UNUTMA
Eski bir şarkının melodisi, fütursuzca asfaltı ağlatıyordu. Geçip gidilen yollarda ,süslü kelimelerin izi yoktu. Etrafı saran melodinin içinde, sıkışıp kalmış bir kaybediş vardı. O gün sokağın başındaki bir restorantta , eski bir şarkının melodisi kol geziyordu. Ve o gün , şarkı gökyüzündeki biri için açılmış gibiydi. O şarkı ve o sokak... bir zamanların en büyük aşkına şahitlik etti. Seksen üç yaşındaki Alicia Clark tam da o gün hayata gözlerini kapattı. Alzheimer hastası bu kadının gökyüzüne gitmeden önce son sözü " Unutma!" oldu. Kim bilebilirdi ki bu hasta ve yaşlı kadın için, bu kelimenin ağırlığını. Bir söz vardır. Birinin sesini, kokusunu, adını unutabilirsiniz. Ancak onun size ne hissettirdiğini unutamazsınız, diye. Ne kadar doğru söylenmiş bir söz!
Alicia Clark`ın sessiz sedasız gidişinin ardından, torunu büyükannesinin evine yerleşir. Ve orada büyükannesinin sır gibi tuttuğu geçmişinin kapılarını açar. Evin arkasındaki ağacın altında gömülü bir defter bulur. Ve defterin adı "UNUTMA" `dır. Defter Alicia`nın 20`li yaşlarındaki unutulmaz aşkını ve onunla geçirdiği anlarına ev sahipliği yapmaktadır. Gabriel adındaki genç bir adamla çok büyük bir aşk yaşamış olan Alicia , hayatının büyüleyici anlarını yaşamış ve sevdiği adamı bir kaza sonucu kaybetmiştir.
Gabriel ve Alicia`nın birlikteliğinde , Gabriel`in sevdiği kadından istediği tek söz " Lütfen Beni Unutma ! " dır. Bu sebeple Alicia, Gabriel`le geçirdiği her anı günlüğüne yazmıştır. Fakat zaman içerisinde Alzheimer hastası olan kadın, her şeyi unutmuştur. Tek bir şey dışında! Unutma kelimesinin kalbinde bıraktığı yakıcı hissi…
Alicia`nın ölümüyle birlikte , Alicia ve Gabriel` den geriye sadece " UNUTMA" kalır. Ve bu günlüğü bulan Alicia`nın torunu ,büyükannesinin bir zamanlar yaşadığı büyük aşkını, onun satırlarından dinleme şansını yakalar.
|
ÇINAR MAHALLESİ||Yarı texting
0555***:Artık dayanamıyorum
0555***:Beni gör artık Meyra`m
0555***:Ben artık yönümü göremiyorum ışığım. Kokunu bana saklayıp benim olmanı istiyorum. Meyra, ışığım seni çok seviyorum
Meyra: Yok artık
Meyra: Kimsin sen?
Meyra: Bunlarda ne demek oluyor?
0555***:Biliyorum korkuyorsun ama korma benden. Ben senin saçının tek teline dünyaları yakarım
Meyra:Sana kimsin dedim. Tanımadığım numaradan bana aşkını ilan ediyorsun ve sana inanıp korkmamamı mı söylüyorsun. Sana inanmıyorum.
0555***:Biraz zaman ver bana güzelim. Sana kendimi ve aşkımı inandırmak için biraz zaman ver.
Meyra:Şeye ne dersin?
Meyra:Engel???
Evettttt arkadaşlar hepinize merhaba. İlk kurgumdur bu yüzden yazım yanlışları ve biraz amatörce olabilir. Lütfen destek vermek için bi şans verin kitabımaa. İyi okumalar🫶🏻🥰🥰
|
Bir çift kırık kalp|Texting
Kısa bir lise| texting kurgudur.
Yıllar önce gitmek zorunda kalan bir genç ve onu beklemeyi hiç bırakmayan o genç kız.
Aramızdaki mesafeyi sıfırlamıştı. Elleriyle belimi sıkıca sarıp beni kendi gövdesine doğru kaldırdı. ayaklarımı ayaklarının üstüne basmamı sağladı. Yüzüme doğru eğilip burunlarımızı birbirine sürttü. Az öncekine göre alçak bir sesle konuşmaya başladı. " Aşığım kızım sana, çok aşığım hem de." Yutkunduktan sonra gözlerime bakarak tekrar konuştu. "Bunu gözlerine bakıp söylemek muhteşem bir hismiş."
|
Kara Kraliçe 👑
Genç bir kız herkesin iyiliğini düşünebilir miydi ?
Her zorda kalana yardım etmekten geri durmazken onun canı yanarken gerçekten kimsenin elinden bir şey gelmemiş miydi ?
Ruhundaki ve kalbindeki kırıkları biri görsün ve onu düştüğü karanlıktan çıkarsın istemişti kızcağız.
Geçmişin karanlık yüzü bir gölge gibi onu takip edip peşini bırakmazken bir gelecek kurabilirmiydi ?
Tüm bu soru işaretlerini ortadan kaldırmak onun elindeydi sahi ne demişti genç adam?
" Gitmek kolay ya geride kalanlar onlar ne olacak güzel gözlüm , Ruhum ruhuna kavuşmak için can atarken gidersen ben ne yaparım. Madem ki gitmek istiyorsun tut elimden birlikte gidelim . Ama beni yuvasız bırakma ne olur. "
Genç adamın sesi sadece bir yalvarış değildi bir can çekişti sanki ruhunu da teslim ediyordu sevdiği kadının kollarına.
Genç kadın son kez baktı olmazdı onlardan inanmadı o gözlere kendini okyanusun kalbine doğru bıraktı.
Genç adam sevdiğinin arkasından atladı bir an bile tereddüt etmedi. Sevdalık kitabında yazmazdı yarı yolda bırakmak , bırakamadı genç adam daha önce bırakamadığı gibi.
Ne kadar zor olsa da iki beden okyanusun dibinde birleşti önce elleri sonra kalpleri. Genç kadın inanmıştı bu aşka biraz geç kalsada....
*Tüm Hakları Bana Aittir Herhangi Çalınma Kopyalanma Durumunda Tarafımdan Yasal İşlem Başlatılacaktır.
|
Hükümdar
Engin denizlerin, göklerin, silahların, savaşların ve büyülerin hakimi.
Bilinmeyen bir evrende bilinmeyen bir zamanda...
|
Mavera | Zehirli Kelebek
"İlk önce zehirli kelebekler yutturacaklar ardından onlar uçuşmaya başladığında zehrini akıtarak kusturacaklar."
Sevgilisi Selim`i yakın bir arkadaşıyla basan Gazal, arkadaşlarının gazıyla gittiği partide Deniz`le tanışır. Deniz`in onu görmezden gelmeye başlamasıylaysa işinde başarılı bir fotoğrafçı olan Hazar`la yakınlaşmaya başlar. İlişkisindeki çalkantı ve başarısızlık yetmezmiş gibi markasının batma eşliğine gelmesiyle dayısının şirkete gıcık bir ortak alması bir olur. Gazal ya mesleğini ve işini düzeltebilecek ya da bir daha toparlayamayacaktır.
|
KİNDAR
Dört temel taş, dört elementi simgeliyordu.
Altın,
Gümüş,
Yakut,
Ve Safir....
Dünya yok olduğunda değerli taşların ruhu onu iyileştirdi ve kendi ruhunu dünyaya üfledi.
Taşın ruhu kendi varislerini yarattı ve onlara kendi ruhundan bahşetti.
Artık her taşın bir koruyucusu, yeryüzünde bir hükümdarı vardı.
Bu hükümdarlar kendi aralarında savaştı ve sınırlarını çizdiler.
Birde bu savaştan uzak kalmayı seçen "Değersiz Taşlar" vardı.
Onların diğerlerine göre soluk teni ve gri gözleri vardı. Hayatları griden ibaretti.
Sadece taşın ruhuyla kutsananlar renge bulandı ve yüceldi.
Değersiz taşlar için bir boyut yaratıldı ve onların yaşaması için geliştirildi.
Değersiz taşlar kinle bulanıp kendilerine "KİNDAR" dedi.
Gittiklerinde ise onların diyarından bir şey çaldılar.
Yakut`u...
Onu lanetlediler ve aralarında sakladılar. Kendileri gibi yetiştirip büyüttüler.
Ruh taşı dengesi bozuldu ve taşların diyarı tamamen alt üst oldu. Yakutun yokluğu içten içe onları felakete sürükledi.
Ta ki hükümdarlar boyutlar arası kapıyı açana kadar...
Her yerin griye bulandığı dünyada kendilerine ait olanı bulmaları zordu.
Bu yüzden seçilmişleri toplayıp kendi topraklarına götürmeli ve Yakut`un ruhunu tekrar diriltmeleri gerekiyordu.
Yakut hükümdarlığı tekrar kurulmalı ve koruyucusunu bulup dengeyi sağlamalıydı.
-TÜM HAKLARI SAKLADIR-
|
Levihan: Asillerin Aşkı
"Kendine fazla güveniyorsun." Dedi kral. "Umarım bu senin felaketin olmaz."
Hange gülümsedi.
"Asıl felaket benim! Canavar benim! Bugüne kadar defalarca kez Marley`in yüksek rütbeli askerlerini katlettim. Kimilerinin sevdiklerinin önünde öldürdüm. Ellerim... Ellerim de kana bulandı artık. Onlara her baktığımda kanın bakır metalik kokusunu alabiliyorum, kılıcımdan ve ellerimden damlayan kanları görebiliyorum. Ben onlar için cehennemin ete kemiğe bürünmüş haliydim. Şimdiyse Cehennemin ateşi artık söndü ve onlara dost elini uzatacak... Bu eli kabul etmemek için aptal olmak gerekir."
"Nefret ve düşmanlıktan daha büyük bir aptallık yoktur!" diye bağırdı kral. Hiç olmadığı kadar öfkeli görünüyordu. "Ne pahasına olursa olsun Marley`i barışa ikna et. Bunu baban olarak değil kralın olarak söylüyorum. Bu bir emirdir."
|
Beni Sev Karadeniz
"Kendim için öldüm, senin için öldüm sevgilim."
Bu hikâye, Karadeniz`e sığınışın hikayesi.
Bu hikâye, yaşadığı her zorluğu sabırla soluyan, umudu bittiğinde inadı başlayan Asi`nin hikayesi.
Bu hikâye, kendisini bir gece ansızın terk eden sevdiğine karşı öfke besleyen, Karadeniz`in hırçın adamı Asaf`ın hikayesi.
Karadeniz`de sahile vuran dalga kadar yalnızdı Asi. Bir tarafta sevdiği adamın nefreti, diğer tarafta ise dedesi ve ailesinin öfkesi vardı. Bir de üzerine üzerine gelen ve kimseye söylemediği gerçekler.
Gerçeklerin, acımasız varlığını omzuna yük ederken, yüreğindeki koru söndürme savaşı veriyordu.
Onlar, gönüllü yanıyordu.
Onlar, aşklarını öfkeyle besliyordu.
Onlar, aşkı yaşatmak için savaşıyordu.
"Bu kız kim?" diye sorduklarında diğerleri yine eskisi gibi, "Asaf`ın, Asi`si desinler.
|
Sana Saniyede 100KM
"Nefes alıyorsan umut var demektir; ama nokta koyulduktan sonra `belki` demek umut değil, çaresizliktir."
|
Safir
Safir öyle berrak öyle güzel bir taştı ki ama boyanmıştı yalnızlığa onu kurtaracak bir dal arayan bu kız sonunda bulmuştu berraklığını.
|
CANIMDAN İLERİ
Tek derdi anne olmak olan 32 yaşındaki buzlar kraliçesi manken Özlem`in tesadüfen bir telefon konuşmasına şahit olan ve o kadının anne olmasına yardımcı olmak istediğine bir günde karar veren zeki deli dolu birazda ayarsız Tekin`in kısa ama duygulu hikayesidir.
Kitappad de bu isim ile yayımlanan ilk ve tek hikayedir. Çalınma durumunda yasal yollara başvurulacaktır.
|
Ada Masalı
0543***=Hani okulun saf güzel kızları serserilere aşık oluyordu.
0543***=Sen neden bana aşık olmuyorsun.
☆
Kalbimin attığını sadece senin yanındayken hissediyorum.
♡
|
Ölüm Yankıları
Mina, özel güçlerini ve bu güçlerin vampir ritüellerine etkisini bilmiyordu. Ölülerin çığlık ve yankılarının ardında var olan bir yer. Haritada yer edinememiş bir yer.
|
YAN SİMA
Kapanan sitemizden sonra okuyucularıma buradan da ulaşmak istedim. Merak etmeyin yarım kalmadık, birlikteyiz
***
"Bak Sima." Diye fısıldadım usulca. "Kalbin buz tutsa da yanıyorsun işte."
***
Sima hayatından vazgeçtiği noktaya geldiğinde yaslanacak kimsesi kalmamıştı. Kalbinden geçen hisleri, kimsenin duymadığı sesi ve geceleri okuduğu hikayelerinden başka ona ait hiçbir şeyi yoktu. Umuda tutunmak isteyen ellerini yakmışlardı.
"Ölmek istiyorum." Diye yakarmıştı göğe doğru elini uzatıp ağlarken.
Ve sonrasında büyük bir ışık kaplamıştı her yeri.
Gözlerini açtığında severek okuduğu romanlardan birinin içindeydi. İnsanların büyü kullandığı, kendi gününden çok daha öncesinde geçen ve çok ağladığı romanlardan biri ancak ne baş karakterin ne de herhangi bir yan karakterin bedenindeydi.
En sonunda yaptıklarının cezası olarak zindana atılan, ardından kefaret için kurban edilen kötü kadının bedenine girmişti. Kehaneti bozan, kahramanı tehlikeye atan, sevilmeyen ve sevilmeyecek olan... Meyza Isabel Windfield.
Geride bıraktığı talihsiz hayata dönmektense Meyza olarak kaderi değiştirmeyi yeğlediğinde kitapta kötü sonla karşılaşan diğer adamla, adı anılmayan lanetli Prens`le tanıştı.
Onun topraklarında, onun krallığında.
Kitapla alakalı bildiği her şeyi unutmak zorunda kalacağından habersizce Darien`in çekimine kapılırken öğreneceği bazı şeyler vardı.
Kehanetler yanlış yorumlanırsa felaket getirebilir, doğruları ise bizzat kıyametin kendisi olabilirdi.
Yazılan karakterlerin kaderini değiştirilebilirdi ancak hiçbir şey bedelsiz kalmazdı.
Bir bedel ödemekten kaçıp geldiği dünyada, gözlerini kapatıp tehlikeye atlayacak bir kadına dönüşmek pek çok alameti peşinden sürükleyebilirdi ve Darien`in peşinden lanetli topraklara geldikten sonra unutması asla mümkün olmayacaktı;
Bazen soğuk da insanı yakardı.
|
Cehennemi Yaşamak
Omuzlarımda ölü bir çocukluk taşıyordum. Kimse beni sevmezdi, kimse benimle arkadaş olmak istemez, kimse bana bakmaz, vebalı gibi kaçarlardı benden. Peki suçum neydi? Yanlış bir ailede doğmak mı yoksa herkese korku salan soyadım mı? Her şey Salih Sencer`in kızı olduğum içindi, ben bir celladın kızıydım. Cehennem`e doğmuştum, diri diri yanıyordum. Bizim gibiler için her gün ölmektense bir defa ölmek kurtuluş yoluydu çoğu zaman.
...
Bir çift kahverengi göz...gökyüzünü vadedebilir miydi insana? Kale duvarlarını yıkıp içerideki küçük kız çocuğunu görebilir miydi? Durmuş bir kalbi canlandırabilir, nefes almayı öğretebilir miydi yeniden? Cehennemimde diri diri yanarken küllerinden doğulabileceğini gösterebilir miydi? O bir çift göz seninle yanmaya da varım demişti.
"Cehenneme hoş geldin...Gökhan Vargın."
Cehennemi yaşamış ruhu çocuk olan herkese...
|
Kötü Koca
ÇEVİRİDİR.
Cesare Traon Karl Erzet, İmparatorluk Başkomutanı.
Savaşta üç yıl hizmet ettikten sonra Eileen`e evlenme teklif etmek için geri döndü.
Eileen, Cesare`in evlenme teklifinin samimi olduğuna inanmakta zorlandı.
Sonuçta, on yaşındayken tanıştıkları andan itibaren,
Sevecen adam ona her zaman bir çocuk gibi davranmıştı.
"Ben Majesteleriyle evlenmek istemiyorum."
Uzun zamandır ona olan sevgisi karşılıksızdı.
Bu yüzden evliliklerinin bir anlaşma olmasını istemedi.
Uzun savaş yüzünden miydi?
Normalde soğukkanlı ve mantıklı olan adam değişmişti.
Dürtüsel eylemleri, onun için olan dizginsiz arzusu - hepsi çok yabancıydı.
"Bu sadece sevdiğin biriyle yapılmalı!"
"Bunu evlenmeyi planladığınız kişiyle de yapabilirsiniz."
Bu değişiklik Eileen`in ilgisini çekti.
Ve Cesare ile yakınlaştı...
Akla veya mantığa meydan okuyan şeyler keşfetti.
Eileen, kısa bir süre sonra kocasının birçok kötülüğünü öğrendi.
"Bedenine bile sahip olamadım, Eileen."
Yaptığı her şey onun içindi.
Kötü adam oldu, sadece Eileen`i için.
* Novel bana ait değildir.*
|
Kalp Tutuşması
Bir aile sırf erkek bebek istedikleri için yeni doğan kızlarını başka bir ailenin oğlan bebeği ile değiştirirler. Bu değişiklik kaderi ne kadar değiştirebilir?
Komiser Berzan Pamir Dağran, bir seri katilin peşindeydi. Ülkece aranan bir seri katilin peşindeydi ve o seri katil ile yollarının kesişeceğini hiç kimse bilemezdi. Kavim Erge bile onu arayan komiseri aslında bebekliğinden beri tanıdığını bilemezdi.
Bir kıvılcımla başladı onların kaderi, yavaş yavaş alev aldılar. İkisi de fark etmedi ateşler içinde kaldıklarını. Ateş onların kalbine kadar işledi, kalpleri tutuştu ve aşk onları kalpsiz yapacak kadar yaktı.
Bu yakılan kalplerin hikayesi. Şimdi soruyorum sana, aşk ne kadar yakar bir insanı?
|
Yarasa Ve Kedi
‘İnsan kendi kişiliğinde konuşurken çok az kendisidir. Ona bir maske ver ve sana doğruyu söylesin.’
Oscar Wilde
|
Yıldızlar ve Papatyalar (Askıda)
Ona çekiliyordum, göğsümün altındaki yılan ona bir adım daha atmam için dişlerini geçiriyordu kalbime. Nefretim yine nefrete çekiliyordu, Taner babamın nefretiyle vardı ve ben onun nefretine sürükleniyordum; nefretle büyüyen kalbimi bir nefretin ellerine bırakıyordum bu gece.
🌼
Benim göğsümün altında bir yılan, onun sırtında kanatları vardı. Ben karanlığın beni sürükleyişine başımı eğmiş, o kanatlarını karanlığa açmıştı. Yavuz benim karanlığımın kilidiydi lakin en güzel ışık da onun kaburga kemiğinden akıyordu.
|
GÖKYÜZÜNÜN KÜLLLERİ
Dudak arası silahı, sözcüklerdir.
Ve bazen.
Bazı insanlar.
Sizi sadece sözcükleri ile yaralayabilir.
Bir duygu zamanla körelerek sana zarar verebilir ve bir insan sevdiği yalanını atarak seni öldürebilir.
|
KARA PİYON
Geçmişten yaralı bir kız birdenbire hayatında beliren yabancı ve belirsiz bir adamın ihtirasıyla karşılaşırsa ne olur?
Peki ya geçmişte kaldı sandığımız insanlar tamamen geleceğimizi belirlediyse. O zaman ne olur?
Geçmiş her şeyi altüst edip geleceklerini belirleyecekti peki onların kaderini değiştirebilecek miydi?
Kader geçmişe mi bağlıydı, yoksa geçmiş kaderin iplerini tamamen eline mi almıştı?
Kuklalar kimdi o zaman?
O kuklaların iplerini tutan onlar mıydı, yoksa bu düzende onlar sadece birer kukladan mı ibaretti?
İllegal bir düzen vardı. Düzeni kuran kişi belliydi.
Onlar ise tamamen bu düzene hapsolmuştu. Biri yakıp yıkmak için girerken diğeri bu düzenin içine doğmuştu.
Birinin diğerine ihtiyacı vardı, diğeri ise ona bağımlıydı.
Her şey gizli bir savaştan ibaretti. Her şey içinde bulundukları düzen gibi belirsiz ve karmaşaydı. Bu karmakarışık savaşın içinde kimler oynayan ve kimler oynatılandı?
Kimlerin aldığı tek bir nefes kimlerin izni dahilindeydi? Kimler kimlerin hayat ipini ellerinde tutandı?
|
Yeis
Aşk sonsuz muydu ?
Öldükten sonra da devam eder miydi aşk ?
Bilmiyordum. Bu soruların cevabını bilmiyordum. Ama bildiğim bir şey vardı. Ben Mahra Liva Kandemir , karşımdaki adama tutulmuştum. Gözlerimden yaşlar sicim sicim akarken , düşünebildiğim tek şey Kanerdi. onun Safir mavisi gözleri ve endişeli haliydi.
" Mahra... Yapma."
Gözlerine âşık olduğum adama baktım.
" Ben seni çok sevdim Kaner... İki cihanda da seni sevmeye devam edeceğim... "
" Sus. Mahra sus !"
" Son kez konuşacağım. Bunu ikimiz de biliyoruz... Kaner... Safir`im... Unutma olur mu ? Seni ne çok sevdiğimi... "
Hıçkırarak ağladığım sırada , daha fazla konuşamadım.
Bitmişti.
Mahra ve Kaner`in hikâyesi burada bitmişti.
Bir aşkta iki kişi olmazdı , ama ben onu iki kişi olarak sevmiştim ...
Ve bedelini ödemiştim. Bitti. Bizim hikâyemiz burada , hiç başlamamış gibi bitti...
|
YALANLARIN ARDINDA
Derin`in savcılık kariyeri, adaletin karanlık koridorlarında ilerlemesini sağlayan bir ışık gibiydi. Cesur ve kararlı adımlarla, adaleti arayan genç savcı, aynı azimle sevgilisiyle ilişkisini sürdürüyordu. Ta ki gerçekler, yüzünü saklıyor sandıkları kadar derin olana dek.
Bir gece, Derin`in dünyası paramparça oldu. Sevgilisinin en yakın arkadaşıyla ihanet ettiğini öğrendiğinde, öfkesi ve hüznü arasında sıkışıp kaldı. Ancak ertesi sabah, hayatının olayları daha da karmaşık hale getirecekti.
Sevgilisinin aldattığı genç kadın, ölü bulundu. Polis, sırların ve yalanların ardında yatan gerçeği çözmeye çalışırken, Derin`in de karanlık bir yolculuğa çıkmasına neden oldu. İhanetin ve masumiyetin bedelinin ne olduğunu öğrenirken, Derin`in karşısına çıkan her ipucu, daha da karmaşık bir hikayenin başlangıcını işaret ediyordu.
Karanlıkta kaybolmuş güveni ararken, Derim hem gerçekleri aydınlatmak hem de kendi içindeki yaraları iyileştirmek zorundaydı. Ancak her adımında, gölgelerin izleri onu daha da derinlere çekiyordu.
Duyguları tekrar tekrar yaşardık. Tekrar yaptıklarımızdan pişman olurduk, yine ağlardık yine nefret ederdik. Ama Derin tekrar aşık olabilir miydi? Özellikle karşısında ona elini uzatan adama?
|
Halikarnas'ta Bir Gece
• KİTAP OLDU! •
❝ Her şey o gece başlamıştı. Bardan içeri girdim, içkiyi fazla kaçırdım, sahneye çıkıp şarkılar söyledim ve iner inmez hiç tanımadığım bir adamı dudaklarından öptüm. Şaka gibiydi ama güldürmemişti. ❞
⚝
Tüm geçmişini geride bırakan, kendine yeni bir isim seçip Lâl olarak yoluna devam eden bir kadınla karanlık bir dünyanın en katı parçası olan Valentino`nun sınırları aşan tutku dolu hikâyesi bu. Halikarnas`ta bir barda en aykırı şekilde tanışıp yolları kesişen iki farklı insanın hikâyesi.
Copyright © Tüm Hakları Saklıdır
|
ŞEHİRLİ DAMAT
İclal, Mardin`in köklü aşiretlerinden Meran ailesinin en büyük kızıdır. Çevresindekilerden farklı olarak; kurallara uymaktansa kendi kurallarını yazarak yaşamayı tercih etmiştir. Ancak bulunduğu coğrafyanın bedelini ödemek mecburiyetindedir.
Berkay, Mardin`in bir başka isim yapmış aşireti olan Karaevrenler`dendir. Lise yıllarında ailesini bırakıp yurt dışına çıkmıştır. Kendini töreye göre değil, farklı kültürlerin farklı medeniyet anlayışlarına göre yetiştirmiştir. Ancak geride bıraktığını sandığı hayatı, ansızın, onu yeniden çağırır.
Günlerden bir gün, aralarındaki kan davasını bitirmek isteyen Meran ve Karaevren aşiretleri kan berdeli yapmaya karar verir. Fakat planlamadıkları bir şey vardır: Berdeli gerçekleştirmek için töreye kurban vermeyi düşündükleri İclal ve Berkay, aykırı kişilikleriyle yıllardır süregelmiş olan formatı bozacaktır.
"Bir varmış bir yokmuş diye başlar mutlu sonla biten masallar. Bizimki bir zamanlar diye başladı."
|
Sevgi̇li̇ Eşi̇m
hayatında daha önce görmediği bir bayana evlilik teklifi eder misin? Peki evlilik teklifinin arkasındaki gerçek? Peki ya kocanın psikolojik sorunları varsa? Zeki bir bayanın hayatı evlilik teklifi ile değişecek mi?
|
Portola Valley
" Her doğum içimizdeki sancının sesidir. "
"Değerli sağlık çalışanları, Portola Valley kasabasında çalışacak bir ebe aranıyor. Kaliforniya`nın eşsiz manzarası karşısında büyülenerek minicik bedenlerin doğuşuna yeniden şahit olmak ; anne ve bebek arasındaki o mucizevi bağın kasabamızdaki mimarı olmak istemez misiniz ? "
Yurt dışında yaşayan ve son sevgilisinden de olaylı bir şekilde ayrılan Bahar Danielle Johansen, bu ilanı görür ve kötü anılarını geride bırakmak için mesleğine sarılmanın en iyi ilaç olduğuna karar vererek şehirdeki konforlu hayatı bırakıp hayalindeki kasabaya doğru yola çıkar.
Bahar, kasabaya adım atar atmaz felaket bulutları başından ayrılmadığında aslında hiçbir şeyin ilanda yazıldığı gibi eşsiz ve büyülü olmadığını fark eder. Kandırıldığını anladığında kasabadan ayrılmayı düşünür; fakat birden işler tersine döner ve kasabadan ayrılamaz.
O, yaşadığı yere alışarak kalbindeki aşk tohumunu ekmeye başladığı bir zamanda tüyler ürperten bir cinayetin ortasında kalıverir. Seçenekler arasında sıkışan yaralı ruhu, kalbindeki tohumun panzehrini aramaya başlar.
Geçmişindeki ihanetlerden sıyrılamayan Bahar Danielle Johansen ile aşka inancı kalmayan Dedektif Brendan Wilder`ın hayatları bu kasabada kesişir.Kalplerindeki aşk tohumu tutkuyla harmanlanarak ruhlarında filizlenirken cinayetin soğukluğu bedenlerini ele geçirir.
Üç tohum düştü zamana ; biri 1800`lü yıllarda filizlenirken diğeri 1979`un yaz yağmurlarıyla yeşerdi. Toprağa düşen sonuncu tohum 2016`nın sonbahar rüzgarlarıyla bir süre başka yollarda dans etti ve sonra yavaşça emilerek ıslak toprağa teslim oldu.
Kalbinizin en derininde sakladığınız tohumu toprakla buluşturmanız dileğiyle ..
B.A
|
0% |