Yeni Üyelik
[ intikam ] - Etiketin'de Kitap Listesi
Westminster
Satranç bittiği an, sadece tek bir şah kalır ve hayat onlar için krem, kahve bir satranç tahtasından başka bir şey değil. ♟🎲 Dünyanın adım atılmamış topraklarında kurulu bir teşkilata bağlı lider olma savaşında olan iki özel ruh, iki gizli tetikçi ve özel amaçlar uğruna kurulmuş bir acımasız bir dünya. Plan için oluşturulmuş bir kadın, acımasız katil, intikam alınması gereken karanlık geçmişi ile karşılaşmaya çok hazır. Bu zamana kadar görevi için savaşmış olan adam şimdi onun karanlık dünyasına girmek zorunda kalıyor. Tehlike ise daha yeni başlıyor... (Soğuk Nefes Serisi 1)
3a önce
  Yazar@elifazrad
Kardelen
"Aslında bu hikaye şimdi başlamamıştı. Geçmişte bu hikayenin içindeydi..." Düzenlenecektir ve Wattpad açılana kadar burada yayınlanacaktır.
Tutku Kadehi; İNTİKAM
“Bu sen değilsin Lavin. Kendine gel.” “Son kez.” diye fısıldadım rüzgara doğru, boynumda kolye olmuş çaresizliğimi yüzümü yalayıp geçen esintisiyle almasını dileyerek. “Son kez beni bırakma Aren.” dedim titreyen sesimi artık kontrol aktında tutamayarak. Gözlerim gecenin karanlığında parıldayan yıldızları süzüyordu. Yüzüme hoş dokunuşlar konduran hafif esinti, ruhumun bir parçasıydı. “Sevapkar cennetteki günahkar çiçeğim..” dedi Aren. Yüzümü yavaşça ona doğru çevirdim. Yüzünde birkaç saniye süren bir endişe görmüştüm. Karanlıkta bile yüzünü sanat eseriymiş gibi ezberlemiş olduğum için ayırt edebiliyordum. Üzerinde yıllar boyu uğraşılmış olduğunu düşündüğüm ve benim için herkesi tehlikeye atacak olan elleri kanlı o adam. Ademcik elmasına kadar muhteşem olan, bir ressam tarafından detayı detayına işlenmiş o zarif insan. Aren gözlerini kapattı. Yutkundu. Derin bir nefes verdi. Aren`i doğru cümleleri ararken bocalamasını görmek tanıklık etmek istediğim bir şey miydi? Emin değildim. “Gece, o gün ağır aksak ve sessiz, omurganı zedeleyen ürpertici tınısıyla seni ölüme davet edecek. Ve o daveti kabul etmemen için daima yanında olacağım, Elzem`im.”
3a önce
  Yazar@elifkacmaz
İHTİRAS
Vatanın üzerine sis çöktüğünde inlerine çekilirdi çakallar sessizce. Uyumazlardı, korkuyla titrerlerdi. Çünkü bilirlerdi, şimdi kurdun uluma vaktiydi. İhtiras ve İhtiraz. Birisi kafaya bir silah dayardı, diğeri o silahı çekmek için uğraşırdı. Söz konusu vatan olunca herkes bir kan, bir ten ve bir beden olurdu. İçteki düşmanın bile dostun olurdu. Senin kalbine nefret tohumları ekenler, vatan deyince tohumların kökünü kuruturdu. Damarlarında dolaşan kan Türk kanıysa, şanslısındır. O kan damarında coşar, deli cesaretini Türk`e o kan verir. Damarlarında dolaşan kan, terörün kanıysa işte o zaman vay haline. Çünkü Türk, deli akan kanıyla, o damarı kurutur. Hatta kurutmakla kalmaz, yüzünden renk çekilene kadar akıtırdı o kanı. Yavaş yavaş yapardı bunu. Çünkü ölümün, kansızlar için bir kurtuluş olduğunu bilirdi. Zeyrek. Zeki demekti. Uyanık, akıllı, sinsi, bir insanın aklını başından çelen demekti. İşte bu isim bir kansızın, duyduğunda yerinde onu tir tir titretecek isimdi. Adamdan sayılmayacak kansızların, duyduğunda çil yavruları gibi etrafa dağılıp saklandığı isimdi. İhtiras, aşırı güçlü istekti. Bir Türk`ün kanında dolanan tek duyguydu. Onu var eden duyguydu. İhtiraz, korkaklıktı. Kansızların damarında kan yerine akan bir pislikti. Şimdi gece çöktü. Gök girdi Kızıl çıktı. Türk`ün ihtirası bir vatanınaydı bir de albayrağına. Türk`ün ihtirası gönlünde vatandan başka bir şeye var mıydı?
3a önce
  Yazar@phoenixdeart_
KAÇIŞ
Feray... Küçük yaşta büyümek zorundaydı. Hissiz, umursamaz ve asla gülmezdi. Yetimhanede, Ayaz ile tanışana kadar. Ayaz, onun ilk ailem dediği kişiydi. O iğrenç yetimhanede, bir tek Ayaz`ına güvenirdi. Ta ki, kurtuluş günlerinde, Ayaz`ın, Feray`ı bırakmasına kadar.
3a önce
  Yazar@neobangh
ÇAĞRI
Geçmişin adım adım gölgesiymişçesine takip ettiği bir ruh... Gölgesinden kaçmak için ruhunu yakmayı göze alan bir kadın... Ya ruhunu yakıp kurtulacaktı ya da ölüm sürekli ruhunda vucüt bulacaktı. Bu lanetten kurtulabilecek miydi? Sevdiklerine zarar gelmeden geçmişini ruhundan söküp atabilecek miydi? "çok tuhaf" anlamsız gözlerle kendisine bakan kıza tarifi imkansız bir çekim duyduğu aşikardı ama böyle giderse öleceğini de biliyordu. "tabutta yatman yani" "ruhumu geri aldığımda bana da anlamsız gelecek. O güne kadar bu tabut benim evim. Beni temsil eden tek şey bu. " ölümün seni temsil ettiğine nasıl bu kadar eminsin? " " temsilci olan ölüm değil. Benim kahverengi." Yüzündeki alaycı ifadeyle tabutuna yavaş yavaş uzanmaya başlamıştı. "Uyandığında burada olacağım. Bu saçmalığa birlikte son vermenin bir yolunu bulmayılıyız." Kadın kısık ama histerik bir kahkaha attı. " sen uyandığında ben burda olmayacağım ama" diye fısıldadı. Lanetli ruhu yok etmenin yolunu bulmuştu.
3a önce
  Yazar@kelebekimsii
Aynı ev farklı hayatlar
Küçük bir evin içindeki 5 farklı hayat... Hikayemizi Ayça`nın yani evin ortanca kardeşinden dinleyeceğiz.Ayça okula oradanda basketbol kursuna giderek günlerini geçirir ama bu yoğunluktan yorulan Ayça basketbol kursuna ara vererek kendine ve ailesine zaman ayırmaya başlar tabii o sırada yeni insanlar ile tanışır... Aslında sıradan bir ailesi olduğunu düşünen Ayça ailesindeki bireylerin gerçek hayat hikayelerini tek tek öğrenmeye ve hiç tanımadığı birinden mesajlar almaya başlar... Tüm ailenin gerçek yüzünü öğrenmeye ve sana mesaj atan gizemli kişiyi aramaya hazır mısın Ayça?
3a önce
  Yazar@gizemliyazarr
VEYL ATEŞİ
... Çektim elimi bileğinden. Bu yanlıştı. Kadınlar, zorla sıkabileceğimiz bileklerin sahibi değillerdi. Parmak uçlarımı arkamı dönerken ona uzattım ve "Tutmak istersen diye!" hastaydım, ayakta duracak halim yoktu o yüzden! Kısa bir an sonra parmak uçları, kemikli parmak uçlarımı buldu! Düşmedi zihnime bir sapığın elimi okşayan acımasız dokunuşları! Belki de her şey bugün avuçlarımı göz yaşlarıyla yıkadığı içindi; belli ki zihnimide yıkıyordu! Parmak uçlarımı kazıtıryordu... Çilekli süte ihtiyacım var! Veyl`in ateşi avuçlarımı yakarken; bir kez daha babama, kendisi büyük yüreği küçük Yağız`ı kurban ederken tek ihtiyacım olan şey sadece çilekli süttü! Yeşil gözlere bakarken çilekli süt içmek, bu deli adamın sancılı dağlarına bir kadın; köksüz gönlüne de çiçekler bulaştıracaktı. CİNSEL İSTİSMARA MARUZ KALAN GÜZEL BİR ADAMIN HİKAYESİ!
3a önce
  Yazar@thegulsah
STAY WİTH ME
Hayatını sıradan ve hayallerle geçiren Jack, Dünya`nın başka bir ucundan gelen kız ile hayallerini açığa çıkarmaya ve gerçekliğe dönmeye başlar. Sadece hayalperestlik, şarkılarla dolu yaşamına birdenbire giren kız ile bütün kişiliği değişmeye başlar. Herkesin "kaçık" dediği kıza aşık olup bütün hayatını ve ilhamlarını o kızdan alarak yaşamaya başladığını fark eder. Eksik olan tek şey gerçekte düşmanının kim olduğunu bulmaktır.
3a önce
  Yazar@babyshark7749
GECE'NİN GÖLGESİ
Vatan uğruna nice şehitler verilir bu topraklarda.Her şehit yeni bir intikam demektir ve bu intikamın gölgesinde yaşananlar asla unutulmayacaktır. Gece çöktüğü vakit kurtların intikam vaktidir.
3a önce
  Yazar@karanlikevren
Nereden Çıktın Sen?
Afra canı sıkıldığı için numara sallayıp mesaj atarken bunların başına geleceğini nereden bilebilirdi ki? Peki bilse yine de o mesajı atar mıydı? Normalde asla yan yana gelmeyeceği insanlarla yakın olmak zorunda kalınca aslında o kadar da kötü olmadıklarını fark etmesine mi sevinsin yoksa her zaman yanında olduklarından biraz uzaklaşmak zorunda kaldı diye gerçek yüzlerini gördüğüne mi üzülsün? *** Sadece eğlence amacıyla yazılmıştır, içindekileri ciddiye almamanız gülüp geçmenizi tavsiye ederim. Hiçbir kurum, kuruluş veya kişiyle alakası yoktur hepsi hayal ürünüdür. Bu konuda yazılan ilk kitap. 22.09.20/28.03.22
3a önce
  Yazar@perdidoentisara
Yalnızlığın 20 Evresi
İçinde birden fazla kişiyi taşıyanların,intikam ateşiyle yanan ruhların,acı dolu bir dünyada kalplerine binlerce hançer saplanmış olanların hikayesi.
3a önce
  Yazar@yalniz.kurt
bu bir rüyaydı, mektuplar ve anılar
Sadece rüyaydı ama kim için? + Aralarından sadece biri sonsuzluğa karışmıştı ama neden hepsi sonsuzluğun yalnızca azap getirdiğini düşünüyordu? Kadın gitti ve geride yarım kalmış bir aile bıraktı. Parçası olduğu bir aile. Kendisinden geriye yalnızca bir sandık dolusu mektup kalan kadın arkasında bırakacağı enkazın en başından beri farkındaydı. Bunu istememişti, istemiyordu da ama zorundaydı. Gerçekten zorundaydı. Bu somut zincirlerin bedeninde oluşundan kaynaklı bir zorunluluktu. Bu zorunluluğu kendisi seçmemişti ya da uzun uzun düşünüp çoğunluğun iyiliği için yapmak zorundayım gibi bir kanıya da varmamıştı. Silahlar vardı, zincirler vardı ve silahlar alnında yaslıyken zincirler bileklerindeydi. En kötüsü ise zincirler kalbini ele geçirmişti, kalbi de ağzı da zincirliydi. Ve işin acısı, gerçekten öleceğini düşünüyordu; ta ki bambaşka bir gerçeklik onu ızdırap veren kollarına alana kadar. Ne yapacağını bilmiyordu. Kusursuz bir planın içine düşmüştü, bir yandan perişan olan ailesinin yaşadıklarını düşünüyor bir yandan da sahte cenazesinde olanları izlediği anlar gözünün önünde gitmiyor ona krizler geçirtiyordu. Her şey o kadar gerçekti ki, neyin sahte olduğunu neyin rüya olduğunu anlayamıyordu. Gerçekten bir rüyanın içinde olmalıydı. + "Baba," dedi on dokuzuna böyle bir günde basmış genç çocuk içindeki öfkeyle baş etmeye çalışarak. "Annem ölmedi." "Biliyorum babam," dedi otuzlarındaki adam, biliyordu ama bunu öğrenene kadar çektiği azap hâlâ yerli yerindeydi. Oğlunun sahip olduğu öfkeye kıyasla çok daha fazlası vardı içinde ve büyük bir kinle, kucağında tuttuğu on beş aylık minik kızını uyandırmamaya çalışarak kısık sesle konuştu. "Biliyorum oğlum." Devam etti. "Ve onu geri alacağız."
3a önce
  Yazar@nurumsu
Aşeka ~ Kış Güneşi
(Gerçek aile de içerir) Bu kitap hem eski bir asker ve kaçak bir kadının hikayesini konu alıyor. hemde ailesinden koparılmış bir çalı kuşunun ailesini bulmasını konu alıyor. ************ Kanatlarımı kopardılar benim uçamayayım diye... Oysa ben adım gibiydim bir çalı kuşuydum... Kızıl renkli bir çalı kuşu. Yanlız ve korkmuş bir şekilde hiç bilmediğim topraklarda bir yabancı gibiydim herşeye. Fakat o geldi... O geldi ve yabancı olduğum bu şehri bana yuva yaptı... ****** Onun için dudaklarım aralandı ve sesim bir sis bulutu gibi etrafımızı sardı... Ah, canım sevgilim, derin bir okyanustayım Hiç kimse gelmiyor, bırak bеni, konuşayım En azından bugün, bugün de sonbahardayım Soracak olursan ben şimdi uzaklardayım Mırıldandığım nakaratla birbirimize daha çok yaklaştık yağmur bizi ıslatıyordu fakat biz aşktan sırılsıklam olmuştuk zaten. Ve ardından bu şarkının başka bir nakaratı döküldü dudaklarımdan Saçların ıslanır, ellerin bana bağlanır Utanır söylemez, diz çöküp sana yalvarır Dudakların bana nasıl da yakınken öyle Bu rüyadan biri, biri beni uyandırır... Hiç uyanmak istemediğim bir rüyaydı bu. Ve bu rüya bir öpücükle taçlandı...
3a önce
  Yazar@rnreina
SİYAH YARALAR- (KATLİAM SERİSİ 1)
İntikam istiyordum. Adalet istiyordum. Geçen 10 yılımın hesabını istiyordum. Ailemin kanını akıtan o katillerin yok olmasını istiyordum. Hayatım ben daha 12 yaşındayken benden çalınmıştı. Bir gecede yok olan huzurlu yuvam içimde olmayacak bir yangın başlatmıştı. O yangın her gün daha çok harlanıyordu ve benimle beraber etrafımdaki herkesi yakıyordu. Ben Lalin. Ailesi için adalet arayan, küçüklüğü çalınmış ve erken büyümeye mahkum bırakılmış o çocuk. Eğlence adında yapılan bir katliamla kimsesiz bırakılmış binlerce çocuktan birisi. Hepimiz adalet arıyorduk ve ne olursa olsun o adaleti sağlayacaktık. "İçini yakan o yangın bir gün sevdiğin herkesi de seninle beraber yakmaya başlayacak fötr şapkalı kız" JOKER.
3a önce
  Yazar@kasirgalidusler
YENİDEN
Sevdiğiniz herkesin ölümüne tanık olsanız ve size son bir şans verilseydi ne yapardınız  ? Benim için cevap çok basit, aldığım her nefeste düşmanlarımı tek tek kor gibi yanan intikam ateşiyle yakacağım.  Ben Eva Türemen göklerde ki Tanrı  şahidim olsun ki sizi  öldürmem için bana yalvaracaksınız...
3a önce
  Yazar@sgbadger
Siyah Kalp
Siz hiç vuruldunuz mu? En uç noktanızdan ,en kör noktanızdan. Ben vuruldum hem de simsiyah bir kalbe sahipken...
3a önce
  Yazar@lunnaa_
KARANLIĞIN ARDINDAKİ IŞIK
Her birimizin hayatlarının başlangıcından itibaren dönüm noktaları vardır.. Kimisininki ise daha doğmadan başlar... Hiçbir sır veya hiçbir şey gizli kalmaz her şey elbette ortaya çıkar, peki ya bu yolda bir ilk yazılır ve herşey gizli kalmaya devam ederse? Rüya Annesi ile taşındıkları yeni evine alışabilecek mi? Peki ya yeni Okuluna ve yeni Müdürüne? Ya da oldukça tuhaf ve gizemli olan kişinin Canice öldürülen babasına ne gibi bir faydası olacak? Ya da zararı mı demeliydim? *DİKKATT: KİTAP VE HAKLARI TAMAMEN BANA AİTTİR. HERHANGİ BİR KOPYASI, ÇALINMA DURUMU DAHİLİNDE YASAL İŞLEM BAŞLATILACAKTIR.
3a önce
  Yazar@edaoner34
Yarım Kalanlar
"Ulan!" diye bağırarak bana arkasını döndü, ağlıyordu. "Bazen yanına gelmek, hiçbir şey demeden sana saatlerce sarılmak istiyorum. Kokun içime işlesin, her özlediğimde anımsayayım istiyorum. Üstüm başım sen koksun istiyorum lan!" "Levent," dedim ağlayarak, titreyen sesimle. Duyduklarım benim için çok ağırdı. "Ben gitsem iyi olacak." Yüzünü hızla bana dönerken gözlerinden akan yaşın beraberinde, hayal kırıklığıyla baktı gözlerime. "Ama sen hep böyle yapıyorsun..." "Bir şey yapmıyorum." "Yapıyorsun Umay!" dedi bağırarak. Delirmiş gibiydi. "Ne zaman sana gerçekleri haykırsam, kaçmak için yol arıyorsun." "Hata yapmanı istemiyorum." "Hayatım boyunca hata yapmadım, yapmam." "O zaman benden uzak dur Levent," dedim, kısık bir sesle. "Çünkü en büyük hatan olurum." "Beni artık sevmiyor musun?" "Seviyorum..." dedim acı tebessümümün eşliğinde, o da gülümsemişti. "Kutay`ı da seviyorum, Anıl`ı da. Hatta Ziya`yı da çok seviyordum." Tebessümü solarken başını onaylar anlamda sallayıp eli ile odanın kapısını gösterdi. "Git Umay!" dedi. "Kutay`a git. Anıl`a git." Bende onun gibi yapıp bir şey söylemek yerine başımı onaylar anlamda sallayıp odadan çıktım.
3a önce
  Yazar@guverce
Peşinde +18
Sahte bir birliktelik ile evlenen bir çift.Aşık bir adam,Hedefleri olan bir kadın.Örgütü bitirmek için çabalayan Yara.Her şeyden habersiz bir adam;Ayaz Şendan. Bu bir kumardı. Ayaz bu kumarın içindeydi ama Yara kumardan kaçmamıştı. Yalnızlığımın eseriydi Yara; Acılarımın vücut bulmuş haliydi Ayaz. Ne onlar böyle olmak istedi ne de ben onları böyle yazmak istedim. Yanlızlık Acıyla birleşince mutlu olur mu? Sanırım okuma vakti...
3a önce
  Yazar@olugozler
HAZAN
Hazan Kara. Lavanta kokulu Hazan Kara. Cehennemin içindeki en günahsız mahlukat. Bir kukla. Ufak bir çocuk, Hazan Kara. "Ben neşeyle gülen küçük bir çocuktum aslında ama beni öldürdüler.* Hayallerimi, umutlarımı, gülüşlerimi toprağın altına canlı gömdüler. Ruhum sıkıştı, daraldı, patladım. Yeniden doğdum şimdiki ben olarak. O küçük, güzel, sihirli çocuk hep içimde ukte kaldı, kendi içindekilerle. Bütün sevinçlerim kursağımda kaldı. Bütün insanlara yabancılaştım. Ama en çok da kendi insanlığıma uzaklaştım. Bir şeytana evrildim zamanla. Merhametimi, neşemi, gülüşlerimi çaldılar hali hazırda kurak olan bir topraktan çiçek yolar gibi. İlk usul usul yaklaştılar, sever gibi. Narince okşadılar. Yalnız hızla uzaklaşırlarken köklerimi gördüm ellerinde, gözlerinde belli bir gurur. Bir hayatı söndürmenin gururunu haykırıyordu gözleri yumrukları arasında ve ayakları altında renk renk açan çiçekleri ezerlerken çöp gibi. Tek bir tane de değillerdi. Onların ruhuma açtığı oyuklarına başkaları da nefret tohumları ekti çünkü. Kurak toprağımı suladılar. Ben iyilik için savaşırken bir damla suyu esirgeyenler yeşillendi etrafımda. Oradan biliyorum. Hatta -çok gülünç aslında ama gülerken sızlıyor kalbim. Pek gülemiyorum insan içinde acıdığından canım, neyse- can oldular bana söylediklerine göre, canımı aldıklarından bir haber. İşte ben o zaman soldum. Zamanını doldurmuş bir zambak gibi boyun büktüm. Rengimi, kokumu beni ben eden varlığımı söktüler içimden hali hazırda. Şimdi bir köşede gözleri esasında akmaya hazır yaştan parıldayan ama sevinç ışıltıları sanılan kimsesiz bir çocuk var ve diğer bir kenarda da yabancı bir kadın. Kim acaba? Tanımıyorum pek. Bir tek kokularımız ortak. Zavallı. O da ölüm kokuyor. Aynı benim gibi. Nasıl da benziyoruz öyle. Neyse.
3a önce
  Yazar@geceegunesim_
ŞAH MAT
Kadın bir akrep, adam bir katran. Bir kadın bir adama bu kadar haram, bir adam bir kadına bu kadar yara olamazdı. * Bu kitap Şah, Mat ve Son oyun olmak üzere 3 hikaye içermektedir. Hikaye geçişleri, bölüm başlarında belirtilecektir. * ŞAH Bedenindeki tüm acılar seni canlı tutar. Peki ya ruhundaki? Geçmişin kıvılcımı geleceği sıçrar ve bir ateş yanar. Anka kuşu misali küllerinden doğan, o ateşi tutar. Çemberin Efendisi... Korkusuzluğu acıdan beslenen genç adam; Uraz Kurt. Acıyı unutmaya yüz tuttuğu o yerde -Kalbinde- misafir ederse, eskisi kadar korkusuz olabilir mi? * MAT Her insanın geçmişinde pençe izleri olurdu. Derin yarıklar açan o pençe izlerine birçok anı gizlenirdi. Ve ne yazık ki Uraz`ın soyadı, kendi ruhunun beline öyle şiddetli bir pençe indirmişti ki, kuytuda saklanan geçmiş bile silinmişti. Geçmişi gün yüzüne çıkaran bu kitapta, belki de bilinen tüm doğrular yanlış, yanlışlar ise doğru çıkacak... Belki aşk, sahte bir gülüş olup; günler akrep ve yelkovanın ayrılığından sonra işlemeyi bırakacak. Kadın bir akrep, adam bir katran. Bir kadın bir adama bu kadar haram, bir adam bir kadına bu kadar yara olamazdı. * SON OYUN Kartlar açıldı. Piyonlar öne sürüldü. Kaleler yıkıldı. Filler öldü. Vezirler devrildi. Şahla şah karşı karşıya geldi. Acımasızlığını ikinci bir deri gibi üzerine giyen Uraz Kurt, sevgisini yaralayan bu acımasızlıkla başa çıkabilecek mi, yoksa sevgisini acımasızlığına mı kurban edecek? Masumiyeti gözbebeklerinin içerisinde taşıyıp koruyan Ayşin Şendoğan, kötülüğün bekçisi olan adamın nasırlı ellerine mi güvenecek, yoksa hayatını masumluğunu koruyarak mı sürdürecek? Devrildi Şah. Oldu Mat. Bitti oyun. Kapandı defter. Şimdi rakibini yenme zamanı. Tek bir kazananın olacağı bu hayatta, sevgi imkansızdı. Ancak tüm imkansızlıklar da aşkı doğururdu. Doğan aşk, peşinde ölümü de sürüklerdi. Peki bu hikayede ölen taraf kimdi?
3a önce
  Yazar@tubux2
Yıldızlar ve Papatyalar (Askıda)
Ona çekiliyordum, göğsümün altındaki yılan ona bir adım daha atmam için dişlerini geçiriyordu kalbime. Nefretim yine nefrete çekiliyordu, Taner babamın nefretiyle vardı ve ben onun nefretine sürükleniyordum; nefretle büyüyen kalbimi bir nefretin ellerine bırakıyordum bu gece. 🌼 Benim göğsümün altında bir yılan, onun sırtında kanatları vardı. Ben karanlığın beni sürükleyişine başımı eğmiş, o kanatlarını karanlığa açmıştı. Yavuz benim karanlığımın kilidiydi lakin en güzel ışık da onun kaburga kemiğinden akıyordu.
2a önce
  Yazar@hivdasnk
Obsesif Öğütler
Her gün aynı şeyleri tekrarlayıp durdu. En sonunda henüz yeni taşınmış olduğu köhne bir mahallenin on yedi numaralı apartmanında acı bir şekilde can verdi. Açık pencereden giren bir karga, cesedinin gözlerini oyup da evi terk edene dek epey zaman geçmişti. Belediye tarafından kimsesizler mezarlığına gömülen Şafak Öğüt Aydın`ın ölümü üzerine mahalleli, adamın yirmi sekiz yaşında hayatına bile isteye son verdiğini düşündü. Olay üzerinde durulmadan intihar olarak kayıtlara geçti.
3a önce
  Yazar@ikmugi
Aşeka ' Sarmaşık'
Hergün yeni bölüm!... Hiç beklemediği şeyler yaşayan Peri.. Karısın yokluğunda bir çare arayan Aslan ve minik kızına sahip çıkmaya çalışan Aslan.... Küçük yaşta annesini yokluğuyla sınanmış minik bir ahu... Hayata tutunmaya çalışan çekirdek bir ailenin acılar içindeki hikayesi...
3h önce
  Yazar@lavinakara_
Sevgi̇li̇ Eşi̇m
hayatında daha önce görmediği bir bayana evlilik teklifi eder misin? Peki evlilik teklifinin arkasındaki gerçek? Peki ya kocanın psikolojik sorunları varsa? Zeki bir bayanın hayatı evlilik teklifi ile değişecek mi?
3a önce
  Yazar@2dreamreal
Balkan Kızı
"Sen bu ruhsuz kalbin ruhu oldun." Adelin Angenov 28 yaşında bir örgüt kolu. Doğduğundan beri babasına özlem duyarak yaşayan Adelin ve Anıl herşeyin başladığı o günde bir parçalarını kaybettiler. Adelin o günden sonra herşeyinden vazgeçmesi gereken çıkmaz bir yola girmişti. Adelin 15 yıl boyunca intikam için örgüte sızarak en iyi eğitimleri almıştır. Örgütün en güvenilir kişisi olan Adelin gizlice Türk askerlerine Siyah Orkide kod adıyla muhbirlik yapmaktadır. Çünkü Adelin`in sızdığı örgüt Türklerin yıkmak istediği örgüttür. Ta ki Adelin bir Türk askeri ile karşı karşıya kalana kadar... O gün herşeyin başladığı ikinci gündü. Adelin Angenov yeni acılarla yüzleşecek, yeni tuzakları atlatacaktı. Ama herşeyin üstesinden gelebilecek miydi? Bu kaderi değil, kalbi değil, aklıyla karar verecekti. Çünkü Adelin acılarına gülerdi. -Ben Adelin, acılarım benim mutluluğumun anahtarı olacaktı.-
3a önce
  Yazar@erteminsinanii
Kardeşin Duymaz
"Ağabey!" Sesimde ki yakarışı duymuş muydu? Ona olan muhtaçlığımı görmüyor muydu? Ona yalvaran sesimi duyduğunu kasılan sırtından anlamıştım. Siyah gömleğinin ikinci bir deri gibi sardığı gövdesinde ki kaslar gerilmişti. Bir umut besledim dudağımın kenarında. O umut salisesinde filiz verdi. Ama ağabeyimin sekteye uğramayan adımları onu benden uzaklaştırdıklarında, zalim bir canavar hayata tutunmak için fazlaca mücadele eden filizi kökünden söktü. Benden o kadar uzağa fırlatmıştı ki, artık ona ulaşmam imkansızdı. Ben onu çok seviyordum, o da beni sevsin istiyordum sadece. Çünkü ağabeylerin kanatlarının altı, küçük kızları bütün kötülüklerden muhafaza eden o mağaraydı. Hıçkırıklarım çaresizliğimin resmiydi. Onun kopyası olan siyah gözlerimden sicimle inen gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim. "Ağabey," diye hıçkırdım. "Ağabey ben seni çok seviyorum!" "N`olur bana sırtını dönme!"
Loading...
0%