DİVANE
Ben Divane. Resmiyette Türk Silahlı Kuvvetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı`nın ortak personeller ile eğittiği, vatanın birliği ve bütünlüğünü bozacak her türlü eylem ve söylem karşısında edindiğim donanımlar ile gerek savunmada gerekse saldırıda her türlü koşula ayak uydurabilecek düzeyde yetiştirilmiş üst düzey güvenlik personeliyim.
Ben Divane. İşin özünde babasının gözünü dahi kırpmadan büyük bir gururla devlete eğiltimesi için teslim ettiği, çocukluğunu, ergenliğini, tüm hayallerini vatanı uğruna ölümünden sonrasına saklayan, bunların yanı sıra kendisi gibi başka çocukların da babasız kalmaması için her an savaşmaya hazır, oyuncakları mermiler, bombalar olan o çocuğum.
Ben Divane. Sevdiklerimi ve sevdiklerinizi korumak için buradayım.
060723
|
Geçmişin zinciri (+18)
Esir düşen Üsteğmen Deniz Özal`ın kurtarıldıktan sonra hayatında büyük değişimler meydana gelir. Bilmediği duygular ile tanışan Deniz bir yandan da geçmişi ile karşı karşıya kalır. Geçmiş ya yakacaktı ya da yanacaktı.
|
Sevdalı Gelin
Ben Naze küçüklüğünden beri amca oğluna sevdalı Naze. Yüreğimde Rezan`a olan sevdam varken onun en yakın arkadaşı olan kan kardeşi Berat`a gelin olmuş Naze.
Gönlünde sevdası varken başka bir sevdaya yer açabilir miydi insan? Yapabilir miydim gönlümden Rezan`ı silip yerine Berat`ı koyabilir miydim?
Sevdalı gelinimiz Naze`mizle onu kan kardeşine gelin eden Rezan`ımızın hikayesini dinlemeye hazırmısınız?
Bazı bölümlerde Yetişkin içerikli sahneler mevcuttur.
|
Kalp Buluşmak İster
Bensu, babası ile birlikte bomba patlamasında şehit düşerek Güneş tekrardan öksüz kalmıştı.
Koruyucu babası ve kardeşi ile tek kalan Güneş, Bensu`nun iki emanetini sahip çıkarak büyür. Kız kardeşi ve mesleği. Güneş büyüdükten sonra Bensu`nun mesleğine ele alarak Hakkari`ye atanır.
Hakkari`ye atanmasından 5 hafta sonra teröristler tarafından kaçırılır. Hakkari`de görev yapan Ateş timi ise, Güneş`i kurtarmak görevini alır.
Güneş`in öğrencisi olan Alphan`ın babası, Ateş timin komutanı ve yüzbaşı Pars Erdinç ise, Güneş`i kurtarır. Pars, oğlunun öğretmeni ile tekrardan karşılaşınca hikayeleri sonsuz olacak derecede kaderde yazılmıştı.
Aslında hikaye, iki yetimhane çocuğu bir hayat üzerinde olan bir hikayeydi...
|
ASLAN 🦁
kim demiş kadın asker olmaz.
|
İNŞİRAH
Kalbi yakıp kül eden de oydu
Kalbin atmasına sebep olanda...
Yade bnewş`ın verdiği hüküm üzerine iki hayat birleşecekti.
Biri ailesi için kabul etti diğer sevdalı olduğu adam ile evlenecekti.
Ferman azad Dilwan bilinmezdi. Hiç bir hareketi diğerine uymazdı. Üstüne üstlük
Tam tersini yapardı. Hiç kimse onun bir sonraki adımını tahmin bile edemezdi.
Lavin Sarya Dilwan ,beyaz ölüm meleği . Etrafındaki tüm çiçeklerin güneşi , suyuydu o .
Güzelliğiyle , haraketleriyle , saygısıyla etrafında nam salmış bir kadındı. Aşkın saflığının vucüt bulmuş haliydi.
Peki tüm bunların ardında
Firaz Dilwan
Mihriban Dilwan
Ve Devran Dilwan `nın ölüm sırrı dedikleri sırrı ne zamana kadar saklayabileceklerdi?
(✿ ♡)
|
Rakkas
Bu kitap kötü karakter ve rahatsız edici içerikler barındırmaktadır. (Küfür ve şiddet) (Yetişkin içerik)
Okurken buna dikkat etmenizi rica ediyorum.
İnsanlar tanıdım ben;
Sessiz, sesli, gür kahkahalı, acı çığlıklı insanlar tanıdım ben.
Kadınlar tanıdım ben;
Kimi uzun kimisi kısa fakat kaderleri farklı tarzda.
Adamlar tanıdım ben;
Kimisi iri kimisi cılız fakat meşakkatleri aynı oranda.
Saçları ağarmış kadınlar gördüm ben; acılarını bağırlarına basmış kadınlardı onlar.
Suskun adamlar gördüm ben; yorgunluklarını saklamış adamlardı onlar.
Sevdalanmış hayatlar tanıdım ben kimisi kavuşmuş, kimisi ayrı düşmüştü yarinden.
Küsmüş bedenler tanıdım ben; aynı yerden yara almış özür bekleyen insanlardı onlar.
Ağıt yakan kadınlar tanıdım ben; Kimi yaşlıydı kimisi baharında almıştı yarasını tek şeyleri aynıydı: yüreğindeki acı!
İntikamının ardına sığınmış küçük bedenler tanıdım ben; Yalanlarla kandırılmıştı ya da doğrusunu bildiği yalanlara inanmıştı içi yana yana!
Düşman kardeşler tanıdım ben; ana aynı ana, ağıt farklı tonda!
Kolu kopmuş adamlar tanıdım ben; vatan diyordu vatan! Vatana canım feda!
Yara almış adamlar tanıdım ben; Acısı farklı boyutta: Öksüz yetimmiş oysa!
Alev alev yanan bedenler tanıdım ben; Evlat acısı yaşamıştı yanardı kan ağlaya ağlaya.
Hepsi aynı dünyada yaşayan anadan doğma bedenlerdi oysa!
Kiminin gözleri renkli kiminin alev alev yanan kahveydi irisleri.
Birileri vardı köz gibi bakan simsiyahtı gözbebekleri.
Kimi tombuldu, Kimi zayıf ince belliydi aynada.
Kimi iriydi devirir geçerdi her bedeni, bir söz bakardı yıkılmasına!
Dinleri farklıydı, ırkları farklıydı lakin değişen adamlar tanıdım ben.
Vatan, vatan diye diye eksilen bedenler tanıdım ben; Adları şehitti, şehit oğlu şehit!
Birde bu Vatana kalleşlik yapan çürüyen etler tanıdım ben; leşti adları leş!
Yalan, dolan, sevda, intikam bendini ben yapan sıfatlardı bunlar.
Ama bir şeyi unuttular; bir gün toprağa girecek et parçalarıydı hepsi!
İşte özeti âlâ budur "RAKKAS"
Birer birer eksilen bedenlerin hikayesi...
|
Dayan Yüreğim
“Kıyamet gibi bir gece, uğursuz bir haber…”
|
GÖRKLÜ'M
Lise son sınıf öğrencisi olan mavi, varlıklı bir ailenin tek çocuğudur. Ailesinin tek ilgi kaynağı olmasından gelen tatlı şımarıklığı ile, bir dediğinin iki edilmemesi ile muhteşem bir hayata sahiptir. Fakat Mavi`nin 18 yıllık muhteşem hayatı çok da uzun sürmemiştir.
Babasının annesini aldatması sonucu intihar eden annesinin yasını tutarken, babasının eve metresini getirmesi ile koca bir boşluğa düşen mavi babasına duyduğu nefretle evi terk eder. Tam 4 yıl boyunca babasıyla asla görüşmeyen ve ona karşı olan nefretin dindiremeyen mavi, yıllar sonra çalıştığı Özel hastanede babasının metresine doğum yaptırmak zorunda kalır.
Kimsenin bilmediği onlarca sırrın içinde en kötüsü geçmişlerinden gelen sırlardır.
ಥ_ಥ
"Ben Mavi Ayperi SONAT. Annem beni yıllarca Ayperi`m diye sevdi. Mavi`yi yasak kıldı. Babam beni yıllarca Mavi`m diye sevdi. Ayperi`yi yasak kıldı. Meğer babamın metresinin gözlerinden gelirmiş adım. Mavi... masmavi gözlerinden."
İhanetin, istenmeyen çocuğuyum ben.
Babamın sevdasına ihaneti. Annemin göz bebeği.
ಥ‿ಥ
Çok da uzun olmayacak tadında bir aşk hikayesi. Sırların,entrikaların,ihanetlerin, acının,gizemin ve sevdanın birleşimi.
Baş erkek karakterimizin de karanlık işlerle uğraştığını unutmayalım!
|
Seher Vakti
İki avcunu yan yana getirip içleri yukarı gelecek şekilde açtı. Ellerini genç kıza doğru kaldırıp gülümsedi. "Kalbini avcun gibi düşün. Her şey sığmaz değil mi?" dedi genç kıza merakla bakarken.
"Evet sığmaz"
Selim daha fazla gülümseyip avcuna baktı. "Küçük olduğu için yanlızca bir kuş sığar, bir serçe ya da bir kelebek ne diye adlandırırsan işte. Bu kuşu yanlış kişiye uçurmamak lâzım değil mi?". Kübra soru karşısında anlamaz gibi kaşlarını çattığı halde başını aşağı yukarı salladı.
"Şu zamana kadar yaptığım en doğru şeylerden biri de kalbimde ki kuşu doğru kişiye uçurmak oldu." Selim içine bir nefes çekip elini cebine attı. Cebinden küçük bir kolye çıkarıp tekrardan avuçlarını birleştirdi. İki avcunun ortasında kalan kolyenin ucunda mavi küçük bir kuş vardı.
Kübra`ya uzatıp konuştu. "Umarım kalbimden uçan kuş kalbine konar Kübra."
Genç kız içinde ki dürtüye engel olamasa karşısında ki gence sarılacaktı. Kübra`nın gözünden bir damla firar ederken silmedi aksın gitsin istedi. Sağ elini açıp Selime doğru uzattı, eline bırakılan soğuk küçük metale gülümseyerek baktı. "O kuş yerine konup kurulalı aylar oldu"
[ Kapak tasarımı kendi şahsıma aittir. ]
🌫
Sustum satırlarca,
Kalemim konuştu sayfalarca.
|
ÇIKMAZ SOKAK (Mahalle kurgusu)
Kalp akıl işi değildi. Kalbe söz geçiremezdin. Eğer sevdiyse, sevme diyemezsin. Dinlemezdi. Onu sevmek istememiştim ama en çok da onu sevmiştim. O ise beni hiç sevmemişti. Onun için çocukluğundan öylesine bir hatıraydım sadece.
Nazlı`yden. Nazlı Aladağ. Babasının Nazlı kızı. Annesinin baş belası. Abilerinin kıymetlisi. Onunsa hiçbir şeyi.
Emre. Benim kalbimin en büyük yanlışı.
************
Hâlâ eski Naz`sın."
"Değilim," dedim keskin bir tonla. Eski Nazlı severdi onu, çok aşıktı ona. "Çok zaman geçti üstünden. Büyüdüm ben."
"Evet," dediğinde gözleri gözlerimi buldu. Gözlerimin içine bakarak konuştu. "Büyümüşsün."
"Niye geldin?" Sesim istemsiz sitemli bir şekilde çıkmıştı. "Sıkılmıştın buralardan, öyle diyordun abime en son?" abime dediğim kısmı özellikle bastırmıştım.
"Naz, sen bana sinirli misin?"
"Ben sana niye sinirli olayım, Emre?" dedim kendimle çelişip, sinirli konuşurken. "Sen benim hayatımda mısın ki sana karşı herhangi bir duygu besleyeyim?"
Şaşırmıştı. "Biz beraber büyüdük, Naz. Değil miyim hayatında?"
"Değilsin!" dedim bir hışımla. "4 yıl oldu, Emre. 4 yıl. Öyle senin her yaz burada olmandan bahsetmiyorum ben. 4 yıldır hiç gelmedin sen. Arayıp sormadın bile. Sence sen benim hayatımda mısın?"
***
|
ASLAN'IN KALBİ
"Arslan geri dönemez misin?" Derin bir nefes alıp parmaklarımla gözyaşlarımı sildim. "Lütfen geri dön ne olur! Sana çok ihtiyacım var ne olur! Arslan ne olur geri gel." Gözlerim masadaki rapora gitti. "Ben... ben ne yapacağımı bilmiyorum, korkuyorum. Sana çok ihtiyacım var lütfen. Yanımda olmana çok ihtiyacım var, kendimi çok yalnız hissediyorum. Lütfen mesajımı alınca ara beni olur mu?"
▪︎
-Siz: Hala sinirin geçmedi mi? Seninle konuşmam lazım.
-Siz: Lütfen cevap ver artık acil konuşmamız gereken bir konu var.
-Siz: Kaç ay oldu sakinleşmedin mi? Sana her şeyi açıkladım neden böyle davranıyorsun en azından konuşabiliriz değil mi?
-Siz: Cevap vermeyecek misin?
-Siz: Mesajları görünce geri dön lütfen!
-Siz: Kaçarak bir şeyler halledilmiyor bunu biliyorsun. Aramızdaki sorunu aşamıyorsun tamam ama bu başka bir konu, benim senle gerçekten konuşmam gerek.
-Siz: Seninle konuşmamız gereken bir konu var acil diyorum. Neden cevap vermiyorsun?
-Siz: Tamam o zaman sana son kez bu mesajı atıyorum bir daha seni rahatsız etmeyeceğim ama bil ki bana ulaşamazsan çok geç olacak her şey için... Bazı şeylerin telafisi olmayabilir zamana bırakılamayan ne olur bana ulaş.
Kitabın kurgusu bana aittir.
Tüm hakları bana ait ve saklıdır.
|
YEDEK GELİN
Yolda bir gelin bulmuştu, kendinin olacağını tahmin edemezdi.
🚌🚌🚌🚌🚌🚌🚌🚌🚌🚌🚌🚌🚌🚌🚌🚌🚌
Ferdi şaşkınlıkla bakıyordu karşısına, üzerinde yer yer çamur olmuş beyaz ışıltılı bir gelinlik ile saçları yağmurdan ıslanmış, kendisine daha doğrusu dolmuşa merakla bakan bir çift göz. Bir alt sokaktan yine aynı adamların sesi geliyordu, gözü kızda olunca, sesleri duyunca nasıl irkildiğini fark etti. Ani bir kararla camı indirip kıza seslendi “atla hadi geliyorlar” gözlerinde ki tereddütü görüyordu. Şu an ne dese de güven veremezdi ama sesler yaklaştıkça onlara olan korkusu ağır basmış olmalı ki bir anda atladı dolmuşa. Ferdi bir besmele çekip, bastı gaza, ne yağmur var diye yavaş sürmeyi akıl etti, ne de en arka koltuğa oturup gözyaşı döken kızın fısıltılarını duydu. Bir bilinmezlikle hızlıca o mahalleden çıktı. Bir yağmurlu gecede hayatı değişmişti yıllar önce ve yine bir yağmurlu gecede hayatı değişiyordu.
|
Kırılmış Kum Saati
GERÇEK BİR HAYAT HİKÂYESİNDEN UYARLANMIŞTIR.
"Kefenime sarılı umutlarım vardı benim..."
Kusurlu topraklara hapsolmak var bir de.
Öte tarafta dönüşü olmayan bir bilet kesmek var aydınlığa.
Ben seçimimi yaptım, kaçtım...
Ve kum saati geri sayıma başladı.
Ruhsuz mezarım ruhunu aramaya koyuldu, düştü ölüm peşime.
Direndim direnmesine de kırılmış kum saati her tarafa saçtı parçalarını, yer gök çığlıklarımla dolup taştı. Kanım toprağa karıştı, çığlığım yeri göğü yırttı son defa.
Ve yere saçılan tüm kumlar cansız bedenimden özür diledi.
Kusurlu topraklara hapsolan kusursuz kalplerin hikâyesi...
15.09.2015
|
UĞURSUZ GELİN
"Daha on yedisindeydi bu Zehra, amca oğlu ile nişanladılar. Oğlan düğün için ihtiyaçları almaya ilçeye gitmiş, dönüşte minibüs kaza yapıyor. Kimseye birsey olmamış da bir bu gencecik oğlan oracıkta can vermiş. Bir sene geçmiş geçmemiş aşağı köyde varlıklı bir adam oğluna istemiş bu kızı, istemeye gelirlerken oğlanın bindiği at, yılan mı görmüş ne olmuşsa atıvermiş üstünden sahibini. Başını yerdeki sivri taşa vurmuş dalyan gibi oğlan, o da orada ölmüş. Daha geçen aylarda ilçede ki bir adam istemeye gelecek diye bir söylenti çıktıydı. Ama tabi gelen yok giden yok, meğer adam ince hastalığa yakalanmış yatak döşek yatıyormuş. Uğursuz gelin işte, kim bu kıza niyetlense sonu kara toprak oldu" Gülizar`ın anlatımıyla sanki tiyatro izler gibi izleyen kadınlar bir vah vah çekti, `olan oğlanlara oldu` diye söylendi.
🌳
"Madem bu söylenilenlere inanmıyorsun Fatma, sen alsana oğlun Seyyid`e bu uğursuz gelini. Bakalım Zehra cidden uğursuzmuymuş. Ne oldu sesin çıkmıyor, korktun değil mi, oğluna bir hâl gelir diye. Ee başka çocuğun yok, kocan öleli 20 yıl oldu, kalacam 3 tane 7 yaşındaki çocuk ile diye korktun değil mi?"
|
CİĞERPÂRE
"Ciğerpâre`nin ne demek olduğunu biliyor musun.?" Diye sordu genç kız kırgın sesiyle. Kalbinin derinlerinde hissettiği acı artık sesine de yansıyordu lakin karşısındaki sarsılmaz yüz ifadesiyle duran adam bu duruma kulaklarını tıkıyor, ona sırtını dönüyordu.
Genç adam tek kaşını kaldırıp öylece karşısındaki duvara bakan kıza baktı.
"Biliyorum, insanın kendi canından çok sevdiği kimseye denir." Sert sesi odanın içine yayılırken genç kız gözlerini sıkıca kapatıp açarak sesin geldiği yöne çevirdi başını. Onu göremiyordu ama orada olduğunu hissediyordu.
Mihrimah dudaklarının üzerine düşen gözyaşıyla cansız bir şekilde gülümsedi.
"Sen... sen tanıdığın herkesi çok sevdin, o kadar sevdin ki bana vereceğin bir sevgin kalmadı, bırak sevgiyi sen benim seni sevmemi bile istemedin."
Başlama tarihi: 01/27/2023
|
UNUTLMUŞ SEVDA
Her sevda unutulur mu?
Kalbe gömülür mü?
Yokluğuna kabullenilir mi?
Bazen sadece hikaye sandığımız gibi değildir
Peki her hikaye mutlu sonla bitmeyi hak eder mi?
|
Abimin Arkadaşı/Yarı Texting
Leyal abisinin arkadaşına bir akım denerse ne olur???
Hadi bakalım öğrenelim Leyal ve Adenin hikayesina alalım sizleri efendim
|
POYRAZDA AÇAN ÇİÇEK
“Elvin,” dedi tekrar Görkem. Sesi buz gibiydi. İçi dondu kadının. Adını hiç bu kadar duygusuz söylememişti adam. Kadın ilk defa adından nefret etti. “Ben–”
“Sana sus dedim, Görkem!” diye bağırdı kadın hızlıca adama doğru dönerken. Gözleri ateş saçıyordu. Adam ilk defa onun sesinden irkildi. “Devamını getirme. Bizi çıkmaza sokma. Yapma tamam mı!” Dudaklarını ıslatıp gözlerini ondan kaçırdı. “Hazırlan çabuk, ineriz birazdan.”
Kadın ondan uzaklaşmak için tekrar arkasını dönmüştü ki adamın söylediği şeyle öylece çakılı kaldı durduğu yerde. Hareket edemedi. “Düğün olmayacak Elvin, kimse bizi beklemiyor. Herkes gitti.”
|
ULTİMA VOLTA
Ölümün kıyısında yaşayan.
Var olmak ve yok olmak arasında kalmış.
Yaralı ruhuna rağmen o yaraları tek başına sarmaya çalışan.
Bir kadın o Yıldız Bakırcı.
Kırık kanatlarına rağmen uçmaya çabalayan ama her defasında yere çakılan biriydi o.
Hayatı`nın sonuna kadar acı mı çekecekti, yoksa tüm acılara göğüs gerip savaşacak mıydı?
●Ultima Volta=Son Kez
Not! Wattpad`de yazdığım bir kurguydu Wattpad kapanınca yarım kaldı bende buradan yayınlıyorum.
|
🎉Bir Gönül Kirası/Yarı Texting 🎉
Gönül Mahallesi`nde oturan iki genç🎉
Bir gün evinde oturup pineklerken birisi senden Bir Gönül Kirası isterse ne olur??
Hadi bakalım öğrenelim🙃
Aşk, Arkadaşlık, Mahalle,Aile, Dostluk,Sevda gibi kurgular seviyorsanız buyurun efendim sizleri Gönül Mahallesine alalım.
|
Zamansız Aşk
Daha önce Whattpad`te yayınlandı . Uyarı +18 küfür şiddet ve cinsellik içerir
Aşiret konulu
İki farklı hayat.
İki farklı yaşam.
Töreler le büyümüş Doğunun en büyük aşiretinin acımasız ağası olup yer altı dünyasının en karanlık yüzü olan genç bir adam.
Tanınmış bir aileye sahip sıradan hayatını sürdüren en masum olmasına rağmen çocukluğundan bu yana çok yara alan . Yaralı genç bir kadın.
Aile büyüklerinin dostluğuyla bir araya gelen iki genç .
Biri beyazın en temiz hali . Diğeri siyahın en karanlık hâli.
Amcasının zoruyla evlenmek zorunda kalan bir kadın.
Kadını ilk gördüğü gün aşık olup onunla evlenmek için fırsatı değerlendiren bir adam.
"Bir nefes kadar yakınsın bana bir okadarda uzaksın. Sen benden nefret ettikçe nefes alamıyorum nefesimi kesiyorsun be kadın."
" İnsanın için de kıyamet koparmışta kimse ne görür ne duyarmış. Hiç biriniz görmediniz . Sen benim yalvarışlarıma kör ve sağır oldun . Sen benim yalvarışlarımı ne gördün ne duydun. Şimdide nefesimi kesiyorsun sev beni diyorsun ya. Sen de beni nefessiz bıraktın içim de kopan kıyameti görmedin. Bu evliliği sen istedin ve ben seni hiçbir zaman sevmeyeceğim.Benden sana nefes olmamı bekleme..."
Barlas KARAHAN ve Aden EROĞLU
Nefretten doğan bir aşk.
|
AHİR
Mutlu musun.?" Diye konuştu titreyen sesiyle, Islak kirpiklerimle ona bakmaya devam ettim. "Mutlusun tabi sen bir tek benim yanımda mutlu olamadın." Beni öldürmek ister gibi söylediği kelimeler nefessiz kalmama neden oldu. Gözyaşlarım usul usul yanaklarıma süzülürken kırılan kalbinin kırıkları benim kalbime batıyor bana nefes aldırmıyordu. Bir sözüyle beni öldürüyordu, benim onu öldürdüğüm gibi.
Başını ağır ağır sallayıp bana baksa da gözleri gözlerime değmedi, kesmiş olduğum saçlarımda durdu bakışları.
"Oysaki..." Titrek nefesini dışarıya bırakıp tüm kırgınlığıyla konuştu." Oysaki ben sadece sana olan bu vefasız sevdamla beni sevip, senin kırık dallarında yeniden çiçek açtırmak istemiştim ama sen onu bile bana çok gördün, ben senin yaralını sarmak isterken sen bana asla kapanmayacak bir yara açtın." Başımı olumsuz anlamda sallayıp ona doğru yorgun bir adım attım.
"Ben... ben özür..." Cümlemi tamamlama izin vermeden yorgun sesiyle buna mani oldu.
"Açtığın yara bende kalsın... ama sen sana olan sevgimi al ve git, önceden de gittiğin gibi." Dudaklarımın arasından kaçan hıçkırıklara mani olamıyordum, içimde oluşan acı serzenişi görmüyordu.
(Bölümler düzenlenecektir.)
Bu isimle yazılmış ilk kitaptır.
Başlama tarihi: 16.01.2020
Bitiş tarihi:29.04.2022
|
Bir Papatya Masalı
Papatya Aysal ; Toprak`ın kızıl papatyası
Toprak Akal; papatya`nın yaşam kaynağı.
Papatya köklerini toprağa sıkıca sardı,tutundu. Toprak papatyanın köklerini sımsıkı sardı, sevgiyle besledi, aşkla büyüttü.
Büyüttüğü papatya bembeyaz yapraklarıyla kıskandırdı herkesi sarısıyla güneş gibi aydınlattı etrafını...
Mutluydular çiçek bahçesinde sonra dikenler girdi araya. Koparmak istediler papatyayı toprağından.
Papatya kurusun toprak başka çiçekleri bağrına bassın istediler, bu sevdayı kıskandılar.
Ne toprak papatyasından vazgecmek istedi ne papatya toprağından... Durmadı dikenler gövdesinden sarmaya başladılar papatyanın, yaprakları dökülmeye başladı. Toprağın üstüne acı ektiler.
Ve kopardılar papatyayı toprağından soldu yaprakları döküldü birer birer yine de papatya vazgeçmek istemiyordu. Toprak kabul etmedi papatyadan başkasını.
Bekledi...Bekledi...Bekledi...
Kurudu Toprak üzerine düşen yaprakları gördükçe kuraklaştı papatya açsın diye vazgecmek istedi. Acı çekmesin canı yanmasın daha fazla diye bırakmak istedi.
Şimdi solmus papatya toprağına tutunabilecek mi ?
Toprak papatyaya can verebilecek mi?
Bu bir veda mı yoksa?
|
ROYA
"Ben halledeceğim." Sustu, konuşmadan devam etmesini bekledim. "Senden istediğim dikkatli olman ve en ufak bir sezgide beni araman."
Başımı onaylamaz anlamda salladım. "Ağabeylerim bile halledememişken sen nasıl halledeceksin Cihangir Ağa?" Sesim olduğundan daha soğuk çıkmıştı.
Evet, kesinlikle bu konuda haklıydım. Kim töreye baş kaldırsa eğdirmeyi başarmışlardı bu devrin artık bir son bulması lazımdı. Yitip giden onca sevdanın ağıtıyla kan boyanmış töre yok olmalıydı.
Derin bir nefes verdi. İradesiz bakışlarını bozmadan mırıldandı. "Ben ağabeyin değilim, demiştim."
|
0% |