toplumda önemli bir yere sahip bir ailenin genç yakışıklı erkek evladının, kendisinin hiç tanımadığı ancak ailesinin büyüklerinin yakından tanıdığı, zengin ve prestijli bir ailenin sorunlu, psikolojik sıkıntılarla boğuşan genç ve güzel kızıyla evlenerek İstanbul’a damat gitmesini ve burada karşılaştığı çarpıcı olayları konu alıyor. Bu romantik gerilim; gelenek, baskı, aile sırları ve içsel çatışmalarla örülü bir yolculuğu anlatırken, aşkın, sabrın ve insan ruhunun sınırlarını da sorguluyor.
Bir araştırma için bir yere gittiğinizde o yerde zorla evlenecek olmanızı hayal ediyor musunuz
" Benden ne istiyorsun" dedi kadın adamın gözlerine yalvaran bakışlarla
" Senden ne istediğimi biliyor sun yatağıma gir ve karım ol "dedi kadının omuzlarına ufak bir buse bırakarak
Geldiğim günden beri yüzümü güldüren sevgili sınıfım sevgilerimle seni çok seviyorum bir daha böyle bir sınıf görürmüyüm bilemem ama tek bildiğim her şeyi değiştirdiniz teşekkür ederim