“Arkadaş arkadaş gezebiliriz niye ki?’’ Maksadım onu kızdırmaktı. Buna sinir olduğunu biliyordum. ‘’Demek arkadaş.’’ Kafamı salladım. ‘’Hıhı.’’
Parmakları ona dolanmış ince kollarımda gezdi. ‘’Arkadaşlarına böyle mi yaparsın?’’ Çok fırsatçı bir adamdı. ‘’Ya da kilitli bir odada dudak dudağa mı gelirsin?’’ Bu iyice yutkunmama sebep oldu. ‘’Yatağına gelir misin, aynı yastığa sığacak kadar yakın uyur musun?’’
‘’Düşünülür.’’ Dedim ince sesimle. İyice eğildiğinde bacaklarımın aralanması onu bana daha çok yaklaştırdı. ‘’Hiçbir arkadaşın sana bunu yapamaz, anladın mı?’’ Keskindi. Sertti. ‘’Seni düşünemezler.’’ Bu nereye bağlanacaktı çok merak ediyordum. ‘’Öyle mi?’’
‘’Öyle.’’ Deyişi bile kendinden emindi. İnce parmaklarım ensesinde gezindiğinde hoşuna gittiğini anlıyordum. Birbirimizin üstünde çok etkimiz vardı. Hoşlanıyorduk belli ki. ‘’Peki,’’ gözlerinin içine baktım ‘’arkadaş, arkadaşı öper mi?’’ Hiç düşünmedi. Beni sertçe öptüğünde dudaklarım alev aldı.
04.08.2024
Kıyametin ardında tek başımayım diye korkarken, bu da aslında benim kıyametimse? Cehennem kapıları bunu fark etmem ile daha yeni açılıyorsa bedenime? Aslında ben de ölmüşsem ama kıyametim ölmemiş gibi zannetmemse? Ne yapmam lazımdı? Herkes gibi öldüğüm için sevinmeli miydim? Yoksa karşımda olan cehennemden korkmalı mıydım?
...
UYARI: Bu kitap küfür, argo, kötü örnek olabilecek uygunsuz davranışlar, fiziksel ve psikolojik şiddet, taciz, intihar gibi durumlar bulundurur. Bu durumların güzellemesi, özendirilmesi yapılmamıştır. Kitaba lütfen bunları içerdiğini bilerek başlayınız. Kurguda geçen kişi ve olayların herhangi bir gerçek kişi, kurum ya da kuruluşla ilgisi bulunmamaktadır. Hepsi hayal ürünüdür. İyi okumalar.
lisede muhasebe okuyan bir kızdan; KOMİSER LAVİN e dönüşen bir kız :İstanbul`dan Hakarı`ye taşınan bir hayatı olan; ve 45 saniyede bitten her şey: ben Lavin ve bu benim haytım kayıplarla ve umutsuzluklarda dolu olan hayatım
Merhaba, ben Darin. İstanbul`da büyük bir villada yaşıyorum. Annem ve babam bildim bileli hep ayrıydılar. Sürekli boşanmak istediklerini söyler ama bir türlü boşanmazlardı ve sonra tekrar bir araya gelip ayrılırlardı. Küçük kardeşim Arda ile birlikte anneannem sayesinde bugünlere kadar gelebildik. Annem büyük bir şirkette CEO babam ise özel bir hastanenin sahibi ve baş hekimiydi. Yani anlayacağınız kardeşimle birlikte eve geldiğimizde her daim.
17. Yazımdı ve her şey olması gerektiği gibi gitmeliydi ama hiç bir şey olmesi gerektiği gibi asla olmadı...
Nefretten doğan lise aşkı mı?? Eda küçük yaşta annesini kaybetmiştir ve babasının sayısız şiddetine maruz kalmıştır.Yeni bir şehirde hayata yepyeni bir sayfa açan Eda yeni okulundaki zorba üçlüyle tanışınca hayatı alt üst olur.. Peki bu denli nefret aşka dönüşür müydü?? Gelin hep beraber okuyarak öğrenelim:)
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Seveceğinize eminim göz atmayı unutmayın!! (Bazı kısımlar küfür içerir)
Diyarın yenilmez gücü Bilfronzelar altı büyük hanenin isyanıyla başlayan savaşla güçlerini kaybedip bir daha geri dönmemek üzere yok olduğunda büyük hanelerin devri başlamıştı. Bağımsızlığını kazananlar yüce konseyde kendi topraklarını elde ettiğinde diyara huzur ve barış geleceği düşünülmüştü. Ne var ki her seferinde sahip olduklarının fazlasını arzulayan haneler giderek kendilerine ait olmayanı da istediklerinde diyar yeni bir savaşın er geç kapılarına dayanacağını anlamıştı.
Hajavra Anlaşmasından 165 yıl sonra hanelerin yeni hükümdarları güç savaşına girmek üzereydi. Gitouheósda bir kez daha kan dökülecekti ancak adına Gümüş Şafak denilen bir kurtarıcının geleceğine dair fısıltılar da yükselmişti ve diyar onu aramaya başlayacaktı.
Kapak : @darkwhitethorn
Deli rüzgarların estiği, fırtınaların koptuğu, gökten neredeyse her gün damlaların döküldüğü, denizin hırçınlığının hiç durulmadığı bir yerdi. Burası Trabzon`du.
Basit bir şehirdi Trabzon. Sevdalara konu olan, şarkılara söz olan bir şehir. Ama şimdi ne sevda vardı ortada ne de şarkı, vakit intikam vaktiydi.
Bir tarafta taze bir ateş varken bir tarafta yılların harladığı deli bir ateş vardı.
Eflin bitti dediği anda her şeyin aslında daha yeni başladığını anlayacaktı. Kurtulduğunu sandığı o kısacık anın aslında cehennemine girişi olduğunu anlayacaktı. Karadenizin dost bildiği köklü ailerinin hasım olacağını anlayacaktı.
Fırtına bu sefer yeryüzünde değil iki soylu aile arasında esecekti.
Bitmek bilmeyecek bir düşmanlığı Eflin kendi yaptığı anlaşma ile başlatacaktı.
...
"Koskoca Karadeniz. Batısından doğusuna, görelim bakalım kime mezar olacak kime yâr olacak"
Güzel Seven Adamlar Serisi l...
Her kadın kendi masalının sonunu kendi yazar.
Lavin Saygın.. Tam bir çirkin ördek yavrusu olan gastronomi mezunu bir aşçı. Tek hayali kendi restoranını açmak olan genç kızın yolu yaşadığı bir takım talihsizliklerden sonra iş adamı Sadun Karayel`in evine düşüyor.. İşte Lavin`in kendi aşk masalıda tamda burada yazılmaya başlıyor..
Yalanlar can alır mıydı?
Onlarınki almıştı.
Yıllar sonra bir araya gelen bir arkadaş grubunun eski günleri yad etmek için gitmeye karar verdikleri dağ evinde bir cinayet işlendi.
Atan dokuz kalpten birisi durdu, durduruldu.
Yanan dokuz mumdan birisi söndü, söndürüldü.
Onlar on dokuz Ocak sabahına bir ceset ve bir katil ile uyandılar.
Bu cinayeti kim, neden işlemişti?
Katili bulmak zordu, onlar önlerinde yanan bir mum olmadığı sürece kusursuz yalancılardı.
Ama her yalancı elbet bir gün mum ışığında yansıyan gölgesiyle yüzleşmek zorunda kalırdı.
Değil mi?
Taş gibi adam
Taş gibi adamdı
az konuşandı
Çok enteresandı
yandı, yandı...
sonunda kafayı sıyırmıştım gülerek şiiri söylemeye devam ettiğimde karşımdaki adamın sabrını sınıyordum resmen
- güzelim sakinleşmeye çalışıyorum ama sen sürekli sınırlarımda dolaşıyorsun
- işaret parmağımla kendimi göstererek ben mi dedim
- evet sen güzelim
sinirlenmiştim bir tek senin sınırların mı var korkusavar benim de sınırlarım , kırmızı çizgilerim var sen onları ihlal edebiliyorsun ben artık sınırlarında olmak istemiyorum senin kalbinde olma... cümlenin devamını getirmeye cesaretim yoktu her neyse saçmaladım işte. yüzümde saklayamdığım kırgınlıkla baktım gözlerine
keşke ikimizinde ortak sınırları olsa kesişim kümesi gibi..
korkut yüzüme uzun uzun bakıp iç geçirdi
yanıma yaklaştı kulağıma fısıldadığı cümleler yüzünden vücudum sanki yaşam fonkiyonlarını yitirmişti
- sınırlarımı yavaş yavaş yok ettiğinin farkında bile değilsin beni kendi sınırlarının içine aldın kardelen çiçeğim.
belki de sana sınırsızım .
not
-
-
Aşık olmak sevmek çok güzel bir duyguydu Vera için, tabi annesinin yaptığından sonra kalbini birine vermeye korktu.
Ama inatla onu isteyen Kurt`un ellerine farkında olmadan emanet etti kalbini.
"Gitmem dedin!" diye bağırdım evet gitmiyordu ama beni zorla gönderiyordu, hayal kırıklığı doldu gögüsüme adını öğrendim diye miydi bu Kasırga?
Eğer öyleyse ben ona asla öyle seslenmezdim, kalbim yandı umut kelebeklerim ruhumun kırıklarını toplamaya çalıştılar ama o kadar paramparça olmuşlardı ki kelebeklerim öldü.
"İkimizden biri gitmek zorunda ben gidersem hedef olursun, o yüzden seni göndermek zorundayım" dedi başımı olumsuz anlamda salladım.
"Ya yanımda durursun ya da ben siktir olup giderim duydun mu beni o kalın kafana sok bunu adın gram umurumda değil Kurt öğrenmek başıma ne tür belalar açacaksa açsın umurumda değil" dedim gözlerinde ki sinir dalgalandı ruhunu aştı ve bana patladı. "Sence adımı öğrenmiş olman mı sorun Ahu?! Sorun o adamın seni görmüş olması, öğrenmiş olması her gün bir düşmanımın haberinin olacağı olması Kurt eve dönene kadar Kuzu korunmalı"
Gözlerine baktım yanına yaklaşıp sarıldım "Kuzu nereye giderse Kurt onu takip eder, Kurt beni bırakma sürünün dağılmasına izin verme göz önünde tut ki daha fazla dikkat çekmeyeyim" dedim bir şey demedi itiraz etmedi ama kabulde etmedi son kez öper gibi birleştirdi dudaklarımızı.
.....
Kurt eve döndü, elinde ki kalbin hasar aldığını görünce yutkunamadı Kurt geldiği yolu geri döndü emaneten aldığı kalbi Kuzunun görebileceği yere bırakıp gitti.
Bu sefer KURT nereye giderse KUZU onu takip etti.
"Vatan sensin." demişti bir keresinde abim anlamamıştım "vatan biziz." demişti daha sonrasında, öylece bakmıştım abime. O zamanlar anlamamıştım dediğini.
"Anlamıyorum abi, değer mi bu insanlar için bunca çileye?" Dediğimde kaşlarını çatıp bakmıştı bana "aldığın meyvelerden çürük çıktığı için bütün poşeti mi çöpe atarsın?" Dediğinde duraksamıştım o gece uzun uzun düşünmüştüm o cümleyi.
O cümleyi uzun uzun düşünmüştüm ama o geceden sonra abimi bir daha göremeyeceğimi hiç düşünmemiştim.
Yatmadan önce bana kurduğu son cümle "her şey can için Canan için göz kırpmaz can veririz bir avuç toprak için." olmuştu sorgulamamıştım çünkü o cümleyi her gün defalarca söylerdi.
O gece anlamıştım ki asker; üşümeyen, yorulmayan, acıkmayan, susamayan, uyumayan, durmayan, gıdası vatan aşkı, oksijeni vatan olan kişilerdir.
Kolay değildir askerlik, birinin kanlı beresine sarılıp günlerce ağlamak hiç kolay değildir.
Berdele kurban giden genç bir kızın başından geçen derin öyküsü. ~Bu evlilik bana hem cehennemi hemde cenneti yaşatmıştı.~
-"Ben buradayım Arslan, senin gözünün önündeyim beni yok sayamazsın!" -
-"Ben seni sevmek istiyorum ama Arslan!"-
-"Sen benim mecburiyetimsin Ayla, sana kalbimi açamıyorum, seni sevemiyorum, seninle mutlu olamıyorum." -
(...)
-"Ben Ayla`ya aşık mıyım yani?" -
0512352...." nasılsın tereyağım".
-Ufff ya saçlarım sarı diye niye herkez benimle dalga geçiyor.
-Yoksa sen misin Ali.
-Dalga mı geçiyon lan benimle.
0512352...." ne Alisi ya ben Ali olacak kadar yakışıklı değilim".
-Erkek olduğunu kabul mü ediyorsun yoksa bana mı öyle geliyor?
0512352...." ben Ali olamayacak kadar güzel bir kadınım".
*****
"Tereyağım Olurmusun" adlı ilk ve tek kitap.....
Başlangıç tarihi" 15.09.2018"
Bitiş tarihi " 24.02.2019"
Soğuk, katı ve acımasız bir Avcıydı. Tek arzusu intikamını aldığını bilerek yaşamak veya ölmekti. O yüzden ailesini öldürenleri öldürmedi. Onun yerine onları tam kalbinden kızlarını kaçırarak vurdu. Şimdi ailenin korkularından ve acılarından beslenerek kıza her türlü işkenceyi yapmanın heyecanlı olacağını düşünüyordu.
Ayza ise yalnız, hayatta anne ve babasından başka kimsesi olmayan biri. Onun da istediği aşk. Hayatına girecek yakışıklı prensini bekliyor. Buz mavisi gözleri görünce istediğini bulduğunu sandı. Ta ki; Avcı’nın sözlerine kadar.
“Sen benim Av’ımsın. Ben de senin Av’cın.” Dediğinde Ayza’nın tek yapabildiği gözünden yaş akıtmaktı.
“Seni seviyorum ben. Her güzelim değişinde kalbimin ritmini bozuyorsun.”
O acımasızca “Güzelim? Ağzımda beden bulmuş, bir cisim benim için. Çünkü sen benim; seveceğim kadın değil, öldüreceğim kadınsın…”dediğinde bile gözünü kırpmadan karşısındaki yaralamayı bilendi.
Türk ve Amerikan iki gencin hikâyesi bu… Türkiye, Amerika arasında dönen bir intikam ve aşk… Aşkın beden bulmuş hali Alex. Aşkı için ölüme gidecek kız Ayza…
Uyarı:Yetişkin içerik,argo,küfür ve kan içerir!
YETİŞKİN İÇERİK
İstemsizce kucağında hareket ettiğimde hemen beni belimden tuttu ve kulağıma doğru;
"Hareket etme güzelim"diyerek fısıldadı.
________________________________________________
Burnu boynumu ve saçlarımı keşfe çıkmışken ben de onun kokusuyla adeta sarhoş olmuştum ki önce boynuma bir buse bıraktıktan sonrada saçlarımın kokusunu derince içine çekip;
"Papatya kokulum"dedi ve saçlarıma da bir buse kondurdu.
Buse, yaşadığı son ilişkisinden aldığı yaralarla kalbini aşka kapatmış, hayatında sadece sınavına odaklanarak ilerlemeyi amaçlamaktadır. Ancak geçmişin gölgesinden kaçmak kolay olmayacaktır. Erim adında gizemli bir genç adam aniden hayatına girdiğinde, Buse`nin düzeni alt üst olur. Erim`in varlığı, Buse`nin kalbini yeniden keşfetmesini sağlarken, onunla ilgili gizli bir gerçeği de beraberinde getirir.
Erim`in gelişi, Buse`nin bilmediği karanlık geçmişleri ve tehlikeli sırları gün yüzüne çıkarır. Buse, hayatının en büyük sınavıyla karşı karşıya kalırken, etrafındaki her şeyin göründüğünden çok farklı olduğunu keşfeder. Sevdiği adamın gerçek amacı ne? Hayatına neden girdi? Ve asıl soru: Buse, bu tehlikeli oyunun içinde nasıl hayatta kalacak?
DİKKAT!
YETİŞKİN İÇERİK! +18
Gizemli ▪️Seksi ▪️Tehlikeli
MU Kıtası ▪️Kayıp Şehir Atlantis ▪️İkiz Dünya
KARANLIK DİYAR`A HOŞGELDİNİZ!
👉🏻Burası dünyamızın bir benzeri, yani İkiz Dünya.
👉🏻Büyük Tufan zamanında yeryüzünden silinen ama varlığını hâlâ koruyan ve içerisinde yüzlerce tehlikeli doğaüstü tür barındıran MU Kıtası.
👉🏻Hakkında onlarca kitap ve film kaleme alınmış, farklı bir diyar olarak anılan Kayıp Şehir Atlantis.
▪️Kadim soyların ve farklı ırkların hüküm sürdüğü bu dünyada tehlike her yerde.
"Gece dışarıya çıkmak daha önce hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı. Ve ayrıca kapınızı sıkı kapatsanız bile güvende olmayacaksınız."
🏹
Gözlerim yaşadığım zevkle kapandı. Yanıyordum ve içimdeki ateşi hissetmesini istercesine kıpırdanıp duruyordum. Tüm bunlar mantığım dışında gelişiyordu. Ne olup bittiğini düşünemeyecek kadar aklımı kaybetmiş durumdaydım. Adrian kimdi, evime nasıl girmişti ve gecenin bir vakti odamda ne işi vardı, ailem ne âlemdeydi ve tanrı aşkına, biz ne bok yiyorduk?
Hızla kendimi ondan kopartıp, "Adrian," dedim nefes nefese. O ise bana aldırmayarak yönünü boynuma çevirip tenimde dudaklarını gezdirmeye devam etti. Göğüs oluğuma doğru kayarken onu itmeye çalıştım. Aklım yeni yeni başıma geliyordu.
"Adrian, dur!"
"Senin için Kiara," dedi ama bu kez sesi boğuk değil, çatallı ve kabaydı. Değişik bir hırıltıya sahipti. Bunu duyduğum anda onu üzerimden itmek için daha çok çırpındım.
Çünkü bu Adrian değildi.
Bu şeytanın ta kendisiydi.
🏹
Kutsal bir varlık, kaderleri belirsiz kahramanların sınavına tanıklık ederken sessiz fısıltılar her yerde yankılanıyor.
Dünyanın kaderi gerçekten bir kitabın sayfalarına mı yazılmış? Yoksa kendi inançlarının yükünü omuzlarında taşıyanlar, bu değişmez görünen yazgıyı altüst edebilir mi?
Her adım daha büyük bir fedakarlığı, her fedakarlık daha derin bir sırrı ortaya çıkarır.
Eğer kitabın gücü yalnızca tanrılara aitse, insanların kulaklarına kim fısıldıyor?
Unutmayın ki aslında bir son, yalnızca yeni bir başlangıcın kapısıdır.
Yavuz, Nazelif`e doğru bir adım attı. "Şakağından öptüğümden beri çok dincim."
Gülümsedi Nazelif. "Pozitif enerji mi verdim?"
"Vallahi yaptın bir şeyler." diyen Yavuz bu kez izin almadan yaklaştı Nazelif`in şakağına. Önce ellerini kavradı. Gülümsedi. Gülümsemesiyle öptü şakağından. Geri çekilmek istemedi...
"Yavuz?" dedi Nazelif. "Bir gören olacak."
"Olsun." dedi Yavuz azıcık geri çekilip.
"Olmasın." dedi Nazelif.
Dinlemedi Yavuz. Bir kez daha yaklaştı şakağına. Bir öpücük daha bıraktı. Nazelif farklıydı, bambaşkaydı. Çok güzeldi...
"Nazelif?" dedi Yavuz sol şakağına öpücük bırakıp. "Çok güzelsin."
"Yavuz?" dedi Nazelif.
Sağ şakağından öptü Yavuz. "Çok özelsin."
.
.
Asker & Doktor
Bir annenin içinde kalan ukdesiydi o.
Ayyaş bir babanın bankası.
Kumar borcu için satılan, hayalleri elinden alınan bir kızdı Ukde.
Yeni hayatında karşısına çıkan insanlar ona neler katacak ya da ondan neler alacaktı...