@savasmaktel : Sen beni ikna etmedin, ben sana kanmayı tercih ettim. Hadi gelin sohbet edelim. ‘Sohpet’ te olur.
Okuma 12
Oy 5
Yorum 6
Tarih 3dk önce
@savasmaktel : Sen beni ikna etmedin, ben sana kanmayı tercih ettim. Hadi gelin sohbet edelim. ‘Sohpet’ te olur.
Okuma 12
Oy 5
Yorum 6
Tarih 3dk önce
@funda77 : Ateş’ten Çember’in yeni bölümü “Gülüşünde Papatyalar Var” yayında🖤🔥
Okuma 1
Oy 0
Yorum 0
Tarih 3dk önce
@hatice1204 : GECENİN İZLERİ kitabım okuyan
Canım içi ❤️ gelir misin?
Okuma 2
Oy 0
Yorum 1
Tarih 3dk önce
@iremimmm : Veda mektubu...
Okuma 6
Oy 1
Yorum 3
Tarih 4dk önce
@mondlicht : Bebişlerim yeni bölümü hafta sonu atacağım .Bir veya iki bölüm atmaya düşünüyorum.🌷🐚
Okuma 1
Oy 0
Yorum 0
Tarih 5dk önce
@benegeninincisiyim : Ölüyorum karın ağrısından bir bu eksikti ya
Okuma 12
Oy 3
Yorum 10
Tarih 7dk önce
@belinayceylan : Ah anne ah bi bilsen neler dönüyor
Okuma 9
Oy 1
Yorum 2
Tarih 9dk önce
@toji_fushigroo : Napıyorsun yar...
Okuma 7
Oy 2
Yorum 7
Tarih 10dk önce
@miyavslyyw : Bana isim önerebilir misinizz
Okuma 9
Oy 2
Yorum 11
Tarih 11dk önce
@kitapkurduyum_61 : Berbat bir hafta sonrası...
Okuma 22
Oy 5
Yorum 6
Tarih 16dk önce
@magie_ : Şu an aktif olanlar bi bakabilir mi? Sadece aktif sayısını görmek için. Pano boş.
Okuma 11
Oy 3
Yorum 1
Tarih 16dk önce
@kerem63 : Kendisi yakamoz güzeli...
Okuma 42
Oy 10
Yorum 48
Tarih 20dk önce
@straykids_the_best : Canım sıkılıyo hadi sohbet edek 🔪 kesinlikle bıçak zoruyla değil 🤭
Okuma 10
Oy 3
Yorum 8
Tarih 24dk önce
@hatice1204 : İçimde bir hüzün var
Okuma 5
Oy 0
Yorum 6
Tarih 24dk önce
@reelssbook28 : slm arkadaşlar 18. bölüm yayınlandı. bugün üç bölüm birden yayınladım keyifli okumalar. oy lütfen
Okuma 4
Oy 0
Yorum 2
Tarih 24dk önce
Tamamlanmış Kitaplar
Keyifle okuyacağınız kitaplara gözatın
Safir
Okuma 1.23k
Oy 116
Bölüm 12
Yorum 26
Tamamlandı
Safir öyle berrak öyle güzel bir taştı ki ama boyanmıştı yalnızlığa onu kurtaracak bir dal arayan bu kız sonunda bulmuştu berraklığını.
Safir öyle berrak öyle güzel bir taştı ki ama boyanmıştı yalnızlığa onu kurtaracak bir dal arayan bu kız sonunda bulmuştu berraklığını.
Okuma 1.23k
Oy 116
Bölüm 12
Yorum 26
Bir çarpışma ve tartışma ile başlayan tanışma sonucu bakalım nasıl devam edecekler?
"Çok güzelsin Aysena, çöle esen soğuk rüzgarlar gibi hissettiriyorsun."
Okuma 4.41k
Oy 670
Bölüm 28
Yorum 1.12k
İlk aşkım değildin belki ama , diğer bütün aşkları hükümsüz kılandın..
Okuma 104.29k
Oy 6.75k
Bölüm 68
Yorum 1.11k
Bir Cin Prensi ve fani bir kadının kaderleri birbirine bağlandı.
Arkadaşlar arası eğlencesine yapılan bir ayin ne kadar kötü sonuçlanabilir ki?
Bir grup genç kızın yaptığı bir pijama partisi, bir kaç damla kanla lekelendiğinde en kötü ne olabilir?
Bunu bize zaman gösterecek. Ya zaman ya da zamanın hükümdarları.
Okuma 16.93k
Oy 1.2k
Bölüm 40
Yorum 105
Bu kurgu Mentor için yazılmış fakat gay ile ilgili hiçbir şey bulunmayan bir kitap. Y/n falan da yok sadece Emre ve ana karakter kız olan Elfida var. Mafya denebilir. İyi okumalar.
Okuma 1.43k
Oy 92
Bölüm 15
Yorum 7
Gizemin babası bazı olaylardan dolayı gizemi satar ve oğuz diye bir çocuğa satar bazı olaylar olur ve Gizem bir yerde komaya girer ve mucize şekilde 1 sene boyunca banyoda komada kalır uyandığında 2025 yılındadır ve babasının hatası yüzünden hayatının mahvolacagını bilemezdi.
Okuma 1.56k
Oy 865
Bölüm 11
Yorum 70
("Gerçek ailem), vatan için ailesinden ayrı düşen fulya"
*yanlış insanda doğru sevgi ve aşkı aramış ama sonu hüsran olmuştu
*Yeni başlangıçlar her zaman kötü değildir.
Okuma 55.17k
Oy 4.78k
Bölüm 46
Yorum 472
YILDIZ: Kimsin?
AY: Bir yabancı.
YILDIZ: Neden yazdın?
AY: Sönmemen için.
AY: İyi geceler yıldız. Karanlıktan kaçma.
.
.
Okuma 12.82k
Oy 740
Bölüm 28
Yorum 66
Küçükken Ailesi yanı başında ö*ldürülen barının birşey yapamaz, büyür mafya olur. ailesinin intikamını almak için düşmanının kızı ile sevgili olur.
Kitap bana aittir.
Okuma 7.38k
Oy 382
Bölüm 15
Yorum 92
Çapulcular adlı arkadaş gurubunun karanlık güçler ile savaştığı bu kitapta okulun ilk gününden itibaren yaşadıkları olaylar anlatılmaktadır
Okuma 1.22k
Oy 198
Bölüm 54
Yorum 64
Acı nedir çok iyi bilirim.
Nasıl bir his olduğunu ama bana yaşatanları affetmem.
Kalbimde bir an için sevgi kaldıysa onuda saklarım ihtiyaç olur diye ama gerisi hepsi nefret ölüm bir kan şeklindedir
Okuma 1.02k
Oy 73
Bölüm 27
Yorum 9
Karan ural öztürk mü? Yoksa karan ural Kandemir mi?
16 yılınızın sadece 9 yılını üvey aileniz ile birlikte geçirdiğinizi düşünün yapılan bir hata yüzünden hayatınızın 9 yılını üvey ailenizle birlikte geçirirken geri kalan 7 yılınıda sokaklarda geçirerek büyüdüğünüzü düşünün. Üvey babanızın size yaptığı telefon görüşmesinden sonra hayatınızın değişeceğini anlıyorsunuz peki ya karan ural bu değişime hazırmı?
Okuma 9.69k
Oy 528
Bölüm 17
Yorum 189
Esila terasta tanıştığı yabancı ile ne kadar ileriye gidebilirdi
Biri gelip o yabancı için evren evren dolaşacaksın dese ona inanır mıydı
Evet Esila aşkı için vazgeçilmezleri için gerekirse sıfırdan başlayacak, gerekirse başkasının hayatını yaşayacak, tüm getirdiği acıya katlanacaktı
Çünkü ilk defa yaşadığını hissediyordu İlk defa kalbinin attığını ilk defa birinin onu gördüğünü
Bunun için gerekirse tekrar tekrar ölüp dirilecekti
Okuma 11.83k
Oy 603
Bölüm 40
Yorum 38
Nasıl olmalıydı bilmiyorum ama böyle olmamalıydı.
Okuma 528
Oy 70
Bölüm 12
Yorum 10
Siz: Cin misin birader?
Mesajım anında görüldü.
0533**: Oradan bakınca öyle mi duruyorum?
0533**: Aslında sadece tanışmak için telefonunu hackleyen biriyim.
Siz: Cin olsan bu kadar korkutmazdın emin ol.
Bu yediğimiz kaçıncı telefon şakası be, bizi bozar mı?
Never, ever.
0533**: Bir dahakine öyle gelirim o zaman.
0533**: Ayrıca şarkı seçimin güzelmiş, hemen hemen aynı şeyleri dinliyoruz.
0533**: Kim bilir belki bir gün aynı şarkıyı aynı yerde yan yana dinleriz.
🖱🖱🖱
Okuma 49.63k
Oy 4.08k
Bölüm 52
Yorum 2.08k
yıllardır öz ailen bildiğin kişilerin öz ailen çıkmadığını öğrenirsin ve aileni aramak için tek arkadaşın olan Koray ile İzmir`e gidersin
Okuma 8.93k
Oy 660
Bölüm 33
Yorum 48
Ateşti o... İsmi gibi ateş gibiydi. Yakıyordu heryeri ve tabii beni de yakıyordu.
🔥👤
Vardı ama aynı zamanda yoktu. Görüyorduk ama bir iz bile bırakmıyordu. Tıpkı bir Gölge gibi.
Okuma 9.48k
Oy 945
Bölüm 41
Yorum 182
Yazlığa yeni gelen ailenin oğullarından birisi ilk geldiği günün gecesinde deniz kenarında ağlayan kıza müzik çalar bırakır.
~
Gece yarısı deniz kıyısında ağlarken bir anda yanına bırakılan müzik çalarla şok olan sonrasında etrafına göz atarak gözyaşlarını silen Yakamoz.
Bu derin sularda bizimle yüzer misiniz?
Okuma 9.89k
Oy 1.02k
Bölüm 40
Yorum 558
“Zamana bizi aradığı yerde rastlayalım.”
William Shakespeare
BİR SONRAKİ GÜN
Her gün başka bir hayata uyanıyorum. Gerçeklik algımı kaybetmek üzereyim. Zihnimde gerçek benliğimle ilgili pek bir şey yok. Yaşadıklarım gerçek mi rüya mı bilemiyorum; bir gün milattan önce eski Mısır’da piramitlerin yapımını görüp Cleopatra VII ile tanışırken, bir sonraki gün Yunan Uygarlığında Platon’un hayatına şahit oluyorum. Rönesans Dönemi İtalya`sında Leonardo da Vinci’nin hizmetçisi olup eserlerine yakından bakıyor, uçağın icadına şahit oluyorum, Fransız Devrimini ve Marie Antoniette’yi görüyorum, Afganistan’da özgürlüğün kelepçelenmesini görüyorum. Osmanlı Dönemi’nin en parlak dönemine şahit olup; Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman, Hürrem Sultan ve Mahidevran Sultanla tanışıyorum. Yıllar sonra Osmanlı’nın yıkılışına ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna şahit oluyorum. Yeni kurulan Türkiye’deki reformları büyük bir heyecanla takip ederken, Atatürk’le yaşıyorum.
Bir sonraki gün neler olacağını bilmeden uyuyorum. Başka bir hayata uyanıyorum. Zorla evlendirilebilirim, aldatılabilirim, bir gün çok zorluk yaşarken sonraki gün daha rahat bir hayat yaşayabilirim. Okumama veya giyimime karışılabilir, çevremdekilerden baskı görebilirim. Neredeyse her duyguları yaşayarak deneyimleyecek ve kendim için en uygun hayatı seçeceğim. Her şeyden önce kök yaşamımı ve kim olduğumu hatırlamam gerekiyor.
Okuma 315
Oy 44
Bölüm 34
Yorum 6
Herşey çoktan bitmiş miydi? Yoksa yeni mi başlıyordu? Ben bambaşka hayaller kurarken hayatın bana kahkahalarla gülme şekliydi belkide bu yaşadıklarım. Hayır ama ben kolay pes eden birisi değilim. Düştüm yandım öldüm ve küllerimden bambaşka bir ben olarak geri döndüm. Bekle beni hayat şimdi seninle görülecek kapanmamış hesapları kapatmaya geliyorum. Ben Kardelen Hazan Yazgı. Bu oyunu artık kendi kurallarımla oynuyorum herkese ve herşeye inat...
Okuma 18.47k
Oy 1.19k
Bölüm 51
Yorum 52
Geçmişte yaşadığı şeyleri tekrar tekrar yaşamamak adına sürekli güçlenmek için çalıştı ve çalışmaya devam ediyor.
Sonunda güçlenmek için doğru yeri bularak olabileceği en güçlü hale gelecek ve bu yolda yoluna çıkacak olan her şeyi ve herkesi yok ederek yoluna devam edecek.
Ejder Soykıran, bütün tanrıları geride bırakmaya geliyor.
Okuma 2.8k
Oy 406
Bölüm 253
Yorum 47
Tamamen özgün bir masal tarzında kaleme aldığım bu şiirde çocuklarımızın hayal dünyasını genişletecek, masal ve şiiri sevdirecek, okumayı özendirecek, aynı zamanda Türk masallarında işlenmiş olan doğrunun yanlışa, iyinin kötüye karşı her zaman kazanması; sevgi, fedakârlık ve kahramanlık duygularının ve birçok etik davranışın işlendiği; eğitici ve öğretici unsurlar da bulunmaktadır.
Bu masal/şiirin çocuklarınıza ve torunlarınıza armağan edeceğiniz, uyumadan önce başucunda okuyarak onu hayaller dünyasına götürecek, aynı zamanda Türk kültürünü yaşatacak, masal ve şiiri sevdirecek ve yazmaya yönlendirecek bir kitap olduğu kanısındayım.
Okuma 321
Oy 150
Bölüm 15
Yorum 111
Bir aşk, evliliğin en güzel haliydi.
Dilber Beyoğlu da bu evliliğin ucundan tutmuş yelken açmıştı. Amca oğlu ile evlenen kadın mutlu bir yuva kuracağını zannederken, hiç olmayacak şeyler başına gelir. Evlilik dediği mutluluk dediği huzur dediği yuva bir rüzgar gibi dağılır.
O yuvadan kurtulmak hiçte kolay olmayacaktır. Kader ise Dilberi o kasirgadan kurtarır. Özgür olan kadın ise bambaşka bir kader karşısına çıkar.
" Dilber yalvarıyorum benden gitme!" Diyen adam.
Sol yanı ise bir el uzatır.
" Benimde savaşmaya var mısın gül goncasi?"
Dilber ise birinin uzattığı eli tutar.
Okuma 46.66k
Oy 4.41k
Bölüm 70
Yorum 426
Bazen kelimeler yetersiz kalır, belki de anlamsız. Bir gitar sesi gerekir intiharı önlemek için.
“Üzücü…”
“Üzücü olan nedir?”
“İleride çocuklarımıza anlatabileceğimiz, güzel bir tanışma hikayemiz yok.”
“Bizde en güzelinden bir hikaye uydururuz o halde.”
Okuma 32.35k
Oy 2.76k
Bölüm 14
Yorum 796
kavuşamayan yada kavistuktan sonra bir şekilde aralarına mesafe giren asla birlikte olamayan bir çift istiyorsanız bu kitap size göre
Okuma 11.82k
Oy 950
Bölüm 28
Yorum 375
18 yasına kadar abilerini tanımayan anne ve babası onu sevmeyen bir kızın hikayesi.
Okuma 10.52k
Oy 294
Bölüm 20
Yorum 104
Geçmişi Değiştir
Gülen Gözler tiyatro oyunuma yetişmek için aceleyle evden çıktım. Az zamanım kaldığı için nostaljik kıyafetimle otobüse bindim. Otobüste bir tek ben vardım ve yol bitmek bilmiyordu. Şoför koltuğuna baktığımda kimsenin olmadığını gördüm. İrkilerek uyandım. Başucumda bana şaşkın gözlerle bakan kişiyi görünce korktum. Çünkü karşımda annemin on sekiz yaşlarındaki hali vardı.
“Abla iyi misin?” dediğinde koluma çimdik attım. Hâlâ uyanamamıştım anlaşılan. Peki, en son ne yapmıştım? Hiçbir şey hatırlamıyordum. Ne rüya ne gerçek bilmiyordum. Odada ayna aradım. Aynaya baktığımda yüzümde bir değişiklik yoktu. Daha da önemlisi benim teyzem yoktu. Duvarda asılı takvim dikkatimi çekti. İyice yaklaşıp tarihe baktım. Tarih 8 Nisan 1978’i gösteriyordu.
Yaşadığım karmaşaya inanamayarak yatağa oturdum. “Sanırım iyi değilim.” dedim. Annem bana niye abla diyordu? Geçmişe gitmek mümkün müydü ve mümkünse bunu nasıl başarmıştım?
2025 yılındaki hayatımda tiyatro oyuncusuydum. Gülen Gözler tiyatroma gidiyordum. Üstümdeki kıyafetler aynı kostümdü. Daha dün içinde olduğum yıldan hatırladığım diğer şey, babamın annemi ne kadar üzdüğü. Uyumadan önce her zaman, eğer ben olmasaydım belki çoktan boşanmışlardı diye düşünüyordum. Geçmişe dönmenin şaşkınlığını üzerimden attıktan sonra, geçmişe niye geldim bilmiyorum ama yok olma pahasına annemle babamın evlenmesini engelleyeceğim diye düşündüm. Anneme, daha iyi bir hayat yaşaması için kararlarında yardımcı olabilirdim.
Bilmediğim çok şey vardı. Bu dönemin insanı olmadığım için diğerlerinin dikkatini çekmem yüksek bir olasılıktı. Ama yetmişlerin sonuna hapsoldum. İyi bir tiyatro oyuncusu olduğuma inanıyorum bu yüzden elimden geleni yapacağım.
GÖREV: GEÇMİŞİ DEĞİŞTİR
Okuma 1.2k
Oy 114
Bölüm 24
Yorum 6
Organize İşler`de yeni bir dosya. Avcı Operasyonu.
Kendisini ne yapıp edip bu operasyonun ortasında bulan genç bir kız. Biraz deli de. Üstelik babası organize işler, amcası ise asayiş büroda amirken.
Kendisine aşık bir adamın ismi operasyonun içindeyken, bir başka adamın inadına dosyadan uzak durmuyor. Bunlar yetmezmiş gibi aşk da kapısını çalıyor. Artık emniyetin etrafına sürekli çekilen adımları, onu nerelere götürecek?
Çılgın bir ailenin çılgın bir üyesi olan Asude, hayatındaki macera seviyesini daha ne kadar yükseltebilir, birlikte görelim.
Okuma 15.33k
Oy 1.12k
Bölüm 55
Yorum 29
Küçüktüm gerçekten küçüktüm daha kaçtı ki yaşım? 17 ya sadece 17 ama yok " Sen kızsın okuyup başımıza adam mı olacaksın?" Demişti babam. Liseyi bitirmeme bile izin vermesi mucize gibi geliyordu tıpkı seni görmem gibi, hakkım olmadan sevmem gibi hâlbuki sen benim Matematik öğretmenimdin bir rica sonucu gönüllü olarak hizmet edip gidecektin ama ben senden gidemedim. Her bakışın kalbimi yaktı, her sözün mıh gibi kalbime çakıldı. Bir çift mavi değildi gözlerin her baktığımda iki elimle geçmeye çalıştığım bir okyanustu. Sevdim ama masum ve safça sende sevdin mi hocam beni? Ayıptı, haksızlıktı biliyorum ama kaltpti ve lanet olsun ki kendi seçiyordu kapılarını kime açacağını.
Küçüktü, çok küçük çocuktu benim için halbuki sadece güzel bir şey yapıp gidecektim buradan yapamadım o kadar güzel, o kadar masumdu ki baktıkça sanki bakışlarım kirletiyor gibi masumluğunu yapamadım. Adın Kardelendi, kıyamadım narin taç yapraklarına dokunmaya.
Okuma 93.83k
Oy 4.65k
Bölüm 45
Yorum 844
Kara gülün anlamı kara sevda demek.
Bir o kadar da umut demek.
İnsan umudunu yitirdiğinde Bir hiç olur.
Ona hayata bağlayan ise sevdası olur.
Eğer sevdası ya da umudu kalmadıysa tek çare.
Ölüm olur.
●Rosa Nera= Siyah Gül
Öykü’nün Dünyası, 7-12 yaş arası çocuklar için eğlenceli ve öğretici hikâyelerden oluşan büyülü bir macera kitabıdır. Ana karakterimiz Öykü, hayal gücü çok geniş, maceraperest bir kızdır. Bir gün odasında eski bir kitap bulur. Kitabı açtığında, kelimelerin arasından bir ışık yayılır ve kendini büyülü bir dünyada bulur.
Bu dünya, farklı diyarlarla doludur: konuşan hayvanlar, sihirli şehirler, zamanı kontrol eden saat kuleleri, rüya fabrikaları, uzayın derinliklerine açılan kapılar… Öykü, her bölümde farklı bir diyara gider ve her macerasında önemli bir ders öğrenir. Dostluk, cesaret, doğa sevgisi, bilim, sanat, hayal gücü gibi değerleri keşfeder.
Öykü, bazen bir zaman yolculuğuna çıkar, bazen uzaya uçan bir gemiye biner, bazen ise denizlerin altındaki gizli bir şehri keşfeder. Okuyucular da onunla birlikte bu büyülü dünyada yolculuk yapar, heyecan verici bulmacaları çözer ve her hikâyeden yeni bilgiler öğrenirler.
Bu kitap, sadece okumak değil, aynı zamanda hayal kurmak isteyen çocuklar için!
“Sarılmakla boğulmak arasındaki farkı, zehirli bir sarmaşık öğretti bana. Bu kitap; ihanetin, psikolojik çöküşün ve kendi küllerinden doğma mücadelesinin hikâyesidir. Her sayfası gerçek bir hesaplaşma. Adını bile anmadığım O’na değil, kendime yazdım.”
Alden Grey, soğukkanlı bir dedektif, yıllar önceki karanlık geçmişiyle barışmaya çalışan bir adam. Zihninde ağır suçlar ve unutulması zor anılarla, günümüzde adaletin peşinden koşan bir dedektif olarak görevine devam ediyor. Ancak, ona bir oyun oynanmak üzeredir.
Şehirde ardı ardına işlenen cinayetler, her biri bir bulmaca gibi sunulur. Cinayetlerin ardındaki ipuçları, Alden’i sadece bir katili bulmaya değil, aynı zamanda kendi geçmişiyle yüzleşmeye zorlayacaktır. Her cinayet, bir adım daha derine inmesini ve karanlık bir hesaplaşmaya yaklaşmasını sağlar. Fakat, cinayetleri çözmek bir şeydir; Alden, geçmişindeki suçlularla yüzleşirken, her adımı daha da tehlikeli bir hale gelir.
Alden Grey, soğukkanlı bir dedektif olmaktan çok daha fazlasıdır. Bir oyun oynanmaktadır, ama bu oyun Alden’in hayatını değiştirecek kadar büyük olacaktır.
Kim, kiminle oynuyor?
Herkese merhaba. Ben Sümeyra Akkılıç. Namı diğer Papatya. Kitaplara, onların dünyalarına aşığım. Böyle bir dünya kurmak istedim. Zihnimdekileri ve kalbimdekileri aktardığım bu öyküde biri aşka aşık, biri aşka kırgın iki kişinin hikâyesine tanıklık edeceksiniz.
Papatya aşkı aşık, aşk kitaplarına bayılan, romantik bir kızdır. Toprak ise geçmişte yaşadığı sıkıntıların izini taşıyordur kalbinde. Aşk defteri onun için çoktan kapanmıştır. Ve kader bu iki insanı bir araya getirir.
Elif, ailesinden kalan konakta geçmişin izini sürerken, eski bir aynayla karşılaşır.
O ayna ne yansımayı gösteriyor… ne de gerçeği saklıyor.
Unuttuğu bir gecenin yankısı, her bakışta daha da derinleşir.
Fısıltılar artar, gölgeler yaklaşır ve ayna, yalnızca Elif’in değil, herkesin yüzleşmesi gereken karanlığı ortaya çıkarır.
Çünkü bazı aynalar sadece yansıtmaz… Hatırlatır.
Geçmişin gölgeleri, yeniden karanlığa bürünüyor.
Mor Kader serisinin ikinci kitabı “Mor Ölüm”, ihanetlerin, kayıpların ve ölümün soğuk gölgesinde yeni bir başlangıca yol açıyor. Mortis ve dostları, kazandıkları zaferin bedelini ödemek zorunda kalacak. Geçmişin izleri, yeni tehditlerle birleşiyor ve ölüm, tekrar kapılarına dayanıyor.
Bir zamanlar dost olan insanlar, şimdi birbirlerine düşman. Ronan’ın karanlık sırları, eski bir düşmanın geri dönüşü ve yeniden şekillenen kaderler, Mortis’in dünyasını sarıyor. Her şeyin bedeli vardır.
Mortis, artık peşinden koşulan değil, peşinden düşülen bir adamdır. Yeni bir yolculuğa çıkarken, geçmişin hayaletleri peşinden gelir. Yıkım ve ölümün, dostları ve düşmanları birbirine karıştırdığı bu dünyada, hayatta kalmak her şeyden daha zor olacak.
Bir şehir, bir lider, bir katil…
İstanbul’un kalbinde, tarihi izlerin arasında bir katil sessizce dolaşıyor. Kurbanlar rastgele seçilmiyor; her biri tarihin temel taşlarını simgeleyen mekânlara bırakılıyor: Haydarpaşa Garı, Atatürk Evi Müzesi, Pera Palas, Dolmabahçe Sarayı’nın yaslı duvarları…
Cesetlerin yanında bırakılan notlar, sadece ipucu değil; geçmişe, inkılaplara, bir lidere yazılmış kanlı mektuplar.
Başkomiser Yavuz, İstanbul’un sisli sokaklarında katilin izini sürerken, bu cinayetlerin yalnızca birer ölüm değil, birer manifesto olduğunu anlar. Her adımda daha karanlık bir geçmiş, daha derin bir öfke ve çözülmesi gereken daha büyük bir sır ortaya çıkar.
Tarih ve suç iç içe geçerken, İstanbul’un gölgeleri yeniden dile geliyor.
Ve soru şudur:
Bir şehir, kendi kurucusunun mirasını nasıl taşır? Ya da… onu kim kirletmeye cüret eder?
Sürükleyici serinin 4. Kitabı.
Ormandaki bir kütük ile dibinde yetişen dağ çileğini hikayesini bulacağınız yeni şiir kitabım....
Birbirini sevip kavuşanlar, mutlu olur, kavuşamayanlara şair olur. Çileler toprağı mı sever, güneşi mi yoksa yağmuru mu, cevabı bu şiirlerde...
Bir zamanlar huzur vardı. Bir zamanlar denge… Ama şimdi, her şey değişiyor.
Malven, içindeki karanlıkla yıllarca savaştı. Şimdi, bu karanlık onun en büyük düşmanı olacak. Kendisinin ve dünyasının kaderini değiştirecek bir yolculuğa çıkmak zorunda.
Fakat yolculuk yalnızca bir kişinin değil, birkaç hayatın kesiştiği bir an. Malven, dostlarıyla birlikte, kaybolan krallıkları, kaybolan zamanları, kaybolan insanları bulmak için yola koyulacak. Her adımda, her yeni keşifte daha derin bir boşlukta olduklarını hissedecekler. Arkasında gölgeler, etrafında sessizlik… Her şeyin ardında, her şeyin ötesinde bekleyen bir felaket var. Ve bu felaketten kaçış yok.
Bilindiği gibi kahramanları hayvanlar olan, güldürüp düşündüren; eğitici, öğretici ve eğlendirici öykü ve masallara ÖYKÜNCE (FABL) denir.
Ezop`a ait öyküncelerden esinlenerek ve aslına sadık kalarak çocuklar için yazdığım şiirler.
Velmora, büyünün her köşesine işlediği bir diyardır, ancak lanetli büyülerin yükselmesiyle karanlık her geçen gün daha da derinleşmektedir. Krallıklar arasındaki güç mücadelesi, eski emirlerin gölgesinde bir kez daha alevlenir.
Her büyü, yalnızca güç değil, aynı zamanda bir lanet taşır. Her emir, sırlarla doludur ve bu sırlar yalnızca itaat edenlerin değil, isyanın da içinde gizlidir. Bu topraklarda hayatta kalabilmek, sadece güce sahip olmayı değil, karanlıkla yüzleşmeyi gerektirir.
Sireva Noctharn, lanetli büyüyle olan bağını çözüp geçmişin karanlık sırlarını ortaya çıkarmaya çalışan genç bir kızdır. Başka bir adam ise, kaybolmuş bir gücü yeniden bulma peşindedir. Birlikte, diyarı tehdit eden eski bir gücü uyandıracaklardır. Ancak bu yolculuk, yalnızca geçmişin sırlarını değil, kendilerinin de en derin korkularını ortaya koyacaktır.
Velmora, büyünün ve karanlığın gölgesinde, sadece hayatta kalmak değil, geçmişin ve geleceğin kaderini değiştirmek için bir mücadelenin başladığı yerdir.
Başkomiser Yavuz` un maceraları kaldığı yerden devam ediyor. Serinin ikinci kitabı. Başkomiser Yavuz, bir intikam uğruna öldürülen genç bir kızın cinayetini çözmeye çalışıyor.
Sessiz bir günde, genç bir kadının cansız bedeniyle bulundu. Kalbine saplanan bıçak, ucunda eski kağıt banknotlarla birlikte, ardında çözülmesi gereken karanlık bir sır bırakıyordu. İlk bakışta kişisel bir intikam cinayeti gibi görünen bu korkunç olay, Başkomiser Yavuz’un sezgilerini harekete geçirdi.
Olayın derinliklerine indikçe, geçmişin gölgelerinden çıkan sırlar, birbirine bağlı karanlık ilişkiler ve hesaplaşmalar gün yüzüne çıkmaya başladı. Yavuz ve ekibi, ipuçlarını birleştirirken, her taşın altından yeni bir tehdit, her tanığın ağzından yeni bir yalan çıkıyordu. Gerçek, kanla yazılmış bir intikam hikâyesinde saklıydı ve herkesin bir sırrı vardı.
Geçmişin izlerini takip eden Yavuz, bu cinayetin sıradan bir adli vaka olmadığını fark ettiğinde artık geri dönüş yoktu. Kimin dost, kimin düşman olduğu belli olmayan bu labirentte, adaletin peşindeki yolculuk her adımda daha da tehlikeli bir hal alıyordu.
Kanla yazılan bir intikam, adaletin terazisinde hangi tarafa ağır basacaktı?
Görünüşte sıradan bir kolej hayatı, ama perde arkasında gizemler, çatışmalar ve oyunlarla dolu bir hikâye… Defne’nin, sırlarla dolu bir yolculuğa çıkıp arkadaşlık, ihanet, aşk ve rekabetle yüzleştiği bu okulda her gün yeni bir sürprizle karşılaşıyoruz.
_______________________________________________
Bu kitabım 15 Bölümden oluşacaktır.
"Tavır Her Şeydir", kişisel gelişimi sıkıcı olmaktan çıkaran, mizahi ve akıcı bir dille yazılmış bir rehberdir. Bu kitap, özgüvenli bir duruş sergilemenin, insan ilişkilerinde, iş hayatında ve sosyal ortamlarda nasıl fark yarattığını anlatıyor. Hayatta karşılaştığımız kapıları nasıl açacağımızı, nasıl etkileyici ve karizmatik olacağımızı, kendimizi ezdirmeden, güçlü ve saygın bir şekilde var olmayı öğretiyor. Okuyucuya pratik öneriler, gerçek hayat örnekleri ve eğlenceli hikâyelerle ilham vererek, kişisel dönüşüm yolculuğunda rehberlik ediyor. Eğer hayatında tavrın gücünü keşfetmek istiyorsan, bu kitap tam sana göre!
Bir devrim, bir halkın özgürlük mücadelesi, ve son bir krallığın çöküşü…
Althera Krallığı, yıllarca süren baskı ve despotik yönetimle halkını ezmiş, adaletsizliğin ve sefaletin hüküm sürdüğü bir diyara dönüşmüştür. Fakat halkın sabrı tükenmiştir. Kadin, direnişin lideri olarak halkı birleştirir, Eryndor adlı bir isyan hareketi başlatır. Onun ardında ise Elara, Thorne, Isolde gibi cesur ve kararlı liderler vardır. Ancak eski düzenin simgesi Arden, ve onun destekçileri, Althera’nın gücünü korumak için her türlü yolu deneyeceklerdir.
Bir tarafta özgürlük, diğer tarafta ihanete uğramış bir soyluluk sınıfı… İsyanın içinde yer alan her birey, sadece kendi geleceğini değil, tüm halkının kaderini şekillendirecek bir seçim yapmak zorunda kalacaktır.
Eleanor de Vaux, ailesinden kalan eski malikâneye döndüğünde sadece anılarıyla yüzleşeceğini sanıyordu. Oysa gölgeler arasında saklanan bir sır, onu geçmişin dansına davet ediyordu. Bir asır önce lanetlenmiş genç bir asilzade, Lucien Montclair, hâlâ malikânenin salonlarında geziniyor ve tamamlanmamış son valsini bekliyordu.
Geceleri yankılanan ayak sesleri, soğuk fısıltılar ve bir hayaletin gözlerindeki sonsuz özlem… Eleanor, Lucien’in ruhunu özgür bırakmanın yolunu ararken, kalbini geri dönüşü olmayan bir aşka kaptırdığını fark eder. Ama bir ölünün kalbi atamaz ve bir yaşayan sonsuza dek bir gölgeye tutunamaz… değil mi?
“Ölüler dans edemez, Eleanor. Ama seninle bir gece daha vals yapabilmek için, kaderimi bile çiğnemeye hazırım.”
Bir lanetin gölgesinde filizlenen imkânsız bir aşk… Peki ya aşk, ölümden bile güçlü olabilir mi?
Seversin, sevdiğine kavuşursak mutlu olursun. Seversin, sevdiğine kavuşamazsan Şair olursun, dünya okur şiirlerini. Ama bilmez kimse yüreğini. Yürek değil yangın 🔥 yeri..
Kadınlar 1 saatte unutur. Ama erkekler unutmaz ve aşkından şair olur, şiirleri yıllarca okunur. Anlaya, tabii anlayana... Taşı bile yosun sararken. Sol yanında taşıdığını saracak hiç bir şey bulamayanlara adanan bir kitaptır bu....
Bir zamanlar bilinmeyen, bir zamanlar kaybolan… Geçmiş, her şeyin başlangıcıdır.
Halkın sırları, kadim düşmanlıklar ve unutulmuş aşklar… Mor Dümen, geçmişin derinliklerine inmeyi, kaybolmuş bağlantıları ve bir zamanlar unutturulmuş hikâyeleri keşfetmeyi vaat ediyor.
Bu novella, Mor Kader evreninin çok öncesine, kadim güçlerin ve içsel çatışmaların şekillendirdiği bir döneme ışık tutuyor. Mortis ve Ronan arasındaki nefretin kökenlerinden, Alex ve Isabella’nın gizemli geçmişine kadar her karakter, kaybolan parçaları bulmak için çaba harcıyor.
Dört bölümlük bu yolculukta, birbirinden farklı bakış açıları, kaybolan hatıraların yeniden ortaya çıkmasını sağlayacak. Ama ne kadar geçmişi keşfedersek, o kadar karanlık bir geleceğin kapılarını aralıyoruz.
Geçmiş ne kadar derinse, geleceğin karanlığı da bir o kadar derindir.
" Bu şehirde cinayetler bitmez başkomiserim."
İstanbul Galata Emniyet Müdürlüğünün, Cinayet Büro Amirliğinde görev yapan üç polisin hikâyesi. Başkomiser Yavuz ve ekibi, kadim İstanbul şehrinde işlenen cinayetleri çözmeye çalışıyor. Serinin ilk kitabı.
Kader
Bir zamanlar, sıradan bir kasabada, sıradışı bir aile yaşardı. Ailenin iki çocuğu vardı: Kader ve Yağmur. Kader, 16 yaşında, beyaz tenli ve mordan pembeye geçişli uzun saçlarıyla dikkat çeken bir kızdı. Yağmur ise 8 yaşında, açık kahverengi tenli , tekerlekli sandalyesiyle etrafındaki dünyayı keşfetme çalışan ve kum rengi saçlarıyla sevimli bir çocuktu. Ancak, onların hayatındaki en ilginç şey, cadı ailesinden gelmeleriydi. Ne anneleri ne de babaları cadıydı ama ailelerinde cadılıkla ilgili bir geçmiş vardı. Bu yüzden Kader ve Yağmur, diğer çocuklardan farklıydılar. Onlar cadıları biliyorlardı ve onları kıskanıyorlardı. Neyse ki, cadı ya da peri olmamalarına rağmen, cadı-peri ortak okuluna gidiyorlardı.
Öykü’nün Dünyası, 7-12 yaş arası çocuklar için eğlenceli ve öğretici hikâyelerden oluşan büyülü bir macera kitabıdır. Ana karakterimiz Öykü, hayal gücü çok geniş, maceraperest bir kızdır. Bir gün odasında eski bir kitap bulur. Kitabı açtığında, kelimelerin arasından bir ışık yayılır ve kendini büyülü bir dünyada bulur.
Bu dünya, farklı diyarlarla doludur: konuşan hayvanlar, sihirli şehirler, zamanı kontrol eden saat kuleleri, rüya fabrikaları, uzayın derinliklerine açılan kapılar… Öykü, her bölümde farklı bir diyara gider ve her macerasında önemli bir ders öğrenir. Dostluk, cesaret, doğa sevgisi, bilim, sanat, hayal gücü gibi değerleri keşfeder.
Öykü, bazen bir zaman yolculuğuna çıkar, bazen uzaya uçan bir gemiye biner, bazen ise denizlerin altındaki gizli bir şehri keşfeder. Okuyucular da onunla birlikte bu büyülü dünyada yolculuk yapar, heyecan verici bulmacaları çözer ve her hikâyeden yeni bilgiler öğrenirler.
Bu kitap, sadece okumak değil, aynı zamanda hayal kurmak isteyen çocuklar için!
“Sarılmakla boğulmak arasındaki farkı, zehirli bir sarmaşık öğretti bana. Bu kitap; ihanetin, psikolojik çöküşün ve kendi küllerinden doğma mücadelesinin hikâyesidir. Her sayfası gerçek bir hesaplaşma. Adını bile anmadığım O’na değil, kendime yazdım.”
Alden Grey, soğukkanlı bir dedektif, yıllar önceki karanlık geçmişiyle barışmaya çalışan bir adam. Zihninde ağır suçlar ve unutulması zor anılarla, günümüzde adaletin peşinden koşan bir dedektif olarak görevine devam ediyor. Ancak, ona bir oyun oynanmak üzeredir.
Şehirde ardı ardına işlenen cinayetler, her biri bir bulmaca gibi sunulur. Cinayetlerin ardındaki ipuçları, Alden’i sadece bir katili bulmaya değil, aynı zamanda kendi geçmişiyle yüzleşmeye zorlayacaktır. Her cinayet, bir adım daha derine inmesini ve karanlık bir hesaplaşmaya yaklaşmasını sağlar. Fakat, cinayetleri çözmek bir şeydir; Alden, geçmişindeki suçlularla yüzleşirken, her adımı daha da tehlikeli bir hale gelir.
Alden Grey, soğukkanlı bir dedektif olmaktan çok daha fazlasıdır. Bir oyun oynanmaktadır, ama bu oyun Alden’in hayatını değiştirecek kadar büyük olacaktır.
Kim, kiminle oynuyor?
Herkese merhaba. Ben Sümeyra Akkılıç. Namı diğer Papatya. Kitaplara, onların dünyalarına aşığım. Böyle bir dünya kurmak istedim. Zihnimdekileri ve kalbimdekileri aktardığım bu öyküde biri aşka aşık, biri aşka kırgın iki kişinin hikâyesine tanıklık edeceksiniz.
Papatya aşkı aşık, aşk kitaplarına bayılan, romantik bir kızdır. Toprak ise geçmişte yaşadığı sıkıntıların izini taşıyordur kalbinde. Aşk defteri onun için çoktan kapanmıştır. Ve kader bu iki insanı bir araya getirir.
Elif, ailesinden kalan konakta geçmişin izini sürerken, eski bir aynayla karşılaşır.
O ayna ne yansımayı gösteriyor… ne de gerçeği saklıyor.
Unuttuğu bir gecenin yankısı, her bakışta daha da derinleşir.
Fısıltılar artar, gölgeler yaklaşır ve ayna, yalnızca Elif’in değil, herkesin yüzleşmesi gereken karanlığı ortaya çıkarır.
Çünkü bazı aynalar sadece yansıtmaz… Hatırlatır.
Geçmişin gölgeleri, yeniden karanlığa bürünüyor.
Mor Kader serisinin ikinci kitabı “Mor Ölüm”, ihanetlerin, kayıpların ve ölümün soğuk gölgesinde yeni bir başlangıca yol açıyor. Mortis ve dostları, kazandıkları zaferin bedelini ödemek zorunda kalacak. Geçmişin izleri, yeni tehditlerle birleşiyor ve ölüm, tekrar kapılarına dayanıyor.
Bir zamanlar dost olan insanlar, şimdi birbirlerine düşman. Ronan’ın karanlık sırları, eski bir düşmanın geri dönüşü ve yeniden şekillenen kaderler, Mortis’in dünyasını sarıyor. Her şeyin bedeli vardır.
Mortis, artık peşinden koşulan değil, peşinden düşülen bir adamdır. Yeni bir yolculuğa çıkarken, geçmişin hayaletleri peşinden gelir. Yıkım ve ölümün, dostları ve düşmanları birbirine karıştırdığı bu dünyada, hayatta kalmak her şeyden daha zor olacak.
Bir şehir, bir lider, bir katil…
İstanbul’un kalbinde, tarihi izlerin arasında bir katil sessizce dolaşıyor. Kurbanlar rastgele seçilmiyor; her biri tarihin temel taşlarını simgeleyen mekânlara bırakılıyor: Haydarpaşa Garı, Atatürk Evi Müzesi, Pera Palas, Dolmabahçe Sarayı’nın yaslı duvarları…
Cesetlerin yanında bırakılan notlar, sadece ipucu değil; geçmişe, inkılaplara, bir lidere yazılmış kanlı mektuplar.
Başkomiser Yavuz, İstanbul’un sisli sokaklarında katilin izini sürerken, bu cinayetlerin yalnızca birer ölüm değil, birer manifesto olduğunu anlar. Her adımda daha karanlık bir geçmiş, daha derin bir öfke ve çözülmesi gereken daha büyük bir sır ortaya çıkar.
Tarih ve suç iç içe geçerken, İstanbul’un gölgeleri yeniden dile geliyor.
Ve soru şudur:
Bir şehir, kendi kurucusunun mirasını nasıl taşır? Ya da… onu kim kirletmeye cüret eder?
Sürükleyici serinin 4. Kitabı.
Ormandaki bir kütük ile dibinde yetişen dağ çileğini hikayesini bulacağınız yeni şiir kitabım....
Birbirini sevip kavuşanlar, mutlu olur, kavuşamayanlara şair olur. Çileler toprağı mı sever, güneşi mi yoksa yağmuru mu, cevabı bu şiirlerde...
Bir zamanlar huzur vardı. Bir zamanlar denge… Ama şimdi, her şey değişiyor.
Malven, içindeki karanlıkla yıllarca savaştı. Şimdi, bu karanlık onun en büyük düşmanı olacak. Kendisinin ve dünyasının kaderini değiştirecek bir yolculuğa çıkmak zorunda.
Fakat yolculuk yalnızca bir kişinin değil, birkaç hayatın kesiştiği bir an. Malven, dostlarıyla birlikte, kaybolan krallıkları, kaybolan zamanları, kaybolan insanları bulmak için yola koyulacak. Her adımda, her yeni keşifte daha derin bir boşlukta olduklarını hissedecekler. Arkasında gölgeler, etrafında sessizlik… Her şeyin ardında, her şeyin ötesinde bekleyen bir felaket var. Ve bu felaketten kaçış yok.
Bilindiği gibi kahramanları hayvanlar olan, güldürüp düşündüren; eğitici, öğretici ve eğlendirici öykü ve masallara ÖYKÜNCE (FABL) denir.
Ezop`a ait öyküncelerden esinlenerek ve aslına sadık kalarak çocuklar için yazdığım şiirler.
Velmora, büyünün her köşesine işlediği bir diyardır, ancak lanetli büyülerin yükselmesiyle karanlık her geçen gün daha da derinleşmektedir. Krallıklar arasındaki güç mücadelesi, eski emirlerin gölgesinde bir kez daha alevlenir.
Her büyü, yalnızca güç değil, aynı zamanda bir lanet taşır. Her emir, sırlarla doludur ve bu sırlar yalnızca itaat edenlerin değil, isyanın da içinde gizlidir. Bu topraklarda hayatta kalabilmek, sadece güce sahip olmayı değil, karanlıkla yüzleşmeyi gerektirir.
Sireva Noctharn, lanetli büyüyle olan bağını çözüp geçmişin karanlık sırlarını ortaya çıkarmaya çalışan genç bir kızdır. Başka bir adam ise, kaybolmuş bir gücü yeniden bulma peşindedir. Birlikte, diyarı tehdit eden eski bir gücü uyandıracaklardır. Ancak bu yolculuk, yalnızca geçmişin sırlarını değil, kendilerinin de en derin korkularını ortaya koyacaktır.
Velmora, büyünün ve karanlığın gölgesinde, sadece hayatta kalmak değil, geçmişin ve geleceğin kaderini değiştirmek için bir mücadelenin başladığı yerdir.
Başkomiser Yavuz` un maceraları kaldığı yerden devam ediyor. Serinin ikinci kitabı. Başkomiser Yavuz, bir intikam uğruna öldürülen genç bir kızın cinayetini çözmeye çalışıyor.
Sessiz bir günde, genç bir kadının cansız bedeniyle bulundu. Kalbine saplanan bıçak, ucunda eski kağıt banknotlarla birlikte, ardında çözülmesi gereken karanlık bir sır bırakıyordu. İlk bakışta kişisel bir intikam cinayeti gibi görünen bu korkunç olay, Başkomiser Yavuz’un sezgilerini harekete geçirdi.
Olayın derinliklerine indikçe, geçmişin gölgelerinden çıkan sırlar, birbirine bağlı karanlık ilişkiler ve hesaplaşmalar gün yüzüne çıkmaya başladı. Yavuz ve ekibi, ipuçlarını birleştirirken, her taşın altından yeni bir tehdit, her tanığın ağzından yeni bir yalan çıkıyordu. Gerçek, kanla yazılmış bir intikam hikâyesinde saklıydı ve herkesin bir sırrı vardı.
Geçmişin izlerini takip eden Yavuz, bu cinayetin sıradan bir adli vaka olmadığını fark ettiğinde artık geri dönüş yoktu. Kimin dost, kimin düşman olduğu belli olmayan bu labirentte, adaletin peşindeki yolculuk her adımda daha da tehlikeli bir hal alıyordu.
Kanla yazılan bir intikam, adaletin terazisinde hangi tarafa ağır basacaktı?
Görünüşte sıradan bir kolej hayatı, ama perde arkasında gizemler, çatışmalar ve oyunlarla dolu bir hikâye… Defne’nin, sırlarla dolu bir yolculuğa çıkıp arkadaşlık, ihanet, aşk ve rekabetle yüzleştiği bu okulda her gün yeni bir sürprizle karşılaşıyoruz.
_______________________________________________
Bu kitabım 15 Bölümden oluşacaktır.
"Tavır Her Şeydir", kişisel gelişimi sıkıcı olmaktan çıkaran, mizahi ve akıcı bir dille yazılmış bir rehberdir. Bu kitap, özgüvenli bir duruş sergilemenin, insan ilişkilerinde, iş hayatında ve sosyal ortamlarda nasıl fark yarattığını anlatıyor. Hayatta karşılaştığımız kapıları nasıl açacağımızı, nasıl etkileyici ve karizmatik olacağımızı, kendimizi ezdirmeden, güçlü ve saygın bir şekilde var olmayı öğretiyor. Okuyucuya pratik öneriler, gerçek hayat örnekleri ve eğlenceli hikâyelerle ilham vererek, kişisel dönüşüm yolculuğunda rehberlik ediyor. Eğer hayatında tavrın gücünü keşfetmek istiyorsan, bu kitap tam sana göre!
Bir devrim, bir halkın özgürlük mücadelesi, ve son bir krallığın çöküşü…
Althera Krallığı, yıllarca süren baskı ve despotik yönetimle halkını ezmiş, adaletsizliğin ve sefaletin hüküm sürdüğü bir diyara dönüşmüştür. Fakat halkın sabrı tükenmiştir. Kadin, direnişin lideri olarak halkı birleştirir, Eryndor adlı bir isyan hareketi başlatır. Onun ardında ise Elara, Thorne, Isolde gibi cesur ve kararlı liderler vardır. Ancak eski düzenin simgesi Arden, ve onun destekçileri, Althera’nın gücünü korumak için her türlü yolu deneyeceklerdir.
Bir tarafta özgürlük, diğer tarafta ihanete uğramış bir soyluluk sınıfı… İsyanın içinde yer alan her birey, sadece kendi geleceğini değil, tüm halkının kaderini şekillendirecek bir seçim yapmak zorunda kalacaktır.
Eleanor de Vaux, ailesinden kalan eski malikâneye döndüğünde sadece anılarıyla yüzleşeceğini sanıyordu. Oysa gölgeler arasında saklanan bir sır, onu geçmişin dansına davet ediyordu. Bir asır önce lanetlenmiş genç bir asilzade, Lucien Montclair, hâlâ malikânenin salonlarında geziniyor ve tamamlanmamış son valsini bekliyordu.
Geceleri yankılanan ayak sesleri, soğuk fısıltılar ve bir hayaletin gözlerindeki sonsuz özlem… Eleanor, Lucien’in ruhunu özgür bırakmanın yolunu ararken, kalbini geri dönüşü olmayan bir aşka kaptırdığını fark eder. Ama bir ölünün kalbi atamaz ve bir yaşayan sonsuza dek bir gölgeye tutunamaz… değil mi?
“Ölüler dans edemez, Eleanor. Ama seninle bir gece daha vals yapabilmek için, kaderimi bile çiğnemeye hazırım.”
Bir lanetin gölgesinde filizlenen imkânsız bir aşk… Peki ya aşk, ölümden bile güçlü olabilir mi?
Seversin, sevdiğine kavuşursak mutlu olursun. Seversin, sevdiğine kavuşamazsan Şair olursun, dünya okur şiirlerini. Ama bilmez kimse yüreğini. Yürek değil yangın 🔥 yeri..
Kadınlar 1 saatte unutur. Ama erkekler unutmaz ve aşkından şair olur, şiirleri yıllarca okunur. Anlaya, tabii anlayana... Taşı bile yosun sararken. Sol yanında taşıdığını saracak hiç bir şey bulamayanlara adanan bir kitaptır bu....
Bir zamanlar bilinmeyen, bir zamanlar kaybolan… Geçmiş, her şeyin başlangıcıdır.
Halkın sırları, kadim düşmanlıklar ve unutulmuş aşklar… Mor Dümen, geçmişin derinliklerine inmeyi, kaybolmuş bağlantıları ve bir zamanlar unutturulmuş hikâyeleri keşfetmeyi vaat ediyor.
Bu novella, Mor Kader evreninin çok öncesine, kadim güçlerin ve içsel çatışmaların şekillendirdiği bir döneme ışık tutuyor. Mortis ve Ronan arasındaki nefretin kökenlerinden, Alex ve Isabella’nın gizemli geçmişine kadar her karakter, kaybolan parçaları bulmak için çaba harcıyor.
Dört bölümlük bu yolculukta, birbirinden farklı bakış açıları, kaybolan hatıraların yeniden ortaya çıkmasını sağlayacak. Ama ne kadar geçmişi keşfedersek, o kadar karanlık bir geleceğin kapılarını aralıyoruz.
Geçmiş ne kadar derinse, geleceğin karanlığı da bir o kadar derindir.
" Bu şehirde cinayetler bitmez başkomiserim."
İstanbul Galata Emniyet Müdürlüğünün, Cinayet Büro Amirliğinde görev yapan üç polisin hikâyesi. Başkomiser Yavuz ve ekibi, kadim İstanbul şehrinde işlenen cinayetleri çözmeye çalışıyor. Serinin ilk kitabı.
Kader
Bir zamanlar, sıradan bir kasabada, sıradışı bir aile yaşardı. Ailenin iki çocuğu vardı: Kader ve Yağmur. Kader, 16 yaşında, beyaz tenli ve mordan pembeye geçişli uzun saçlarıyla dikkat çeken bir kızdı. Yağmur ise 8 yaşında, açık kahverengi tenli , tekerlekli sandalyesiyle etrafındaki dünyayı keşfetme çalışan ve kum rengi saçlarıyla sevimli bir çocuktu. Ancak, onların hayatındaki en ilginç şey, cadı ailesinden gelmeleriydi. Ne anneleri ne de babaları cadıydı ama ailelerinde cadılıkla ilgili bir geçmiş vardı. Bu yüzden Kader ve Yağmur, diğer çocuklardan farklıydılar. Onlar cadıları biliyorlardı ve onları kıskanıyorlardı. Neyse ki, cadı ya da peri olmamalarına rağmen, cadı-peri ortak okuluna gidiyorlardı.
Yeni 26`sına basmış olan deniz ile 30 yaşındaki ateş...
Kız kardeşi ile abisi kaçarak evlenir ve bu iş sonucunda ya ikisi ölecek yada...
Deniz ile ateş evlenecek...
"Rope Mayıs dokuzu çıkarmadan sen gelir misin?"
Not: Rope(Onur Doğan) `nin mayıs serisinden esinlenerek yazılmıştır.
Tamamen hayal ürünü ve şarkıcının hayat hikayesiyle alakası yoktur.
Okuyacağınız kısa hikaye sadece mayıs serisinin hisettirdiklerinin kaleme dökülmüş hâlidir...
Eğer Rope dinliyorsan kaybedecek birşeyin kalmamış demektir. Bu hikâye kaybedenlere gelsin...
"DİKKAT! DİKKAT!"
"Meteorolojistler dışarı çıkmamanızı önermektedir.Saat 2 gibi dolu yağmaya başlayacağını söylediler.Karların bu sefer çok sert vuracağını ve eğer dışarıda olursanız karların başlarınıza çarpmaları ile bilincinizi kaybedebilirsiniz diyerek uyarı yaptılar."
G.Haber
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bu haberi gören insanlar dışarı çıkmazlar.
Ancak herşeyden habersiz 3 genç arkadaş dışarı çıkmıştır ve evlerinden uzaklaşmıştır.
3 genç dolu yağmaya başlamasıyla etraflarında saklanacak yer ararlar ancak siyaha boyanmış kapısı açık olan bir apartmandan başka birşey göremezler. Hızlıca apartmana girip kapıyı kapatırlar.
Grubun meraklısı Mete AKÇA etrafı incelerken bir koridor görür ve oraya doğru ilerlerken bir boşluğa düşer.
Mete`nin bağırışlarını duyan Kağan ve Karan DEMİR de o yöne giderler. Onlarda boşluğu fark edemezler ve boşluğa düşerler.
Onlar duymasada o esnada bir ses duyulur..
`Tik tak tik tak Gemenos`a hoşgeldiniz`
Uzun zamandır bir evde babası sandığı adam tarafından tutsak kalan clara kaçmaya çalışırken babasının düşmanı ile karşılaşır ve clara’nın hayat hikayesi başlar.
Asker & Eski Asker
Gözlerimi gözlerine diktim. "Süsünden eksik olmuyorsun be kızım," dediğinde gözünün içi gülüyordu. "Yine hangi makyaj veya takı. Söyle güzelim. Söyle çünkü bunları bir tek senin için yaparım."
Yüzümde tebessüm yer edindi. "Bana mermi verir misin peki?"
Bir hata her iki hayatında sonu olmuştu
.
Kitabı yüzde yüz seveceğinize o kadar eminim ki.
Ortaokulda hayranlık duyduğum çocukla hayatlarımızı birleştirdirmiştik. Mutlu mesut yaşarken yaptığım bir hata yüzünden Gökhan`dan ayrılmıştım. Yaptığım hatanın farkındaydım. Yapacak bir şey yoktu. Ama hayat yıllar sonra onunla karşılaştırırsa ne olurdu ki?...
Ortaokulda aynı sınıfta olan iki ana karakterimiz lise yüzünden bağları kopsada hayatlarını lisede birleştirmişlerdi. Sıla duygularını ve mantığını birlikte yürütemediğini düşünüp hiç bir açıklama yapmadan Gökhan`dan ayrılıyor. Kara Harp okuyan kızımız yıllar boyu yaşadığı acıyla çok güçlü bir kadın olmuştu. Peki yıllar sonra ana karakterlerimiz birleşe ne olurdu? Fakat atladığımız bir detay var; kader onlardan olmayacağını yıllar önce göstermişti...
Merhaba bu benim ilk kitabım. Biraz kötü olabilir. Ama elimden geldiğince iyi iş çıkaracağımı düşünüyorum. Mutlu okumalar dilerim...💗
Yukarı baktığınız zaman gördüğünüz ilk şey ya etrafında bulutların yer aldığı güneş ya da yıldızlarla size sanat eseri sunan aydır. Aykız, gözlerini açıp yukarıya baktığında ilk gördüğü ay ışığı sayesinde seçebildiği soluk birer çift göz olmuştu. Doğduğu gün, annesinin ona bıraktığı mirası taşıyamayacağının farkında bile değildi. Seneler boyunca ağabeyi ile bir yerde kapana kısılmış şekilde korunmak için eğitimler gördü fakat bu eğitimler onu gerçek dünyaya hazırlamamıştı. Kendini yer altındakiler-den değil de gerçek dünyadakilerden koruması gerektiğini ona hiç kimse anlatmamıştı.
Yirmi iki yaşında her şeyin alt üst olduğu gün gelecekti. Ruhu yeniden doğacak gerçek benliğini kazanmak için büyük bir mücadele etmek zorunda kalacaktı. Savunduğu, inandığı ve güven duyduğu hayatı bitecekti. Yerini hiç tanımadığı duygular alacaktı. Merak ettiği her şey onun başına bela olabilirdi ve cevaplarını almak için dikenli yollardan geçmesi gerekecekti. Bu yolda ona yardım edende olacaktı, ayağını kaydırmak isteyende. Aykız, bu yolda ilerlerken hayatta kalabilecek miydi? Kontrolsüz gücünü içinde hapsederek ne kadar ileriye gidecekti?
Tüm hakları saklıdır. Çalıntı, alıntı vs. durumlarda adli işlem başlatılacaktır.
Mesafeler kalbe sınır koyabilir mi?
Yiğit, Mardin`de görev yapan disiplinli ve içine kapanık bir asker…
Yağmur ise İzmir’de görev yapan, yaralı kalpleri sarmaya alışık bir hemşire…
Bir gün yanlışlıkla çalan bir telefon, iki yabancı kalbi birbirine bağlar.
Başlangıçta birkaç cümleyle kurulan iletişim, zamanla özleme, umut dolu bekleyişlere ve derin bir sevgiye dönüşür.
Her konuşma bir nefes, her izin bir hayal, her mektup bir duadır onlar için.
Zaman, kilometreler ve üniformalar arasında büyüyen bu aşk; ne sınır tanır ne kurallar.
Ama asıl soru şu: Kalpler aynı hizada çarparken, kader onları birleştirecek mi?
"Bir Hattın Ucundaki Kalp", bir telefonun ucunda başlayıp yüreklere dokunan, hüzünle örülmüş ama umutla yeşeren bir askerî aşk hikâyesi.
Hikayenin ana karakteri olan Anton 18 yaşında bir araba kazası sonucu hayatını kaybetmesi üzerine gözlerini hiç tanınmadık karanlık bir yerde açar Anton`un küçüklükten beri zihninden gelen tuhaf sesler gözlerini bu tanınmadık yerde daha da güçlenir,bu sesler tanımlanamaz fısıltı, uğultu veya çığlık Anton`un arkasını dönmesi üzerine devasa bir kapı belirir Anton`un küçüklükten beri zihninden gelen sesler kapıdan geliyorlardı kapının arkasından...kapı açılır Anton`un içeri adım atmasıyla kapının kapanması bir olur fakat sesler daha derinlerden geliyordu Anton`un yapabilecegi tek birşey vardı derinlere ucu bucağı gözükmeyen karanlığa gitmekten sesleri takip etmekten başka şansı kalmaz. Anton Acaba bu seslerin ne olduğunu,nereden veya kimden geldiğini bulabilecek mi ?
Kırıktı kelebeğin kanatları, zayıftı uçtuğu kafesi. Kapısında süregelen bir duvar vardı. Ve kalbi kanadından kırık kelebek sonun da konacak bir dal bulmuştu.. Hiç konmaması gereken çatırdak dal..
Gönlü Sahir olan ile onun Lahzasında vurguni yemiş gözlerin sahibi Ahu güzelin hikayesi..
" Her son son değildi. Benim hikayem bittiği yerde başlamıştı."
Kitap Kapağı için @writerladyy( Selin Özgen`e) teşekkürler :)
Lina`nın babası ile olan problemleri geceleri hissettiği duygular düşünceler yaşadığı şeyler hakkında bazı bölümler olacak daha sonrasında yeni birerkek arkadaşı hayatına girecek ve ona babalık dostluk sevgililik hepsini bi arada yapabilecek güvendiği biri olacak
10 yaşindan beri yetim olan Chrissy. Evlat edinildiği aile tarafından 18 yaşında şehrin en tehlikeli mafyasıyla evlendirilir. Axel Regos ondan ne kadar nefret etsede o kadar korumacıdır.
Sizce bu nefretin sonu nasıl bitecek?
İki polis kuzen, meslekleri ve aileleri arasında sıkışmışken, birbirlerine duydukları yasak aşkı gizlemeye çalışır. Aşkları, görev ve aile bağlarıyla test edilirken, çıkmaz bir yolun ortasında kalırlar.
Güneş Yıldırım
12.Sınıf 18 yaşında 1.60 boyunda sarı saçlı göz rengi mavi
Deniz Aras Kandemir
12.Sınıf 19 yaşında 1.93 boyunda siyah saçlı göz rengi siyah
Bir insanın en büyük korkusu ateş olur mu
bir insan en büyük korkusuyla sınanır mı yetmedi ölümle sınanır mı
evet şimdi en büyük korkusu olan bir kızın hikayesini onun ve onun hayatındakilerin yaşam mücadelesini okuyalım
Bu hikaye kaybedipte kazananların hikayesi
Ailesinin zoruyla yatılı okula yazılan gece, ve düşman okul da olan yiğit. Bir şekilde tanışır ve diğerleri gibi onlar da düşman olur. Fakat bilmedikleri birşey vardı, Aşk.
Bu akıl edemedikleri aşk onları bulmuştu. Ama onlar düşman okuldu ve hep de öyle kalacaktı. Ya da kalmayacaktı, sizce?
Gelin birlikte öğrenelim.
İyi okumalar.
Bir gece. Bir yabancı. Ve geri dönülmez bir hata...
Onu bir otelde gördü-karanlık bakışlarıyla, gizemli ve çekici. O gece, mantığını bir kenara bırakıp kendini ona teslim etti. Sabah olduğunda ise adam gitmişti. Ama ona bir parça bırakmıştı: Karnında büyüyen bir sır
Günler sonra, o adam geri döndü. Bu kez daha karanlık, daha soğuk ve tehlikeli bir amaçla. Çünkü bu bir tesadüf değildi. Onu bulmuştu. Ve intikam almak için her şeyi göze almıştı.
Ama bilmediği bir şey vardı: Artık sadece bir kadın değil, bir anneydi. Ve bebeği için her şeyi yapardı...
Aşk ile nefret, tutku ile öfke arasında ince bir çizgi vardır. Peki, bu hikâyede kazanan kim olacak?
Tek bir gece, her şeyi değiştirebilir. Ama gerçekte kim kimin hayatını mahvetti?
🚨🚧🚧Yetişkin içerik 🚧🚧🚨
13.03.2025
#Genç kız edebiyatı
°Tüm hakları saklıdır.
İki avcunu yan yana getirip içleri yukarı gelecek şekilde açtı. Ellerini genç kıza doğru kaldırıp gülümsedi. "Kalbini avcun gibi düşün. Her şey sığmaz değil mi?" dedi genç kıza merakla bakarken.
"Evet sığmaz"
Selim daha fazla gülümseyip avcuna baktı. "Küçük olduğu için yanlızca bir kuş sığar, bir serçe ya da bir kelebek ne diye adlandırırsan işte. Bu kuşu yanlış kişiye uçurmamak lâzım değil mi?". Kübra soru karşısında anlamaz gibi kaşlarını çattığı halde başını aşağı yukarı salladı.
"Şu zamana kadar yaptığım en doğru şeylerden biri de kalbimde ki kuşu doğru kişiye uçurmak oldu." Selim içine bir nefes çekip elini cebine attı. Cebinden küçük bir kolye çıkarıp tekrardan avuçlarını birleştirdi. İki avcunun ortasında kalan kolyenin ucunda mavi küçük bir kuş vardı.
Kübra`ya uzatıp konuştu. "Umarım kalbimden uçan kuş kalbine konar Kübra."
Genç kız içinde ki dürtüye engel olamasa karşısında ki gence sarılacaktı. Kübra`nın gözünden bir damla firar ederken silmedi aksın gitsin istedi. Sağ elini açıp Selime doğru uzattı, eline bırakılan soğuk küçük metale gülümseyerek baktı. "O kuş yerine konup kurulalı aylar oldu"
[ Kapak tasarımı kendi şahsıma aittir. ]
🌫
Sustum satırlarca,
Kalemim konuştu sayfalarca.
üniversite 4. sınıf ta bir kızın hikayesi gerçek ailesi aslında o olmayan ve 4 abisi olan Damla aşk hayatı yeni aile ortamı anne ve babası alışabilecekmi
-Bir ona bir de bana uzattığı eline baktım.Yakından daha da güzeldi apışıp kalmıştım resmen .Hemen kendine gelio uzattığı eli tuttum.Umarim kalbimin sesini duymaz.
“O karam benim bir kere hödük! Kimseye vermem benim hakkım o!”
“Kızım alt tarafı bir karam ilk ben geldim ben alacam. Vermiyorum sana karam maram gir ba-“
Market göreclisinin sesini duymamız ile o tarafa döndük. “Beyfendi ve hanımefendi lütfen marketimizden çıkarmısınız. Artık o karam satılmıyor.”
Şerefsiz kesin kendisi yiyecekti
-0536#############: Benim salak arkadaşım madem numaranı değiştiriyorsun bana niye söylemiyorsun?????
-0536#############: Ben bunu o gıcık gizemden mi öğrenicektim
-0536#############: Bide gelmiş `ay canım arkadaşın sana söylemedimi?` diye nisbet yapıyor bana
-0536#############: Gerizekalı sinirlerimi bozdu benim
-0536#############: Kızım baksana buraya delirtme beni
-0536#############: Bide saçma sapan profil koymuşsun
-0536#############: Asker ne alaka salak bide deve gibi erkek asker profili yapmışşsın
-0536#############: Sen cidden salaksın valla sen bu kafayla nasıl doktor oldun ben anlamıyorum
-0536#############: Ceyda bak buraya artık delirtme beni!!!!
( GÖRÜLDÜ)
"Tek rotam yıldızları gözlerinde taşıyan seni takip etmek."
Basket takımındaki çocuk ile Edebiyat kulübünde ki kız arkadaş gurubunda tanışır Ama kız uzun zamandır plotonik.
"Kitap Wattpad de mevcut hesap adı aynı"
Yildizwl
Seri bir katil hastanede yeni doğan bebekleri öldürüyordu. Sıra ona gelmişti ama onu öldürememişti.Tam 22 yıl sonra her şey tekrar başlayacaktı ve planları hiç umduğu gibi gitmeyecekti...
Yıllarını adadığı bir adamın ihanetiyle darmadağın olan Derin, kendini bir sahil kasabasında bulur. Geçmişin izleriyle yeni bir hayat kurmaya çalışırken, kader ona ikinçi bir şansı fısıldar...
"Eğlence peşinde koşan bir grup liseli genç, ailelerinden ve hocalardan gizlice okulda kalmaya karar verir. Amaçları sadece eğlenmek değil, sınav sorularını çalmak ve bu geceyi unutulmaz kılmaktır. Fakat gecenin ilerleyen saatlerinde, kendilerini hiç ummadıkları bir şekilde ölümün kollarında bulurlar. Kocaman kolejin labirent gibi koridorlarında, sağ salim çıkmak için bir tek amaçları vardır: Kaçmak. peki buna güçleri yetecek mi ? Yoksa ölümün soğuk gölgesinde kayıp mı olacaklar?"
"Beni nereye götürüyorsunuz?" Avazım çıkana kadar bağırdım. "Botan beyin emiri var. Bizimle gelmek zorundasın." Cümlenin kurma şekline bakar mısın?`Zorundasın!`
"Benim sizinle hiç bir alakam yok! Bırakın beni..."Ben kendimi çekmeye çalıştıkça hırpalayarak götürüyorlardı.
Bir ev desem değil! Ahır desem oda değildi! Beni pis ve ağır genizimi yakacak kadar kötü kokan bir odaya attılar. "Benim burada ne işim var nolur bırakın beni!"Diyip ağlarken duvarın karanlık yerinden ses geldi. "Burası bile senin için güzel ve TEMİZ"
“Seni kaybetmek istemiyorum.” Dudaklarının arasından dökülen kelamlar genç adamın ağır bir şekilde tebessüm etmesine sebep olmuştu.
“Sen beni kendi ellerinle o deliğe soktuğunda zaten kaybettin, şimdi karşıma geçmiş seni kaybetmek istemiyorum nasıl diyebiliyorsun.?” Devran sert sesiyle konuşurken genç kız başını kaldırıp ona baktı. Kızaran ela gözlerinden bir damla yaş süzülürken sessiz kalmayı seçmişti. Zira söyleyecek bir kelamı kalmamıştı.
1970`lerde karadenizde geçen bir sevda hikayesi.
Başlama tarihi: 19/03/2024
Şamil ile Janset`in hikayesini bilir misiniz? Bu hikayeyi herkes bilmez belki ama kavuşamayan iki aşığın ismi olarak nitelendirilir bu iki isim...
Birbirine denk olmadığı söylenen iki aşığı..
Bizim hikayemiz ise tam tersi. Biz doğuştan itibaren birbirine denk, birbiri için var olmuş iki aşığız..
Hayat bana bir şans verdi ve ben bu şansı son nefesime kadar iyi değerlendireceğim. Ağlatan kafe bu sefer kavuşan iki aşık için sonsuza kadar çalacak.
Elbruz Kerem Kurt..
Küçüklükleri çok zor geçen Damla ve Uraz; anne ve babalarının evlenmeleri ile birbirlerinden nefret ederler, fakat daha sonra bu nefretin aslında sadece aşk olduğunu anlarlar
kurbagaprenses: Çirkin kızlar da sevilmek ister ve her öpülmeyi bekleyen kurbağa prens olmaz.
🐸
Sevilmenin kurallarını yeniden yazıyoruz. Burada ne badem gözler ne elma yanaklar ne bal dudaklar ne de fındık burunlar var. Tüm algıları yıkıyoruz ve heybetli bir çirkin kız kulesi örüyoruz. Bu arada saçlarımız da küt ve kıvırcık o yüzden kuleden salıp prensi yukarı çekemiyoruz.
Çirkef aşklar diyarına hoş geldiniz.
Mahallemiz de bol bol küfür, iç gıdıklayan aşk ve çay yanına bolca samimiyet var. Tek yapmanız gereken bir kase çekirdek ve bir bardak kola almanız. Sonrasında mahalle de koşturup maç yapacağız, bahçelere dalacağız, duvar üstünde çekirdek çitleyeceğiz, yeri geldiğinde kavga edeceğiz ve nihayetinde de müthiş bir aşkın ilk paragraflarını yazacağız.
Bu hikaye çirkin bir kızın içimize hüzün bulutlarından yağmur yağdıracağı fakat aşkıyla yağmurdan sonra güneşi açtıracağı bir hikaye.
Günebakan mahallesine hoş geldiniz.
-Lale
Başlangıç: 04/08/2024
Tarihin En Büyük Savaşının Ardından İnsanlar Tarafından Yeraltına Hapsedilen Canavarların İntikam Almak İçin Son Bir İnsan Ruhuna İhtiyaçları Vardır. Frisk, Ruhunu Ele Geçirmek İsteyen Canavarlara Karşı Hayatta Kalabilecek Mi...