Mürai
Siz: Sen yüzsüz gibi bana yaz,
Siz: Bende seni engelleyeyim.
Siz: Nasık fikir?
Sıraç: Beni engellemen senin peşini bırakacağım anlamına mı geliyor?
(Gönderilmedi)
Sıraç: Eğer söylediklerimden bunu anlıyorsan sana kendimi çok yanlış anlatmışım demektir.
(Gönderilmedi)
Sıraç: İki cihan bir araya gelse bile senden vazgeçmem, vazgeçemem.
(Gönderilmedi)
|
Ummadık Bir Anda
Sonunda bizim eve geldik. Tek kelime bile etmeden arabadan indim. Camdan seslendi.
``2 saat trafik çektim. İnsan bir teşekkür eder ya!``
``Beni zorla ve başıma kakarak eve bıraktığın için eyvallah. Hadi iyi akşamlar.``
O kadar sesli bir şekilde güldü ki camdan sesini duyabilmiştim. Gülmesini duyunca bende gülümsemeden edemedim.
Başka platformda 36 k okunan kurgum💓
|
BENİ GEÇMİŞİME BIRAKMA
İşte o sebepsiz gitmişti, bir boşluğun içine bırakmıştı . O başladığı işi yarım bırakmazdı ama o işini bitirmiş yarım bırakmıştı beni. Yaptığı iş sadece duygularımla oynamaktı sanırım. Beni, ben gibi hissettirmişti bir zamanlar. O unutmuştu ben ise yarım kalmıştım. O kadar imkansızız ki artık ezhel in konseri gibi...
|
ÖMRÜME EMANET
Hani kaderimizde ne varsa onu yaşarız derler ya ben bu sözle çok küçük yaşta tanışmıştım. İlk önce annem sonrada babam gitmişti. Annemin neden gittiğini yirmi yıl olmasına rağmen öğrenememiştim. Gerçi bir çocuğu terk etmek için hiçbir sebep olmamalı. Annemden sonra babam çok güzel baktı ama çok zaman geçmeden onu da kaybettim. Babam bu hayattan temelli gitti. Babamın hayattan göçtüğü gün yeni bir ailem oldu. Beni gerçekten seven, koruyan, kendi öz çocuklarından ayırmayan. Bir kız kardeşim oldu bir de erkek. Turan için herkes kardeş gözüyle baksa da ben öyle olamadım. Onu ne zaman, nasıl kalbime aldım bilmiyorum ama kendimi bir anda onu severken buldum. Karşılık beklemeden sevdim. Sabırla gelmesini bekledim. Geldi. Ama önümüze çıkacak zorlukları bilemedik. Her zorluğu aşacağımı düşünen ben bu zorluk karşısında elim kolum bağlandı.
©Tüm hakları saklıdır. (Ç)alma, kopyalama durumunda yasal işlem başlatılacaktır.
"Bu isimle yazılan ilk ve tek kitap"
|
SAVRULAN KÜLLER
Vatan hainleri tarafından kaçırılıp aylarca tutsak edilen bir kadın.
Görevinde başarılı, vatanı için canını feda etmeye hazır bir Türk askeri.
Ve onların geçmişlerinden beri verdiği zorlu hayat mücadelesine eklenen tutkulu bir aşk hikayesi.
***
Gözlerini elindeki silahtan bana doğru çevirdi yanıma gelip elimi avcunun içine aldı.Bakışları etrafı tarayıp yeniden gözlerimi bulduğunda ciğerlerine derin bir nefes çekti ve yürümeye başlarken gözlerini hedefine kitlenmiş gibi ileriye doğru çevirdi. Sözleri tüm bedenimi titreticek kadar anlamlıydı. "Eğer bir gün yanıp kül olursan, küllerinden yeniden doğ," dedi.
Beni yakabilecek tek ateş onun ölümüydü ve o beni yakarsa kül olacağımın farkındaydım ama yeniden doğabilecek de güce sahip olmazdım.
Diğer elimdeki silahı daha sıkı kavrarken yutkundum, bakışları beni bulduğunda ela gözlerim kahverengi gözlerine karışmak istercesine bir süre oyalandı. Ardından gözlerimi önüme çevirdim. Onun hâlâ bana baktığını hissediyordum. Ve sözlerim kalbini delmek istercesine dudaklarımın arasından firar etti.
"Eğer bir gün yanıp kül olursam, küllerim sana savrulsun," dedim ve arkamızdan, yanan evin patlama sesi duyuldu.
***
|
Can Pare'm
"O hiç bilmese bile, canımdan bir parça ve ben onu istesem de söküp atamam..."
|
KAYBOLMUŞ AŞKIN KALINTILARI
Serra ve Melih... Birbirlerine olan sevgileri kadar karmaşık, bir o kadar da derin yaralar taşıyan iki insan. Serra, edebiyat tutkusu içinde kendini bulan, duygularını satır aralarına saklayan bir editör; Melih ise, büyük davaların arasında boğulmuş, hayata keskin sınırlarla yaklaşan başarılı bir avukat. İkisi de kariyerlerinin zirvesine ulaşma yolunda, geçmişin yüklerinden kurtulmak isterken, birbirlerinde sığındıkları limanı kaybetme korkusuyla yüzleşiyor.
Bu hikaye, iki kalbin aşka rağmen yarım kalmışlık duygusunu, ilişkilerinde açığa çıkan çatışmaları ve içsel hesaplaşmaları anlatıyor. Serra ve Melih`in geçmişten gelen travmaları, birbirlerine olan sevgilerini sorgulamalarına neden olurken, ikisinin de taşıdığı derin yaralar zamanla su yüzüne çıkıyor. Birbirlerine iyi gelmek isterken, her karşılaşma adım adım onları daha da zor bir yol ayrımına sürüklüyor. Melih’in güçlü ve kararlı duruşunun ardında sakladığı kırılganlık, Serra`nın güvenini zedelese de, ikisi de yaşadıkları hislerin gerçekliğinden kaçamıyor.
“Aşk, her yarayı sarabilir mi? Yoksa bazı yaralar, en derin sevgiye rağmen kapanmayacak kadar mı büyüktür?” Bu hikaye, hayatın fırtınaları arasında savrulan iki insanın, yeniden iyileşip iyileşemeyeceklerini keşfetme yolculuğunu anlatıyor. Sevginin gücüne inananlar için...
Serra ve Melih... Birbirlerine olan sevgileri kadar karmaşık, bir o kadar da derin yaralar taşıyan iki insan. Serra, edebiyat tutkusu içinde kendini bulan, duygularını satır aralarına saklayan bir editör; Melih ise, büyük davaların arasında boğulmuş, hayata keskin sınırlarla yaklaşan başarılı bir avukat. İkisi de kariyerlerinin zirvesine ulaşma yolunda, geçmişin yüklerinden kurtulmak isterken, birbirlerinde sığındıkları limanı kaybetme korkusuyla yüzleşiyor.
Bu hikaye, iki kalbin aşka rağmen yarım kalmışlık duygusunu, ilişkilerinde açığa çıkan çatışmaları ve içsel hesaplaşmaları anlatıyor. Serra ve Melih`in geçmişten gelen travmaları, birbirlerine olan sevgilerini sorgulamalarına neden olurken, ikisinin de taşıdığı derin yaralar zamanla su yüzüne çıkıyor. Birbirlerine iyi gelmek isterken, her karşılaşma adım adım onları daha da zor bir yol ayrımına sürüklüyor. Melih’in güçlü ve kararlı duruşunun ardında sakladığı kırılganlık, Serra`nın güvenini zedelese de, ikisi de yaşadıkları hislerin gerçekliğinden kaçamıyor.
“Aşk, her yarayı sarabilir mi? Yoksa bazı yaralar, en derin sevgiye rağmen kapanmayacak kadar mı büyüktür?” Bu hikaye, hayatın fırtınaları arasında savrulan iki insanın, yeniden iyileşip iyileşemeyeceklerini keşfetme yolculuğunu anlatıyor. Sevginin gücüne inananlar için...
Bu açıklama, Serra ve Melih`in ilişkilerindeki karmaşık duyguları ve derin sorunları yansıtarak okuyucuların ilgisini çekecek bir giriş sunuyor.
Serra ve Melih... Birbirlerine olan sevgileri kadar karmaşık, bir o kadar da derin yaralar taşıyan iki insan. Serra, edebiyat tutkusu içinde kendini bulan, duygularını satır aralarına saklayan bir editör; Melih ise, büyük davaların arasında boğulmuş, hayata keskin sınırlarla yaklaşan başarılı bir avukat. İkisi de kariyerlerinin zirvesine ulaşma yolunda, geçmişin yüklerinden kurtulmak isterken, birbirlerinde sığındıkları limanı kaybetme korkusuyla yüzleşiyor.
Bu hikaye, iki kalbin aşka rağmen yarım kalmışlık duygusunu, ilişkilerinde açığa çıkan çatışmaları ve içsel hesaplaşmaları anlatıyor. Serra ve Melih`in geçmişten gelen travmaları, birbirlerine olan sevgilerini sorgulamalarına neden olurken, ikisinin de taşıdığı derin yaralar zamanla su yüzüne çıkıyor. Birbirlerine iyi gelmek isterken, her karşılaşma adım adım onları daha da zor bir yol ayrımına sürüklüyor. Melih’in güçlü ve kararlı duruşunun ardında sakladığı kırılganlık, Serra`nın güvenini zedelese de, ikisi de yaşadıkları hislerin gerçekliğinden kaçamıyor.
“Aşk, her yarayı sarabilir mi? Yoksa bazı yaralar, en derin sevgiye rağmen kapanmayacak kadar mı büyüktür?” Bu hikaye, hayatın fırtınaları arasında savrulan iki insanın, yeniden iyileşip iyileşemeyeceklerini keşfetme yolculuğunu anlatıyor. Sevginin gücüne inananlar için...
Bu açıklama, Serra ve Melih`in ilişkilerindeki karmaşık duyguları ve derin sorunları yansıtarak okuyucuların ilgisini çekecek bir giriş sunuyor.
|
Zoraki evlilik +18
Ben Alya zorlu daha yeni 18.yaşıma basmıştım ama o ş.r.fiz babam beni Gurur korkmaza verdi adam 26 yaşında benden 7 yaş büyük 7 diyorum ya 7 ben minnacık kalıyorum yanında odamın boyu 195 bense 160, 35cm fark var aramızda ona yukardan bakmam gerek ve bu şekilde bakınca boynum ağrıyor ciddiyim daha yeni evlendik ilk günümüz evliliğimizin...
Neler olucağını okuyup öğrenin
|
VECNA parazit
Eğer normal insanlar ve sıkıcı dünyalardan oluşan kitaplardan sıkıldıysanız bu kitap tamda size göre; yeni bir boyut, canavarlar, güçlü kadın karakterler ve dostluğun önemin konu alan bu kitap, sizi hem anlatımı hem de karakterleri ile adeta olduğunuz yerden içine çekecektir. Emin olun kitabı okurken tüm olaylar ve evrenler gözünüzün önünden tıpkı bir film şeridi gibi geçecek.
***
2005 yılında Amerika`ya uzaydan bir cisim düşer ve Amerika`nın en ünlü laboratuvarı tarafından inceleme altına alınır. Aynı gün doğan Mildred olacaklardan tamamen habersizdir. Mildred`ın gittiği üniversitede artık staj vakitlerinin geldiği duyurulur; yaz tatilinde gruplar halinde uzaydan düşen cismin incelendiği laboratuvarda staja başlarlar. Mildred laboratuvarda stajdayken cisim bir insan üzerinde denenir ve Mildred bu deneyi gözlemleyen stajyerlerden biridir ancak başına geleceklerden, uğrayacağı ihanetlerden ve cismin neler yapabileceğinden bir haberdir.
|
RUH ETAVESİ
"Ben seni sevmiştim..." diye fısıldadım çaresizce. "Ben seni o tenime dokunduğunda canıma kıyacak kadar sevmiştim... Ben kızıma, kızımızın adını koyacak kadar sevmiştim seni. Kızımı sana emanet edecek kadar çok sevmiştim seni. Oysaki ben kızımı kimseye emanet edemem ki... Ben seni unutmamak için sevdiğin şeyleri yitip içecek kadar sevmiştim seni... Kışın her akşam senin de içtiğini düşünüp sıcak çikolata içecek kadar sevmiştim. Oysaki ben sevmezdim ki sıcak çikolata..."
|
KAYBOLAN AŞKIN KALINTILARI
Birbirlerine delice aşık olan Serra ve Melih`in yaşadıkları duygularla kendilerini nasıl yıprattıklarını anlatan bir aşk hikayesi.
|
KELEPÇE ( Mür )
Sevgide intikam olur muydu?
İntikam varsa o sevgi olur muydu?
Benim hissettiğim sevgi miydi? İntikam mı? İçimde hangisini büyütüyordum?
Aklımla kalbim arasında bir savaşta kalmıştı. Kazanmasını istediğim taraf her ne kadar aklım olsa da, kalbimin hissettiği gerçek hisler burada olduğunu belli edercesine çarpıyordu.
Arafta kalmıştım. Ne yöne dönersem canım yanacaktı.
Bir seçim yapmalıydım.
Ya beni yakan canı yakacaktım. Ya da beni yaşatan canı.
|
Babanın Gölgesi
Kendi yazdığım minik şiirler.
|
TUTSAK
.
"Bana itaat edeceksin! Babam parmağındaki yüzüğü taktırmak için babana milyonlar döktü."
Gözlerimi kapatıp yaşları geri göndermeye çalıştım.
"Bunların hiçbirini ben istemedim. Sana asla itaat etmeyeceğim."
"Sen benim tutsağımsın Elmas Arıcı. Bu gördüğün şatafatlı ev, bu dünya, çevrendeki insanlar ve daha nicesi senin kafesin. Ve ben sana bu kafesi bile dar edeceğim."
|
Sil Baştan
Tek bölümlük kısa hikayedir
|
Kelebek Ve Mum
“Ellerim kanadı bugün. Acılarım diken gibi battı bana. Ellerini ellerime aldı, ıssız ellerim dolup taşan caddelerin sıcaklığıyla doldu. Gözlerime baktı. ‘Her şey düzelecek’ dedi. O bile hayattan yorulmuşken, kanayan ellerime üfledi.”
Geçmişimiz bizim tuzağımız. Gizli saklı sırlarla kaplı kara bir kutu gibi. Ayağımıza dolanan ipler bizi düşürebilir miydi?
|
ACEMİ DAMATLAR
Her işin acemiliği olurdu,peki ya damatlığın?
İşte onun acemiliği hiç bir şeye benzemezdi.
Yetimhanede büyümüş dört adam hiç sahip olamadıkları yuvayı kurmak için bir biriyle yarışa girer.
Fakat önemli bir eksikleri vardı. Hayallerindeki o sıcak yuvayı kurmak için önce dişi birer kuş bulmaları gerekiyordu.
Hiç beklemedikleri anda beklemedikleri şekilde aşk yüreklerine zembille inince acemilikte her işlerinde başlarına bela olmuştu.
Dört acemi kendine yetemezken,kızların ağabeyleride acemi damat olma yolunda bh dörtlüyle başa baş yarışır vaziyetteydi.
Kayınçolar acemi damatları alt edecek mi,yoksa o etiketi kendileride nişane gibi taşıyacak mı?
Damatlar acemi olunca yol gösteren çok olur...
|
Sigara
Son durağına olmak isterim
En son uğradığın durak
|
Anka'nın Doğuşu
Bir Anka`nin doğuşu kendisinin bile haberi olmayan. Yeniden doğuşu olacak bir Anka kuşu insanlığı yok mu edecek yoksa Anka olduğundan haberi olmayan kızı neler bekleyecek
|
YAZGI (ALDIRMA GÖNÜL)
ADALET UZAK MI HAKİM BEY !?
"Ben Beyza.Annesi pavyon gülü babası belli olmayan, bataklığın içinde ismi gibi temiz ve lekesiz kalmaya çalışan Beyza. Saçlarının rengi bile fahişe damgası yemesi için yeterli olan annesinin dostu tarafından tecavüze uğrayacakken kendini korumak isteyip, onu yaraladığı için beş yıla mahkum olan, on sekiz yaşında soyadı bile olmayan Beyza."
"Suçum Kadın olmaksa ver cezamı Hakim Bey."
~~~
"Ben Lee ji Mehir.Türk bir adamdan olma Koreli bir kadından doğma Lee ji Mehir. Aşkını kalbine gömen küçük yaşında büyük bir kayıp veren, zorla evlendirildiği adam tarafından kandırılıp dört duvar arasına sıkışmış Mehir.Uyuşturucu kuryesi damgası yiyen, insanlara güvenip, taşıdığı şeyin ne olduğunu sormayacak kadar saf olan henüz yirmi yaşında hayatını mahvedip suçlu görülerek cezası kesilen Lee ji Mehir Kervancı"
"Suçum insanlara inanmaksa kes cezamı Hakim Bey."
~~~
"Ben Dilşah. Doğduğu yer gibi yazgısı da kara olan Dilşah.On altı yaşında zorla evlendirilip yıllarca koca şiddetine maruz kalan aşağılanan kimsesiz Dilşah. Anasının, babasının yok saydığı gördüğü şiddetten bıkıp üstüne çocuğunun ölümüne sebep olan kocasını doğrayan on sekiz yaşında zindanlara düşüp, on yıl hüküm giyen Dilşah Hanzade."
"Bir kadının anne olması suçsa asın beni Hakim Bey."
~~~
"Ben Hüma. Annesi ve abisi ile yaşayan bir şirkette muhasebe departmanında çalışırken zimmetime para geçirdiğim gerekçesi ile üç yıl bu demir parmaklıklar arkasına mahkum edilen Hüma. Herkese inanıp güvenen saf Hüma. Nişanlısı ve en yakın arkadaşının oyunları yüzünden yirmi üç yaşında pencereden sızan cılız ışığa mahkum, bahar vaktinde dalları kırılan Hüma Korhan."
" Her dostluğun altında bir kahpelik yatar bunu da yazın oraya."
"Suçum aşık olmaksa kır kalemi Hakim Bey."
|
BİR SEVDA MASALI (DAVA SERİSİ -2)
Kirli bir oyununun ölüme sürüklediği masum bir adam. İntikam için edilen büyük yemin.
Küçük yüreğinde açılan büyük yaralarla büyüyen,sert,acımasız bir adam. Gözleri, aşka davet edercesine sıcacıkken,kalbi sevgi tohumunu ekemeyecek kadar soğuktu.
Küçük yüreğindeki yaraları büyük bir sevgiyle saran, zarif,kırılgan bir kız. Gözleri hüzün kokarken,kalbi kurak topraklara su olacak kadar sevgi doluydu.
Bazen "Aşkı,Sevdayı "anlatmaya dilin dönmez. Lal olan bir dilin dermanı için gerekli olan yanlızca kalem ve kağıttır. Mürekkebin duyguların,kağıt ise çözülemeyen dilindir.
Bazen yüreğinin söyleyemediklerini yazarsın,bazen yaşanan sevdalardan yola çıkarsın.
Bu yolda ilk dili tutulandan dinleyin Sevdayı...
|
Hayat Kokulum ( Koku Serisi 1)
Tekrarı yoktur bazı şeylerin ;
HAYAT gibi, AŞK gibi, ÖMÜR gibi
Almira~Savaş
******
" Ben çevremde tutunacak bir dal aramayı bırakalı çok oldu Hatice Hanım . Ne zaman bıraktım biliyor musunuz ? " Arkasını dönüp bana bakınca gözlerimi çekip , ellerime baktım .
Ne de olsa kırgınlıklar en önce gözlere yansırdı. Bir kişiye daha olan kırgınlığımı bilmesinler istiyordum.
-" Ağacın kendisi olduğumu anladığımda ... "
******
-" Almira Hanım gerçekten bu kadar sessiz birisi misiniz ? " Koca salonda tanımadığı adamın sorduğu ile kaşları havalanmıştı .
Evet onlar geldiğinden beri hiç konuşmamış , ortada dönen muhabbeti dinlemişti . Yanında oturan Savaş rahatsız bir şekilde hareketlenip beline elini koymasıyla yay gibi gerildi.
Kocasının pek hoşuna gitmemişe benziyordu onunla konuşulması. Onun gözlerinin içine bakarak soruyu cevapladı .
-" Kimin dinlediğine bağlı ! "
*******
|
Şahmeran
Ateş kaya: Canım dediğim canımı aldı,yar bildiğim yara açtı
ASme Sahra Şah: Coğrafya kaderdir denilirdi ama ben ailemin işlediği günahların kehanetiyle cezalandırıldım
Aşkım uğruna bir zalime direnişimdir...
Bahoz Peyman :Varsın en zalimi ben olayım ama Aşk zehirse içmeyede zalim olmayada varım...
Not:Gerçek hayat hikâyeleri
|
HIRSIZ KELEBEK (TAMAMLANDI✔️)
Instagram: azimet340
Hırsız Kelebek isimli ilk kısa FANTASTİK. hikaye.
Bedeninde yıldırım hapis kalan ve bu gücü hırsızlık için kullanan, ömrü kelebek misali kısa olan,ölmeden önce hayattan intikam almak için çalan hırsız bir kız.
Sevdiği kadını kaybetmiş kalbinden yaralı bir adam.
Hazar ve Gece..
"Sakın kıpırdama.
Dön!"
Dediğini yapmalımıydım.
Bir metre önümde teras demiri ve aşağı bir kat. 2-3 metre ötemde çatı vardı.
Evet yapsam iyi olacaktı.
Yavaşça arkamı döndüm.
Bir an gördüğüm şeyle öylece kaldım.
Birileri film falanmı çekiyordu, bende içine mi düşmüştüm.
Karşımda duran adam artist kartpostalı gibiydi.
1.90 civarı kalıplı, kaslı belinde bir havlu ve ıslak saçlarından üzerine oradanda yere damlalar akıyordu.
Bu adamı rüyasında gören kızın kesin abdesti bozulurdu.
Oda benim gibi nefes nefese bana bakıyor,göğsü hızlı şekilde inip kalkıyordu.
Ben götlü göbekli zengin mi demiştim az önce.
Bu adamda dirhem yağ yoktu beh!
"Sakın kıpırdama vururum!"
Duyduğum cümle ile transtan çıktım. Neyseki çıktım.
Yoksa vur valla diyecek kıvama gelmiştim.
"Kasadan ne aldığın umurumda bile değil.
Ama o elindeki kutuyu bana vereceksin bende bu seferlik gitmene izin verecegim.
28.12.21 hikaye yazım başlangıç tarihi
|
0% |