@sakarlar_tayfasi : Yaptığı kitap kapaklarını sevdiğiniz yazarlar
Okuma 3
Oy 1
Yorum 0
Tarih 30sn önce
@sakarlar_tayfasi : Yaptığı kitap kapaklarını sevdiğiniz yazarlar
Okuma 3
Oy 1
Yorum 0
Tarih 30sn önce
@oskars : Size ilham olan bir çocuğu çizerken yakalansanız ne yaparsınız?😬
Okuma 9
Oy 5
Yorum 2
Tarih 59sn önce
@thamos_shelby : Ateistler dünyanın sonunu nasılmı görüyor
Sjsjsj
Okuma 7
Oy 5
Yorum 3
Tarih 2dk önce
@meneksesem : Oyun:1`den 10`a kadar bir sayı tut ve kendine bir soru Sor sonra detayları aç.✨👀
Okuma 6
Oy 1
Yorum 4
Tarih 4dk önce
@nisa_misim : Arkadaşlar yarın yani cuma günü okuldan çıkıp avmye gidicem ve oradan Raven suikastcisi alicam yupii
Okuma 3
Oy 0
Yorum 0
Tarih 4dk önce
@esintii : Açıklama
Okuma 8
Oy 1
Yorum 0
Tarih 6dk önce
@srwqsv : Önemliii
Okuma 5
Oy 0
Yorum 11
Tarih 6dk önce
@1hkyaa : La bı bölüm atak dedik iyi kötü yanıyla klavye sayesinde sicmisim içine düzelttim hepsini merak nooo
Okuma 2
Oy 0
Yorum 2
Tarih 9dk önce
@neva_sanri : Kayıkçı çok iyi soktu. (Kapak sesi burdan duyuldu.)
Okuma 7
Oy 2
Yorum 3
Tarih 9dk önce
@strawberry.qx0 : BANA YAZMAYIN ARTIK 5 AY YOKUM!.
Okuma 25
Oy 3
Yorum 7
Tarih 12dk önce
@gulsu_0 : Heyoooo ben geldim sizde bir zahmet geliverinnnnnnn
Okuma 9
Oy 1
Yorum 4
Tarih 12dk önce
@zeyneo_o : Kipat öneriyorum gel bakem
Okuma 17
Oy 6
Yorum 16
Tarih 13dk önce
@sincabinizzz_ : Yarın taburcu oluyorum belki akşamına bölüm gelirrrrrrrr
Okuma 17
Oy 4
Yorum 12
Tarih 15dk önce
@gunes321 : Konuşmak isteyen varsa özelden yazsın. Çoook sıkıldım:(
Okuma 8
Oy 0
Yorum 2
Tarih 15dk önce
@zozanli : Meyra yıllarca sevdiği adamın yolunu beklerken o yıllar sonra elinde başka bir kızla gelmişti
Okuma 0
Oy 0
Yorum 0
Tarih 16dk önce
Tamamlanmış Kitaplar
Keyifle okuyacağınız kitaplara gözatın
SİS
Okuma 46.73k
Oy 3.35k
Bölüm 41
Yorum 551
Tamamlandı
Yüzbaşı Aras Demir, sınır ötesinde mahsur kalan sivilleri kurtarmaya çalışırken, cesur öğretmen Elif Yalçın`la yolları kesişir. Çocukları koruma mücadelesi sırasında, korku ve kaosun ortasında doğan umut dolu bir bağ, onları bir araya getirir. Hayatta kalma savaşı, sadece düşmanla değil, aynı zamanda kendi içlerindeki duygularla da gerçekleşir.
*Yazılanlar tamamen hayal ürünü olup, kurgusal karakterlerden oluşmaktadır.*
Yüzbaşı Aras Demir, sınır ötesinde mahsur kalan sivilleri kurtarmaya çalışırken, cesur öğretmen Elif Yalçın`la yolları kesişir. Çocukları koruma mücadelesi sırasında, korku ve kaosun ortasında doğan umut dolu bir bağ, onları bir araya getirir. Hayatta kalma savaşı, sadece düşmanla değil, aynı zamanda kendi içlerindeki duygularla da gerçekleşir.
*Yazılanlar tamamen hayal ürünü olup, kurgusal karakterlerden oluşmaktadır.*
Okuma 46.73k
Oy 3.35k
Bölüm 41
Yorum 551
Karan ural öztürk mü? Yoksa karan ural Kandemir mi?
16 yılınızın sadece 9 yılını üvey aileniz ile birlikte geçirdiğinizi düşünün yapılan bir hata yüzünden hayatınızın 9 yılını üvey ailenizle birlikte geçirirken geri kalan 7 yılınıda sokaklarda geçirerek büyüdüğünüzü düşünün. Üvey babanızın size yaptığı telefon görüşmesinden sonra hayatınızın değişeceğini anlıyorsunuz peki ya karan ural bu değişime hazırmı?
Okuma 9.67k
Oy 528
Bölüm 17
Yorum 189
Kayıp Zamanın Peşinde
Zamanın kaybolmuş parçaları, evrenin her köşesine yayılmış, bilinmeyen bir boşluk yaratmıştı. Bu boşluk, geçmişin ve geleceğin birleşim noktasıydı; fakat kimse bunun farkında değildi. Tıpkı hayatta olduğu gibi, her kayıp bir arayışa dönüşür. Ve bu kayıp, evrenin en derin sırlarının saklı olduğu bir yolculuğa dönüşecekti.
Liora, Aric ve Eldrin, zamanın eksik olan parçalarını bulmak için bir araya geldiler. Her biri, kendi içsel karanlıklarıyla yüzleşmek zorundaydı. Ancak bu yolculuk sadece dışsal düşmanlarla değil, içsel engellerle de doluydu. Zamanın kapılarını aralamak, onları geçmişin kaybolan izlerine ve geleceğin belirsiz potansiyellerine sürükleyecekti.
Evrenin derinliklerinde kaybolmuş bir zaman dilimi, sadece geçmişin hatalarını düzeltmekle kalmayacak, aynı zamanda evrenin dengesini yeniden kurmanın anahtarı olacaktı. Ama bu dengeyi sağlamak, her adımda daha da tehlikeli bir hale gelen bir oyun gibiydi.
Kayıp Zamanın Peşinde; zamanın kaybolan yönlerini bulma, içsel huzuru ve dengeyi sağlama mücadelesinin hikâyesi. Her anı, her adımı, her kararın yankılarını hissetmek... Zamanın gerçek doğasını keşfetmek, sadece geçmişin kaybolmuş izlerine değil, aynı zamanda insan ruhunun derinliklerine de bir yolculuk olacaktır.
Okuma 345
Oy 113
Bölüm 22
Yorum 21
Kaosun yankıları, dünyanın derinliklerinden yeniden yükseliyor. Malven’in ve arkadaşlarının peşinden sürüklenirken, gizemli güçler ve eski düşmanlar gün yüzüne çıkıyor. Her adım, felaketin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Fakat bu fırtına, geçmişin sırlarını da açığa çıkaracak; her şeyin temeli, beklenmedik bir şekilde sarsılacak.
Malven, kaybıyla yüzleşirken, kardeşinin ölümünden ve platonik aşkından gelen karanlık yankılarla boğuşur. Bu yolculukta, her bir dostu ve düşmanı yeni bir testten geçmek zorunda kalacak. Kader, artık sadece bir seçenek değil; bir zorunluluk. Fakat felaketin ardında, beklenmeyen bir güç uyanıyor.
Tüm bildikleri sarsılacak, her şey sorgulanacak. Fırtınanın içindeki karanlık, artık her bir adımda daha da belirginleşiyor. Kimin gerçek dost, kimin ise en büyük düşman olduğunu anlamak için çok geç olabilir.
Bir sır, tüm dünyayı değiştirebilir…
Felaketin ardında, bir fırtına bekliyor.
Okuma 58
Oy 30
Bölüm 23
Yorum 5
Mete: Uyku saatini geçirme Ufaklık
Yaz: Ayı, hödük, öküz hepsinin vücut bulmuş halisin!
Mete: Napim?
Yaz: Hayvanat bahçesine gidebilirsin tüm insanlık adına iyi bir şey yapmış olursun
Mete: İstanbul`a geldiğimde bu lafları yüzüme de söyle ufaklık buradan ciddiye alamıyorum
Yaz: Yeter gidiyorum ben gıcık
Veli: Bunlar sevgili gibi kavga etmesini zevkle izleyen tek ben miyim?
Ergüç: Yemek yemek kadar keyifli
Kamil: Uykumdan vazgeçecek kadar zevkli
Ersin: Veli`ye yavşamak kadar zevkli
Okuma 2.77k
Oy 540
Bölüm 27
Yorum 120
Bir gün ela atandığı yere orduya gider ve kuzeniyle bir delilik yapıp gece geç saatte dışarı çıkarlar ama çok buyuk hata yaptılarr
Okuma 11.86k
Oy 597
Bölüm 13
Yorum 204
17 yaşında olan Arya üvey ailesi tarafından nefret edilen, dövülen, hatta ve hatta gözünün önünde üvey annesi olan kadın öldürülmüştür.
Arya normalde üvey annesi olan Aysel hanımı çok seviyordur. Babası Aysel hanımı, Arya`nın gözünün önünde öldürür. Defalarca Arya`yı havuzdaki suda boğmaya çalışır.
Arya artık sudan bir kızdır. Sadece üvey abisi olan Sinan, kardeşine mükemmel davranıp,
onu herşeyden korur. Eren adında olan arkadaşıyla gittiği bir hastanede DNA testi sonucunda
gerçek ailesiyle tanıştır. Onun bu zorlu sürecinde Sinan ve Eren yardımcı olurlar.
Okuma 16.52k
Oy 1.15k
Bölüm 38
Yorum 515
İclal, Mardin`in köklü aşiretlerinden Meran ailesinin en büyük kızıdır. Çevresindekilerden farklı olarak; kurallara uymaktansa kendi kurallarını yazarak yaşamayı tercih etmiştir. Ancak bulunduğu coğrafyanın bedelini ödemek mecburiyetindedir.
Berkay, Mardin`in bir başka isim yapmış aşireti olan Karaevrenler`dendir. Lise yıllarında ailesini bırakıp yurt dışına çıkmıştır. Kendini töreye göre değil, farklı kültürlerin farklı medeniyet anlayışlarına göre yetiştirmiştir. Ancak geride bıraktığını sandığı hayatı, ansızın, onu yeniden çağırır.
Günlerden bir gün, aralarındaki kan davasını bitirmek isteyen Meran ve Karaevren aşiretleri kan berdeli yapmaya karar verir. Fakat planlamadıkları bir şey vardır: Berdeli gerçekleştirmek için töreye kurban vermeyi düşündükleri İclal ve Berkay, aykırı kişilikleriyle yıllardır süregelmiş olan formatı bozacaktır.
"Bir varmış bir yokmuş diye başlar mutlu sonla biten masallar. Bizimki bir zamanlar diye başladı."
Okuma 53.28k
Oy 3.22k
Bölüm 46
Yorum 159
Bazen kelimeler yetersiz kalır, belki de anlamsız. Bir gitar sesi gerekir intiharı önlemek için.
“Üzücü…”
“Üzücü olan nedir?”
“İleride çocuklarımıza anlatabileceğimiz, güzel bir tanışma hikayemiz yok.”
“Bizde en güzelinden bir hikaye uydururuz o halde.”
Okuma 32.29k
Oy 2.75k
Bölüm 14
Yorum 794
Yaren, Komutan Akın`ı mesleği yüzünden bırakır. Yaren bu duruma daha sonradan pişman olsa da geri dönmek ister. Ve Akın` a mesaj atar.
Devamını hadi gelin birlikte okuyalım.
Siz: Ayrılsak ölürüz biz.
Siz: Bir bedende bütünüz biz.
Siz: Ellerde ölürüz biz.
Siz: Yok dokunduğun her yerim acıyor şimdi.
Siz: Gidemezsin ki, gidemezsin ki.
Siz: Biliyorum deli gibi sevdin.
Siz: Ayrılalım artık diyemezsin ki, diyemezsin ki.
053**: Sen kendin gitmeyi tercih ettin.
053**: Ben her şeye rağmen sana kal dedim.
Siz: Hatırlar mısın?
Siz: Bu şarkı bizim şarkımızdı.
Siz: Senden sonra bir daha bu şarkıyı dinleyemedim.
Siz: Dinlemeyi geç.
Siz: Şarkıyı duyduğumda seni hatırlamamak için kuytu köşe bir yere geçip ağlıyordum.
053**: Sahi, söylesene.
053**: Ağlamak unutmak için çözüm niteliğinde mi?
053**: Eğer öyleyse gittiğinde benim senin için döktüğüm gözyaşları neydi?
Okuma 11.9k
Oy 590
Bölüm 37
Yorum 83
Herşey ummadık anda olurdu, birdenbire ve hiç akla gelmez şey.Böyle başlamıştı bizim hiyakemiz. Belli değildi ama bizim elimizdeydi.Ya kötü son yada güzel bir hiyemiz olucaktı...
Okuma 14.34k
Oy 1.11k
Bölüm 30
Yorum 683
🌾
Bir insan bu dünyaya sadece imtihan olmak için değil, aynı zamanda onu tamamlayıp ona ayna olacak Ruhu bulmak için de gelmişti.
Ve zorluklarla harmanlanıp kavuşan ruhlar birbirini görünce tanırdı.
Kimileri hemen..
Kimileri zamanla..
Kimileri ise ömrünün sonunda..
Konya`da başlayıp Bursa`da devam eden masum bir Aşk hikayesi...
Okuma 10.55k
Oy 1.22k
Bölüm 23
Yorum 66
Ailesi olmayan, herkes tarafından dışlanan Gece`ye bir gün ansızın bilinmeyen numaradan mesaj gelir. Nefretin aşka döneceğini bilmeyen anonim, yazdığı nefret söylemleri yüzünden ne yapacağını bilemez. Gece ise ilk kez birine aşık olunca ne yapacağını bilemez...
Okuma 9.49k
Oy 951
Bölüm 35
Yorum 1.02k
Yaren’in babası tarafından emanet edildiği adam ile birlikte başlayan yeni hayatı. (Çok amatörüm kendimi geliştirmeye çalışıyorumm <3)
Okuma 1.14k
Oy 166
Bölüm 11
Yorum 93
Duru sadece babasının pis işlerini yürütmek ister. Babası da yürütmek yerine düşmanlarının hayatlarının en dibine kadar girip bilgilerini sosyal medyaya sızdırmasını ister. Duru bu yolda ilerlerken Eren onu yakalar ve birlikte iş yapabileceklerini söyler. Duru her şeyin oyun olduğunu biliyor ve kabul ediyor. İkiside birbirini öldürmek istiyor. Bakalım bu yolda onları durduran şey ne?
Okuma 1.58k
Oy 102
Bölüm 27
Yorum 38
Bir kelebeğin ömrü hiç bu kadar kısa olmamıştı... İslim Ağaoğlu
Bir bedelin ömrü de hiç bu kadar güzel olmamıştı..... İbrahim Ağaoğlu..
Okuma 68.14k
Oy 3.87k
Bölüm 41
Yorum 189
Hayalleri ile birlikte izmire gelen aden başına geleceklerden habersiz bir binbaşına kaptırır kalbini. Bu hikeyede senden bir parça var geçme.
Ben Aden , Müzik Öğretmeni Aden yıldırım. Yeni bir başlangıç yapmaya İzmire atandım.
İstanbulu ve yaşadıklarımı ardımda bırakıp geldiim buraya yeni bir sayfa açmaya , yada yeniden doğmaya. İstanbula aşığım ben derdim önceden. Ben istanbula aşık değildim , bir yere aşık olamazsınız oradaki insana olursunuz. Kendiniz nereye ait hissederseniz orası sizin eviniz , yuvanız olur . Peki ben bulmuş muydum yuvamı ? Bunu birlikte göreceğiz.
Aşk mı ? Kötü bir şekilde kapattım kalbimin kapılarını ve kimsenin açmasına izin vermedim uzun bir süre
Onu görene kadar. Rüzgar… Bu adam beni delirtmişti. Hayır hayır mecaz anlamda demiyorum gerçekten delirip hastaneye yatırıldım.
“Rüzgar : üzgünüm Aden hanım sizi gördüğüm ilk günden beri gözüm diğer kadınların fiziğiyle ilgilenmeyi kesti.
-Öncesini inkar etmemeniz ne hoş binbaşım dedim samimiyetsiz bir tebessüm ile.
-Rüzgar bak seninle açık konuşacağım hatta buradan çıktıktan sonra pişman olacağım belkide söylediklerimden, ama son konuşmamız olduğunu varsayıyorum. Ben içimde seni anlamlandıramıyorum. Ben seni kendimle bile konuşamıyorum. Beni görmediğin hafta İstanbul’a gittim ailemin yanına ve yola çıktığımda kalbim sıkıştı içim acıdı benim. Ben İstanbul’dan İzmir’e yerleşirken bile böyle bir acı yaşamamıştım. Sen benim yüzüme bakmadın ya, ben o sıra senin yüzünü, gülüşünü ezberlemekle meşguldum. O şarkıyı da seni düşünerek söyledim. Ben gecelerce tanımadığın birini sevebilir misin sorusunun cevabını aradım. Ama bize yazılan buydu binbaşı bu kadardı demek şarkıda söylediği gibi sana ben hummalı gizler büyüttüm söyleyemedim. Şimdi ise geç kalınmışı konuşmanın bir anlamı yok.”
Rüzgar : Hayır hoca hanım o kadar kolay değil. Geç kalınmışı konuşmayalım zaten gel baştan başlayalım. Yapma hoca hanım yapma. Bak herkesin karşısında titrediği adam senin karşında yalvarıyor sana. Yapma .”
Hikayenin devamında sizce kalbinin kapılarını açmış mıdır Aden ? Buyrun beraber öğrenelim.
Okuma 29.84k
Oy 1.45k
Bölüm 74
Yorum 57
*Asker Kurgusu
*Wattpad de 9 Milyon okundu.
*Basılı kitap
"Güzel seviyorsun," dedim gözlerine bakarak.
"Güzeli, güzel seviyorum," dedi.
İnsan yeni bir hikâyeye, biriyle tanışarak ya da yeni bir yere giderek başlarmış. Benim hikâyemde ikisi de vardı.
Gittiğim yeni şehirde tanıştığım adamla hikâyem başladı.
Teğmen Emre Kurt...
Zümrüt yeşili gözleri beni her defasında büyülüyordu. İçine çekildiğim derin bir kuyuydu sanki. O derin kuyu bende keşfetme isteği uyandırıyordu. Bana doğru attığı her adım bir diğerinden daha güçlüydü ve kaçmamı imkânsız hâle getiriyordu. Sonunu göremediğim o kuyuya gözlerimi kapatıp, kendimi bırakma isteğim gün geçtikçe artıyordu.
Askeriyede öğretmenlik yapmaya başladığımda, başıma geleceklerden bihaberdim. Abimin de görev yaptığı bu askeriyedeki öğretmenlik görevi, içerideki haini bulmam için bir araçtı. İçimizde, kapalı kapılar ardında, ihanet eden biri vardı. Açtığım her kapı bir diğerine çıkarken; o kapılardan birinde
onu bulmaktan korkuyordum.
Okuma 216.52k
Oy 12.76k
Bölüm 77
Yorum 1.15k
05*********: Beyaza vuran papatyalarının solmasına izin vermeyeceğim.
05*********: Bedeninin rüzgarın şiddetinden yıkılmasına izin vermeden sıkıca sarmalayacağım seni.
Okuma 20.71k
Oy 1.43k
Bölüm 41
Yorum 77
"Seni çok seviyorum aşkım."
"Bende seni çok seviyorum Lee jisung..."
Minho okulun popüler çocuğuydu. Ta ki jisung busan`dan seul`e taşınana kadar...
Okula yeni gelen jisung okulun ilgi odağı oldu...Minho itibarını sarsan çocuğa duyduğu nefretin aşka dönüşeceğini bilmiyordu..
Okuma 10.95k
Oy 2.02k
Bölüm 31
Yorum 1.22k
Cemre varlıklı aile`in tek kızıdır,babası`ın işleri nedeniyle çindeki ortağı`ın oğluyla evlenmek zorunda kalır bakalım neler olacak?
Okuma 7.19k
Oy 647
Bölüm 23
Yorum 22
Sevmek güzel şey aslında...
Sen Sadece Umut Et
Okuma 10.31k
Oy 1.21k
Bölüm 80
Yorum 141
Yıllarca aile baskısı gören , aile sevgisinden mahrum kalan Peri. Babasına gelen telefon ile doğumda karıştırıldığını öğrenir.
Peki bundan sonra ne olacak? Peri abilerine , üçüzlerine , anne ve babasına alışabilecek mi ?
Peki abileri ve üçüzleri onu isteyecek mi ?
Peri`nin olaylı bir o kadar da eğlenceli hayatına davetlisiniz...
***********************************
Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda karışmış olabilir. Yarın test yapmaya gideceğiz." deyince zaman benim için durdu.
Elimdeki çatal tabağa düşerken ben şaşkınca babama bakıyordum. "Karışma mı ? Nasıl?"
**********************************
"Evet çocuklar gerçek kardeşiniz Peri. Peri , bunlar da abilerin ve üçüzlerin."
Üçüz derken?
Okuma 87.28k
Oy 5.83k
Bölüm 42
Yorum 1.5k
Mutluluk sözünü yutanla değil.
Ne olursa olsun sözünü tutanla yaşanır.
Okuma 4.75k
Oy 390
Bölüm 21
Yorum 6
Argeros serisine ilk kitapını okuyarak giriş yapın.
Okuma 141
Oy 44
Bölüm 11
Yorum 38
Bu kitapta çok fazla smut olmicak bilginize
Okuma 15.08k
Oy 491
Bölüm 20
Yorum 353
Çok önceden tanışmış ruhlar ve isimler, şimdi resmen tanışmış ve tekrar aşık olmuşlardı birbirlerine.
Çünkü Toprak, zaten aşıktır Yağmur`a. Yağmur da delicesine severdi onu. Onların hikayesi de isimlerinden doğmuştu.
Yağmur, tekrar uğramıştı Toprak`a.
Okuma 22.42k
Oy 1.72k
Bölüm 52
Yorum 364
Bir komutan dağlarda adı hançer diye anılan kimsenin görmediği herkesin adını hançer diye bildiği bir asker
O TÜRK ASKERİ
O HANÇER
Hiçkimsenin bilmediği ise o bir kadındı çok güçlü bir kadın
Okuma 2.58k
Oy 140
Bölüm 14
Yorum 23
Artık tutsaksın,benim tutsağım
Okuma 31k
Oy 1.38k
Bölüm 64
Yorum 189
Bilinmeyen numara:
İlk bakışta aşk mı olur?
Yoktur öyle şey
Kandırıldım a dostlar
Varmış öyle şey
Efsaneler, onları birer hayalet gibi anlatır. Halkın arasında saklanan, gölgelerin içinde büyüyen, kanla mühürlenmiş bir soydan gelenler… Onlar Mor Irk. Ne bir krallığa bağlılar ne de bir hanedana. Sadece kendi kanunlarını takip ederler.
Bir sancak yükseldiğinde, bir diğeri düşer. Ama Mor Irk’ın sancağı, ne zafer için ne de taht uğruna dalgalanır. Onların mücadelesi, unutulmuş bir kehanetin son satırlarında yazılı. Tarihin en derin sırları, en kanlı savaşlarla açığa çıkar.
Kim gerçek düşman? Hangi taraf haklı? Ve en önemlisi, Mor Irk gerçekten kimin tarafında?
Cevaplar, kılıçların gölgesinde gizli. Ama unutma… Gölgeler, her zaman en tehlikeli oyunları oynar.
Mitoma son zamanlarda herkesin oynuyor olduğu Büyülü dünyanın kurtarıcısı isimli oyunun kullanıcılarındandı. Oyun içinde birbirinden farklı karakterler vardı. Büyücüler, kara büyücüler şövalyeler, rahipler, barbarlar ve iblislerin olduğu bir dünyada karakterler akademi ortamında kimisi birbirleriyle ittifak kurarak güçlenmeyi ve dünyayı kurtarmak isterken diğer bir ittifak grubu sahip olduğu potansiyel ile dünyayı hükmetmek istiyordu . Ancak bir kişi onlardan farklıydı oyun içerisinde nerdeyse kimsenin kullanmadığı bir karakter vardı. Kullanım şekli aşırı zor olan bir karakter vardı. Oyun içinde hiç büyü enerjisine sahip olmayan tek karakter. Ancak oyun içinde bu karakter oyun içinde hiçbir karakterin sahip olmadığı bazı ayrıcalıklara sahipti.
1. Bu karaktere karşı yapılan saldırılarının isabet oranı yüzde elliydi. Bu özellikle fazla enerji gereksinimi taşıyan saldırılara karşı oldukça kullanışlı bir etki
2. Bu karakter oyunun en hızlı ve çevik karakteriydi. Ve ona yapılan saldırıların kendisi bile ondan hızlı olursa tespit denen yeteneği ile olduğundan iki kat daha hızlı olur
3. Bu karakter oyun içerisinde ki barbar sunıfı Bir annenin ve şövalye sınıfı Bir babanın bir evladı olarak dünyaya gelmişti. sahip olduğu Yoshido kılıç tekniğine sahip oyun içerisindeki samuray sınıfı tek karakterdi . Ancak anne ve babası birlikte olabilmek için ailelerini geride bıraktı. Ancak karakterin doğduğu gün ikisine de aileleri tarafından saldırı düzenlendi babası karakterin annesi ile kaçabilmesi için ona saldırı düzenleyen herkese karşı savaştı. Ancak bu onun ölmesine mani olunamadı. Annesi yaralı bir şekilde karakter ile birlikte karlı bir tepenin üzerine kadar ulaştı . annesi ölürken gördüğü son şey bir yetimhane binası oldu. Yetimhanede kiler kadını kurtaramasada karakteri kurtarmışlardı. Fakat bu karakter oyun içinde tamamen yalnız bir adam olarak tasarlanmıştı. Ne oyun içinde ki kadın baş kahraman Leone ve müttefiklerine de oyunun baş kötüsü Velkoz ve onun müttefikleri onu yanına çekememişti. O tamamen kendi adına o akademi de okuyup kendi adına yaşayarak hem yeteneğine hem de yeteneğine muhtaç olan dünyayı kendinden mahrum ederek ailesini kendinden koparan dünyadan kendince intikam almıştı. Ve bu karakterin adı Yoshido`ydu
Gerçek dünyada
Mitoma her gün oynadığı büyülü dünyanın kurtarıcısı oyununda günlerdir beklenen güncelleme geldi. Güncellemeye göre oyuna başka bir dünyanın yarı tanrısı olarak tanımlanan bir karakter olan Tiran şaman Kam Boran isimli bir karakter vardı. Global boss olarak tasarlanan bu karakter ile kapışmak üzere oyuna girdi kullanım şekli aşırı zor olan bu karakter ile sonuna kadar devam etti. Onun ne kadar güçlü olduğunu anlayınca Yoshido`nun özel saldırısını kullanıcaktı. Kun Peng denen bu saldırı rakip yeterince can kaybı yaşaması durumunda rakibi tamamen öldüren bir saldırıyı. Ancak yüzde elli ihtimal ile kendisi de ölecekti.
Ölmese bile canı yalnızca 1 e inecekti. Ancak Mitoma şans seviyesini maksimuma çıkarmıştı. Gölgesi içinden dev kanatlara sahip devasa simsiyah bir koi balığı çıkıp geyik başlı asaya sahip gölgeden ibret vücudu ve masmavi gözlere sahip olan Kam boran ı yuttuğu vakit patlamıştı. Ve can barı 1 e indi. O sırada gördüğü son şey ise tozlarına ayrılan Kam Boran dı
Mitoma tatmin olmuş bir his ile oturduğu sandalyeye yaslandı. Ancak bir anda ekranda bir şey belirdi. Ekranda
2.Aşamaya geçiliyor
Yazılıydı. Mitoma nın ekranı aniden parladı. Ve gözlerini açtığında. Kendisi oynadığı oyunun içindeydi. Ancak o Yoshido`nun bebek halindeydi. Bu Yoshido`nun annesini hkayede kaybettiği andı.
Allah der ki; " Kimi benden çok seversen, onu senden alırım." Ve ekler; " onsuz yaşayamam deme, seni onsuzda yaşatırım."
Burası İstanbul. Dışından güzelliğiyle yakar. Ama içine girdiğinde seni yakar. Derdi yok, ama içindekilerinin suçu çok. İçine girince, bu şehir niye bu kadar karanlık dersin.
Karanlık sokaklarında, beni kurtar diye bağırırsın. Ama sesini kimse duymaz. Merak etme, kimse duymuyorsa ben duyarım. Sen şimdi diyeceksin ki, sen ölmedin mı? Hayır. Cinayetin başkomiseri Yavuz Kılıç ben. Öldü sanılmıştım, geri döndüm.
Her zaman olduğu gibi adaletin peşindeyim, İstanbul’un karanlık köşelerinde adaleti arayanlar. Bu şehirde sessiz kalanların sesi, kaybolanların iziyiz biz. Yeniden buradayım ve bu karanlık sona erecek...
“Sarılmakla boğulmak arasındaki farkı, zehirli bir sarmaşık öğretti bana. Bu kitap; ihanetin, psikolojik çöküşün ve kendi küllerinden doğma mücadelesinin hikâyesidir. Her sayfası gerçek bir hesaplaşma. Adını bile anmadığım O’na değil, kendime yazdım.”
Alden Grey, soğukkanlı bir dedektif, yıllar önceki karanlık geçmişiyle barışmaya çalışan bir adam. Zihninde ağır suçlar ve unutulması zor anılarla, günümüzde adaletin peşinden koşan bir dedektif olarak görevine devam ediyor. Ancak, ona bir oyun oynanmak üzeredir.
Şehirde ardı ardına işlenen cinayetler, her biri bir bulmaca gibi sunulur. Cinayetlerin ardındaki ipuçları, Alden’i sadece bir katili bulmaya değil, aynı zamanda kendi geçmişiyle yüzleşmeye zorlayacaktır. Her cinayet, bir adım daha derine inmesini ve karanlık bir hesaplaşmaya yaklaşmasını sağlar. Fakat, cinayetleri çözmek bir şeydir; Alden, geçmişindeki suçlularla yüzleşirken, her adımı daha da tehlikeli bir hale gelir.
Alden Grey, soğukkanlı bir dedektif olmaktan çok daha fazlasıdır. Bir oyun oynanmaktadır, ama bu oyun Alden’in hayatını değiştirecek kadar büyük olacaktır.
Kim, kiminle oynuyor?
Velmora, büyünün her köşesine işlediği bir diyardır, ancak lanetli büyülerin yükselmesiyle karanlık her geçen gün daha da derinleşmektedir. Krallıklar arasındaki güç mücadelesi, eski emirlerin gölgesinde bir kez daha alevlenir.
Her büyü, yalnızca güç değil, aynı zamanda bir lanet taşır. Her emir, sırlarla doludur ve bu sırlar yalnızca itaat edenlerin değil, isyanın da içinde gizlidir. Bu topraklarda hayatta kalabilmek, sadece güce sahip olmayı değil, karanlıkla yüzleşmeyi gerektirir.
Sireva Noctharn, lanetli büyüyle olan bağını çözüp geçmişin karanlık sırlarını ortaya çıkarmaya çalışan genç bir kızdır. Başka bir adam ise, kaybolmuş bir gücü yeniden bulma peşindedir. Birlikte, diyarı tehdit eden eski bir gücü uyandıracaklardır. Ancak bu yolculuk, yalnızca geçmişin sırlarını değil, kendilerinin de en derin korkularını ortaya koyacaktır.
Velmora, büyünün ve karanlığın gölgesinde, sadece hayatta kalmak değil, geçmişin ve geleceğin kaderini değiştirmek için bir mücadelenin başladığı yerdir.
MOR KADER EVRENİNDEN
Gelecek değiştirilebilir mi? Yoksa her adım, çoktan yazılmış bir kaderin yankısı mı?
Liora, sıradan biri değildi. Doğduğundan beri içini kemiren bir his vardı—bir şeylerin eksik, bir şeylerin yanlış olduğu. Eski metinler, yasaklı büyüler ve unutulmuş kehanetler… Hepsi onu tek bir noktaya yönlendiriyordu: diyarın geleceği.
Cevapları ararken yalnız olmayacaktı. Yeni dostluklar kuracak, sadakat ve ihanetin iç içe geçtiği bir yolculuğa çıkacaktı. Ama her adım onu, karanlıkla iç içe geçmiş bir gerçeğe yaklaştıracaktı. Ve o karanlığın içinde, geçmişten yükselen bir isim vardı: Mortis.
Gücünü anlamaya, geçmişi çözmeye ve kaderini yazmaya çalışan bir kadının yolculuğu başlıyor.
Ama bazı cevaplar, bedelsiz değildir.
Geçmişin gölgeleri, yeniden karanlığa bürünüyor.
Mor Kader serisinin ikinci kitabı “Mor Ölüm”, ihanetlerin, kayıpların ve ölümün soğuk gölgesinde yeni bir başlangıca yol açıyor. Mortis ve dostları, kazandıkları zaferin bedelini ödemek zorunda kalacak. Geçmişin izleri, yeni tehditlerle birleşiyor ve ölüm, tekrar kapılarına dayanıyor.
Bir zamanlar dost olan insanlar, şimdi birbirlerine düşman. Ronan’ın karanlık sırları, eski bir düşmanın geri dönüşü ve yeniden şekillenen kaderler, Mortis’in dünyasını sarıyor. Her şeyin bedeli vardır.
Mortis, artık peşinden koşulan değil, peşinden düşülen bir adamdır. Yeni bir yolculuğa çıkarken, geçmişin hayaletleri peşinden gelir. Yıkım ve ölümün, dostları ve düşmanları birbirine karıştırdığı bu dünyada, hayatta kalmak her şeyden daha zor olacak.
“Bazı gülüşler kalbe dokunur… bazılarıysa kalbi paramparça eder.”
Elara Vildan, hayattan beklentilerini çoktan bir bavula sığdırmış, geçmişin izleriyle susmayı öğrenmiş bir genç kadındır. Hayatına dair tek arzusu huzurlu bir nefesken, bir gecede tüm dengesi altüst olur. Bir hata, bir rastlantı… ve karanlığın içinden çıkan bir adam: Deyan Rivas.
Duyan herkesin korkuyla bahsettiği bu adamın sessizliği, Elara’nın içinde susturduğu tüm çığlıkları uyandırır. Deyan, karanlığın içinden geçerek onu bulur. Ama her dokunuşunda Elara, biraz daha kaybolur.
Aşk, bazen bir sığınak değil; bir savaş alanıdır.
Ve bazı savaşlar… sadece kazananı değil, herkesi yaralar.
Üçleme şeklinde olacak şuan paylaştığım bölümler kayıp ruhlara ait.
Bir yangındı Talay` ın sevdiğini alan
Bir yangındı Arkın` ın sevdiğini yok eden
"Seni özledim, Asi Anka."
Talay, yıllar önce kaybettiği sevgilisinin mezarına bile alışmıştı. Ama bir gece kaçırıldığında, karşısında onu izleyen zümrüt gözleri buldu. Arkın Velkar yaşıyordu. Ve bu kez gitmeye niyeti yoktu.
Bir devrim, bir halkın özgürlük mücadelesi, ve son bir krallığın çöküşü…
Althera Krallığı, yıllarca süren baskı ve despotik yönetimle halkını ezmiş, adaletsizliğin ve sefaletin hüküm sürdüğü bir diyara dönüşmüştür. Fakat halkın sabrı tükenmiştir. Kadin, direnişin lideri olarak halkı birleştirir, Eryndor adlı bir isyan hareketi başlatır. Onun ardında ise Elara, Thorne, Isolde gibi cesur ve kararlı liderler vardır. Ancak eski düzenin simgesi Arden, ve onun destekçileri, Althera’nın gücünü korumak için her türlü yolu deneyeceklerdir.
Bir tarafta özgürlük, diğer tarafta ihanete uğramış bir soyluluk sınıfı… İsyanın içinde yer alan her birey, sadece kendi geleceğini değil, tüm halkının kaderini şekillendirecek bir seçim yapmak zorunda kalacaktır.
Hatay Tarihi: Medeniyetlerin Kavşağında Bir Şehir
Hatay, binlerce yıllık tarihi boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürel ve dini çeşitliliğiyle öne çıkan bir şehirdir. Dünyanın en eski yerleşimlerinden biri olan bu topraklar, Hititlerden Roma`ya, Bizans`tan Osmanlı`ya kadar birçok büyük uygarlığın izlerini taşımaktadır.
Bu kitap, Hatay’ın köklü tarihini, stratejik konumunun ona kazandırdığı önemini, ticaret yollarındaki rolünü ve kültürel zenginliklerini detaylı bir şekilde ele alıyor. St. Pierre Kilisesi’nden Habib-i Neccar Camii’ne, Antakya Mozaik Müzesi’nden Asi Nehri’ne kadar şehrin simge yapılarının ve doğal güzelliklerinin izini sürerken, Hatay’ın tarihi süreç içindeki dönüşümünü de anlatıyor.
Hatay Tarihi, sadece geçmişi öğrenmek isteyenler için değil, bu benzersiz kentin kültürel mirasına daha yakından bakmak isteyen herkes için önemli bir kaynak niteliğinde.
Herkese merhaba. Ben Sümeyra Akkılıç. Namı diğer Papatya. Kitaplara, onların dünyalarına aşığım. Böyle bir dünya kurmak istedim. Zihnimdekileri ve kalbimdekileri aktardığım bu öyküde biri aşka aşık, biri aşka kırgın iki kişinin hikâyesine tanıklık edeceksiniz.
Papatya aşkı aşık, aşk kitaplarına bayılan, romantik bir kızdır. Toprak ise geçmişte yaşadığı sıkıntıların izini taşıyordur kalbinde. Aşk defteri onun için çoktan kapanmıştır. Ve kader bu iki insanı bir araya getirir.
Öykü’nün Dünyası – Türk Tarihinin Kahramanları adlı kitap, çocuklara Türk tarihinin farklı dönemlerinden öne çıkan kahramanları tanıtmayı amaçlayan, eğlenceli ve öğretici bir yolculuk hikâyesidir. Bu kitap, 7-12 yaş grubundaki çocukların ilgisini çekecek şekilde tasarlanmıştır. Hikâyenin başkahramanı Öykü, sihirli kitabı sayesinde tarihin kapılarını aralayarak, birbirinden farklı dönemlerde yaşamış önemli şahsiyetlerle tanışır. İşte bu yolculuk boyunca hem tarihten keyifli anekdotlar öğrenecek hem de karakterlerin ilham veren yönlerini keşfedeceksiniz.
---
Kitabın Teması ve Kurgusu
Ana Karakter: Öykü
Öykü, meraklı ve öğrenmeye hevesli bir çocuktur. Elindeki sihirli kitap, ona zamanın ve mekânın sınırlarını aşma imkânı verir. Her bölümde farklı bir tarihi döneme giderek oradaki kahramanlarla tanışır.
Zaman Yolculuğu
Öykü, kitabın sayfalarını çevirdikçe bambaşka çağlara ve coğrafyalara adım atar. Göktürkler döneminden Osmanlı’nın yükselişine, Cumhuriyet’in ilk yıllarından modern bilim insanlarına kadar geniş bir zaman dilimini kapsar.
Tarihi Şahsiyetler
Kitapta, Türk tarihine damga vurmuş liderler, sanatçılar, bilim insanları ve düşünürler yer alır. Örneğin, Bilge Kağan’dan Mimar Sinan’a, Hazerfen Ahmet Çelebi’den Piri Reis’e, Sabiha Gökçen’den Cahit Arf’a kadar pek çok ismin hem yaşam öyküsü hem de mirasları anlatılır.
Eğlenceli ve Öğretici Anlatım
Her bölüm, çocukların ilgisini çekecek şekilde kurgulanmıştır. Öykü, gittiği dönemde o karakterin en önemli özelliğini veya başarısını yakından görür. Böylece çocuklar tarihî bilgileri bir macera eşliğinde öğrenir.
Bir zamanlar huzur vardı. Bir zamanlar denge… Ama şimdi, her şey değişiyor.
Malven, içindeki karanlıkla yıllarca savaştı. Şimdi, bu karanlık onun en büyük düşmanı olacak. Kendisinin ve dünyasının kaderini değiştirecek bir yolculuğa çıkmak zorunda.
Fakat yolculuk yalnızca bir kişinin değil, birkaç hayatın kesiştiği bir an. Malven, dostlarıyla birlikte, kaybolan krallıkları, kaybolan zamanları, kaybolan insanları bulmak için yola koyulacak. Her adımda, her yeni keşifte daha derin bir boşlukta olduklarını hissedecekler. Arkasında gölgeler, etrafında sessizlik… Her şeyin ardında, her şeyin ötesinde bekleyen bir felaket var. Ve bu felaketten kaçış yok.
Kendisine "halkı eğitmek" gibi bir rol biçen ve "hâ- ce-i evvel" yani "ilk öğretmen" olarak anılan Ahmet Mithat Efendi, edebiyat dünyasına 1870 yılında ya- yımlanan Kıssadan Hisse adlı eseriyle adım atmıştır. Ezop`tan, Fenelon`dan ve yerli fıkralardan tertip edilen hikâyeler Ahmet Mithat Efendi`nin sonraki eserlerinde de izlerini göreceğimiz, toplumsal ahlakı mesele eden ilk örneklerdir. Nesilden nesile aktarılarak önemini bugün de koruyan kıssaların yer aldığı kitap, Ahmet Mithat Efendi hayattayken yayımlanan nüshaları ti- tiz bir şekilde karşılaştırılarak okuyucuların karşısına çıkıyor.
Karanlık uzayda kaybolmuş bir sır, okyanusun en derininden gelen yankılar...
Yazgı, neye inandığını, kime güvendiğini ve en önemlisi kendini sorgulamak zorunda.
Gerçekler sahte, sahte olanlar ise ölümcül. Sessizlikten gelen bir çağrıya cevap verir misin?"
Seversin, sevdiğine kavuşursak mutlu olursun. Seversin, sevdiğine kavuşamazsan Şair olursun, dünya okur şiirlerini. Ama bilmez kimse yüreğini. Yürek değil yangın 🔥 yeri..
Kadınlar 1 saatte unutur. Ama erkekler unutmaz ve aşkından şair olur, şiirleri yıllarca okunur. Anlaya, tabii anlayana... Taşı bile yosun sararken. Sol yanında taşıdığını saracak hiç bir şey bulamayanlara adanan bir kitaptır bu....
" Bu şehirde cinayetler bitmez başkomiserim."
İstanbul Galata Emniyet Müdürlüğünün, Cinayet Büro Amirliğinde görev yapan üç polisin hikâyesi. Başkomiser Yavuz ve ekibi, kadim İstanbul şehrinde işlenen cinayetleri çözmeye çalışıyor. Serinin ilk kitabı.
Efsaneler, onları birer hayalet gibi anlatır. Halkın arasında saklanan, gölgelerin içinde büyüyen, kanla mühürlenmiş bir soydan gelenler… Onlar Mor Irk. Ne bir krallığa bağlılar ne de bir hanedana. Sadece kendi kanunlarını takip ederler.
Bir sancak yükseldiğinde, bir diğeri düşer. Ama Mor Irk’ın sancağı, ne zafer için ne de taht uğruna dalgalanır. Onların mücadelesi, unutulmuş bir kehanetin son satırlarında yazılı. Tarihin en derin sırları, en kanlı savaşlarla açığa çıkar.
Kim gerçek düşman? Hangi taraf haklı? Ve en önemlisi, Mor Irk gerçekten kimin tarafında?
Cevaplar, kılıçların gölgesinde gizli. Ama unutma… Gölgeler, her zaman en tehlikeli oyunları oynar.
Mitoma son zamanlarda herkesin oynuyor olduğu Büyülü dünyanın kurtarıcısı isimli oyunun kullanıcılarındandı. Oyun içinde birbirinden farklı karakterler vardı. Büyücüler, kara büyücüler şövalyeler, rahipler, barbarlar ve iblislerin olduğu bir dünyada karakterler akademi ortamında kimisi birbirleriyle ittifak kurarak güçlenmeyi ve dünyayı kurtarmak isterken diğer bir ittifak grubu sahip olduğu potansiyel ile dünyayı hükmetmek istiyordu . Ancak bir kişi onlardan farklıydı oyun içerisinde nerdeyse kimsenin kullanmadığı bir karakter vardı. Kullanım şekli aşırı zor olan bir karakter vardı. Oyun içinde hiç büyü enerjisine sahip olmayan tek karakter. Ancak oyun içinde bu karakter oyun içinde hiçbir karakterin sahip olmadığı bazı ayrıcalıklara sahipti.
1. Bu karaktere karşı yapılan saldırılarının isabet oranı yüzde elliydi. Bu özellikle fazla enerji gereksinimi taşıyan saldırılara karşı oldukça kullanışlı bir etki
2. Bu karakter oyunun en hızlı ve çevik karakteriydi. Ve ona yapılan saldırıların kendisi bile ondan hızlı olursa tespit denen yeteneği ile olduğundan iki kat daha hızlı olur
3. Bu karakter oyun içerisinde ki barbar sunıfı Bir annenin ve şövalye sınıfı Bir babanın bir evladı olarak dünyaya gelmişti. sahip olduğu Yoshido kılıç tekniğine sahip oyun içerisindeki samuray sınıfı tek karakterdi . Ancak anne ve babası birlikte olabilmek için ailelerini geride bıraktı. Ancak karakterin doğduğu gün ikisine de aileleri tarafından saldırı düzenlendi babası karakterin annesi ile kaçabilmesi için ona saldırı düzenleyen herkese karşı savaştı. Ancak bu onun ölmesine mani olunamadı. Annesi yaralı bir şekilde karakter ile birlikte karlı bir tepenin üzerine kadar ulaştı . annesi ölürken gördüğü son şey bir yetimhane binası oldu. Yetimhanede kiler kadını kurtaramasada karakteri kurtarmışlardı. Fakat bu karakter oyun içinde tamamen yalnız bir adam olarak tasarlanmıştı. Ne oyun içinde ki kadın baş kahraman Leone ve müttefiklerine de oyunun baş kötüsü Velkoz ve onun müttefikleri onu yanına çekememişti. O tamamen kendi adına o akademi de okuyup kendi adına yaşayarak hem yeteneğine hem de yeteneğine muhtaç olan dünyayı kendinden mahrum ederek ailesini kendinden koparan dünyadan kendince intikam almıştı. Ve bu karakterin adı Yoshido`ydu
Gerçek dünyada
Mitoma her gün oynadığı büyülü dünyanın kurtarıcısı oyununda günlerdir beklenen güncelleme geldi. Güncellemeye göre oyuna başka bir dünyanın yarı tanrısı olarak tanımlanan bir karakter olan Tiran şaman Kam Boran isimli bir karakter vardı. Global boss olarak tasarlanan bu karakter ile kapışmak üzere oyuna girdi kullanım şekli aşırı zor olan bu karakter ile sonuna kadar devam etti. Onun ne kadar güçlü olduğunu anlayınca Yoshido`nun özel saldırısını kullanıcaktı. Kun Peng denen bu saldırı rakip yeterince can kaybı yaşaması durumunda rakibi tamamen öldüren bir saldırıyı. Ancak yüzde elli ihtimal ile kendisi de ölecekti.
Ölmese bile canı yalnızca 1 e inecekti. Ancak Mitoma şans seviyesini maksimuma çıkarmıştı. Gölgesi içinden dev kanatlara sahip devasa simsiyah bir koi balığı çıkıp geyik başlı asaya sahip gölgeden ibret vücudu ve masmavi gözlere sahip olan Kam boran ı yuttuğu vakit patlamıştı. Ve can barı 1 e indi. O sırada gördüğü son şey ise tozlarına ayrılan Kam Boran dı
Mitoma tatmin olmuş bir his ile oturduğu sandalyeye yaslandı. Ancak bir anda ekranda bir şey belirdi. Ekranda
2.Aşamaya geçiliyor
Yazılıydı. Mitoma nın ekranı aniden parladı. Ve gözlerini açtığında. Kendisi oynadığı oyunun içindeydi. Ancak o Yoshido`nun bebek halindeydi. Bu Yoshido`nun annesini hkayede kaybettiği andı.
Allah der ki; " Kimi benden çok seversen, onu senden alırım." Ve ekler; " onsuz yaşayamam deme, seni onsuzda yaşatırım."
Burası İstanbul. Dışından güzelliğiyle yakar. Ama içine girdiğinde seni yakar. Derdi yok, ama içindekilerinin suçu çok. İçine girince, bu şehir niye bu kadar karanlık dersin.
Karanlık sokaklarında, beni kurtar diye bağırırsın. Ama sesini kimse duymaz. Merak etme, kimse duymuyorsa ben duyarım. Sen şimdi diyeceksin ki, sen ölmedin mı? Hayır. Cinayetin başkomiseri Yavuz Kılıç ben. Öldü sanılmıştım, geri döndüm.
Her zaman olduğu gibi adaletin peşindeyim, İstanbul’un karanlık köşelerinde adaleti arayanlar. Bu şehirde sessiz kalanların sesi, kaybolanların iziyiz biz. Yeniden buradayım ve bu karanlık sona erecek...
“Sarılmakla boğulmak arasındaki farkı, zehirli bir sarmaşık öğretti bana. Bu kitap; ihanetin, psikolojik çöküşün ve kendi küllerinden doğma mücadelesinin hikâyesidir. Her sayfası gerçek bir hesaplaşma. Adını bile anmadığım O’na değil, kendime yazdım.”
Alden Grey, soğukkanlı bir dedektif, yıllar önceki karanlık geçmişiyle barışmaya çalışan bir adam. Zihninde ağır suçlar ve unutulması zor anılarla, günümüzde adaletin peşinden koşan bir dedektif olarak görevine devam ediyor. Ancak, ona bir oyun oynanmak üzeredir.
Şehirde ardı ardına işlenen cinayetler, her biri bir bulmaca gibi sunulur. Cinayetlerin ardındaki ipuçları, Alden’i sadece bir katili bulmaya değil, aynı zamanda kendi geçmişiyle yüzleşmeye zorlayacaktır. Her cinayet, bir adım daha derine inmesini ve karanlık bir hesaplaşmaya yaklaşmasını sağlar. Fakat, cinayetleri çözmek bir şeydir; Alden, geçmişindeki suçlularla yüzleşirken, her adımı daha da tehlikeli bir hale gelir.
Alden Grey, soğukkanlı bir dedektif olmaktan çok daha fazlasıdır. Bir oyun oynanmaktadır, ama bu oyun Alden’in hayatını değiştirecek kadar büyük olacaktır.
Kim, kiminle oynuyor?
Velmora, büyünün her köşesine işlediği bir diyardır, ancak lanetli büyülerin yükselmesiyle karanlık her geçen gün daha da derinleşmektedir. Krallıklar arasındaki güç mücadelesi, eski emirlerin gölgesinde bir kez daha alevlenir.
Her büyü, yalnızca güç değil, aynı zamanda bir lanet taşır. Her emir, sırlarla doludur ve bu sırlar yalnızca itaat edenlerin değil, isyanın da içinde gizlidir. Bu topraklarda hayatta kalabilmek, sadece güce sahip olmayı değil, karanlıkla yüzleşmeyi gerektirir.
Sireva Noctharn, lanetli büyüyle olan bağını çözüp geçmişin karanlık sırlarını ortaya çıkarmaya çalışan genç bir kızdır. Başka bir adam ise, kaybolmuş bir gücü yeniden bulma peşindedir. Birlikte, diyarı tehdit eden eski bir gücü uyandıracaklardır. Ancak bu yolculuk, yalnızca geçmişin sırlarını değil, kendilerinin de en derin korkularını ortaya koyacaktır.
Velmora, büyünün ve karanlığın gölgesinde, sadece hayatta kalmak değil, geçmişin ve geleceğin kaderini değiştirmek için bir mücadelenin başladığı yerdir.
MOR KADER EVRENİNDEN
Gelecek değiştirilebilir mi? Yoksa her adım, çoktan yazılmış bir kaderin yankısı mı?
Liora, sıradan biri değildi. Doğduğundan beri içini kemiren bir his vardı—bir şeylerin eksik, bir şeylerin yanlış olduğu. Eski metinler, yasaklı büyüler ve unutulmuş kehanetler… Hepsi onu tek bir noktaya yönlendiriyordu: diyarın geleceği.
Cevapları ararken yalnız olmayacaktı. Yeni dostluklar kuracak, sadakat ve ihanetin iç içe geçtiği bir yolculuğa çıkacaktı. Ama her adım onu, karanlıkla iç içe geçmiş bir gerçeğe yaklaştıracaktı. Ve o karanlığın içinde, geçmişten yükselen bir isim vardı: Mortis.
Gücünü anlamaya, geçmişi çözmeye ve kaderini yazmaya çalışan bir kadının yolculuğu başlıyor.
Ama bazı cevaplar, bedelsiz değildir.
Geçmişin gölgeleri, yeniden karanlığa bürünüyor.
Mor Kader serisinin ikinci kitabı “Mor Ölüm”, ihanetlerin, kayıpların ve ölümün soğuk gölgesinde yeni bir başlangıca yol açıyor. Mortis ve dostları, kazandıkları zaferin bedelini ödemek zorunda kalacak. Geçmişin izleri, yeni tehditlerle birleşiyor ve ölüm, tekrar kapılarına dayanıyor.
Bir zamanlar dost olan insanlar, şimdi birbirlerine düşman. Ronan’ın karanlık sırları, eski bir düşmanın geri dönüşü ve yeniden şekillenen kaderler, Mortis’in dünyasını sarıyor. Her şeyin bedeli vardır.
Mortis, artık peşinden koşulan değil, peşinden düşülen bir adamdır. Yeni bir yolculuğa çıkarken, geçmişin hayaletleri peşinden gelir. Yıkım ve ölümün, dostları ve düşmanları birbirine karıştırdığı bu dünyada, hayatta kalmak her şeyden daha zor olacak.
“Bazı gülüşler kalbe dokunur… bazılarıysa kalbi paramparça eder.”
Elara Vildan, hayattan beklentilerini çoktan bir bavula sığdırmış, geçmişin izleriyle susmayı öğrenmiş bir genç kadındır. Hayatına dair tek arzusu huzurlu bir nefesken, bir gecede tüm dengesi altüst olur. Bir hata, bir rastlantı… ve karanlığın içinden çıkan bir adam: Deyan Rivas.
Duyan herkesin korkuyla bahsettiği bu adamın sessizliği, Elara’nın içinde susturduğu tüm çığlıkları uyandırır. Deyan, karanlığın içinden geçerek onu bulur. Ama her dokunuşunda Elara, biraz daha kaybolur.
Aşk, bazen bir sığınak değil; bir savaş alanıdır.
Ve bazı savaşlar… sadece kazananı değil, herkesi yaralar.
Üçleme şeklinde olacak şuan paylaştığım bölümler kayıp ruhlara ait.
Bir yangındı Talay` ın sevdiğini alan
Bir yangındı Arkın` ın sevdiğini yok eden
"Seni özledim, Asi Anka."
Talay, yıllar önce kaybettiği sevgilisinin mezarına bile alışmıştı. Ama bir gece kaçırıldığında, karşısında onu izleyen zümrüt gözleri buldu. Arkın Velkar yaşıyordu. Ve bu kez gitmeye niyeti yoktu.
Bir devrim, bir halkın özgürlük mücadelesi, ve son bir krallığın çöküşü…
Althera Krallığı, yıllarca süren baskı ve despotik yönetimle halkını ezmiş, adaletsizliğin ve sefaletin hüküm sürdüğü bir diyara dönüşmüştür. Fakat halkın sabrı tükenmiştir. Kadin, direnişin lideri olarak halkı birleştirir, Eryndor adlı bir isyan hareketi başlatır. Onun ardında ise Elara, Thorne, Isolde gibi cesur ve kararlı liderler vardır. Ancak eski düzenin simgesi Arden, ve onun destekçileri, Althera’nın gücünü korumak için her türlü yolu deneyeceklerdir.
Bir tarafta özgürlük, diğer tarafta ihanete uğramış bir soyluluk sınıfı… İsyanın içinde yer alan her birey, sadece kendi geleceğini değil, tüm halkının kaderini şekillendirecek bir seçim yapmak zorunda kalacaktır.
Hatay Tarihi: Medeniyetlerin Kavşağında Bir Şehir
Hatay, binlerce yıllık tarihi boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürel ve dini çeşitliliğiyle öne çıkan bir şehirdir. Dünyanın en eski yerleşimlerinden biri olan bu topraklar, Hititlerden Roma`ya, Bizans`tan Osmanlı`ya kadar birçok büyük uygarlığın izlerini taşımaktadır.
Bu kitap, Hatay’ın köklü tarihini, stratejik konumunun ona kazandırdığı önemini, ticaret yollarındaki rolünü ve kültürel zenginliklerini detaylı bir şekilde ele alıyor. St. Pierre Kilisesi’nden Habib-i Neccar Camii’ne, Antakya Mozaik Müzesi’nden Asi Nehri’ne kadar şehrin simge yapılarının ve doğal güzelliklerinin izini sürerken, Hatay’ın tarihi süreç içindeki dönüşümünü de anlatıyor.
Hatay Tarihi, sadece geçmişi öğrenmek isteyenler için değil, bu benzersiz kentin kültürel mirasına daha yakından bakmak isteyen herkes için önemli bir kaynak niteliğinde.
Herkese merhaba. Ben Sümeyra Akkılıç. Namı diğer Papatya. Kitaplara, onların dünyalarına aşığım. Böyle bir dünya kurmak istedim. Zihnimdekileri ve kalbimdekileri aktardığım bu öyküde biri aşka aşık, biri aşka kırgın iki kişinin hikâyesine tanıklık edeceksiniz.
Papatya aşkı aşık, aşk kitaplarına bayılan, romantik bir kızdır. Toprak ise geçmişte yaşadığı sıkıntıların izini taşıyordur kalbinde. Aşk defteri onun için çoktan kapanmıştır. Ve kader bu iki insanı bir araya getirir.
Öykü’nün Dünyası – Türk Tarihinin Kahramanları adlı kitap, çocuklara Türk tarihinin farklı dönemlerinden öne çıkan kahramanları tanıtmayı amaçlayan, eğlenceli ve öğretici bir yolculuk hikâyesidir. Bu kitap, 7-12 yaş grubundaki çocukların ilgisini çekecek şekilde tasarlanmıştır. Hikâyenin başkahramanı Öykü, sihirli kitabı sayesinde tarihin kapılarını aralayarak, birbirinden farklı dönemlerde yaşamış önemli şahsiyetlerle tanışır. İşte bu yolculuk boyunca hem tarihten keyifli anekdotlar öğrenecek hem de karakterlerin ilham veren yönlerini keşfedeceksiniz.
---
Kitabın Teması ve Kurgusu
Ana Karakter: Öykü
Öykü, meraklı ve öğrenmeye hevesli bir çocuktur. Elindeki sihirli kitap, ona zamanın ve mekânın sınırlarını aşma imkânı verir. Her bölümde farklı bir tarihi döneme giderek oradaki kahramanlarla tanışır.
Zaman Yolculuğu
Öykü, kitabın sayfalarını çevirdikçe bambaşka çağlara ve coğrafyalara adım atar. Göktürkler döneminden Osmanlı’nın yükselişine, Cumhuriyet’in ilk yıllarından modern bilim insanlarına kadar geniş bir zaman dilimini kapsar.
Tarihi Şahsiyetler
Kitapta, Türk tarihine damga vurmuş liderler, sanatçılar, bilim insanları ve düşünürler yer alır. Örneğin, Bilge Kağan’dan Mimar Sinan’a, Hazerfen Ahmet Çelebi’den Piri Reis’e, Sabiha Gökçen’den Cahit Arf’a kadar pek çok ismin hem yaşam öyküsü hem de mirasları anlatılır.
Eğlenceli ve Öğretici Anlatım
Her bölüm, çocukların ilgisini çekecek şekilde kurgulanmıştır. Öykü, gittiği dönemde o karakterin en önemli özelliğini veya başarısını yakından görür. Böylece çocuklar tarihî bilgileri bir macera eşliğinde öğrenir.
Bir zamanlar huzur vardı. Bir zamanlar denge… Ama şimdi, her şey değişiyor.
Malven, içindeki karanlıkla yıllarca savaştı. Şimdi, bu karanlık onun en büyük düşmanı olacak. Kendisinin ve dünyasının kaderini değiştirecek bir yolculuğa çıkmak zorunda.
Fakat yolculuk yalnızca bir kişinin değil, birkaç hayatın kesiştiği bir an. Malven, dostlarıyla birlikte, kaybolan krallıkları, kaybolan zamanları, kaybolan insanları bulmak için yola koyulacak. Her adımda, her yeni keşifte daha derin bir boşlukta olduklarını hissedecekler. Arkasında gölgeler, etrafında sessizlik… Her şeyin ardında, her şeyin ötesinde bekleyen bir felaket var. Ve bu felaketten kaçış yok.
Kendisine "halkı eğitmek" gibi bir rol biçen ve "hâ- ce-i evvel" yani "ilk öğretmen" olarak anılan Ahmet Mithat Efendi, edebiyat dünyasına 1870 yılında ya- yımlanan Kıssadan Hisse adlı eseriyle adım atmıştır. Ezop`tan, Fenelon`dan ve yerli fıkralardan tertip edilen hikâyeler Ahmet Mithat Efendi`nin sonraki eserlerinde de izlerini göreceğimiz, toplumsal ahlakı mesele eden ilk örneklerdir. Nesilden nesile aktarılarak önemini bugün de koruyan kıssaların yer aldığı kitap, Ahmet Mithat Efendi hayattayken yayımlanan nüshaları ti- tiz bir şekilde karşılaştırılarak okuyucuların karşısına çıkıyor.
Karanlık uzayda kaybolmuş bir sır, okyanusun en derininden gelen yankılar...
Yazgı, neye inandığını, kime güvendiğini ve en önemlisi kendini sorgulamak zorunda.
Gerçekler sahte, sahte olanlar ise ölümcül. Sessizlikten gelen bir çağrıya cevap verir misin?"
Seversin, sevdiğine kavuşursak mutlu olursun. Seversin, sevdiğine kavuşamazsan Şair olursun, dünya okur şiirlerini. Ama bilmez kimse yüreğini. Yürek değil yangın 🔥 yeri..
Kadınlar 1 saatte unutur. Ama erkekler unutmaz ve aşkından şair olur, şiirleri yıllarca okunur. Anlaya, tabii anlayana... Taşı bile yosun sararken. Sol yanında taşıdığını saracak hiç bir şey bulamayanlara adanan bir kitaptır bu....
" Bu şehirde cinayetler bitmez başkomiserim."
İstanbul Galata Emniyet Müdürlüğünün, Cinayet Büro Amirliğinde görev yapan üç polisin hikâyesi. Başkomiser Yavuz ve ekibi, kadim İstanbul şehrinde işlenen cinayetleri çözmeye çalışıyor. Serinin ilk kitabı.
Bu kurguda ki kurumların gerçek ile bağlantısı yoktur! Durum ve olaylar hayal ürünüdür.
`Kırıldıkça güzelleşen Lotus çiçeği...`
Kendini vatanına adamış MİT personelini Zeren Yalçın ona verilen yeni görev için yaşadığı yerden terör yuvası diye adlandırılan bölgeye Vali olarak atanır.
Yeni bir ekip, yeni bir hayat...
Eski Yüzbaşı`na verilen görev de Zeren Yalçın gibidir. Bir görevinden sonra emekli olmak zorunda kalan Barlas Karadağ yeni Vali`nin koruması olur.
Bir ekip kurar, yeni bir hayata başlar.
Barlas Karadağ arkasında bırakmak zorunda kaldığı geçmişi Zeren Yalçın`ın geleceğidir.
Gerçekler, yalana dönüşmüş bu yalanlar bir bir ortaya çıkmaya başlamıştır.
"Evim var sanıyordum yokmuş, senle tanıştıktan sonra bildiğim evin ev olmadığını anladım."
İntikam bir insanın gözünü kör ettiğinde onu ne duyguları, ne de mantığı durdurabilirdi. Çünkü söz konusu yaşadığını yaşatmaksa kimse gözünü kan bürümüş birinin önüne geçemezdi.
Ve söz konusu intikamsa, masumların canının yanması kaçınılmazdı.
Perdosteria.
Yıllar önce dokuz krallığın birleşip kurdukları o krallık.
Ve bu krallığın başına geçecek bir prenses.
Aura Crowded.
Bir prenses için gayet normal bir yaşam süren Aura`nın hayatında her şey yolundaydı. Arkadaşları, ailesi ve gelecekte çıkacağı tahtı... Her şey alıştığı gibiydi.
Lakin tüm bu monoton hayatın tek gecede alt üst olacağından habersizdi.
Anka Kuşu ve Davetsiz misafirin ziyaretiyle tüm hayatı değişecek ve kendini bir anda acımasız bir savaşın ortasında bulacaktı.
Kayıplar verecek, canı yanacak, bu uğurda öldürecek ve hatta belki de ölecekti.
Bu, bir prensesin hak ettiği taht için verdiği bir savaşın hikayesi.
Bu, o prensesin savaşın ortasında aşkı bulma hikayesi.
Bu, hayatını çalanların hayatına davetsiz misafir olan bir çocuğun hikayesi.
Bu, intikamın yaktığı canların hikayesi.
Bu, yapılan hataların harladığı bir yangının hikayesi.
Aura kendini tam ortasında bulduğu bu yangından sağ çıkabilecek miydi?
Hayatı boyunca tek başına ayakta kalmış ve en ufak şeyde mutlu olan duygusal narin bir kadın ve sert ,acımasız,soğukkanlı bir adam. kitabıma bir şans verip okursanız çok sevinirim bu ilk kitabım hatalarım olursa yorumlarda belirtirseniz sevinirim şimdiden keyifli okumalar dilerim😊
GÖLGEDEKİ KATİL`deki hikayem devam ediyor.Bir katilin aşk hayatı
Not:hikaye GÖLGEDEKİ KATİL kitabının 2.sidir.Fakat onu okumadanda bunu okuyabilirsiniz
Hellüüü ben buğlem bu ilk kitabım ve hatalarım olabilir kusura bakmayın şimdiden kitabın konusu lisede çok yakın arkadaş olan Nehir ile Bora, Bora`nın babasının vefat etmesiyle kayıplara karışır Nehir dahil kimse Boraya ulaşamaz. Umarım beğenirsiniz🎀
Aynı timde olan Teğmen Hasret Aldinç ve Üsteğmen Kılıç Demirkan arasında geçecek olan aşkın başlangıcı Kılıç`ın her zaman Hasrete olan ilgisinden ve 4 yıllık aşkını içine sığdıramamasından dolayı başlar. Mermi timinin komutanı olan yüzbaşı Aybars Akduman ise yaralılara bakmak için hastaneye geldiğinde orada Bade Elik ile tanışır. Yavaş yavaş aralarında geçecek olan aşkın başlangıcı tanışmalarıyla başlamıştır. Bununla beraber timdekilerinzaman zaman mutlu zaman zamansa eğlenceli hallerini göreceğiz...
Bu hikayede.Alita adında cesur ve zeki,dünyanın en büyük kasasını soymayı hayatının ama cı haline getirmiş.Tüm ülkenin peşinde oldu bu kasa,büyük bir mafya savaşının da merkezidir.Alita nın düşmanı olan Alex,beklenmedik bir ortaklık teklifi sunar.aralarındaki geçmişe rağmen Alita bu teklifi kabul eder.Artık ikisin de tek amacı bu imkânsız görünen soygunun gerçekleştirmektir .Ancak güven ,ihanet ve zekâ arasında ince bir çizgi vardır. Soygun başarıya ulaşacak mı yoksa biri diğerini yarı yolda mı bırakacak?
Ezgi, mezuniyet gecesinin sabahında hayatının altüst olduğu bir gerçekle yüzleşir. Babasının kumar borçları yüzünden, kendisini tanımadığı bir adamla evlendirmeye çalışan ailesi tarafından ihanete uğrar. Ancak annesinin fedakarlığı ve sevgisi sayesinde, ezilen kız Rize`ye kaçar ve orada anneannesinden kalma eski bir eve sığınır. Yeni taşındığı mahallede, Ezgi hem dostlukların hem de aşkın izini sürerken, mahalledeki ağır başlı ve sert görünüşlü abisi Barlas`a kalbiyle teslim olur. Bu hikâye, acı dolu geçmişin gölgesinden umut dolu geleceğe doğru atılan cesur bir adımın, aşkın ve dostluğun yeniden inşa edilişinin öyküsüdür.
Bu hikaye biraz karışıktı. Bu sefer bebekleri karıştıran bir hemşire yoktu. Bu sefer, bebeği olmayacağı için bir bebeği çalıp ailesinden koparan bir hemşire vardı.
O bebek büyür, babasını ve abilerini bulup, başlarına bela olur.
Fakaat, hikayenin bir süre sonra altı üstüne gelirse?
Tahmin bile edemediğiniz karakterler gelecek, olaylar gelişecek.
``"""""""""
"Baştan alabilir miyiz?" Dediğimde garipçe bana baktılar.
"Ne var? Baştan alalım kurgunun konusunu beğenmedim."
""""""""""
Merih bir süre karanlık gökyüzüne baktı. Ardından elinde tuttuğu kağıdı kaldırıp kaşlarını çatarken, sakince açıp kağıdı okumaya başladı:
"Sevgili Komiser.
Bana verdiğiniz ismin hakkını vereceğime söz veriyor ve beni bulmanı dört gözle bekliyorum.
Bir yıl sonra yine ve yeniden.
Oraya kendimden düşen bir parçayı bıraktım, onu iyi sakla. Çünkü Görünmeziniz yeniden sahalarda..
Ve unutma… Meleklerde Görünmezdir.
Ve bu gece, oraya… Bir melek uğradı.
Yeniden görüşene kadar kendine iyi bak. Gözüm üzerinde olacak.
Saygılarımla. Görünmeziniz. :) "
Merih, kafasını kağıttan kaldırıp sinirleri bozulmuş bir ifadeyle gülerek kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı. Onunla oynuyordu. Cinsiyetini dahi bilmediği bu mahlukat, onunla oynuyordu ve Merih, ona cevap dahi veremiyordu!
“ Oyun istiyorsun demek…” dedi kendi kendine yavaş bir sesle.. Elinde tuttuğu kağıdı özenle katladı. Gülümsedi.
“ Oynayalım bakalım. ‘ Görünmez.’ ”
Başlama tarihi: 4 Nisan 2025
Küçükken arkadaş olan Ege ve Deryanin bir olay yüzünden ayrılıp tam 20 sene sonra Ege Bir mafya olarak Derya ise bir doktor olarak bir araya gelirler bir çatışma sonucu Ege ağır yaralanır Egenin adamı olan Timur ve Murat Derya`yı hastane çıkışı kaçırır Ege Yıllar İçinde çok değiştiği için Derya onu tanımaz ama Ege İlk Aşkını gözlerinden tanır yeraltının karanlık mafyası olan Ege küçüklük aşkı olan Derya`ya tekrardan aşık olur ve bu aşk hikayesi bir bıçak yarası ile ortadan kaybolur...
"Beni bu lanet yerde ne zamana kadar tutmayı planlıyorsun?!"
"Ömrümün sonuna kadar."
Bu hikayeyi bir İstanbul Beyefendisi olan Kenan Kara tarafından okuyacağız.
05***: Ben buldum seni, sıra sende.
05***: Bul beni, Doruk.
Doruk: Bulduğum zaman bu sözlerine pişman edeceğim seni.
05***: Et beni pişman, tabi kıyabilirsen. : )
Bazı mesajlar bir sır gibidir. Göndereni bilinmez… Ama iz bırakır.
Derya, gözlerden uzak ama zihinlerde yankı bırakan bir kız. Cesur ama görünmez… Ta ki okulun zorbası olarak bilinen Deniz`e isimsiz bir mesaj gönderene kadar.
Bir cümleyle başlar her şey. Ardından gelen her kelime, Deniz’in kurduğu duvarlarda bir çatlak açar. Kim bu gizemli kişi? Neden onu bu kadar iyi tanıyor? Ve en önemlisi… Gerçekten tanıyor mu?
Zorbalık, geçmişin izleriyle şekillenirken, iki genç arasında sessiz bir savaş başlar. Her mesajda bir sır saklı, her bakışta bir ipucu...
Ama her sırrın bir bedeli, her kalbin bir kırığı vardır.
Ve bazen… kalbin en derin yerinden gelen bir ses, en beklenmedik anda duyulur.
Okulunu bitirip babasının yanına giden Elif`in babasının borçları yüzünden evleneceği için Arda ile 6 aylık yaptığı anlaşmada Arda`ya aşık olup bunu ondan saklamaya çalışması.
Doğa, sahnelerin ışığında parlamak isteyen bir oyuncu adayı. Yalın ise kodların içinde kaybolmuş bir bilgisayar mühendisi. İkisi de bambaşka dünyaların insanı. Ama bir mesaj her şeyi değiştiriyor...
Bir gece, Doğa ve en yakın arkadaşı Beril, eğlenmek için dışarı çıktıklarında kendilerini beklenmedik bir durumun içinde bulurlar. Yaşanan olayların ardından Doğa, hayatını altüst edecek bir şantajla karşı karşıya kalır. Çaresiz kalan Beril, okulda "zorlukları çözme konusunda efsane" olan birinden bahseder: Yalın. Ve Doğa, belki de hayatının en garip mesajını atarak ondan yardım istemek zorunda kalır.
Yalın`ın dünyası kodlardan ibaretken, Doğa`nın gelişiyle her şey değişmeye başlar. Birbirine tamamen zıt iki insan, bir hatayla başlayan sohbet, istemeden dahil olunan bir plan ve bolca eğlence...
Bazen yanlış mesaj, doğru kişiye gider. Ve bazen en büyük kaos, en güzel hikâyeyi başlatır.
Bazen içindekileri haykırmak istersin ya hani böyle ses tellerin yırtılana kadar bağırmak içindeki bütün nefreti acıyı kusmak
Yanında olsun istersin elini bırakmasın istersin görmek, sarılmak, öpmek istersin, koklamak hissetmek istersin.
İşte ben bunların hepsini istiyordum ama gerçekler izin vermiyordu.
Günahkar bir mafya dünyasının içinde olan hiç aşık olmaması gereken tertemiz ve masum olan bir kıza aşık olan Savaş Özdemir.
Abi dediği adamın ona olan aşkını öğrenip ne yapacağını bilemeyen ve sonra ona sırılsıklam aşık olan bir kızdı Yeşim Vural.
"Bir katile çok aşıksın ama onu ne yapacağız?"
"Haklısın Sen katilsin bende senin gibi birine aşık olan bir salağım"
"Ben günahkarım sende benim gibi birinin günahlarını göremeyecek kadar salak değil masumsun bir daha sakın karşıma çıkma çünkü dediğin gibi artık duygusuzum."
Aynı mahallede yaşayan iki dost ailenin çocukları birbirine aşık olur ama adam hiç de göründüğü gibi biri değildir.
Yeşim ve Savaş`ın Gizli Saklı Aşkı...
"Aşkın unutuşa, geçmişin ihanete yenik düştüğü bir hikâyede;
gerçekle yalan, kalple akıl arasında kalan bir aşkın savaşı..."
Unutulmaya mahkum bırakılan bir aşk…
Saklanan bir hayat…
Ve yeniden atan bir kalp…
"Biz birbirimizin sıfır noktasıydık"
Deva Alkım Erendiz & Ferman Erendiz
Simin güzel bir hayat ve dürüst bir eşi red etti nerden bile bilirdiki İtalya`da bir pavyona düşeceğini italyan sevgilisinin yanında mutlu yaşacaktı ama bir terslik oldu bu hikayede bana eşlik et dostum...
(Aşiret kurgusu)
Avlu`nun duvarına yaslanmış, sigarasını çiğerlerine çekip bir ölü gibi çıkan dumanları arasında siyah gözleri uzaktan gözlerime tutundu.
Her şey, oydu.
Zorla evleneceğim adamdı.
Rüzgarın yönü hep değişir. Kader ipliğini bağlandı parmaklarımıza.
"Kim bilir. Çark her zaman döner."
Ayna gibiydi. Lakin bakmak, ona böyle bakmak bağımlılık yapan maddeler kadar çekiciydi.
"Kaldıramıyorum, gururum önümde öldü. Kendime kalmadım ben."
"İçimde sönen kelebekleri kafese koyma. Bırak gideyim, bir silah ver öleyim."
Kara gözleri kadar karanlık sesi kalbimi titrertti. "Bana kal. Benimle savaş."
"Yaşanmış birşeyler olarak kalsın bizim ki. Kısa sürsün ama yaşansın."
İntikam, en karanlık yolda bile sevdanın ışığını bulur.
Buket ve Mert’in hikâyesi, derin bir acının ve ihanetin içinden doğan bir aşka tutunmanın hikayesidir. Geçmişin gölgesinden kaçarken, her ikisi de farklı bir yola sürüklenir. Bir suikastın peşinden sürüklenen Buket, intikam ve sevgi arasında bir denge kurmak zorundadır. Mert ise karanlık dünyasının derinliklerinden çıkıp, bir kadının kalbine girmeye çalışır. Ama, hiçbir şey göründüğü gibi değildir.
Bir hayatı iki kişilik bir savaşla bulmaya çalışan Buket ve Mert, her kararlarıyla kendilerini daha da derin bir batağa çekmektedirler. Ama sonunda kalacak tek şey, geçmişin yıkıcı etkileri ve birbirlerine duydukları karşı konulmaz aşk olacak mıdır?
Bir zamanlar sadece düşman olan bu iki ruh, sonunda birbirlerini savunmaya çalışacak. Ama acı ve intikamın gölgesinde, gerçek mutluluk ne zaman ve nasıl bulunur?
Ailesinin Yöneliminden dolayı psikolojik destek alması gerektiğini düşündükleri Han jisung psikolojik destek alacağı kişinin ilerde deli gibi aşık olacağı Lee know olduğunu bilmiyordu
-Yarı texting yarı düz yazı
-+18 sahneler/alkol kullanımı
(Bu benim ilk ficimdir💙✨)
Han Jisung büyük bir krallığın tek oğludur bu yüzden babası Jisungtan hiçbir şeyi esirgememiş ve Jisung`un bir dediğini ikiletmemiş bu yüzden Jisung çok yaramaz bir çocuk olmuş ve derslerini hep aksatıyordu.Jisung babasından sonra tahta geçecek olduğu için bir takım sorumlulukları vardı mesela bunlardan bir kaçı eskrim, coğrafya vb. Ayrıca Jisung hiç ama hiç olgun değildir özellikle 24 yaşında olmasına rağmen birde Jisung eskrim derslerini aldattığı için kendini savunamaz güçsüzdür bu yüzden babası Jisung`a yanında 24/7 olucak bir koruma alır o koruma Lee Minho`dur Jisung ne kadar istemese ve dirensede artık bir koruması vardır.