YARIM KALAN SATIRLAR
İki yıl süren bir komadan uyandıktan sonra Beren, aklında kalan gizemli sesin sırrını çözmeye kararlıdır. Bu sesin izini sürerken, onu eski bir kitaba ulaştıran ipuçları bulur. Kitaptaki bilgiler, Beren`i Cumhuriyet Savcısı Engin Kara ile beklenmedik bir şekilde bağdaştırır.
|
KARADAĞLI
❝Yüreğindeki ateşin içinde cayır cayır yanıyordu kadının ruhu. Mahkum edildiği hayatı istememişti oysa... çocukluğu gibi çalınıp alınmıştı gençliği de.
Güvendiği her limanın onu yarı yolda bırakmasına da alışmıştı, diğer birçok şeye alıştığı gibi.
Şimdi ise içine düşmüş olduğu bir diğer bilinmezliği anlamaya çalışıyordu.
AŞK`tan haberi olmayan bir kadındı o, güvenemezdi.
Sevemezdi de...
Sevmeyi bilmeyen adam ise ona AŞıK olamazdı.
Üzer ve kırardı...
Bu hikayenin birden fazla kahramanı vardı, lakin hepsi galip gelir miydi... işte orası büyük bir muammaydı.
Kıran kırılırdı, üzen üzülürdü.
Ama adalet er ya da geç yerini bulurdu.❞
🌑
3 0 / 1 0 / 2 0 2 1
ALINMASI, KOPYALANMASI VE ÇALINMASI DURUMUNDA YASAL İŞLEM BAŞLATILACAKTIR 🖇
|
Sonsuzun İlk Günü
" Bir sabah uyandım güne, yaşıyordum. Sonraki gece öldüm. Ağladı arkamdan dört yüz gündür tanıdığım insanlar. Şamanın elinin değdiği her tende gezdim. İlk ruh reenkarnasyonum da altı yaşındaydım, girdiğim beden ise on yaşında bir çocuğa aitti. "
-
Anıl`ın ailesi ile aynı apartmana taşınmak için gelen şaman kızı öldürmek için kehanet uygular ve başarılı sonuçlanır ancak ritüelden etkilenen tek kişi kızı olmaz. Anıl kızına dokunduğu ve annesinin gözlerine baktığı için bundan etkilenip ölür. Ruhlar arası değişimi, reenkarnasyonu da bu sayede başlar. Her yıl şamana dilek dilemeye gelen insanların ruhlarını satın alan şaman onları öldürüp yerine Anıl`ın ruhunu koyar. Şamanın tek şartı ise bir yılın sonunda ölecek olmasıdır.
Ruhlar arasında sıkışan Anıl kaçıncı baharı olmadığını bildiği bir güne uyandığında hayatındaki bu düzeni değiştirmek adına şamana gitmek ister. Gittiğinde ise onu büyük bir sürpriz karşılıyor olur. Çünkü ruhlarının değişimine sebep olan kız çocuğu da ordadır.
|
Kumsalın Hanımefendisi
İşinde gayet başarılı olan Cumhuriyet Savcısı Güneş Parla Adıgüzel. Peki ya bu başarılı savcı vatanı ve işi için olan sevdasına aşk da eklenirse? Peki ya Yüzbaşı Aral Doğuş Örsel? Başarılı bir Jandarma özel harekat Subayı. Bu ikilinin daha yaşayacakları güneşli günleri var. Fakat ya bu güneş onları yakarsa?
Ben Güneş ve Aral`ın hikayesini yazmaya hazırım. Peki ya siz okumaya hazır mısınız?
|
Merak Ettiklerinizi Soruyoruz
Yazarların kitapları hakkında merak ettiklerinizi soruyoruz ve izin verdikleri kadarını sizlerle paylaşmaya çalışıyoruz...
|
KARTAL BEY
TOPRAK SERİSİ 1
Yaşadığı topraklarda adaletiyle nam salmış bir Bey...
Başakların kıskandığı sarı saçları olan, Geveze bir Bülbül...
Geçmiş, sıkıştığı karanlığı aydınlanmak için onların bir araya gelmesini bekliyordu. Onlar bir araya gelip de kalplerine aşk ateşi düştüğünde, geçmiş saklandığı karanlıktan çıkmaya başladı. Aşk ateşiyle yanan kalpler, intikam ateşiyle kül olur muydu?
|
GÜNEÇ
Annelik; bu hayatta bir kadının başına gelebilecek en güzel fakat aynı zamanda en korkutucu his. İçinde kendi kanınla, canınla besleyip büyüttüğün minik bir canlıyı taşımak bir mucize olabilir. Ancak o küçük melek için iyi bir gelecek sunamayacak veyahut onu bile bile kendi zevklerin ya da bencilliğin için bir karanlığa mahkûm edecekseniz, doğurmamanın daha doğru olacağını bilmeniz gerekliydi. Lale bunu yapmamıştı... Sadece anne olmak istiyordu, verdiği kararın arkasında nasıl bir yıkım yaratacağından, en kıymetlilerinin o enkazda kalacağından habersizdi.
Her doğum gününe annesinin mezarı başında giren Güneş, hayatını kurtardığı yabancı ile birlikte hayatıda yeni bir döneme girecekti. Kendi sırlarının ağırlığını taşımakta bile zorlanırken kendinden saklananların ağırlığıyla yüzleşmeye hazır mıydı?
BU KİTAPTA YER ALAN KİŞİ VE KURUMLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA OLAN HERHANGİ BİR BENZERLİK TAMAMEN TESADÜFDÜR.
|
AŞKER
Mardin`de sınır köylereden birine atanan Eylül için her şey yeni başlıyordu. Kendisini tamamen çocuklara atayan yeni öğretmen köy halkı tatafından yadırganacaktı. Bu süreçte kendisine yalnızca amcasının askerleri ve köyün önemli aşiretlerinden birinin ağası olan Civan yardımcı olacaktır.
BU KİTAPTA YER ALAN KİŞİ VE KURUMLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA OLAN HERHANGİ BİR BENZERLİK TAMAMEN TESADÜFDÜR.
|
Dubai Çikolatası Var Mıydı?
İyi Okumalar Dilerim..
|
ÇAKMA ABİ/ TEXTİNG/TAMAMLANDI
0537**: Ne oluyoruz, kimsin sen?
0537**: Annemden girip de babamdan çıkacak kadar ne yaptım acaba çok merak ediyorum.
Siz: Soruyor musun bir de?
Siz: Ulan matematik dersimde aldığım notu aile grubuna atıp `bu kızın haline bakıp Allah`a her gün şükür ediyorum. Ya beni de böyle yaratsaydı?` yazdın ya mal !
0537**: Ben yazdım? Sizin aile grubuna?
0537**: Arkadaşım gece gece yorma beni yol al.
Siz: Kerem beni delirtme! On dakika içerisinde bizde ol. Yoksa sevgilinle yediğin haltları bir bir teyzeme anlatmazsam bana da Laçin demesinler !?
0537**: Biraz daha saçmalarsanız kapınıza gelecek kişi Kerem değil, sapıklığınızdan dolayı polis olacak!
|
UISCE BEATHA (YAŞAM SUYU)
UISCE BEATHA (YAŞAM SUYU) SERİNİN İLK KİTABI
GRAMPIAN DAĞLARININ KORUMA GÖREVİ ÜSTLENDİĞİ DUBHGHAİL, BEYLERİNİN ÖLÜMÜ VE UĞRADIKLARI BÜYÜK SALDIRI ARDINDAN DAHİ BÜYÜK MCGİOLA BEYLİĞİNİN BOYUNDURLUĞU ALTINA GİRMEMİŞ FAKAT SİNEYE ÇEKİLMİŞTİR. YILLAR YILI KENDİ HALLERİNDE İNTİKAM GÜNÜNÜ BEKLEYEN, GÜÇLENDİKÇE GÜÇLENEN DUBHGHAİL BEYİ AODH SONUNDA TOPRAKLARINI MCGİOLA`YA KADAR GENİŞLETMİŞ, İNTİKAMINI ALMIŞTIR. NE VAR Kİ İSKOÇYAYI ÖNÜNDE DİZ ÇÖKTÜREN AODH DUBHGHAİL`İN KUDRETİ BOYU OMUZLARINA DAHİ ERİŞMEYEN CILIZ BİR MCGİOLA KADININA SÖZ GEÇİRMEYE YETMEZ.
|
RAİLWAY KASABASI
1872 yılının acımasız topraklarında, Railway Kasabası; kanunların değil emirlerin hüküm sürdüğü, itaatsizliğin idamla cezalandırıldığı bir yerdir. Gün batımından sonra sokaklara adım atmak yasakken ve herkes bu kurallara boyun eğmişken Valencia Pride, bir gün sokağa çıkma yasağına rağmen erkek kılığında dışarı çıkar. Ancak işler beklediği gibi gitmez ve askerler onu fark ettiğinde Valencia’nın küçük bir adımı, büyük bir felakete dönüşür.
Kasabanın yeni komutanı Devrim Gürkan Karel, kalabalıklar içinde Valencia’nın sırrını gören tek kişidir. Fakat onu serbest bırakmak yerine, kuralları baştan yazacak bir karar alır. Valencia, şimdi yalnızca hayatta kalma mücadelesi vermekle kalmayacak; kendi hayatını ve tüm kasabanın kaderini değiştirecek bir oyunun içinde yer almak zorunda kalacaktır ve bu, yalnızca bir direniş değil, özgürlüğün ateşini yakacak bir mücadele olacaktır.
|
Adı Bahar
Bahar neredeyse çocuk gibi olduğu yerde tepinip, çığlık atacaktı. Zaten heyecandan ölüyordu, bir de adamla o yolu yan yana nasıl gidecekti? Sinan`ın aracın sürücü tarafına doğru yürüdüğünü görünce el mecbur, geçip ön koltuğa oturdu ve hırsla kemerini bağladı. Aslında kızgınlığı kızlara değil kendineydi. Kalbi maraton koşusuna çıkmış gibi atmasaydı şu koltuğa oturmak elbette kolay olurdu ama alçak kalbi her şeyi mahvediyordu.
Sinan da arabaya geçtiğinde kemerini bağlayıp kontağı çalıştırdı ve vitesi attı, Bahar ise o tarafa bakmamaya yemin etmiş gibi kafasını cama çevirmişti. Arkadan gelen kızların kıkırtısıyla iyice sinirlenen Bahar, piknik yerine vardıklarında ikisinde canına okuyacaktı. Araba hareket ettiğinde kafasını çevirdiği camdan adamın yansımasını görünce, ılık bir heyecan bedenini bir an için sersemletti, farkında olmadan ister istemez göz ucuyla bakışları adama bulmuştu bile. Adamın üzerine giydiği buz mavisi gömlek ona o kadar yakışmıştı ki, bir an için onu izlerken resmen nefes almayı unuttu. Kızların sesiyle, girdiği transtan çıkan Bahar onların isteği üzerine radyonun sesinin açmak için elini uzattığın da, adamla aynı hamle yapmanın şokunu yaşıyordu, çünkü şuan elinin üzerinde duran el Sinan`a aitti.
Sinan kızın kendisini izlediğini fark etmesiyle zaten mest olmuşken, şuan ki durumdan bir hayli memnundu. Bu kızlar bugün gerçekten onun lehine çalışıyorlardı. Bahar ateşe değmiş gibi elini çekince, yaşadığı o boşluk hissi ona bir an için tuhaf hissettirse de şimdilik bunu görmezden gelebilirdi. Ne de olsa beraber yaşayacak çok daha güzel anları olacaktı. Radyoya ses verdiğinde, keyifle şarkıya eşlik etmeye başladı aynı zamanda kızı gözleriyle süzmeyi de ihmal etmiyordu ama nazlı yari kafasını yine cama çevirmiş o güzel yüzünü ondan saklıyordu. Kurban olurdu be!
|
Feride
‘’O şerefsizle hiç bir yere gitmeyeceksin!’’ Dediğinde sessiz kaldım, ateş gibi yanan bakışları bana döndüğünde volta atmayı bırakmış bedenini tamamen bana çevirmişti. ‘’Duydun mu?’’
‘’Duydum Kerim abiciğim!’’ Dedim Hande’nin söylediklerine atıfta bulunarak.
‘’Ne abisi ulan? Siz beni komple delirteceksiniz!’’
Söylediğine karşılık ona doğru bir adım atıp çatık kaşlarımla söze girdim.
‘’Ne oldu? Hande söylerken hiç itiraz etmiyorsun ama!’’
Kafasını yukarıya doğru kaldırıp derin bir nefes bıraktığında adem elması yutkunmasıyla birlikte hareketlendi.
‘’Ya sabır!’’
‘’Sana binlik tesbih alayım bol bol sabır çek… Bu kafayla seni ancak o keser!’’
|
ALASAYVAN : İki And Bir Sır
Bu kitap karşınıza çıktıysa bir şans verin derim , belki beğenirsiniz.
Mazide yaşanmış , üstü örtülmüş , hayatta kalabilmek için gizlenen sırları deşen iki insan ; seneler önce aynı yemini etmiş iki insan ve bunların karşılaşmasıyla başlayan hikayeleri.
Yeraltı dünyasındaki iyi insanlar erken ölür. Bunlardan biri de Batuhan`ın babası. Ve bir de babasının katili aile : ..........
Yeraltına gizlenmiş bu sırrı ortaya çıkarmaya çalışan Batuhan ve kardeşinin intikamı için yeraltına girmiş tüm ailesini kaybetmiş bir kadın : Suna BAYSUNGUR
|
Anlaşmalı evlilik
Ben bora karamanlı bi mafya babasıyım annemin ısrarlarıyla anlaşmalı bir evlilik yaptım
Ben esin karaca bi garsonum bi mafya babasının teklifi ile tüm hayatım değişti
|
Kemikler Şehri
"Hayatımda hiçbir şeyi arzulamadığım kadar ölümü arzuluyorum" dedi kız tüm umutsuzluğuyla.
"Karşılıyorum seni zavallı insan.
Beni bu kadar arzulayan bir varlık binlerce yıllık ömrümde bir ilk oluyor."
"Sen benimsin Roesia!"
"Seni elimden Tanrılar bile alamaz."
Diye haykırdı tüm şiddetiyle Ölüm.
____________________________________________________
*Bu hikayede şiddet, intihar, cinsellik unsurları bulunur! 18 yaş üzerine hitap eder!!!
____________________________________________________
(Kitabın benzerinin yazılmasına ve kopyalanmasına kesinlikle rızam yoktur! Olursa da lütfen bana haber edin.)
|
AŞKIN YAŞI
Kadın ve adamın arasında "10 YAŞ"vardı. Ama benim hikayemde"BÜYÜK"olan KADINDI...
|
FİTNESSCI• Yarı Texting
(Kitap yetşkin içerik, nude fotoğraf, küfür ve argo barındırır)
Gece Kuşu; Bunları düşlerken kendime dokunamamak ne kadar zor biliyor musun?
Gece Kuşu; Karnım ağrıyor olsa daha kolay olurdu belki de
Gece Kuşu; Göğüslerim öyle hassaslaştı ki sütyen takamadım.
Gece Kuşu; Bak
Aram yazıyor...
Aram; Dur
Gece Kuşu; *fotoğraf*
.
.
.
Şimdilik bir açıklama bulamadım ama "Badem gözlü baklavalı çöreğin çiçek kokulu güzel perisi" diye yazabilirim.
Kitap ilgiye göre ilerleyecektir. Sevgiler, saygılar.
|
İLK GÖRÜŞTE
Müge üniversiteyi kazanmasıyla birlikte edindiği arkadaş ortamındaki sert mizaçlı ve bir o kadar da kaba, kendini beğenmiş yakışıklı adam ile birlikte sıradan olan hayatı biraz olsun renklenir.
|
BADE'M - EFSANE AŞIKLAR SERİSİ III
Tek bir gece...
Yapılan tek bir hata ve arkası gelen tutkulu bir aşk...
Ele avuca sığmayan bir adam, naif, büyük bir aşkın kucağında büyüyen bir kız ve hiç olmayacak tesadüflerle karşılaşan bu iki zıt kutup...
Aşkın efsane serisinin en çok sevilen ikilisi geliyor...
BURAK ŞİMŞEK VE BADE ERNEZ...
|
AŞKA DÜŞÜŞ
"Biliyor musun?" dedi gözlerimin içine bakarak. Eş zamanlı olarak bana doğru bir adım daha attı, aramızdaki mesafeyi iyice kapattı. Gözlerimi ondan kaçırıp geri çekilmek yerine korkmadan, tüm cesaretimle ben de konuştum.⠀
⠀
"Neyi?" Yüzünde hafif bir tebessüm belirdi. İlk defa yüzüne bu kadar dikkatli bakıyordum. Bu yüzdendir ki günlerdir beraber olmamıza rağmen sol yanağındaki küçük gamzeyi şimdi fark etmiştim.
⠀
"Seninle..." dedi ve sustu. Bu sefer yüzündeki gülümsemeyi daha da büyüterek devam etti. ⠀
⠀
"Başka bir zamanda ve başka bir yerde tanışmış olsaydık..." diyerek bir adım daha attı. Ela gözleri gözlerime odaklıydı, anlamlı bakışları vardı.
⠀
"Ve sen o adamın kızı olmasaydın." diye ekledi ve ilk kez gözlerini benden kaçırdı. Aynı zamanda kaşlarını çattı. Ne zaman babamdan bahsetse yüz ifadesi sertleşiyordu. ⠀
⠀
"Ne olurdu o zaman?" diye sordum merakla. Öfkeyle yanan ela gözleri beni bulduğunda bakışları yumuşadı ve iç çekerek cümlesini tamamladı.
⠀
"Muhtemelen sana aşık olurdum."
Kapak tasarımı @hestianinkalemi`ne aittir.
|
ESİR
"Öldürün o zaman." Duyduğum sert ve soğuk sesle irkildim. Sanki normal bir şeymiş söylüyormuş gibi bir çırpıda söylemişti. Bunların bana yardım etmelerini beklerken daha tehlikeli çıkmışlardı. Ölüm emri verilen adama bakıp vicdanımın sesine engel olarak usulca geldiğim yoldan geri döndüm.
Yanlarından birkaç metre uzaklaşmışken bir silah sesi duydum. Bağırmamak için kendimi tutarak korku dolu gözlerimi adamlara çevirdim. Az önce ölüm emri verilen adam başından akan kanla yerde cansız bir şekilde yatıyordu. Diğerleri de başında hâlâ bir şeyler konuşmaya devam ediyorlardı. Yerdeki ölü adama bakıp kaldım. Hiç acımadan, bir saniye bile düşünmeden öldürmüşlerdi adamı.
"Sen de kimsin?" Birinin beni fark etmesiyle hepsi bir anda bana döndü ama ben sadece az önce ölüm emrini veren adamın soğuk gözlerine baktım.
"Ben şey..." Sustum. Söyleyecek bir şey bulamadım. Karanlıktan dolayı yüzlerini net olarak göremedim.
"Sen ne?" dedi, bana doğru bir adım attı. Eş zamanlı olarak geri gittim. Bir saniye olsun bakışlarını benden çekmezken yutkundum.
"Ben hiçbir şey görmedim." Tek kaşı kalktı.
"Bizi mi izliyordun?" Korkuyla birkaç adım daha geri gittim.
"Öyle bir amacım yoktu." Yine bana doğru bir adım attı. Korkudan tüm bedenim titremeye başladı.
"Ne amacın vardı?" Cevap vermek istedim ama söyleyecek bir şey bulamadım. Tek istediğim şey şu an buradan kaçıp gitmek.
Gözlerim adamın elindeki silaha kaydı. Bu daha çok korkmama neden olurken daha fazla durmanın bana bir faydası olmayacağına kanaat getirdim ve koşarak yanlarından uzaklaştım.
"Yakalayın şunu!" Arkamdan bağırdı. Bunu duymak daha hırslı bir şekilde koşmama neden oldu.
Resmen başımdaki bela birken iki olmuştu. Koskoca ormanda bir mafyadan kaçarken bir başkasının kucağına düşmüştüm.
|
KARANLIK
"Bade Karahanlı." Duyduğum tok sesle eş zamanlı olarak derin bir nefes aldım, ağır hareketlerle sesin geldiği yöne döndüm. Kapıyı yavaşça kapattı, gözleri beni buldu.
"İsmimi bile öğrenmişsin." Dudakları yana kıvrıldı, bana doğru geldi.
"Öğrenmek zorunda kaldım diyelim." Gülümsedim, biraz daha yaklaştı, birkaç adım geri gittim ama sırtım soğuk duvara temas edince durmak zorunda kaldım. Fakat o durmadan üzerime gelmeye devam etti. Kaçmak için sağ tarafa doğru geçecekken kolunu önüme kalkan etti. Boş bir anında sol taraftan kacayım dedim ama bu sefer de diğer koluyla önümü kapattı. Tamamen onunla duvar arasında kalmıştım, kaçmama izin vermiyordu. Sırtımı duvara yasladım, yemyeşil gözlerinin içine baktım.
"Ne yapıyorsun?"
"Konuşmamız gereken şeyler var."
"Evet var ama bunu aramızda mesafe varken de yapabiliriz."
"Yapamayız, böyle konuşmak istiyorum." Cevap verecekken gördüğüm şeyle sol gözünün altına düşen kirpiğini nazik bir şekilde aldım.
"Kirpiklerin dökülüyor." Dudaklarındaki tebessüm büyüdü, sessiz kaldı. Sağ yanağında küçük bir gamzesi vardı, yakın olduğumuz için fark edebilmiştim. Kirpiğe usulca üfleyerek gözlerimi yeşillerine çevirdim.
"Badem yağı sürebilirsin, çok iyi geliyor." Tek kaşı kalktı, söylediğim şeye şaşırmış gibiydi. Fakat bu şaşkınlığı üzerinden çabucak atıp kaçmamı engellemek için önüme kalkan ettiği elini duvardan çekti, cebine attı. Merakla ona bakarken elini cebinden çıkardı, badem şekerlerini uzattı.
"Yer misin?" Elinden bademleri alarak birini ağzıma attım.
"Çok severim." Biraz daha yaklaştı, derin bir nefes aldı.
"Badem şekeri gibi kokuyorsun." Badem şekeri mi demişti o? Şaşkınca bakarak elimdeki bademleri kokladım.
"Güzel kokuyorlar yalnız." Başını salladı.
"Biliyorum." Gülümsedim, kendisi de bir şeker yedi ve ekledi. "O yüzden söyledim zaten."
|
YAKAMOZ
Yakamoz nasıl oluşur bilir misiniz?
Denizde yolunu kaybetmiş, yalnız kalmış ve ışık saçan canlıların bir araya gelmesiyle, onların birbirlerine dokunmasıyla oluşur.
Bu da bizim bir araya gelme, birbirimizin hayatına dokunma hikâyemizdi.
Bu, beş kişinin yakamoz oluşunun hikâyesiydi.
Farklı yerlerde ışık saçan beş kişiydik. Bir araya geldik, birbirimizin hayatına dokunduk, ışığımız parladı, yakamoz olduk.
Birimiz sönsek yakamoz kaybolurdu. Karanlıkta kalır, yolumuzu kaybederdik.
Fakat biz ne söndük ne de kaybolduk.
Biz, dünyanın en güzel yakamozu olduk.
|
İhanetin gölgesinde
+18 içerir!!!
Fırat Alkanlı, babasının mafya imparatorluğuna bir varis verme baskısıyla boğuşan bir adamdır. Karanlık geçmişinin gölgesinde, aşkı bulmak ve kaybetmek arasında kalmıştır. Zara Akın ise, hasta büyükannesinin masraflarını ödemek için çaresizce mücadele eden genç bir kadındır. İkisi, zoraki bir ilişki içinde karşılaştıklarında, hayatlarının gidişatı değişecektir.
Ancak, ikisi de karanlık sırların ve ihanetin pençesinde sıkışıp kalacak; aşk ve sadakatin sınandığı bir yolculuğa adım atacaklardır.
İhanetin Gölgesinde, tutku, ihanet ve hayatta kalma mücadelesinin iç içe geçtiği bir hikaye. Geçmişin izleri ve geleceğin belirsizliği arasında, birbirlerinin ruhlarına dokunacaklar
Peki ya Fırat`ın gerçek yüzü farklıysa?
|
GÜL GÜZELİ
Dönem hikâyesidir.
🌹
Bir köprüde iki inatçı keçi.
Biri Çamlıhemşin yaylalarının Laz kızı Narin, diğeri Çukurova`nın güzide Bey`i Ferman.
🌹
Narin, teyzekızının yapacağı doğum için hiç bilmediği Çukurova`ya gittiğinde bir anda kendini içinde bulduğu kavgada Çukurova`nın en saygıdeğer ailesinin biricik kızını kurtardığından bihaberdi.
|
0% |